23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 21 Şub'al 1937 f Şehlr ve Memleket Haberleri ) Tarihî tefrika : 39 Siyasî icmal Almanya İtalya Avusturya Yazan : M. Turhan Tan (Tercüme ve iktibas edilemez) Hünkârın kafasında yeni bir ışık! Hurrem, kalbinin hâkimiydi, yeni veziri İbrahim de zevkinin hizmetkârı Yeter süründüğün yerde ibrahim. Şükranının üst tarafını akşama sakla. Dilin yapamadığmı saz yapar. Gün battıktan sonra olanca hünerini gösterirsin. Hem ırlar, hem çalarsın. Ben de beste lerinde Sadrıazamın sevincini, şükranını sezip memnun olurum. Bugün yapılacak işler var. Vaktini heder etme. Halka ve memlekete vezirim olduğunu ilân et, tellâl çığırt, ulak çıkart, divan kur. Haydi Allah yüz aklığı versin, yardımcın olsun. Yalnız kalmak, Hunemi düşünerek clemsiz bir tahassür saati yaşamak isti yordu. Ayni zamanda yeni vezirini işe alıştırmak gaygusunu güdüyordu. Onu, an'ane ve usule saygı göstermiyerek bir ~ den Sadrıazamlığa yükseltmekle vezirleri kıskandırmış, halkı da hayrete düşür " müş olduğunu biliyordu. Bu sebeble biraz meraka da kapıldı. Ibrahimin, ken dini küçük görecek, mühimsemiyecek olan Kubbealtı vezirlerine karşı nasıl davra' nacağını, halkın hayretini nasıl gidereceğini öğrenmek için sabırsızlanıyordu. Onun zekâsına büyük bir itimadı vardı. Devlet işlerinde kullanılmamış, tecrübe görmemiş olmasma rağmen kendinden önce o makama geçen vezirlerin çoğunu gölgede bırakacağını umuyordu. Bunun" la beraber gene meraktan kurtulamıyor" du, Kubbealtında alacağı ve halka karşı takmacağı vaziyeti kavramak için enikonu telâş ediyordu. Bir yandan Hurremi, bir yandan İb rahimi düşünmek Hünkârın kafasında yeni bir ışık ta uyandırmıştı. Gözdesile vezirinin, kendi varlığı için pek lüzumlu şeyler olduğunu artık vuzuh ile anlıyordu. Onlardan biri kalbinin hâkimiydi, öbürii de zevkinin hızmetkârıydı. Hur remi kaybederse kalbsiz, İbrahimden ayrılırsa zevksiz kalacağını hissediyordu. O kadın ve bu erkek, bir çift ayak teşkil ediyorlar gibiydi ve dünyanın en kud retli adamı bu ayaklara dayanarak yü~ rüyecekti. Sultan Süleyman, benliğine bu kadar ilgilenen ve hayatı için bu kadar gerçek" leşen Hurremle İbrahime lâyık oldukları şerefi temin etmenin bir borç olduğunu da kabul etmekten geri kalmadı. Zaten nedimine borcunu ödemişti, şimdi Hurremi de meramma, daha doğrusu makamına erdirecekti. Bununla beraber içinde ga rib bir eza vardı, kendini bu durumda Harun Erreşide benzetiyordu. Bir zamanlar şarkın şahınşahı olan o kudretli hükümdar da yüreğini bir ka" dınla bir erkeğin sevgisi arasında boca lar görmüş ve iki sevgiyi bir anda tatmin için büyük külfetlere katlanmıştı. Gerçi Hurrem, bir Abbase değildi ve hiçbir zaman onunla mukayese edılemezdi. Fakat îbrahimin Barmakoğlu Cafere ben zeyişi çok kuvvetliydi. Kendinin de bu yeni Cafere karşı vaziyeti, Harun Erre şidin eski Caferle olan münasebetinden farksızdı. Acaba, hemşiresi Abbaseden uzaklaşmaksızın Caferle birleşmeği başa" ran Harun Erreşid gibi kendisi de Hurremin yakininde kalarak İbrahimi görmek çarelerini bulacak mıydı ve bu suretle o şahinşaha benzeyişi tekemmül edecek miydi?. . Hünkâr, düşüncesinin bu noktasında birden gülümsedi: İbrahimi, dedi, biraz daha yüksel" teyim, hareme girip çıkmasını mümkün kılayım. Bu durumda zevkim tamam olur. Bir saat önce Sadrıazam yapmak su retile yarı kürenin parmakla gösterilen şahsiyetlerinden biri haline koyduğu nedimine şimdi kendi kızkardesi Haticeyi vermek karannı almıştı. Harun Erreşidi hatırlamak ona bu fikri ilham etmiş bu" lunuyordu. Abbasenin Bağdad sarayın da Cafere temin ettiği ailevî mevkiin bir eşini Topkapı sarayında İbrahime bağış" lamak için böyle bir izdivaçtan müna sib vasıta olamazdı. Hurremin kokusunu taşıyan bir hava içinde ve onunla ayni sakfın altında Ibrahimin nüktelerini dinlemek, kemanmdan süzülecek nağmelerle mest olmak için de ancak bu çareye baş vurrhak gerekti. Hünkâr, aşkile zevkini, Hurremden ve İbrahimden ayrı ayn almak ıztırarında bulunduğu hazlan kaynaştırmak yolunu bulduğundan dolayı memnundu, ellerini uğuşturarak bu keşfinden dolayı kendi kendini tebrik ediyordu. Gerçi Harun Er~ reşidin tarihî hatıralarmdan ilham alır ken Abbase ile Caferin acıklı âkıbetle " rini de düşünmüyor değildi. Fakat Harun, hemşiresile vezirini ayni mecliste b i r leştirmek için onlan kankoca haline korken zifafı yasak etmişti ve nikâhlılar bu «gayritabiî» memnuniyete isyan ederek meşru bir aşkın zevkini yaşadıklanndan Harunun gazabına uğramışlardı. Topkapı sarayında böyle bir facia ve hailenin vukua gelmesine sebeb yoktu. Ibrahimin damad yapılması harem dairesine gi rip çıkmasını mümkün kılmak içindi. Hünkâr bu suretle onu geceleri de yanında bulunduracak ve bu yakmlık Hurremden uzaklaşmamayı temin edecekti. San'at ~ kâr vezir, hünerinin inceliğile efendisini sarhoşlattıktan sonra kansınm yanına gitmekte hürdü ve o vakit, Padişah ta saz âleminden aşk âlemine kolayca geçip Hurremine kavuşuverecekti. Şu hale gö~ re düşünülen tedbir yerinde sayılabilirdi ve bu şekilde tehlike tasavvuruna mahal yoktu. Sultan Süleyman işte bu düşüncelerle oyalanırken Kubbealtmdan ilk «telhis» geldı. Yeni Sadrıazam efendisine sunduğu bu resmî tezkerede îkinci vezir Ahmed Paşanm Mısır valiliğine tayin olunma sını teklif ve rica ediyordu. Hünkâr, tel~ hisi okuyunca gülümsedi. Aferin, dedi, akıllı davranıyor. Ahmed, Kubbealtında kalamazdı, densizlik yapıp işleri altüst ederdi. Çünkü Sadrıazamlığa göz koymuştu. Onu ora" dan uzaklaştırmak, Kubbealtmı gürültüden korumak demektir. Beğendim İbra ~ himin işini!.. Ve hemen muvafakatini bildirmekle beraber vezirin artık divanı bırakması, yanına gelmesi emrini tebliğ ettirdi. Bir yandan da anasına bir pusla yollayıp kendine beğendirilmek üzere terbiye o lunmakta bulunan iki genc halayığı o akşam görmek istediğini anlattı. Bu işi, Valide Sultana yazmakla halayıkları o~ dasına götürmek niyetinde olmadığmı ve sadece görmek istediğini hissettirmiş olu yordu. Çünkü gözdeliğe namzedlenecek kızları Padişaha sunmak \azifesi başka" larınındı, Valide Sultanlara bu rol tahmil edılemezdi. Sultan Süleyman, Hur " remle tanışırken ve onu dairesinde alıkor ken iltizamî olmıyarak validesinin delâ ~ letinden istifade etmişti. An'aneye aykırı düşen bu tarzı bir daha ihtiyar edemezdı. Zaten maksadı da yeni gözdeler pey~ da etmek olmayıp Hurremi tecrübe idi. O sebeble halayıkları validesinin yanında görmek ve tertib ettiği oyunu da gene orada temaşa eylmek istiyordu. Heyeti fenniye bunlarda Muamelâtın selâmeti için hiçbir patlama tehlikesi Sis yüzünden bir Yunan vapuru karaya oturdu. yanlarma birer muavin olmadığmı teyid etti Birkaç sene evvel Bakırköyündeki süt" Fakat kurtuldu verilecek çü dükkânlarından birinde bir buz dola" Maarif Vekâleti, ecnebi ve ekalliyet mekteblerile Maarif dairesi arasında cereyan edecek muhaberat ve muamelâtın selâmeti için bu mektebleri idare eden şa" hıslann türkçe bilmelerini şart koşmuş, cemaatlerle mütevelli heyetleri tarafın dan müdür olarak inha edilenleri türk" çeden bir imtihana da tabi tutmuştu. O vakit sathî olarak yapılan bu imtihanda müdürlerden pek fazla birsey istenilme " miş, yalnız, türkçe öğrenmeleri lüzumu kendilerine tavsiye edilmişti. Fakat şimdiye kadar hiçbir ecnebi ve ekalliyet mektebi müdürü türkçesini ilerletmek için ça~ lışmamıştır. Bu yüzden Maarif İdaresile cereyan eden muhaberatın, türkçe denilemiyecek kadar bozuk bir lisanla yapıl makta olduğu ve bu sebebden herhangi bir mesele hakkında maksadın izah edilememesinden dolayı uzunuzadıya muha berata ihtiyac hâsıl olduğu görülmüştür. Muhaberatın selâmetini temin etmek için ecnebi ve ekalliyet mekteblerini idare eden cemaatlere, müteveJIi heyetîeri " ne, türkçe dersleri veren ve Maarif îdaresi tarafından tayin edilmiş bulunan mu~ allimler arasından birisinin, müdür mu " avini olarak seçilmesini, bu mekteblerin bakası bakımından lüzumlu görmüştür. Vekâletin bu karan bütün alâkadar mekteb idarelerine tebliğ edilmistir. bı patlamış; tarrakası bütün köyde duyul" muşru. Beş on gün evvel de gene Beyoğlunda bir dükkânda bir buz dolabı patlr yarak ortalığı karıştırmış; dükkândaki çırak ta yaralanmıştı. Bu iki patlama hâdisesinin, İstanbul evlerinde buz dolabı kullanmakta olan birçok aıleleri teJâşa düşürmüş olduğunu bize yapılan müracaatlerden anladık. Bu ai ~ leler buz dolablarında patlama hâdiselerinin her zaman melhuz olup olmadığmı merak etmektedirler, Belediyenin alâkadar ve salâhiyettar makamlanna müracaat ederek bu hususta malumat istedık. Temin edıldığıne gö" re gerek elektrik ve gerek havagazile i§lıyen buz dolablarında bu kabilden hiç~ bir tehlike yoktur. Beyoğlunda patlıyan dolab ne havagazi ve ne de elektrikle mü~ teharrik olmayıp daha başka ve iptidaî bir vasıta ile isletildiğinden patlamıştır. Hatanın dolab sahıblerinde olduğu gene alâkadarlar tarafından temin olunmaktadır. Türkçe bilmiyen mekteb müdürleri Buz dolabları İstanbul limanını basan sis Bir kabadayılık Koskada evvelki gece bir cinayet oldu Evvelki gece Beyazıdda Koskada kabadayılık yüzünden bir cinayet olmuştur. Hâdise şudur: Arif isminde birisi birkaç gece evvel Beyazıdda Nevzadın kahvesine gitmiş ve kahveci Nevzadla konuşurken, N e v zad kendisine: Geçen gün burada Arab Hakkı ile Jandarma Hasan isminde iki adam senin hakkında «Arifin kafasını anahtarla ezelim» dediklerini duydum, demiştir. Bu söz üzerine Arif kafayı tütsüle " dikten sonra Koskadaki kıraathaneye gitmiş ve Jandarma Hasan namile anılan adamla Arab Hakkı ve asker firarisi Bahriyeli Cemalin içeride gizlice rakı içtiklerini öğrenmiştir. Arif, kahveci ile haber göndererek Arab Hakkıyı dışarı çağırmış ve: «Siz benim için anahtarla kafasını ezeceğiz, demişsiniz doğru mu? Seninle bu mese " leyi konuşmağa geldim» demiştir. Arab Hakkmın dışarıya çağınldığını gören Cemal de bir iki dakika sonra dışarı çıkarak Arifin (seninle konuşmağa geldim) sözü üzerine araya girmış: «Kim konuşmak istiyorsa benimle konuşsun, sen çekil oradan Hakkı» demiştir. Cemalin bu hareketini kabadayılığına yedıremiyen Arif cebinden yarım metro uzunluğundan bir Bulgar kasaturası çıkararak seri bir hareketle Cemalin kar nına saplamıştır. Cemal, aldığı yaranın tesirile derhal yere yıkılmıştır. Bu sırada o civardan geçmekte olan polisler Arifi yakalamış " lardır. Cemal hastaneye kaldırılmış, Arif Adliyeye teslim edilmistir. MÜTEFERRIK İktısad Müsteşarı geldi İktısad Vekâleti Müsteşarı Faik Kurdoğlu dün sabah Ankaradan şehrimize gelmiştir. Faik Kurdoğlu Bayramdan sonraya kadar şehrimizde kalacaktır. Ziraat Vekili Muhlis Erkmen de dün şehrimize gelmiştir. Ziraat Vekili geldi îzmire giden heyet îçlerinde Röpke ve Higerseimer'in dahil bulunduğu Üniversite profesör lermden mürekkeb bir heyet bavram tatilinden istifade ederek İzmire git miştir. Profesörler bu vesile ile eski eserlerin bulunduğu yerleri de gezeceklerdir. ' Küçük San'atlar müdürü şehrimizde İktısad Vekâleti Ankara Küçük Sanatlar müdürü Hayri dün şehrimize gelmiştir. Hayri, Bayramdan sonra İstan bul esnaf cemiyetleri mümessillerile temas edecek ve küçük sanayi erbabınm ihtiyaclarıle alâkadar tedbirlerin almması için görüşmelerde bulunacaktır. vusturya Başvekili Dr. Schusc nıgg Viyanada vatanperverler cephesi toplantısında ecnebi sefirler hazır bulunduğu halde söylediği bir nutukta yalnız Avusturyamn değil belkı umum Orta Avrupanın ve dolayısile büiki gündenberi şehrin civarını kesif bir tün bu kıt'anın meselesi bulunan Habs sis kaplamaktadır. Sis evvelki gece bil " burg hanedanının tekrar tahta gelmesi hassa Karadeniz Boğazmı tamamen ve hakkında mühim beyanatta bulunduktan gözgözü görmiyecek bir şekilde kapamış sonra şimdi Romaya gidiyor. tır. Bu yüzden Karadenizden gelen va ~ Bu sözlerle Roma seyahati aarsında purlar Boğazdan geçemiyerek açıkta de sıkı bir münasebet vardır. Ayni zamanmirledikleri gibi, buradan Karadenize da Avusturya Başvekilinin son hareketçrkacak vapurlar da Büyükdere önünde leri Almanya ile İtalya arasındaki mübeklemeğe mecbur kalmışlardır. Bu va nasebatla yakından alâkadar bulunmakpurlar * ancak dün sabah sis açıldıktan tadır. Binaenaleyh Almanya, İtalya ve sonra Boğazdan girmiş ve çıkmışlardır. Avusturya arasındaki münasebetlerin yeSis yüzünden Karadeniz Boğazında ni bir inkişaf safhasma girmekte olduğuufak bir kaza da olmuştur. Rusyadan li na hükmolunabilir. Dr. Schuschnigg manımıza gelmekte olan Yunan bandıralı sözlerini söylerken bir taraftan AvusturMarıos vapuru sis yüzünden yolunu şa" yamn dahilî vaziyetini, diğer taraftan da şırarak Anadolukavağı önünde karaya bu küçük Alman devletinin büyük Aİ oturmuştur. Fakat, çok ağır yürümekte manya devleti ve ayni zamanda Cenubolan vapur hafif oturmuş olduğundan dakı komşusu italya ile olan münasebetbir müddet sonra kendi kendini kurtar lennin zarurî icablannı gözönünde bu mıştır. lundurmuştur. Sis, dün sabah Halic, Boğaziçi ve Son zamanlarda Avusturyada, devletin Marmaradan saat dokuza kadar çekil " başmda on asır müddetle bulunup dün memişti. Bu sebeble vapur seferlerinde yanın en büyük imparatorlukları derece inkıtalar olmuştur. sine çıkan ve Umumî Harbin sonuna kadar bu vaziyeti ŞEHtR tŞLERÎ burg hanedanının muhafaza eden Halbstekrar bu devletin başına gelmesini istiyen Lejıtimıst'lerin ıs Sanasaryan hanına dair rar ve tazyıkı son derecede artmıştır. karar kat'ileşti italya, Almanya ile anlaşıp dünya poSanasaryan hanınm ciheti aidiyeti litikasında beraberce yürümek hususunyüzünden Belediye ile Mütevelli heyeti arasında açılan dava uzun müddetten da mutabık kaldıktan sonra Avusturya beri devam ederek birçok safhalardan Başvekili, Heimvehr fasist teşkilâtını tutgeçmişve en son Belediye lehine veri maktan vazgeçtiğinden bunları dağıtmış len bir karar Mahkemei Temyize git ve liderleri Prens Starhemberg'i memlemişti. Bu karar Temyizin tasdıkına ik ketten uzaklaştırmıştı. Daha sonra A tiran ederek kesbi kat'iyet eylemiş ve vusturyada elaltından bir faşist partisi Belediye buna dair olan ilâmı mahke daha teşekkül etmişti. Başvekil bir kaç meden almıştır. Dava neticesine kadar gün evvel bunu da kökünden söküp at bedeli icardan teraküm eden 80 bin lira mıştı. Bunların mensublarından hâlâ muraddesinde bir para da yeddi emin marı halefet duygusunu besliyenler şimdi Lefetile muhafaza altma alınmıştı. Hük mün kesbi kat'iyet eylemesi üzerine Be jitimist'lerin saflarına iltihak etmişlerdi. lediye hana tesahüb edeceği gibi müte Diğer taraftan dağıtılmış müfrit sosyalist partileri ve amele teşekkülleri de gizli rakim bedeli icarı da alacaktır. partısinı kuvvetlendırmıslerdi. Müfettiş Necati, Belediye komünıstteşekkül günden güne Avusturya Her iki mektubcusu oldu hükumetini tazyık \e tehdıd ediyordu. • Belediye Mektubculuğu vazifesi bir Bu iki teşekkülün faahyetıne karşı da müddettenberi vekâleten müfettiş Ne Avusturyadaki Hitlerci yani Nazi parcati tarafından idare edilmekte idi. Ken tisi de kendisini tekrar göstermişti. disinin asaleten mektubculuğa taymi Dr. Schuschnigg nutkunda Habsburgemri dün Dahiliye Vekâletinden Belelarm tekrar tahta oturup oturmamaları diye riyasetine tebliğ olunmuştur. Necati uzun müddet matbuat hayatmda Lejıtimisit gibi bir zümrenin işi olmayıp çalışmış, bilâhare Belediyeye intisab e belki bütün Avusturya halkının bir mederek muhtelü müfettişllklerde mu selesi olduğunu ve bunu ancak devletin vaffakiyetle hizmet etmiş, haluk ve eh ve yegâne parti vatanperverler cephesi liyetli bir gencimizdir. Kendisini tebrik nin kat'î surette halletmek hakkını haiz eder, daimî muvaffakiyetler dileriz. bulunduğunu söylemıştir. Bayram alışverişleri hararetli oldu Kurban bayramı dolayısile dün öğleden sonra tatili faaliyet eden resmî devair cuma günü işe başlıyacaktır. Mektebler de dün tatil edilmistir, martın birinci pazartesi günü açılacaktır. Bayram münasebetıle dün piyasada hararetli alışveriş olmuştur. Daha ziyade elbise, ayakkabı ve saire gibi eşya satm almmakta idi. Kurban, bu sene çok pahalı olduğundan alışveriş azdır. İyi kurban 18 le 20 lira arasındadır. DENÎZ İŞLERİ Bayramda vapur seferleri Bayram günlerinde Şirketi Hayriye ile Akay idaresi pazar tarifelerini tat bik edeceklerdir. Bu arada her iki müessese bayram gecelerinde saat 24,15 te Boğaz ve Kadıköyüne birer vapur kaldıracaklardır. Tramvay şirketi de bayram günlerinde araba mevcudünü fazlalaştıracaktır. Şirketi Hayriyenin yaza hazırlıkları Şirketi Hayriye, memnu mıntaka dahiline girdiği için kapanan Altmkum plâjı yerine Beykozda bÜ3oik bir plâj tesisine karar vermiştir. Bu plâjın önümüzdeki deniz mevsimine yetiştirilmesi için çalışılmaktadır. Diğer taraftan, şirket, Sarıyerde Avrupadaki emsali gibi modern bir balık lokantası açacak [Arkası var] tır. Bu lokanta binası yeni baştan tesis Düzeltme: edilecek ve burada Boğaz balıklarının Dunku tefrikamızın krrk sekizinci satı her cinsi canlı olarak bulundurulacak rındalki (mınnet töhmeti) ibaresi yanlış ve satılacaktır. tır, «müsbet töhmet» olacaktır. Seksen sekizinci satırdaki «Imparatorun» kelimesiHALKEVİNDE nin de doğrusu «Imparatorluğun» dux. Ozür dilıyerek düzeltirız. M. T. T. ADLÎYEDE Aksaray soyguncularınm muhakemesi Kendilerine elektrikçi süsü vererek Aksarayda Nadırenin evine giren ve Nadireye aıd mücevheratı çalmaktan suçlu olarak muhakeme edilmekte olan İsmail, bakkal Mehmed, Necati ve Müzeyyenin muhakemelerine dün de devam edilmistir. Dünkü celsede Yahya ve Ömer adında iki polis memuru şahid olarak dinlenmişler ve vak'ayı mütea kıb karşılaştıkları manzarayı anlatmışlardır. Maznunların sabıka kayıdları nm sorulması için muhakeme başka bir güne bırakılmıştır. Gemi Kurtarma şirketi umumî toplantısı Türk Gemi Kurtarma şirketi umumî heyeti dün toplanmış ve toplantıya hazine mümessili olarak Maliye Müştesan Faik, İktısad Vekâleti namma da mü fettişlerden Hulusi Timur iştırak etmişlerdir. Okunan idare heyeti raporuna ve bilânçoya göre. birkaç senedenberi açık veren şirket bu sene mütevazin bir bütçe 3'apabilmiştir. Senebaşmda yapılmış bazı işlerin henüz alınamamış olan paraları da hesab edilirse şirket bu sene bir miktar da kâr etmiş demektir. Fakat bu paralar, tahsil edilemediği için bilânçoya geçirilememiştir. Nazilere dahi Avusturyamn varlığı ve istiklâli en yüksek bir esas olduğunu ve 1934 kanunu esasisine riayet edilmesini ve vatanperverler cephesi çerçevesi haricinde siyasî faaliyet yapılmamasını ihtar eylemiştir. Habsburg hanedanının tekrar tahta gelmesi ihtimali Fransada sevincle karşılanmıştır. Çünkü Fransanm Orta Avrupaya aid başhca ümidi Habsburglann işbaşma gelerek Avusturyamn müstakil kalmasında ve Almanlığın Orta Avrupaya yerleşmesine karşı büyük bir engel çıkmasmdadır. Fakat Fransanm bu ümidi tahakkuk edecek gibi değildir. Evvelâ İngiltere Arşidük Otto'ya Avusturyaya gitme mesini ve taht davasmda bulunmamasım ehemmiyetle tavsiye etmiştir. Diğer taraftan İtalya ahiren Almanya ile gizli bir muahede akdederek iki taraf Orta Avrupadaki menfaat ve alâkalarını aralarında tamamıle tayin etmişlerdır. Yani İtalya ile Almanya Orta Avrupa ya aid her türlü iktısadî teşebbüsleri birbirine karşılıklı olarak ev\Telden haber vererek aralarında rekabet çıkmamasını temin etmişlerdir. Avustur>a Başvekili Romada bulunduğu zaman Almanya ile İtalya arasındaki gizli muahedeye uygun hareket etmesi şüphesiz kendisine ehem miyetle tavsiye edilecektir. Hulâsa Orta Avrupada İtalya ile Almanya artık ta « mamile anlaşmış olduklanndan her ikı tarafın menfaatlerine uymıyan hareket lere meydan verilmiyecektir. Şişli Halkevinin müsameresi Akşam Kız San'at mektebindeki sergi Dün akşam saat dokuzda Şişli Hal kevi temsil kolu Pangaltıdaki Tan si nemasmda «Akın» piyesini temsil et miştir. Güzide bir halk tabakası önün de eseri muvaffakiyetle sona erdiren genc istidadları tebrik ederiz. Oyunun başrollerinde oynıyan Orhanla Selma istikbal için mühim ümidler vadetmekte ve daha şimdiden hakikî bir artist ruhu taşımaktadırlar. Gencleri bir daha tebrik ve bundan böyleki çalışmalarında da muvaffakiyetler dileriz. Parti Merkezinde bir toplantı KÜLTÜR tŞLERl Çocuk korosu Maarif idaresi, sesi müsaid olan ta lebelerden mürekkeb bir çocuk korosu teşkil etmeğe karar vermiştir. Koroya ayrılacak çocuklar, muayyen zaman larda İstanbul birinci ilkmektebinde toplanarak ekzersiz yapacaklardır. Çocuk korosu 23 nisanda başlıyacak olan mektebler bayramma kadar hazırlan mış olacaktır. Muharrem Feyzi TOGAY Cum huriyet Abone şeraiti [ 1 Nüshası 5 kuruştur. Türkiye Hariç [ 1400 Kr. 750 400 » » Beyoğlu Akşam Kız San'at mektebi talebelerinin bu seneki üç aylık tedris müddeti zarfında vücude getirdıkleri eşya ile bir sergi açtıklannı yazmıştık. Bu sergi büyük bir rağbet görmektedir. Yukarıki resim, mektebde ders gören talebeden bir kısmım göstermektedir. İstanbul gazeteleri sekreterleri dün Parti Vilâyet merkezinde Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sekreteri Şükrü Kayanın riyasetinde bir içtima akdetmiştir. Toplantıda muhtelif memleket meseleleri mevzu olmuş ve gazete müdürleri Vekil tarafından tenvir edilmistir. Resmimiz içtima dağılırken alınmıştır. Senelik Altı ayhk Üç aylık Bir ayhk için 2700 Kr. 1450 800 » • ıçın 150 • Yoktur
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle