18 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 20 tkincikânun 1937 Fransa herşeyden evvel Türk dostluğuna ehemmiyet veriyor [.BaştaraU 1 inct sahifedel Bu hafta yapılacak lik maçlan Galatasaray Ist. Sporla, Fenerbahçe Anadolu ile karşılaşacak T. S. K. İstanbul Bölgesi Futbol Ajanlığından: 23/1 '937 cumartesi günü yapılacak lik maçı Şeref stadı: Beşiktaş Hilâl B takımlan saat 14 hakem: Tahsin. 24/1/937 pazar günü yapılacak lik maçları Taksim stadı: Alan gozcusü Adnan Akın Feneryılmaz Altmordu A takımları saat 11.30 hakem: Adnan Akın Fenerbahçe Anadolu A takımları saat 13,15 hakem: Bürhan Atak. Yan hakem leri: Rıfkı ve Ekrem Ersoy Galatasaray Istanbulspor A takımiarı saat 15 hakem: Halid Galıb. Yan hakemleri Tahsin ve Halid Ozbaykal Şeref stadı: Alan gozcusu Nuri Bosut Kasımpaşa Ortakoy A takımları saat 11,30 hakem: Nazım Beykoz Suleymaniye A takımları saat 13,15 hakem: Sadi Karsan. Yan hakemlerı: Feridun Kılıc ve Samim Talu Beşiktaş Hılâl A takımları saat 15 hakem: Nıhad Bekdik. Yan hakemleri: Tank ve Bahaeddin Uluöz Antakyada yapılan f nümayişden intibalar Duymadıklarımız ve bilmediklerimiz Vakit nakiddir darî imtiyazile bu havalinin gayriaskeriliğinin ve îskenderun limanından Türkiyenin istifade eylemesinin hakkile temin olunabileceğini teyid eylemektedir. Su riyenin bu imtiyazata riayeti kâfi değilse bunu yeni Fransız garantisile ve Milletler Cemiyetinin işe filî miidahalesile takviye eylemek müm kündür. Nihayet Sancakta kim vali olacaktır, ve Sancaktan Suriye medisine meb'us gidecek midir? M. Blum bu iki meseleyi pek nazik addetmekle beraber Milletler Cemiyetinin bu müşkül noktalara dahi bir hal çaresi bulmaktan âciz olmıyacağını beyan etmekte ve Sancağa dair olarak Mil letler Cemiyeti Konseyince alınacak kararlara Fransaca bilâkayıd ve şart şimdiden muvafakat olunacağını ileri sürmektedir. M. Blum hatimei kelâm olarak Türk Fransız dostlugunun bozulmaktan vikayesine en büyük ehemmiyeti atfetmekte ve kendi tarafından birer hatıra olarak ileri sürülen bütün muslihane hal şekillerinin hep bu gayeye matuf olduğunu tasrih eylemektedir. M. Blum Türkiye tarafından teklif olunan konfederasyon şeklini kolay tatbik olunamaz bir şekil olarak tavsif eylemiş ve bunun yerine ken•ii düşüncelerini daha amelî teklifler Ibi göstermiştir. Konfederasyon teklifimizin tam tnetni Ankara 19 (Telefonla) Suriye, Lübnan ve Sancaktan müteşekkil bir konfederasyon teşkili etrafmda Fransa hükumetine son günlerde verdiğimiz notanm metnini bildiriyorum. 14 maddeden müteşekkil bulunan bu teklifte noktai nazarımız şöyle izah edilmektedir: 1 Suriye, Lübnan ve Sancak üç konfedere devlet teşkil ederler. İkinci madde her konfedere devletin tam ve kâmil bir hâkimiyeti haiz olacağını bildirmekle beraber §u kayidleri de ihtiva etmektedir. A Diplomatik ve konfolar temsil hakkı da dahil olmak üzere bilcümle haricî münasebetler. B Konfedere devletler arasında gümrük ittihadı. C Meskukât birliği. Üçüncü madde konfedere devletler arasmda müşterek cereyan edecek olan yukanki muamelelere aid masrafların kendi nüfus nisbetlerine göre aralannda taksim edileceğini göstermektedir. Dördüncü maddede de konfederasyona merkez olacak şehir tayin edilmemiş, teklifte açık bırakılmıştır. 5 Konfederasyonun icra komitesi konfedere devletler parlâmentolanndan seçilmiş, müsavi miktarda delegelerden teşekkü! edecektir. Haricî münasebetlerle müşterek masrafların, tayine aid masraflann ve konfedere devletlerden birinin kanunî ahkâmını değiştirecek mahiyetteki kararlar ittifakla verilecektir. Diğer bilcümler kararlar için ekseriyetin teşekkülü kâfi addolunacaktır. Konfedere bir devletin kanunî ahkâmını değiştirecek mahiyetteki kararlar o devletin parlâmentosunca tasdik edilmedikçe o memlekette meriyet hükmedemiyecektir. 6 Her konfedere devlet diğeri nezdinde bir irtibat ajanı vasıtasile temsil olunacaktır. 7 Konfederasyonun yukanda zikredilen müşterek işlerine aid muahedeler icra komitesi tarafından müzakere ile akdolunur ve üç konfedere devletin parlâmentosu tarafından ayrı ayn tasdik olunur. Konfederasyonun teşkili anmda mevcud siyasî muahedelerin (Fransa Suriye, Fransa Lübnan) mer'î olarak devam edeceği ve hitamlarında temdid olunabileceği teklifin bu maddesinde zikrolunmuştur. Sekizinci madde konfedere devletler arasında Hatayın silâhtan tecrid edılmiş daimî bir bitaraf hale vazedileceğine mütedairdir. Memleketin dahilî emniyet ve asayişinin icab ettirdiği miktardan gayri kuvvet bulundurulmıyacak, hiçbir askerlik mecburiyeti olmıyacağı gibi, askerî tesisat ve inşaat ta yapılmıyacaktır. Hükumetimiz bu teklifin 9 uncu maddesile Fransa hükumetini 1921, 1923 ve 1926 muahedelerinin yerine kaim olmak üzere yeni bir Türk Fransız muahedesi akdine davet etmektedir. Bu muahede konfederasyonun tesis ve muamelelerine aid maddeleri de havi olacaktır. Teklifimizin bu kısmında diğer iki konfedere devlet te dahil olmak üzere Sancağa haricden gelecek herhangi bir müdahale ve tecavüze karşı Sancağın tamamiyeti mülkiyesinin Türkiye ve Fransa tarafından garanti edilmesi esası vardır. Akdedilmesini teklif ettiğimiz mu ahede ile bu garantinin şekli de tesbit olunacaktır. 10 Bu garanti Sancağın muahede ile tayin olunan statükosuna ve bitaraf lığına da şamil olacaktır. On birinci madde bu muahedenin 20 teşrinievvel 1921 Türk Fransız anlaşmasma merbut olan imza protokolunda da formüle edildiği veçhile Türkiyenin îskenderun körfezi üzerindeki menafi ve hukukuna aid hükümleri de ihtiva edeceğine dairdir. 12 Sancak vatandaşları devletin teşkilâtı esasiyesini ihzar edecek bir parlamento seçeceklerdir. Teşkilâtı esasiye mezheb ve hars hürriyeti prensiplerini mecburî olarak ihtiva edecek, Sancağın resmî dili türkçe ve devlet şekli de cumhuriyet olacaktır. Birinci parlamento için intihabat Türkiye ile Fransa arasında bir anlaşma ile tesbit olunacak şekil dahilinde yapılacaktır. On üçüncü madde Sancakta kimlerin vatandaş addedilebileceği hakkındaki esası besbit etmektedir. Halen başka bir ecnebi tabiiyetinde olmamak şar tile Sancakta doğan veya babası San cakta doğan ve yahud da 20 teşrinievvel 1921 de Sancakta mütemekkın kimseler vatandaş hakkını haiz bulunacaklardır. Teklifin son 14 üncü maddesi Sancak teşkilâtı esasiyesinin Türkiye ve Fransa devletlerinin tasdikmdan evvel mer'iyete geçemiyeceğine mütedairdir. Halk fevc fevc, b'nde halk mümessilleri olduğu haldt Tüccar çarşısından geçerlerken Fransız futbolcularma ceza veriliyor Bılhassa ı ş 1 e r ı fazla olan resmî ve hususî yerlerde, duvarlara, «vaktımiz dardır, lâkırdıyı kısa kesıniz» manasına gelen turlu ibarelı levhalar asmak âdet olmuş tur. Vaktin nakid olduğunu bilenlerîH bulduğu bu usul çok faydalı olmakla beraber, Amerikalı bir ış adamınm tatbik ettiği şekil, fazla Amerikanvari olmakla beraber daha kestırmedir. Bu zat, çalışma odasının duvarına as> tığı bir levhaya şu yazıları yazmış: 1 Hava hakkındaki fikrinize işti rak ediyorum. 2 Sıhhatim iyidir. 3 Gazetleri okudum. 4 Pek fazla meşgulüm. Amerikalı, bu suali mukaddere cevab şeklindeki levhasile, kendisile görüş meğe gelenlerin manasız ve lüzumsuz mukaddemelerinin önünü almış oluyor. Haksız da değıl. Herkes bir olmaz. İmadan anlıyan var, anlamıyan var. Lâkırdıyı ağzmda gevelemektense, böyle takır takır söyleyip işin içinden sıyrılmak elbet daha iyi. f Fransız Futbol Federasyonu maçlar esnasında bazı oyunculann nizamsız hareketlerini cezalandırmak üzere bir di siplin komitesi teşkil etmişti. Bu komitenin geçen haftaki toplantısında birçok oyunculara kasden favul yapmak, orta hakemine itiraz etmek, yan hakemine gayrimünasib muamelelerde bulunmak gibi hareketlerinden dolayı sekiz ilâ on beş güne kadar boykot kararile 200 franga kadar para cezası vermiştir. Budapeştede yeni yapılan bir sinema binası, tayyare hücumuna karşı en asrî müdafaa vasıtalarile mücehhez, emin bir şekilde yapılmıştır. Bu binanm damı, asrî mimarinin, hava hücumlarına karşı vücude getirdiği tertibat noktai nazarından bir şaheserdir. Kat kat çe • • lik ve çimento ile yapılan bu dam, şehrin üstüne yağmur gibi bomba yağsa, binayı gene sapsağlam muhafaza ede cektir. İnsanları, eğlence yerlerine vanncıya kadar hava tehlikesine karşı mukave met tertibatile doldurmağa mecbur etabelâlarile den kötü bir devirde yaşıyoruz. Budapeştedeki sinema binası damı • nın bu tarzda inşası, medeniyet asrmın, icabatmdan olduğu için tabıî görülmek lâzım. Ancak, merak edilecek bir nokta var. Tayyareler, havayı kara bulut gibi kaplayıp ta şehirde kan gövdeyi götürürken, bu emin ve rahat bina içinde kemali sukunetle oturup sinema seyredecek insanlar bulunacak mı acaba? En asrî bina Bir profesyonellik rivayeti Spor muhitimizde dönen bazı rivayetlere göre birinci kümeye dahil büyük ku Turizm otelinin öniine yaklaşan azim kalabahk lüblerimizden ikisi yakında profesyonelliklerini ilân edeceklermiş. Kulüblerin isimleri de söylenilmekte ise de, Biz bu rivayete inanmadığımız için, isim zikrine lüzum görmedik. Rivayete inanmayışımr zın sebebi ise, Türk sporculuğunu himaye eden Cumhuriyet Halk Partisinin açıkça profesyonelliğe muarız olması ve geçen Cumhuriyett<bayramınd.a resmen Partiye girmiş olan, teşkilâta dahil kulüblerimizin bu vaziyette profesyonelliklerini ilân et melerine imkân bulunmamasıdır. lıyacağı haberleri bazı yabancı gazete ve ajanslar tarafından yayılmaktadır. Arab âlemile Türk âleminin arasını açmak ve Sancak meselesinin hallini zorlaştırmak için uydurulmuş olan bu ha vadisleri kat'iyetle tekzibe Anadolu a jansı memur kılınmıştır. ellerinde Maymunluk dersi San Fransiskoda Ronald isminde bir hayvan mürebbisi, maymunların âdetlerini ve ahlâklarmı tetkik etmek maksadıle, bir maymun kafesinde tam iki ay maymunlarla bir arada yaşamıştır. İlk günler, maymunlarda bir ürküntü, bir çekingenlık hasıl olmuşsa da, mürebbinin mütemadi surette kafesta oturması bu çekingenliği yavaş yavaş izale etmiştir. Ronald, maymunlara itimad telkin etmiş ve onlardan ders almağa başla mıştır. Aldığı ders, ağaca tırmanmak, ellerini de ayakları gibi sühuletle V3 çeviklikle kullanmak, pire ayıklamak gibi şeylerdir. İşin garibi, bir iki gün lük müşterek hayattan sonra, bu dersleri vermeğe, maymunların bizzat talib oluşudur. Şikagolu hayvan mürebbisi, maymunların nasıl büyük bir sabırla ders verdiklerini anlata anlata bitire miyor. Maymunlardan ders alan bu adam, şimdı, dünyanın en mükemmel may mun mukallidi olmuştur. Fransa sefiri dün Ankaradan geldi Fransanın Ankara büyük elçisi M. Henri Ponsot dün sabahki ekspresle Ankaradan İstanbula gelmiştir. Fransız el çisinin Sancak meselesi hakkında Milletler Cemiyetinde yapılacak müzakerelere iştirak etmek üzere doğruca Cnevreye gideceğine dair verilen haber teeyyüd etmemiştir. Fransız mehafilinden aldığımız malumata göre bizzat M. Ponsot dahi Cenevreye gidip gitmiyeceğini henüz bilmemektedir. Bu vaziyete göre, sefirin Fransız Hariciyesinden talimat beklediği, bu talimahn da dün akşama kadar gel mediği anlaşılmaktadır. Halk hareket edilecek yerde toplamrken Başvekil Ankarada Ankara 19 (Telefonla) Başvekil îsmet înönü, Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sekreteri bu sabah Ankaraya geldiler ve îstasyonda Vekiller ve kordip lomatiğe mensub şahsiyetler tarafından karşılandılar. Başvekilin muvasalatından biraz sonra Vekiller Heyeti toplandı. Öğleden sonra Parti Grupu, takiben de Vekiller Heyeti tekrar içtima ederek geç vakte kadar müzakerelerde bulundu. Teşekkür Okulumuz yoksul çocuklarmdan 22 yavrunun elbise ve ayakkabılarmı te min etmek gibi gösterdikleri yüksek şefkat eserinden dolayı Bay Salih Çizmeciye okul namına şükranlarımı su narım. İstanbul 56 ncı okul Başöğretmenliği lâzım bir şeyi içinden çıkaracak sanılı yordu. Bir anahtar sesi ve bir çıtırtı, tayyarenin uğultusu içinde hiç duyulmadı. Fakat Murad Ferdinin nazarı dıkkatini celbetmişti; kendi kendine: Alâ, dedi, bu çanta muhakkak bir takım kıymettar evrak ve vesaikı ihtiva etmektedir. Ele geçirmek faydadan hâli olmıyacak. Ve biraz sonra Samoilofun atkısını, muavini gibi tekrar burnuna kadar çekerek uykuya hazırlandığını görünce büs bütün memnun oldu. Tayyare denizin üstündeydi. Ferdi, kendisine başını çeviren Hasan Azmiye bir göz işareti yaparak herşeyin yolunda gittiğini ve Samoilofun hiç birşeyden şüphe etmediğini anlattı. Hasan Azmi gözlerini açarak ve ellerile işaret ederek sormak istedi: Nasıl? Harekete geçmek sırasî mı? Fakat sabık polis memuru parmagmî dudağma götürerek denizi gösterdi; biraz daha ilerlemek icab ettiğini anlatmak istedi. (Arkati var) Bu sabah Ankaradan şehrimize gelen Fransız elçisi M. Henri Ponsot öğleden Ankara 20 (A.A.) îskenderun sonra İtalya sefaretine giderek sefir M. ve Antakyadan sonra Türkiyenin Haleb Carlo Galli'yi ziyaret etmiş ve yarım save Musul üzerinde de hak aramağa baş at kadar sefirin nezdinde kalmıştır. Haleb ve Musul üzerinde hiçbir iddiamtz yoktur Bir mülâkat Halk nümayişten dönerken Hatay halkının tezahüratından parçalar Mehmed Fikretin verdiği malumattan sonra Atinaya gideceğini anlamıştı. Bu yolculukta ne yapması lâzım geldiğini de sezmişti ve kendisine Murad Ferdinin Zabıta rornanı : 30 yardımcı olarak refakat edeceğini de Çünkü eğer bu zat mücrim değilse Fik Şimdi matbuata verilecek maluma biliyordu. ret Beyle olan mülâkatına, dostluğuna, tı tesbit edelim. Mehmed Fikret, kendisine ortak olaonun düşmanlarına aid malumat vermek Tabiî... Hemen tesbit edelim. rak seçtiği Hasan Azmi ile birlikte şüpüzere bizzat bize müracaat edecektir. Muavin önündeki kâğıda not alarak heli malî işlere karışmış ve bu yüzden bir Amma eğer mücrimse... Acaba siz Fik yazdı: takım düşmanlara sahib olmuştu. Bu düşret Beyle görüşebildiniz mi?.. «Mehmed Fikret Bey evveiki gilnkü manlar ayni işlerde kendilerine rakib o Maalesef... Zavalh humma halin otomobil kazasında aldığı yaralardan lanlara karşı dişlerini gıcırdatıyorlar, cide olduğu için yanma gittiğim zaman hiç müleessiren dün akşamüsiü vefat etmişnayeti bile gözlerine ahyorlardı. Mehmed birşey konuşmak kabil olmadı. tir.» Fikret, bütün bunları bildiği için Hasan Bu sırada telefon çaldı. Telefonun yaAzmi ile birlikte mukabil tedbir almak Müddeiumumî sordu: nıbaşında oturan polis müdürii açü ve kove kanun yolile yapmağa muvaffak ola Şoför öldü, dedinizdi değil mi? nuşmağa başladı: madığını gizli entrika yollarile temin et Evet, hemen ölmüştü.. Evet. burası... Polis müdürii ben... mek lüzumuna kanidi. Hasan Azmi de O halde buna şu satırlan da ilâve Ne istiyorsunuz? Ha, hastane mi?. Dokbu lüzum üzerine profesör Samoilofun tor Nafi Bey siz misiniz?.. Peki... Peki ediniz: bindiği tayyareye yerleşmişti. «Yapılan tahkikat kazaya şoförün sene var? Ne dediniz?.. Bitti öyle mi?.. Tayyareye, düşmanile yalnız binmek beb olduğunu göstermektedir.» Peki, hemen geliyorum... Hasan Azmi için kolay bir iş olmıyacakTelefon kapanınca müddeiumumî enHavadaki facia tı. Mehmed Fikretin teminatına rağmen dişe ile sordu: Polis müdürünün tahminlerinde bazı bir tereddüdü vardı. Fakat otomobilden Demek?.. isabetler ve bazı aldanışlar vardı. Filha iner inmez kendisini karşılıyan Murad Evet efendiler, sizlere ömür!.. kika Hasan Azmi Mehmed Fikretin rı Ferdi, bu tereddüdü izale etti ve tayya Bir dakika sükut içinde Mehmed Fik zası ve direktifile yola çıkmıştı. Hatta redeki yerine emniyet ve huzurla oturdu. retin hatırasını taziz ettiler. Sonra polis yola çıkacağından haberdar bile değildi. Çünkü yalnız değildi. müdürii: Ancak başbaşa yemek yedikleri sırada Tayyare hareket etmeden evvel Ferdi, Köşe minderinin esrarı Hasan Azmiye pilotu, makinisti ve tayyarenin hizmetçisini tanıtmıştı. Bunların hepsi adamlarıydı ve tayyare içinde geçecek her hâdisede yardım edeceklerdi. Murad Ferdi, yanındaki kapınm istenildıği zaman açılabileceğini bir tecrübe ile anladı. Demek adamlan kapının kiIidini bozmuşlardı. Bozmamış olsalar da bu kapı kapanacak ve ilk istasyona ka dar açılamıyacaktı. yarısını da örtmüşlerdi. İki yolcu kendilerine ayrılan boş yerlere yerleşince, tayyare hareket etti. Murad Ferdi ikisinin de çantalannı dizleri nin dibine yerleştirdiklerini, sonra koltuklarında mümkün olduğu kadar uzanmış gibi bir vaziyet alarak uyumağa hazır landıklarını görünce memnuniyetini göz lerile Hasan Azmiye göstermekten kendini alamadı. Tayyare yolculuğuna çok Tayyarenin altı mevkii şu suretle işgal alışmış adamlarm bir iki saat uyku kes tirdikleri malumdu. ediliyordu: Bütün bunlar Murad Ferdinin projesini kolaylaştırıyordu. Evvelâ şu vaziyet ten anlaşılıyordu ki Samoilofla muavini pek emindiler ve hiçbir şeyden şüphelenmiyorlardı. Hele bir akşam evvel uyku suz olduklannı belli eden uykuya hazırlanışlan, deniz üstünde Ferdinin tasavvur ettiği taarruz için en münasib vaziyetti. Tekirdağ önlerinde genc Davud bir aralık uyanır gibi oldu; fakat sonra gene derin bir uykuya daldı. Gelibolu sa hillerinde de Samoilof çıkardığı gözlüğünü bir kere daha gözüne taktı. Kara larla denizleri ayıran ivicaclı hatlan seyretti ve iğilerek çantasını aldı. Kendisine Pilotun arkasındaki ilk sırada Hasan Azmi ile Murad Ferdi oturuyorlardı. Onların arkasında Samoilof ve Davud, daha arkada da makinistle garson... Bu suretle Samoilof ve Davud, Hasan Azmile adamlan tarafından ihata edilmiş ti.. Tayyarenin hareket saati geldiği halde Samoilofun henüz ortada olmadığım gören Ferdi sıkıhyordu. Tam son daki kada sadık kâtibi ve muavjnile Samoilof göründü. Fakat onları tanıyabilmek için insanın Murad Ferdi kadar tecrübeli ve polis memurluğu yapmış olması lâzımdı. Çünkü ikisi de, hava soğuk olmadığı halde, kulaklarına kadar atkılarla kapanmışlar, gözlüklerle yüzlerinin geri kalan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle