24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUKİKK1 28 İkinciteşrin 1938 Küçük hikâye Papağan Charles Silvestre'den madan bahçeden bahçeye atlıyordu. Nihayet, altmışhk bir mütekaid olan Mösyö Emil'in bahçesine geldiler. Matma zel Solanj bağırıyordu: Gitme Totor gitme. Sensiz ne yaparım? Bu esnada, Mösyö Emil küçük köşkünden çıktı: Hayır ola matmazel. Komşunuz olduğumu galiba unutuyorsunuz. Ve boyunu gösterir gibi gerindi, gözlüğünü düzeltti ve daha nezaketle: Size ne gibi bir hususta yardım edebilirim? diye ilâve etti. Papağanımın arkasından koşuyorum. Mösyö Emil, küçük bir ağacın dalında duran papağana yaklaştı ve sezdirmeden çevık bir sıçrayışla onu yakaladı. Matmazel Solanj Mösyö Emil'e hayran hayran bakarak: Onu kafesine kadar götürmenizi rica ediyorum, dedi. Hayatımı kurtarmış oldunuz. Mösyö Emil biraz çapkın bir eda ile: Pek değil matmazel, dedi Sizin hayatınızın çok daha yüksek kıymcti vardır. Neyse Totor tekrar kafese kondu, Matmazel Solanj Mösyö Emil'e hara retle teşekkür etti. Şuradan buradan konuştular. Mösyö Emil hâlâ kendini genc hissettiğini söyledi, Matmazel Solanj, kendisinden on yaş büyük olduğunu hatırlattı. Erkek, ihtiyar kızdan tekrar gelmek müsaadesini alarak gitti. Ve böylece, Matmazel Solanj'a, hergün öğleden sonra gelmeği itiyad edindi. Matmazel Solanj, Mösyö Emil'den ziyade papağanile meşgul oluyordu. Erkek bundan çok müteessir oluyor, fakat teessürünü göstermek istemediği için, Totor'un se vimliliğinden dem vuruyordu. Bir akşam, Matmazel Solanj'ın nasıl yün ördüğünü görmek bahanesile, cesaretlenerek ona yaklaştı ve ilânı aşk etti.. Matmazel Solanj cevab olarak dedi ki: Bakm Totor size nasıl fena bakıyor? O akşam Mösyö Emil, gitmeden evvel, Totor'a kindar bir bakış fırlattı. Bereket versin Solanj bu bakışı farketm«di. NOTLARİ Gece resimleri Eskiden, objektiflerimizi uyandırabilmek için, yedi kat âlemin üstünde ezelî bir ampul edasile ışıldayıp duran güneşin mutlaka bir güler yüz göstermesi beklenirdi. Medeniyetin, her müşkülü oyuncak eden zekâsı pankromatik fılimleri vücude getirdikten sonra, adesenin bu esareü de tarihe geçti, giti. Filhakika, güneşin uykuya çekildıği saatlerde, mağnezyum tozile potasyum perklorattan ibaret bir halitanın açıkta iştialinden elde edilen ışık, optüratörünüzün açıldığı an kadar kısa bir müddetle payidar bir güneş yaratmaktadır. Ancak, koca güneşin zıyası bile, seyyareden seyyareye ulaştıkça kudretini kaybettiğine göre; bunun bir zerresinin zerresinden bile küçük bir mikyas olan mağnezyum zıyasının, plândan plâna geçerken nasıl zayıflıyacağı kolayca anlaşıhr.. Pankromatik emülsüyonun keşfi ise, bir tiyatro sahnesi, yahud mufassalan aydınlatılmış bir suvare salonu gibi gece manzaralarının umumî ışıklanndan, gündüze yakın bir nisbette istifade edebilmek sistemini vücude getirdi. Mağnezyum sisteminde iken, gerek filimlerin hassas olmasına, gerekse objektiflerin bugünkü yüksek kudretlerine ihtiyacimız yoktu. iyi bir antihalo cam ve iyi takdir edilmiş birer diyafram, reve lâtör ve mağnezyum nisbetlerile, enstantaneye yakın vaziyetler tesbit ediliyordu. Ve hatta bugün bu sistem çok tekemmül de etmiştir. Ampul halinde kullanılan mağnezyum dozlan, portatif elektrik ccreyanı ve çok dikkatli bir optüratör iştirakile, öyle muntazam işlemektedir ki; bu aletlerle doğrudan doğruya enstantane resim almak imkânı elde edilmiştir. Matmazel Solanj tuhafiyeci dükkâ nmı satıp babçeli küçük bir ev satın aldı. Ellı yaşındaydı, anası babası hâlâ yaşıyordu, bekârhğın hazin yalnızlığı nedir bilmiyordu. Ekseriya şöyle derdi: «Bir koca mı? Paralarımı yemek için, öyle mi? Allah göstermesin!» Matmazel Solanj henüz bozulmağa başlıyan güzelliğini bir dereceye kadar muhafaza ediyordu. Geniş sarışın çehresi kahn örgülü bir sacla çerçevelenmişti. Iradıle geçinen Madam Brüt onu bazı bazı ziyarete gelirdi. Bir bahar ak şamı Matmazel Solanj Madam Brüt'e: Görüyor musunuz madam, dedi, insan dünya işlerinden elini ayagını çekti mi dostlan tarafından unutuluyor. Kendimi o kadar yalnız hissediyorum ki! Ne münasebet Matmazel Solanj. Sizin kanmız hâlâ kaynıyor. Size yal nızlığınızı unutturacak bir arkadaş bulmağa çahşacağım. Sonbahar sonunda bir gün, Madam Brüt nefes nefese gelerek satıhk bir papağan bulduğunu bildirdi. Matmazel Solanj: Yalnız resimlerinden bilirim, dedi. Papagandan korkarım doğrusu. Korkacak ne var canım? Papağan konuşan, insanı tatlı tatlı dinleten hoş sohbet bir kuştur, size iyi arkadaşlık eder. Galıba Brezilya'da doğmuş. Yedi ya şındadır. Makul olsa gerekMatmazel Solanj, ellerini kalçalarına götürerek: Bir hayvandan başka arkadaş bulamıyacak mıyım? dedi. Papağan konuştuğuna göre hay van sayılmaz. Unuttum size söyliyeyim, belediye reisinin karısı da bu papağanı görmüş ve çok beğenmiş. Siz bilirsiniz, herhalde kaçınlacak bir fırsat değildir. Peki, nerede satılıyor bu papa ğan? Satan adam Bordeaux Kmanmda vapur hamalıdır. Birkaç gündür ki bu radadır, Aşağı sokaktaki iskemlecinin evinde oturuyor. İ Solanj, Madam Brüt'le beraber iskemlecinin evine gitti. Adam, omzunda papağanile, onları karşıladı: Papağanı görmeğe mi geldiniz? İşte, kbleniz Totor. Solanj hayretten gözlerini alabildiğine aemıştı. Bu, kanadlı bir kuştan ziyade bh* neYİ insan, adeta kellifelli bİT jahsiyetti. " ~ *'' 'Papağanın sahibi d«vam ediyordu: Papağanımı beğendiniz, değil mi teyze? Fakat onu sarmısakla beslemek lâzım. Bilseniz, bu kâratadan ayrılmak bana o kadar hüzün veriyor ki! Münasebetsiz lâflar söylemiyecepinden emin olmak isterdim! Merak etmeyin teyze. Totor kibar do^mustur. Matmazel Solanj ürpererek: Onu satın alıyorum, dedi. Lutfen kafesine koyunuz ve cvime kadar getiriniz. Paranızı evde veririm. Yarım saat sonra papağan Matmazel Solanj'ın evinde, yuvarlak bir masanın i üzerindeydi. îhtiyar kız, Totor diyerek kafese yaklaştı, fakat Totor hiç oralı olmuyor, tüy frağı içinde hareketsiz duruyordu Kızcağız, ona bisküvit ikram etti. Neyse Totor bisküvitle suyu kabul etmek lutfunda bulundu. Birdenbire Solanj'a tuhaf tuhaf baktı ve müstehzi bir sesle bağırdı: Gary Cooper «Cazino de Paris» sahnesinde... Gary Cooper Maurice Chevalier'nin daveti üzerine ezile büzüle halkın huzuruna çıktı ve pek çok alkışlandı Paristen yazılıyor: Çarşamba günü saat bir buçukta Gary Cooper'in Parise geldiğini ve Maurice Chevalier'ye misafir olduğunu haber aldun. Fakat bu havadise oldukça can sıkıcı bir haber daha ılâve olundu. Artist muharrir ve gazeteci olarak hiç kimse ile görüşmek istemiyormuş. Hemen Maurice'e telefon ettim. Ko mik, san'atkârın V inci Georges otelinde olduğunu söyledi. Otele müracaat ettim: Sizi aldatmışlar! Cevabını aldım. Fakat öteden beriden yaptığım tahkikat asıl V inci Georges oteli kapıcılarının beni aldatmakta olduklarını meydana çıkardı. Onun için misa firhanenin holüne girip beklemeğe karar verdim. Intizar uzadıkça önümdeki tablada da içtiğim sigaraların bakiyyesi kocama.ı bir yığm teşkil etmeğe başladı. Saat altıya yaklaşmıştı. Sabnm tükenmek üzere idi. Lâkin kendi kendime metanet telkin etmek için mütemadiyen irademi kamçılıyordum. Nihayet sabnmın ve tahammülümün mükâfatmı gördüm. Döner kapıdan şık giyinmiş beş kişi içeriye girdi. Ikisi kadın, üçü erkek.. Bir tanesi de Gary Cooper'in ta kendisi.. Lâciverd bir elbise, koyu kahve rengi bir şapka giymiş. Ayaklannda san ayakkablar, yakasında kırmızı bir karanfil.. Hemen göğüsleyip konuşmaya başlamak biraz nezaketsizce bir hareket olacakh. Onun için apartımanına kadar çıkmasını bekledim. Kapıcı vasıtasile telefon ettirmek istedim. Mubarek adam gene aksilendi: İmkânı yok, dedi, Mösyö Cooper kimseyi kabul edemiyeceğini, hususile gazetecilerle kat'iyyen görüşemiyeceğini söyledi. Pekâlâ! Anlaşıhyor ki gene beklemek lâzım.. Sekizi çeyrek geçeye kadar oturdum ve o arahk artistin geceyi «Casino de Paris» de geçireceğuıi öğrendim. lelâcelç yemek yedim, haydi oraya.. tı Saat onu çeyrek geçiyor.. Bir saatten beri Casino de Paris sahnesinde numaralar birbirini takib ediyor. Ondeki localardan biri boş.. Anlaşılıyor ki üstad oraya gelecek.. Sahnede Ingiltere Kralı VII nci Edward'ın Paris operasmı ziyaretine aid bir hatırayı canlandıran bir tablo gösteriliyor.. Tam o sırada aktörlerden bıri halka hitaben: 2u akşam salonumuzda hep birlikte kendisini selâmlıyacağımız bir şahsiyet var! Dedi. Herkesin gözleri etrafta dolaştı. Baktım, Gari Cooper karısı Sandra Shaw ve kayın babasile kayın anası birlikte olduğu halde locaya girdi. Gary siyah gözlük takarak kendisini merakhların nazarından saklamak istemişti. Fakat bu arzusu muvaffakiyetli bir netice temin edemedi. Sahneye çıkan sempatik komik Maurice Chevalier, Gary'yi halka takdim ettiği gibi Amerikalı artistten de kendisinin yanına gelmesini rica eyledi. Gary ezile büzüle sahneye çıktı. Ingilizce olarak halka teeşkkür etti. Maurice'in elini sıktı ve çok alkışlandı. Neyse, çok şükür numaralar bitti. Gary'nin maiyetile birlikte kulise giden kapıya dogru ilerüedegini gördüm. HerV>al S iN E M A RADYO aksamkî program^ Operalar ve operetler 22,05 Athlone: La Boheme. 22,05 Mılâno: Kont do Luksenburg. Büyük konserler Oda musikiteri 18,05 Varşova: Orkestra konseri. 20,35 Sofya: Beethoven'ın eserleri. 21,15 Doyçlandzender: Fılâxmonik or kestra. 21,15 Vıyana: Buyuk orkestra konseri. 22 Hılversum II: Buyuk senfonik konser. 22,10 Beromünster: Konser. 23,15 Hüversum I: Orkestra konseri. 23,50 Strassburg: Orkestra konseri. 24,20 Toulouse: Orkestra konsert. Solistlerin konserleri 18,05 Berlin: Trio ile Brahms'ın eserleri. 18,20 Roma: Müntehab parçalar. 19,25 Laypzıg: Seçme havalar. 22,05 Saarbrucken: Kuvartet konseri. 22,15 Londra (Regional): Konser. 23,05 Paris (P. T. T.): Müntehab havalar. 23,35 Doyçlandzender: Küçük gece konseri. 19,15 Kolonya: Viyolonsel musikisi. 19,45 Doyçlandzender: Pıyano musiki.si. 21,05 Lılle: Pıyano konseri. NÖBETÇİ ECZANELER Gary Cooper de Maurice Chevalier'nin locasına gidi yordu. Ben de peşinden.. Fakat arkamdan da kadın erkek bir sürü halk geli yordu. Komiğin locasınm kapısı arkasından sürmelenmişti. Anahtar deliğine ağzımı yapıştırarak: Halo Maurice, kâşanenize ginneme müsaade eder misiniz? Diye bağırarak kendimi tanıttım. Kapı açıldı. içeriye girdim. Maurice beni sevimli artiste takdim etti. Kısaca konuştuk. Pariste nekadar kalacaksıniz? Bir hafta.. Sonra Holivud'a hareket etmeğe mecburum.. Çünkü «Son hu dud!» filmini çevirmek için beni bekliyorlar. Peki General Pershing ve Cumhur Reisi Lincoln'ün hayatı hakkında kordelâlar yapacakhnız! Henüz bunlara sıra gelmedi. Pariste geçirdiğiniz ilk yirmi dört saatten naen^njıa^^usunuz? . , , Çok memnunum. Jules Bafry ile tanıştım. Onun ingilizce benim fransızca bilmemekliğime rağmen anlaştık, Artist, benimle birlikte Maurîce'ten müsaade aldı. Casino de Paris'nin kapı sından çıkarken meraklı bir kalabalık tarafından alkışlandı. Bu gece şehrımizın muhtelif semtlerindekı nobetçı eczaneler §unlardır; Istanbul cıhetı: Emınonunde (Kâzım), Kuçükpazarda (Hikmet Cemil), Alemdarda (Ali Rıza), Kumkapıda (Belkis), Bakırkoyde (Merkez), Fatıhte (Asaf), Eyubde (Hikmet Atlamaz) eczanelen. Beyoğlu ciheti: Tünelde (Matkoviç), Yüksekkaldmmda (Vıngepulos), Galata Topçular caddesinde (Yıçepulos), Parmakkapıda (Kemal Re • bul), Osmanbeyde (Şark Merkez), Halıcıoğlunda (Barbud), Kasımpaşada (Muey yed) eczaneleri. Kadıkoyde Moda ve Altıyolda (Merkez), Sarıyerde (Nurl), Büyukadada (Şinasi Rıza), Heybelıde (Halk), Usküdarda (Imra hor) eczaneleri. Fakat, hassas filim ve yüksek kudretli objekrif usulile aydınlık bir salonda yapılacak hafif bir gece enstantanesini, magnezyumla yapılan enstantaneden ayıran bariz farkı tetkik edersek; birincide, bütün sahnenin tabiî halindeki aydınlık derecesini aynen tesbit ettiğimiz halde, mağnezyum sahnesinde, ışık membaına en yakın olan plânın tam aydınlık almış olmasına mukabil, ondan sonra birdenbire başlıyan bir karanlığm birdenbire arİki gün sonra mutaddan daha erken tan tekâsüfünü görürüz. ! geldi ve kapı kapanmamış olduğu için (Zıya) nın umumî surette taksim edilgizlice içeri girerek Totor'un ken«vir tohumuna bir zehir kattı, Solanj'a, papa diği salonlarda, filminizin ve objektifiniğan için bisküvi getirmeğe gidiyorum di zin ve hatta revelâtörünüzün kalitelerine ye seslendi. Solanj yukarıdan teşekkür güvenebildiğiniz nisbette hareketli sahneetti, çok âlicenab ve şefkatli olduğunu ler yakalıyabilirsiniz. Lâkin, mağnezyum usulile yapılacak gece resimlerini aynca söyledi. Akşama doğru, Mösyö Emil, elinde tetkik etmek muvafık olur. bisküvi paketile geldi. Fakat daha eşikten atlar atlamaz içeriden bir hıçkırık s€si duydu. Dehşete düşmüş görünerek içeri girdi. Matmazel Solanj sızlanıyordu: Zavallı Totor'um, öldü. Mümkün mü bu? ÖldüVe Mösyö Emil'in kollarında kendini kaybetti. Ayıldığı zaman, Mösyö Emil sevincini saklamasını bildi, akşamı ya nında geçirdi, Totor'un mezannı elile kazdı, Solanj, çözülnremiş bisküvi pa ketinin zavallı Totor'un cesedi yanına bırakılmasını istedi, Mötyö Emil onun bu arzusunu da yerine getirdi. Altı ay sonra Mösyö Emil ona evlenme teklifinde bulunuyordu. Matmazel Solanj, yaslı zamanmda kendisini teselli etmiş olan Mösyö Emil'in bu teklifini kabul etti, ve evlendiler. Beyoglu Halkevinden: 1 1/12/938 perşembe günü saat 18,30 da Evimizin Tepebaşmdakı merkez bina sında mimar Sabri Oran tarafından «Modern mimarî» mevzuunda konferans verilecektir. 2 Herkes gelebılir. Yeşilay kurumu genel sekreterliğinden: Kurumumuzun yülık kongresi 3/12/938 cumartesi gunü saat 13,30 da Cagaloğlundaki Emınonu Halkevi salonunda yapüa caktır. 4 BOtün* Yesnâyhîarm gelmeleri rica olunur. Konferans Yeşilayın kongresi Yeni eserler Marcel Pangnol'un bu güzel piyesi İsmet Mardam tarafından turkçeye çevrilmiştir: okuyucularımıza tavsiye ederiz. Caz N. G. Uludağda kış sporları İnek! Inek! • Solanj sordu: İnek diyorsun, değil mi? Sakın kö'yde büyümüş olmıyasın? İki gün sonra, Matmazel Solanj, Madam Brüt'ün, kendisi hakkında, şu sözlerini duydu: «Bıkıp usanmıştım, şikâyetlerinin ardı arkası gelmiyordu. Artık pa[ pağanile ne konuşursa konuşur!» Hasad mevsimande Totor için Paristen güzel, yaldızlı bir tünek getirtti. Totor'u kafesten çıkarıp tüneğin üstüne bıraktı ve sevincinden: Bak sana hürriyetini veriyorum, inediğin gibi kımıldıyabilirsin, diye haykırdı. Pencereyi de açık bırakmıştı. Totor r'ırur mu? Hemen pencereden kaçtı. T Tatmazel Solanj, eve dönmesi için ona "kadar yalvardıysa para etmedi. Totor komşu bahcelerde kosuyordu. Matmazel psı'np dü'tü. fakat Totor dur Bursa, (Hususî) Havalarm fevkalâde güzel ve güneşlı gıtmesi bayramda Uludağa çıkanların çok işlerine yaramıştır. Gerçi istenildiği kadar kar yoktu. Fakat otomobillerin, otele kadar açılmış olan karlı sahadan, gitmesi birçok sporcuyu Uludağa kolaylıkla çıkarmıştır. Otel civarındaki karla kendilerıni tatmın edemiyen sporcular zirveye doğru çıkarak orada zevkle kayak yapmışlardır. Oteldeki seyyahlar arasında İngıliz ve Almanlar ekseriyeti teşkil ediyordu. 0tel, baştan başa tamir, ıslah ve tezyin edilmiştı. Salonlar, istirahat yerleri, yatak odalan, yeni eşya ile düzeltilmişti. He rtaraf yağlı boya ile yeniden boyanmıştı. Kayakevinin ve diğer dağ evlerinin noksanları da kâmilen tamamlanmış Mösyö Emil'e gelince; saadetini bir ve oteller kış hazırlıklarını bıtirmişlercinayete medyun olduğunu söylemiyor dır. Bayramda Uludağa çıkanlar, yeni du: Papağanın yerini aldığmı itdraf et tertibatı çok beğenmişlerdir. Bu sene dağın daha ziyade rağbet göreceği ve damekten utanırdı. ha geniş mikyasta kar sporlarına sahÇeviren: ne olacaŞı muhakkaktır. CEVAD SADIK DOROTHY LAMOUR YARATTI CARUSO'nm MANUELLA Çarşamba akşamı M E L E K NEFİS BİR ŞAHESER S Ü M Genc muharrirlerimizden Ali Kemal Meram, en son yazdığı hikâyelerini bu isim altmda, zariı bir cildde toplamı^tır, fiatı •^ Gelecek senenin ilk ayında Ameri 40 kurustur. kadan Fransaya gelecek olan Charles Boyer, Fransız muharriri Marcel Achard'ın «Korsan» namındaki piyesinden iktibas Vefat İstanbul Zührevî kadın hasedilmiş olan bir filim çevirecektir. Charles tanesi başhekimi Dr. Naci Erımin valihali hazırda îrene Dunne'le birlikte Holivud'da «Aşk meşguliyetleri» isminde bir desi Bayan Hatice Semiha vefat etmiştir. Cenazesi bugün öğle namazını mütekordelâ vücude getirmektedir. akib Beyazıd camiinden kaldınlarak •^ Sonja Henie Amerikada kendi medfeni mahsusuna defnedilecektir. Almemleketine aid bir filim çevirecektir. Bu lah rahmet evlesin. kordelânm ismi «Norveçteki şato» ola cakrır. Eserde artiste gene Tyrone Power partönerlik edecektir. •^ Ingiliz muharrirlerinden Charles Turgenef H. Rifat Dickens'in meşhur eseri «Noel şarkısı» İklimler gibi. İlk Aşk gibi fılmi çekilmektedir. Bu kordelâda baş rolDuman da 3 üncü defa baleri Lisnel Barrymore ile küçük Terry sıldı. Bu rağbete bizde hiçKilburn ve Reginald Owen oynamakta bir tercüme mazhar olmadl. 75 kuruş. dırlar. l TURAN TİYATROSU Skala de Milano'nun meşhur tenonı Halk gecesi Halk san'atkârı Naşid, Önümüzdeki ÇARŞAMBA akşamından itibaren okuyucu Semiha MOLLA İFTARDA IPerde KARNAVAL 2 Perde. Localar (100) Her Senenin en büyük musikili filmi olan yer (20).Paradi (10) kuruş. j Bir tk! satırla Esir r Ölü m Duman rakibi TİTO SCHIPPA E R sinemasında ERTUĞRUL AŞK ŞİİR GÜZELLİK MUSİKİ ve HEYECANLI MACERALAR FİLMİ sinemasında Süper filminde şarkı söyliyecektir. SADİ TEK Tiyatrosu Taksimde (Bu gece) umumî arzu üzerine KUDRET HELVASI Meşhur Vodvil 3 Perde Tel: 40099 Tamamile Memleketimizde ve aid olduğu sahneler MiLO ADASINDA çekilen Yarın akşsm İ P E K v e S A R A Y sinemalarında AYNAROZ KADISI 8a; rollerde: Behzad i. Galib Emin Belli Halide Mahmud Şevkiye • Muammer • Sergisi seyahatlerine gideceklerin dünyanın en büyilk vapurları olan N A T T A* nın NEW YORK MARY Kamaraları ve en muazzam otellerde odalan ayrılmıştır. ( QUEEN NORMANDIE ) de H A Z I M V A S F i C Bu vapurlarla hususî gitmek istiyenlere yer verilebilir. Müracaat : NATTA Galatasaray, İTA Perapalas karşısı Telefon : 44914 Telefon : 43542 J Numarah koltuklar her iki sinema gişesinde satılmaktadır. Telefon : IPEK 44289 SARAY 41656
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle