02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 Şufcat 1936 £DMHTJRÎYET Izmirde dünkü seylâblar yeniden tahribat yaptı (Baştarafı 1 inci sahifede) detli yağmurlarm tesirile Vilâyet merkezinde muhtelif derelerin taşması ve bazı lâğımlarm patlaması yüzünden oldukça mühim sel hâdiseleri kaydedil miştir. Bu yüzden Bornova, Karşıyaka ve îzmirin Şehidler ve Kahramanlar taraflarında bazı evlerin tehliyesine de zaruret hâsıl olmuş ve sekenesi baska yerlere nakledilmiştir. Merkezde birkaç ta ev yıkılmış, bu arada iki vatandaş ta yaralanmıştır. Yaralananlardan biri erkek, diğeri kadındır. Nüfusça başka za yiat yoktur. Mülhakattan şimdiye kadar makine başmda aldığım haberlere göre öteden beri kısmen su altında bulunan Torbalı ve Tire kazaları hududlarındaki köy lerde su seviyesi biraz daha yükselmiş ve Arabcı köyünde beş ev daha yıkıl mıştır. Kuşadası mıntakasında da ovaları su basmış, fakat nüfusça zayiat olmamıs tır. Bergamada Kocaömerli mer'asında 400 kadar koyunla bir çoban mahsur kalmıştır. Kurtarılmalarına çalışılmaktadır. Aydm, ödemiş postaları yollardaki tahribat yüzünden bugünden itibaren seferlerini muvakkaten tatil etmişlerdir. Şehrimizdeki fırtına vekartipisi (Baştarafı 1 inci sahifede) Fırtına ile beraber yağmur da patla mış, bir müddet sonra yağmur kar tipisine dönmüştür. Fırtınanın sürati ve kar tipisinin şiddeti yolda yürünemiyecek bir hal almıştır. Kar tipisi kısa bir müddet içinde her tarafı bembeyaz bir hale getirmiştir. Uzakşarkta iki cepheden taarruz (Baştarafı 1 inci sahifede) ta Japon hudud muhafızlanna taarruz ettiklerine dair Japon membalanndan çıkan haberler Ulanbatorda kat'î olarak tekzib edilmektedir. Moskova 11 (A.A.) Tas ajansı bildiriyor: Sovyet Mançuko hududlannın tahdidi için Japonya ve Mançukonun Sovyet Rusya ile müzakerelerde bulundu ğuna dair Domei ajansının verdiği haber doğru değildir. Tokyo 11 (A.A.) Sü Bakanlı ğının salâhiyetli erkânından biri, Mançuko hududunda Japon askeri tahşid edil diğini tekzib etmiştir. «Dış Bakanlığile münasebettar olan mehafilde M. Pitmanın söylevmin çok şiddetli aksülâmeller yaptığını söylüyorlar. Bu mehafilin fikrine göre bu rürlü söylevler arsıulusal münasebetleri tehli # keye düşürecek mahiyettedir. Ayni mehafil, Japonyanm asla bir tecavüz ve ittisa politikası gütmediğini ve hiçbir anlaşmıya muhalif hareket etmediğini tekrar ediyorlar.» Telgraf hatları bozuk Fırtına yüzünden telgraf hatlan bo zulmuş, birçok yerlerle telgraf muhaberatı kesilmiştir. Bu sebeble hiçbir taraf tan haber almak kabil olamamıştır. Karada ve denizde Fırtınanın karada ve denizde birçok kazalara ve tahribata sebeb olduğu muhakkaktır. Fakat dün gece saat üçe kadar bu hususta hiçbir malumat almak kabil olamamıştır. Liman Kontrol kaptanlığına telefonla müracaat ettik. Bize şunlan söyledi: « Bu büyük fırtına esnasmda de nizde kazalar olması yüzde 99 muhak kaktır. Fakat fırtına ve tipi yüzünden hiç bir yere gitmek ve hiçbir taraftan bir haber almak kabil değildir.» Diğer taraftan Kavak liman riyasetine de müracaat ederek bir kaza olup ol madığını sorduk. Bir kaza olmadığı cevabmı aldık. Bütün gece limanda bazı vapurlar, muhteilf fasılalarla acı acı düdüklerini öttürmüşlerdir. Karadaki hasarlar hakkında gece son dakikaya kadar polis istihbaratına bir vak'a ihbar edilmemiştir. Maamafih müthiş bir süratle esen fırtınanın birçok tahribat yaptığı muhakkak addedilmekte dır. M. Hullün tavzihi Vaşington 11 (A.A.) Dış Ba kanı Hull, Pittmamn söylevi hakkında hertürlü mes'uliyeti kendi üzerinden a tarak demiştir ki: «Ben bu söylevin metnini henüz görmedim. Pittman şüphesiz ki memleketin parlamento mehahlinde önemli bir mevki sahibidir. Ancak, irad eylediği söyleve gelince, onunla benim aramızda ne bir istişare, ne de bir elbirliği vuku bulmuş tur. Bu itibarla, benim o söylevi tefsir etmekliğime hiçbir sebeb yoktur.» Şimalî Çinde istilâlar Pekin 11 (A.A.) îyi haber alan Çin kaynaklanndan bildirildiğine göre, ŞagpeyŞaharden gelen Mançu ve Moğol kıt'alan Yingşuanı işgal etmişler ve ans Suiyuan ve 5 i hududu civarında bulunan Pekin Patu şimendifer hath ü zerindeki Fengçeni tehdid etmekte bu lunmuşlardır. Suiyuan vilâyet kıtaatı harbetmeksi zin çekılmişlerdir. Dolomor ile haricî Moğolistan hududu arasında mühim miktarda Japon kuvvetleri toplanmak tadır. Moğol tarafında yalnız 5000 kişi vardır. Her iki taraf ta kat'iyyen taarruza geçmek istemediği için, karşılıklı oıüda faa tertibatı almaktadırlar. Naime köyünden Subaşı köyüne kayıkla getirilenler beklenirken vardık. Fakat ilk sular, Arabcı köyünde kaybetmediler, sulara atıldılar, hepi mizi kurtardılar.» başladı. Bunu, Subaşı köylüleri söylüyor. Çün Mahvolan mahsuller kü yukarıda işaret ettiğim gibi bu köSuyun üstünde yeşil bir satıh var. Ayün de yarısı ayni tehlikeyi geçirmiş. rabacı: Artık etrafı tetkik ediyoruz: Bakınız, diyor, bu yeşillik, ekti Sandallar, sanki bir göl üstünde sa ğimiz ekinlerdir. îşte daha ileride bakğa, sola işleyip duruyorlar. Bunlardan la fidanlarının ucu... Ve biraz ötede artık bunlar da gozük birine atlıyoruz ve Naime köyüne doğru ilerliyoruz. Naime şimdi, suda yü meyince, arabacı ilâve ediyor: Derinlik arttığı için bütün mah en bir harab köy koleksiyonu gibidir. suller artık suya gömüldü; hiçbir şey Bir beyaz duvar, bir çökmüş çatı, iki direk, beş on ağac ve saire... kalmadı... Bize, sağlam ve ayak basılabilir bir Köyleri nasıl dolaşacağız? ada hissini veren bir yere ayak basarak Diye sordum.. Arabacı güldü: Sandalla, dedi. Sandallar da gel fotoğraf çekecek olduk. Hem de çit vardı, üstüne tırmandık. Altımızdaki ze di ya\ min ansızın öyle bir kaydı ki, kendimizi Subaşı köyüne yaklaşırken zor kurtardık. Subaşı köyüne yaklaşırken, burasmı, Suları ölçüoruz. Bazı yerde 2, bazı su ile kara üstünde iki ayn parça ha sında 3, bazısında da 4 metro.. linde bulduk. Evlerin bir kısmı, köyün Naimede, baskından kurtulmuş ancak yüksek kısmına kurulduğu için suların iki ev var. Onlar da yüksekçe bir yertaarruzundan masun kalmış, Mekteb de bu kurtulan kısımda!.. Köyün sağ o de.. Bu evlerde köylünün bütün kışlık yiyeceği, eşyası sular içinde gömülü muzu kuru, sol omuzu su içinde... kalmış, hiçbir şey kurtarılamamış ve Gözümüz, ovanın gümüş yüzünden bittabi bu eşya ve yiyecekten de artık kamaşıyor: Su, su, nihayetsiz zannedilen su... Ta ümid ve hayır kalmamış.. M. Pittmanda nsonra gene Japonlara hücum Vaşington 11 (A.A.) Senatoda Pittmandan sonra söz alan Lewis de keza Japonyaya hücum etmiş ve Japonyanm Amerikanın zararına olarak, Rusya ile Asyayı kontrol için ittifak edebileceğini söylemiştir. Lewis Amerikanın Fi lipin adalarından çekilmesini büyük bir hata olarak tavsif etmiştir. Samiin Levvisf şiddetle alkışlamıştır. Japon büyük elçisi gerek Pittmanın gerek Lewisin beyanatını mevzuu bah setmekten imtina etmisse de Japonyanın ne Amerika, ne de diğer herhangi bir devlete karşı Çinde ticaret kapılannı kapamak fikrinde olmadığını söylemiştir. Seylâp mıntakasında tetkikat yapan muhabirimizin gördükleri Torbalı (Hususî) Yağmurlu ve gîttikçe soğuyan bir hava altında, kahvehanelere sığmdık. Çamurdan, sudan sırsıklam olmuş elbiselerimizi kurut mağa ve ısınmağa 'çalışıyoruz. Ufuklar hâlâ yağmura gebe ve bulutlarla ör tülü. Yarım saat evvel, felâket mmtaka sından döndük. Bir gazeteci grupu. şimdi Torbalı kahvehanelerinde, adi sandalyelerin üstüne serilmiş, bacakları kırık, eski, çatlak masaların üstünde, intıbalarımızı yazıyoruz: Çin ordusu bermutad çekiliyor Dört yangın başlangıcı karşıki dağlara kadar uzanan bir de Zavallı hayvanların Küçük Mendires nehrinin ve Cellâdniz... Arada adacıklar, ağaclıklar var. baştna gelenler gölünün taşması, hakikaten çok büyük Sandalcı anlatıyor: ve korkunç bir hâdise halinde geçmiştir. « Hayvanlara ne dersiniz? Kurtul Tehlike durdu mu? Havır! Havalar yadular.. Gerçi öleni de çoktur ama, su ğışlı devam ederse, Küçük Mendires, da bir gece kalan hayvanlardan umu ta ödemiş ovasından başlıyarak geç dumuz yoktu. Allah acıdı, hepsini kurtiği yerlerden alacağı yeni yeni çav tardık^ lar, taşmış derelerle, kabarıklığını büsNaimede fotoğraf çekmekten başka bütün artıracaktır. Nehir, çılgm ve~atılyapacak bir şey bulamıyoruz. Toprak gan 'değîl, gittikçe yayılıp genişliyen ve ve insan yok ki!.. belli olmadan kabaran bir manzara ar zediyor. Uzaktan bakınca, silik bir zeArapçı köyünde min üstünde, gümüş bir kıvrıntımn Sandalımızın dümeni kırılıyor ve bütün bu genişliği doldurmağa çalıştı biraz sonra yakın Arabcı köyündeyiz. ğı görülüyor. Bu da yan yarıya felâket geçirmiş bir köydür. Burada da jandarma kuman Tepeköyde danından takdirle bahsediliyor. Fakat Evvelâ Tepeköye indik. Burası Torhepsi de yardıma muhtaç.. Çünkü ara balıya çeyrek saat mesafededir ve kazinin kuruması, mahsulün kurtulması, zanm merkezidir. llk işimiz at, araba bilhassa bugünkü yağışın devamı tak aramak oldu. Çünkü dize kadar yüksedirinde, çok ümidsizdir. len su dolu hendekler ve çamurlar iHalkı kurtarmak için jevkalâde çalışanlar Buradan, Tulum köyüne uzanıyoruz. çinde otomobil sevketmenin imkânı dan Subaşı koyü Parti reisi Hamdi Köylüler anlatıyorlar: yoktur. Her geçen yolcuda ıslanmış, çave muhtar Osman < Baskm, bizde de ansızın oldu. Sumurla paçal olmuş bir manzara var. Burada, beline kadar çamur ve keHerkes titriyor, üşüyor ve herkes hiç za, elbisesinin üst kısmı da gene çamur lar, köyün ön kısmında buldukları 12 evi basıp yıktılar. Bereket versin ki, olmazsa yan ıslak.. lara bulaşık bir zabit görüyoruz. Sağa, . Nihayet bir araba bulduk ve yola ko sola koşup duruyor.. Tire jandarma ku biz vaziyeti kavramıştık. Fakat ne de olsa, kurtulmak zordu. Halk kaçışmağa yulduk. tnsan, daha birkaç gün evvel mandanı yüzbaşı Halid.. başladı. Bu sırada, etraftan sandallar, burada, yemyeşil, parlak bir baharm Köylüler bizi sevincle, alâka ile karyaşadığına inanmak istemiyor; o kadar şılıyorlar. Çamurdan yap^lmış küçük yardımlar yetişmeğe başladı. Çok şükür, değişmiş her yer.. Çiçekli ağaclar, çık minyatürleri andıran yavrular etrafı kurtulduk.» ması beklenen şiddetli soğuğu beklive mızda koşuşuyor. Keza, bu köyde de Hilâliahmerin varrek dallarını iğmiş, titrive titriye, kor lığını görüyoruz. Muhtaç köylüye dur Gazeteciler gelmis, gazeteciler! ka korka bekliyorlar gibi.. Diye bağırışıyorlar. îleride, çadırlar madan yardım edilivor. Fakat takdir ediyoruz ki, bu yardım artırılmak ve davar. tzahat toplamağa başlıyoruz: Cellâdgölünün hâli Bu çadırlarda şimdi Naime köyü fe ha genişletilmek lâzımdır. Biraz sonra ağaclarm aralığından, taFelâketzedelere yapılan yardım şan nehir (Küçük Mendires) gözüktü. lâketzedeleri var. Hilâliahmer, tehlikeÇünkü köylü, iş kabiliyetini, iş sahayi müteakib, Vali de dahil olduğu halArabacı parmağile diğer bir noktayı ide yetişmiş, Naime köyü halkı, sandal sını kaybetmiştir. Mahsulünü, eşyasmı şaret etti: lara bindirilmiş ve tehlikeden kurtarı elinden kacırmıştır. Yapılacak yardım, îşte, orası da Cellâdgölü!.. larak bu çadırlara ve Subaşı mektebi onu muvakkaten yedirmek, içirmek,.teGöl, adeta bir deniz gibi ta uzaklara davi etmekten başka, yeniden ekip biçne yerleştirilmiş. kadar da37anıyor ve denizlere dökülü mesi imkânlanm vermeğe de matuf olFelâket nastl başlamış? yor. îşte bu göl, kurutma plânımıza malıdır. Köylülerle konuşmağa başlıyoruz. dahil olan bir bataklık ve sıtma ocağıAyni zamanda, Küçük Mendires mecdır. Senelerce etrafındaki köyleri sıt Birisi diyor ki: rasınm temizletilmesi ve Cellâdgölü c Aman evlâdlar, bir su baskım görmadan harab etmiş, binlerce insan ve nün kurutulması işi, süratle takib edilçocuk öldürmüştür. Hatta, Atatürk bu dük ama, böyle, geceyarısı birdenbire meli ve başanlmahdır. rasınm kurutulduktan sonra alacağı is hiç basılmamıştık. Hepimiz uyumuştuk. Dönüsümüzde, Cellâdgölünü de tet mi <Sağlık Ovası> olarak şimdiden koy Köyden, eletek çekilmişti. Ne bilirdik kik ettik: muştur ve bir senedenberi, büyük ve başımıza geleceğini? Geceyarısı sonun Tren, buradan gayet ağır geçivor. Safennî vasıtalarla kurutma ameliyesine da, derin derin bir gürültü işittik. Seratte ilerleyişi, 7 8 kilometro. Sular tedevam edilmektedir. Onun zarannı, bu semlikle gözümüzü açtık. Bir de ne bakerleklerin üstüne çıkmakta ve adeta taşkm bir daha gösterdL Hastalıktan kalım, bu gürültüden başka kövün alt korku vermektedir. başka, ovaları da gövdesinin altma alı tarafından çığlıklar kopuyor. Hepimiz Şimdi bu satırlan karalarken hepi yor ve yüz binlerce dönüm zengin top sokaklara döküldük. Kızılca kıyamet miz, sıcak caylara birer ikişer sulfat kopuyordu. Meğer, köyün alt tarafmı rağı boğup atıyor. . Arabamız sallana sallana, hendekler su basmış ve evlere girmeğe başlamış. konyak ilâve ediyor. kemiklerimize siflen atlıya, sıçrıya gidiyor. Artık yavas Allah razı olsun, bizim Ocak reisi Ham nen rütubet ve ıslaklığın endişesi içindi ile ihtiyar heyetinden Osman, cer de: yavaş, su manzarasına alıştık.. Hasta olmasak bari! Bir buçuk saat sonra Subaşı köyüne bezeli, çahşkan insanlar.. Kendilerini Diyoruz. ORHAN RAHMl GÖKÇE Felâketin büyüklüğü Dün gece saat 10 la 11 arasında şehrin muhtelif semtlerinde dört yangın başlangıcı olmuştur. Bunlar Boğaziçinde Kireçburnunda, Cağaloğlunda Kapalı fırın karşısında, Şişlide Bomonti caddetngiltere Mançukoyu tanımtyor Pittmamn beyanatt sinde Letafet apartımanında ve BeylerJaponları kızdtrdı Londra 11 (A.A.) M. Eden, înbeyindedir. Yangınlar, büyümesine meydan verilTokyo 11 (A.A.) Azahi gazetesi giltere hükumetinin Mançukoyu tanımak niyetinde olmadığını beyan etmijtir. meden söndürülmüştür. yazıyor: Pekin 11 (A.A.) Yirmi doku zuncu Çin ordusu, Kalgam tahliyeye devam etmektedir. Tahliye tamam oluı olmaz, şehir, müstakil Moğol hükumetine teslim edilecek ve Çohar vilâyeti, doğu Hopei için tamamen elden gitmiş ola caktır. Rasadhanenin verdiği malumat Rasadhaneden aldığımız malumata göre bugün on altıdan itibaren tazyik 740 a düşmüştür. Bu, çok düşük bir tazyiktir. Bu vaziyet 1516 dan 1522 ye kadar böyle devam etti. 1522 de tazyik biraz yükselme istidadı gösterdi ve bunün üzerine fırtına başladı. Rüzgârın sürati saniyede gündüz 8 ken gece 1820 metroya çıkmıştır. Bu vaziyet İstanbul yakınından alçak bir tazyik merkezinin geçtiğine delâlet eder. Kandilli rasad hanesinin tahminlerine göre fırtına yarın da devam edecektir. Kandilli rasadhanesine diğer merkezlerden henüz hiçbir haber gelmemiştir. Yeşil Urfa gün geçtikçe güzelleşiyor Ankarada fırtınanın yaptığı zararlar (Baştaraft 1 inci sahifede) felâket teşkil edecekti. Fırtına aralıklar vermesine rağmen caddelerde otomobiller için bile ilerilemeği imkânsız bir hale getirmişti. Fırtına esnasında direkler devrilmiş, kiremitler uçmuş.tabelâlar, levhalar düşmış, havaleler ve barakalar yıkılmış, saçaklar kopmuş, camlar kırılmıştır. Bu sırada şehrin birkaç yerinde yangm çıkmıştır. Yangın ayn ayn semtlerde, Hisarda, Bozkurtta ve Cumhuriyet mahallesindeydi. Şehir itfaiyesi büyük bir muvaffakiyetle ateşleri daha başlangıçtayken söndürmüş, bilhassa Hisar gibi tamamen ahşab evlerle dolu bir semtin böyle bir havada yanıp kül olmasmın önüne geçmiştir. Rüzgârın tehlikeli hal alması üze rine ihtiyatî yardım ve emniyet tedbir leri alınmıştır. Fırtına esnasında kaza lar da olmuş, bu arada Sedad isminde bir fotoğrafçı bir damdan düşen taş parçasile ayağından yaralanmıştır. Rüzgâr cenub ve cenubuşarkiden esmektedir. Meteoloji Enstitüsü fırtınanın orta A nadoluda Ispartadan itibaren geniş bir mıntakayı yaladığını bildiriyor. Tahminlere göre fırtına sabaha kadar devam edecektir. Hızını kesmediği takdirde mühim hasarlara sebeb olabilir. Meteoloji Enstitüsü bugünü Ankarada tazyikın en düşkün günü olarak kaydetmiıştir. Sabahtan itibaren mütemadiyen düşen tazyik hiç görülmiyen bir dereceye, 0670 e kadar düşmüştür. Urfa Cumhuriyet parkının haricden gÖrünüşü Urfa (Hususî) îstiklâl Harbindeki kahramanlığile meşhur olan Urfa, eş siz ve üstün bir tarihe maliktir. Urfa, büyük Harran ovasma doğru yayılan sayısız bağlar, dış ve içteki muhtelif mesire yerlerile yemyeşil bir yuvadır. Dahildeki Aynizeliha tabir edilip ismi «Cumhuriyet parkı» na çevrilmiş olan mesire yeri çok güzeldir. Belediyenin çalışmalarile büsbütün güzelleşen bu parkın bir eşine daha Türkiyemizde raslanmıyacağını söylemek doğru o lur. Urfa halkı pek çalışkandır. Münbıt topraklarmdan her çeşid mahsul alınır. Geniş Harran ovasının bire yetmiş ve hatta bire yetmiş beş ve seksen verdiği yıllar görülmüştür. Urfayı iktısadî yönden pek harab dü şüren kaçakçılıkla mücadele de çoğal mıştır. Teşkilâtın büyük faydası du yulmakta ve bu itiyad günden büne azalmaktadır. Başımızda en mühim bir derd ve belâ olan gümüş mecidiyenin hükumetçe kaldırılması halkı memnun etmiştir. Bu paranm oynadığı çok menfi rolden he pimiz zarar görmekte, esnafm serma yesi yarı yarıya azalmakta idi. Çünkü, bu para hiçbir gün istikrar temin edemiyecek derecede mütehavvildi. Piya sa, üç beş sarrafla Suriye tacirleri elinde kalmıştı. Hükumetimizce ittihaz e dilen bu kanunî tedbiri alkışlamıyan tek kimse yoktur. Havalar yılbaşındanberi çok mutedii geçmekte olduğu için çiftçi memnuni « yet içerisindedır. Mevsimin bereketli o < lacağı kuvvetle umuluyor. Ğemlikte sporcular denizciliğe önem veriyorlar IYakyadaki kar fırtınası Edirne 11 (Hususî muhabirimizden) Üç gün evvel soğumağa başlıyan hava birdenbire karlamıştır. Kar bütün şiddetije ve tipi halinde yağmaktadır. Soğu ğun ve kann şiddetinden sokaklarda tek insan görülmemektedir. Eirne ile Kara ağac arasındaki nakil vasıtalan durmuştur. Uzun köprü ve köylerle muhaberenin imkânı yoktur. Edirne ile mülhakat arasındaki bütün telgraf ve telefon di rekleri devrilmiştir. Istanbulla telefon muhaberatı da durmuştur. Yalnız bir telgraf hattile muhabere kabil olmak tadır. KADRİ OĞUZ Gemlik (Hususî) Buradaki Parti himayesinde bulunan spor teşkilâtı gün geçtikçe gelişmektedir. Körfezimizin bir havuz gibi durgun ve derin vaziyeti futboldan daha fazla denizciliğe önem verdirmiştir. Bunun için itina ile yaptınlmış futalar ve brandabotlar vardır. Muallimler Birliğinin dağılarak Parti Kültür ve Temsil şubelerine girmeleri bu kısmı çok canlı bir hale getirmiştir. Bu yıl muvaffakiyetle verilen muhtelif temsillerde mektebin geniş salonlan halkımızı alamıyacak kadar kalabalık olmuş ve bunlarda rol alan kadın, erkek öğretmenlerimiz çok alkışlanmıştır. Müzik ve yabancı dil öğrenmek içîn ayrı ayn açılan kısımlar pek ziyade rağbet görmektedir. Bütün hazırlıklan bittiği için yakmda inşaatma başlanacak ve yeni mimarlığm Ğemlikte zarif bir nümunesini teşkil e decek olan yeni Parti binası bu teşekküllerin hepsini bağrında banndıracaktır. Gönderdiğim resim yeni spor kulübümüzün yeni idare heyetini ve buna dahfl olan arkadaşlan göstermektedir. (Baştarafı 1 inci sahifede) Müddeiumumî, ezcümle: «Bu korkunc cinayet, milletler için çok vahim ve öldürücü akıbetler doğurabilirdi. Şimdi hesab vermek zamanı gelmiştir. Katillerin seyahati uzunuzadıya hazır lanmış ve inceden inceye tertib edilmiştir.» Dedikten sonra Pospişilinin hâkim bir rolü olduğunu söylemiştir. îddianamenin okunmasına öğleden "Sonra devam edilecektir. Marsılya faciası Kazaya uğrıyan Subaşı köyünden bir görünüf
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle