Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET 16 Şubat 1936 Avrupada sanayi hayatı Büyük fâbrîkaların usta işçi yetiştirme tarzı Genc çocuklar, fabrikaların hususî mekteblerinde dört senelik tam bir staj devresi geçiriyorlar Yunan kabinesi Seylâbm tzmirde yaptığı zararlar yakında kuruluyor Bütün mezruat mahvol Başvekâlete Metaksasın mak tehlikesine maruz getirileceği anlaşıbyor Atina 15 (Hu îzmir (Hususî) Seylâb ve seylâbı takib eden kasırga, kar yağması gibi hâdiseler, Ege çevresi içinde umulduğun dan çok fazla gayritabiilikler yaratmış, tahribat yapmış, felâketler uyandırmış tır. Nehjr geçen mmtakalardaki köylerin sular karşısında düştükleri vaziyeti mektubla, telgrafla bildirmiştim. Buralarda açıkta kalmış yığınlarla ailelerin yerleş tirilmesine ve bakımlanna Vilâyetçe, Hilâliahmerce devam ediliyor. tzmirden gönderilen sandallar hâlâ bu köylerdedir. Yol, köprü, telgraf, telefon direkleri ve saire üzerindeki bozukluklar, yıkıntılar, bu mıntakanın bütün tabiî münasebetlerini bozmuştur. Günlerce her tarafla alâka kesilmiş, muhabere imkânı bulu namamıştır. Bu arada Istanbul ve Ankaranın sesi ancak, radyoda dinlenmiştir. Keza, Afyon ve Bandırma postalan da aksamıştır. susî) Çal ^ar sin yeni kabineye Başvekil olması hakkında ahali partisi namına hareket eden bazı saylavlann yaptığı teklifi Sofulis reddetmiştir. Sofu lis, Streit veya Maksimosun Basbakan Iığa getirilmelerini de kabul etmiyerek M. Metaksas Metaksasın yeni kurulacak kabineye Başvekil olmasını Dahiliye Nezaretine de Papanastasiunun getirilmesini teklif etmiştir. Jandarma ve polis kadrolarında yapılacak tasfiyeler dolayısile Dahiliye Nezaretine ahali partısinden birisinin getirilmesini hürriyet perverler kabul etmemektedir. Metaksasın Başvekâlete getirilmesine ahali par tisinin itiraz etmiyeceği tahmin edilmek tedir. > Tarihten yapraklar Fener söndüren mum! Yeniçeri ağası, yobazları hem öldürtmüş, hem de tasraya sürülmesini istemisti! Medreseliler de kazan kaldırınca Şeyhislâm azledildi ve kapısındaki fener söndürüldü! Berlindeki A. E. G. tirketinin amele yetiştirme mektebi Dresden (Hususi) llk beş yılhk endüstri plânının muvaffakiyctle başanlıp yenisinin kurulduğu bu sırada, hepimiz memleketimizin refah ve saadete kavuşmasının her gün kurulan fabrikalara bağlı olduğunu artık iyicc kavramış bu lunuyoruz. Bir tarafdan fabrika kurar kenken, bunların âzamî randımanla iş lemelerini temin edecek mühendis ve a melenin en münasib şekilde yenişmesini hiç ihmal etmcmeliyiz. Avrupada amcle yetiştirmeğe çok ehemmiyet verilir. Bu maksata kurulmuş müteaddid müesseseler vardır. Her fabrikanın bir «Aemele yetiştirme» şubesi vardır. «Amelemizi kendimiz yetiştiriyoruz!» demek onlar için büyük bir şeref sayılı yor. Amelelerini kendileri yetiştirmelerinin manevî şerefınden başka hiç te kabili ihmal olmıyan bir çok faydalan daha var: Amele daha küçük yaştan o müessesenin usulünü, yaptığı her nevi işi, bü tün teşkilâtını öğreniyor ve fabrikalarda evvelâ umumî bir staj yaptıktan sonra ayrıldığı şubeye geçerek hep ayni şube de çalışıyor, terfı edıyor ve âdeta oranın ustası oluyor. Yukarıda resmini gördüğünüz bina, AEG. nin Berlin Reinickendorfdakı san't mekteblerinden biridır. Bu «Amele yetiştirme yurdu» ndaki amele namzedleri ilk tahsilini bitirmiş, sıhhatte olan ve ileride «Usta amele» olmak istiyenler arasından seçilmişlerdir. Mektebe kabul edilir edılmez, her çocuğa mektebin talimatnamesi ve usulleri ğösterilir, namına bir dosya açıhr ve ondan itibaren âdeta o müessesenın öz malı olduğu ve bunun kendısi için ne büyük faydalar temin ettıği her vesıleyle anlatılır. Çalıştığı müddetçe, müessese ona bakıyor, iyi bir şekilde mektebini bitirince müessese kendi fabrikalarında derhal iş buluyor, iyi günİlk iki senesini burada geçiren amele delik veriyor, muntazaman terfi ettiriyor, nihayet fabrikalara sevkedilir. Fabrikada hususî hastanelerinden, doktorlarından istifade ettiriyor, atisini temin etmiş olu amelenin hayatı, tetkike değer bir mevzu teşkil eder. Bu mektebin her köşesinde yor. adeta titizlik derecesine varan bir temizBütün bu iyıhkleri kavrıyan bir amele lık hüküm sürüyor. Her taraf gıcır gıcır de kendisini müesseseye bağlı hissediyor, boyalı, makineler, casalar tertemiz. Etkendi refahının onun muvaffakiyetile raftaki hava sanki insana işçiliğin temizgenişliyeceğmı anlıyor ve ona göre çalıliğini, güzelliğini hissettirmek istiyor. şıyor. Zaten hiçbir şubede saksı ve çiçek ekBu mektebde amelenin staj müddeti sik değil. Binanın yapılışında sıhhî şeradört senedır. Bu müddet zarfında günde ite çok dikkat edilmiş; zira, burada da sekiz saat çalışarak, her şubede bir müd ha tam teşekkül devrelerinde bulunan det kalarak azçok her nevi elişiyle ünsi çocuklar iş göreceği için, gayri sıhhî şe yet peyda eder. Modern bir amele bir raitin çok feci neticeleri olabilir. Odalar dereceye kadar eğelemek, torna, freze, bol pencereler sayesinde iyi havalandığı marangozluk, dokümcülükten anlamalı gıbi, güzel ışık ta alıyorlar, bahçede te dır. Bu umumî bilgiden sonra ileride asıl neffüslerde bütün talebenin çıkıp oyna çalışacağı saha üzerınde bılhassa tatbi dığı büyük spor alanı var. Mektebde kat görür, ve ilk ıki seneyi böylece dol daima bir yardım teşkilâtı bulunduğu durduktan sonra muhtelıf fabrikalardan gibi «Hava hücumlanna karşı muhafaza birine sevkedılir. Iki senede fabrikalarda bodrumu» da var. Her çocuğun senede staj gördükten sonra bir komisyon tara muayyen bir tatile hakkı vardır. Sıhhî fından imtıhan edilir ve muvaffakiyet sebeblerden dolayı ıcabederse bu tatili derecesıne göre münhal bir amelelığe uzatılır, hatta tedavi için bütün masrafı derhal dolgun gündelik tayin edilir. O, müesseseye aid olmak üzere kamplara, kür şehirlerine, hastanelere dahi göndeartık mesleğine girmiş sayılır. Menemen, Torbalı, Tire ovalan hâlâ Amele namzedi mektebde bulunduğu sular altında bulunuyor. Yalnız Menemüddet zarfında gayet az bir para alır; zaten buna gündelik denmez, cep harç mende on iki bin dönüm arazi, Gediz Iığı adı altında ufak bir yardımda bulu nehrinin taskını ile mahvolmuştur. Künulur. Çocuk daha ailesine muhtacdır, he çük Menderes havzası keza!.. Mıntakada yıkılan evlerin haddi henüz kazanmağa başlamamıştır. Mektebde dersler senede iki defa başlar, ilkönce sabı yoktur. Nüfus zayiatı yoktur. Yatalebe eğehaneye sevkedilir. Onbeş, onal ralanan, sakatlanan varsa da sayısı aztı yaşlarındaki bu çocuklar yeni yeni ma dır. vi işçi elbiseleriyle bütün hayatlarında Şimdi de soğukların ve donun tahri ellerinden artık düşmiyecek aletlerle ilk batı başlamıştır ki, çiftçimizi bilhassa bu defa burada tanışırlar. Şubenin usta felâket düşündürüyor. Çünkü bağlar, başısı ve ustaları her «yeni» ye bir çek bahçeler açmıştı. Bilhassa bağlarda bu me teslim eder: Içinde çeşit çeşit eğ, çe sene mahsul erken yetişecek, masraf az kiç, çivi v. $. bulunan bu çkmeceden o olacak, üzüm yüksek fiatla ve bol mikçocuk mes'uldür. Ayni zamanda eline tarda olacak, sanılıyordu. Şimdi ise fiatbir de iş defteri verilir: ilk yaptığı işten ların daha yükselmesi pek muhakkak olitibaren bütün üzerine aldığı vazifeleri masına rağmen rekolte çok düşecek, birburaya kaydetmeğe mecburdur. Bu def çok bağcılar ağır ziyanlar görecektir. terin çocuğun yetişişi üzerinde çok büyük Bundan başka zahire ve hububat üzetesiri ve ehemmiyeti olduğundan mües rinde de zararlar büyüktür. Yükselmeksese müdüriyeti onu her zaman talebe e olan ekinler, suların altında çürümeğe hakkında bir vesika addeder. Müstakbel başlamıştır. ameleye usta bir iş tevdi ederken o def Selçuk ve Kuşadası mıntakasından tere tarih ve saati imzasiyle kaydeder. gelen haberler de vaziyeti fena göster Çocuk işini bitirince parçanın resmini ve mektedir. Hulâsa, gayritabiî bir kış mevvazifeyi nasıl yaptığını defterine geçirir, siminin, fena cilveleri ve neticelerile karustaya gösterir. O, teslim saatini de kay şıkarşıya bulunuyoruz. deder, vazifenin kaç saatte meydana geldiğini hesabeder ve sureta, parçanın ADLtYEDE iyılık derecesine göre iki not alarak başustaya gönderir. Başusta parçayı tekrar Üçer gün hapse mahkum muayene eder, bazan notlan aynen ka oldular bul eder, bazan değiştirir. Icabederse çoÇemberlitaşta ahçı Çolak Ahmedi öcuğa kusurlarını, yaptığı yanlışlarnı uzun uzun anlatır.nasihatler verir ve nihayet lümle tehdid etmekle suçlu ahçı îsmail ile arkadaşı diğer ahçı îsmail haklannda yeni bir vazife tevdi eder. îşte bu şekilde üçüncü ceza mahkemesinde devam et metodik bir surette her amele namzedi, rrekte olan muhakeme dün bitmiş, her muayyen parçalar yaparak her şubeden ıki Ismailin de üçer gün hapislerine ka geçer ve daima defterini doldurur. Bu rar verilmiştir. vesika değerini her zaman herkese ispat etmiye kâfidir. thi parti anlaftt Atina 15 (Hususî) Liderler arasında muhtelif partilerin yeni kurulacak kabineye iştirak şartlarının tesbitine ba§lanmıştır. Dün Sofulis ile General Metaksas arasında yapılan müzakereler hürriyetperver partisile hürfikirliler partisi arasında tam bir anlaşma ile neticelenmiştir. Bu iki partinin anlaşması ayni zamanda Antivenizelist cephesinin bozulmuş olmasına da bir delildir. Metaksasla anlaştıktan sonra Sofulis ahali partisile uzlaşma yapılamazsa bile küçük partilerin hürriyetperver partile birleşmeleri üzerine parlamentoda 170 kişilik bir ekseriyet temin edilmiş olacağından kabinenin kurulmasında artık zorluk kalmadığını söylemiştir. Ahali partiiinin isteği Atina 15 (Hususî) Bütün müstakil gazetelerle hürriyetperver partisine mensub gazeteler ahali partisinin yeni kabineye iştirak için yaptığı teklifleri şid detli bir lisanla tenkid etmektedirler. Gazetecilere beyanatta bulunan Çaldaris kendisi tarafından henüz hiçbir şart dermeyan edilmediği gibi hürriyetperverlerle uzlaşmak için hiç kimseye salâhiyet ver memiş bulunduğunu ve binaenaleyh ga zetelerde görülen tekliflerin bazı kimse lerin şahsî kanaatlerinden ibaret olduğunu söylemiştir. Fakat siyasî mehafilde ahali partisi namına hareket eden saylav Vamveçonun hürriyetperverlerden Çal daris için başvekâleti ve ahali partisi için askerî nezaretleri istediği teyid edilmektedir. Kondilisin radikal partisi mümessili Anagnostopulos dün Çaldarisi ziyaret ederek yeni kurulacak kabine hakkında partisinin kanaatlerini anlatmıştır. Söylendiğine göre radikal parti yeni kabinenin Marsilyada Dok işçileri grevi kurulmasına yardım edecek ve belki de Marsilya 15 (A.A.) Dok işçileri bir mevki alacaktır. grev ilân etmişlerdir. Gemilerin ancak Atina 15 (Hususî) Hürriyetper üçte ikisi üzerinde tahmil ve tahliye işverlerle ahali partisinin uzlaşacağı hak leri yapılabilmektedir. Kamyon işçile •i de bu greve iştirak etmişlerdir. Grev kında her iki parti mehafilinde de büyük u kamyon işçileri, polis muhafazası al ümidler beslenmemektedir. Sofulisin dı ında bazı kamyonlar geçerken ufak bir sarıda bulunan bütün parti saylavlannı akım hâdıselere sebebiyet vermiş Atinaya telgrafla çağırması da kcnuşerdir. maların bu defa da suya düşeceğine ve spanyada faşistlerle sosyalist parlamentonun toplanacağına bir delil oIarak gösterilmektedir. ler çarpıştılar Madrid 15 (A.A.) <Flanj Espanyol> ıdındaki teşekküle mensub bazı faşister içinde sosyalistler bulunan bir kamronu durdurmuşlar ve kamyonun üzeindeki faşistlik aleyhindeki alâmelin ıkarılmasını istemişlerdir. Sosyalistler bu dileği reddettiklerin en, faşiştler rövelverle ateş etmişler lır. Bu suretle her iki taraftan silâh teti edilmiş, polisler koşmuş, bir genc kız •aralanmıştır. Akşam üzeri gene ötede beride arbeeler çıkmıştır. Polis müdahale ederek, Lobutlarla nümayişçileri dağıtmıştır Birçok yaralı vardır. Birçok kişi de tevkif olunmuştur. Vaziyet herhalde pazartesiye tavazzuh edecektir. kadar Zabitler meseleri Atina 15 (Hususî) Partiler arasındaki konuşmalarda ordudan tardedilen zabitler meselesinin mevzuu bahsolmadı RI siyasî mehafilde teyid edilmektedir. Bu mesele yeni kabine kurulduktan sonra kral tarafından teklif edileceği taahhüd edilen sekle göre halledilecektir. îsviçrede bir îtalyanla bir Alman mahkum oldu Bern 15 (A.A.) Nasyonal sosyalist ejimi aleyhmde hareket uyandırdık arından suçlu bir îtalyanla, komşu bir ilir. devlet aleyhine komünist partisi lehinMekteb müdüriyeti her türlü istatis de propaganda yapmaktan suçlu bir Al:ikler tutarak, meselâ verdiği gıdanın manın hudud haricine çıkarılmasma Feöğleyin 10 pfennig yani 5 kuruş muka deral konseyince karar verilmiştir. lilinde bir kap etli sıcak yemek almak Bir tayyare kazası kabil) faydalarını, ayrıca çocukların vüBar Leduk 15 (A A.) Bir askeü cüdce tekemmüllerini v. s. tesbit eder. D ratik derslerin yanında haftada muay tayyare yere düşerek parçalanmıştır. 1çinde bulunan iki tayyareci ölmüştür. en saatlerde nazarî dersler de vardır ki, bunlardan maksat amelenin teknik bilgisini kuvvetlendirmektir. Bu şekilde her ;ocukla ayrı ayn bir baba şefkatile uğ aşan müessese dört senelik yetişme dev resinın sonunda bir imtihanla, çocuğun umumî malumatını tekrar gözden geçirir, ve o müddet zarfında yaptığı vazifelere, ustalarının raporlarına göre bir sertifika verir ve onu gündeliğe geçirerek bir vazifeye tayin eder. Artık o ameleden eminÇeviren: Servet Yesarioğlu dir, çünkü onu istediği gibi yetiştirmiş Şimdi iş, adi bir dayak hâdisesi olmaktan çıkmıştı, Yeniçerilerle medreseliler arasında bir dava şekli almıştı, bakkal dükkânına kulluk neferlerile onlara iltihak eden yoldaşlar, üç buçuk yobaz önünde geri çekilmeği izzeti nefislerine yediremediklerinden ülema hakkı ve ülema haysiyeti filân atnımıyarak silâha davBu sebeble Babıâli mum meselesile sıkı surette meşgul oldu ve mum buhranı ranmışlardı ve hepsini döve, döve, söve na mutlaka çare bulunmasını îstanbul söve Ağakapısına götürmüşlerdi. Kadısına ısmarladı. Kadı Efendi, iktısaYeniçeri ağası, ocak nüfuzunu kıracak dî incelikleri kavramış bir adam değildi. kadar cür'et gösteren bu yobazlan hiç Bir hayli düşündükten sonra o zaman söyletmeden boğdurmuş, denize attırmış için belki dâhiyane, bugün için ise pek ve sonra: «Haklannda mutlaka bir nragülünç sayılacak bir tedbir aldı: Üç yüz amele yapılmasını» Şeyhülislâm Zeynedirhemlik mumları dört yüz dirhem saylâbidin Efendiden, ehemmiyetle rica etdırıp o hesaba göre narklamak ve vehmi mişti! şekilde ağırlıkları artınlan mumların diŞeyhülislâm, «Ölüye ceza istiyen» abini kırmızıya boyatmak!... ğanm gönlünü hoş etmek için suçlularm Anlaşılıyor ya, îstanbul Efendisinin birer tarafa sürülmesi emrini verdi ve embulduğu çare çok mühimdi. Artık mum rin Ağa tarafından bizzat infaz edılmefiatı yüksek görünmiyecek ve hatta yüksini iltimas ettikten sonra bütün medreseselmiyecekti. Çünkü evvelce bir okka lere «Mum yüzünden ocağa hürmetsizmum için kaç para veriliyorsa şimdi de o lik gösteren softaların sürgüne gönderilpara verilecekti. Yalnız bir okka mum yediğini» bildirdi. rine üç yüz dirhem mum alınacaktı. Tarih şöyle diyor: «Bakkallar ve kulMezarında rahmetli karakuşu da gül luk neferlerile dövüşen softaların öldü düren bu tedbir, o devrin birçok insanla rüldükleri duyuldu. Bütün medreselerdennı da güldürüyordu. Uşaklarını mum ki talebe, takım takım toplanmağa başlaalmak için bakkala gönderen bir kısım dı, her tarafta açık ve gizli cemiyetler zarif efendiler, mutlaka şöyle bir tembih kuruldu: yapmağı unutmuyorlardı: «Bir okka Bu ne demek? Bir bakkala iki mum al. Fakat dikkat et. îstanbul Efensille vurulmakla ilim adamları bu mertedisi okkası olmasın! be tahkir olunur mu? Darebe zeydün amHalk, üç yüz dirhemle dört yüz dir ren makulesi bir fili mazi için bir düzüne hem arasındaki farkı, terazi başında kon softa öldürmek cinayet değil mi? Bu iş trola girişince konulan narkm veya kuru bize Zevrâ ve Havrâ risalesi okumak kalan veznın tabiatıle kıymeti kalmadı. dar mühimdir! Mum buhranı gene alabildiğine yürüdü Tarzında bir sürü perişan sözler söyve büyüdü. Bunun üzerine Babıâli başka lendi, cami dersleri bırakıldı, rahleler ve bir çareye başvurdu, bir adama bir mumdan fazla verilmemesini karar altına al minderler omuzlanarak Fetva kapısına dı. Bu, bir nevi vesika usulü idi, lâkin gidildi, «Kana kan isteriz!» Feryadı aymüeyyid kuvveti ancak bakkallann ka yuka çıkarıldı, Şeyhülislâm kethüdası dörara uymalarından ibaretti. Onlar, em vüldü, birçok büyük hocalar sille ve tore uyup müşterilerine bir mumdan fazla kat yağmuruna tutuldu, nihayet iş saravermezlerse ne âlâ. Aksi takdirde kara ya aksetti ve îkinci Sultan Mahmud, yorın bir faydası olamazdı. Fakat bakkal bazların gürültüsünü bastırmak için 5eylar, kendi başlarını ağrıdan kurtarmak i hülislâm Zeynelâbidini azletti». çin yapılan tebliğden istifade ettiler, O devirlerde şeyhülislâmlar azlolu müşterilerine birden fazla mum verme nunca Fetvakapısı denilen ve onların resmeğe başladılar. mî daireleri olan bına önündeki fenerin îşte bu ışık buhranı sırasmda bir gün söndürülmesi âdetti. Zeynelâbidin EfenFatih medresesi çömezlerinden biri Ka di, lâtifeyi sever ve güzel söz söyler bir adamdı, softaların bir mum yüzünden çıraman çarşısı bakkallanndan birine gelkardıkları gürültü üzerine azledilince di, iki mum istedi. Bakkal, bir taneden gülümsemiş ve şu sözleri söylemişti: fazla veremiyeceğini söyledi. Çömez, iki Yobazların mumu bizim feneri tane almakta ısrar etti, alamayınca da söndürdü!... bakkalı dövmeğe başladı. Bakkalın yarAf. TVRHAN TAN lkinci Sultan Mahmud devrinde, bilinmez neden, bir mum buhranı başgöstennişti. Bakkallarda mum bulunmuyordu, şurada burada bulunabilen mumlar da ateş pahasına satılıyordu. Işık, su ve hava gibi tabiî ihtiyaclardandır. Eski zamanlarda havagazi, elektrik, hatta petrol bulunmadığı için çıradan sonra icad edilmiş olan mum, gecelerin güneşliği rolünü oynuyordu. Bugün büyük şehirlerde ele değil, dile bile alınmıyan mum, o devirlerde şiire girecek kadar kıymetli idi. dım dilenen bağırışlan üzerine dükkâna gelen kulluk neferleri yobazı çalyaka etmek isterken araya birkaç softa daha girdi, «Ülemaya el vurulamaz» teranesile yeni bir dava açıldı, gürültü büyüdü. Konya Halkevinde musiki kursu Beyaz taş üzerinde Anatol France'ın saheserlerinden Genc amele namzedleri mektebde staj göruyorlar hr. MÜCAHİD B. BÜKTAŞ Çarşambaya başlıyor Konya (Hususî) Konya Halkevi tarafından açılan musiki kursuna 70 genc devam etmektedır. Gonderdiğım resun kursa devam eden talebeyi göster • mektedir.