Katalog

Dünün Genci Anîatıyor Sermed Muhtar Alus tasından kendilerine yanyacak neresi ol Atatürkün bu imkânın gene mevcud oî aya geldikten sonra Abdülkadir gene pâ* duğunu tasrih etsinler. Taleblerinde vu duğunu beyan buyurduklannı, bunun ü a istemi;, oğullan da vennemiş olduk « kudu: Vali Nevzad Tandoğan suikasd mu zuh yoktur. Ne istedikleri namalumdur. zerine Azizi eskiden tanıdığı cihetle evi an cihetle «îdrise neler yapacağımı ben" 51 Evvel ve ahir arzediyorum. Biz hiçbir ne göndererek iki Emniyet memurile işi ilirim» diye şurada burada söylenmeğa hakemesinin safahatını, bu işin ihzarî Bunu bitirir bitirmez, sazını, sesini, sm, alır gözle bakın, konuşun, görüşün; tahkikatını yapan bir zabıta âmiri sıfatil* vakit bu davada en ufak bir lekenin hafi ahkik edeceğini arzettiğini, bu ziyaret aşlıyarak hakkında iftiralar ettiğini, oğ< içiniz çekmezse, (aman bu ne şirin, bu ne dikkatle takib ettiğini bildirdikten sonra almasını istemiyoruz, hakikatin ortaya en sonra Vali Tandoğanı gördüğünü, bu a, söylediği sözlerden ötürü mahkemeye oyununu araya kattı: hususta Dahiliye Vekili Şükrü Kaya ile e müddeiumumiliğe telgTaf yazdığını, Udu kucağına ver, akord makord cana yakın kız. Gelinin bundan âlâsi şahsan muttali olduğu bir hâdiseyi anla çıkmasına ayni hassasiyetle taraftanz.Biz delilin ikamesine razıyız amma mevzuata gö'rüşmesini tavsiye ettiğini, Şükrü Kaya u işi kendisine de mektubla bildirdiğini byordu. bile etmeden bir taksime başlat, vallahı sağlıktır) demezseniz şu saçlanmı tıras, "• *! hürmetle.. Kanunî vasıflan haiz delil ol le görüştüğünü, keyfiyeti anlattığını, fa öyledi. Mektub hulâsaten şu mealde idi: udî Selim çalıyor sanırsın. Bir gazel söy eder de dımdızlak ortaya çıkanm. kat işi reyine bıraktığını söyledi. Reisin, Abdülkadirin bu lâkîrdıyı kinv «Maznun Aziz ve arkadaşlan 2 teş mak şartile, ve kanunun emrettiği hu Arkasından, bir de sakız çiğnedi: let, Nasib Hamm mı gelmiş dcrsin. Urinievvel akşamı geç vakit geldiler. Ali dudlar dahilinde çalışmakla..» Ali Saib, reisin suallerine cevaben, bu erin yanında söylemiş olduğu hakkmdak] dunu teyzesine verip bir oyuna kalksın, Daha ötesi var mı? Kızı buraya, Avukat Hâmid Şevket idarî bir şekil uralarda Vali Tandoğanla bir iki defa male de şu cevabı verdi: Saib de ertesi sabah Toros ekspresile gerdan kıra kıra, omuz titrete titrete bir ayağmıza kadar getireceğim! Ankaraya geldi. Ali Saib Atatürk ta de istihsal olunan birşeyin delil olarak emas etmişse de bu mevzuda görüşülme« Ben dört aydanberi buradayım, kanto söylesin, (Peruz dedikleri buy Hepimiz bir ağızdan: hükme medar olamıyacağını, bu itibarla diğini anlattı ve sebebi sorulunca dedi ki: Bu sözleri nerede ve kimin yanında söy* rafından kabul edilmesini istediğini söy muş!) diye yeminibillâh ctmezsen rah Aman Zağfer Hanım, ne yapi ledi. Filvaki ayni gece kabul edildi.» zuzuhtan ari bulunan talebin mahkemenin « Nevzad Tandoğan ilk görüşme ediğini bilemiyorum.» mctli Haydarcığımm şefaatinden ola yorsun?.. Acelesi ne? Düşünelim, taşı Vali Tandoğan o gece neler gö evvelki duruşmalarda ittihaz ettiği karar mizde tahkikatı kendisinin yaptığını ve yım. Müddeiumuminin talebi nalım! diye savsaklamağa uğraşırken, o rüşüldüğünü bilmediğini, ancak Emni mucibince reddi icab edeceğini, maahaza hakkında birşey olsa seçileceğini söylediDaha arkasından, hanımlığından ve gene dediğinde: reddedildi yet Umum Müdürü Şükrünün ertesi sa bu mektub mündericatında hâdiseyi ten ğı halde sonraki görüşmemizde bu işte biev kadınlığından tutturdu: Evel Allah getiririm zâhir!... Ta bah kendisine telefon ederek Ali Saibin vir edecek bir cibet görülüyorsa mahke araf kalamryacağından ve tahkrkabn adBundan sonra mahkeme, müddeîumu* O derece hamm hammcık, o de zenin başını örttürüp oğlumun da yanına minin Vali Tandoğanın mektubu üze 4 Atatürkten Azizin kendisine teslimini rica menin kendi salâhiyet ve takdiri dahilinde iyeye intikal etmiş olduğundan bahsetti, rece ev kadınıdır ki ötesi sağlık. Biçip çıkarırım; görür, konuşur. Kuzum ne suettiğini ve bu takdirde Azizi söyletebi tamik edileceğini tekrar etti. bu suretle aleyhimde birçok dedikodular rine vaki olan talebi hakkında bir karar dikmc onda; pişirip kotarma onda; or suyorsunuz? Niye Çekiniyorsunuz, ço leceğini arzettiğini, Atatürkün de buna olduğunu hissederek işi bu safhada bırak vennek üzere müzakereye çekildL On Müddeiumumi cevab veriyor talık süpürme, çamaşır yıkama, tahta cuk mu oldunuz?... Onlara belli mi ebeş yirmi dakika sonra lalona gelerek' müsaade etmiş olduklarını bildirdiğini Avukat Hâmid Şevketten sonra Ba üm.» silme onda... Geçenlerde arkasında ga deceğim, kızınızı görücüye çıkaracağım verdiği karan tefhim etti: Vali Nevzad kaydettikten sonra bu husus kendisine ha Ankan maznun vekiline cevab vetdi yet güzel bir çarşafla odaya girdi; kom mı diyeceğım? (Kırk yıllık bir ahbabıAli Saibin avukatı da izahat Tandoğan tarafından gönderilen mek « Dahiliye Vekili tarafından emredilin ve dedi ki: şuya gidiyormuş. Anneciği: (Bak Zağma oturmağa gidiyorum; geçerken size veriyor ubun esası kanun dahilinde bir husustf ciye kadar Azizin de itiraf etmiş bir va « Mektubu yüksek huzurunuza sufer Hanımcığun, bu çarşafı yavrum dık uğradım, haydi beraber gidelim!) derim. Ali Saibden sonra avukat Hâmid Şev htiva etmediği cihetle müddeiumumiliğin ziyete girdiği, bu sebeble de artık Ali narken evrakı tetkik etmekte olduğum ti!) diyince az kaldı küçük dilimi yutu Alttarafını bana bırakın! talebi kanunen kabule şayan olmadığın « Saible görüştürülmesine lüzum kalmadı sırada aldığımı kaydetmiştim. Bu anî o ket, tekrar söz alarak dedi ki: yordum. Vallahi öylesini Beyoğlunun I ğım yazıyordu. Mahkemenin tenviri nok larak bana gelmiş olan birşeydir. Acaba Zannederim ki müekkilimin beya dan mahkemece reddedilmiştir. değme modistralan bile dıkemez... Getasından lüzum görülürse bu hususun in müdevvenatı kanuniyenin yeni bir vakıa natı iddia makamını tamamen tenvir et Müddeiumuminin yeni taleblerî Aaradan galiba iki gün geçmişti. Gene geçenlerde onlardayım; sıni başındaReis, karann tefhiminden sonra iddia ne bir akşamüstü, ezan sulannda, Üskü celenmesi Müddeiumumiliğin takdirine ve emare karşısında bulunulduğu zaman miştir. Şu beyan karşısında, şu mektub yız. Ortaya, ağzınıza lâyık bir yalancı bırakıyordu. muvacehesinde makamı iddia hâlâ tale makamına sordu: iddia makamını, bunu mahkemeye ar dolma koydular, az kalsm parmaklarımı darlı Zağfer Hanım paldırküldür bize Müddeiumuminin teşrihi zetmekten meneder mi? Kaldı ki ele geç binde musır mıdır? geldi. Soluk soluğa dedi ki: Tevsii tahkikat hususunda bir tale» da beraber yiyecektim .Anneciği: (KarMüddeiumumî Baha Ankan: Baha Arıkan mektubu okuduktan miş yeni bir delil ve yeni bir vesikadır ve var mı? Haberiniz olsun, yatsıdan sonra, deş, yavrumun doldurduğu dolmayı be Bu anlattıklan için yalandır, de sonra mahkemeye verdi ve sözlerine şöy bu vesika hak ve hakikatin tecellisine yaBaha Ankan: İdris Mollanınkileri getiriyorum. ğendin galiba?) demez mi? nyacaktır. Bunu ortaya koymaktan iddia miyorum. Belki doğrudur, fakat kafam Bidayette de arzetmîştfm iî, evraK Eteklerini uçura uçura, dörtnala dö le devam etti: Şimdi de huyunun husunun güzelliğimakamını hangi kanunun menettiğini daki istifham kalksın. üzerindeki tetkikatını bitirmedim. Mehi] « Büyük hâkimlerim; bu mektub nüp gitti. Annem, teyzem şaşalamışlar, ne, namus ve iffetine sıra getirmişti: Diyerek talebinde ısrar etti. muhterem mesiektaşım avukat Hâmid istiyorum. verecek cevab bulamamışlardı. Bana daki safha hulâsaten şudur: Haminneciği de, anneciği de, teyAvukat Hâmid Şevket dedi ki: Şevket lutfen söyliyebilirler mi? gelince fena halde kızmıştım. Münase Hâmid Şevketin cevabi Maznunlarm treni Adanadan geçer zeciği de durmadan ömrüne dua eder betsizliğin bu derecesi de olmaz. Buna Taraflarm arasında tekevvün eden Diğer bir noktayı da cevab olarak arken Ali Saib Toros ekspresine atlıyor ve Avukat Hâmid Şevket: ler. Derler ki: (Allah hoşnud olsun, tut açıkça, haltetmek derler. Öfkemden kan onların geldiği gecenin ertesi sabahı An edeyim: «Müddeiumumî bizi huzurunu istifham işaretleri hâkimi tahrik ve tehyic ldJia makamınm son telebinin ustp» etmez. Benim kafamda isterse bir mil • tuğunu altın etsin, huyu melek gibidır. başıma çıkmışta. Zağfer Hanımı elime karaya geliyor. Atatürkün huzuruna ka za çete kurmaktan getirdi» dediler. ZanIü cezaiyenin «duruşmaya ara vermeksizid yon altı yüz bin istifham işareti olsun, Boyumuzla beraber oldu, bize of dedirt verseler o anda boğabilirdim. bul olunuyor. Aziz adamı olduğu cıhetle nedersem şimdi mahkemeye vermiş oldukıvnmlan kanunun sinesine dayanmaym inkıtasız devam olunur» şeklindeki hük medi. Hiçbir emrimizden çıkmaz, eteği Hemen şemsiyemi alıp evden kaçaca* kendisine teslim edilmesini, işi tıpkı bir ğumuz delilin, istinad ettiğimiz yegâne de ca her istif ham işareti havayi nesimidir, he müne muhalif olduğunu dercengievvel zabıta memuru gibi tahkik ederek mey lil olmadığını yüksek heyetiniz de şim mizin dîbinden aynlmaz. Otur deriz o ğım esnada kendi kendime: diye kadar görmüşlerdir. Delilimiz bun derdir. Vakıa ve hâdiseyi aydınlabcı de beyan ederim. Müddeiumumilik makaml dana çıkaracağım arzediyor.» turur, kalk deriz kalkar. Ne teyzesinin Işin alayına baksana be adam, dedan ibaret değildir. Bir hayli delilleruniz liller lâzımdır. iddia makamı bize diye üç buçuk dört aydanberi hâdiseye biz • Müddeiumumî kabul sırasındaki va dim. Komedyanın enfesi evinde oym biliyor mu ki «şu beyan mühimdir, şu şa zat vaziülyeddir. Tahkikata hâkim ol • kızile, ne komşu tazelerile, ne de mekteb ziyetin ve intıbaın bilinmesi adalet ve ha vardır. Hepsini ortaya koyacağız, sayayacak. Seyretsene yahu!... hidleri celbediniz.» Müddeiumumî bunla muştur. 59 sahifelik iddinamesini yaptık'» arkadaşlarile dargmlık margınlık ömrünkikatin tecellisi noktasından gerekli bul cağız, fakat daha sırası gelmedi. Diğer lan söylemiyor, bende kıvnntı var, diyor. tan sonra davasının kendisi için hepimiz^ Kapıdan çıkarken geri döndüm. de bilmez. Herkesle şeker gibi geçinir. duğunu, bu hususta mahkemece iddia bir nokta da usulî hata yaptığıma dair Yatsı oldu; saat ikiyi geçti. Kulak makamına bir tezkere yazıldığı takdirde olan mütalealandır. Bu noktayı anlıya (Bu sırada salonda gülüşmeler ve ko den evvel hazırlanmış olmasmı bir emrî Allah için başı pek yumuşaktır, ensesine nuşmalar oldu. Reis, dinleyicilere süku tabiî addederim. Kıyasmefs tarikile dü * vur, ağzından lokmasını al... Teyzesinin lanmız kapıda, hepimiz pencerelerde keyfiyeti Adliye Vekili kanalmdan geç madım. Elbtte bir müddeiumuminin va neti ihlâl ettikleri takdirde salonu tahli şünmelidirler ki (Ali Saibi göstererek), bekliyoruz. Şu düttürüleylâ bir gelse de mek üzere inceliyeceğini ve alınacak ne ziyeti müddei şahsî veya maznun vekili mahdumu bacak kadar oğlana bile ağız ye ettireceğini söyledi.) bu adam müekkilimdir, mahpustur, mev« görsek. ticeyi mahkemeye çıkaracağım sözlerine olan Hâmid Şevketten az farklıdır. Müdaçmaz. Afacanın bazan tutarağı tutar; deiumumî devletin vekilidir.» Unutmasm ki makamı iddia binnetice kuftur, bir haftahk mehil geçen celsedd Uzatmıyalım, çat çat kapı. Hizmetçi ekledi. tazenin omzuna zıplar, saçmı çeker, eteiddianame ile kararnamede yazılı cürüm ancak günlerinizin diğer davalarla dolu koşup açtı. Annem, teyzem, ben, merdiMüddeiumumi tekrar izahat Bir münakafa olması sebebila verilmişti. Binaenaleyh ğini çekiştirir. Hiç değilse biraz öfkelen, venin üstünden aşağıki sofaya bakıyo üzerinde son tahkikab yapabilir. veriyor Baha Arıkanın bu talebi üzerine iddia nasılsa Tandoğanın bir mektubunun hay* Hâmid Şevket, sözünü şöyle bitirdi: yumurcağa terslen be Allahm kulu!.. ruz. Baha Arıkan, talebei hakkında tekrar makamile maznun avukatı arasında bir Dilde davaya elde bürhan gerek. lulet edivermiş olması makamı iddianın! Zağfer Hanım, (istağfurullah!) diKapıdan içeri girenlerin ardıarası ke münakaşa açıldı. Vekil Hâmid Şevket izahat vererek Ali Saibin, Azizin kendiberayi tetkik yanına aldığı ve bir hafta • Ali Saib tekrar töz alıyor sine teslimini istediği sırada hasıl olan inyerek gürültülü bir geyirtiden sonra, bi silmiyor. En önde Üsküdarlı Zağfer söz alarak dedi ki: Ali Saib de heyecanla şunlan söyledi dir yanında bulundurduğu dosyanm teN « İddia makamı tevsii tahkikat için tıba ve kanaatin öğrenilmesi meselenin zim şişeden bir kâğıda bölüp göğsüne Hanım; arkasında kısa boylu, siyah çar« Ben bütün dünyanm zannı altın kikinden evvel alıkoymamalı idi. Müek « aleyhte bulunmadan evvel dosyaya vazı tenvirine medar olacağını söylediğini ve soktuğu karbonatı yuttu; devam etti: kilimin masumiyetine tamamen inanan bi« şaflı, kambur bir acuze; onun arkasında talebi pek sarih olarak serdetmif bulun da bulunsam bile bir tek varlık müstes Hele ağırbaşlılığı, mahcubluğu, gene kısa boylu, badi badi yürüyüşlü, yed etti. Evrakın bir daha okunması arnadır. Onun nazannda zan altında kal zim için bu halin devamı kati'yyen caia zusunu gösterdi. Umuyordum ki dosya duğunu beyan etti. ar damarlılığı.. Eteğinin ucunu billâhi orta yaşlı bir paytak. Daha arkasından mamışımdır. Bu en büyük varlık Atatürk değildir. Allah saklasın, mevkuf kalma* Ali Saibin sözleri muhteviyatı elinde bulunup ta kendisinin tür. Sorun, göreceksiniz ki itimadlan var nın elemini bir dakika için tatmış olsalar» bir delikanlı görmemiştir. Yanında er şişman, dubavari, kucağı çocuklu bir ka nasılsa nazanna çarpmıyan ve faka Bundan sonra reis, Ali saibe sordu: dı mazili ve mesaili olarak memlekettd dır.» kek lâfı olsa saniyesinde alçuha kesilir; dın... Sonra, koca kafah, yerden yapma hükme medar teşkil edecek bazı esaslanı, Sizin bu hususta bir diyeceğiniz var billur gibi yaşamış tertemiz bir adamm Ali Saibin çektiği telgraflar şakaklannda, burnunda ter damlalan bir taze; daha sonra sıska, Ieylek gibi bir tetkikini istiyecek, yahud bu muhteviya mıdır? elemini takdir ederlerdi. Kendilerini insa* Bundan sonra Ali Saibin çektiği tel Ali Saib: belirir; önüne baka baka odadan dışa ikinci; nihayet sırtı yelekli, uzun panto tm işaret ettiği bazı yeni deliller irad ve garflarla cevablan dosyadan çıkanlarak fa davet ederim. Hiç değilse mahkemenin' ikame edecektir. Muhterem Arıkan de Bunun bir de mukaddemesi var n kaçar... Bütün gün evde köşe kadısı lonlu, 8, 9 yaşlarında bir oğlan. meselâ yann gibi kısa bir müddete tali * diler ki: «Dosyayı tetkik etmekteyken dir. O mukaddeme eksiktir. Müsaade e okundu. Ali Saib Atatürke çektiği tel gibi minderin üstünde. Kapıdan dışan ' Zağfer Hanım, etekleri peşekâr gibi şöyle bir mektub aldım. Demek ki daire derseniz vak'ayı basından sonuna kadaı grafta, muhbirler için mucibi hacalet o kını rica edeceğim.» Müddeiumumî, mevkuf kalmamanın* çıkmaz. Ayda yılda bir, akranı olan belinde, merdiven basamaklannı ikişer, tefekküründe olmıyan, bu dosya muhtfr lan bu araştırmadan dolayı şikâyetçi ol anlatayım, dedi. Ve v devamla: mevkufluğun elemini bilmemek demek ol* komşu tazelerden birine veya bir mekteb viyatınm da dışında bulunan ve kendisiüçer atlıyarak soluğu yukarıda aldı. Çiftliğim arandıktan sonra Ata • madığını, hükumetin vazifesini yaptığuu madığını, vazifesinin masumlar aleyhindi arkadaşına gidecek değil mi, siftik siftik Gelin, yavruma nasıl bir kız bul ne yeni sunulan bir vesikanın hakikati or türke ve Dahiliye Vekiline telgrafla arzeuniş, telgrafın sonunda da kendisim olduğu kadar lehindeki delilleri de toptaya çıkaracağına kani bulunuyor. Da • çektim. Aldığım cevablar dosya arasın vermiş olduklan şerefli soy adile birlikt gelir; büyüklerinden izin alır; çarşafını duğumu görün. (Tazede şeytan tüyü mü vanın talikına yegâne sebeb Müddeiumu dadır. Cevablarda bu işin tahkikab ba Atatürke aşk bağlılığmı da çocuklanna lamak olduğunu, belki söyliyeceği sözleP sımsıkı örtüp, peçesini indirip evden çıarasında maznunlann lehinde mütalea * var? Bu ne şirin, kanı sıcak şey!) de miliğin kabaran dosyayı tetkiki içinüir na verilmek icab ederken yanlışhk yapıl miras olarak bırakacağını arzetmiştir. kar... Yarım saat, en nihayet bir saat Iann da bulunabileceğini, ancak eline bu mezseniz ben buradayım! diyordu. Şimdiki hâdisenin mahkemenin talikına mış olduğu da kayidliydi, dedi. Atayürk, cevab telgrafının son kısmın sonra, soluk soluğa dönüp (işte geldim mektub geçince heyeti hâkimeden buna sebeb olmadığını heyşeyden evvel ve keValide, teyze: da Ali Saibe itimad ve sevgilerinden bah Ali Saib tahkikatın niçin kendisi ta haminneciğim, anneciğim!) diyerek el ödair bir karar almadan dosyayı tetkike mali ehemmiyetle kaydederim. Suçun rafından yapılmasım istediğini de şöyl< sederek iltifatta bulunmuşlardır. İlâhi Zağfer Hanım, aklına bir devam etmeği doğru bulmadığını beyan per. Ali Saibin Dahiliye Vekiline çektiğ şey koydun mu mutlaka yaparsm. îyi mevzuu kararname ile iddianamede ya tasrih etti: etti. Zağfer Hanım, îdris Mollanın toru hoş amma şimdi hiç sırası değildi. Sen zılıdır. Yazdıklarmın hilâfı hakikat ol Yahyanın Andrinde «yakalanır • telgrafla aldığı cevab da okundu. Cevab Mahkemenin karan madığına emin bulunduğum Nevzac sak Ali Saib bizi kurtarır »dediğini işit şu satırlarla bitmektedir: «Sen de emin nunu aklınca böyle medhederek göklere de kulağmla duydun, oğlan evlenhıek Mahkeme icabını düşündü: îddia ml* Tandoğanın şu mektubu işin mahiyetin sin ki mevzuu bahsolamazdın, olamaz çıkanrken kendimi güç tutuyor, kahka istemiyor!. gibi bir iki söylendikten son değiştirecek ve vasfı cürmiyeye müessiı miştim. Bana verilirse işte ben sizi kur kammdan «ebkat eden talebe zamimeten tardım, diyerek çiftliğime götürecekrim sm, gözlerinden öperim.» halanmı zor zaptediyordum. Annemle ra baktılar ki çarnaçar gelenlerin yanına olacak bir mahiyet arzetmiyor. yanıma iki de zabıta memuru alacaktım tdrisin muhakemeye verdiği ittida ayni zamanda iddianamesini de ihzar eN teyzem, dilleri tutuk, biribirlerine bakını çıkılacak. Derlendiler, toplandılar; mimek üzere tahkikat dosyasmın iddia ma^ Telgraflar okunduktan sonra reis iddia makamı hâdiseye müessir ola • Bunlar da suikasdcilerdir, diyerek ne kamma verilmesine ve bütün günlerin on« yorlardı. Zağfer Hanımda ısrar da ıs safîr odasına indiler. bilecek delilleri sarihan tesbit etmeli ve maksadla geldiğini ve işin raahiyetini an maznunlardan İdrisin mahkemeye verdiğ on beş muhakeme ile dolu bulunması ha* rar: lıyacaktım. istidayı okuttu. îdris şöyle diyordu: «OğŞu İdris Mollanınkileri bir göreyim, hâkimi bu delillerin celbine mecbur kıl sebile dumşmanın bu ayın 30 uncu per* tllâki bir defa görün. Hemen söz dedim; haydi ben de aşağı sofaya. Ka mahdır. Biz buraya en aziz varlığa karşı Ali Saib, bu izahattan sonra şöyle de lum Ismailden bugün aldığım mektubı sembe günü saat 14 e talikına karar ver* bağlı olarak sunuyorum. Bu mektub ma kesmek şart değil a; bir kızı yüz kişi gö pı arahğından, içeriyi gözetlemeğe baş müsellâh bir çete teşkil etmek suçilı vam etti: 168 inci madde ile getirildik. İddia ma kamı iddianın aleyhimde kuvvetli bi Meclis teşrinievvelin birinde açıl riir, yüz kişi ister, bir kişi alır... İşte şu ladım. kamı bu 168 inci maddeye istinaddan mıştı. Ben ikisinde hareket ettim. Üçün mesned olarak ileri sürdüğü Maraştaki duvara yazıyorum. Taze karşımıza çıkı (Arkası var) vazgeçinciye kadar biz bu zaviyede tet cü günü sabahı buraya geldiğimiz zaman kâtib Abdülkadirin ihbannın içyüzünü kikat ve müdafaa yapmağa devam ede saylav arkadaşlardan birile görüştüm. göstermektedir.» lî ve iktısadî düşünceler kendilerini İn Bu 146 milyonun 40 milyon kilometro ceğiz. Bir dakika için kabul edelim ki bı Sonra Valiye gittim. Nevzad, eski ar Reis, Abdülkadirin dosyada bulunan giltereden büsbütün aynlmaktan mene murabbaı Ingiliz İmparatorluğuna aid tezkerenin muhteviyatı tamamen doğru kadaşımdır. Kendisine; geldiğimi, Ata ifadesini okuttu. Ankaraya getirilmiş dur. Şunlar bitamamiha sabit olsa benim türke herhalde arzetmekliğim icab ede lan Abdülkadir, yurd dışında kötü mak diyor. dir. Bütün Avrupanm mesahasının on müekkilimin müsellâh çetenin reisi olduğ ceğini söyledim ve telefonla Riyasati sadlarla bir Çerkes cemiyeti kurulduğu Hulâsa mesahai sathiyesi kırk milyon milyon kilometro murabbaı olduğuna nada sabit olacak.. Müddeiumumî karşımı cumhur Başyaverliğine müracaat ederek nu haber alınca îdrisle olan ahbablığın 353 bin kilometro murabbaı ve nüfusu zaran Ingiliz lmparatorluğu mesaha iti za bizi 168 inci maddenin kucağına ge Atatürkün ellerini öpeceğimi arzettim. sıklaştırdığını söylemiş, fakat suikasdl 514 milyon olan îngİliz lmparatorluğu barile Avrupa kıt'asının dört mislidir. tirecek delillerle çıkmalıdır. Kendilerin O gün akşamı Atatürk tarafından kabu alâkası etrafında malumatı olmadığını d nun parçalan arasındaki resmî bağ pa Rusya dahil olduğu halde bütün Avru den usule aid büyük bir hata da sadı buyuruldum. Yanlarında Saffet Ankan kaydetmiştir. mukipliği gibi birşey olduğu halde mü pa kıt'asının nüfusu 51 7 milyon olduğuna olmuştur. Müddeiumumî taraflardan bi Nuri Conker, General Ali Hikmet fa Abdülkadirin, hâdise etrafında mü vardı.» dafaa meselesile, malî, iktısadî ve siyasî nazaran Ingiliz lmparatorluğu nüfusu ci ridir. Rolü hazırlıkta ve ilk tahkikatta him malumat vereciğini ihbar ederek tah dir. Hâkim huzuruna çıkınca iddia ma Ali Saib Atatürkün nezdinden ayni kikatı ne diye sekteye uğrattığı hakkın düşünceler ve ihtiyaclar bu lmparatorlu hetinden de bütün Avrupaya muadildir. kamı benden bir tek fazla imtiyazı ol madan biraz önce kendisine «nedir bı daki sorguya verdiği cevab da okundu ğu dünyanm en sağlam ve atisi en parlak Ingiliz împaratorluğu hakkında son mıyan makamdır. Binaenaleyh bu talebAli Saib, geçmiş olsun» dediklerini Bu cevab, İdrisin rejime muhalif olduğı bir teşekkülü halinde getirmiştir. söz olarak şunu da söyliyelim: Bu impa leri kitabda yeri olmıyan bir beyanattır. «siz sağ olunuz, böyle bir kaza geçir nu hissettiğini, hatta bir gün bu yüzden Son istatistiklere göre küreiarzın bü ratorluk ham madde yetiştirmek hususun Müddeiumuminin idarî tetkikatına ve dim» şeklinde mukabele ile telgrafın. İdrisi vurraak üzere tabancasma şarjo neticelerle yüksek mahkem vermiş olduklan cevaba teşekkür ettiği koyacak kadar öfkelendiği halde sonra^ tün nüfusu iki milyar 68 milyondur. da diğer memleketlerin fevkindedir. Ka rceği hüküm medan anyamaz, bulamaz. İd ni, Uhkikatı kendisine yaptırmak mev dan sinirleri yatışarak vazgeçtiği şeklin Bundan 514 milyonu İngiliz împarator uçuk ve kalay gibi bazı mühim maddeler dia makamı tevsii tahkikat için tetkikler zuu bahsolunca, eğer yanında bulunacak deydi. luğuna aiddir. Bu imparatorluğu kuran Ingiliz İmparatorluğunun inhisarı altın de bulunurlar. Beklemediği bir zamand iki Emniyet memurile Yahyaya zannet Bu ifadeler okunduktan sonra, îdris nefsi Ingilterenin bugünkü nüfusu ise kırk dadır. Imparatorluk yalnız petrol cihetin Validen gelecek kâğıdın sıhhatini der Bulgar Kral ve Kraliçesinîn kızı tiği gibi büyük işler yapmağa ve kendi Abdülkadirin kardeşi Tevfığin, oğulla altı milyondan ibarettir. Marie Louise bu hafta içinde üç yaşına den fakirdir. Bunu da İngiltere İmpara cengievvel ve serian kabul etmekle be sini korumağa ve kurtarmağa muktedi rile çeltik ortağı olduğunu, ve bu Abdül basmış ve Bulgar milleti namına bu Küreiarzın sathının uraum mesafesi torluğuna yakın olan İran ve Irak gibi raber kendisinin bu mektub muhteviya olduğunu söyliyerek memurları da arka kadir müfettis geldikçe kendilerinden dör vıldönümü münasebetile Prensese boytından ne şekilde istifade edeceği anla 509 milyon kilometro murabbaıdır. Bun memleketlerden temin ediyor. daşları olmak üzere tanıtsaydı işin aslı beş yüz lira ödünc alıp on beş yirmi gün nunda görünen gerdanlık hediye edfld a l dörtte biri yani 146 milyonu karadır. MUHARREM FEYZl TOGAY şılmamıştır. Bunun tevsii tahkikat nok nm anlaşılabileceğini arzetmesine karşı sonra ödemekte olduğunu, kendisi Anka miştir. (Baştarafı 1 inci sahifede) Dünkü suikasd davası CUMHURİYET 24 İkincikâmffi 193« Yakın maziden maceralar Bulgar Prensi 3 yaşında..