28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Bütün Yurd Hatay Zaferini Kutluladı CUMHURİYET 1 Şubat 1937 Dünkü muazzam mitingten diğer intıbalar: Bir hatibin nutkunu dinliyen halk kütlesi, Tahtim Cumhuriyet abidetine konan çelenkler ve miting yerinde mektebliler [Baştarafı 1 inci sahifede) Oğleden sonra Taksimde toplanan bir alay, Istiklâl caddesini takiben Be yazıda doğru ilerlemeğe başlamıştı. Kadıköyünde toplanan büyük alay da hususî bir vapurla Köprüye geliyordu, Şchremini Halkevi önünde toplanan binlerce kişi de Beyazıda doğru ilerliyordu. Miting başltyor Saat 14 te Beyazıd meydanı iğne a blsa yere düşmiyecek sözüne uygun bir hale gelmişti. Parti erkânı, Polis müdürü ve şehrin ileri gelenleri de orada idi ler. 100 bin kifinin söylediği İatiklâl marn Bu sırada kürsüden, tstiklâl marşı çalmacağı bildirildi ve bütün vatandaş lann marşa iştirak etmeleri teklif olun du. Şehir bandosunun çaldığı Istiklâl marşını Beyazıd meydanını dolduran yüî bin insan takib ediyor, göğüslerden fışkıran gür sesler her tarafı inletiyor du. Dünkü millî bayramdan istifade ederek ismini değiştiren bir müessese Türk inkılâbının muvaffak olmasındaki ciler ellerinde bayraklar, göğüslerde Hasebebleri saydıktan sonra şu suretle söz tayın ıstiklâl bayrağı olduğu halde Di lerini bitirdi: vanyoluna çıktılar. Yolda bando çalıyor, « Bugün Hatay istiklâli Türkiye millî şarkılar söyleniyordu. Bu şekilde 1 Cumhuriyeti hükumeti ve onun Büyük Önderi ve Kurucusunun sönmez imanı, kıvnlmaz kolu ve iradesile alana gelmişse, gene on sekiz yıl önce, ayni seciye, ayni hak davası uğrunda dökülen ve çağlıyan Türk kanı ve onun Ulu önderinin Şefliğile olmuştur. Nutuklar söylenirken Istiklâl marşmdan sonra nutuklar söylenmeğe başlandı. Ilk nutku Halkev leri namma Eminönü Halkevi reisi Agâh Sırn Levend söyledi. Yapılan radyo tertibatı, söylenen sözleri yan sokaklara kadar aksettiriyor, Istanbul radyosu da bu içten gelen tezahüratı bütün dünyaya yayıyordu. Saat tam 15 te mızıka îstîklâl marjım çaldı. Bundan sonra şair Behçet Kemal Ankara Halkevi namma söz aldı. Behçet Kemal, davanm büyüklüğünü, Ha tayın Türklüğünü ve bu şon zaferimizin millî olduğu kadar insanlık mikyasmda da değerinin eşsizliğini pek güzel anlat tıktan sonra bu zaferi bize veren Atatürkü, arkadaşlannı ve Boğazlardan sonra Hatayda da dünya sulhunun bek çisi olan Türk ordusunu şükran ve saygı ile andı. Parti namma söz söyliyen Sabri Çelikol, nutkunda davamızm tahakkuku için hüsnüniyetle çalışan dostlanmıza, müttefiklerimize ve raportör Sandler.e Türk milletinin teşekkürlerini ifade etti. Bundan sonra Mülkiye mektebinden Rüştü Ozan, Hukuktan İclâl Sarıl, Z i raat Enstitüsünden Sabri Başar, Gazi Terbiye Enstitüsünden Şaban Taşkm heyecanh sözlerle halkı coşturdular. Bu tezahürlere şahid olan iki Hataylı gene Nahide Balcı ve Reşad Mursal, Hataym bugünkü sevincini anlatarak Türki yeye, ve Ulu Önderi Atatürke şükranlarını sundular. Reşad Mursalın Hataya dair anlattığı iki müessir hatıra derin bir alâka ve hassasiyetle dinlendi. Bunlar • dan biri şuychı: Dün yapılaiı mitingin ifade ettiği büyük mana Kardeş ülkenin kavuştuğu hürriyet bütün bir milleti coşdurdu r ~y Yaşa ... Yaşa Atatürk.. diye çırpınan Türk çocukları, Türk anaları ! işte karşında bütün Türk ulusunun sevgisini, saygısını sunabilmek bahtiyarlılığına erenleri selâmlıyan en büyük Türk: Atatürk Bugün bir milletin ayaklanışını gör düm. Bugün, yıllarla ağlamış, sade ağlamı; bir şehrin kurumuş sayılan gözpınarlanndan taze, sıcak sevinc yaşlannın akışını gördüm. Islak, soğuk, titreten karlı bir hava. Fakat, Cumhuriyet meydanına insan selleri akıtan ucsuz bucaksız bereketlı sokakların iştihası dinmiyor. Dört bir taraftan önlerinde mızıkalar, ellerinde bayraklar, ve dillerinde vatan nağmelerile gelenler, koca gök kubbenin altında, adı konmamış bir ıbadet mü minleri gıbi saf saf birbirlerine giriyorlar. Yağışh, soğuk, ilıklere işlıyen bir hava mı?.. Hayır. Sanırsınız ki, Hatayın artık bir sonsuz neşe içinde coşan portakal bahçelerinden esen, ve yurdun her karışında, şu anda ayni sevincle çarpan Türk kalblerinin a tesile ısına ısına gelen muattar bir hava içindeyiz. Soğuk... Bu sevincin alevinde utana • rak eriyor. Saat iki. Bir izci, arkadaşının kulağına iğiliyor: îki buçuğa kadar beklersek mey dan çökecek.. Merak etme, karabahtlı nesillerin, kara bayraklarla toplaşıp gözyaşı dök tükleri bu kaldırımlar bile şu anda sevinen bir milleti taşıma gururu içjndedir. Dünü hatırlatan gene adam, bugün gibi şen, dalgalana dalgalana kabaran kalabalıktan fırlıyan bir ihtiyara elini uzatıyor: Gel, baba.. Baba mı?.. Ve eli kalbinde, nefes nefese, ak sa kalını titreterek: Baba mı?.. diyor, on beş senediı yaşıyorum oğul... Ben de (Ata) mm oğIuyum... İhtiyarlık, geçmiş kara günlerde kaldı, şimdi, hergün yeniden dünyaya gelmiş gıbi tazeyim... Sağdan soldan gelen mızıka sesleri, meydanm uğultusunda yeni bir katre... Kadıköylüler geliyor.. îşte Taksim kafılesi.. ~ Üsküdar Beyazıda hicret ediyor. Ve geliyorlar, geliyorlar.. Ağızlar kalblere yol veriyor. Ve meydan gür bir ses pınan gibi taşan Is tiklâl marşile çınhyor. Agâh Sırn Levendin, bütün kalaba lık ortasında, levend bir serhad bekçisi gibi yükselen silüeti ve bu insan denizini okşıyarak perde perde yayılan sesi.. Hatibleri dinlerken, sanki içimi işiti yorum. Ve yüzlere bakıyorum, onların sessiz duruşlarında, kâh gerilen, kâh gevşiyen, kâh «ertleşen, yumuşıyan, derinleşen, yayılan sessiz çizgilerinde, bütün bir Ha • tay davasını safha safha okuyorum. Ve birden, bir alkış sağanağîle bir uzun rüyadan uyanır gibi sarsılıyorum. Bir saat söylediler. Bir asır söyliyebilirlerdi. Kardeş ülkenin kavuştuğu hürriyeti terennüm eden sese doyum olur mu? Ve başta Ulu Önder olmak üzere büyüklere yazılan şükran telgraflarını kalb" lerimizden gelen alkışlarla imzaladıktan sonra, gene elele, gene kolkola ve gene bir sevda havası gibi, taş duvarları yalr yarak, kaldınmlan sarsarak Ayasofyaya doğru akıyoruz. Evler bağınyor: Yaşa Atatürk!. Coşkun bir çağlıyan halindeki kala * balık cevab veriyor: Yaşa Atatürk! Susanın içinde O, bağıranın sesinde Hataylılar, siz, Türkiyenin on sekiz yıl önceki durumuna kavujurken, Türk Agâh Sırrı Levendin nutku Agâh Sırrı çok alkışlanan nutkunda inkılâbı da insanlığa ulaşıyor. Adımımız geniş ve dık, gönlümüz sevincli, başımız ezcümle şunları söyledi: her zamanki gıbi idraklidir. Bize inkılâ « Yurddaşlar; Bugün Hatay zaferini kutlulamak i bımız ve hepimize Türk istiklâli kutlu olçin burada toplandık. Bu son zaferle sun.» Türkün kudretini, Türkün hulusunu bü Hatay Erkinlik Cemiyeti namma tün kâinata teslim ettirecek yeni bir delil söylenen nutuk daha vermiş oluyoruz. Bu yeni zaferle Hatay Erkinlik Cemiyeti namına söz diinya sulhu için çalışanlara örnek ola söyliyen Maltepe lisesi felsefe mual cak bir vakar ve fazilet nümunesi göster limi Ahmed Faik Türkmen de bilhassa miş bulunuyoruz. * dedi ki: Artık herkes anladı ki Türk adı; kuv« Bize bu mes'ud günleri hazırlıyanvet ve iradenin olduğu kadar; sulhun ve lara, Başbakanımız İsmet înönü ve kabiinsanlığm da bir sembolüdür. Türk; mil ne arkadaslarına ve şerefli ordumuzun lî davasını takib ederken ne cihan sulhu ünlü Mareşah Fevzi Çakmğa, Hariciye nu korumak ve ne de insanlığa yardım Bakanımıza ve Partimiz Genel Sekreteendişesinden bir an uzak kalmıyor. rine en derin saygılanmızı sunarız. Mıllî davalanmızı, şimdi o kadar emBurada sözümüz bitiyor ey Ulu Önniyetle ve o derece yüksek bir gururla ta derimiz. Fakat size beslediğimiz minnet kibe alıştık ki, zafere inanmak için Türk ve şükranlanmızın heyecanlan bitmiyor olduğumuzu hatırlamak, başımızda Ata ve bitmez. Yaşa Atatürk. Varol Ulu Öntürk gibi yüksek bir Şefin bulunduğunu der.» hissetmek kâfi geliyor. Doktor Salim Ahmedin nutku Hep onun sesi... Zaferden önce zaferi müjdeliyen mucizeli ses... Istiklâl Savaşında düşmanın, Anadolunun hariıîîî ismetinde boğulacağım haber veren Onun sesi, orduya hedefini göstererek Lozan sulhuna yol açan gene Onun sesi, kurtuluş yolunda olduğu kadar medeniyet ve saadet yollannda da geniş ve sonsuz inkılâblan hazırhyan daima ve her za man Onun sesi... Hangi dava olabilir ki, Onun iradesi önünde halledilmemiş; hangi müşkül vardır ki onun kudretli elile çözülmemiş olsun.» Agâh Sırrı sözlerini §u suretle bitir di: « Bugün Suriyeli dostlarımızm da bizim kadar memnun olmalan lâzımdır. Çünkü karşılarında kendi saadet ve ıkballerini en samimî ve en halis bir niyetle istiyen ve istiklâllerine herkesten önce ta raftar olan bir Türk milleti vardır. On lar; hak ve hakikate saygı göstermekle Türk milletinin de dostluğunu ve müzaheretini kazanmış olacaklardır. Bize bu zaferi bağışlıyan Büyük Öndenmız Atatürke bin mınnet ve şükran, değerli hükumet Reisimiz İsmet İnönü ile calışma arkadaslarına da bin saygı.» Agâh Sırrıdan sonra Üniversite namına Doçent Yavuz çok heyecanh bir nufuk söyledi ve cok alkıslandı Eon sonra nutuk söyliyen doktor Salim Ahmed çok alkışlanan nutkunu }öyle bitirdi: « Hür ve müstakil Hatayda Türk hakkı olan inkişafmı kendi benliğile elbette ki çok daha ileri götürür. Zaten medenî bir millet ıstiklâl için inkişaf eder. îstiklâlini alan Hatayın istiklâle lâyık olması, gene Cemiyeti Akvamm hakkı görür gözile, oradaki Türkün istiklâle lâyık olduğu görülmesile de sabit olmırçtur. Tekrar ediyor ve diyorum ki: Ey yüce Türk milleti... İşte haykın yorum, Büyük Baş senin başında iken, bu kudretli İnönü ve hükumeti senin rehberin iken, bu asil millet, senin milletin ıken sana daima birşey vardır: Yaşamak... Hür yaşamak... Müstakil yasamak... Son sözüm: Yaşasın Atatürk, yaşasın Türk milleti ve hükumeti.. Hataya gelen bir Türk heyetinin oto mobilini omuzlannda taşıyarak tezahürat yapan halk arasmda bir ihtiyara Fransız mesalihi hassa zabiti soruyor: « Be adam, şu haline bak! Ihtiyarlıktan ayakta duramıyorsun. Gözün gör müyor ve kulağın sağırdır. Bu halinle ne diye kalabalığa kanştın?» İhtiyar Türk gözlerinden heyecan yaşlannı silmeğe vakit bulamadan Fransız zabitine cevab veriyor: « Evet, ayağım tutroaz, gözüm görmez ve kulağım işitmez. Lâkin burnum koku alır. Bu otomobile yüz sürerek ana vatanın kokusunu almaktayım.» Halkın coşkunluğu büsbütün arttığı Eminönü Halkevi Başkant Agâh bir sırada Mekki Said Esen heyecan ve Sırrı Levend nutkunu söylerken şükranm büyüklerimize telgraflarla da Atasofya önüne kadar gelindı ve burada bildirilmesini teklif etti. Atatürke, min alay dağıldı. net ve şükranlarmı ifade edecek olan Abideye çelenk konuldu telgraf teklifini karşılıyan coşkun ittifa Heyetler otomobillerle Ayasofyadan kın kollar havaya kaldırılarak tezahürü* Taksime hareket ettiler ve abideye mera nü istedi. Eller havada bu karar daki • kalarca alkıslandı. simle çelenkler koydular. *** Şimdi, (O) na gidiyoruz. Şirket ve Akay vapurlarını dolduranlar Köprüden Dolmabahçeye uzanan deniz parçasında, okyanusların enginliğini buluyorlar, ve dalgaları yararak ilerli yen vapuru kürekleri kopmuş bir sandal gibi hor görüyorlar. işte, lâciverd suların dudak verdîgi ak kıyı... Memurlar bagırışıyorlar: Sarkmayın o kadar, denize dökü* leceksiniz! Gözlerden başka herşey tıkanmış... Kulaklar duymuyor biîe. Vapur yana yatıyor... Kaza çi kacak!.. Kasketi havada, gözleri kıyıda, biri, haykınyor: Sus be adam... Kaza çıkarsa ne olur sanki... Elverir ki şu anda, (O) nu görecek gozlerimiz çıkmasın!.. Ve, bir lâhza başını çevirerek, o memurun da birikilen tarafa sokulduğunu görünce, sinirleniyor: Ya sen ne diye koşuyorsun? Ben de can taşıyorum kardeşim... Benim de (O) nun aşkile yanan bir kal* bim var... Kapalı yerden öksüre öksüre güver teye çıkan bir ihtiyar, yalvanyor: Camların ardından iyi göremiyeceğim... Kurban olayım, bir yol verin bana... Karanlıklar ortasında kutub yıldızmı araştınr gibi, gözler saraym pencerele En Büyüğümüze tazim Bu esnada Köprüde hazırlanan Akay ve Şirketi Hayriye vapurlarma bînen binlerce kişi Dolmabahçe sarayı önüne gitmişler ve burada En Büyüğümüze, bu zaferi Türke kazandıran Atatürke son suz saygı ve minnetlerini tezahürat yapa rak sunmuşlardır. Atatürk, saraym balkonuna çıkarak halkm bu tezahüratma, kendilerini se * lâmlamakla mukabelede bulunmuşlardır. Büyük Önderin bu iltifatı, halkın coş kun tezahüratı ve «Yaşa, varol» sesle Bütün memlekette yapılan tezahürile karşılanmıştır. Başvekil tsmet înönüne ve hükumeti* ne, C. H. Partisi Genel Sekreterliğine, Hariciye Vekili doktor Arasa, Harici yemize, Ankara Hatay Egemenlik ku nımuna tazim, tebrik, takdir ve teşekkür telgraflannm çekilmesi hususundaki teklifleri de ayrı ayn uzun alkışlarla kabul edildi. Halk hep bir ağızdan 10 yıl mar şmı söyliyerek dağıldı. Bugünkü tezahürat münasebetile Atatürk heykeline birçok çelenkler ve buketler kondu. Bu arada Hataylıların çelengi de vardı. rinde... Atatürke tazimata giden heyet Antalya meb'usu Hataylı Tayfurun riyasetinde on iki kişilik bir heyet Dol mabahçe sarayına giderek bilvasıta Atatürke Hataylıların hürmet ve tazimlerini arzetmiştir. Atatürkün Hataylılara karşı olan muhabbetleri de Başyaver Celâl tarafmdan heyete tebliğ olunmuştur. rat a 3 milyondan fazla halk iştirak etti Nutuklar bittikten sonra Ankarada yapılan muazzam tezahürat Ankara 31 (Telefonla) H a t a y zaferi münasebetile şehrimizde yapılan mi" ting Ankarada görülmemiş derecede muazzam bir halk kütlesinin coşkun olduğu kadar çok şuurlu tezahürlerine vesile oldu. Ulus meydanı ve meydana çıkan bütün yollar hmcahınc doluydu. Meydan mitinge gelenleri istiab etmedığinden şehrin meydanlarına konan oparlörlerin etrafmda da kesif bir kalabalık göze çar pıyordu. Ankaradan ve memleketin her tara fındaki muhabirlerimizden telgraf ve telefonla aldığımız haberler, Hatay bayramının yurdun her tarafında coşkun tezahüratla kutlulandıgını bildirmektedir. Nahiyelere vanncıya kadar her yerde büyük mitingler tertib edilmiş ve bütün memlekette tezahürata üç milyondan fazla vatandaş iştirak etmiştir. Bundan sonra doktor Salim Ahmed hep birlıkte Sultanahmede kadar gidile ceğini ve oradan dağılınacağını, Kadıköy ve Üsküdardan gelen yurddaşlardan istiyenlerin de iştirakile vapurlarla Dolmabahçe sarayı önüne gidileceğini ve bü yük Öndere sonsuz sayıgılann sunula lffet Halimin nutku cağını bildirdi. Bundan sonra kürsüye gelen îffet Ha100 bin kişi hep birden harekete geçlim de heyecan uyandıran nutVunda ti. Önde Şehir bandosu, mektebliler, iz Hatayda da tezahürat yapıldı Antakya 31 (Hususî muhabirimiz den) Bugün bütün Hatayda mitingler yapılmış, halk bu mutlu günü candan tezahüratla kutlulamıştır. Bilhassa Bilândaki tezahürat çok parlak olmuştur. Halk, mümessilleri vasıtasile Atatürke, Türk devlet adamlarına, Türk matbuatma ve Milletler Cemiyetine minnet ve şükran telgraflan çekilmiştir. Bir çığlık, bir kıyamet... Yaşa... Yaşa Atatürk... Ben, Kâbeye yüz sürenleri de gör « düm. Fakat ben, bir sevgiye tapanlan, a3il bugün gördüm. • Yaşa... Yaşa Atatürk... diye çırpınan Türk çocuklan, Türk anaları, Türk... Ve işte karşıda, ona, şu anda, bütün Türk ulusunun sevgisini, saygısını sunabilmek bahtiyarlığma erenleri se lâmlıyan En Büyük Türk: Atatürk. Hayır, benden, bu sahnenin tasvirinî istemeyin. Vapura çöken ayrılış acısını gorme • mek ister gibi gözlerimi yumuyorum. Ve, inanıyorum ki; şu anda, bir son gecenin titrek şebnemini taşıyan konca gibi nemli bakışlarını, artık bitmiyecek bir sabahın neşesine açan Hatay kızı da siliyor gözlerini ve hiç, hiç bilmediği bir başka gülüşle, bir başka sevinc, bir başka saadetle gorüyor Atasını .. KANDEMIR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle