08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 Mart 1934 zeriyatı ı Tashihe muhtaç bir fikir • Bağcı ne isHyor? Rasat istasyonîarının rolü Müstahsil tenvire muhtaçtır, Bir çaym yatağı değişfakat kendiside tenevvür etmesini bilmelidir tirildi, tarlalar sulanıyor Ege mıntakasmdaki tetkikleri darsa ancak o nisbette bir malı pinaıze ait yazılarımızı takip eden bir bağcı kariimizden Manisada îbra lıim Külâhtaş imzalı bir mektup al<hk. Kariimiz bu mektubunda bize üzümlerimizin kıymetlendlrilmesi îıususunda bazı mütalealarda bu lunuyor ve ayni zamanda bugünkü vaziyetin sebeplerini araştıran tahlillerimize tamamen iştirak etme • diğini söylüyor. yasaya çıkararak fiatlerin lüzumsuz T yere düsmesine mâni olacak, es :i bir tabirle arz ve talep arasıda bir müvazene tesis ederek müm kün mertebe müstahsil lehine bir fiat politikası takip edecektir. Buna inanmak ve bunu tahakkuk et tirmek lâzımdır. Başka çıkar yol yoktur. Vâkıâ kariimiz de teşkilât istiyor. Fakat bu teşkilâtm en bü yük varhk se'oebini inkâr edsrek onu maksatsız ve cazibesiz bir te şekkül haline sokuyor. Halbuki satış tekilâtının kıymeti bu nokta dadır. Mahsulün mahsul mevsiminde birden piyasaya arzedilmesi hu»u sundaki düşümlüklerimizi söyledikten sonra kariimizin fiikrlerine av det ederek semavî afetlerin yaptığı tahribattan bahsedeceğiz. Kariimiz diyor ki: «Semavî afetler dolayısile vukuu muhtemel zararlar ancak yüzde on, on beş nisbetinde olma lıdır. Halbuki bugünkü vaziyette bu zararın % 8 0 olmak ihtimali her zaman mevcuttur. Bağ bozumu zamanında yağmur yağacağı mete oroloji istasyonları tarafından ha • ber verilerek top atlımak suretile her tarafta ilân olunmalıdır.» İbrahim Beyin yazdığına nazaran Manisada böyle bir merkez vardır ve çok isabetli haberler vermektedir. Fa kat bu haberleri almak için kolayIık yoktur. tstasyona bir adam göndererek sormak lâzınvdır. Kariimizin ikinci bir şikâyeti de bağcıların istihsal işlerinde tenvir edilmemesidir. Meselâ mahsulü çabuk kurutabilmek için ftrınlamak ve saire gibi usullerin tatbîkına ihtiyaç vardır. Müstahsil bunları bilmiyor. İbrahim Bey yalnız Manisadan Fransaya, İtalya ve Kaliforniyaya tahsile ve tetkikata gönderilerek avdet etmiş gençler olduğu ve bunlar halen Manisada bulundukları halde ftdanlık ve saire gibi tetkik ettikleri mevzuların haricinde ka • lan meşgalelerde kullanıldıklarından, asıl kullanılması lâzım gelen yerlerde çaUçtırılmadıklarından şikâyet ediyor. Filhakika bizim de vâsıl olduğumuz netice bağcılığm tekrar kârlı bir istihsal şekline getirilebilmesi için herşeyden evvel rasyonel bir ı istihsal tarzınm bağcıya oğretil mesi ve bunun icin de bağcılarla yakından temasta bulunan geniş bir mütehassıslar kardosunun faaliyette bulunmasıdır. Şumı da derhal ilâve edelim ki ziraat teşkilâtının bugünkü şeklinden Ziraat Vekâle timiz de memnun deği'dir. Bu teş • kilâtın en verimli bir tarzda çahşmak üzere yeni ba.«tan kurulması fikri Ziraat Vekâletinin bir sene • denberi üzerinde meşgul olduğu bir tetkik mevzuudur. Bu hususta kat'î bir karar alabilmek için İzmirde bu yaktnlarda bütün Ege mıntakası ziraat memur ve mütehassıslarından mürekkep bir kongre yapılacaktır. Ancak üzüm maliyetini azamî ve rim almak suretile ucuzlatmak, hastalıklarla mücadele etmek, en iyi istihsal tekniğini öğrenmek bizzat bağcılarımızın mcnfaatleri iktiza sındandir. Devlet teşkilâtının şu ve bu sebeple yardımlarına ulaşama d'ğı zamanlarda bağcılar kendileri o teşkilâta giderek istifp.de etme sini de bilmelidirler. Seyahatimiz esnasmda verimsiz topraklarda veni bağlar vücude getirildiğini öğrenmis olduğumuz gibi mevcut bağlarm da yenilenmesine lâyıkile dikkat edilmediğini, binnetice ihtiyarlıyan bağların verdikleri mahsulün nisbeten mahdut kaldığını işittik. Demek ki müstahsil hesaplı, rasyo nel bir istihsalâbn en basit kaidelerine bile riayet etmemektedir. Bu şera;t altmda bağcı müstahsillerimizin tutacakları en iyi yol hazırlanmak ta olan teşkilâtm koruyucu ve kur tancı kanatlaıı altmda birleşmektir. ALl SÜREYYA Maraş (Hususî) Maraşın çeltik zerlyaU yapan büyük çiftçilerinden bir kısmı Çukurovanın bazı sulak yerlermde pirinç istihsaline çahşmaktadırlar. Bu cümleden olmak üzere Silifke ve Karsta bugün külliyetli miktarda pirinç elde edilmektedir. ötedenberi çeltik istihsalile istihar eden Maraş mmtakası gittikçe zeriyat sahasını genişletmektedir. Son senelerde büyük teşebbüslere girişilm'ftir. Bu teşebbüslerden en mühimmi Ceyhan nehrine dökülen ve bugünkü halile hiçbir ise yaramıyan Ha mus çayının yatağuıı değişa'rerek Çu • kurovanın büyük bir kısmmı sula maktır. Nafıa Vekâletinin müsaadesile iki sene kadar evvel faaliyete geçilen bu sahada muvaffakiyetli işler yapü miştir. 11 kilometre kadar ilerliyen kanalizasyon faaliyeti ikmal edilmek üzeredir. Bu hayırlı teşebbüsün intacı halinde istihsalât çok artacaktır. Bu mıntaka köylüleri gerek yazın sıcak günlerinde suya kavuşmaktan ve ge rekse yağmur mevsimleri artık yağ • mur duasına çıkmak mecburiyetinden kurtulduklarından dolayı bayram yapmaktadnIar. Yapılan te*fcik ve tah m4ılere göre Çukvrovanın sulanma tertibatma giren bu mes'ut kısmında yapılacak çeltik zeriyatı Cumhuriyet Türkiyesinin pirinç ihtiyacmı temin ettikten baska yabancı memleketlere de ihracat yapabilecektir. Yeni Türkiyenin sulama siyasetmin parlak bir ömeği olan bu is Maraşm büyük çeltik zürraından Nazifzade Ahmet Beyin eseridir. Bu münevver ç'ftçi evvelce bu havalide yaptığı tetki • katla bu neticeyi görnriiş ve bu uğurda hiçbir gayreti es;rgemiyerek iki senelik hummah bir çalumadan sonra nihayet muvaffak olmusfur. tkmci Mahmut zamanmda ve ondan çok evvel de Ceyhan nehrinden istifade edilmek düsünülmüş ve bazı teşebbüslere girişilmt* ise de muvaffak olunamamutar. Muhitin avanzı, çok sert olan kayalar bu hayırlı teşebbusleri neticesiz bırakmıştır. Bir Türk ustasmm rehberliği altında yüzlerce Türk köylüsü geceli gündüzlü tabiatle dövüsmüslerdi*. Kanalm ilk dört kilometresi Nohuttepc isnrndeki feir kaya parcasmın arasmdan geçmektedir. Yalnız buradaki kaya lan parçalamak için 5000 ürauk di • nanv't sarfedilmiştir. Şimdi 11 kilo metreden ibaret olan kanalın yeni bir proje ihzarile biraz daha uzatılmasına ve bütün Cdturovanm sulanmasuıa çalısılmfJttadır. Bir bağcının mektubu ~ Cumhur' ' Çukurovada pirinç, Manisada iken bağcılar, kendi 'lerile temasa gelen Iktısat Vekili mize çok birşey söylemediler ve hele kariimizin baiısettiği noktalara hiç temas etmedıler. Bu itibarla kariimizin mektubumı dikkate lâyık görerek onu burada mevzuu bahsetmeği faydalı bulduk. Biz makalelerimizde bilhassa iizüm fiatlerinin gayritabiî şekilde düs mesine âmil olan sebepleri tahlile çahşmış ve bu arada en mühim bir âmil olarak mahsulün mahsul mevsiminde piyasaya birden arzedil mesini göstermiştik. Kariimiz da hilî fiat düşkünlüğünde bunun âmil olmadığını, bilâkis fiatlerin mahsul mevsiminde daha yüksek olduğunu «öylüyor ve 1932 eylulünde 10 numaralı üzümün okkası 26 kuruş iken tedricî satışlarla 1933 martında 12 kuruşa düştüğünü, 1933 eylulünde ayni numarah üzümün 16 kuruşa satıkFığım ve şimdiği mevsimde ise 10 kurusa pek nazlı alıcı bulduğunu delil gostererek binnetice başka sebep aramak lâzım geldiğini, bu sebebin de yanlış rekolte tahminleri olduğunu izah ediyor. Bağcı kariimiz bu görüşile müs tahsilin teşkilâtlandırılmasını icap ettiren ve hep birden tesir icra eden birçok sebepler arasında en mü • himminin bizim muhayyelemizde doğmus olduğu, hakikatte böyle bir âmilin fiatler üzerinde rolü olmadığı gibi bir neticeye varmaktad'ır. Biz bu fikir üzerinde ehemmiyetle durmak istiyoruz. Bunun sebebi şudur: Hükumet, iizüm müstahsil lerinin teşkilâtlandırılmasına kat'î »urette karar vermiş bulunuyor. Teşkilâtın şekli de satış kooperatif leri olacaktır. Kooperatifler ise, bilindiği veçhile, kuvvetlerini her seyden ziyade kendi azalarımn ÎUurundan tfliTİar ve ancak '*>'*ayede muvaffak olabilirler. Bu itibarla üzümcülerin teşkilâtlandırılacağı bir strada müstahsillerin inanarak bağlanmaları lâzım gelen en esaslı noktada yersiz şüphe ve teretfdütler gösterilmemesi icap eder. Böyle bir tereddüt ve şüphe teşkilât için büyük bir tehlike olur. Fikrimizce kariimizi aldatan şey son iki senelik fiatler olmustur. Bu fiatlerin mahsul mevsiminden sonra da düfmekte devam etmeleri hiç şüphesiz yanlış rekolte tahminleri • nin neticesidir. Ve biz bunu yazı larımızda kâfi derecede tebarüz ettirdik, zannındayız. Fakat rekolte yanlış tahmin edilmemiş olsaydı fiatler acaba gene bir miktar düş • mekten kurtulacak mıydı? Bizce bu suale bugünkü şartlar baki kaldıkça daima «evet!» cevabını vermek mecburiyeti vardır. Çünkü fiat sukutumm dahilî âmilleri ve bu arada ihracat tacirlerinin rekabetleri gibi şahsî âmiller oldukları gibi duruyorlar, çünkü müstahsil tekilâtsızdır ve asıl hastalık ta bünyevî bir maraz olarak bu noktada kendisinî göstermektedir. Bunun içindir ki yanlış rekolte tahmini anzî sebepler arasında sayılmahd'ır. Rekolte bu mevsimde yanlış tahmin olunabilir, gelecek mevsimde ise doğru bir tahmin yapılabilir. Kaldı ki teşkilât bütün bağcılarımızı kendi sinesine alabildiği zaman artık rekolte doğru tahmin edilecek ve mahsul yetişince de ayni teşkilât müstahsilin mübrem ihtiyaçlarmj karşılayacak bir avans mukabilinde mahstıîünü alarak en iyi şartlarla satacaktır. Satış teşki lâtı piyasada üzüm talepleri neka Dünkü futbol maçları Galatasaray Süleymaniyeyi31 ,Istanbulspor Beykozu 70 mağlup ettiler (Birinci tahifeden mabat) alacağma alâmetti. Fakat oyuna baş lanır başlanmaz Galatasarayın bemen bir gol yapıvermesi oyunun manzara sını derhal değistirmistir. Oyuna Süleymaniyeliler başlamış, bu hiicum inkişaf etmeden Galatasa ray müdafaası tarafından tevkif olunmuş ve top uzun bir vurusla Muslihin ayağına gelmistir. Muslih, topia bera • ber Süleymaniye kalestne ilerlerken bir favül ile durdurulmuştur. Kaleye yakm bir mesafeden çekilen frikik, Galatasaraya ilk dakflcada ilk golü kazandırmtsur. Bu gol, Galatasarayın genç takum için daha iyi çahşmağa bir vesile ol • nmıştur. Oyuna toplu ve seri bir sUtem verilmiş, Süleymaniye kalesi uzun paslarla tazyik edilmeğe başlanmışbr. Bu tazyik onuncu dakikada ikinci golün yapılmasmı da tem:n efaniştir. Sağ iç Salâhattin, iki müdafiin arasındau sıynlarak güzel bu vurusla ikinci golü de atmıştır. Bu golden sonra Süleymaniyeliler büyük bir gayret göstermişterdir. Sü • leymaniye muhacimlerinin yaptıklan akmlar, Galatasaray müdafaasmı müşkül vaziyetlere düşürmüs, bu arada kaleci Rasim fevkalâde fedakârlıklarla ild gole mani olmustur. İlk devre ba net'cc Ue bitmiştir. İkinci devrede Muslih sağ açığa, Danyal da sol açığa geçmişlerdir. Bu devrenin başlangıcı da gene Galatasaray için muvaffakiyetli ol muştur. Onuncu dakikada güzel bir hücumla Süleymaniye kalesine inen Galatasaray muhacimleri üçüncü golü de yapnvşlardır. Rasihin çektiği şüt, kale direğine vurarak geri gelmiş, Muslih topa yetişerek içeri atmıştır. Fakat üçüncü golden sonra Sü leymaniyeliler yavaş yavaş ağır basmağa ve nihayet hâkmiyeti almağa muvaffak olmuşlardır. Gala tasarayın genç oyuncularından bir kısmı yorulmuş olduğundan, Süleymaniye muhacimleri için kuvvetli akmlar yapmak kolay olmustur. Maamafih bu hücumların hiç birisi müsbet bir netice vermemistir. Oyunun bitmesine dört beş dakika varken Bürhanın manasız bir favulü, Galatasaray aleyhine bir penaltıya sebep olmuş ve Süleymaniyeye bir gol kazandırmıştır. Oyun bu suretle 1 3 Galatasarayın galibiyetile bitmiştir. Galatasarayın genç takımı dün şayani takdir bir oyun oynamıştır. Geçen hafta Fenerbahçeli genç oyuncular da Beykoza karşı güzel oynam'şlar, fakat talihsizlik neticesi berabere kalmıslardı. Dün de Galatasarayh gençlerin muvaffakiyetli bir maç ya^maları, küçüklerin bü vüklfr kadar muvaffak olduklanna bir alâmettir Dünkü oyunda Rasim, Avniyi aratmıyacak kadar güzel oynamış tır. Müdafilerden Bürhan iyi oyna makla beraber son dakikalarda hiç te mecburiyet o'madan bir penaltı • ya sebep o'muştur. Otman fena oynamştır. Mütemadiyen i'eri git miş, müdafaa hattını bos bırakmıştır. M'avin hattmda en güzel oynıyan Suavi olmuş, Fahir de çok çah'mıstır. Muhacimlerin hepsi de muvaffak olmuş addedilebilir. Bilhassa genç çocuklar seri ve atılgan oynarnıslardır. Besimspor tarafından tertip edilen dünkü kır koşumndan bir inttba öün, Fenerbahçe genç takımmı yenen Beşiktaş genç takirni koz İstanbulspor takımları karşı laştnışlardır. Geçen hafta Fener • bahçeye karşı çok fena bir oyun oynıyan Beykoz, dün daha fena oynıyarak 70 gibi büyük bir farkla mağlup olmustur. Oyuna İstanbulsporun akınile başlanmıştır. İstanbulsporlular da ha ilk dakîkalrda hâkimiyeti almışlar ve sol açıklan vasıtaslie güzel * " ^ehlikeli akınlar * yapmısl*r^.r kurtuknuş ve sol iç tarafından ka leye atılarak üçüncü gol olmustur. Oyunun ikinci devresi Beykoz îçm bir felâket olmustur. Bu devre ta mamen İstanbulsporun hâkimiyeti altmda geçmiştir. îstanbulspordan İsmail 3 üncü, 12 nci, 31 mci ve 32 nci dakikalarda dört gol yapmağa muvaffak olmuş, bu suretle ts tanbulspor 70 galip gelmistir. B takımları berabere kaldıîar İstanbulspor Beykoz B takrtn • farı arasında yapılan müsabakada iki taraf ta dörder sayi yaparak berabere kaknışlardır. ikinci küme maçlan Fenerbahçe sahasında ikinci kü f me takımlanndan Anadolu Altı nordu takımları karşılaşmış, Ana dolu 30 galip gelmistir. Taksim stadyomunda da Topkapı Hilâl takımları karsılasmışlar dır. Hilâl, 10 galip gelmistir. ücuncü küme macları Dün üçüncü küme maçları da Seref stadında yapılmışbr. Türkgücu Ortaköy takımları karşılaşmıştır. Türkgücü güzel bir oytmdan sonra 10 galip gelmistir. Bakırköy İstiklâl Ue Doğanspor arasında yapılacak olan müsaba • ka, Bakırköylülerin gelmemesi vzerine yapılamamış, Doğanspor hük msn galip ilâ nedilmiştir. Muülarian haıvan hracatı Muğla 9 (A.A.) Şubat ayı içinde vilâyetimizin muhtelif iskelelerin den ecnebi memleketlere aşağıdaki ; m ktarda hayvan sevk ve gübre ihraç edilmiştir. 44 kara sığu, 40 koyun, 1000 keçi, 1131 kümes hayvam, 27960 kilo gübre, 7^ 8 kilo sünger. kslanbulspor Beykoz maçıttttan bir enstantane Dördüncü dakikada sol açıktan gayet güzel bir pas alan Sami mahi rane bir vurusla îlk golü atmıştır. Biraz sonra Hasanın uzaktan çek • tiği kuvvetli bir şüt te sol köşeden Beykoz kalesine girerek ikinci gol olmjıştur. Bu golden sonra BeykozIular biraz canlanır gibi olmuşlar drr. Fakat bu canlılık çok sürme mistir. Devrenin sonlarına doğru Salâhattin kaleye gayet kuvvetli bir şüt çekmis, top kalecinin ellerinden Genç takımlar macında Beşiktaş galip ingltere ile Almar.^aarasında müzakereer Londra 9 (A.A.) M. John Si mon bu sab?h M. Von Höschu kabul etmişb'r. M. Hösch yakında gidecektir. Bu mülâkat esnasmda sefir silâhsızlanma müzakerelerinin kmda malumat a!m ştır. Salâhiyettar mehafil, Sir Jchn Simonun yeni hiçbir teklifte bulunmadığını temm e'yor*. ' vaziyeti hak Berline Şeref stadmda genç takımlar a • rasında da müsabaka yapıkniş, Beşiktaş Fenerbahçe takvmlan karşılaşmıcjtır. Beşiktaşm genç oyun • cuları Fenercnahçeli arkadaşlanna 10 galip gelmişlerdir. Dün büyük bir kır koşusu yapıldı M. Çahtın te.ana'ı Berlin 9 (A.A.) Raysbank he yeti umumiyesi huzuruntîa söz söyliyen M. Sd*acht. Aîmanya dövizlerinin memnuniyet verici bir şskilde olmEmas'rın sebebini Almanyanm yar smdan farla sıntn Versay mua'iedesi net'cesinde harice borçlanmasma atfelmektedir. M. Schacht demlştV ki: « Dünya iktsadiyat:nm faaliyete geçmesi icin en birinci şart, bu borçlanmanm n"sbet dairesinde tenzilidir. Bilecik Mejpleket hastanesi bir şefkat yuvasıdB Bilecik (Hu • susî) İstas yondan Bileci ğe gelenlerm ük karşılaştıkları bina memleket has tanesidir. Bir güvercin yuvasına benziyen bu ha yat yurdu fakir .halka hayat veren, himaye e den bir şifa evidir. Çanakka leden yeni ge'.eTİilecik Memleket hastanegînin memurin dâirst. Kemal Bey is edilmektedir. minde genç bir doktor idare etmsk Fakir hastalara yalnız Belediye tedir. ve Halkevi değil, eczacı Abdullah Kemal Bey, hasUneden başka iki Bey de yardım etm«kte, bu zavallıgün Belediyede, bir gün de Halke lara ilâçtan b a k a cüt, yoğurt, ek vinde halkı meccanen muayene etmek, odun, kömür parası tevzi et ırekte, ilâç parası olmıyanlara da mektedir. Çi Belediyeden ve Halkevinden yardım AlmanyadaHi işsizlir. mücadeles Berlin 9 (A.A.) Aiman Istihbarat Bürosundan: Kış mevsimi için işsizlikle mücade • le şubat ayı için memnuniyet verici neticeler vermiştir. Şubat ayı sonunda : B takımlannda da Galatataray galip B takımları arasıada yapılan müsabakada Galatasaray takunı 6 0 glip gelmistir. Glatasaray B takımında Kemal Faruki de merkez rouavin oynamıştır. İki seneden fazla bir zamandanberi bıraktığı futbole tekrar avdet etmiş olan bu yüksek oyuncu, dünkü oyunile kısa bir zaman sonra, tek rar birinci takımda yer alabiieceğini göstermiştir. a: Kır koşusunda ayağına kramp giren bir koşucuya masaj yapılıyor, sağda: koşuda birinci gelen İstanbul Lisesinden Muzaffer Bey Besim Spor müessesesi tarafından liseler talebesi arasında tertip edilen kır koşusu dün Svli Tramvay deposu ile Hürrlyettepesi arasında gidip gelme tarzmda icra edil • miştir. Koşuya 24 atlet iştirak et miştir. İstanbul lisesi 13 sayı ile birlnci, Alman mektebi 32 sayı ile ikinci, Şişli Terakki 51 sayı ile üçüncü, Galatasaray 52 sayı ile dördüncü olmustur. Bu mesafeyi İstanbul lisesinden Muzaffer 12,7 dakikada katederek birinci, Alman mektebinden Otto ikinci, istanbul lisesinden Faruk ü • çüncü, Hikmet dördüncü, Enver be;inci gelmişlerdir. Besim Spor kupası İstanbul lise sine ver'lmiş, derece alanlara da madalyalar ihda edilmiştir. işsizlerm sayuı kânunusani 3,374,000 idi. Bu rakam sonundaki m ktardan 400,000 eksik tir. Ve geçen senen'ıı en müsait nis betinden 341,000 azd:r. ıstanbulstor Eeynoz maçı Taksim stadyomunda da Bey
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle