20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 Subat 1937 CUMHURÎYET Anadoluda AMÎD tzmirde millî San9at tetkikleri kümeye hazırlık YOLUNDA 16 Ulucaminin çinileri Mükemmel bir Osmanlı eseri olan mihrabda bir de Selçuk motifi vardır. Kayserideki Hacıkılıc camiinin çini mihrabmda bulunan alçak kabartma bir p a r ça aynen alınıp bu mıhrabm kemeri üstüne beyaz mermerden bir tac olarak konmuştur, mihrabdaki Onaltıncı asır çinilerinden biraz sonra bahsedeceğiz. lardan bırı bana: «Eyyam reis geçti. Günün en mühim karşılaşması, milne demektir?» diye sordu. Dilimin dönlî küme namzedlerinden Altay Göz tepe arasında cereyan etti. Geceh, gün düğü kadar cevab verdimse de sözlerim düzlü yağan son yağmur, sahayı çamur sarih bir izah teşkil edemedi. Bu tabir deryasına çevirmişti. Öyle ki, oyun üzeneyi ifade eder, tarihî birşey midir? Berinde yalnız oyuncuların değil, çamurun ni tenvir etmenizi dilerim.» da tesiri vardı ve çocuklar sahadan çı Tenvir işinin tenevvürden sonra olacakarken, tepeden tırnağa kadar, tanınmı ğını bildığim için ben de şu nazik vazi* yacak bir hale gelmişlerdi. Buna rağmen, Şımdı camiin üçüncü kıtabesine gel feyi başka birine devredebilirdim. Fakat seyirci miktan oldukça çoktu, oyun da dik: Bu kitabenin bulunduğu garb kapısı bahse mevzu olan tabir üzerinde vaktile güzel geçti. başlıbaşına bir devir ıfade eden mühim süreklice bir münakaşaya şahid olduğumHer iki takım, en kuvvetli şekilleriie dan ve bu tesadüf, bence bir nevi tenevbir kısımdır. Kıtabede: Sultan Süley sahaya çıkmışlardı. Göztepeden Fuad vür teşkil ettiğinden zarıf muhabirimize man zamanında ve ( H . 948) 1541 taribiraz sakattı. Altay, daha oyunun başcevab veriyorum: hinde Ramazanoğlu Piri Paşanın yaptırlangıcında, hâkimiyeti derhal eline aldı. dığı yazılıdır. «Eyyam reisi» tabiri denizcilerin icad Göztepe müdafaası canla başla çalı Bu kapının heyeti umumiyesindeki kave tervic ettıkleri sözlerden olup sonradan şıyordu. Fakat Altay muhacim hattı, raktere bakınca Sinandan evvelki mimarmefhumunu değiştirerek halk lisanma mevsimin en güzel oyununu oynıyarak, lann eseri olduğu pek bellidir. Hele dışageçmiştir. Deniz çocuklan da, halk ta mütemadiyen karşı tarafı sıkıştırıyordu. ndan bakılsşta Sinandan evvelki mimararabcadan türkçeye cemi müfred şekline İlk golü Altay attı. Göztepe bundan son Tac giyme bayramları için Kral ve Kraliçenin büstleri hazırlanıyor lann mühim eserlerinden Edırnedeki Uçsokularak ıntikal eden eyyamı rüzgâr ra nisbeten canlandı. Merkez müdafı Son zamanlarda İngiltereyi ve bilhas ve bilhassa Mesai Nazırını hayli şaşırt manasına kullanagelmekte iseler de bişerefelinin ve İstanbuldaki Fatih camiHakkı, vaziyeti kurtarmak için ferdî büinin eskiden kalan kapılarını derhal hatır Ulucaminin garb kapısı üzerindeki tün enerjisini sarfediyor, takımın her ye sa londrayı ziyaret edenler, orada büyük mıştı. Simdı, bu mmtaka halkına mahsus rinciler bu kelimeden doğrudan doğruya bir faaliyete, büyük bir refaha delâlet e olmak üzere bir kanun projesi hazırlan rüzgârı ve ikinciler zaman, devir, nüfuz, lıyoruz ki Sinan eserlerinde bu resimde kıymetli kule nnde, her tehlikede hazır bulunuyordu. den pek çok emarelere rasgelmektedirler. mıştır. Bu kanun mucibince yeni bir ne ikbal gibi mefhumları kasdetmekte bulubir kapıya tesadüf etmiyoruz. Hem Si ilâve edilmiştir ki son yılların sümmette Bu arada, Göztepe bir penaltıdan ilk goEvvelâ, 1936 senesinin ihracat ye zaret ihdas edilecek ve on beş seneden nuyorlar. Bu sebeble denizciler ağzında nan Şehzade camiine bile bu tarihten üç darik eklediği bu kısım binanın mimari Iünü yaptı. Altaylılar, biraz sonra ikinci beri iş bulamıyan işsizler çalışmağa baş eyyam reisi, muvafık rüzgârla zaten yıl sonra başlamıştır. zenginliğine hail olmaktadır, ilk fırsatta ve devre sonlarına doğru da üçüncü gol kunu, altı senedenberi görülmemiş bir miktara yükselmiştir. İthalât ise 1932hyacaklar, bu matem diyarı ortadan kal yürüyüp gıdecek olan bir gemınin ış olKapıdan girince altında bulunacağı bu kısmın kaldınlması çok hayırlı bir iş lerini yaptılar. Göztepe kalecisi Mahmud, denberi ilk defa olarak bu derece yük kacak. sun diye idaresini ele almağa yeltenen biraz hasta olmasına rağmen, bugün çok mız kubbenin haricden üst kısmı istilâk olur. sektir. Otellerde oda, lokantalarda maİngiltereyi hep refah içinde tasavvur et gösteriş sever adam manasmı alıyor. MaBu üç khabeyi okuyarak binanın mi fedakârane oynuyor, Altay muhacim mitlerden teşekkül etmiş bir kule şeklinsa, büyük sinemalarda oturacak yer bul mek istiyenler için yegâne tavsiye Rhon um ya; reis, eski devirlerde gemi süvaride yükselmiştir ki en orijinal tarafı da marî bakımdan da üç mühim inşaî ve mi lerinin ayaklarına atılarak kurtarışlar yamak bir meseledir. dda'ya gitmemeleridir. Rhondda'nın ev si, kaptan demekti. Bugün dahi gemilermarî safhasını tesbit ettikten sonra Onal pıyordu. Bu yüzden epeyce tehlikeler de fcudur. Majeste Altıncı George'un tac giyme leri ve insanlan, bir enkaz manzarası a r de demir alınırken perseng olarak kullaİstilâktit ve istilâkmit Türk san'atının tıncı asır sonlarına doğru bu camide dör geçirdi. Devre sonlarında, gene penallı merasimi münasebetile, esham fiatlanna zediyor. Vaktile, buraya Siyah Rhondda nılan «heyamola heyamola» nakaran da bütün devrelerinde en mühim ve en lo düncü bir tamirat safhasına şahid oluyo dan Göztepe ikinci golünü çıkarmağa varıncıya kadar her şeyde bir miktar da adı verilirdi. Bu tesmiyenın sebebı, ora «eyyam ola» nın bozulmuş şeklidir ^e jik bir tezyin vasıtası olup bunlardan is ruz ki bunun kitabesi de çinileridir... Me muvaffak oldu. ha tereffü, bir miktar daha canlılık ve daki kömür madenlerinin zenginliği idi. «muvafık rüzgâr essin» temennisini laAltaydan müdafi Ali, bugün çok fena tilâktit çok revac bulmuş, hatta Sinan selâ mihrabdaki çinileri mütalea edelim: faaliyet görüleceği umuluyor. Banker, Maden kuyuları kapatılıp ta işçiler a zammun eder. devrine kadar başlıbaşına oda tavanları Buradaki çiniler mihrabın yapıldığı tarih oynuyordu. Şükrü, Hilmi, Enver, Ilyas borsacı, tüccar, müzikhol sahibi, herkes, yaklanmağa başlaymca «Siyah» ismi Dediğimiz gibi halk, «eyyam reisi» kubbe altlan süslemiştir. Sinan ise böyle şöyle dursun Sinanm ne Şehzade camiin ve Fuad ise aksine olarak çok güzeî bir bütün Londra, tac giyme merasiminin «Kızıla» döndü. Şimdi, Rhondda bir tabirini istiareli bır mefhumla lehçeye gegeniş sahalarda burtu terkederek küçük sa de, ne Süleymaniye camiinde bunlan oyunla takımı yürütüyorlardı. Hızır gibi imdada yetişeceğine hiç şüphe şehir heyulâsından ibarettir. İkinci devrede hiç gol çıkmadı. Bu çirmiştir. Sabit ve meş'ur bir akide sahibi halarda kullanmıştır. Fakat istilâkmitler görebıliriz, gerek renk ve gerek desen etmiyor. Bu mıntakadaki fabrikalardan bazıla olmayıp her söze uyan ve herkesın mızaitibarile Sinan devrindeki çinileri adım devrede, Göztepe tazyiki yırtmış görünüötedenberi gerek Selçuk gerekse Osmanlı Sabık Sekizinci Edvvard'm tahttan fe rının tekrar açılacağı, yeniden fabrika cına göre dil kullanan adamlara «eyadım takib etmek mümkün olduğuna gö yordu. Fakat hâkimiyet, gene Altavda re burada bu devrin en mütekâmil çehre idi. Bu meyanda hakem, Altay lehine ragati sırasmda, bu buhrandan en fazla Iar kurulacağı, teslihat işinde çalışan fab yam reisi» denir. Aşağı, yukarı dalkasini gösteren bu çinileri biz ancak Edirne bir penaltı vermediği gibi, Mahmudun sarsılanlar ve benzi en fazla sararanlar rikalardan bazısınm burada tesis edilece vukluğun müradifi sayılır. Fakat uluorta deki Selimiye camii yapıldığı yıllarda ve kale içinden yaptığı bir kurtarışı göre terhkten, tencereden, sigara tablasından ği söyleniyor. Lord Nuffield on bin iş dalkavuklukla eyyam reisi arasında fark tutun da, mürekkeb hokkasına, mendile, çiyi meşgul edecek kadar bir para, iki vardır, dalkavuk, şahsa bağlıdır, eyyam ondan sonra görebiliyoruz. Binaenaleyh medi. yüz milyon tahsis etmistir. Bu sayede, bu çinilere bakarak İkinci Selim zamaOyun bu suretle 3 2 Altay lehine kurşunkaleme ve çorba kâsesine varıncı reisi zamana. Eski Belgrad valilerınden Rhondda ahalisi, işçi, köylü, esnaf, menında da burada bir tamir ameliyesi geç bitti. Önümüzdeki haftanın maçları, kat'ı ya kadar eşya namına akla gelebilecek Ali Rıza Paşa ile şair Nevres merhummur, çoluk çocuk herkes rahat edebile miş bulunduğuna hükmederiz. Gerçi iş olarak millî kümeye gırecek ıki takımı her nesneye Kralın markasını, ismini ve dan hangisine aid olduğu pek te kestiriresmini koyan açıkgöz satıcılar olmuştu. cek. bu kadarla da bitmemiş, ondan sonra meydana çıkarmağa kâfi gelecektir. BunIemiyen meşhur bir gazeldeki: «Ger baŞayed bu projeler akamete uğrar ve na uymazsa eyyam, uyarım eyyama ben» muhtelif zamanlardagene tamirat gör^ lardan birL şimdiki puvanı itibarile Göz. Fakat bunlann endişeleri ve telâşları müştür. Fakat bunlann bütün safha ve tepedir. Diğer namzedler Altay ve Al beyhude oldu. Zira, halk yeni Kralın Rhondda'yı kurtarmağa çalışanlar bu iş mısraı da eyyam reisliğinin manzum ve markası ve resmile müzeyyen eşyayı na te muvaffak olamazlarsa, o zaman, Lonhususiyetleri releve edilirken tesbit edile tınordudur. Gelecek hafta, bu iki takım mevzun tariflerinden biridir. sıl kapış kapış alıyorsa, eski Kralın tac dra, dünyanın her tarafmdan koşup ge karşılaşacaktır. bilecekrir. * * * Günün dığer maçlarında Demirspor, giyme merasimi için hazırlanmış olan eş len milyonerlerin iştirakile, mayıstan temUlucamiin en eski bir parçası olarak Eyyam reisi tabiri münasebetile Izmityayı da, elde kalacak korkusunun tamagördüğümüz bir kısım vardır ki bu da Egesporu 1 0 1 , İzmirspor, Bucayı 4 0 muza kadar tam on bir hafta sürecek omen hilâfına, o kadar istekle satın alı ten yapılan şu soru bana gene tabirler Altınordunun garbı şimalî köşesindeki çeşmedir. Bu çeş yendıler. Bornovahlar, lan görülmemiş bir lüks içinde yüzerken, yor. Bu hal, bilhassa sofra, çay ve finmeselesini hahrlattı. Bugün dilimizde me nefîs bir Selçuk eseri olduğuna göre 4 üncü golüne itirazla sahayı terkettiler. can takımlannda pek barizdir. Bu gibi «Hicrandiyarı» nın kulübelerinde, insan yevm ve eyyam yoktur. Gün ve günler Ramazan oğlu Halıl Beyin camiini kur Adana felâketzedeleri için eşyaya meraklı olan müşteriler sabık ve Iar. açhk içinde kıvranacaklar. madan evvel burada bir Selçuk eseri îngilizler, zahirî soğukkanlılıkları al vardır. Lâkın eyyam reisi tabiri lehçemizBursada yapılan maçlar lâhik hükümdarların her ikisinin markabulunduğuna hükmedebiliriz. Bugün bu Bursa (Hususi) Havaların müsaid larmı bir arada elde etmeği ve bu suretle tırda, bu muhtemel faciaya karşı çok den kolay kolay çıkamıyacağı iç:n eski köşede caminin aksamından gibi duran bu olmaması dolayısile haftalardanberi tedaha mükemmel ve daha tam bir takım hassas davranıyorlar. Baldwin kabinesi eserlerin sahifeleri arasında daima yaşr çeşme buranm en kıdemli sahibi olduğu hir edilen Adana felâketzedeleri maç sah'.bi olmağı tercıh ediyorlar. Ulucaminin mihrabındaki çiniler de bu haleti ruhiyeyi anlamış ve memle yacaktır. Millî nezahetin, millî ahlâkın halde camiin malı değildir. İleride ciddî larına bu hafta başlanmıştır. Acar İd mimarisinde minarelerin nisbeten geniş Maamafih, Londranın bu zahirî re keti kemiren bu ekonomik ve sosyal kan bize eyyam reisliğini unutturmuş olması tetkikler bu noktada da bizleri lâyıkile man Yurdile Akınspor birinci takımları eahalı kaidelerini dairevî minare gövdebaşka, o tabirin mefhumunu öğrenmek fahına rağmen, bu iktısadî kalkınma dev serin tedavisine teşebbüs etmistir. arasındaki futbol maçmı Acar îdman tenvir edecektir. ierine bağlamak için köselerde ve daha resinin, silâhlanma faaliyetinin doğurdugene başka bir bahistır. Benim kanaatıme Ulucamiin mezarlığında meşhur Ziya lılar sıfıra karşı beşle kazanmışlardır. bazı zaruret görülen ufak ve ehemmiyetDurasporla Muradiyespor arasındaki ğu muvakkat bir bolluktan başka birşey Paşanın kabrini gördüm. Oradaki valigöre medlulleri kaybolsa dahi yıllarca Polis mektebi voleybol siz yerlerde kullanılmıştır, halbuki işte liği esnasında vefat ederek oracığa gö maç ta birbire beraberlikle neticelen olmadığını, bu refahtan sonra yeni bir suyaşamış, kullanılmış, kitablara geçmiş bu Adana camıınde ıstılâkmitlerle bir mülmüş, Terkib ve Tercii Bend müellıfi miştir. kut devresinin başhyacağını iddia eden takımı galib tabirlerin lugatçesi yapılmalıdır. Bu lükubbe yerine bir kule yükselmiştir. Bir nin merkadı maalesef bakımsız bir haller çoktur. Kros şampiyonası Polis mektebi voleybol takımile Sıhzum ihmal olunursa bilgi bakımmdan zieşine daha rasgelmediğim bu kule olduk" dedır. Bunun biraz hımmete mazhar olîstnabul Atletizm ajanlığından: İngiltereye velev muvakkaten gelen bu hiye Gedikli Küçük Zabit mektebi voça güzel bir heybet vücude getirmiştir. ması arzu edilir şeydir. Mezartaşında 1 îstanbul Kros şampıyonasının refah manzarasını bulandıran tek gölge, leybol takımı arasında Polis mektebi yanımız gittikçe çoğalmış olacaktır. dördüncü müsabakası Fenerbahçe sta Sekizinci Edvvard'ın, saltanatının sonla sahasında bir maç yapılmış ve Polis Fakat daracık sokakta bunun kapı ile 1297 tarihi yazılıdır. Bugün arakçın giyilmiyor, kırlangıc dıle Kalamış yolu arasında yapılacaktır. rına doğru ortadan kaldırmak istediği, mektebi takımı galib gelmiştir. birlikte görünüşünü tesbit edecek bir yer Mimar kullanılmıyor diye o kelimelerin manasını 2 Müsabakaya üçer kişilik takım cenubî Galles'de «Hicrandiyarı» adı vebulamadım. Arzu edilir ki Adana BeleSEDAD ÇETlNTAS öğrenmemek doğru olur mu hiç?.. larla iştirak edilecektir. Hamiyetli bir kadının diyesi bu güzel eserin etrafında biraz terilen mıntakanın halidir. Lâhik Windsor 3 Müsabakaya iştirak edecek ku Tiftik piyasası M. TURHAN TAN mızlik yapsın ve bu san'atlı kapıyı biraz Dükü, 1936 teşrinisanisinde bu mıntakaya teberruu Tiftik piyasamız, geçen hafta olduğu lübler 12/2/937 akşamına kadar mıntaH: ortaya çıkarsın. İsmini bildirmiyen hayırsever bir baka atletizm ajanlığma atletlerin liste yaptığı seyahatten avdet ettiği zaman, gibi bu hafta da durgun geçmiştir. Ziraatçi M. Kurhan imzasile Çekirkeden seyahatinin intıbalarını şöyle hulâsa et yan tarafından Çocuk Esirgeme kuru Cami avlusunda kubbeli ve sütunlu Almanya ile aramızdaki klering an lerini vermiş olmalıdırlar. mektub yollıyan okuyucuya: revaklar çevrelenmiştir. Fakat bunlann laşması etrafında yapılan bazı neşriya 4 Müsabakaya saat 11 de başlana mişti: «Bu zavallıların haline bir çare muna yüz lira teberru olunmuştur. Haddimi bilmekle beraber iltifatınıza teönüne bir takım ahşab direkler dıkilerek tın piyasada uyandırdığı tereddüd ih caktır. Atletler muayyen saatte Fener bulmak lâzım.» Yoksul yavrula^ namına kurum alenen şekkür ediyorum. Bu kadar takdire, samibahçe stadında bulunmalıdırlar. üstürte tek satıhlı bir çatı örtülü bir kısım racatımıza tesir etmistir. Bu söz, o zaman, Baldwin kabinesini teşekkürlerini bildirmektedir. mi söylüyorum ki, liyakatim yoktur. «Hicran Diyarı» ndaki on binlerce amelenin sefa Gene tabirler meselesi İzmir (Hususî) Millî küme seç leti hükumeti mühim tedbirler almağa sevkediyor. izim İzmit muhabiri şöyle bir melerinin bu haftaki temaslan, geçen hafmektub gönderiyor: «Arkadaştaya nisbetle daha enteresan ve heyecanlı Bazı bedbinlere göre şimdiki refah muvakkat Altay, Göztepeyi 3 2 mağlub etti Ingilterede refah son haddine yükselirken.. I İ Âj<Vwtn C h i t i i t i Cumhuriyetin ictimaîî romanı: 115 Yazan: Hilmi Ziya Bu sırada kendisi bile düşündüğünün her zamanki donuk tavrile: farkına varmıyacak kadar derınden, çok Karar verdin mi? diye sordu. Bir içerden «bu, artık mutlaka bitmeli!» diye ipnotizör tarafından idare edilir gibi, Dedüşünmüştü. Kendi iradesile değil, fakat mir teslimiyetle: onu içinden iten sesin kuvvetile bir gölge Evet.. dedi. O zaman kâtib emnihalinde kapıya gidiyordu. Anahtan çevir yetle oturdu. Onun şaşkınlığını hesaba di. Karanhk bir fikir onu geceleyin Nu katmadan devam etti: run evine sürüklüyordu. Sofaya çıkar O halde şimdi gideceksin! Ona çıkmaz yüzü birdenbire ve feda edeme gizlice, yarın sabah dağ yolunda bekle chği bir adamın sıcak soluğu ile o kadar diğini söyliyeceksin. yakmdan karşılaştı kı, nerdeyse çarpışa Ya kocası? i caklardı. Demir, bir adım çekılip silâha Orası kolay! Imzasız bir mektubdavrandı: Yanıbaşındaki bu adam, Ni la, dağ yolunda buluşacağınızı haber veyazi idi. Kapının ağzında, ona düşman receğım. O şüphesız, gelecek. Ve sen, gibi bakıyordu. Soğukça: Ne arıyor gün doğmadan herşeyi halledip gideceksun burda? dedi. sin! Kâtib, namlusu kendine çevrili silâha Demir titredi. Soğuk bir ter yüzünü rağmen içeri girmeden çekinmedi. Öteki kaplamıştı. Bununla beraber, gene ağır adım adım geriliyor ve gözlerini ayırmı ve muti: yordu. Tam odanın ortasında, kâtib kah Evet... dedi. kahayla güldü: Az sonra ikisi birden çıktılar. 12" Ümid ederim bu benim için değil.. Basık tavanlı bir şark odasından bozuVe birden, yüzünün manası değişerek, lan salonun ortasında Nur, yalnızbaşına oturuyor. Musallat bir fıkir gibi parmaklarına takılan örgüsüne kapanıp, ayni noktada derinleşıyordu. Eşya uzak ve ışık az olduğu için, bu boşluğun içinde terkedilmişe benziyordu. Sessizce girip çıkan hizmetçi kadın, eve bırakılmış mühürlü bir torba gibıydı. Perdeler inik, renkler koyu, bütün çizgiler muzlim, bir şekilde aşağı doğru çekilmiş olduğu için, buraya her kim girse mutlaka sesini alçaltıp yere bakmağa mecbur olacak hissini veriyordu. Babasmın ısrarıle barıştıkları zaman danberi Şevki ve Nurünnisa, yalnızbaş larına oturuyordu. Eski hayatlarile ilişiği kesmek için bütün eşya değiştirilmiştı. Kocası, elinden geleni yapmadan çekin miyordu. Yağ kandilile geceyi geçir meğe alışkın olduğu halde, onu kaybetme korkusile, mümkün olsa bütün servetini vermeğe hazırdı. Herkes, Hacı Kâmilin oğlu nasıl bu kadar değişti? diye hayret edıyor. Ve İstanbuldan döndüğü vakit bu delice masrafları keseceğine hükmediyordu. Fakat halkı asıl meşgul eden, Bekir Beydi. Bu eve tekrar dönüşü yüzünden şehirde çalkanan rivayetler Nurun kulağına kadar geldiği için, son zamanlar o tahmin edilemiyecek derecede azab çekmiş. Şevki ile barışmağa mecbur olduğu zamandanberi bu meselelerden ne ona, ne babasına bir daha bahsetmemeğe karar verdiği için tamamile münzevî ve kapalı bir hal al mıştı. Hiçbır ziyaret kabul etmiyor, eski ahbablarile teması kesiyor. Baştanbaşa yeni mobilyayla tefriş edilmiş olan bu eski evde, bir zindana kapatılmış gibi oturuyordu. Şevki, onu bu halden kurtarmak için mümkün olanı yapıyordu. Neşeli olmaya, nazik görünmeğe, ona karşı nihayetsız derecede müşfik davranmıya çalışı yor. Fakat bütün bunlar, üzerinde iyi tesir yapacak yerde inzivasını ve kederini artırmadan başka işe yaramıyordu. Bu yüzden, Şevkinin hesabı şaşırıp, böyle giderse babasmı batıracağından bahsedenler vardı. Kâmil Efendi vakıâ bu «lüzumsuz masraflar» a sıkılmamış değildi. Bununla beraber o henüz eski eşyanın yok pahasına gittiğini, evin yeni baştan bezendığini, havsalasının alamıyacağı «sefıhane» masraflara girildiğini bilmiyordu. Nurun, bu teferruatı farkettiğine dair hiçbir alâmet yoktu. Vakur bir içinde kederini örtmesine rağmen, gene yordu. Nihayet atıldı: her hali ıstırabı ifade edıyordu. Niçin döndün?.. Hizmetçi: Büyük bey, bir misafirGözlerine bakmıya cesaret edemedi: le... diye haber verdi. Nur, karşılamağa Mecburdum.. dedi. vakıt bulamadan, odanın ta ortasında, Mustaribsin! diye onu sarsmak isbabasile beraber Demiri gördü. İkisi de tedi. Nur cevab vermedi. Ve bir baha kımılmadan, bakıştılar. Böylece uzun, neyle kolunu çekerek ondan uzaklaştı. ezici bir zaman geçti. Bekir Bey: Sa Demir: na sürpriz! Memnun oldun mu? diye Bu halde göreceğimı hiç ummu söze başladığı halde, onlar gene hareketyordum. diye ısrar ettiği zaman, ıhtiyarsizdi. sız gene yaklaştı ve sesi titrediği, ıslak Buraya döndüğüne öyle sevindim gözlerle baktığı sırada: Bana acı ki! Bilhassa göresin diye getirdim. Bili makla işkence ediyorsunuz! dedi. Du rim, çok sevineceksin! diye söylendiği sıdaklarını ısırırken, masa üstündeki eşyarada Nur, ağır ağır onlara doğru yürü yı lüzumsuz yere düzeltiyor. yüp elini Demire uzatmıştı. Birden: Demir, kendine hâkim olamadan eli Şüphe mi var!.. diye yüksek sesle ne sarıldı: ve cebrî neşeyle karşıladı. Babası Şevki Kimseye acımıyorum! Sana muh * yi sorunca, işitılmıyecek sesle: Fabntacım. Niçin beni yalnız bıraktın? Seni kada.. dedi. Bekir Bey dolaşırken: mutlaka bulmalıyım. Müstehzi bir serab Geceyansı gelir. Haber vermeli! gibi kaçıyorsun. Niçin tekrar bana gö diye söyleniyor. Demir, kararsız yere baründün? Tam geleceğin zaman, neden kıyor. Nur muztar, onu tasdik ediyordu. kayboldun? Kurdoğlu kahvesini içmeden, Şevkıyi ça Yalan!. dedi. Beni büsbütün u ğırmak için gitti. Yalnız kaldıkları zaman, Nur ne bir nuttuğunuzu pek iyi bılıyorum. Zaten hareket ne bir sözbaşı bulamamak yüzün beni hic düsünmediniz. Siz yalnız Faust den çektiği ezayı saklamağa çalısıyordu. olmak istediniz. Demir, gözucile onu takib ederek susu lArkası var]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle