19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET 12 Ikincikâmın 193? Antakya •s\ TARIHI Yazan : Ahmed Faik Türkmen { Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Holanda heyeti Ankaraya gitti Kanalizasyon işi bu sene bitiyor Ingiltereden bir heyet geliyor İspanyada askerî ve Holandada siyasî harb vrupanın ve bütün dünyanın sîyasî vaziyetindeki sonu gelmiyen karışıklık ve tehlikeli gerginlik, daha ziyade iki asrî rejimin, faşizmle komünizmin her sahada çarpışmasından ileri geliyor. Bu iki rejimin boğuşması ikisinin arkasında buhjnan devletlerin ve bunlarla müttefik olanların çarpışması demektir. Bugün Sovyetler Birliğile, Almanya, îtalya ve Japonya arasında resmen harb yoktur. îki arada diplomasi münasebetleri alelusul devam edip duruyor. Fakat iki tarafın askerleri, diplomatlan ve gizli ajanları ancak bir harb zamanmda görülebilecek bir ciddiyet ve siddetle mübareze ediyorlar. Meselâ, bugün, İspanyada birbirile harbeden kuvvetler, İspanyol olmaktan ziyade ecnebidir. En bitaraf müşahidler diyorlar ki; eğer komünizm ve faşizm, kendi davalarını müdafaa maksadile silâh, tayya* re ye asker vermek suretile mücadeleye karışmamış olsalardı İspanyadaki dahilî harb ateşi çoktan sönmüş, tabiî vaziyet geri gelmiş olurdu. Gene Taymis gazetesinin îspanya muhabiri gibi en bitaraf gazeteciler, ispanyada şimdi îspanyollar değil, daha ziyade Ruslarla Almanlann, Italyanların ve diğer ecnebilerin harbetmekte olduk* lannı kendi meşhudatına atfen yazıyor* lar. Mumaileyhin gönderdiği mufassal malumata göre, General Franko ordusunun hava işlerini Almanlarla îtalyanlar idare etmektedirler. îspanyol hükumeti tarafındaki Rus bomba tayyarelerine karşı Almanlar elektrikle kontrol edilir en son sistem tayyare müdafaa toplarını kullanarak müthiş tahribat ika etmektedirler. Hemen hergün Madridin semasmda dünyanın en seri tayyaresi sayılan ağır Rus bomba tayyarelerile Almanlann meşhur takib tayyareleri arasında hava meydan muharebeleri yapılmaktadır. Almanlann Yunkers sistemi tayyarelerile Rusların muharebe tayyareleri arasında gayet sık musademeler oluyor. Adeta bütün hava harbleri Ruslarla Almanlar ve îtalyanlar arasında cereyan etmektedir. Bu çarpışmalara iki muharib taraftaki Ispanyollar yalnız seyirci kalmaktadırlar. Gene bu müşahide göre, Madridin müdafaası birkaç haftadanberi Ruslar tarafından idare edilmektedir. ispanyada bulunan 10,000 mevcudlu Alman pi" yade kuvvetinin kısmı azamı da Madrid önünde Ruslara karşı harbetmektedir. Bu misal, Sovyetlerle Almanya arasında tabiî diplomasi münasebetleri devam ederken kendilerinin en yeni tayyareleri, toplan ve askerî kuvvetleri, sanki iki büyük devlet resmen harb halinde imişler gibi birbirlerile kıyasıya harbediyorlar. Harb sahasının üçüncü bir devletin toprağı olması, bu harekâta bir Rus Alman harbi adını vermeğe mâni olmaktadır. İspanya topraklannda askerî mücadele yapan bu iki devlet ve ajanları, diğer sahalarda da siyasî mücadele yapıyorlar. Meselâ son günlerde Holanda toprağı böyle bir siyasî mücadeleye meydan oldu. Şöyle ki; Holanda Kraliçesi Wilhelmina, kendisinin hem kızı, hem de Veli ' ahdi olan Prenses Juliana'yı Almanya * nın M. Hitler tarafından ilga edilen federasyonuna dahil Lippe'nin hükümdan Prens Bernhard'la evlendirdi. îngiltereden sonra dünyanın en büyük müstemleke imparatorluğunun sahibi bu" lunan ve ayni zamanda Almanyanın garbda hem denizde, hem de karada yakın komşusu olan Holandada, İngilterede olduğu gibi, krallık müessesesinin bü yük ehemmiyeti vardır. Bunun içim bütün dünya Holanda milleti için mes'ud olan merasime iştirak etti. Şu kadar var ki Veliahd Prensesin zevcinin Alman olması münasebetile her nerede çengelli haç teşhir edilmiş, yahud Alman marşı okunmuşsa komünistler, orada büyük hâdiseler çıkarmışlardır. Almanya, bu hâdiseler karşısında Prensin kâfi derecede Almanyayı müdafaa etmediği zannile infial gösterdi. A î kalsm iki devletin arası açılıyordu. Lâkin Prens, millî sosyalist idaresinde hükumetini kaybettiği halde, kendisinin herşey " den evvel Alman olduğunu düşünüp e linden geldiği kadar cemilekârane hare ket ettiğinden münasebatın bozulmasına meydan kalmadı. Bugün Holandada tehlikeli bir misalini gördüğümüz siyasî mübarezeye dünyanın her tarafında şahid oluyoruz. Bu yüzden dünya yüzünde huzur ve istikrar ihtimali de gittikçe zayıflıyor. Nüfus ve îrfan Eski ve tam bir Tiirk yurdu olan Hatay pek çok Türk âlim ve şairi yetiştirmiştir 21 Anadolu ve Suriye arasındaki malum olan ehemmiyetli rolü itibarile bu mıntaka İkinci Mahmuda isyan eden Mısırlı İbrahim Paşaya da merkez vazifesini görmüştür. (1832 1839). Yedi sene Hataya hükmeden İbrahim Paşa Antakyada çok büyük bir kışla yaptırmıştır ki bugün ayni kışlada Fransız askerleri oturmaktadır. Tanzimatçıların ve bilhassa Abdülhamidin Anadoluyu ihmal ederek Rumeli vilâyetlerile Suriyeyi imar ettikleri malumdur. Hatay ilini de Suriye zanneden Osmanh İdaresi Suriyenin imar siyasetini buraya da teşmil ederek bazı faaliyetler göstermiştir. Meselâ 1888 de İskenderun Haleb şosesi yapılmıştır. Harbi Umumî ve müteakıb Fransız işgaline kadar Hatay mıntakası bu imar çığrında ilerlemiştir ve Fransızlar işgal ettiği sıralarda Hatay Anadolunun birçok mıntakalanndan daha mamut bir halde bulunmaktaydı. şairleri demek o mmtakanın münevver ve güzidesi demektir. Şehdi: 16 ncı asır şairlerinden olan Şehd? Antakyahdır. Lâtifî tezkeresine göre helvacılıkla maişetini temin edermiş. Sözünün eri olan şair muhitinde iyi bir tesir bırakmıştı. Şiirlerinde hakimane bir eda vardır. Bundan anladığımıza göre Şehdî esnaflık yapmakla beraber Antakyada ciddî bir tahsil görmüş olmalıdır. Âdeme âhır haram olur harimi âlemln Taku eyvanile görme kendini âlicenab Kasru eyvanile ey âli makam oldum sanan Kendini yüksekte görme menzilin tahtı turab Heyet reisi, bu ziyaretin Belediye para bulursa Limanm tesisat projesebeblerini anlatıyor yeni inşaat yaptıracak lerini hazırlıyacak Holanda Ticaret Nezareti Müsteşarı doktor Van Kleffens'in riyaseti altındaki altı kişilik Felemenk iktısad ve ticaret heyeti dün akşam Ankaraya hareket etmiştir. Heyete Holanda Ticaret Nezaretıle Klering Enstitüsü müdürü profesör Bruinns, Müstemleke Nezareti mümessili M. Rutger, Ticaret Nezareti müşaviri M. Van Stolk ile M. İnsinger iştirak et" mektedirler. Heyet reisi doktor Van Kleffens dün akşam Ankaraya hareketinden evvel bir arkadaşımıza şunlan söylemiştir: « Faik Kurdoğlu Londradan dö nüşünde Lahey'e uğramıştı. Orada başhyan müzakerelere devam etmek üzere buraya geldık. Herşeyden evvel Türkiye ile bir ticaret muahedesi imzalamağa çahşacağız. İki senedenberi Holandada Türkiyeye karşı büyük bir alâka başgösterdiğinden, iki memleket arasında vâsi mikyasta ticarî münasebat tesis etmek için çok müsaid bir zemin hazırlanmış bulunmaktadır. Türkiyeden hububat mubayaa ederek, mukabilinde mamul eşya ihrac edilebi leceğini zannediyoruz. Bu hususta tet kiklerde bulunacağız. Diğer taraftan Gölcük, ve Ereğli limanlannın inşasile de alâkadar bulunduğumuzdan, bu meseleleri de ayrıca tetkik edeceğiz. îleride belki Istanbul limanile de alâkadar ola cağız. Ankarada alâkadar makamatla te maslarda bulunduktan sonra, icabında Anadolunun bazı merkezlerini de ziyaret etmek niyetindeyiz.» Belediye ile Kanalizasyon şirketi arasındaki 1927 senesinde yapılan kanali zasyon mukavelesi 937 senesi nihayetinde hitam bulacaktır. Bu mukaveleye göre şirket 7,5 milyon liraya taahhüd et miş olduğu kanalizasyon şebekesini bu senenin sonuna kadar ikmal edecektir. Şirket, şimdiye kadar senelik taksitlerini muntazaman aldığı için kanalizasyon inşaatınm müddetin hitamından evvel ik mal edileceği zannediliyor. Şirket şim diye kadar Belediyeden bu iş için 6,550,000 lira tahsil etmiştir. Kanalizasyon müdürlüğü şımdıki şebekenin ikmalinden sonra îstanbul Vilâyeti dahilinde yapılacak mecari hakkında da bir proje hazırlamaktadır. Bu projeye göre en ehemmiyetli kanalizas yon şebekeleri Beyazıddan itibaren sur Iara kadar devam edecek kısım, Beyoğlu, Usküdar ve Kadıköy hattı mail lerile Kadıköy kanalizasyonlarıdır. 937 senesi sonunda hitam bulacak olan şebekelerden sonra Belediyenin, kanalizasyon inşaatına devam edip etmiyeceği henüz malum değildir. Bu herşey den evvel bir bütçe işidir. Maamafih para temin edilip te kanalizasyona devam edilecek olursa ilk plânda sahil kısımlan yapılmış olan Beyoğlu şebekesile Istanbulun Halice inen hattı mailinin kanali zasyonu tercihan yapılacaktır. Istanbul limanında yapılacak muhtelif tesisat hakkında tetkikat yapmak ve limanm alacağı şeklin plân ve projelerini hazırlamak üzere şehrimize İngiltereden bir mühendis heyeti gelecektir. Bu heyet îngiliz hükumeti müşaviri Gibbs'in müessesesinde çalışan mühendislerden ve In gilterenin en salâhiyettar liman, inşaat. nhtım, antrepo mütehassıslarından mü • rekkebdir. Mister Gibbs'in riyaset ettiği heyetle yapılan müzakereler neticesinde îstanbul limanının ve projelerinin Gibbs müesse sesi tarafından yapılması takarrür etmiştir. Gelecek mühendisler, limanm sondajını. Istanbul liman sahası toprağınm mukavemetini, sulann akıntısını ve saireyi tesbit edecekler ve projeleri hazırlamağa başlıyacaklardır. Antrepolar, kömür depolan, rıhtımların projesi hazırlandıktan sonra Halicin müstakbel şekli taayyün edecektir. uncu fasıl Antakyada münevver sınıf ve şahsiyetler Antakya tarihinin beşerî coğrafya faslında Hatay ilinin nüfus ve şehirlerini mütalea ederken bu mmtakanın Türklüğü, nüfus çokluğile kendini gösteri yordu. Muhtelif ekalliyetlerin mecmuu Türk halkından daima aşağıda kalan Hatay ilinde (1) Türkler sadece ekseriyeti teşkil etmekle kalmazlar, ayni zamanda mıntakanm kültür hayatını da, kendi münevverlerile temsil ederler. Her memlekette olduğu gibi bilhassa şark memleketlerinde de münevver zümreler bulunduklan mmtakanın içtimaî hayatında büyük roller oynarlar. Kendilerinin peşinden gelen ve tesirleri altında kalan halk kütlesi, münevver zümre ile tamamen ifade olunabilir denemezse de, bu zümrenin halk kütlesi üzerine çok esaslı tesirler yaptığı meydandadır. Huîâsa münevver zümrenin vasıflarını umumî kütlenin vasıflanymış gibi kabul etmek yanlış olmaz. İşte bu noktai nazardan etüdümüzün bu faslında da Antakya münevverlerini tetkik etmek istiyoruz. Antakya münevverleri içinde, Antakya tarihinin beşinci devresi olan şu son on asır zarfında hiçbir Arab şair ve müellif yetişmiş değildir. Buna mukabil birçok Türk şair ve müellifleri gelmiştir ki bunlar tetkik edildiği zaman görülüyor ki bu şahsiyetlerden her biri son asırlardaki Türk edebiyat üstadlanndan birinin tesirine tâbi kalmıştır. Az aşağıda bizzat şahsiyetler üzerinde yapacağımız tetkikler de bize gösterecektir ki Antakya şairlerinden filân veya falan kimse o asnn Türk şairlerinden filân veya falan üstadı taklid etmiştir. Türk Edebiyat tarihi bize gö?teriyor ki her asırda Anadolunun muhtelif mmtakalannda, ekserisi îstanbulda bulunan büyük üstadlan taklid eden şairler vardı. İkinci ve üçüncü dereceden sayılabilen bu vilâyet şairleri üstadlardan birini seçerek onun şiirlerine nazireler yapıyor, güzel bulduğu parçalannı terbi ve tahmis etmekle bu tesiri bariz bir şekilde ifade etmiş oluyordu. Anadolunun her mıntakasını tetkik ettiğimizde bu büyük üstadlan örnek ittihaz eden şairlerden birkaçına tesadüf edebiliriz. Fakat bu hâdiseyi eski Osmanh İmparatorluğunun Arab veya Arablaşmış Türk mmtakalannda göremeyiz. Bu cümleden olmak üzere Suriyenin başka semtlerinde göremediğimiz bu hususiyeti Antakyada vazıhan görüyoruz. Antakyada dahi Anadolunun sair mmtakalannda olduğu gibi büyük Türk üstadlannın tesirine tâbi birçok şair ve müellifler yetişmiştir. Burada münevverleri sırf şairlere inhisar ettirmenizin sebebini arzedelim: Eski Türk kültür hayatını ifade eden yegânc zümreler ve eski içtimaî hayatımızm yegâne münevverleri Divan edebiyatçılanydı. Bunlar yalnız san'atkâr olmakla kalmıyarak o devrin muhtelif kültür sahalanna derece derece alâkadardılar. Başka bir tâbirle kültür hayatının san'at hariminde kalan sahalannda çalışanlar bile, arasıra bir iki beyit söylemek suretile, san'atkârlığa heves ederlerdi. Eğer tâbir caizse bu devir divan edebiyatçılan eski Yunan filozoflan gibi muhitin bütün fikir ve san'at hareketlerini nefislerinde cemetmeğe çalışırlardı. Hulâsa bu devir için Gibi şiirler kaleme alan şairi, tezkerelerimiz «Halâveti eş'ar ve lezzeti şehdı güftar» sahibi olmakla tavsif ediyorlar. Bu şair hakkında etraflı malumata sahib değiliz. Yalnız tezkerelerde Sultan Selim devrinin sonlannda vefat ettiği kayidlidir. Çok mütekâmil bir şair olmıyan Şehdînin eserlerinde Âşık Paşazade gibi şairlerin tesiri hissedilmektedir. Sâbri: Hataylı olup 16 ncı asır şairlerindendir. Tasavvufî şiirlerile tanınmış olan Sâbri çok mütedeyyin bir adamdı. Hatta onun kimsenin hediyesini kabul etmediğini ve kimsenin yemeğini yememek gibi bir takva sahibi olduğunu görüyoruz. Başına arakiye giyen bu derviş Lâtifiye göre «çok muarıfe sahib» idi. Ermez baka gülzarına bu KÜLTÜR IŞLERİ Maarif müfettişlerinin yapaçağı teftişler Bu ayın 15 inden itibaren Maarif Vekâleti umumî müfettişleri vilâyetlere çıkarak teftişata başlıyacaklardır. Bu meyanda muhtelif vilâyetlerin orta mekteb ihtiyacları da bir daha gözden geçirilecektir. Maarif Vekâleti, bundan evvel yaptırmış olduğu tetkikat neticesinde muhtelif vilâyet ve kaza merkezlerin de yeniden 58 ortamektebe ihtiyac olduğunu tesbit etmiştir. Fakat bir se ne içinde birden bu 58 ortamektebi açmak, bunlara muallim ve ders vesaiti tedarik etmek maddeten mümkün ol madığından bunlar her sene bütçenin müsaadesi nisbetinde tedricî bir surette açılacaktır. Istanbul için de yeniden yedi orta mektebe ihtiyac olduğu anlaşılmıştır. Bu sene mevcud ortamekteblerden ü çüne birer sınıf ilâvesile lise haline getirilecektir. Bu mektebler, böylece her sene birer sınıf ilâvesile tam devreli birer liseye kalbedileceklerdir. uazı koprusu Çimento müşkülâtı nihayet halJedilebiIdi MÜTEFERRtK gülsitandan Maliye Vekili şehrimizde geçrriyen Canana vâsıl olmaya canı cihandan gecSon zamanlarda, Gazi köprüsünün inMaliye Vekili Fuad Ağralı şehrimize miyen. gelmiştir. Bugün Ankaraya dönmesi şaatı ve bu inşaatı deruhde etmiş bulunan Gibi mutasavvifane şiirler kaleme alan Sâbride, Usulî, Hayretî, Fevri Dükakinzade Ahmed Bey gibi hem divan edebiyatı, hem de tasavvuf edebiyatı tesiri altındaki şairlerin izini görüyoruz. Remzi: Asıl adı Mustafa olan Remzi Antakyada doğdu. İlk tahsilini orada yaptıktan sonra medreseye girdi. Muayyen tahsilini bitirdikten sonra müderrisliklerde ve kadılıklarda bulundu. Istanbul Kadısı iken hicrî 1100 de vefat etti. Süleymaniye kütübhanesinin Esad Efendi kitablan kısmında Lematalenvar, Beyzavî hâsiyesi, Kur'an tercümesi ve diğer eserleri vardır. Remzi, devrinin kudretli bir âlimiydi. Malum olduğu üzere klâsik osmanlıcada ilim lisanı, hususî terimlerile teşekkül etmiş olmadığından eserler bazan edebî seci ve bazan edebî mürsil nesir lisanile yazılmaktaydı. İşte Remzinin kitablarında o devrin üstadlanndan Nerkis ve Veysi gibi seci üstadlarının tesiri görülmektedir. Şeyrünin VakayvülFudelâsmda ve Uşakizade Hasibin Şakayik Zeylinde de yazıldığı veçhile Remzi Antakyanın yetistirdiği kıymetli şahsiyetlerden biridir. muhtemeldir. Havalar gene soğudu Birkaç gündenberi oldukça mülâyim giden havalar gene karakışa dönmüş tür. Dün; vakit vakit hafif surette kar da serpiştirmiştir. Rasadhanenin verdiği malumata göre dün saat on dörtte barometro 763,5 göstermiş; azamî hararet 3 derece olduğu halde asgarî hararet nakıs dörde ka dar düşmüştür. Poyraz istikametinden esen rüzgârm sürati de on iki metroya kadar cıkmıştır. lş beyannamelerînin tevziine başlandı îş dairesi tarafından hazırlanmış o lan beyannameler, dünden itibaren kaymakamlıklarda dağıtılmağa başlanmıştır. Bu beyannamelerin on gün zarfında doldurularak iadesi mecburidir. Bu müddet zarfında beyanamelerini geri vermiyenler kanundaki hükümler dairesinde ceza göreceklerdir. İş be yannameleri toplanarak, tetkik ve tasnif edildikten sonra memleketin iş sahalan, iş çeşidleri, işçi sınıf ve miktarları, iş veren ve iş alanlarm vaziyetleri belli olmuş olacaktır. Yeni yolcu salonunun projesi (1) Hatay ilindeki Türk ekseriyet fcarşısında muhtelif ekalliyetlerin hakikî miktarı su rakamlarla ifade olunabilir: 205,000 Türk Sunnî 35,000 Turk Şiî (ki Suriyeliler bunlan Arab zannediyorlar). 25,000 Ermeni 10,000 Arab Sünnî (yani arabca konuşan Suriyeli). 5,000 Hiristiyan ve ecnebi 280,000 Fransızlar Ise Hatayın cenubundaki Bayir, Bucak ve Hazine mıntakasını tamamen Türk olduğu için bir maksadı mah.susla Lâzkiyeye rapteden Sancak nüfusunu 220 bine düşürmekle kalmıyarak Hatayın ekalliyet miktarları üzerinde de şu mugalâtalı Istatistik cetvelini ileri sürüyorlar: 86,000 Türk Sünnî 59,000 Alevî (ki Fransızlarca bunlar Arabmış) 34.000 Kürd, Çerkes ve saire 25,000 Ermeni 16,000 Arab Sünnî 220,000 Galatada yapılacak yeni yolcu salo nu için birçoğu ecnebi olmak üzere 40 VÎLÂYETTE mimar ve firma müracaat etmiştir. Liman Umum Müdürlüğü, Güzel Konsolosların ziyareti San'atlar Akademisine müracaat ede rek projeleri tetkik edecek olan jürinin İstanbul Avusturya konsolosu dün Güzel San'atlar Akademisinde çalışma Vilâyete gelerek Vali muavini Hüdaiyi sını istemiştir. Jüri heyetinde şehirci ziyaret etmiştir. ler, mühendisler, gazeteciler bulun Almanyanın İstanbul ikinci konso maktadır. losluğuna Rudolf Frecherr von Ment Ecnebi gazete muhabirleri zingen tayin edilmiş, ve dün Vilâyete Ankaraya gittiler gelerek Vali muavini Hüdaiyi ziyaret Muhtelif ecnebi gazetelerinin İstan etmiştir. buldaki muhabirlerinden dokuzu ile Fransız Havas, İngiliz Royter ve Al man D. N. B. ajanslarmın muhabirleri de dün akşam Ankaraya hareket etmişlerdir. Ecnebi muhabirler, kendilerine gös terilecek meslekî kolayhklar hakkında Matbuat Umumî Müdürlüğile görüş mek ve ayni zamanda hükumet merkeBir tngiliz grupu memleketi zini görmek için Ankaraya hareket etmişlerdir. mize gelecek Ankara 11 (Telefonla) Memleke Türkiyede bazı iktısadî teşebbüslerde timizde bulunan ecnebi muhabirlerin bulunmak istiyen büyük bir îngiliz de Basın Birliği teşkilâtlarına dahil o grupu tarafından yakmda şehrimize 15 labilmeleri ve hertürlü çalışma kolaykişilik büyük bir heyet geleceği haber lıklarından istifade ettirilmeleri takaralınmıştır. Heyet Ankarayı ziyaret et • rür etmiştir. Matbuat Umum Müdürlütikten sonra bilhassa Karadeniz ve Ak ğü bu karar vesilesile Ankarada bulunan Türk ve ecnebi bütün gazetecilere deniz sahillerindeki şehirlerde tetkik yarın Anadolu kulübünde bir çay zi lerde hulunacaktır. yafeti verecektir. Huge Herman şırketının vazıyeti hakkında, bazı gazetelerde birbirine zıd bir takım yazılar çıkmaktadır. Belediye erkânından bir zat bu mevzu etrafında kendisile görüşen bir muharririmize vaziyeti şu şekilde hulâsa etmiştir. « Demir piyasasınm yükselmesin den dolayı köprü inşaaünın gecikeceği hakkındaki neşriyat doğru değildir. Çi mento meselesi de, inşaatı ve köprünün teslimini geciktirecek kadar ehemmiyetli bir mesele değildir. Sonra çimento işinin Nafıa Vekâletine arzedildiği de asılsızdır. Yalnız biz bu çimento meselesini burada konuşurken Nafıa Vekâletinin alâkadar müdürü de burada idi. Bızimle beraber konuşmada hazır bulundu. Demir piyasasınm iki üç misli yükseldiği hak kındaki havadis te doğru değildir. Demir piyasası yükselse bile bu, bizim için bir mesele teşkil etmiyeceği gibi, köprünün inşaatını üzerine alan şirket için de bir mesele değildir. Ortada yalnız bir çimento meselesi vardı, o da halledildi. Al manyada istediğimiz çimento bulundu ve tedarik edildi. Yakmda faaliyete başla nılacaktır. Unkapanmda, köprünün altr na vazedilecek dubaların inşası için büyük bir Şantiye (duba imalâthanesi) yapılmıştır.» ADLIYEDE Elektrik şirketinin malzemesine dair dava Elektrik şirketinin, Anadolu yakası için parasız ithal ettiği gümrük malze mesini başka hatlarda kullanmasmdan çıkan davaya yakında ihtısas mahke mesinde başlanacaktır. Gümrük idaresi, kaçak olarak kullanılan bu malzemenin kıymet ve güm rük resmini Elektrik şirketinden iste mişti. Şirket, bunu kabul ederek, Gümrük idaresinin istediği paraya mahsu ben c3:in 40.597 lirayı Gümrük vezne sine teslim etmiştir. Gümrük idaresi, şirketten daha 20 30 bin lira istiye cektir. Buna aid hesablar bitmek üze redir. Bu para, ihtısas mahkemesinde gö rülecek dava neticesine kadar Gümrük veznesinde muhafaza edilecek, mahkeme kararma göre icab eden yapılacaktır. Polislere emir vermiş Kasımpaşada oturan İhsan isminde birisi adamakıllı sarhoş olduktan sonra sandala binerek Unkapanma geçmiş ve Unkapanı karakolunun önünden geçerken karakolda birisinin mevkuf oldu ğunu görmüş ve içeriye girerek polislere: Size emrediyorum(I) Bu adamı serbest bırakın!.. demiştir. İhsan cürmü meşhud mahkemesine verilmiş ve bir ay hapse mahkum ol muştur. İnhisar şube müdürleri toplandılar İki çocuk arasındaki kavganın sonu Belediye vergileri Belediye vergi ve resimlerini vakit ve zamanile tahsil etmiyerek bu vergilerin müruru zamana uğramasına se beb olanların maaşlarmdan kesilerek gaib vergi ve resimlerin temin edilmesi lâzım geldiği dün bütün alâkadar mu hasebeciliklere bildirilmiştir. Dün, İnhisarlar Umum Müdürlüğünde bütün mülhakat baş ve merkez müdürlerile müfettişlerinin iştirak ettiği bir toplantı yapılmıştır. Umum Müdürün riyaset ettiği bu toplantıda idarenin tütün, tuz, müski Çatalcada Yakublu köyünden 12 yaşında Ahmed oğlu Şükrü 14 yaşmda Ramazanla oynarken kavga etmişler dir. Şükrü bıçakla Ramazanı ağır su rette yaralamıştır. Rmazanın hayatı bir mmtakanın tehlikededir. Şükrü tevkif edilmiştir. Müdürler bir arada Muharrem Feyzi TOGAY rat, barut kısımları müdürleri de bu Rakı yerine su satmış lunmuşlardır. Halka rakı yerine şişe içinde su sa Toplantıda, İnhisarlar idaresi için ya tan Hasan adında biri 25 gün hapse ve pılacak yeni teşkilât lâyihası üzerinde 11 lira para cezasına mahkum olmuş tur. müzakerelerde bulunulmuştur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle