Katalog

10 Mart 1936 CUMHURİYET SULH EBEDI HAYALDIR! Avrupada iki, Asyada bir devlet var ki, rüyaları tahakkuk edinciye kadar sulhu ikinci plâna koymuşlardır Almanya, İtalya ve Japonyada zihniyet... mek için Hitler arkasında birleşik ve yekvücud bir Almanya bulmalıdır. lşte bunun içindir ki ta beşıktekılerden başlıyarak Hitler bütün millete, devleti ilâhî bir kudreti elinde bulunduran bir müessese olarak tanıtmak gayretindedir. O devlet ki bütün bir millet efradını kendilerini onun bilcümle arzulanna tâbi addeylesin! *•* Almanyada bir gaye uğrunda birleşikliğe karşı aykın vaziyet takmmış amiller mevcuddu. Bunlar arasında beynelmilel zihniyetle hareket eden ve Hitlerin düşünüş tarzına muhalif bulunan Yahudiler vardı. Bunun için evvelâ onlar Almanyadan kovuldular. Komünistler, yalnız beynelmilel zihniyetle hareket ettikleri için değil; mevcud rejime karşı da cephe aldıklan için kökünden kaldınldılar. Ruhaniyet meselesine gelince bu da beynelmilel olduğu için tamamile Alman olan bir kilise tarafından istihlâf edildi. Bununla beraber Hitlerin rüyası, Almanya başkalarma arzulannı kabul ettirecek derecede kuvvetlenmedikçe tahakkuk edemez. Bunun için de şimdı Almanyayı askerlikçe dünyanın en kuvvetli devleti yapmak için memleketin bütün kaynaklan bu işe tahsis edilmiş bulunuyor. *** Bir gün gelip rüyalan tahakkuk edince Almanya sulh istiyecektir; fakat şimdilik sulh ikinci plânda gelen bir iştir. İtalya ve onu idare eden adam acaba sulhu ne şekilde mülâhaza etmektedir? İtalya demek Sinyor Musolini demektir. İtalya halkmı şahsiyetile tjAir eden bu adam nereye giderse millet te onun arkasından gelecektir. O da hayalperest bir adamdır. Fakat l>ir» üalıo P r«uk kir k» yalperest. Musolininin rüyası îtalyayı e«ki satvetine kavuşturmak ve milletler arasında ona şerefli bir mevki temin etmektir. Pratik bir adam olduğu için ttalyanın bu rolü 1919 da ifa edemiyeceğini anlıyan Musolini bütün mevcud nizamı degiştirmek, memleket kuvvei maneviyesini yükseltmek ve fena idareyi ortadan kaldırmak için müthiş bir hamle yapmak mecburiyetini hissetmiş ve bundan da faşizm doğmuştur. • ** Dönyanm en uzun boylu adamlann dan biri.. Amerikalı Robert Wadlow.. Henüz on sekiz yaşmda olduğu halde boyu 2 buçuk metro.. Resme baksanıza, kafası tavana değmiş, on dört yaşmdaki ortanca kardeşi beline kadar ancak gelmiş, üç yaşmdaki kardeşi ise yanında pire gibi kalmış. Robert Waldow böyle kalmakta devam etse öpüp başına koyacak. Fakat her ay uzayıp duruyormuş. Tıpkı bir sene evvel bahsettiğimiz Mısırdaki benzeri gibi! îngilizlerin inşa etmekte olduklan büyük yolcu vapuru «Kraliçe Marb ye aid igler bitirilmek üzeredir. Geçen haftanın başında Kral Sekizinci Edvard vapuru baştanaşağı gezmiş, bütün tertibatı nı gözden geçirmiştir. Mayısta Ameri kaya ilk seferini yapacaktır. Yukanda «Kraliça Mari» nin son yâziyetini gör mektesinizl Musolini [Ingiliz generallerinden R. A. Carruthers Morning Posta yazdığı bir yazıda cihanm sulha kavuimak ihtimallerinin çok uzak olduğunu anlatmaktadır.] Milletler hakkmda söylenen sözleri umumileştirmek tehlikeli bir usuldür. Buna misal olarak bir milletin bu tarzda düşünüp şu tarzda hareket etmekte olduğuna dair serdolunan mütaleaları ele alalım. Fakat bundan evvel de millet kelimesinin mefhumu üzerinde bir lâhza tevakkuf edelim. Millet diyince muayyen bir memleketin halkını mı, yoksa o milletin başına geçerek politikasmı idare eden eşhas veya gruplan mı kasdediyoruz?. Bunu tesbit etmedikçe ve bu iki mefhumu birbirine kanştırdıkça harb ve sulh işlerini daima yanlış zaviyeden muKakem* etmeğe mahkumuz. Son zamanlarda Almanyayı ziyaret eden birçok dost ve ahbablarrmla konuştuğum zaman onlardan Almanlann mi safir sever; iyi yürekh ve sulhcu insanlar olduğunu duymaktayım. Alman halkile yakmdan temas edenler bu milletin sulh istediğini, hele 1914 1918 hailesini hatırlıyanlann oğullannı ve kızlannı gene ayni badireye sürüklemek dehşeti karşı smda nefret duyduklanm kestirmek hiç te zor birşey değildir. *** Hitler dilmesi lâzım gelen büyük paralar îtalyanm askerî satvet ve kuvvetini artırmak yoluna harcandı. Habeş macerasmda Musolini îtalya halkını daha ziyade kendi arzulanna göre yoğurmak ihtimallerini görmüştür. A dua hezimetinin lekesi silinecek, makine* leşmiş ve motörleşmiş Italyan ordusu tecrübe kazanacaktı. Milletler Cemiyetine ve dolayısile bütün devletlere meydan okunacak ve tekrar bir münasebet zuhur ederse İtalya ayni şekilde hareketi kendine mubah addetmeğe ahşacaktı. Sulha gelince, rüyalar tahakkuk edinciye kadar beklemek mecburiyeti vardı. *** Bir dakika için Avrupadan Asyaya dıkkatımızı çevırecek olursak karşımıza Japonya çıkar. Japonyayı idare edenler sulh istiyor mu? Herhalde Çini istilâ ve Okyanustaki emelleri tahakkuk edinciye kadar Japonlar da sulh arzusunda değilIerdir. Milletler Cemiyeti ilk kurulduğu za man bütün devletler harbden bıkmış, bütün milletler sulha susamış bir halde idiler. Bu itibarla hepimiz sulh arzulannın ve her ne pahasına olursa olsun sulhu idamenin umumî bir mahiyet arzettiğine kandık. Halbuki aradan on sene geçmeden alb devletten dördü yalancı ilâhlar arkasına takılarak memleketlerini o hale getirdiler ki artık bunlar için sulh birinci plânda gelen bir mülâhaza değildir. Avrupada ve Amerikada işî eğlence haline getirerek onun verdiği zahmeti çalışanlara duyunnamak için birçok te şebbüsler var.. Işte şu yukanki jtunurta cezvesi de o kabilden.. Cezveye yumur ta konuyor, üstiinde civciv şeklinde bir düdük var.. Yumurta pişince civciv bağınyor.. Bakın genc kız civcivin sesin* ne merak v« sevincle kulak vemuş! îngilterede gayet muazzam deniz yolcu tayyareleri yapılmak isteniliyor. Bunlar Amerikadakilerden daha büyük olacak ve hic dunnadan gece gündüz yol gidebilecekler, îngiltere v« müstemlekâtında yapılacak hususî iskelelere ga yet kolaylıkla yanaşabileceklerdir. Yukanda bu tayyarelere aid proje resimlerinden biri görülüyor. Fakat bu da kâfi değildi. ttalya rakiblerine meydan okuyacak derecede kuvAyni nazariyeyi Avrupa milletlerinin vetlendirilmeliydi. Bunun neticesi olarak hepsine teşmil etmek yanlış bir hareket sulh işlerine ve mübrem ihtiyaclara sarfeolmaz fikrindeyim. Fransızlar olsun, ltalyanlar olsun tekrar bir harbe sürüklen mekten kaçınan insanlar değil midir? Acaba Rus köylüsü Umumî Harb faciası gibi başka bir faciaya atılmağa hevesli midir? Maalesef harb veya suh işlerini milletleri teşkil eden halk takarrür ettirememektedir. Bunlardan hangisine karar verilecekse, memleketin mukadderatına hâkim kimseler tarafından halkın fikri alınmaksızm ve derhal tatbik edilivermektedir. Bu kararlan millete kabul ettirmek meselesine gelince; buna kolaylıkla muvaffakiyet hasıl olmaktadır. Birkaç gün içinde bütün bir milletin düşünce tarzını, memleketin selâmeti, milletin şerefi öne sürülerek değiştirmek güç bir iş değildir. Milletlerin kendi mukadderatlanna hâkim olmaktan ziyade, bu mukadderatın milletleri idare edenin ve yahud edenlerin elinde bulunduğu hakkında bu mütaleamı kabul ettikten sonra Avrupa devletlerin den en ileride geleni olan îngiltere, Fransa, italya, Almanya ve Rusyayı idare edenleri tetkik edelim. îngiltere ve Fransa tamamile sulhperverdirler. Sulh ve sulh arzulan bu memlekette vaziyete hâkim bulunmaktadır. Harb bu iki memlekete de hiçbir fayda temin etmiyecektir. Fransanm birinci arzusu kendisini emniyet altmda bulundurmaktır. Bu emniyet ise sulh üzerine müesses olabilir. Şimdiki halde Fransa hududlan dahilinde sulh içinde yaşamaktan başka hiçbir arzu beslememektedir. Dahiliye Vekili Matbuat Cemiyetinde Ingilterede Brampton şehrindeki bir mektebde erkek ve kız çocuklar özerind« şimdiye kadar yapılmamış bazı tecrübeler ıcra edilmiş, kızlara erkek cocuklarm işleri ve erkek çocuklara kızlann yapacaklan işler verilmiş ve muvaffakıyctli neticeler elde edilmiştir. Resimde gördüğünüz veçhile erkek çocuklar yemek pişirirlerken kızlar dağda odun kesmekle meşguldürler. Kadmlann denize girerken giydıkleri lâstik başhklar saçlannm tertibinin hozulmasma tamamile mâni olamıyormuş Onım için bu sene şu şekilde başlıklarla denize girmeği düşünüyorlarmış. Fakat insanı pek korkunc şekle soktuğuna göre bu başlık modasımn tutmıyacağmı şim diden temin edebiliriz. Dahiliye Vekili Şükrii Kaya dün îstanbul Matbuat Cemiyetinin satın alarak cemiyet merkezi ittihaz ettiği Beyoğlunda İstıklâl caddesindeki binasını gezmiştir. Şükrii Kaya Cemiyet merkezin de idare heyeti tarafından karşılanmıştır. Şükrü Kaya Cemiyet merkezinde iki saate yakın kalmış, Matbuat kulübünün tesisi etrafında büyük bir alâka gostererek arkadaşlarla hasbıhalde bulunmuştur. Şükrü Kaya bu akşam Ankaraya dönecektir. Abdurrahman Nacinin sevindirdigi yavrular Avrupada televizyon tertibatı giinden güne ilerlıyor. Resimde televizyonlu tt Monla görüşmekte olan bir genc kızı örüyorsunuz. Konuştuğu arkadaşının hyali makinenin üst tarafındaki levhada Fakat Her Hitler ve arkadaşlan acaba nasıl düşünüyorlar? Bunlann sulhu muhafaza ve idame hakkındaki fikirleri neden ibarettir? Hitler hayalperes%l;r!.ı Iıayalperesti bir adamdır. Bütün hayalpe restler gibi o da riiya gören bir insandır. ltalyanlar eski Aduva hezimetini bir türlü unutamıyorlar. Bu hafta başındaki Gördüğü rüyanm, 1914 te Kayzerin Alyıldönümü münasebetile Kralın ve Musolininin huzurunda büyük dinî ve askerî manyayı Avrupada yegâne devlet yapmerasimle o harbin ölülerini anmışjardır. Yukanki resim bu merasimden bir saf mak olan rüyasının ayni olduğuna asla şüphe yoktur. Bu hayali hakikat yapabilhayı gösteriyoı. Göztepede, Kadıköy Beşinci İlkmekt ebin iaşe ettiği 79 çocuğu; bu Kurban Bayramında, Abdurrahman Naci Demir ağ, elbise, ayakkabı, çorab, kep, bere vermek suretile baştanaşağı giydirmiş, bayramın ilk günü de, harçlık vererek sevinclerini bir kat daha artırmıştır. Abdurrahman Naci, 6 senedenberi, bu mektebin muhtac çocuklannı böyle giydirip kuşatarak, birçok başka teberrularda da bulunarak yavruların yüzlerini güldürmüştür. Resmimiz bu yavrulan Abdürrahman Naci ve muallimlerle bir arada göstermektedir.