19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Memleket Hikâyeleri: Namus yıkımı Sessizlik bir duvar gibi mabkeme salonunu örmüştü. Çıt çıkmıyor. Yal nız ta uzaklarda işliyen hılumba hışırtılannı andırır yavaş, bitkm soluk alışlar.. Yazıcıntn önünde yığılan sorgu ve araşhrma yanları grçmişle, biraz sonra burada geçeceklerin ağusunu korkula bir düs gibi yumaklamif. Snçlu yerinde benzi manda gönii kadar pürtüklü, kara yağız birisi oturu • yor. Başı yere eğik. Saçlan kırçü, du daklan yeryer uçuklamıs.. Parmakla • n avucunda saklı kolları birbirine keneÜL. Bütün benliği buğulu gözle • rinde toplanmış denilebilir; yalnız bakiflarile yaşıyor. Hâkimin sesi dayuldu: Ahmfed oğlu Dursun, ayağa kalk.. Kalktı; lâkin o değil topuklanna kadar diişen paltosu. Bu urba heyulâsım kullanan iskelet o kadar pörsük, o kadar bitikti ki... Yalnız omuzlan, tüy • leri döküimüs bir çift kartal kanadı gibi erkekliğini, gösterisini bırakmadan gergin doruyor. Onu tanıyanlann göz lerinden eski angınlann acısı yaş gibi süzüldü. Vaktile ona Çelik Dursun derlerdi. Pehlivandı. Gücile, gönlile ortalığa ön salmıştı. Gençliğinin ho dediği sıralarda (en kuvvetli zamanında) Dömeke savaşının koç erlrrindendi. Onun bir sabah tan ağanrken canını dişine takarak bir bayın tırmandığı, iki tümsek arasına yerlesip sürekli ateslerinden ordumuza ö.üm sağan bir dağ topunu bir öv<n dire atar gibi uçuruma fırlattığı efsane gibi yayılmışb. ttalyan harbinde so • luğu Trablus yollarında aldı. Bal kan muharebesinde Edirnemizi koru • yanlann kanı içinde onun da birkaç danvırhk payı vardı. Biiyük savaşta deîik defik olan dağ cüssesini hasta nelerde onarth ve Karpatlardan Akabeye, Baküden Kutülâmareye kadar her atej smırına durmadan ve dinlenmeden koşhı. Bıkkınlık getirmedi, yoruldum dcmedL tnancında eksiklik, genzinde mayalanmıs kan, toprak, samra, leç kokulanndan tiksinti duy madan vuraştu. Ardmda bıraktıklannt ancak iki çarpışma arasında, yahud yeni bir yarasmın tedavisi yapılırken düsünebildi. Yurd yıkılmasın diye kanı • BI yeryer akıtırken kendi evi barkı dağılmısn. Umursanmadı. ttalyan bar • bindeyken karısı ölraüstü. Kara haberi bölük ileri siperde nöbrt değiştirdiği sırada aldı. Sevgili Güllüsünün bütün yasnu, namluya sürdüğü fiseğin ii • zerine düşen bir damla gözyaşına gönv dü. 329 sonlarmda ocağı biraz fenlenir gibi oldu. Ona muhtann ortanca kızı Nazlıyı vermislerdi. Yola çıkan yavrusunun doğusunu görmeden Çanak • kaleyi boyladı. Sonra biitün ates hatlannı dolaştı Arabın Bağdadını korumağa kan harcarken, ilk kansmdan olan kızmın geri hizmetine verilmiş bir Arab mülâzimi tarafından bozulduğumı, biricik Gülsümiinün, çoğa Arab olan deve kolları efradı elinde döne dolaşa kaybolub gittiğini duydu. Kinv »cye birsey diyemedi, savaş yerinden kaçmağı onuruna yediremedi. Bu acı; zebirli bir lokma gibi yiireğine turktu. Ansa ayıb, yutsa büyüktü. Sustu. Birbirine eklenmis tasalı maceranın bundan asağısını ne Dursnn, ne onu tanıyanlar hatırlamağa ccsaret edemediler. Zihinler bulandı. 'İtüme lük maçlan yapılacaktı. Maç y&pacak olan Karagümrük, Doğanspor, Haliç takımları vaktinde stao?yoma geldikleri halde içeri alınmamıs, müsabaka yapmalarına müsaade edilmemistir. Bunun sebebi de stadyom idaresile tstanbul mınta kası arasındaki mukavelenin brtmiş olması inüs! Istanbul Futbol heyeti bu maç lana yapılacağuu birkaç gün evvel gazetelerle ilân etmişti. Bunu ilân ederken de stadyom idaresile yaptığı kuntrat müddetinin bitip bitme diğini bilmesi lâzım gelirdi. Eğer kuntrat müddeti hakikaten bitti ise bu maçlan ilân etmemesi ve kun Yazam Feridun O. Ozhaıt « Ahmed oğlu Dursun, dedi hâ • kim; Kavrukbayır çiftliğinin sahibi Gafuru sureti feciada oldürmekle maznundun. Bir cemaat huzurunda işlenen bu suçu sen de ikrar etmiştm. Ancak cinayetin ikaı sebebleri tanuunen malum değfl. Müddeiumumi hakkındaki ceza isteğini söyledi. Avukatm müdafaasnu yaptı. Korkma, adalet büyuktür. A»ıl sebebi anlat; belki lehinde olabilir.» Koca Dursun, içi kor dolu bir soba homurtusu gibi cevab verdi: İfadem eskisinin aynidir Rei» Bey. Cinayette baska sebeb yok. ÖIüme müstahakım. Bu, nekadar çabuk olursa dipdiriyken tastdığun ölümden daha hayırlı olacak.» Maznun, adaletten kurtuluş yerine ölüm istemeğe gelmisti. Dinleyiciler arasmdan ince bir hıç kırık yükseldi. Bu, Dursunun ikinci kannndan olan oğlu Halildi. Beş yası nın bütün bilgiserliğine rağmen, ana • smdan sonra babasraın da o dönülmi • yen yola yöneldiğini anlamifh. Dursun ona dolgun, alevli gözlerle baktı, o muzlan düştü, sesi korüklesen gögsü nün içinde biraz daha derinlesti, piirüzlendi. Reis Bey, d'di, yanmıs harmamn öşrü olmaz, biz bittik gayri, ne ya nndan bir umduğumuz, ne diinden bir angımız var. Giderayak olanı biteni anlatalım bari. (Halili göstererek) b'lki, ellere bırakıb gideceğim su boynu biikük talih yoksulunun baskalan ya nındaki sevimsizliği azalır. Bağdad cephesindeydim. Kızımın, yurdunu müdafaa ettiğim bir Bağdadh tarafından berbad cdildiğini duydum. Ben daha o vakit bitmiştim. Lâkin e'e difimı vermedim. Kanmn bozmadım. Tetik çekmekte devam ettim. Kalanı na razı olduğum için... Kanm Nazlı ayda bir mektub yollıyordu. Yıl yıldan kötii geliyormuş. Toprak biîe kısırlaşmı». Yük artmış. Bizim köyün bulun • duğu Kavrukbayır çiftliği borçtan otürii satılnns. Yeni ağamız timar mülte • limi Gaffur südü bozuk çıkmıs. Tar • lalan ağır kira ile veriyormus. Otlak parasnu çok alıyormuş. Herkese küfiir ediyor, karsılık verenleri dövüyormus. Bu kadarla da kalmamıs. Köy kadın • lan, kızlan yollara çıkamaz; pınara, çift basına gidrmez olmuşlar. Boş buldu mu saldınyor, kocaları cephelerde kan döken, kendileri kızıl günes altuıda çalışıp devlet borçlanm karşılamağa uğrasan kanlarunızı cariye gibi kullanmek istiyormus. O yıllardaki iç fe • sadı, ahlâk bozgnnu belIL Kimi kime şikâyet edersin Iri? Kendine güvenen dayanmış, dayanamıyansa... Sabi sübyan çocuklarla, çökek ihtiyarlardan baska kimsrnin bulunraadığı köylerde Gafur aygtrlasan bir kazanç ve namus bezirgâm olmus hasılı.. Kanlı, azgın gözleri iğrenç bir menfaat ahtapotu gibi ne buhırsa yapısıyormus; para, tarla, hayvan, namus.. Hem cebini dol duruyormuf, hem de.... (Dursun bo • ğula boğula öksürdâ, terini sildi, sö • ze yeniden basladı) Bunlan duyduk orada. Fakat gene tetik çekmkte de • varo ettik. Gün mü gordün aksamı olmadık? Bunun da bir sorgu sıratuidan geçeceği gün gelirdi helbet.. (Arkası yann) tratı yeniledikten sonra yaptınnası lâzımdı. Şkndi burada garip bir variyet hasıl olntustur. Maç yapacak taktmlar bir. çok masraf ederek oraya kadar gelmişler, kapıdan çevrilmiflerdir. Bunlann masrafını kim ödeyecektir, stadyom idaresi mi, Futbol heyeti mi? Eğer kuntrat müd deti bitmediği halde stadyom ida • rest bu takunlann oynamasına müsaade etmemisse, bu kulüplerin masraf, stadyom idaresinden ahnmalı, aksi takdirde Futbol heyeti kulüp lere tazminat veaonelidir. Spor yapmak askile seb.in öbür ucundan gelmis gençlere böyle müskülât çıkarmamn manasi yoktur. saniye içinde iki araba da gözden kayboldular. Timin çaşkınhğı çabuk geçti. Mariye garaja gidib kendisini beklemesini tenbih etti. Biraz ötede müşteri bekliyen küçük bir otomobile doğru koştu. Içine athyarak kendisini en yakm polis merkezine götürmesini söyledi. Nöbetçi komiser Timin sözlerini biraz hayret ve biraz da endiçe ile dinledi. Yüzbaşının anlattıkr lan bitince: tşten bizi ancak öğleden aonra haberdar ettiler, dedi. Lâyıkı veçhile hazırlanamadık. Maamafih ben şimdi yakm şehirlere telefonla haber veririm. Gözlerini açarlar. Arabalan bana bir daha tarif edcbilir misiniz? Tim istenilen malumatı verdikten sonra fikrini söyledi: Onlan yakalamak pek o kadar güç olmasa gerek. Mesele polis kuvvetlerini yollara iyi yerleştirebilmektedir. Tim garaja döndü. Mariyi aîarak garajın bitişiğindeki otele git 12 Adanın askerî gayeler için işgali faydasızdır hasmane bir duhul veya bu araziyî zaptetmek niyetlerile münasebeti olup olmadığı kryfiyetidir» dedikten son ra, on iki adanın bunlara sahip ol mağa değer en ufak bir ehemmiyeti haiz olmadığmı ve bu adalarm bazı miisteml^kelerde olduğu gibi isgal masraflannı bile çıkaracak bir Utihsal Ludretini haiz bulunmadıklarını, mühim miktarda haro madde yetiştirmedik lerini, Atlas Okyanusunda ve Biiyük Okyanustaki bazı adalar gibi, umumî bir sevkülceysî kıymetleri de oimadı • ğını söylüyor ve şöyle diyor. IBirinci sahifeden maba.it] ! Cumhurivel rıociKanuo Hâdise yapaıı kitab Avrupada Otomobil İle 9000 kilometre Yaıan: A. ŞUkrü ESMER nan Türkiyenin arzusu hilâfına kuvvete müracaat suretile yapılacak bir isgalin tehlikelerini isbat etmek için tesbit ve tayin ettik. noktai nazarımtza göre, ecnebi bir memleketin isgal arzusunun hangi araziye tevcih edebileceğini tayin etmis tik. Satış yeri: Ahmed Halid KUtüphanMİ Denız hâkimiyeti 12 ada sırf Türkıye aleyhinde kullanmaga yarar « Sırf askerî bir isgal olarak on iki adanın elde bulundurulması yalnft Türkiye alcybine hasmane bir hare ketc, yani komsu Asya sahiline bir asker çıkarma ameliyesini yapacak olan bir orduyu hazırlamağa ve destekle meğe yanyabilir.» Yunan Generali, adalan coğrafi vaziyetlerine göre üç grupa ayırdiktan sonra, «bu üç gruptan en mühimmi gayet tabiî olarak Rodos adasını ihtiva eden birinci gruptur ve Asya sahiline çıkarhlacak isgal ordusunun en büyük kısmını burada temerküz ettirmrk ka bildir. Daha az ehemmiyeti olan öteki iki grup ise ikinci derece harrketler için yardımcı mahiyette kullanılabilir.» diyor ve mütalealanna şu suretle de • vam ediyor: «Sevr muahedesinin akdi esnasmda ileri sürülen telâkkilere benziyen dü • süncrlerie, bir işgale maruz telâkki oiunabileeek Asya arazisinin mesahası da az ehemmiyetlidir. Bu arazinin u • zunluğu, Antalya körfezinden lzmir körfezine kadar 420 ve genişliği 200 kilometrodur. Böyle bir tesebbü sü idame ettirmek niyetüe hareket e denler için bu tarzda bir hat çizmek lâzım gelmektedir. Çünkü daha geni; bir arazi ifgalin idamesini güçlestirir. Zaten eğer niy<t, memleket sahibinin müsaadesi nisbetinde, ekonomik ve ticarî nüfuz için bir merkezin isgali ise, bu arazi, ticarî ve smaî müesseseler kurmak ve umumiyetle eşya depo etmek için tamamile kâfidir. Yakınsarkta bir ilhak siyasası ile alâkadar baska menfaatler gü den bic gaye ile ve yahud baska bir devletle veya baska bir gâye için tesriki mesai etmek niyetile on iki adanın isgaJi noktai nazarını mü • nakasa edelim.» Dedikten sonra denzaşırı bir sıyasa takib edebilmek için deniz yollarını emniyet altına almak, yani kuvvetli bir donanmaya malik bulunmak lüzumunu kaydediyor ve diyor ki: «Şarkî Akdenizin bu havzamnda birçok donanmalar, Avrupa u • mumî siyasasmın ve vaziyetinin icabatına göre ya tam ya kısmî hâkimiyeti ele geçicmek için harekete hazırdırlar. Burada bu donanmaları ayrıca »aymayı fazla görüyoruz.» dedikten sonra denizasırı harekâtta bulunacak devletin deniz yollarına mutlak surette hâkim olması prensibini izah ve mütalealanna şöylece devam etmektedir: Şunu kabule mecburuz ki Kemal Atatürk, memleketi hima yesiz bırakmıyacaktır ve esasen memleketi müdafaa etmek ve zorla asker ihracına mâni olmak için icab eden tedbirleri çoktan almtsttr. Fiati: 50 kuruş Ahmed Şükrü Esmer arkadasî • mız bu yorucu fakat faydalı seya • hatten hoş görüşler ve mtibalar hâsıl ve bunlan muvaffakryetle tesbit etmiştir. (Cumhuriyet) Kitabı okurken însan bu mem leketlerî geziyormus gibi his duyu • yor. (Aksam) Avrupayı oturduğunuz yerden gezmek, eğlenmek ve faydalanmak için bu kitabı alıp okuyunuz. (Kurun) Kitabı okuduğunuz dakikalarda kendiniz seyahat ctmişsiniz zeha • bına kapılacaksınız. Ayni zamanda istifade edeceksiniz. (Haber) Her aile kütüphanesini süsliyecek olan bu notlar, büyük, küçuk, ka • dın, erkek herkesin elinde gerekli zarif bir kitap olmuştur. (Milliyet) Bir vahime ve bir hata... Napolyon, tngilizler, Ruslar ve TürkIer, geçen asnn baslangıcında böyle bir maksadla, Yunan lonien' adalaruu kullanmak istemişlerdi. Bununla be • raber hakikat bunlann hepsine de bu siyasal vahimeyi terke mecbur et mistir. Bütün bu söyledîklecimizden ve okuyucularunızm kâffesinin bizzat tahkik edebilecekleri hâdiselerden şu netice çıktyor ik on iki adanm sırf askerî maksadlarla işgali fay • dasızdır ve bu adalaıra temellükü baska maksadlarla idame etm'k istiyen devlet bütçesi için bu temellük bir masraf membaıdır. Anadolunun bir kısmını vehleten işgal etmek, bundan birkaç sene evvel, Türkiye kendi dahilî ihtilâlile meşgulken, kabil olabilirdi. Maa • mafih bu da daimî telâkki oluna mazdı. Nitekim 1919 mayısmd'a Sevr muahedesile bize bırakılan yerleri vehleten i;galimiz de daimî ola • mazdu «Denizlere mutlak surette hâ • kim olmak için umumiyetle kara askerî teskilâtının ve hassaten hareket noktasını adalar teskil eden teşkilâtın bu denizasırı siyasanın muvaffakiyetine hiçbir suretle yaramıyacaklardır. Karadaki teşkilât ve adalarda kurulan üssübahriler, denizlere hakim olan devlete, donanmanın iaş ve istirahati için, denizlerde hâkimiyti tutamıyan devletlere de mağlubiyet ihtimalinde galibin arzusuna tamamen tebaiyyet mec • bur kalmadan donanmanın sığın • ması ve orada yeniden kurulabil • mesi için yarar. Kara tesisatı, gerek kıt'a üstündeki adalarda olsun, bahri seferin yapılacağı deniz yolu tamamen sefbest olmadıkça böyle bir denizaşırı seferin muvaffakiyetine yardım edemez.» Yunan Generali, sonra, Amerika ve Japonya arasındaki rekabet ve vaziyeti misal getirdikten sonra diyor ki: Böyle bir arazi isgalinden gaye, « Deniz asırı sevkiyat yapılması meyukardakinden baska, Antalya liselesi herşeyden evvel denizlerin ha • manından ve Bağdad demiryolun Jcimiyetile clde edilebileceği neticesi çıdan istifade etmek suretile, sahilkar. Biz de, Türkiyeye karjı 1919 dan den Asyanm içine kadar nakliyati 1922 ye kadar yapmıs olduğumuz kolaylaştırmak ta olabilir. Fakat harpte, ancak Türk donanmasmm or • bunun için, Antalyadan itibaren tadan kalkmif olması ve bizim tisnizSeydisehirden geçmek üzere Konlerde hâkim bulunmamız sayesinde bu yanın cenubunda Çuka istasyonuna memlekete asker çıkarabildik ve orada kadar yeni bir demiryolu yapmak tutunabildik. Aksi takdirde, daha ev lâzım gelir. Eğer insaat ve tnuhafaza vel denizlere hâkim olmak ve ondan için çok fazla masraf a ihtiyac gössonra karaya asker çıkarmak mecbu • termezse, Burdur ve Ispartadan riyetinde kalacaktık. Türklerin donangeçmek ve belki de Denizliye bir ması yoktu; şayed donanmalan buluniltisak hattı ile bağlanmak üzere saydı ihtimal ki biz bu sefere bu ka • Meğriden Dinara gidecek baska bir dar kolaylıkla karar veremezdik. demiryolu da düsünülebilir. On iki ada sahibinin, her hangi gaye ile olursa olsun, Anadoluda nüfuzuna On iki adaya gelince, Türkiyenin yanyabilecek arazi iste bundan ecnebi bjr donanmanın harekâtma maibarettir. lik olacak bir filoya sahip olmadığı Rodosun karşısında bulunan yu dclili ciddi değüdir. Zira Türkiyenin, karıda hududunu çizdiğimiz arazi, kara askerî hazırlıklannı bitirdikten sonra, bir deniz kuvveti hazırlığına Rodos sehrinin hinterlândı gibi tedoğru teveccüh edeceğini nazan dik • lâkki olunabilir. Çünkü, baska sukate almak lâzım geldiği gibi, Türki • retle, Rodosun inkisaf ve terakkisi ye böyle bir vaziyete, müşterek men • gayrikabil yahud çok güçtür.» faatler istemek için kendisme ihtiyacı Yunan generali sonra Yunanis • olan devletlerle yapacağı baska komtanın gözile su mütaleayı ileri sübinezonlarla da karsı koyabilir. rüyor: Şimdi, bir memleket için Türkiyeye «Bazı arazi isgal etmek fikri, bas* karsı denizlere hâkim olmak ve yahud kalarının kafasında, bundan birkaç bu memleketin on iki ada yolile Tür • sene evvel bazı siyasal adamlarm kiyeye karsı yapacağı tesebbüslcrde didüsündüğü gibi yer etmis olabilir. On iki adayı elinde bulunduran bir ğer bir deniz devleti tarafından iz'aç edilraemek imkânının Utkiki muvafık devletin isgal edebileceği araziyi, olur. yapılacak ilhakın ehemmiyetsizliğini ve memleketin sahibi bulu • Bu makalenin baslangıcında, bizim HASAN Üksürük Pastilleri Öksürük, Nezle, Bronşit, Boğaz ve Göğüs hastalıklarile Sesi kısılanlara Şifaî tesirleri çoktur. 30 kuıujtur. Eğer Yananittan ve yahud her hangi başka bir devlet, bizim 1919 1922 de yaptığımız hatayt tekrar ederte ergeç bizim düftüğümüz akıbete uğrıyacakttr. Yaptığımız bu tetklkten çıkan netice, eğer on iki adaya biz sahip o lursak bu adaların bize hiçbir ser • güzestçu tesebbüse yaramıyacağıdır. Bu adalar hiçbir zaman sevkul • ceyş içm kullanılamaz ve binaen aleyh eğer Yunanistanla birlesirae, Yunanistanm hasmane bir vaziyet altsı neticesinde her hangi bir ec • nebi devlet için bir tehlike teskil edemez. Bunu ispat ederken ayni zamanda gene ispat eyledik ki o adalar, Akdenizin «ark navzasmda askeri ve siyasal teşebbüsler için, baş'ka bir bahrî devlete de yaramazlar. HASAN ECZA DEPOSU Işgalden maksad ne olabilir? HASAN Kuvvet Şurubu Zaafı Umumî, Kansızlik ve kemik Hastalıklanna ş faî tes'rleri çoktur. Çocu'<lar, gençler, genç kızlar ve ihtiyarlar her yaşta istimal edebilirler. Yirmi sene evvelki vaziyet değışmiştir Bugün vaziyet, bundan 20 sene evvelki gibi değüdir. Yukarıdaki izablarımızda biraz aykırı düşmesi muhtemel bulunan bundan 20 sene evvelki vaziyet tamamen değışmiştir. öyle ki o zamanki düsüncelerde ısrar, bizim bugün izah ettiğimiz fikirlerden inhiraf edenlere ancak maddî zararlar verir. Biz, hiçkimseye karsı hasmane niyet beslememekieyiz. Temenni ederiz ki sırf siyasal noktai nazardan bu meseleyi tetkik ederken büyük devletler, bizim istihraç ettiğimiz neticelere varsınlar ve kendi menfaatleri aleyhine de hareket etmekte olduklarını görerek, hürriyetlerini bu kadar fedakâlık, kan ve para bahasına elde eden, bu devletler an'anevî »iyasalarraa devamla 12 adanın asıl sekenesine hürriyetlerini versmler. Akdenizin »ark havzasınin »iya sal ehemmiyeti çok büyüktür. Fa kat bu sebebden dolayı, bu havzada ve yahut bu havza vasıtasile menfaat elde etmek istiyenler çok dikkat etsinler. Atatürk tedbirlerini almıştır HASAN ECZA DEPOSU Üaküdorlılara Uncular sokağmdan bir geçiniz. Orada küçük bir dükkân Tar. Be • yoğlunun en büyük fotoğrafhanele • rinde çektirebilecrğiniz resimlerin daha mükemmelini, çok daha ucuz yapar. Foto Yıld'z • Bürhancttin FEYZİ AHMET Cilt *e zührevî hastalıklar mütehassısı. Babıali, Ankara caddesi No 43 Cumadsn başka hergiin sabahtan akşama kadar. Telefon: ^ Çünkü bu havza, emperyalist tiyasalart için bir mezar olabilir.» odasına gitti. Yatağına uzandı. Fakat uyumak istemesine rağmen gözlerini kapıyamadı. Bütün sinirleri ayaklanmıştı. İki saat kadar bir taraftan öbür tarafa döndük ten sonra nihayet yataktan fırladı. Şöminenin karşısındaki koltuğa oturdu. Saat üç buçuk olmuştu. Bir gazete alarak okumağa başla dı. Mütalea sinirlerini yatıştırdı. Yavaş yavaş uyuklamağa başla dı. Tam dalacağı sırada kapısının önünde bir ayak sesi duyar gibi oldu. Sıçrıyarak kulak kabarttı. Hayır hayır yanılmıştı. Her tarafta derin bir sükunet hüküm sürüyordu. Tekrar koltuğa gömüldü ve uyudu. Ertesi sabah onu kahvaltı getiren hizmetçi kız uyandırdı. Yüz başı doğruldu. Koltukta hayli ra hatsız bir gece geçirmişti. Her tarafı uyuşmuştu. Ayağa kalkıb oda içinde gezinirken Mari Grir içeri girdi. Genç kız Timin aksine yeni koparılmış bir gül kadar ta ze ve diri idi. "Cumhuriyetn in tefrikası: 45 Yazam Edgar Vallat Tercume eden: ömer Fehmi 16 Tehdid mektubu Daneyin arabası, kamyoneti golısi gibi takib ediyordu. Bir iki ti ve iki oda tuttu. Otelin salonunda iki üç saat oturup konuştular. Bundan sonra yüzbaşı genc kızı otelde bırakarak tekrar komiserliğe gitti ve ne kamyonettsn, ne de arkasmdaki arabadan hiçbir habc; ahnamadığını öğrendi. Komiser: Yüzbaşı Jordan, onlar her halde ana şoseyi terketmiş olacaklar, dedi. Yeni bir haber alabüir sem size telefonla bildiririm. Tim otele döndüğü zaman geceyarısı olmuştu. Mari Grir şöminenin karşısına geçmiş, kendisini bekliyordu. Onu yatmağa gön derdikten sonra telefonla Skont land Yardı istedi. Bir hüsnü tesa düf eseri olarak reis Kovley ma kammda idi. Timi sonuna kadar dinledikten sonra: Onlar Londra hududlarına yaklaşmcıya kadar biz bizzat birsey yapamayız, dedi. Şimdi Lon dranın bütün kapılarına müfreze ler koydurtacağım. Londraya ge lirlerse ancak şafak sökerken vâsıl olabilirler. ikinci arabanm yolcu sunu gördünüz mü Mister Jordan? Daneyi mi? Hayır. Zaten görmüş olsam bile tanımazdım. Tim Velefonu kapatırken, Skotland Yard reisi birden aklına ge len bir başka bahisle mükâlemeyi uzattı: Stoker size Lev Daneyin kardeşi olduğunu söyledi değil mi? Ne garib! Neden? Vekilharç niçin papa ile ak rabalık iddiasına kalkışmıyor da Levi seçiyor diye düşünüyorum. Lev Laneyin kardeşi yoktur. O eğer size böyle birşey söyledi se mutlak şüphelerinizi izale etmek için söylemiştir. Stoker, Glaskov baskınına mükemmelen iştirak etmiştir. Ondan sonra ha zinenin başına bekçi sıfatile yer leşmiştir. Stoker, Daneyin sağ koludur. Ve şimdi tahmin ettiğiniz gibi paralarla beraber kaçıyor. Eğer arka arabadaki Lev Daney ise ikisinin birden yakalanması ne hoş olacak? Tim telefonu kapattıktan sonra Masa üzerinde duran bir mek tubu yüzbaşıya gözile işaret ede rek; Biri gece sizi ziyaret etmiş, haberiniz var mu dedi. Tim mektubu hayretle aldı. Makine ile yazılı olan zarfta kendi ismi vardı. Açtı ve akudu: <Yüxbaşı Jordan, başkalartntn iflerine burnunuza »okmayınız! Bunda urar ederteniz büyük felâket • lere uğrarstntz. Burayct tatilinizi geçirmeğe geldiniz! Eğlenmeğe, istifade etmeğe baktnız! Kendinizi size aid olmıyanişlere kartşmağa mec6ar sanmaytnız! Bu yanlış dâfünce hayatınıza mal olabilir.* L. D. Bu mektubun geldiğini size kim söyledi Mis Mari? Hizmetçi kız. Tim derhal hizmetçiyi çağırttı.' Kız: Efendim mektubu gece ge • tirmişler, dedi. Koridorlan süpü ren kadm kapınızm önünde bul muş, bana verdi. Ben de masanın üstüne koydum. \Mabadi mr]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle