23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 Şubat 1936 CUMHURİYET Yeni anlaşılan hakikatler Eski Ermenistan denilen sahada bir tetkik Son arkeolojik keşifler burasmın en eski ve saf bir Türk kıt'ası olduğunu ispat etmiştir 2 Semîramis efsanesine pek fazla ehemmiyet veren (Lenorman) yaptığı uzun tetkikler neticesinde, bu masalın meydana çıkması sebeblerini çok eski (ÎranTürk) davalannda görmektedir. Medinin Keyhüsrev tarafından işgalinden sonra, burada herşey iranileştirilmek istenilmişti. Nitekim Achemenidler zamanında bu nun en açık misalleri bariz bir surette görülmüştür. (Ekbatan) m ve ( M e d i ) nin medeniyetini de unutturmak için bir sürü efsaneler çıkarılmış ve büyük eserlerini Türklükten almak kasdile tarihte yaşamış insanlar meydana çıkarmışlardı. îşte bu insanlardan bir tanesi de (Semira dağın üzerinde ona bir tasvir ve bir tablo hakkedilmesini emretti. Yalnız bunun ne mis) namındaki mevhum kadındır. B u masalın garb müverrihleri arasında suretle olacağını bildirmedi. Onun üze da mevzuu bahsolmasına sebeb Ctasias rine bu yazının hakkedilmesini emrettisn. namındaki Yunanlı doktordur ki; bu dok Hürmüz, ve bütün allahlar, benim kraltor, be? sene Ekbatan saraylannda kal lığımı, benim işlerimi himaye etsin.» Bu yazı Henri Ravlinson tarafından mış, vatanına avdet ettikten sonra, tarihini yazarken, orada öğrendiği bu masal tercüme edilmiştir. ( 3 ) lan; Herodottan daha fazla malumat İlk nazarda basit gibi görünen bu ki verebilmek arzusile, ve guya tarihî bir tabe, pek derin bir mana ifade eder. hakikat olarak dercetmiştir. Malumdur ki Dârâ, Zerdüştî dinini şekSinema filimlerinde, zevkle seyretti ğimiz bu efsaneleri tarihî hakikat addedecek olursak pek büyük bir hata işlemiş oluruz. B u efsanenin, Semiramis hikâyesinin en fazla Türk halkların meskun olduklan yerler için kullanılması ve bütün âsann bu kadına atfedilmesi gösterir ki Semiramis, Türk medeniyet ve milliyetlerini başkalarına atfetmek için bir silâhb ki; sade Türk olan halkların başlaJ nna taslit ediliyordu. İşte bunun Ermenistanda da görülmesi, burada da yok edilmek istenilen bir Türk milletinin varlığı ve bu milletin âsar ve sanayii bulunma ıından ileri gelmektedir. linden çıkartarak Türkî dine sokan Türklerle davaya girmiş, ve Hürmüzün tek bir allah olduğunu Türk halklanna cebren tanıttırmak istemiş ve bu zaferinin hatı rasını da Türk halklannm meskun olduğu yerlerde hakkettirtmişti. Bulgaristan ve Balkan Paktı Yeni zümre gittikçe çevresini genişletiyor Dil Üzerinde çalışmalar Türkçede işaret sözleri GüneşDil teorisine göre bir tahlil II. Elle, elles. lâtince «îlla» ve «îllas» tan. Fail zamiri olarak bu ke limeler müzekkerleri ola» «il» ve «ils» in inkişafını takib etmişlerdir. Mütemmim zamir olarak müfret «elle» eski fransız cadaki «li» nin yerini tutmuştur. Bu «li» fransızcada pek çabuk kullanılmaz hale gelmişse de Normandiyanın şark ve cenubuşarkî patualarında hâlâ kullanılmaktadır». III. «Lui. Klâsik lâtince «ille» ve halk lâtincesi «illuî» den. İtalyancada ve eski provansal dilinde de «lui» dir. Fransızcada ilkin yalnız gayrimuayyen zamir olarak kullanıhrken orta çağlarda muayyen zamir olan «li» nin yerini tutmuştur. Bu «li» de lâtince «illî» den gelir». Elle: Ellos: Dün gelen bir mektub, bana Usta Aliyi, Rumî Mustafayı, mimar Yusufu ha tırlattı. Bunlar Türk özündeki yaratıa, Bu tabloda üç seri görüyoruz: Birin san'at kabiliyetini ta Hindistanda yaşatcisi iki elemandan mürekkeb olan«ol, il, mış insanlardır. Babur Şah, kendi kale • • el» kelimeleridir. Bunlarda: mile yazdığı hal tercümesinde îstanbul j ( 1 ) : «V.fğ» ler hep ana köktür ve dan Hind iline gelen Usta Aliye, Rumî 3 «Esas, sahib, Allah, efendi» anlamlannı Mustafaya minnettarlığını uzun uzun anlatır ve onlann san'at bakımından Hin ifade eder. distana temin ettikleri yüksek kazanclan ( 2 ) : « V . + I » ler hep (.+1) ekidir ve bu ana kök anlamının geniş, yaygın, sayar, durur. Mimar Yusufun gene 0 ülmüphem, belirsiz bir sahada tecellisini keye armağan ettiği bedialar ise bugün dahi göz kamaştırmaktan geri kalmıyor. gösterir. İçinde yaşadıgımız devir, ilmin ve İkinci seri, üç elemandan mürekkeb o, san'atın milliliğini gidermiş gibidir. İlim lan «illî, ille, egli, illâ, li, elle, ellos, îllas» kelimeleridir. Bunlann da ilk iki elemam ve san'at, içinde belirdiği muhitin değil, tıpkı birinci serideki sözlerin elemanlarile bütün beşeriyetin malıdır. Japonyadan mal alındığı gibi icabında ilim de, san'at birdir ve bir anlamdadır. (3) : « V . + ğ ) (s)» ler hep tayin ve ta alınır ve Japonya, lüzum hissettiği gün ifadeye yanyan, mefhuma isim veren başka memleketin bilgisine, san'atınaj kendi kapılannı ardına kadar açık tutar.j (•+ğ) eklerinden ibarettir. Biz bu medenî alışverişe değer veren] Birinci seri kelimeler tamamile gayrimilletlerin en başında bulunuyoruz. Şu.1 muayyen, uzak ve belirsiz herhangi bir veya bu zaruretle arasıra mütehassıslar] süje veya objeyi işaret ettiği halde bu ikinci seri kelimelerde azçok bir belirti getirttiğimiz gib dost ve kardeş yurdlara' manası olması da işte bu üçüncü elema dilek vukuunda ihtisas sahibi kimseler; yolluyoruz. Asrm ticaret gibi gayet, nın varlığından ileri gelmektedir. Üçüncü seri, dört elemandan mürek tabiî ve karşılıklı münasebetlerinden birinij keb olan «lui» ve «illuî» kelimeleridir. teşkil eden şu işte kazanan ve kazandıraa Bunlann delâletleri doğrudan doğruya bir vaziyetimiz vardır. Fakat aldığımız mektubun bize ge muayyen bir şahsa aid olduğundan, ilk tirdiği haber sahihse bu işin inceliğini, üç elemandan sonra bir de: gelişigüzel (4) «İğ» elemanı gelmiştir ki bu da kavrıyamıyarak kendilerini mütehassıs namzedi gönserenler bulunu mefhumun taalluk eylediği süjeyi gös yormuş. Kaydettiğimiz mektub, bu ta « teren afiksten başka birşey değildir. İşte görülüyor ki, Avrupa klâsik eti kımdan birinin hukukçulukla uzaktan, molojisinin bir türlü içinden çıkamadığı yakından alâkası olmadığı halde Adlibirçok kelimeler, türkçe asıllarile karşı ye müşaviri sıfatile Efganistana gönde laştırılınca ,güneş ışığınm altına düşen rilmek için müracaatte bulunduğunu bil kar külçeleri gibi eriyip ana varlıklannı diriyor. Adliye Bakanlığının bu yakışıksız miigöstermektedirler. [«O» dan çıkmif denilen *evet» sözü ile racaate lâyık ve müstahak olduğu muka « €İşbu» ve *işte* işaret kelimelerinin ana beleyi yaptığına eminiz. Lâkin gönül, res; lizi yarmki saytmızdadır]. mî ve yüksek makamlardan ağız payı al1. N. DILMEN mak vaziyetlerinin bile bu mevzu dola[•] Bu Italyanca şeklin başmdaki «egr». yısile yüz göstermesini istemiyor. Herke Türk îonetijlnin, «aynl konaon yanyana bekerrür edem«z; böyle görünen sözlerde ihtisas işlerinin şakaya gelmediğini bil bunlardan blrl uzatma rolü yapan bir meli ve Kâbile gidecekler kendi meslekV «g> den değişmedlr» yolundakl hükmünü lerinde birer Usta Ali, birer mimar Yu « teyid eden canlı bir misaldir. İki «1> 1 söz. 1 lerin analizinde hep bu kaideyl tatbik et. suf olabilecek kıratta bulunmalıdır. tiğimlz görülüyor. M. TURHAN TAN [••] Bu iki aözün sonunda tayin ve İfade rolünü ifa eden «> ler, eski lâtincede daima oldu&u gibi, birer «g» den değişmeADLtYEDEt dir. Lui: İllui: Pariste çıkan Information gazetesin 4en: «Türkiye Hariciye Vekili ve Balkan anlaşmasının faal reisi Rüştü Aras, AnMedi lisanında, üçüncüsü cfe Babil Türk karaya avdetinde Belgraddan geçerken, Yugoslavya Başvekili M. Stoyadinoviçleri lisanında yazılmıştır. le görüşmüştür. iki nazır, bu «uretle, son Ve tercümesi de şudur: Londra ve Paris görüşmeleri üzerindeki «Hürmüz büyük bir allahtır. Allahmalumatlarını, şifahî olarak tamamla ların en büyüğüdür. O insanı yaratmış mışlardır. tır, o insana saadet vermiştir. Kralların Belgradla Ankara arasındaki möna Kralı, Xerxei kral yapan da odur. Ben sebat çok mükemmeldir. Bunu teyid etbüyük kral, krallann kralı, birçok lisanlarla mütekellim olanlatm kralı, bu bü mek için, M. Stoyadinoviç, Rüştü Arayük toprağın kralı, uzak ve yakının kralı, sa, Semplon ekspresinin Yugoslavya daAchemenidelerden Kral Dariusün oğlu hilindeki son istasyonuna kadar refakat Kral Xerxesim. Ben Kral Xerxes diyo etmek istemişti. Nazırlar aralannda, Balrum: Pederim Kral Darius, Hürmüzün kan andlaşması programına dair bazı himayesile pek büyük işler yaptı. V e bu fikirler teatisine vakit bulmuşlardır. Illas: + eğ+el+eğf . eğf eljos(ğ) I iğ+ ilfas(ğ) [ üğ+ül+üğ+iğ Böyle işler şakaya gelmez Ermenistan iddia edildiği gibi, evvelâ Ari bir halkın meskeni olsaydı bunlann memleketinde böyle bir kitabeyi yazmağa lüzum kalmıyacaktı. Bundan başka bu kitabede kullanılan yazılar da nazan dikkati celbetmektedir. Medi ve Fars lisanlannın kullanılması tabiî ve zaruriyaı. Çünkü ıranda bu za manda iki lisan resmî mevkiini beraber ve Zaten Haîkin Babilden firar ile bu müşterek olarak muhafaza ediyordu ( 4 ) . havaliye geldiği zamanlar, Ariler mev Fakat Ermenistanda Babil Türklerinin cud değildi. Mevcud da olsalar iptidaî lisanında bir kitabe yazmağa ne lüzum vahşet halinde idiler, garbe yayılmış şe vardı? Şu halde Dârânın oğlunun bu kiBalkan andlaşması, Türkiye, Yuna kilde değillerdi. îranilerin hayat içinde tabeyi yazdırdığı zamana kadar, Babil Türklerindan ayrılarak buraya hicret et nistan ve Yugoslavya ile, Akdenizin büparlamalan ve görülmeleri, Medi hükumetinm değil, fakat M e d i Imparatorlu ffliş olan bu haîk, ilk ana lisamm muhafa yük bfr ktsmına yayılmaktacbr. Çekos ^ L : . . , u..u,,a,, ^vîr^ir Vi K« f» "Jivnrd" tsDatı rla Xerxesin kitabeaini lovakya i!e müttefik Yugoslavya v e Rafc da Haîkin bu havaliye hicretinden çok tf toprak üstünde kullanılan lisana göre maırya vasıtasile şimali şarkiye doğru uyazdırmasıdır. Demek ki o zamanlarda zamakta ve Rusyaya dayanmaktadır. caman sonraya tesadüf eder. Küçük Itilâf ta metindir. Muahede Diğer cihetten bizi düşündüren diğer bugün eski Ermenistan denilen mıntakada ne Ari dili, ne de bugünkü Ermeni lerin tadili taraftarlığına muhalefet, karbir nokta Ermeni tâbir ettiğimiz V a n yadili kullanılmıyor, halis, muhlis Babil jılıklı yardım ve mütearnzm önceden tazılandır. Gildanî Türkleri bize en eski türkçesi kullanılıyordu. rifi esaslarına müstenid emniyet andlaş lilâbik bir yazı sistemi bıraktılar. B u sisSon arkeolojik keşfiyat, otuz sene zar malan akdi gibi müsbet ve muayyen bir tem, yazı Medide, Susta, Ermenistanda kullanıldığı gibi, Babil Türklerinin te fında bu ülkeleri açık bir surette tanımağa akidesi vardır. Bu suretle, zahmetsizce, liri altında kalan Asuriler, ve Medi imkân verdi. Yani tarih otuz asırlık me Balkan andlaşmasile ahenkdar olarak Türklerinin tesiri altında kalan Iraniler zanndan çıkarak bütün hakikatile bu bü faaliyette bulunmaktadır. Macaristanın tarafından da kullanılıyordu. Demek ki yük günde tekrar göründü ( 5 ) . V e an ve Bulgaristanın, jimdiye kadar haricinBabilden buraya gelmiş olan Haîk bu Iattı ki Ermenistan dediğimiz kıt'a en es de kaldıklan sulh eserine samimiyetle işraya bildiği ve tanıdığı, ve hatta kendi ki ve en saf bir Türk kıt'asıydı. Arilerin tirak ettikleri gün, bina genişliyecektir. burada tavattun etmeleri ise Medinin inBu vadide müsbet bir sureti hal bululine aid olması pek muhtemel olan yazıkırazından sonra oldu. nacağı ümidi bakidir. Rüştü Aras, ez yı da getirmişti. V e bu yazıyı milâdî YAHYA BELÜ5 cümle Bulgaristanın, Balkan andlaşmaasırlann başlangıcına kadar da muhafaza (1) oppert : Melanges d'arch^ologi» sına iştirakinin değilse bile, hiç olmazsa etti ( 1 ) . bu zümre ile müsmir bir el birliği yapmaMaahaza bizi daha ziyade kuvvetle e'gyptienne et aasyrienne, I, 2339. (2) The cuneiforme inscriptions of Van. sının muhtemel bulunduğunu saklama îman etmeğe sevkeden diğer bir sebeb de (3) J. R. A. S. vol. X, 334. V a n ve havalisinde bulunmakta olan 7 2 (4) Lenormand, Manuel dlıistoir* an mıştır. cuneiforme yazısıdır. B u yazılar Şulz, cienne de l'Orlent, okuyunuz. (5) Menant : Les ecritures cunelformea. Mordtmnne ve Sayce ( 2 ) tarafından o kunmuşlar ve numaralanmışlardır. Fransızca etimoloji lugatinden yuka Türkiye, Yugoslavya, Yunanistan ve nya aldığımız satırlar, bize kelimeleri Romanyadan müteşekkil olan bu züm yeni bir ışık altında tetkik imkânmı verrenin Avrupa sulhu üzerindeki mes'ud mektedir. tesiri âşikârdır. Bir kere fransız etimoloğunun açıkça Milletler Cemiyetinin, 1934 eylulün söylediği şu hakikati gözönüne alalım: deki 15 inci toplantısından itibaren and«Eski fransızcada «O», türkçe «O»laşmanm daimî konseyi, tesanüd hare nun aynidir ve ayni manadadır». ketini kuvvetle izhar etmiş, Avrupanın Türkçeyi bilmiyen Fransız etimoloğu şimali şarkisinde tasavvur edilen emniyet eski fransızca «O» yu yeni fransızca andlaşmasmın ve Akdeniz andlaşmasınıı? ehemmiyetini göstermiş, Sovyet Rusya «celâ» ile anlatmak istiyor ki bu «cenın Cenevre taazzuvuna kabulü lehinde lâ» da türkçe «şol» dan başka birşey rey vermiş, ve nihayet, bütün Balkan dev değildir. Herkes bilir ki şimdiki franletleri el birliğini temin hususunda çahş sızca «celâ» nın türkçesi «O» dur. Bu hakikate «Homer» denberi eski mağa karar vermiştir. Grekçede de bu mananın uzun bir «O» Böylece yeni zümre, faaliyetini, artık ile anlatılmasını ilâve edelim. Lâtince yalnız bir mıntakaya hasretmryor, bütün «hoc» ve eski provansal dilindeki «Oc» Avrupaya teşmil ediyordu. Balkan andşekillerini de düşünelim. Hemen şu hüklaşması, Küçük Itilâfla siyasî vahdetini me vannz: muhafaza etmeğe azimli bir kütle halin«Avrupa dillerinin kaynağı denilen de birleşmiş ve bu kütle, Avusturya vaheski grek ve lâtin dilleri de, bunlarla kaydeti ve istiklâli lehinde sarih bir durum naşarak Avrupa millî dillerini yaratmış almıştır. denilen Provansal, Kelt, Breton, Nor Türk gazetecisi Yunus Nadi takriben man... v. ı. dilleri de türkçenin lehçe şöyle yazıyordu: lerinden başka birşey değildin>. «fîu, fitî tem'matla zamân alhna almŞimdi «il ,illî, ille. egli, el, ellos, elle, rnası lâzımgelen en esaslı bir mesehiir, îlla, îllas, lui, illuî, li» sözlerinin etimo haühazırdaki vaziyetin tanıni ve orta lojik şekillerini (ol) ile altalta yazarak Avrupada sükunetin lemim ancak onunanaliz edelim: la kabil olabilecektir.» , İllî: * îlle:, Eglİ \*\? îlla: Li: 01: îl: El: oğ+olf . + . ğ iğ+el+eğ+ . eg+el4Ü+". iğ+ü+ağ+;. iğ+ U4İİ+' • Dört gün hapis yatacak Kurban derileri Kurban bayramında Hava Kurumuna terkedilebilecek kurban derilerile kurNafıa Vekâleti, Kurbağalı köprüsü ban sakatlannm Belediye vasıtalarile yakininde bir şimendifer durağı tesis e Hava Kurumuna gönderilmesi, dün bü dilmesi hakkında o civar halkının vak tün Belediye dairelerine tebliğ edilmiştir. tile vermiş olduklan müşterek mazbatayı nazan dikkate alarak burada bir du sından evvel, mütehassıslar arasında bir rak yeri kurulmasına karar vermiş ve inşaata başlanmıştır. toplanh yapılacaktır. Bükreşte toplanan ekonomik konsey Numerotaj resmi nasıl de intihab edilen üç mühim komite ça alınacak? lışmağa baslamis.hr. Bu komiteler Bal Bundan bir müddet evvel ikmal edilen kanlar arası ticarî münasebetler, münakalât, ve turizm işleri üzerinde uğraşma numerotaj parasının halktan ne suretle ğa ve bu sahalarda inkişaf teminine me tahsil edileceği hakkında Belediye da imî encümeninin verdiği karar dün bütün murdurlar. Daimî bir turizm komitesi kurulmuş şubelere tamim edilmiştir. Yapılan ta tur. Bu komitenm faaliyeti pek geniş © mimde masraflar şu suretle tahsil edile cektir. lacaktır. 1 Yapılan sarfiyata, vuku bula cak tahsil masrafı da ilâve edildikten sonra mevcud binalann beherine 55 şer kuruş isabet etmektedir. 2 Boş arsalarla resmî binalar, mektebler, kışlalar, çeşmeler, camiler numerotaj resminden muaftırlar. 3 Numerotaj parası, yalnız bina sahiblerinden almacaktır. 4 Tediyeden imrina vukunda, numerotaj resmi, tahsili emval kanununa tevfikan almacaktır. du. Sekreterin odasmdan beş dakikada bir telefonun çaldığmı duydukça sinir leniyor, ürperir gibi tirriyordu. Ali Tunca, günler, aylar geçti hissini veren yanm saatlik bir beklemeden sonra sekreterin bağırdığını duydu: Ali Tunc... Telefondan istiyorlar. Ali Tunc, fişek gibi dışarı fırladı. Sekreterin odasına girerken, telefonda karşısına şoför Kadriden başkasınm çıkıvermesi ihtimalini düşünerek kuduruyordu. Sekreter, telefonu işaret ediyordu: Şoför Kadri soruyor. , Kurbağalıda şimendifer durağı yapılıyor Evvelki gün üçüncü ceza mahkemesiudeki dinleyiciler arasında bulunan Ah med isminde birinin üzerinde silâh old ğundan şüphe edilerek üzeri aranmış; bir" bıçak bulunmuştur. Suçlu Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesine verilerek sorgusu yapıldıktan sonra dört gün hapse mahkum olmuştur. On liralık bir ihtilâs Musadere edildikten sonra satılan e t mek ve francala parasmdan yirmi sekiz lira yirmi kuruşun on lirasını sahte muamele ile ihtijâs etmekle suçlu Kadıköy Belediye memurlarından Burhan yaka lanarak lstanbul Müddeiumumiliğine verilmiştir. Suçlu; hakkındaki tahkikatın ikmali için Usküdar Müddeiumumiliğine gönderilmiştir. Bütün bu yazılar Ermenistana Arilik îsnad eden rivayetlerin hiçbirisini teyid etmemektedir. Bilâkis bu halkın Babil ve M e d i Türklerile daimî bir alâkada bu lunduğunu göstermektedir. Bizi en ziyade alâkadar eden cihet V a n hisannın kayalıklan üzerine yazılmış üç levhalı bir yazıdır ki hepsi de yirmi yedişer satm ihtiva ftmekte ve ayni genişlikte bulunmakta dır. Bunlardan birincisi farsça, ikincisi • •] Birinci makale 18 şubat tarihli nüs hamızda çjkmıştır. Bu hususta, Paris konuşmalan ve Prens Polun Kral Borisle yaptığı mülâkatlar yolu iyi hazırlamıştır. Bugün Sofyarın Sebze Halinde ardiye ücretleri yanm, etmeleriBudapeştenin, menfaatlerini Balkan memleketlerinin mahsullerini idrak şayanı temennidir. Tuna artınldı havzasmda ve Balkanlarda sükunet me müştereken satmak üzere bir plân çizi * Sebze halinde, ardiye fiatlan, küfe selesi artık sürüp gitmemelidir.» lecektir. başına beş kuruş arttınlmıştır. Bundan Balkan misakına dahil dört devlet ara*¥* başka hale kara tarafından gelen mallasmda imzalanmif olan hava ahidname htanbulda toplanacak konferant nn da halin kapısından içeriye kadar ansinden de büyük faydalar umulmaktadır. Balkan paktı devletleri arasmda; Bal Balkanlan ve Yakınşarkı birbirine bağcak hal hamallan tarafından götürül kanlarda deniz seyrüseferleri meselelerini lıyacak hava hatlan tesisi düşünülmek mesi kararlaştırılmıştır. Haldeki ardiye sahibleri alâkadar görüşmek üzere nisanm 22 sinde ıstan tedir. makamlara müracaat ederek zaten birşey bulda bir konferans tophyacaklardır. Balkanlar arası gümrük tarifelerini kazanmadıklarını ileri sürmüşler ve hal Balkan andlaşmasınm gelecek eko tevhid için hazırlanan plânlann tetkikiidaresini protesto etmişlerdir. nomik konseyinin Belgradda toplanma ne de devam edilmektedir. venrsmız. Yukanya odasma döndüğü zaman, eli kalem tutmak istemiyordu; yarıda kalan yazısını da bitirecek halde değildi. Şoför Kadri, niçin telefonla aramıştı? Ali Tunc, bir haftadanberi otomobil durak yerlerinde sabahlamağı, hususî otomobillerin yollannı gözetlemeği şoför Kadriye, îsmaile devrermiş; Yeşil gözlü kadınm izinin görünmesini de talihe, tesadüfe bırakmıştı. Denizyollan Umum müdür muavini Denizyollan Umum Müdür muavin »«. liğine tayin edilen Yüksek Ticaret mek tebi müdürü Nihad dünden itibaren ye «3 ni vazifesine başlamıştır: BAY MAHMUD Yesariye Adresinizin 512 numaralı posta kutusuna bildirilmesi veyahud 41937 numaraya telefon edilmesi rica edilmektedir. yolunu gözetlediğimiz hususî araba vardı ya... Evet... Nerede? Benim araba ile Büyükdereden dönüyordum; o araba, Kefeli köyüne sapıyordu... Yanılmıyor5un ya? Hayır ustacığım... Kefeli köyün» de durmadı; ya Büyükdereye, yahud da oradan ileriye gidiyor... Sen, şimdi neredesin? Aşk ve macera romanı Bu acele iş, ne? Ali Tunc, güldü: Şoförler arasında, gayet enteresan bir mesele çıkmış... Ben, esasını iyice bilmiyorum, fakat bana telefon edeceklerini »öylemişlerdi. Öteki gazetelerin haberleri yok. Biz acele edersek, öbürle rini atlatmış oluruz. Maamafih, siz bilirsiniz, gene! Yazan: MAHMUD YESARt 24 Azizim, gazeteye aid bir iş içindi! Ali Tunc, sözünün tesirini anlamak îstiyormuş gibi, idare odasında alışve riş hesablanna bakan muhasebeciyi yan gözle süzdü. Muhasebeci: Gazeteye aid bir iş içindi! Sozünü duyar duymaz, iki dakika evvelki sağırlığmı ve körlüğünü bırakmış hemen kulaklarını ve gözlerini açmıştı: Kaç defa, size tenbih ederim; iyice anlayıp dinlemeden telefonu kapa mayınız! diye.., Tekrar başmı defterlerinin üzernse iğ Sekreter, Ali Tunca arasıra takıl makla beraber, onun her tuttuğunu koŞoför Kadride muhakkak yeni bir ha pardığım ve çalıştığı zamanlar, ciddiyet Yeniköydeyim... Eğer dönmeden Vadis vardı! Eğer hemen matbaadan çı ten aynlmadığını bilirdi: sen yetişebilirsen, daha âlâ olur. Yoksa. mişti: kıp yola düşmek lâzımgelirse, ne baha Siz, enteresan buluyorsanız, mesele ben, peşine takılayım mı? Öğrenemediniz gitti şu telefonla ne bulacakh? Ali Tunc, telefona yaklaştı: yok, gidiniz. Sorduğun şeye bak; elbette... konuşmağı... Benim, Ali Tunc... Ya Kadri, tekrar telefon etmezse? Enteresan zannediyorum. Ali Tunc, telefonu bıraktı; sekreter Genc kâtib, muhasebecinin söyleni AH Tunc, bu merakla, matbaada otuŞoför Kadri, telefonda cevab veri sordu: Telefon mu bekliyorsunuz? şine omuz silkti: yordu: Ali Tunc düşündü: N e imiş mesele? Birazdan tekrar telefon edecek ramaz^ ve çalışamazdı; hemen sekrete rin yanına koştu: Benim, ustacığım... Demin de ara Ali Tunc, kollarmı açtı: ler... Burası idare... Muharrirler, yuka Birazdan tekrar telefon edecek Demin telefonla beni aramışlar, lermiş... Bir çeyrek, yanm saat bekler. dım... nnın telefonu ile konuşurlar... Bizimkisi Kendi aralannda çıkmış bir ihtilâf..« idareden anlıyamamış, atlatmışlar. Tek Olmazsa ben kalkar giderim. arkadaşlara bir hizmetti. Bu da mı makAli Tunc, titizlendi: Size, sonra anlatırım... Bu ihtilâf yüzünrar telefon olursa, gideceğim. Elimdeki bule geçmiyor? Onları sonraya bırak... N e var, den galiba bir kaza da çıkmış... Mahal Peki, siz bilirsiniz. linde görürsem, daha enteresan olur, sa Ali Tunc, idare odasında fazla dur işler de bitti gibi. Siz, başka bir arkadaşa Ali Tunc, odasma döndü, iki da çabuk söyle? verirseniz, ben geç kalmamış olurum. Kadrinin sesi, kekeliyordu: nıyonjm. mak istemedi: kikada bir saatine bakarak zamanın geç Seni, şunun için aradım Hani, (Arkaat var) Peki, azizim...Siz de yukanyı Sekreter, lordu: mediğine küfürler, lânetleT yağdınyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle