17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İkincikânun 1936 CUMHURİYET SON TELEFON HABERLEC TELCRAF vc TELSİZLE Suikasd davası Yeniden beş kişi hakkında da dava açıldı (Baştarafı 1 inci sahifede) Ogrendığıme göre Müddeıumumî tarafından suikasd eürmile alâ kadar olarak muhakeme edilenler den başka daha beş şahıs hakkında dava açılmıştır. Dava, suikasdle a lâkadar oldukları ileri sürülen Elbestanh Hamdi ile arkadaşları hakkındadır. Suçlulardan Yahya da bir itirafında hududu Hamdi, Yakub Çavuş, Aziz ve Ateş Meh med ismindeki şahıslarla birlikte geçtiğini söylemiş, fakat sonradan mahkeme celsesinde bu ifadesini inkâr etmişti. Yahya, Ateş Mehmedin Suriyede asker olduğunu, Altmdişli Aziz ismindeki adamı da uydur duğunu, böyle bir kimse tanımadığını iddia ermistir. Bunlann millî hudud haricinde olduklan anlasıldığına göre istintak dairesinin bu hususta icab eden kanunî muameleye tevessül ettiği söy ilim ve cemiyet Moğolistan ve Mançuri Mançuko hükumetinin notasına Moğol hükumeti de bir nota ile mukabele etti Pekin 25 (A.A.) Royter muhabirinÜen: Dış Moğolistanla Mançuko hükumetleri karşılıkh top oynar gibi bir vaziyet almışlardır. Moskovadan gelen bir telgrafta, dış Moğolistan hükumetinin, aym 22 sinde kendi topraklannda bir ileri karakola vaki olan taarruzunu şikâyet yollu, Man çuko hükumetine bir protesto notası gönderdiği bildiriliyor. Hatırlardadır kr, daha dün, Hsinkin hükumeti de guya üç defa hududlanna tecavüz edildiğini protesto maksadile Moğol hükumetine bir nota göndermişti Kültürün kaynağı Mekteb, çocuğa terbiye sarayının anahtarını verir. Asıl bilgi muhassalası sonradan toplanır Yazan: Profesör Salih Murad Geçen yaz kültür ve sınamalar hakkında Cumhuriyet sütunlarında mtişar eden yazılanm okuyucular arasında alâka uyandırmış olmalı ki benden bu vadide yazı istiyorlar. Lise tedrisatı ve programlanna dair yazacağım birkaç yazıdan evvel yeni dünyamızda ilmin mevkii ve mektebden sonraki mekteb il mi hakkında bir iki makale yazrnağı muvafık buldum. Bu sene îngilterenin Royal Society adlı Akademisinin reisliğine seçilen profesör Braggın bu aym birıncı günü vermiş olduğu nutku bu serlevhayı bana ilham etmiştir. Evvelki yazılarımda da söylediğim gibi, çok kullanıldığı kadar çok elâstikî olan kelımelerden biri kültür, dığeri de medeniyettir. Herkes bu kelimeleri işine yarıyacak şekilde tarif ediyor ve davasını bu tariflere istinad ettiriyor. îşte bundan dolayıdır ki bu vadide yürütülen mütalealann neticesi pek farklı çıkıyor. O halde biz de kendimize göre kültürü tarife çalışalım. Evvelce de söylediğim gibi kültür demek medenî bir insan olmak için verilmesi icab eden maddî ve manevî fikir hamulesi demektir. Nasıl ziraat işlerinde bir nebatın randımanını artır mak, neslini veya cinsini ıslah etmek için türlü türlü vasıtalara başvuruluyor; nebatın nev'ine ve yerine göre muhtelif şekilde gübreler veriliyorsa insanlar için de kültür muhteviyatı değişiyor. Dünyanın muhtelif yerlerinde yaşıyan insanlann alacaklan kültür muhteviyatı farklı olduğu gibi bir memlekette yaşıyan muhtelif insanların alacağı bilgi hamulesi de muhteliftir. Tabiat ne insanlan ve ne de diğer mahlukları Ford (yani seri) usulünde bir çapla çıkarmıyor. Antalya portakah Mersin portakalından farklı olduğu gibi muhtelif memleketlerde yaşıyan insanlar da birbirinden azçok farklıdır. Cansız eşyada bu farklan hasıl eden mühim amiller iklim ve muhit şeraitı olduğu halde canlı şeylerde bu amiller daha çoktur. Bunlar arasında istidad, ihtıyaç, an'ane ve muhit şeraitinin büyük rolleri var. Bu halde ferdlere verilecek bilgi hamulesi de bir takım kayidlere bağlıdır. Tab'an riyaziyeye ıstidadı olan ve elişlerinden hoşlanmıyan birine zorla istidadı haricine çıkmak tabiate karşı koymak olur ki en randımansız ve tehlikeli bir iş tabiate karşı koymaktır. Bu halde ilk hedefimiz tabiat ve tabiate karşı koymamak olmalı... Yukanda söylediğim gibi kültür ve medeniyet mefhumları standarize edilmediği gibi mekteb programları da standarize edilmemiştir; hatta ayni memleket içinde bile. Bana öyle geliyor ki mek teblerin program meseleleri kıyamet koptuğu zaman bile halledilmiş olmıyacaktır. Cemiyet ferdlerden, ferdler de hü ceyre veya protoplâzm dediğimiz bir takım kompleks şeylerden mürekkebdir. însanlar nebatta klorofilin mahiyetini hakkile kavrıyamadıklan gibi daha karışık mahiyette olan kendi mürekkebatını ve kendisini hiç anlıyamamıştır. îşte bütün zorluk muhitine hâkim olduğunu, tabiate aid bir alay şeyler öğrendiğini iddia eden insanın kendisini hiç öğrentnemiş olmasıdır. Bütün zorluk buradan çıkıyor. Vaktile okuduğumuz gibi insan tabiatlerini dörde ayırmak doğru olmayıp yeni cereyanlara göre herkesin bir tabiati vardır. Bu itibarla terbiye meselesi dünyanın en mudil meselelerinden biridir. Bu terbiyenin bir kısmı ailede, bir kısmı mektebde ve bence asıl mühim kısnrn mektebden sonra verilir. Eğer kültür muhteviyatı Bay Selim Sırn veya Feyami Safanın verdiği reçete şeklinde ise bu yeni dünyada kültür sahibini bulmak için Diyojen gibi elimizde bir fenerle dclaşmak icab eder. Hele bu iki arkadaşm çizdiği kültür sınınna giren hamuleyi veya bunun mühim bir kısmmı mekteblerden istiyorsak vay başımıza gelenler! Güzel yazılarile birçok okuyucuların minnet ve teveccühlerini kazanmış olan bu arkadaşlar da bilirler ki kendilerinde bugün mevcud olan kültür hamulesinin pek azını mekteb sıralarında almışlardır. Misal olarak H. G. Wellsi alalım. Bugün en büyük mütefekkirlerden addedi len ve yazdığı tarihle tarih tedrisatmda yeni bir çığır açan bu zat Londra Universitesi Fen Fakültesinin tabiiyat zümresinden çıkmıştır. Tarih ve cemiyet meseleleri üzerinde yürüttüğü yeni fikirler sonradan tebellür etmiştir. teb ilmi yalnız ferdî mahiyette ve ferdin imtihan ihtiyaçlannı tatmin edecek şe kilde değil, cemiyeti gözönünde tutarak tertib edilmelidir. İlim tarihine bakarsak ilmin bugünkü şeklini ortaya koyan ilk müessese İngilterede 1 7 nci asırda kurulan Royal Societydir. Garibdir ki yalnız îngiltreeye değil, bütün dünya ilmine pek büyük hizmet eden bu cemiyetin kuruluşunda Hartlieb isminde bir Almanla Mersenne isminde bir Fransız riyaziyeci papazın ana rolleri vardır. Bu cemiyetin bugünkü azaları muayyen ve mahdud ilmî sahada derin tetkikler yapan otorite ve âlimlerden mürekkeb olduğu halde ilk azaları ilmi muhtelif cephelerden takib eden insanlardı. Bu ilk azalar arasında Hooke, Newton, Boyle gibi müsbet ilimlerde babbaşı açanlar bulunduğu gibi bugünkü îngiliz parlâmentosunun mimarı Wren de vardı. O zamanki azalar mütehassıs oldukları kadar amatördüler. Başlıca hedef ve gayeleri milletin refaha erişmesi için ilmî çareler aramaktı. Onlar tabiate aid bilgi peşinde koşarken kendileri de dünya işlerile daima yakından alâkadar olurlardı. ilim ve ilim adamlan gözlerini haricden ayınp yalnız ilme dikerlerse yani ilmi haricden tecrübe ederlerse ilmin bü tün hayatiyeti kaybolacağı gibi ilim a damlarının memleketle alâkası da azalmış olur. İlim daima memleket işlerini mütemadiyen alâkadar eden meseleleri halletmek gayesinden ilham almıştır. Bundan maksadım siyaset değildir. Çünkü ilimle siyaset arasında yakınlık yoktur. Bir vakitler Îngiliz Başvekili Balfourun dediği gibi; Siyaset ilim halini alsa saadelin Vahidi kıyasisi c^urdu, sözü pek doğrudur. Büyük Harbde milletler fizikçilerini, kimyagerlerini, mühendisle rini hâsılı muhtelif cephelerdeki mütefekkirlerini seferber hale koymuşlardır; bugünkü keşiflerin en mühimleri milletin kurtuluşu gayesile muayyen ferdler tarafından meydana getirilmiştir. Bugünkü cemiyet ihtiyaçları bir takım ihtisaslar doğuruyor ve kimyagerler, fizikçiler vi yoloğlann çalışma hâzlarını gösteriyor. ilimle cemiyet işleri arasındaki temas ilmin ilerlemesinde münebbihlik ediyor. Bugün, bilhassa, ilimle endüstri arasm da sıkı bir iştirak görülüyor ki ziraati de ihtiva eden endüstri işleri millî işler ve hizmetlerle yakından alâkadardır. Bugün ilim adamlanndan ihtisastan daha fazla şeyler isteniyor. Anlamak ve anlatmak dille olduğundan ilim adamlannın ilmi halk dılıne indırmesi beklendiği gibi mekteb talebelerinin de ilim adamlannın diyeceklerini anlamak üzere okuma zevkini kazanmış olmaları icab eder. Bu itibarla mekteblerde okutulan ilim hayatın birçok taraflarını gösterirse ve bunların memleket işlerinde ahenkli kooperasyonunu zerketmeğe tevcih edilirse ilmin beşere verdiği büyük kudret yalnız cihete çevrilmemiş olur. SALlH MURAD Gemlik Sun'î İpek fabrikası Tabiî ipek varken neden yapıhyor? Sun'î ipek fabrikasmın kurulmasın karar verilelidenberi, birçoklannm ha' nna şöyle bir sözler gelmiş olsa gerektir: «En güzel tabiî ipekleri pek bol olan memleketimiz için, sun'î ipeğe ne lüzum vardır, ve bu sun'î ipek endüstrisi, tabiî sine rekabet etmiyecek ve ona zarar vermiyecek midir?» Fakat en sathî bir tetkik bize bu neviden endişelerin yersiz olduğunu göstermeğe kâfi gelmektedir. Evvelâ sun'î ipek ucuzdur. Pahalılığı dolayısile tabiî ipeklileri giyemiyenler, daha ucuz olan sun'î ipeklileri alabilmektedirler. Halbuki sun'î ipeğin kullanılmaa da ipekli zevkinin memlekette yayılmasına hizmet eder ki, bu hal, tabiî ipekçi • liğimizin de lehinedir. Bundan başka tabiî ve sun'î ipeklerin kanştırılmasile ya • pılan bazı ipekhler de daha fazla alıci bulmakta ve böylece de, tabiî ipeğin sü rümünü artırmaktadır. Esasen Japonya ve îtalya gibi tabii ipek endüstrileri pek yüksek olan memle ketlerde bu sun'î ipeğin lüzum ve fayda smı görerek bu endüstriye aynca ehem • miyet vermişlerdir. Şimdiye kadar gümrük resmi yüksels olmasma rağmen her yıl memleketimize dışandan 250 bin kilo kadar sun'î ipei girmekteydi. Bunlar, bilhassa çorabcı > lıkta kullanılıyordu. Gemlikte kurulacal olan fabrika senede muhtelif kalınlıkta üç yüz bin kiloluk sun'î ipek ipliği yap mak suretile, bu maddenin dışarıdau memleketimize ithalini durduracak v< yerli piyasamızın ihtiyacını tamamen kar< şılıyacaktır. Gemlikte eski Tersane arsasma yapı lacak olan sun'î ipek fabrikasmın yap işlerine iki aya kadar başlanacaktır. 400 işçi çalıştıracak olan fabrika gelecek senenin şubatında faaliyete geçmiş, ola caktır. Çinde bir suikasd Pekin 25 (A.A.) Şangpei civarında. bir otobüsün içerisinde, bir takım meçhul kimseler Nankin merkez icra kornitesi üyelerinden ve Nankin hükumeti nin Moğol makamları nezdindeki delegesi olan Nimaautehsuerhi öldürmüş lerdir. Maktul, Prens Tehle görüşmekten avdet etmekte ve Kalgana doğru gitmekte idi. Çin mehafili bu cinayetin siyasal sebeblerden ötürü işlendiği fikrindedir. Vak'a maktulün pek ziyade sevilen bir adam olmasından dolayı Moğollar arasmda büyük heyecan uyandırmıştır. Mısırda kabine buhranı devam ediyor Seçimi beklemek üzere bitaraf ve muvakkat bir cak, Siberyaya ikinci bir demiryolu yapıhyor kabine kurulacak Kahire 25 (A.A.) Royter Ajansı muhabirinden: Nahas Paşanm, yakmda yapılacak intihabata intizaren bir bitaraf kabine teşkil edilmesini kabul etmiş oldugu rivayet edilmektedir. Nahas Paşanın Kral tarafından tayin edilecek bir komisyon vasıtasile hemen Ingiliz Mısır müzakeratına girişilmesi taraftan ol duğunu beyan etmiş, ancak bu komis yonun ekseriyetini Vefd fırkası mü messillerinin teşkil etmesi ve kendisi nin komisyonun başmda bulunması şart larım ileri sürmüş bulunduğu söylen mektedir. Kahire 25 (A.A.) Buradaki kana ate göre, Vefdin kabineyi kurmaktan istinkâf etmesinin, yurddaşların el birliğile ve intizam içerisinde hürriyete ka vuşmak için çalışmaları emelinde bu lunan efkâri umumiyenin mühim bir kısmında hoşnutsuzluk uyandırmak ihtimali vardır. Bu vaziyet, Kralm ödevini kolaylaş tırıyor gibidir. Kendisinin kabine kur mağa memur edebileceği şahsivetler içerisinde Ali Mahir ve Mehmed Mah mud Paşaların da isimleri geçmektedir. Mehmed Mahmud Paşa liberallerin başkanıdır. Sovyet Rusya Siberyada müdafaa teskilâtmı arbracak Şirketler ve malî Ordu mevcudu çoğala müesseseler baremi Moskova 25 (A.A.) Tas ajansı muhabiri bildiriyor: Sovyet Rusyanın Uzakşarktaki mü dafaası teşkilâtlandınlmaktadır. Moskovada umumiyetle, zamanm Sovyet Rusya lehine çalıştığı fikri hâ kimdir. Bunun için Sovyet Rusya, Si biryadaki müdafaa teşkilâtını takviye eylemektedir. Bir taraftan Uzakşark ordusunun mevcudu artırılırken dığer taraf an bu orduya yarıyacak levazımı vere cek olan ağır endüstrinin tezyidine çalı şılmakta ve Amur nehri üzerindeki istihkâmlar da kuvvetlendirilmektedir. Bundan başka Maverayı Sibiryaya sür'atle ikinci bir demiryolu yapılmaktadır. Daha şimalden geçen ve bir kolu Amur mansabında Komsomolskiye va racak olan bu demiryolu inşaatı sessizce lerlemektedir. Yakmlarda Sovyet Rusya Blagovesçensk mıntakasındaki sınınnı kapamıştır. Bu mıntaka, Mançuriden şimalî Sibiryaya akın yapabilecek biricik vadidir. Sovyet Rusya ayni zamanda ileri müdafaa hatlarını da takviye etmeği dü şünmektedir. lyi haber alan mehafilde öylendiğine rçöre, Sovyet Rusya, son zamanlarda Moskovaya gelen Moğol he yetine, bir Moğol sınır muhafız kuvveti teşkili için lâzım gelen sübay kadrosile silâh ve harb levazımı vermeği vadeylemiştir. Mümessiller Ankarada bir proie yaptılar Devletle kısmen veya tamamen alâ kadar bulunan ve devletten yardım gören imtiyazh şirketlerle malî müesseseler memurlannın da bir bareme tâbi tutulmalan takarrür etmiş ve devletçe bir kanun projesi hazırlanmağa başlanmıştı. Bir yandan bu proje inkişaf ederken diğer ta raftan alâkadar müesseselerin de bu husustaki mütalealarının alınmasına karar verilmiş ve alâkadar müesseseler mü messilleri tarafından Ankarada bir proje hazırlanmıştır. Şehrimize gelen malumata göre bu kabil müesseseler memurlan bir bareme tâbi olduktan sonra bu müesseselerin memurin teavün, tekaüd sandıklan kaldm acaktır. Bu sandıkların sermayesinin sandık mensublanna dağıtılması mevzuu bahsolduğu gibi bütün sandıklar serma vesinin birleştirilerek yeni tekaüd teşekkülüne esas olmaM da düsünülmektedir. Sarhosun zoru Karı kocanın üzerine bıçakla hücum etti Galatada 20 kadar ailenin ikamet ettiği bir handa oturan F . . . evvelki gea saatlerce rakı içip sarhoş olduktan sonra odasına gitmiştir. Sarhoş bir müddet s ra yanındaki odanın kapısını kırarak içeriye girmiş ve yataklarında yatmakta o lan karı koca komşularını elindeki büyüi bıçakla tehdid etmeğe başlamış ve koca ya: Haydi! Sen dışarı çık diye hücun etmiştir. Neye uğradıklarını bilmiyen ka rı koca soğukkanhlıklarını muhafaza eda rek azılı adamın üzerine atılmış ve bo ğuşmağa başlamışlardır. Nihayet koca karısmın yardımile sarhosun elinden bı çağı almağa muvaffak olmuştur. Kom şulann uyanması üzerine polisler gelmiş ve ifadelerini almak üzere üçünü de karakola götürmüştür. Sarhosun aylardanberi komşusunun karısma âşık olduğu ve sabah akşam lâf atmak, işaret etmek suretile rahatsız etmekte olduğu anlaşılmıştır. İtalya harbi kazansa da faydası yoktur (Başmakaleden devam) tan büsbütün başka vaziyettedir. Tabiî bir kale halinde bulunan bu memleketin askerî ve siyasî vaziyeti de büsbütün başkadır. Maddî yardımcılan vardır. Manen bütün dünya onunla beraberdir. Şu halde. Italyanın Habeşistanı istilâ ederek bir müstemlekesi haline getirmesi, yıllar ve yıllar istiyen çetin bir iştir. îtalyan milletinin nişan halkalarının altını bu uzun yılların muhtac olduğu masrafları ödemeğe kâfi değildir. Fakat, bir an için, bu harbin, kısa süreceğini ve îtalyanm, bir yıl içinde Habeşistanı işgal edeceğini kabul edelim. ltalyanın taarruz hakkmı tanımıyan, onu mütecaviz sayan ve cezaya lâyık gören Milletler Cemiyeti, Italyanlann fetih hakkını tanıyacak mıdır? Böyle birşey, Milletler Cemiyetinin intihar etmesi demek olacağı için bunu yapamaz. îngiltere de, ltalyanın împaratorluk deniz yolu ve Kahire Kap kara yolu üzerinde yerleşip oturmasına ve 10 milyon Habeşliyi Libya, Eritre ve Somali ahalisi gibi silâhlandınp bütün Afrikayı istilâya kalkışmasma razı olamaz. îngiltere ile Milletler Cemiyeti, îtalyanm fetih hakkını tanımadıklan ve Habeşistanm îtalyan müstemlekesi olmasma rıza göstermedikleri takdirde, Îtalyan siyasetinin harble elde etmek istediği hedef suya düşüyor, demektir. O halde, Afrikanın çöllerinde ve kayalarmda kan ve para dökmenin manası ve faydası nedir? Yazdıklarımızı hulâsa edersek görürüz ki Îtalyan siyaseti, uzun da sürse, kısa da sürse harble hedefine varamıyacaktır. îngiltere ve Milletler Cemiyeti, îtalyanm Habeşistanı yutmasma razı olmadığına göre, mücadeleye devamın manası kalmaz. îtalya, «gün doğniadan meşimei şebden neler doğar?» sözünü düşünerek harbe devam ediyorsa, geceler tekin değildir. Bazan iyi, bazan da çok fena şey ler doğurur. Silâhsız Habeşlerden Aduayı alarak kahramanlığını ispat etmiş olan îtalya için, yüzünün akile Habeşistandan çekilmekten başka çıkar yol görünmüyor. ABIDİN DAVER Dün, 200 bin kişi Kral Corcun ölüsü önünde eğildi Londra 25 (Özel ) Bugün de sabahın saat 8 indenberi halk Kral Beşinci Corcun cenazesini selâmlamağa devam etmiştir. Bugün Kralın cenazesi önünde eğilenlerin miktarı 200 bini geçmiştir. Halk akşama kadar bir nehirler gibi Westmin5ter Halle doğru akmıştır. Ana Kraliçe Mari bugün taze çiçeklerden yapılmış yeni bir çelenk göndermiştir. Kralın cenaze merasimi için Kral Yedinci Edvard ile Kraliçe Viktoryanın cenazelerinde kullanılan arabalar kulla nılacaktır. Merasime îngilterenin deniz, hava ve kara kuvvetleri iştirak edecek lerdir. Iskopçinada gürültüler Yevtiç grupu içtimaın tehirine sebeb oldu Belgrad 25 (A A.) tskopçina, gü rültülü üç celseden sonra içtimalannı 3 şubata kadar tehir etmiştir. Bu celseler esnasmda muhalifler ve bilhassa Yevtiç grupu, ruznamede münderic bulunan maddelerin müzakeresi ne mâni olmuşlardır. Muhaliflerin en ziyade hücum ettikleri mesele, hüku metin 5 ilkteşrin tarihli bir kararnameYeni Kral Sekizinci Edvard cenaze sinin mevzuunu teşkil eden köylülerin merasimine iştirak etmek üzere Londra borcları meselesi idi. ya gelecek olan. Krallara, Cumhurreis Muhalifler borcların tahvilini derpi lerine ve yabancı devlet mümessillerine eden metnin âcilen müzakere edilmesisaraymda hususî bir akşam yemeği ve ni istemişlerdir. Meclis, ayağa kalk recektir. mak suretile müstaceliyet talebini reddetmişse de muhalifler bu reylerin sıhCenaze merasimine gidenler hatine itiraz etmişlerdir. Belgrad 25 (A.A.) Kral Naibi Meclis, ruznameye geçmek istediği Prens Paul, îngiltere Kralı Corcun zaman muhalifler, büyük bir gürültü cenaze merasiminde bulunmak üzere çıkarmışlar ve reisi celseyi 3 şubata kadar tehir etmek mecburiyetinde bırakLondraya gitmiştir. mışlardır. Bulgar Kralı Boris, dün akşam Bel Hükumetin mecliste lâakal 50 rey graddan geçmiştir. O da Londraya git farkla bir ekseriyet elde etmesi muhakmektedir. Türkiye heyeti de ayni trenle kak görünmekte ise de vaziyet ne de gitmektedir. olsa kanşıktır. Hükumetin bilhassa malî senenin başCenevre 25 (A.A.) Titulesko, Litvinof ve Tevfik Rüştü Aras, Kral langıcı olan 1 nisandan evvel bütçenin Corcun cenaze merasiminde hazır bu kabulü hususunda îskopçina ile mesaı birliği yapmakta müşkülâta uğrıyacaği lunmak üzere bugün Londraya gitmiş sanılmaktadır. lerdir. Leh Dış Bakanı Berline gitti Berlin 25 (Özel) Lehistan Hariciye Nazırı miralay Beck Berline gelerek Alman hükumet erkânı ile mühim görüşmelere başlamıştır. Miralay Beck bugün Hariciye Nazırı Baron von Neurath ile Danzig meselesi etrafmda konuşmuftur. Yalcut yüzük Bir îngiliz tayyaresi Adanadan geçerek Habeşistana gitmiş miş! Roma 25 (Özel) Istanbuldan bildirildiğine göre Habeşistana gitmek te olan bir îngiliz tayyaresi benzin almak için Adanada yere inmiştir. Bu ay zarfmda başka bir Îngiliz tayyaresinin de Adanadan geçerek Habeşistana gittiği haber verilmektedir. Terfi eden Gümrük müfettişleri Heyetimîz Belgraddan geçerken Belgrad 2 5 (A.A.) Müteveffa îngiliz Kralı Beşinci Corcun cenaze merasiminde Türkiye hükumetini temsil etmek üzere Londraya gitmekte olan heyet Belgrad istasyonundan geçerken Yugoslavya hükumeti namına protoko şefi, parlamentodan iki saylav, ordu namına da bir general ile bir binbaşı tarafından çok samimî ve dostane bir surette karşılanmış ve ugurlanmı§tır. Ankaradki Bursalıların toplantısı Ankara 25 (Telefonla) Ankaradak Bursalılar bu akşam saat 20,30 da Hal kevi salonunda bir eğlenti yaptılar Bursalıların hemşerisi İktısad Vekil Celâl Bayarın himayesinde tertib edil miş olan bu toplantıda şarkılar söylen di, millî oyunlar oynandı, dans edild ve Uludağ gecesi ismi verilen bu güzel toplantı baştan sona kadar büyük bir neş'e içinde devam etti. Ankara 25 (Telefonla) Gümrük ve İnhisarlarm yeni teşkilât kadrosu ta mamlanmaktadır. Son teşkilât kanunile açıkta kalan memurlar, tekaüd edilen lerin yerine birer birer tayin edilmek tedir. Gümrük ve tnhisarlar müfetttişleri aİlim vermekten başlıca maksad milli rasmda da yeniden bazı terfiler yapılve beynelmilel meselelerin münakaşasında ve hallinde kooperasyonu kolaylaştır mış, bu arada Teftiş heyeti reisi Muammer bir derece terfi etmiş, birinci sınıf maktır. Tabiate aid bilgi hamulesinin, müfettiş Tahsin, Başmüfettisliğe. üçünbirçoklarımızın tahayyül edemiyeceği cü sınıf müfettişlerden Ali Kemal. Fetderecede, fevkalâde büyümesi, bu b'dgi hi, Recai, Lutfi ikinci sınıfa, Sinan, Kanin cemiyet işlerinde mühim tatbik saha dir üçüncü sınıf müfettişliğe terfi et sı bulması yüzünden cemiyet ihtiyacları mislerdir. nın arlması zamammtzm başlıca iki büDört müfettiş muavinliği için de yayük karakleristiğidir. Binaenaleyh mek kında bir imtihan açılacaktır. Mahmud Yesarinin çok güze1 bir aşk ve macera romam Perşembeye başhyoruz BEYAZ TAŞ ÜZERİNDE Anatol Fransın şaheserlerinden biri Pek yakında
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle