Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 Biıİncikâuun 1934 Çoculc masalları Horoz, fare ve küçük kırmızı tavuk Vaktile dağ eteğinde bir evde be raberce oturan bir horoz, bir fare, bir de küçük kırmızı tavuk vardı. Küçük kırmızı tavuk pek çalişkandı. Yemeği o pişirir, bulastkları o yikar, çamaşırlan o yamar, o ütü'er, o yikardı. Fakat horozla, fare de inadina tembel mi tembeldiler. Karşiki dağin yamadnda da hain bir tilki varmiş. Bu tilki hrr zaman küçük beyaz evin sahiblerini merak edermis. Nihayet bir gün bunlarin kim olduğunu an'amak üzere yola çikmis. Aradaki, dağlardan, tepelerden, d'relerden aşarak eve yaklaşir. Kimse gormesin diye çahlarin, dik nlerin arasindan ilerliyerek evin penceresinin önüne gelir, içerisini gözetlrmiş. Ocağ»n başmda tembe] tembel uyukliyan şişman fare ile horoza p ~ :mrenmiş, <k ağzı sulanmağa başlamiş. Oraya, bu raya kosan kücük tavuk şişman de • ğildi. Fakat o bile obur tilkinin ağzi • nı sulandirlr. Bunlarl gördükten sonra tilki ko • şa koşa tekrar evine dönrr, karuma, çocuklarina hepsini anîatir. Şisman ho bağlar, yükünü omzuna vurur, se rozla, farryi duyunca, küçük lilkiler se vine sevine evinin yolunu tutar. vinçlerinden zip zip ziplarlar. Tilki yürürken torbayi oraya buraya Tilki eline bir torba, bir ip alir. çarptıkça horozla fare de hüngür, Fareyi horozu, tavuğu yakalamak üzehüngiir ağliyorlar, «artık ölümümüz re tekrar yola çikar. Karuile evlâdlari yaklastı» diyorlardı. onun avlarinı yakaliyccağindan o ka Küçük kirmizi tavuk ta onları te dar emin olurlar ki, pişirmek için heselli ediyordu: tnen çerçöp toplamağa, kapkacak ha Bu kadar üzülmeyin canim, el zirlamağa baslarlar. bet bir kolayı bulunur. Derken cebin | Tilki gene ayni yollardan geçerek deki dikiş kutusunu haürladı. pencereye y&klasir, içerisini gözetler. Tilkinin ağirlıktan cani çikmiştı. DeHoroz gene tembel tembel koltuğu • renin kenanndaki ağacın altma gelin • nun içinde oturup duruyordu. Fare de ce yükünü yere indirdi. Arkasina da • kendi koltugunda yangelmiş yatiyor • yandı. Fakat yorgunluktan orada u • du. Küçük kirmizi tavuk ta gene orayuya kaldı. ya, btıraya kofuyor, hem de: Hemen kürük tavuk kutudan ma • Şimdi ateşe kim, bakacak, pata • kasinı çikardı, torbayi deldi, fareyi dıtesleri, Irim'İOracak, yemeğr44» )üşt **farı Çlkardn «Şhndi kendin kadar bir ircek diyordu. Horozla, fare hiç ses taş bul, getir» dedi. Deliği büyüttü, lermi çikarmadılar. Zavallı küçük kirhorozu çikardı, arkadan kendisi de ntizi tavuk hepsini hazirladı. çiktı. Üçü de yerlerine kendilcri kadar «Şimdi kim yemek yiyecek» dediği birer ta» koyduktan sonra küçük ta • fcaman iki tembel de birden yerlerin vuk dikiş kutusundaki iğne iplikle torden firladılar. Masaya kostular. öyle bayi güzelce dikti. Tam o sirada tilki çabuk, öyle iştihalı ycdiler ki küçük tauyandı. Üçü de oradaki taşlann arkavuk daha iki lokma almadan ortada sina saklanfriar. Tilkinin hiçbirseyden hiçbirsey kalmamiştı. Küçük tavuk haberi yok, torbayi omzuna vurur, yotekrar «masayı kaldirmağa kim yar • la koyulur. Hem de kendi kendine söydim edecek, bulaşiklan kim yikiya lenir: cak filân» dedise de hiçbiri kulak csma « Uyuduğum halde hiç dinlenme!du Zaten o kadar çok ycdikten son mişim. Bu torba şimdi bana eskisin ra artık ikisinin de kimildiyacak bal • den daha ağir geliyor» söylene söyle • leri kalmamiştı. Gene is tavuğa düş • ne bir başka d<"reye gelir. Dereyi geçtü. Sofrayi toplamak için mutfağa gi • mek için taştan tasa atlarken ayağı kader. Tam o sirada tilki kapiya yakla • yar, düsecek gibi olur, torbayi omzunşir ve çalar. dan suya düşürür, ağir olduğu için su • Fare kendi kendine «galiba bakyun içinde kaybolur. Yorgun, argin, lcalin oğlu yiyecek bazi seyler daeli bof evine döner. ha getiriyor» diye »evine sevine kapiyi Tilki gözden kaybolunca horoz, fa • •çar. Açar açmaz kendisini tilkinin re, tavuk ta evlerinin yolunu tutarlar, pençclerinde bulur. Horoz tilkiyi gö • eve gelince artık ikisi de küçük ta rünce uçmak ister ama, sişmanlıktan uvuğa yardim edeceklerine söz verir • çamaz, tilki onu da yakalar, gürültüyü ler. Onu kendi koltuklarina oturtur • işiten kirmizi tavuk içeri koşar, fakat lar. Uçü bir arada guzel güzel yaşar • o da kendisini tilkinin toıbasinda bu • lar. Tilki de onları bir daha rahatsiz lur. etmez. Çünkü o üçünün de birden de Tilkinin sevinçten agzi kulaklari • renin dıbinde boğulduklarim zanncdi • oa gidiyordu. Torbanin ağzim sinuikı yordu. fmerâkh ^eylerj Kırk bir çocuğu olan baba Kanadada Lrvi Barasko isminde birinin tam kırk bir tane çocuğu var miş. Ne gülüyorsunuz ? Dosru söylü • yorum. Tam kırk bir tane. Bu kırk bir cocuğun altı tanesi ilk karisindanmiş. îkinci karisı iki düzüne çocuk yapmiş. Üciincü karisi da on bir çocuk doğurmus. Olmus kırk bir. Levi altmiş do kuz yasinda iken yirmi dokuz evli oğlu ve kizı varmiş. Torunlarile beraber hepsi tam iki yüz kişiyi bulmuşlar. Çok tuhaf değil mi? * * * Şamanod isminde Rusyalı bir bilgin bildiğimiz fotoğraf makinesin" bir alet eklemiş. Bu aleti denizin içine so kunca oradaki hayvanlarin resimlerini ahyormus. * * • Hindli bir bilgin de ağaçlarin, seb zelerin, diğer otlann da insanlar gibi birbirlerine âsik olduklarmı bulmuş ve onlarin duyuşlarmı ölçmdş. Bulduğu şeyleri tngiltere Oksford ve Kembriç Ünivrrsitelerinde anlatacakmiş. Yıldızlara seyahat FAYDALI B;LG; Demiri, tasi ellediğiniz Taman ne • kadar soğuk olduguna elb^tte dikkat etmişsinizdir. Halbuki odırnu tuttuğunuz vakit hiç te böyle bir soğukluk duymazsiniz. Hem de aradaki fark öyle bellidir ki hem^n herkes demirin odundan daha soğuk olduğunu düşü nur. Halbuki doğnısu hic te böyle de ğildir. Ayni odanm içine bir demir parçasile bir tahta parçasi koyun. İkisinin de sicakbğini ölçün. Aynidir. Farklı göriinmesinin sebebi şudur. De mir sicaklığım çabuk geçirir. Ona do • kunur dokunmaz, parmaklarimizdaki sicakhk bemen demire geçer ve eli • miz soğur. Halbuki odun ve *ahta böyle değildir. Onlar sicakhğı çabuk ge çirmezler. Onun için onlara dokununca elimizdeki sicakhk kaybolmaz. Biz de odunu demirden daha sicak saniMz. Doğru olan birinde elimizin sicakbğı • nin çabuk gitmesi ve elimizin üsümesi, ötekine ise sicaklığin gitmemesidir. Odun sıcak mıdır tüNLAR Bu oyımu siz de oynayınız Arkadaşlarmizla bir araya gelince şu oyunu oynayiniz. Hem çok eğlenir* siniz, hem de kim akıllı, kim abdal anlarsiniz. tçinizden biri dişan çikacak. öte • kiler aralarmda birsey tutacaklar, ya arkadaşlannizdan birini, yahud her • kesin tanidığı bir başkasmı, yahud da tvdeki eşyalardan birini. Bunu karar • Iaştırdıktan sonra disaridaki arkladaşinizi çağirirsmız. O herkrse sira ile sualler sorarak sizin tuttuğunuz şeyi bulmağa çalişir. Fakat yirmiden fazla sual soramaz, yirmi suali bilemeyince ya nar. Yrine başkasi jçikar. Sonra bir de üç isim söyleyince yanar. Meselâ, su • rahi, ve yahud defter gibi üç isim söyledi mi, artık başka sual soramaz, ya* nar. Bir de dikkat edilecek sey sudur. Sualler hep evet, hayir sualleri ola • cak. M'selâ: «Jnsan mi, yoksa hayvan mi?» diye soramazsiniz. Çünkü bu sualin cevabı evet veya hayir değildin Onun için yalmz «insan mi?» diye sorarsiniz. Tabü nekadar az sualde bulursaniz sizin için o kadar iyi. Lâstik, kurşunkalemli yazılan niçîn siler? < Mektebde, evde hepiniz lâstik kullamrsiniz. Bir yanliş yapinca eli niz h^men lâstiginize gider. Yanlişı siler, yerine doğrusımu yazarsiniz. Fa • kat Iâstiğin niçin sildigini hiç düfündünüz mü? Lâstiği kâğıda sürtücce kâ ğıddan ayird edilemiyecfk kadar in • ce bir tabaka kaldınr, yazi da bcr.un ustünde olduğu için tabaka ile beral gider. Halbuki mürekkeple yazd:ğim'z zaman mürekkep kâğıdm daha iç ta bakalarina geçtiği için onu çikarmak güçtür. Kâgıdin da epryce bir kumbıi sürtüb çikarmak lâzimdir. Ellerimizdeki lekeler de gene böyle çikar. Elimiz mürekkeb ve yahud başka bir leke olunca sert birseyle ovarU. Bu ovma aonunda derimizin ince bir tabakası soyulur ve leke de onua la beraber çikar, kaybolur. Burada gördüğünüz yıldızlardan istediğinizden başlıyarak yola çıkın. öteki iki yıldıza gidin. Tabiî çizgilerin üstünden yani çizgi lerden aşmak yok. Yalmz açık yollardan gideceksiniz. Elinize bir kurşun kalem alıp yola çıkın bakalım hanginiz üçüne de seyahat edebileceksiniz. Çocuk portreleri Haberin var mi? Cumhuriye • tin kitab kismı çocuk'ar icin roman, hikâye ve masal kitablan hazirhyor. Ne romani? «Am'rikada bir Türk çocu • ğu» isminde bir roman. İçinde renkli resimler, tablolar varmiş. Kapağı yaldizlı, fevkalâde bir cildmiş. Keşke bize yilbaşi yediyesi olarak bu kitablardan verseler... Babamiza söyliyrlim. Evet... Bu romandan baska ayrica bir hikâye, bir de masal ki • tabı çıkiyormus. Onlar da resimli, güzel cfldli... Ne zaman çikacakmiş? Yılbaşina doğru. Hepsi mi? Hepsi. fcfrj jfm^m^r ıjf JJO. e. t *. iJ r I incikânun bulmacası Ben iki heceli ve güriiltülü bir ke • lim"yim. tlk hecem koyu kırmızı renklidir. tkinci hecem karlı, buzlu ve rüzgârhdir. Bilin bakayim, ben neyim? Doğru yazanlardan birinciye S lira, ikinciye bir mürekkepli kalem, üçün • cüye Foto Etemde resim çikarmak hakkı takdim olunacaktir. Dördüncüden yüzüncüye kadar muhtflif hediyeler. Bilmeceyi doğru hal • ledip te bize fotoğraf gönderenlerin resimleri de gazeteye basilir. Cevablar 1 incikânunun sonuncu gününe kadar «Cumhuriyet Çocuk Sahifesi» adresine gönderilmelidir. Bu şarta riayet etmiyenler ve geç kalanlar mükâfat alamazlar. Arkadaşınıza yaş hediyesi İyi resim yapaabilir misiniz? Bandtrmada kamntyonca M. Kemalin kızı Tohun Küçük Güner ok atmasım öğreniyor. Büyüyünce galiba avct olacak Belki bogunlerde arkadaşlannizdan birinin yaş günü yaklasmaktadir. He diyeler pek ucuz değil. tlle de hediye götürmek istiyorsunuz. Ne yapacaksi • niz. İşte size kendinizin yapabileceği bcm acuz, hem de surprizli bir hedi ye.. Bir kâğıd çay peçetesi alm. Peçeteyi açin ve bir numaralı resimde gör düğünüz gibi ortadan uzunlama kat layin. Sonra iki numaralı resimde görüldüğü gibi ortasmdan bir pili ?& • pin. İçine küçük bir oyuncak ve ya hud bir tek bisküi ve yahud da her hangi tuhaf küçük birsey meselâ bir sarmisak koyun. Uç numaralı resim • de gördüğünüz gibi bükün. Ortasin • dan bir yaldizlı iple veya kordelâ ile bağlayin. Saçaklı olması için kenar'.a rini da makasla ince ince kesin. Arkadasimza götürün. İçinden sarmisak çikinca kimbilir nekadar gükcekhr. Resimli hikâye: POlisin ressamlığı Küçük kırmızı derfli dikkatlı dikkaüi Idme bakiyor biliyor musunuz? tkiz kardeşine. O da flit fotun tam karsi stad»dir. Ve tipkı kendisi gibidir. Yaltfs aizra ona çizib meydana çikarma bekliyor. Resimde pek iyi değil • seniz bile bunu gene yarabilirsiniz. Bu resimdeki murabbalara ve murabba larin içmdeki çizgilere dikkat edin. Karşidaki ayni murabbalarin içine ayBİ çizgilfri yapin. Flit fotun ikiz kar • defini sizde göreceksiniz. Karsda Bekârzade Şevkinin oğulları Fahri ve özer O gün Doğan üzüntülü duruyordu. Pencerenin ö nünden geçen komşu polis, Doğanı öyle göriince acidı «ne var, ne oldu Doğan» diye sordu. Doğan ağlar gibi cevab verdi: cDeft'rime bir mürekkeb lekesi oldu da ondan.. Şimdi hocam kizacak, ne yapayim bilmiyorum» iyi polis hemen içeri girdi. Kâğıdı d^fterden kopardı. Kamçisinin ucile mürekkebi yaymağa basladı. İnce yerlerinı de kalemle düzeltmeğe uğrasirken Do • ğan bağirdi: Aman hocam geliyor, çabuk.. Arttk Doğan »evinçli idi. Hocasi gelince resmi ona uzatti: «Hocam resminizi yaptim» dedL Hocanin da keyfinden agzi kulaklarina gi • diyordıı.