19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Tam Bulgarca bir iş! Camfmrtvel • Bulgar hükumeti Sofya muhabirimizi Svilengradda Bankalarda bîriktîrme hesabı açtıranlar cosaldı. 28 saat tevkif ettikten sonra serbest bıraktı Süryanî Patrik vekili Şebekeye dahil 35 kişi Vitrin müsabakasmın neticesi anlaşıldı (Baş tarafı birînci sahtfede) posta kanunlanna göre bir cürüm yakalandı, bunlardan inkılâbı niçin benimşiddetli neşriyat yapacak adam deteşkil ediyordu ise Bulgarlar pekâğildir. Onun için, Bulgar hükumelâ beni cezalandırırlardı. Yoksa sediğini anlatıyor sekîzi tevkif edildi tinin arkadaşımıza karşı yaptığı muamele hem nezaketsiz, hem de haksızdır. Fakat Bulgar hükume tinden nezaket ve haklı muamele beklemek abestir. Bulgarlar, «Cumhuriyet» in ve diğer Türk gazete lerinin şiddetli neşriyatını Memduh Talâttan ziyade kendi hatalarında aramahdırlar. Daha dün beş ırkaaşımızı öldüren, her gün millî izzeti nefsimizi yaralıyan Edirne ve Trakyada gözleri olduğunu, bir gün buralarını elimizden alacaklarım söyl:yen Bulgarlar mevcud oldukça ve Bulgar hükumeti de bunlara müsaade ettikçe Türk gazetelerinin siddetli neşriyatta bulunmalan gayct tabiidir. 28 saat tevkif edetnezlerdi. Sonra ben daha Svilengradda iken polis komiserine bu mektubların açılmalarını teklif ettim. Fakat bilmem neden komiser bunu istemedi. tkincisi eğer pasaportumun kabında Memduh Talât yerine yalnız Memduh yazılı ise pasaportumun içeri . sinde ismimin Memduh. babamın istninin Talât, doğduğum yerin Şumnu, doğduğum yılın 1902, mesleğimin gazete muhabiri olduğu yazıhydı. Ve ben böyle kabında yalnız Memduh yazılı pasaportla Svilengraddan belki en az on defa geçtiğim halde şimdiye kadar hiç bir defa pasaportumun kabındaki bu noksan benim böyle Bulgarlar tarafından 28 saat tevkif edilmeme bir sebeb teşkil etmemişti. En mühimmi Svilengraddaki pasaport komiseri benim için daha beş gün evvelsi Sofyadan polis müdiri yetinden tevkif emri geldiğini, bu emrin yalnız Svilengrada değil bütiin Bulgaristana da gönderildiği ni ve emrin tatbik edilip edilmedi ği, yani benim gelip tevkif edilip edilmediğime dair her gün bizzat polis müdürünün Svilengraddan telefonla malumat taleb ettiğini söyledi. Yani bu tesadüfî bir hâdise değil; evvelden inceden inceye düşünülmüs ve tatbikı için de bütün Bulgaristana emir verilmiş ve böylelikle ihdas olunmuş bir hâdisedir. Gene ayni komiserin ifadesine nazaran buna en büyük sebeb de «Cumhuriyet» in ve dolayısile Türk matbuatınm Bulgaristan aleyhin deki son şiddetli neşriyatı imiş. Bulgaristanda «Cumhuriyet> muhabiri olmam yüzünden bu siddetli neşriyata ben sebebiyet veriyormuşum. Azasından ve heyeti idaresinde bulunduğum Soryadaki ecnebi muhabirler cemiyeti yarm fevkalâde bir içtima aktedip bir gazeteci sıfatile bana karşı yapılan bu haksız ve küstahça tahriki şiddetle protesto edecek, aldığı kararı Bulgar hükumetine bildirip bana tar • ziye verilmesini istiyecektir. Şimdi Bulgar hükumetinden soruyorumî Eğer ben hakikaten Bulgaristan için tehlikeli bir adam îsem •ve benim hakkıtnda bu hususta ellerinde en ufak bir vesika varsa Bulgar hükumeti beni Bulgaristanda istemez ve Bulgaristandan dışarıya tardedebilirdi. Bunun yolunu da Bulgar hükumeti pekâlâ bilir. Fakat <Cumhuriyet> in nesriyatı üzerine böyle yoktan sebebler ihdas edip pek tehlikeli bir adam imişim gibi beni böyle 28 saat tevkif ve hapis et meleri ve iç çamaşırlanma kadar üstümü aramalan bir gazeteciye karşı medenî memleketlerin hiçbir yerinde görülmüş bir hareket de ğildir. Ve bu benim şahsımdan ziyade Türk matbuatma karşı bir hürmetsizlik ve tahriktir. Ben bunu böyle telâkki ediyorum. Ve Bulgar hükumeti de böyle hareketlerle dost kazanamaz. (Baş tarafı birincl sahifede) (Baş taraft birinci sahifede) Derhal sivil giyinen Mühim bir eroinci sebekesi bir din reisiL Tutum yedigünü bitti Bulgar hükumeti, Memduh Ta lâtı boş yere 28 saat tevkif ettiği için kendisine tarziye vermelidir. I Arkadaşımızın başından gecen ı macerayı anlatan mektubuou da aşağıya dercediyoruz: Sofya (HUÎUSÎ muhabirimiz den) tstanbuldan Sofyaya avdst edeli üç gün oluyorsa da Svilen • gradda başımdan geçen feci bir hâdise şimdiye kadar size mektub yazmama mâni o!du. 11 birincikâ nun «abahı tren Svilengrad istas yomına girdiği zaman resmî bir polis neferi kompartımanımn önüne ge lip lutfen eşyanızı ahp asağıya ininiz; dedi. Sebebini sordum. Sofya j dan emir var, mevkufsunuz ve inmek istemezseniz zorla indirece ğiz, dedi. Bavulumla beraber trenden aşağı indim. Beni yüksek tnerdivenli bir yere çıkardılar. Burası îstasyon polis komiserliği imiş. Komisere ne için ve ne sebeble tevkif edildiğimi sordum. Bilmiyoruz, böyle emir aldık, dedi. Müsaade ediniz de telefonu nuzla Sofya polis müdürü veya Jıud da muavinile görüşeyim; de <litn* Hiç kimse ile görüşemezsiniz bu husustaki emir çok kat'idir. Hariçle temastan menedildiniz, dedi. Sonra bavulu açmamı söyledi, açtım. Polis neferleri bavulumun için, dekl esyalan en ince noktalarına kadar didik didik aradılar. Yazılı ne varsa bir köşeye ayırdılar. Sıra üstumü aramaya gelmişti. tç çamaşırlarıma varıncıya kadar üstümü de radılar. Defter ve yazılı kâğıd namına ne varsa onlan da diğerlerinin yanına koydular. Bütün bu yazılı şeyleri inceden inceye tetkik ettikten sonra yanımda götürdüğüm dört mektubla pasaportumu bir zarf içerisine koyup üzerini mühürledi ler ve diğer yazılı olan kâğıdları bana iade ettiler. Bu dört mektubdan biri Basyazıcımız Yunus Nadi tarafından Sofya elçimiz Ali Şev • kiye yazılmıştı. Diğeri tstanbulda bir gazeteci arkadaşm refikası buradaki biraderine benimle bir ufak paket gönderdiği için bana bir mektub vermiştL Mektublardan üçüncüsü o gazeteci arkadaştan buradakı ecnebi muhabirler rjrniyeti reisine yazılmış bir mektubdu. Dördüncüsü de tstanbulda diger bir arkadasın burada tanıdıklarından birisJne bir yılbaşi piyango bileti göndermesi vesilesile yazmış olduğu bir iki satır yazı idi. tşte üzerimde bulunan tehlikeli (!) mektublar bunlardı! Bu mektublardan ikisi kapalı ve iki* si de açıktı. 11 kânunuevvel günü bütün gün Svilengradda kaldım. Ve hakikaten Bulgarlar beni bir yere kapama dılar. Komiserin odasında idim. Fakat hiç kimse ile görüşemiyordum ve komiser bana bir öğle ziyafetile bir de akşam ziyafeti verdi. Şarab ısmarladı. Yani bana karşı elinden gelen hürmette kusur etmedi ve okşamlayın bir polis neferinin değil komiserin kendi refakatinde Svilengrad ile Filibe arasında işliyen bir yolcu trenine binip filibeye gittik. Orada bir saat bekledikten sonra Burgaz trenine binip Sofyaya geldik. Tabiî Sefyada hiç kimse ile görüşmeme müsaade edilmeden polis müdiriyetine getirildim ve polis müdürü «be» on dakika beklesin şimdi kendisini kabul edeceğim» dediği halde polis müdiriyetinde tam dört saat bekledikten sonra ufak bir memur ahnan dört mektub ile pasaportu bana iade etti ve yanımda kapalı iki mektub götürdüğüm ve bunun ise beynelmilel posta kanunlanna nazaran memnu olduğu ve pasaportumun kabında Memduh Talât yazılacağı yerde yalnız Memduh yazıldığı için Svilengrad polisinin nazarı dikkatini celbet tiğimi, tesadüfî olarak tevkif edildiğimi ve sîmdi serbest olduğumu söyledi. tşte bütün kabahatim ve 28 saat hapis ve hürriyetten mah • rum edilmemin sebebleri bunlar mıs! Eğer üzerimde tesadüfen kapalı îki mektub götürmem beynelmilel Bandırma Izmir hattında yeni lokomotitler işliyor « Ben her iyi şeyi herkesten evvel yapmasım severim. Nitekim Ankarada kurulan millî Türk hü kumetine bütün dinî reislerden evvel ben dehalet ettim. Şimdi de yeni kıyafet kanunu çıkınca herkes ten evvel sivil giyinmek sucetile bütün meslektaslarıma önderlik yapmak istedim. Kanunun tayin ettiği altı aylık müddeti de beklemeden ibadethane dısında sivil elbise kul lanmaya başladım. Bir haftadanberi Istanbulda bütün vatandaşlarımızdan farksız olarak sivil geziniyorum. Bu münasebetle açıkça diyebi • lirim ki hükumetimizin çıkardığı bu yeni kanun çok yerinde ve çok güzeldir. Esasen ruhanileri dinî bir kisve ile gezmeğe mecbur tutan dinî hiçbir emir veya kayid de yoktur. Hiçbir kitapta bu gibi bir kayid bulamazsmız. Keıvdi hesabıma diyebilirim ki sivil elbise ile daha rahat ediyorum, dışanda kendimi daha serbest, herkesten farksız buluyo>"um. Süryani kilisesi hakkında biraz malumat verir misiniz? Süryani kilisesi en esk/ hırtstiyan kilisesidir. Bunun içia bize «Süryanii kadim» derler. llk patrikliğimiz Antakyada kurulmuştur. Fakat Antakyanm büyük zelzelesin den sonra Mard'ne nakledilmiştir. Şimdi de oradadır. Evvelce Süryaniler pek çoktu. Fakat Bizans zamanında bir adam kehanette bulunmuş ve «bir par • makla şehadet eden bir kavmin Bizans ülkesini zaptedeceğini» imparatora haber vermis. Bunu nüzerine imparator Süryaniîerin bir paraıakIa şehadet ettiğini gözönünde tu tarak Bizans tabiiyetine girmek istemiyen Süryaniîerin şehadet par maklaınnm kesilmesini emretmiştir. Bu emir üzerine Süryaniîerin bir kısmı Hindistana, bir kısmı Cebelilübnana iltica etmiş, bir kısmı da Bizans tabiiyetine girmiştir. Bu son kısunMilkit adını kullanan Süryani ortodoks Rujnlardır. Bu sırada bir kısım Süryaniler de Papaya iltihak ederek katolikliğr kabul etmi'ler • dir. Halbuki asıl kadim Süryani kilisesi müstakil ve Mardin Patrika nesme bağlı kalmıştır. Istanbulda nekadar Süryani var? tstanbulda cemaatimiz 3 400 kişiden fazla değildir. Fakat bü tün dünyada kadim Süryaniîerin sayısı 2 2,5 milyonu bulur. Burada hususî müesseseleriniz var mıdır? Hayır, henüz mezarlığıımz bile olmad^ğından ölülerimizi Şişli ve Yedikul.edeki Ermeni mezarlığma gömüyoruz. Evlenme islerimize gelince, tamamen medenî kanuna göredir. Sonra aynca dinî merasim de yapılıyor. Biz hükumetimizin çı* kardığı bütün kanunlara göre hareket etmeyi ke;dimize en büyük Ecnebi muhabirler cemiyetinin borç biliriz. Nasıl ki soy adı kanunu teşebbüsatının neticelerini ayrı bir çıkusca eski soy adtm olan «Kâbus»u mektubla bildireceğim. bir yana bırakarak «Yoldaş» soy aMemduh Talât dını aldım.» Bu beyanattan sonra kad'im Süryaniîerin patrik vekiliği acemiliği hiç hissedilmiyen bir sivil gibi bir elinde sigara, bir eli de pantalonuBandırma. (Hususî) Her cihetçe halkın istifade ve istirahatini nun cebinde ol^^TU halde «Cumhudüşünen Devlet Demiryolları idaresi riyet» objektifmin karşısına geçeBandırma İzraıir ekspres pqstalarek resmini çektirdi. ftoı yapmak üzere son istem lokoKendisiıvden ayrılrrken: motif ve vagonlar getirtmiş ve iş • Bizans Imparatorunun emri letmeğe başlatmıştar. Bu yeni va • üzerine acaba kaç kiîinin parmağı gonlar Avrupada ekspreslerde kulkesildi? diye sorduk. lanılan her türlü konfocu havi müGülerek şu cevabı verdi: kemmel arabalardır. < Tam sayısmı bilmem. Yalnız Devlet Demiryolunun devlete geç kitablarımız, kesilen parmaklann mesinden sonra her gün inkişaf esekiz kayık doldurduğunu yazıyoı> den bir terakki eseri göstermesi ve lar... > halkın tstirahatine ehemmiyet ver mesi Cumhuriyet hükumetinin şükran ve minnete değer eserlerlnden Bursa (Hususî) C. H. Fırkasıolduğunu gördükçe herkesin toprağa ve devlete merbutiyeti artmaktadır. nm vilâyet kurultayı münasebetile Devlet Demiryolları idaresinin gösBelediye salonunda kazalardan geterdiği bu yeniliklere kar.ı?ı Deniz len mumahhaslara 70 kişilik bir ziyollan idaresinin Bandırma hattına yafet verilmiş, bu ziyafette Valimiz hâlâ saatte sekiz mil yol alan va • purları isletmekte devam etmesi hiç Fazlı Güleçle gazeteciler de bulunte yakışık alır bir hal değildir. Bu muştur. Ziyafetin sonunda Vali ve iki idare arasındaki tekâmül far Fırka Başkanı tarafından birer nukııun izalesini dilemekte herkes tuk söylenmiştir: hemfikirdir. Kurultay yeni idaıre heyetine; avukat Ahmed Tevfik, doktor ts mail Mustafa, doktor Sadi, tüccar Adapazan (Hususî) Sonbahar Vasfi, eczacı Ahmed Tevfik, saatçi Nureddin ve fab.rikacı Ibrahimi seçav mevsimi Adapazarında da başmi tir. ladı. Geçen sene zararlı hayvan larla iyi uğraşan ve bunun fayda larını da gösterçn Türk Gücü »vcılaen Hki haftadı: sürek avı yapmış, Londra 18 (A.A.) Aktris Mis üç azıh domuz vurmuştur. Daha kı tlerans Desmond ile tayyareci Kampbell Blekin nişanlandıkları tamamile gelmeden ve ormanlarda bildiriliyor. Blek, Skot ile birlikte yapraklar dökülmeden yapılan bu lngiltere • Melburn yarışını kaza • vuruşlar, Adapazarı avcılacı için iyi nan tayyarecidir. bir nottur da derhal bir araştırma yapılmiş, bir paket eroinle ipeklı kıravat ve saire. bulunmuştur. lbrahime bu eroinleri kiımden aldığı sorulmuş, kamarot aldığı şahsın adını bilmediğini, fakat görürse tanıyacağı, cevabını vererek o adamın eskâlini tarif etmiştir. Zabıta 12 saat takip ten sonra namı müstearı Aspiro Malli olan Apostol Kiryakidis adı»daki bu «ahsı yakalamıştır. Kiryakidisin Yunanistanda Türk deniz isletme acentası tahmil ve tahliye memurlarından Sot'riye kamarot vasıtasile mal sevkettiği, bu eromlerin de gemiye Feraso adında bir madamla soktuğu tesbit edilmiş ve mad'am yakalanmıştır. Madam Feraso eroinleri korsasma saklıya • rak gemiye sokuyormuş. Apostol Kiryakidisin bu eroinleri nereden bulduğu araştırılmış nthayet Apostol Kiryakidisin eroinleri Fener civa nnda Dimitri adında bir adamdan aldığı anlasılmıştır. Sivil memurlar sabaha karşı Fener Cibali caddesi 330 numaralı Dimitrinin evini an • sızın basmışlardır. Polisler evin alt katmda eroin imaline mahsus bir fabrika bulmuşlar ve 700 lira kıymetinde 50 kiloya yakin esrar meydana çıkarmışlar • dır. Dimitrinin bu esrarlari Büyükadada Balıkpazarında oturan Italyan tebaaundan kazinocu Yorgi • façyo ile oğlu Mihalden aldığı an laşılarak bunlar da yakalanmıştır. Kamarot Ibrahrmin bunlardan baışka, meşhur eroin kaçakçılann • dan iken zabıtamızın sıkı takiba • tından tutunamıyarak tstanbuldan kaçan Yorgi Baklacıoğlunun adamlanndan Madam Sara ile lspanya tebaasından Friçden eroin ahp gö türdüğü de anlaşümış, bunlar da yakalanmışlardır. Eroin fabrika»! sahibi Dimitrin:n maruf afyon tüc carlanndaa Yorgi Isagidisle de alâkadar olduğu Yorgi tsagidisin kardeşi olan ve halen kaçakçılıktan 4tfltty^ B^pteaneo'e yatan Anargedo*âuö^da bu (Baklacıoğlu) şebekesine snansup l>ulunduğu tesbit edilmiştir. Cihangirde Ege kazinosu sahibi iken kaçakçılıktan dolayı Yunanistana kaçan mefhur kaçakçılardan Agul oğlu Alekonun da bu şebeke ile alâkası vardır. Zabıtamız bu işte müvaffakiyetten muvaffakiyete koşarken garip bir rüşvet hâdisesi. de cereyan et miştir. Evinde eroin fabrikası bulunan Dimitri isticvab edilirken bir polis âmirine 3000 lira rüşvet teklif et • miştir. Memur evvelâ bunu kabul edtyor gibi görünmüş ve etrafa sakladığı memurlarla beraber bir cürmü maşhud yapmıştır. tstanbul polisi dört, beş gündür, yakalanan bu muazzam kaçakçı şebekesini sorguya çekmekle uğraş • maktadır. Yakalnan 35 kişiden çoğu genodir. Bu şebekedea sekizi tevkif edil • miştir. Bunlardan ikisi kadındır. Tahkikat tamamlandıktan sonra kendileri thtısas mahkemesine verileceklerdir. Söylendiğine göre yaloız fabrika sahibinin suçuna göre mahkum olacağı para miktarı 50 bin lira tahmin edilmektedlr. Başta şefleri olmak üzere kaçakçılık bürosu memurları takdir ve tebrike lâyıktırlar. htanbul tarafındaki müt'cSakcuta birinci teçilen Hatan" Perteü mağazasımn vitrini Ulusal tutum ve yerli mallar yedigünü, bu yıl, geçen yıllardan daha canlı şenliklerle geçmiş ve dün akşam sona ermiştir. Yedigün içinde, yurdun her yanında toplanhlar olmuf, tutum ve yerli mallar savaşının büyiiklüğü bir daha anlatılmış, tutulan yolun vlusa kazandırdığı şeyler sayılmıştır. UIus büyükleıi de radyo ile nutuklar söylüyerek, yurdun ekonom bakımından göriinüsünü ve yüce kalkımşını anlat mışlardır. Şimdiye kadar ahnan rakamlar, yedigün içinde bankalara giderek tutum hesabı açtıranlann ve kumbara alanla* rın, geçen yıllann yedigününden fazla olduğunu göstermiştir. Ayrıca birçok kimseler de, kumbaralarını bu yedigün içinde boşaltmışlar, böylelikle ulusal ekonom ve artırma kurumu tarafından açılan yanşa girmişlerdir. Vitrinlerini, yerli mallarîle en güzel süslüyenler arasında açılan yanşa ge lince, bunun sonu da dün gece abn • miştir. En güzel vitrini ayıracak heyet, ak • şamüzeri Ticaret Odasında birleşm>s ve ulusal ekonom kurumundan Dani* ile birlikte, şehri bir daha dolaşmış, vitrinleri tekrar gözden geçirerek ka • rannı vermiştir. tstanbul tarafmda 1 inci Hasan Pertev mensucat mağazası, 2 nci Sirkecide Kolombiya plâk fabrikası. Beyoğlu tarafında 1 inci Samatya mensucat pazan, 2 nci Liyon mağazası. Kadıköy tarafında 1 inci AlbyoUğzında pastacı Rasim, 2 nci pastacı Rıza Ankarada bir miting Ankara 18 (Telefonla) Bugün Ankara Hukuk Fakültesi bi • riktirme haftasının son günü mü • nasebetile Hâkimiyetimilliye mey • danında bir miting yapmıştır. Bu mitingde birçok söylevler söz löy lemişlerdir. Sonra fakültede bir toplanh ya pılmış, hafta etrafında konuşma lar olmuştur. Bu toplantıda Meclis reis vekillerile birçok meb'uslar hazır bulunmuşlanjır. Ântakyadaki irtica hâdisesi (Ba$ taraft bırinci sahifede) firdir. Zaten Anadolu halkı evvelce Rumdu, şimdi gene asıllanna döndüler.» hezeyanmı savurmuştur. Bu haber, şehirde ve bilhassa münevver Türk gencleri muhitinde duyulunca, büyük bir asabîyet uyandırmış, derhal yer yer toplanmağa başlıyan gencler hocayı bulup bu küfürünü kendisine iade eylemeğe karar vermişlerdir. Akşam namazı sıralannda Habib Neccar camisinin kapısında içeride bulunan yobaz hocanın çıkmasını bekliyen gencler gittikçe çoğalmağa başlamış, bundan maada birçok evlerde de toplantılar yapılarak bu defa çok ileri varan bu mel'un herife haddinin bildirilmesi için ne gibi tedbirler alınması lâzım geleceği konuşulmağa başlanmıştır. Bu esnada toplantılardan haberdar edilen mahallî hükumet derhal camiye polis kuvvetleri sevketmiş, gencleri dağıtarak hoca habisini on polis ve jandarma mu hafazasında evine göndermiştir. Diğer taraftan kaza kaymakamı da otomobille şehri dolaşmağa ve toplantı yapılan evleri ziyaret ederek, sükunet tavsiyesinde bulunmağa, alınacak tedbirleri hükumete bırakmalarmı ricaya başlamıştır. Filhakika ertesigün kaza müftisi hükumete celbolunarak, Kürd hocanın dersten menedilmesi ve yerine kendisinin ders vermesi ten bih olunmuş, hatta Kürd hoca habisine de polis marifetile tebligat yapılmıştır. Fakat bu emir ve teblisi, din perdesi altmda çevirmek istedikleri dalaverelere darbe telâkki eden Kuseyri ailesi efradı başlannda hacı Nihad, hacı Reşid v emeb'us Mustafa bulunduğu halde, adamlarile birlikte camiye toplanrnışlar ve müftiyi kürsüden cebren indirerek kendi melânetlerine alet olan hocayı vaza çıkar mışlardır. Bu arada. caminin avlusunda duran ve hâdiseyi seyretmek te bulunan beş, altı şapkalı genc, oradaki'polislere, bir hâdise hazırlanmakta olduğunu, müteyakkız bulunmalarını ihtar etmişlerdir. Nitekim dersten sonra camiden çıkan hoca ve Kuseyri ailesi efradı avluda duran bu gencleri görür gör mez «din elden gidiyor, öldürün şu kâfirleri!» diye bağırarak üzerlerine atılmışlar ve «kanlannı içmeli, dini kurtarmalı» avazeleri içinde sopalannı savurmağa başlamışlardır. Bu esnada polis müdahale etmiş, fakat bir iş göremiyerek nihayet yaralı beş genci hastaneye göndermekle iktifa etmiştir. Hâdise bütün Antakyada ve Iskenderun havalisinde nefretle yadedilmektedir. Yerli hükumetin şimdiye kadar yaptığı icraat, mütecavizleri sulh mahkemesine vermekten ibaret kalmıştır. Yaralılann henüz ifadeleri bile alınmamıştır. Fakat söylendiğine göre hükumet bu defa Kürd hoca ile taraftarları hakkında icab eden tedbirleri alacaktır. Zaten Antakyalılar da bunu beklemektedirler. Bu hâdise Antakya Türkleri üzerinde ana vatandaki inkılâbları takib hususunda bir bakımdan da çok hoşa gidici tesirler yapmış, şapka giyenler gözle görüîür şekil de çoğalmıstır. Adapazarında hususî muhasebe emlâkini satlyor Adapazarı (Hususî) Kocaeli mukasebei hususiyesi, Adapaza> ında halkın geçen günlerde yardımile yapılan ve sonradan kendisine devredilen Servetpaşa vakfile Alfbey mektebi bahçesindeki dükkânları satılığa çıkarmıştır. Emlâkin umumiyetle para etme diği bu zamanda bunların satılığa çıkarılması ve almac^k paranm da nereye srfedüeceğinin belli olma yışı ve öteden de 300 den fazla talebesi bulunan Adapazan ortamektebinin çoktamîır yıkılmıya yüztutan binasuun yenilenmesi veya müsaid bir bina alınması yolunda hiçbir şey yapdamayışı, halk üzerinde hiç te iyi olmıyan bir tesir bırakmaktadır. Muhasebei hususiyenin satılığa zamanında olmasa da çıkardığı emlâkten alınacak para ile pek zavallı bir halde bulunan ortamektep binasmın yenilenmesi beklenir. Son zamanlarda çalışmaya ba?hyan bir kurum ortamekteb binası için hal ktn yardmıını acıyor; bu çalışma ile hususî muhasebe satışlan parasının ayni gayedç birleştirilmesi, mem leket kültürü hesabma büyük v« yerinde bir kazanç olacaktır. Bursa Fırka Kurultayı Yugoslavyada siyasî buhran meclisinin dün yapmış olduğu toplantıda Dış Bakanı, arkadaşlarına Cenevredeki mesaisi hakkında malumat vermiştir. Bakanlar meclisi, Dış tşleri Bakanınm izahatından sonra Yugros lavyaya yapmış oldukları yardım dan dolayı dost ve müttefik töre lere (hükumetlere) minnet ve şükranını izhar etmiştir. Belgrad 18 (A.A.) Belgrad, Zagreb ve Licubliana Universite lerinden on bin talebe, dün akşam Belgrad ulusal tiyatrosu önünde (Baş tarafı birinci adhifede) Acapazarında zararlı hayvanlarla miicade'e Tayyareci Blek nışanlandı Universitelilerin tezahüratı büyük bir miting yâpmışlardır. Uç üniversitenin mümessilleri, bîrer söylev söyUyerek Kral Aleksandrın hatırasını tebcil etmişler dir. Bundan sonra Universite gençliğinin ulusal birliğe ve Kral Aleksandrın eserine sadakatini teyid eden bir karar sureti kabul edil miştir. Miting alayı Belgrad ahalisinin de iştirakile vatanperverane haykırmalaria payıtahtın büyük cad delerinden geçmistir. Başbakan lık dairesi önünde de coşkun teza • hürler yapılmış ve birçok cöylevler söylenmiştir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle