Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİTET 18 İkincikânun 1936 Dünün Genci Anlatıyor Sermed Muhtar AIUM ASKERLIK BAMISLERI Üç cesed bulundu Hâdiselerden ikisînin sebebi belli değil Yakın maziden maceralar 45 Etrafa halka olmuş kalabalığı bir bir T gözden geçirmeğe başladım. N e Seyfettin var, ne Raif, ne öbür arkadasları.. Bizim Tatan buldum; sordum. O da birini görmemiş. Yerime geldim oturdum. Badi fena sarhoş olmuş, rakı beynine vurup barut kesilmişti. Pamuk Cemile, kunduracı Aleksiye, Zaptiye Nazınna, ser hafiyeye, Beşiktaş muhafızına en galiz küfürleri, apaşikâre basıp duruyor, (bu gece bur numda kan kokusu var. Burada kan olacak, hem de ben akıtacağım!) diye dışlerini gıcırdatarak masaya yumruklar vuruyordu. Getirdiği çalgıcılara da ağız açıp göz yumuyordu: Kalleş keratalar kaçtılar ha!. A lacaklan olsun o alçaklann, elime geçi reyim, onlan da yiyeceğim! Ardından cebine vurup liraları şıkır datıyor, avuç avuç çıkarıp masanın üs tüne koyuyordu: Paraysa işte. Şimdi ben de etra fıma zurnaları, lâternalan toplıyacağım; sabaha kadar giirlettireceğim. Daha gö züm kızarsa ben de bir maskara alayı yapıp Kalitaryanın içini, dışını çın çm çınlatacağım. Bakalım bu Badi keratasmm alayı nv. üstün yoksa o Pmuğunki mi? Oğlan yerden yapma, ispenç horozu gibi birşey; fakat ne bilirsin? Onikiler den meşhur Kavanoz Mehmed de Ka ıamusal sepeti gibi bir adamdı. Gel gelelim, gözü kızsın da bir seyret. Minare kınğı gibileri pabuçsuz kaçırtır, yakala yınca da şıppadak haklardı. Babayiğit likte kalıp kıyafete bakılmaz; lâzım olan yürekliliktir. Zavalh kadınlar, yan baygm halcfe sandalyalanna yığılmışlar, arada bir gözlerini aralayıp Badiye bakıyorlar, sonra bana dö'nüp (bizi bu berzahtan kurlar bari) gibi adeta boyun büküyorlardı. Hemen hemen lâf ta söyliyecekler; (ocağına düştük!) diyecekler. Badi Necmi, kadınlara sırtını dönmüş, iki dirseği masaya dayalı, önünde bir küme sarı lira, kafası düşe düşe mütemadiyen rakı içiyor, kiifur savuruyor, arada bir de mırıldanıyordu: Yerimde mıhlanacağım, karılan da kıpırdatmıyacağım ıste. Kim gelirse gelsin, umurumda değil. Zaptiye Nazınnı da, ser hafiyesini de, Beşiktaş muhafızını da yere sereceğim! Oğlan sızacak dereceye yaklaşmışh. Cebine el atarken kolu boşa gidip yıkı lacak gibi oluyor, doğrulayım derken yüzükoyun kapaklanıyordu. Tam sırası gelmişti. Kadınlara: (Hayrola, ne var) gibi bir işaret geçtim. İkisi de avuçları göğüslerinde, çok halecanda olduklarını işaret ediyorlar, gözlerile de: (Daha kendinde, aman görmesin!» diye Badiyi gösteriyorlardı. Etraf hâlâ boştu. Herkes karşıda ki maskaralıklan seyrediyordu. Sandal yamı usulcacık çardağa yanaştırdım. Her şeyi göze aldım. Yavaş sesle: Matmazelciğim, dedim, ne var Allah aşkına? Pek üzüntüde olduğunuzu görüyonım ve mustarib oluyorum. Eğilip eteklerini toplar gibi yaparak başmı yaklaştırdı. Gayet hafif bir sesle: Allah aşkına beyfendi Hızınmız ol, bizi kurtar! dedi. O kadar alıklaşmışım ki verecek ce vab bulamamışım. Ağzım açık, bakakalmışım. Karşımdaki Rum, mum değil; halis muhlis ya bir paşa, ya da bir bey kızı; yanmdaki de bir îstanbul hanımı. O da başlamaz mı yalvarmağa: Gençliğinin başı için aslanım, bizi bu işkenceden halâs et, selâmete çıkar da ömrümüz oldukça ömriine dua edelim! ItalyanHabeş harbi yeni bir safhaya giriyor Habeşler, lüzumsuz ve faydasız taarruzlara kalkışırlarsa neticenin kendilerinin aleyhinde çıkması ihtimali çoktur Yazan: Ihtiyat Erkâniharb Binbaşısı C. D. Son hafta içinde gelen haberler Ha beş ordusunun, şımal ve cenub cephelerinde büyük mikyasta harekâta geçmek üzere olduklarını bıldirdiler. Hatta, şi mal c«phesindeki taarruzlarının muvaf fakiyetle ıleriledıği, Makallenin zapte dildiği hakkında çoğu yanlış ve mubalâğalı bir takım haberler de, hayalî bazı resimlerle birlikte, gazete sütunlarında yer aldılar. Bütün bu doğru veya yan lış, mubalâğah veya mubalâğasız haberler muhakeme süzgeçinden geçirilecek olurlarsa herhalde Habeşıstanda yeni bir faalıvet devresinın başlamakta olduğu görülür. Bu faaliyetler, Habeş ordulannın seferberlık ve toplanma safhalannı ikmal ederek artık harekât safhasına geçmekte olduklanna delâlet etmektedirler. Habeş İtalyan harbinin yeni ve en mühim bir safhası başlarken bundan evvelki safhanın bilânçosunu kısaca gözden geçirmek faydasız olmıyacaktır. Biliyoruz ki, şimdiye kadar İtalyan ordulannın karsısında ufaktefek ve bazan da ciddî muharebeler yapan Habeş kuvvetleri Habes ordusunun asıl büyük kısmma mensub kuvvetler değildir. Bunlar daha çok derme çatma, çete tarzında harekât yapan kuvvetlerdir. Yapmağa memur olduklan işin icabı,olarak kendilerine örtü (setir) kıt'alan denilmesi icab eden bu kuvvetlerin vazifeleri ise: 1 Asıl Habeş ordusu büyük kısmının seferberliğini ve toplanmasını bitir mesine kadar icab eden zamanı kazan mak; 2 Habeş ordusunu, henüz sefer berliğini ve toplanmasını ikmal etmeden, italyan ordusile karşı karşıya gelmekten korumak; 3 Habeş topraklarınm mümkün mertebe az kısmının îtalyanlar eline geçmesi icin düşman ordusunu oyalamaktan ibarettir. Vakayiin cereyanı ve bugünkü vaziyet gözönüne alınırsa bu örtü kıt'alannın vazifelerini cidden mükemmel bir surette ifa etmiş olduklan görülür. Bu vazife, askerî kıt'aların deruhde edecekleri işlerin en nazik olanlanndan birisidir ve çok meharet istiyen bir iştir. Çünkü hem düşmanı önleyip durdurmak, hem kendisini ona yakalatıp ezdirmemek ıktıza eder. îtalyanların Habes topraklannda, elle rini kollarını sallıyarak ileriliyememiş olduklan gibi topluca hiçbir Habeş kuv vetinin İtalyan orduları eline geçmemiş veya ortadan kaldınlmamış olması da Habeş örtü kıt'alannın vazifelerini mükemmel yaptıkları hususundaki fikrimizi teyid eder. îste, şimdiye kadar cereyan eden harekâtta bu zayıf ve derme çatma Habes örtü kuvvetleri karşısındadır ki 300,000 kişihk koca İtalyan ordusu; tanklanna, tayyarelerine, zehirli gazleri ne, hertürlü teknik vasıtalarına rağmen hududlardan itibaren ancak 80100 kilometroluk arazi aksammı işgale mu vaffak olabilmiştir. Eğer geçmiş hadisatı zihnimizde tekrar yaşatacak olursak pek âlâ hatırlarız ki bu ilerileme bile İtalyanlara pek ucuza malolmamıs; İtalyan orduları bazı yerlerde bu zayıf örtü kıt'a larına karşı ciddî taarruzlara bile mecbur kalmıs, birçok malzeme sarfiyat ve zayiatına katlanmıştır. Bundan sonra da, işgal etmiş olduklan arazide tehkimat yapmasa girişen îtalyanların; yeni bir taarruz hamlesi hazırlayıncıya kadar geçe cek zaman zarfında, Habeşlerin muhte mel bir taarruzlanna karşı tedbir almakta bulunduklarını kabul etmek iktıza e der. Görülüyor ki İtalyanlar, muhtelif zaman fasılalarile aynlan taarruzlarla metodik bir tarzda ilerilemeğe çalışmaktadırlar. Kendilerini bu tarzda harekete icbar eden saik ister bundan 40 sene evvel başlarına gelen Adua faciasınm ha tırası, isterse Büyük Harbden alınan dersler olsun, bu kaplumbağa süratile Habe?istandaki emellerine kavuşmak e meli; İtalyan ordusu için, erişilmesi ko Iay, hatta mümkün olmıyan bir hayal olmağa namzeddir. Bilhassa ki şiddetli yağmurlarla birlikte büyük ve asıl Ha beş kuvvetleri henüz sahnede gözükmüş değillerdir. Bugün adeta herkesin gözüne batacak kadar çıplak bir manzara arzeden bu vaziyeti biz daha aylarca evvel Cumhuriyet sütunlarında göstermege çahşmıştık. Hatta bu kadarla da kalmıyarak; tarihin zapt ve kaydettiği harblerin tetkikinden çıkan hükümlere dayanarak, tesbit ettiğimiz bazı düsturlann mehengıne vurmak suretile İtalyan Habes harbinin muhtemel neticesini bile son bir yazımızda şöylece ifade etmiştik: «İtal İtalyadan kaçan Tirollu askerler Bunlardan başka Hırvatlar ve Slovenler 6» kaçıvorlar Deyli Heraldın A^sturya italya hududundaki muhabiri mahsusu bildiri yor: 1919 da İtalyan hâkimiyeti alhna giren ve adedleri bir milyona baliğ olan Tirollular Hırvat ve Slovenler arasında Musoliniye karşı olan, tutuşan isyan alevi bütün şimalî İtalyayı istilâ etmektedir. İtalya ordusundan kaçanların sonu gelmez bir sel halinde Avusturya, Yu goslav, İsviçre ve Fransız hududlarmı aştıklan görülmektedir. Bunların hepsi de nefret ettikleri bir memleket uğruna harbetmiyeceklerini söylemektedirler. Geride bıraktıklan ai • lelerinin. arkadaşlarının hepsi de Muso lininin düşmesi için dua ettiklerini ve bu suretle îtalyan esaretinden kurtulmak istediklerini söylüyorlar. Şimdi aldı mı beni bir kat daha meŞehrimizde, son günlerde üç cesed rak. Yerimde duramıyorum.. Bunlar daha bulunmuştur. Bu eesedlerin bir takim? Kimin nesi? Deli mi olmuşlar da nesi Kartalda bulunmuştur. Kartalda bu kıyafette buraya gelmişler? Evdak Karanlıkderede çalüar arasında bir ersiya, Mari diye isim değiştirmişler? kek cesedinin yatmakta olduğu alâka. Ikisini de bastan aşağı süzdüm. Kibar darlara haber verilmiş. vak'a yerinde familyadan oldukları üstlerinden akıyor. tetkikat yapıldıktan sonra cesed Morga Otesi neme lâzım, değil mi ki ocağıma kaldırılmıştır. düştüler, bizi kurtar diye yalvarıp yakaTahkikatta bu cesedin Bakırköyüne nyorlar. Erkeğin şanı müsküle düşmüşü, tâbi Nifos köyünde Kavalalı Muharrem bilhassa boyun büken kadını kurtarmak olduğu anlaşılmıştır. Hâdisenin sebebi tır. Binaenaleyh, herçibadabad diyip, araştırılmaktadır." icab ederse kellemi koltuğuma alıp ricaîkinci cesed Samatyada bulunmuştur. larını yerine getiririm. Samatya istasyonunda kadınlara mah Çabuk kalkın; meyhanenin arka sus halâda bir kadmın ölü olarak taşlar sına sapın açılm tenha kırlara. Ben ar üzerinde yatmakta olduğunu haber alan polisler hemen vak'a yerine gitmişkanızdan yetişiriml dedim. Harbij'e Basını masanm üstüne koyup sızmış ler ve Kocamustafapaşada caddesinde 88 sayılı evde oturan Di olan Badiye bakıyorlar, sonra birbirle rine bakışıyorlar, bir türlü karar veremi yatrik adındaki kadını ölü olarak bulmuşlardır. Kadınm yapılan muayene yorlardı. sinde kalb sektesinden öldüğü anlaşılKaşlanmı çatıp ciddiyetle: mıştır. Hızırınızsam Hızınn sözünü din Üçüncü cesed Sarayburnunda bir koİeyin. Haydi derhal yürüyün! diye tekğukta bulunmuştur. Sarayburnunda Ferarladım. ner mahallesinde ihtiyar bir adam oturEvvelâ geçkince olanı davrandı. Gö maktaymış. Bu adam Yenicamide dakzü masa başındakinde, ayaklannın ucu tiloluk yapar, kazandığı para ile yiyena basa basa, beş altı adım attı. Ardm ceğini alır ve deniz kenarındaki Bi dan genci de kalktı. O da ayni halde, zanslardan kalma bir kale kovuğuna korka korka yiirüdü. Çardağın gerideki giderek yemeğini yer ve orada yatar kapısından çıktılar; meyhanenin yanm mış. Her sabah ta tren yolundan geçen dan arkaya saptılar. serseriler bu ihtiyara «Dede» diye hayOnlar kaybolduktan sonra ben de kırarak uyandırırlarmış. kalktım. Öbür taraftan, salaşın arkasma Dün sabah serseriler gene bağırmış döndüm... Onlar 40, 50 adım kadar lar ve Dededen ses alamayınca hemen ileride, ben peşlerinde, bayır aşağı epey kale kovuğuna bakmışlar ve ihtiyarı ce indik. Yamacın alt başında yavaşladı başı hüresinin kovuğuna dayah bir hallar; durdular. de ölü olarak görmüşlerdir. Bunun üzerine vak'adan polis haberdar edilmiş ve Yanlarına geldim. Peri, heyecanından titriyor, lâf söyliyecekken nefesi ke cesed üzerinde tetkikler yapılarak ıhtiyarm ölüsünün Morga kaldırılmasına siliyor, elini bana uzatmış, diyordu ki: Baksanıza avucumdaki şu buz gi lüzum görülmüştür. Tahkikat devam bi terlere. Yüreğim, çarpıntının şidde etmektedir. tinden kopacak. Ben bu gece ölmezsem artık bir daha ölmem! Güvercin yavrusu kadar mini mini ve kar, pamuk gibi de yumuşak bir el. Içi yamyaş; dediği gibi terler boşanıyor. Avucumu sımsıkı yakalamış, bırakmı yor, beni ilerilere çekiyordu: Aman beyciğim burası da tehlikeli. Burada da durmıyalım; daha uzaklara gidelim, mümkünse bu köyden kaçalım! Canım, dedim, nihayetünnihaye Sultan Mahmud cücesi gibi bir delikanlı. Ateş olsa cürmü kadar yer yakar. Ikisi de bir ağızdan söylüyordu: Allah kahretsin, korkumuz yalnız o bücürden olsa öpüp te başımıza koruz. Deliliğinden, meram anlamamaz Iığından az kaldı başımıza işler açacaktı. Haydi bir defa çocukluk ettik, ona uyup buralara geldik. Kapalıca ve ayakaltı olmıyan bir tarafa çekilseydik ya... Zirzopa lâf dinletebildik mi? Burada sizi tanıyacak kimse yoktur, dedi. Bizi böyle gözönüne getirip oturttu. Az kalsm karakolluk olacaktık. Bir köylü havagazinden zehirlenerek öldü Küçükpazarda Demirtaş hamnda bir sayılı odada yatan Zonguldağın Adveren köyünden Nuri ile Hamdi dün sabah odalarında yatarken üstlerine birdenbire fenalık gelmiş ve bayılmışlardır. Odaya giren han kiracılarından biri bunları dışarı çıkarmış ve etraftan im. dad istemiştir. Bu sıradâ ortahğı bir hsvagazi kokusu sarmıştır. Koku ile bu iki kişinin havagazinden zehirlendiği anlaşılmış, hayatı tehlikede görülen Hamdi hastaneye kaldınlmışsa da zavalh biraz sonra ölmüştür. Tahkikat neticesinde handaki havagazi tesisatından bir borunun havagazi kaçırdığı ve bu yüzden bu halin meydana geldıği anlaşılmıştır. BİR HIRSIZLIK İDDİASI Gala tada Tünel sokağında Yakut hanında kumusyoncu Avramoğlu, polise müracaat etmiş ve bundan bir hafta evvel yazıhanesinde bulunan kasasmm açı larak içinden 5,900 lirasının çahndığını söylemiştir. Hanın bekçilerinden Halis ile dört kişiden şüphe edilerek bunlar yakalanmıştır. Gayet namuslu kimseler olduğu anlaşılan bu adamlar poliste bâdiseden kat'iyyen haberdar olma dıklarını söylemişlerdir. Kendilerinden şüphe edilenler adliyeye teslim edil mişlerdir. Haklannda tevkif müzekkeresi kesilmemiştir. Çünkü elde delil yoktur. Soyulduğu söylenen han ta mamen taştan yapılmadır ve pencereleri gayet kalın demir parmaklıklıdır. Şimdılık bu bir iddiadan ibarettir ve hakikat mahkemede belli olacaktır. yan ordusunun Habeş ordusunu mağlub etmesi mümkün olamıyacak, bu iş mümkün olamıyacağı için de harb İtalya tarafından kaybedilmiş olacaktır.» Ancak, bize bugünkü yazımızı ilham eden keyfiyet; Habeş ordusunun son günlerde giriştiği anlaşılan harekâun, bizim evvelce ileri sürdüğümüz mütaleayı iptal edecek bir mahiyet alması ihtimahdir. Pesin olarak söyliyelim ki biz bu yeni başlıyan harekâtı eğer bunlar ciddî ve kat'î netice anyan taarruzlar ise Ha beşlerin lehine değil, aleyhine netice verebılecek mahıyette görmekteyiz. Işte buİsyan sahasmdaki îtalyan memurlan günkü yazımızda inceliyeceğimiz keyfi ve muhafızlan ne yapacaklarını şaşırmış yet budur. bir haldedirler. Bilhassa Tirollular ara İtalyan ve Habeş ordulan arasında ce smda «ruhî isyan» o derece tevessü et reyan etmekte olan muharebeleri; bazı miştir ki vaziyeti düzeltmek gücleşmiş hususî şeraitin mevcudiyetine rağmen, tir. 19201922 de Anadolumuzda Türk ve italyadan kaçmağı tasarhyan gencle Yunan ordulan arasında cereyan etmiş rin bu hususta muvaffak olmak için her ve bizim tarafımızdan, heyeti umumiye türlü tehlikeleri göze aldırdıkları ve kilosine, «İstiklâl Harbi» denilmiş olan mu metrolarca imtidad eden tel örgülerden harebelere benzetebiliriz. Alelumum harb kurtulup takviye edilmiş muhafız kıtaatı tarihi tetkikleri, geçmiş harblerde islenen arasından sıvışmak üzere her türlü çarehataların verdiği derslerden istifade et lere başvurdukları görülmektedir. mek maksadile yapıldığı cihetle, biz de, Vaziyeti, muhacir teşkilâtile uğraşan bugün tarihe malolmuş en yeni ve müfek liderlerle müzakere ettim. Ve öğrendim keremizde en canlı olarak yaşıyan bu ki: «İsyan eden bir milyonluk kütle Haharbde Yunanlılann işlemiş olduklan bir beslerle muharebeyi kat'î surette reddethataya nazan dikkati celbetmek istiyo mektedirler. ruz. Bu suretle, Habeşlerin ayni hataya Askere alınıp ta dağlık arazide düstükleri takdirde uğnyabilecekleri a yetistikleri için cepheye sevkedilen bir kıbet gözümüz önünde daha iyi canlan çok Tirollu askerler cepheden geri çemış olacaktır: kilmişlerdir. İstiklâl Harbimizin gerek içinde bizzat Tirollular, Habeş iklimine ve îtalyasamış olanlarımız, gerekse onu, o zayan levazımının verdiği yemeklere dayaman günü gününe takib etmiş olan ne namamaktadırlar. Bunlar, Habeşlere ilsillerle bugün mekteb sıralannda okuyan tica etmek ihtimalleri çoğalmakta oldu gencler ve.çocuklar, hulâsa hepimiz, bi ğu nazan itibara ahnarak cepheden alınliriz ki: O zamanki Yunan ordusunun İzmakta, geri hizmetlerde kullanılmaktamire ayak bastığı 15 mayıs 1919 tari dırlar. hinden Sakarya meydan muharebesinin Şimdiye kadar Avusturyaya iltica ecereyan ettiği günlere (23 temmuz 13 den Tirolluların adedi 1500 ü geçmiş ağustos 1921) kadar geçen zaman zarfında Yunan ordusu, sevkulceyş bakı tir. Bunlara ilâveten binlerce Hırvat ve mından, büyük ve kat'î neticeli bir mağ Sloven de İtalyadan kaçmış bulunuyor. lubiyete uğramamıştı. [Her nekadar bi Birkaç kaçak hududu geçerken mu rinci ve ikinci înönü muharebelerinde hafızlar tarafından üzerlerine ateş edi Yunanlılann taarruzlan durdurulmuş ve lerek öldürülmüstür. bu muharebeler genc «Türk istiklâl ordusu» çekırdeği tarafından kazanılmışsa da bu her iki muharebe de o zamanki ahval ve şeraitin tabiî bir neticesi ola rak birer tabiye muvaffakiyeti olarak kalmıştı. Nıtekım bırınci ve ikinci Inönü muharebelerine «meydan muharebesi» ismi verilmemiştir. «İstiklâl Harbi» tarihimizde çok parlak birer sahife işgal e den İnönü muharebelerinin en karakteristik vasıfları sunlardır: 1 Henüz teşekkül halinde bulu nan; teçhizatı, silâhı, malzemesi, zabit ve küçük zabit kadrosu, hulâsa herşeyi noksan; hasmından daha zayıf olan bir ordunun, bugünkü en asrî talimnamelerin istediği şekilde hareket ve manevraya müstenid, çok enerjik bir sevk ve idare ile, mükemmel bir sevkulceyşî müdafaa muharebesi yaparak kendisine faik düş manını mağlub etmiş olması; 2 Türk istıklâlinin, henüz o zaman atılmakta olan, temelini; yıkılmaktan bi rinci ve ikinci înönü muharebelerinin kurtarmış bulunması; 3 Bütün kudretini, millî bir emel ve ülkü ile ana yurdunu müdafaa etmek maksadından alan küçücük, fakat imanlı bir ordunun nelere kadir olduğunu; bi tab düsmüs olan bir mılletin hâlâ bütün canhlığile yasadığını bütün dünvanın gözleri önünde filen ispat eyleyişidir. Ancak Sakarya meydan muharebesiledir ki o zamanki Yunan istilâ ordusu belkemiğine ilk büyük darbeyi yemiş oldu ve ondan sonra da inisiyatifi ve hareket üstünlüğünü elden kaçırdı. Bugün, « Yunanlılar Anadoluda neden mağlub oldular?» diye ortaya bir sual atılsa, bu mevzuu az veya çok tetkik etmiş olan herkes belki baska baska sebebler dermeyan eder. Fakat bütün bu sebebleri eğer bir araya toplarsak bun dan çıkacak neticeyi şöylece hulâsa et mek mümkündür: « (Eskişehir Afyon) hattında kalıp yerlesmeyi ihmal ederek Ankara üzerine yürümek hevesine kapıldıkları için!» İhtimal ki: « Yunanlılar bu hareketi yapmağa mecburdular» diyenler de olur ve bunun için de ortaya askerî, siyasî veya malî sebebler de atılabilir. Askerî sebeb kabili münakaşa olabilir. Çünkü, «mütearrız bir ordunun, hasmına arzu sunu kabul ettirmesi için onu arayıp bulması ve mağlub etmesi lâzım olduğu» hakkındaki askerî mütearifeye Yunanh Bigada büyük bir deve güreşi yapıldı Biga (Özel) Çocukları Koruma kurumunun Biga kolunun bir Bakımevi vardır. Buradaki yavrularm menfaatine tertib edilen deve güresi Çınarlık mev kiinde yapıldı. Güreşe beş altı çift deve iştirak etti. Güreş çok heyecanlı idi. Bu güreşi seyretmeqi seven binlerce halk yetimlere de yardım maksadile güreş meydanmı doldurmuştu. Geçeıî seneki güreşte devesi yenilen Bigalı bir deveci bu sene yeni ve kuvvetli bir deve almıştı. Bir haftadanberi bu deve önde davul sokaklan gezdi. Güreşte buna çıkacak deve almadığından başı aldı. Deve es nafın verdiği hediyelerle bezenerek ve her tarafına çmgıraklar takılarak başmdan ve ayaklarından bağlı iplerle dört kişi tarafından tutularak şehri baştan başa dolaşh. Arkasmda binlerce halk vardı. Birkaç fotograf alındıysa da bu mektubuma yetişriremedim. Gelecek postaya gönderirim. lann da o zamanki vaziyetlerinde, ittiba etmeleri icab ettiği mütaleasında olanlar bulunabilir. Ancak siyasî veya malî se bebler kat'iyyen münakaşa götürmez. Çünkü, askerî hareketler münhasıran si yasî, malî ve ilh.. gibi sebeblerin tesiri altında yapılırlarsa netice, her zaman ve daıma, ayni olur: Mağlubiyet! Tarih bunun yanılmaz şahididir. Biz, yukarıda da söylediğimiz veçhile, Yu nanlılann 1921 de Sakarya üzerine yaptıklan hareketin askerî bakımdan dahi yanlış olduğuna kaniiz ve ilâve edebili riz ki, Yunan ordusu, hazırlanmış bir mevzide meselâ, Eskişehir Afyon hattında yerleşerek sahraya çıkmasa, bu hattı mükemmelen tahkim eylese, Sakarya ya kadar ilerileme için sarfettiği emek, para ve enerjiyi o hatta yapacağı hazırlıklara sarf ve hasretse; Sakarya taarruzlarında verdiği muazzam insan, hayvan, silâh ve malzeme zayiatından kendisini korusaydı 1922 ağustosunda bu istilâ ordusunun başma gelen facia muhtemelen daha geç veya hafif olabilirdi. Şimdi bu mukaddemeden sonra Ha beşlilerin vaziyetlerini tetkike sıra gelmiştir. Yazımız uzadığı için bunu da yann yaparız. ^htiyat erkâniharb binbaşısi C. D. Manisada sevindirilen yavrular Badiye atıp tutarlarken, taze yavaş yavaş açıldı. İçini dökmek istiyordu. Ha kikati saklamaktansa bildirmeği evlâ gördüğü, samimî bulunup beni kuskulandırmamağı tercih ettiği belliydi. Zira, be nim onlara karşı erkekçe ve merdce ha reket ettığım meydanda. Olanı biteni gizlemedi; olduğu gibi anlatmağa başladı. Meğerse kimmiş biliyor musunuz? Meşhur Mızıkalının Şöhret. Beşiktaş taraflarında otururuz. Sızin gibi insaniyetli ve vicdanh bir zatMORFİNOMAN KADIN HASTA tan saklıyacak değilim a, adım Şöhret NEYE KALDIRILDI Seza adında tir! Diyince ağzım açık kalmıştı. bir kadının, dün sahte bir reçete ile (Arkası var) eczaneden morfin alırken yakalandığını yazmıştık. Seza Osmanlı Bankası Ga lata şubesi muhasebe memurlarından dır. Poliste yakalandığı vakit morfinoman olduğunu. şimdiye kadar hep böylelikle morfin tedarık ettiğini söyle miştir. Yazıhanesi arandığı vakit te birçok sahte vesikalar bulunmuştur. Kadın tedavi edilmek üzere Haseki hastanesine kaldırılmıştır. PARA ÇEKMECESİNt KARIŞTI RIRKEN Evvelki gece sabaha karşı saat 5,5 ta Çengelköyünde Üzüm sokağmda 12 sayılı Nikolâkinin bakkal dükkânına meşhur sabıkalılardan 22 yaşlarında Koço dükkânın abdesthanesinin penceresinden içeri girmiş ve tezgâhta bulunan para çekmecesini karıştırır ken suçüstü yakalanmıştır. Kalp altın süren bir kadın yakalandı Konya (Hususî) Miyase adında îyilik sever çocuk velilerinin yardımi le Manisada beş senedenberi çalışma bir kadın kalp bir altın lira sürerken ya sına devam eden Necatibey ilkmektebi talebe kurumu cemiyeti bu sene de yet kalanmış ve tahkikata başlanmıştır. Bu miş yoksul talebenin kitabını, defterini, öğle yemeklerini temin etmiş ve bay kalp altınm ne suretle bu kadmın eline ramda da giydirmek suretile bu yavrula n sevindirmiştir. Resmimiz çocukları çeçtiği ve bunun esası hakkında tahki göstermektedir. I kat yapılıyor.