25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
!İ3Birincikânun ,A Bulgaryadan gelenîer kan ağlıyorlar Karaağaçtaki Konukevine sığınan binlerce zavallı kardeşimiz canlarını zor kurtarmışlar Cnmfnrrivet Haliç kendiliğinden Fransızlar bizden doluyorderken... niçin mal almıyor? "Harb,, ne demektir? arasındaki hududda bir hâdise ol • du. ttalyan ve Habeş askerleri çarpıştılar. Bazı gazetelerimiz, bunu ttalya ile Habeş arasında bir harb şeklinde gösterdiler. Ertesi gün bis de meselenin izam edildiğini ve harb olmadığını, hudud boyunda bir çarpışma olduğunu yazdık. Çünkü, iki hükumetin hududunda vuku bulan bu çarpısmayi okuyucu lara «harb» diye gÖstermek doğru değildi ve «pireyi deve, habbeyi kubbe yapmak» nev'inden bir mübalâğacıhktı. Nitekim bugün ttalya ile Habeşistan arasında harb hali yoktur. Ve bu iki devlet ara • sında harb halinin tnevcud olma • yışı da o çarpışmayı okuyucularına «harb» diye haber verenlerin yanıldıklarını ispat etmiştir. Bu böyle olduğu halde, o mübalâğacıhğı yapan gazetelerden biri hâlâ ısrar ediyor. Bir tngiliz ve bir Fransız gazetesinin de hâdiseyi büyük harf • lerle yazdıklarım söylüyor. Pariste çıkan «L* tntransîgeant» gazetesi «ttalya Habeş hududunda hakikî bir harb oldu» demiş, Londrada çıkan «Daily Herald» da vak'ayı daha büyük harflerle ilk sahifesine yazmış imiş. öyle olsa bile mübalâğacı ga zete yalnız tstanbulda çıkmaz ya, Pariste ve Londrada da çıkabilir. Haltflıki «L* tntransigeant» gazetesi arkadaşımızın iddia ettiği üzere, kendisinin yaptığı gibi bütün sa • hifeyi kaplıyan bir başlık koymuş değildir. Tek sütun üzerine, diğer orta ehemmiyette haberlerine yaptığı gibi, alelâde bir baslık yapmıstır ve bu baslıkta, refikimizin iddia ettiği gibi «ttalya • Habeş hududunda hakikî bir harb oldu» dememiş, kılişede görüldüğü ve fransızca bilenlerin anlıyacaği üzere «ttalya Habeşistan hududunda hakikî bir meydan muharebesi olmuş» diye bu havadise şüpheli bir rivayet şekli vermiştir. Adeta «... bir meydan muharebesi olmuş imiş» gibi bir şey... ttalya ile Habeşistan arasındaki çarpışmaya «Harb» Yer almak îcin kıyıları Bir aylık satış, bir yıl divenelr, harb kelimesinin rnanasmı bilmiyorîarl f Birkaç gün evvel, ttalyanın So dolduranlar da varmış! evvelkinin varısından az mali müstemlekesi ile Habeşistan Türkiyeden Fransaya son bir ay zarfında 4 milyon 812 bin 132 franklık ihracat yapılmıştır. Geçen yıl bu aydaki ihcracat 10 milyon 615 bin küsur frangı bulmuştu. Arada 6 milyon franklık bir azalma var dır. Geçen ayda Fransaya sattığımız başlıca maddeler, sırasile, 3 milyon franklık incir, 546 bin franklık fındık, 340 bin franklık üzüm, 270 bin franklık ham maden, 229 bin franklık kürk derileridir. Geçen yıl ayni ayda Fransaya, kuşyemi, kendir, bakla, paçavra, balmumu, meyva, gom, fasulye, maden kömürü, mercimek, tiftik, ce viz, çekirdek, afyon, nohud, balık ve saire de satılmıştı ki, şimdi bu 21 çeşid maldan bir kilo bile ihracat yapılamamıştır. Alâkadarlar bunun ebebini şöyle izah etmektedirler: < Bugünkü piyasa daima se çilmiş ve gösterişli mal, muntazam sevkiyat, iyi ambalaj aramaktadır. Bu meyanda fiatleri de daima göz önünde tutmak icab eder. Rakiplerimiz mallarının daha temiz, daha gösterişli, ambalâjlarının daha tüslü olmasma gayret etmekte, mal • lannı tanıtmak ve sürebilmek için her türlü çarelere baş vurmakta • dırlar. Fransada bu hususta çalı • şan büyük sermayeli kumusyon e v leri de teessüs etmiştir ki ihracat çılarımız bu gibi evlerin müra • caatlerini ehemmiyetle karşılama lıdırlar. Geçen yıl ihrac ettiğimiz birçok maddelerin bu yıl kontenfana ve tahdidlere tâbi tutulması da Fransaya ihracatımızı azaltmıştır. Fransada ekmek imalinde ecnebi bakla ununun karıştırılması menedildiğinden bakla ihracatımız da güçleş • miştir. Bunlara, umumî buhran da ilâve edilince Franaya ihracatımızın a • zalması sebebleri tamamile bilin • miş olur.» Diğer taraftan gelen muhtelif haberler, son zamanlarda Fransada Türk malına yeniden rağbet uyandırıcı hareketler olduğunu göster mektedir. Alâkadarlar bu müsaid zetnimlen îstif ade için tedbirler m. • lacaklardır. Senelerdenberi, parasızlık tah sisatsızlık, vesaitsizlik gibi sebep • lerle ayıklanamıyan Halicin gün • dengüne dolmağa yüz tuttuğu hakkındaki şikâyetler dinmeden ortaya yeni bir iş daha çıktı. Halicte sahildeki bazt müesse seler, bu meyanda Defterdarda bulunan bir fabrika sahil kuımdski töprak kısmını genişlettnek için buraları torjrak ve kumla doldur • makta imişler. Hatta bu fabrika aylardanberi devam eden bu ameliye neticesinde denizden iki yüz metro genişliğind* bir yer kazanmış. Gazatelerin günlerdenberi tekrar ettikleri bu haber alâkadar yerlerde fena bir tesir uyandırmıştır. Cünkü, tstanbulun iktısadiyatı için haKaraağaçta Konukevinde balunan Bttlgarya muhaciri kardeflerimız yatî bir ehemmiyeti olan Halie Ii • Edîrne «Hususî muhabirimiz . ö m e r oğlu ve Hasan Ahtned. O* manının doldurulması değil ayık • lanarak geniş bir iş sahası haline man ö m e r oğlu şöyle söze başladı: den> Son aylarda Bulgaristanın sokulması icab ederken birkaç kamuhtelif yerlerinden hemen her gün Köyümüzde bannamıyacak Edirneye sığınmakta olan binlerce bir halde idik.. Bundan bir ay evvel nş toprak için yapılan bu iş şehrin ekonomik varlığına bir kasid telâkmuhacirin acılarile sarsılmaktayız. bir gece yedi sekiz Bulgar evimi ki edilmektedir. Her birinin çektiği çileler, gördü&ü basmak istedi. Kapıyı açmadım. tazyikler dille ve kalemle anlatılaBunun üzerine pencereden ateş etDeniz ticaret müdürlüğü Hali • mıyacak kadar fecidir. meğe başladılar. B»n de çiftemi cin ayıklanması için yaptırdığı tetBu zavalhlar için Karaağaçta bir alıp mukabele ettim. Bir buçuk sakikatı bir raporla Ekonomi Bakankonuk evi açılmiştır. Gelenler, Edlr at biribirimize ateş ettik. Neticede Iığına bildirmiştir. Bu rapora göre nedeki muameleleri bltmciye ka • mütecavizler dayanamıyarak kaç Halic için iki tarama makinesi lâ tılar. Ertesi günü bunun Türkler dar orada barındırılır ve oradan zımdır. Bunları almak için de bir tarafından tertib edilm'ş birsey Tcakyanın iskân tnıntakalarina milyon liraya ihtiyac vardır. Birkaç olduğunu ileri sürerek beni bir suç. senedenberi bu tarama dubalarım gönderilirler. lu gibi karakola çötürdüler ve u almak için tahisat bulunamaması Yenî ge!?n muhacirlerle îförüş zun boylu istintak ettiler. mek iizere bir iki arkadasımla ocadünyamn en tabiî limanı olan H a ya gittik. Konuk evi ittihaz edilen Aradan çok geçmeden o gece licin böyle mühmel bir halde bıra • bacağmdan bir yara alan mlitecabu bina eski Fransız mektebidir ve kılmasrrta sebeb olmuştur. vizlerden bîrî yakalandı ve diğerhemen her gün gelenlerîe dolup Mütehassıslann verdiği raalu • lerini de ele verdi. Fakat yirmi dört boşalmaktad.ır. Binantn büyük bir mata göre Halic bu gidişle on se bahçesi var. Muhacirlerden birçok. •aat snra hepsi serbest bırakıid'Iar. neye kadar tamamen dolacaktır. Bu baskmda evim harab oldu. Az larile konuştum. Hemen hepsi bii . Şimdiden Kâğıthane deresinden inen daha çoluğum çocuğum da gidiyordu. tün mahnı mülkünü bir paöaport sellerin getirdiği rusubat eyübden Daha fazla duramazdık. Hemen her mukabilinde vererek on parasız Balata kadar olan sahanın mühim gece bir Türkün evi basihyor, paralari, bir halde yurdumuza iltica elm'ş bir kısmını doldurmuştur. Bu yetişeşyası aliniyor ve kendilerine de imaf lerdir. Böyle olduğu halde onl&rı sizca dayak atıhyordu. 850 • 900 bin miyormuş gibi, bazı müesseselerin ana yurda kavuşmaktan doğan bir de kendi menfaatleri için sahillerileva kiymetindeki em'âk ve arazimi sevinç içinde buldum. Gözlerinden ni toprakla doldurmağa çalışmalan 55 bin levaya sattim ve ana vatau yove dudaklarının uçlarından geçir • bu acı akıbeti tacil etmekten bajka dikleri büyük felâketlerin acıları.ıı lunu hıttum. Fakat iş bu kadarla da bir netice vermiyecektir. bitmiyor. Svilengradda da binbir yenen sevinç kıvrımları görünüyor, müfkülâta orradim. Beni ve diğer bir . yorgun ve masum çehreleri bir baBildirildiğine göre Belediye ve arkadafimı Sofyava çevirdiler. (para kışta acınHıran ve sevdiren bir hal Defterdarlık. Haliçten dolma araıi kaçiriyorsunuz) diyer k günlerce üzealıyordu. tnsan onlara takarken almağa çalışan bu müesseseler hakrimizi aradılar, istintak eüiler ve birkında tahkikata baslaraışlardır. gayriihtiyarî Balkan Harbi facia fey bulamayinca serbest biraktılar. larım hatırhyor... Deniz ticaret müdürü Müfid ÇuIuK ÇDCUMatllc OlUrmuş, n\ş>ıı Nccdet Deniz de dün liman rei • yok pahasina vermis hicrete ha/Jr da • yemeklerini yiyorlarrh. Hepsi to . isine bu işin ehemmlvetle tetkik ekulgan ve sevimli... Etrafımızı al • ha 60 hane vardir. Onlar da bugün • düerek bir rapor hazırlanmasını lerde geleceklerdir. Çiinkü gündüz'eri dılar, konuşuyoruz: teblig etmiştir. bile sokağa çikamiyacak vaziyettedir • Nine, «en nerelisin?* Yetmişlik bir ihtiyar kadın.. Ev Ier.» B'r digeri söVü a'dı veTürk'cin bü »elâ söyliyecek birşey bulatnadı. tün mal ve mülkîeripi ellerine bir pa t)aha doğrusu nereden başhyaca • saport vererek alan Bulgarlartn yap • ğını kestiremiyordu. Evvelâ gczle • tık!arı fecayii anlattı, sözlrrini söyle biri yaşardı, sonra büyük felâketler tirdi: lcarşısında soğuk kanlıhğını muha« Geçende Razgradin Kemal'er ifaza etmeğe çalışanlarda görülen kazasindan Balabanlar köyünden Veli bir metanetle anlatmağa başladı. Yasından umulmıyan gür bir sesle oğlu tbrahimin 67 dönüm arazisi i'e bir evi, bir ç:ft öküzü, bir çift beygiri, ve Deliorman şivesile sunlan söybir ambari ve dört dönüm bağı iki paledi: Bıırsa (Hususî muhabirimiz • saportla Svüengradda kalan yol para« Biz Deliormandamz oğlum. den) Mudanyada bir kasa hır • O kadar çile çektik ki.. Hangi bir!ni sina mukabil rmJâkçiler tarafmdan a • sızı yakalanmıstır. Mırzobalı Is • lmdı. Fakat adamcağiz Svilençrarîa •öyliyeyim? Elimizde, avcumuzda mail adında sabıkalılardan biri bugeldiği zaman kendisme binbir mü*kü • birşey kalmadı. Bir gece evlmizi zeytin alış vcrişinin iyi Iât gösterildi, yol parasinin geri a!m • günlerde basayrler, ba*ka bir gece ojçlımu gittiğinl görerek zevtin tüccan Vasması irin şiddetle tazy'k edi'di ve tam «ıçastağa (polis karakolu) çaftıra finin yazıhanesindeki kasayı soy • dört gün Svilengradda süründürüldü. rak Dö^eyrler.. Neler, neler. Kommaya karar vermis, vaziyeti göz • Köyümüzde daha 68 hane ma'Iarinl fu anlatsın.» lemek için bu tîcarethanenin karşımülklerini ayni suretle kaptirmişlardir. Bu sözleri metanetle sövlemi >î. Buna rağmen alacakları pasaport ve sındaki kahveye boğaz tokluğuna Fakat fazla devam edemedi ve göz yol parau için hâlâ bekletilmektedir b'r rırak olarak girmiştir. Vasfi yaşlarına yol vererek hıçkırma^a Ier.» nin yazıhanesine ara sıra kahve go* başladı. Ayni köyden olduğu anlatürdükçe ortahğı gözden geçiren Başka bir odaya geçtik. Orada da sılan iri yapıh bir delikanlı: bu «abıkalı bir çilingirle de ahbab bir iki kisi ile konuştuk ve anladim ki > Aglama Ha&ibe ana. Dcğilmi olmus, çilinp'.rin dükkânından gizson zamanda gelenlerin hemen hepsi ki sağ salim geldik!. lice kendisine lâzım olan âletleri ayni muameleye maruz kalmişîardir. Diyerek onu teselli etti. aşırmıştır. Aalattıklarmin onda birini yaza • Bir diğeri: madığim bütün hicret facialan, ve heMudanya zabıtasınm gözünden Yalnız Svilengradda çekti le Yunan hududunda olan son hâdise kaçmıyan tsmail sıkı bir tarassud. ğimizi anlatsak saatlerce sücer. Edirnede çok derin bir nfret uyandiraltına alınmış, kasaya o gün on bin Anamızdan emdiğimiz sütfi bur • numuzdan getirdiler. Dedi ve geniş miştir. Bulgarlarin yillardanberi de • liranın girdiğini gördüğü için polis, vam eden, bugünlerde biraz daha şid • bir nefes alarak ilâve etti: zeytin tüccan Vasfıye kasasını bosaltmasını, soyulacağını haber ver Ne ise çok şükür bugünümüze.. detlenen bu zalimane hareketleri karşisinda herks birbirine: miş; Vasfi de paraları almış bir Başka bir odaya gîrdik. Burada Bu ifin sonu nereye varacak? miktarını bırakmıştır. O gece kasa evvelki gün Yenipazann Göceci diye soruyor ve içinde kapanan es hırsızı bir duvara caktığı çiviye baköyünden gelen 12 hane yevleş miştL Bizi sırtlarmda gocuklar ol • ki bir yaranm yeni baştan kanadığmı sarak tîcarethanenin bahçesine atduğu halde biri ihtiyar, diğeri kırk duyuyor.. lamış, kasanın bulunduğu yere gibeslik iki adam karşıladı: Osman Kadri Oğuz rerek paraları almaya başlamıştır. Orada zabıtaca pusu kurulduğunun farkında ohnıyan tsmail kasayt kapatırken ensesine bir elin yapışti • ğını görünce işi anlamış, teslim olmuştur. Mudanya müddeiumumiliği bu sabıkalımn yeni vakasını eskilerile birleştirerek kendisini hapse at mış; vazifelerini dikkatli olarak yapan Mudanya polisleri de vilâyetçe takdir edilmişlerdir. Aîuaa Ataş Une veritabîe bataiHe : aurait eu lieu â la frontifere italoabyssine Le charge d'affaires «byasîn ferait une ener<yique protestation â Rome L' Intransigeant gazetennin ttalya ile Habefistan arasmdaki hâdiseye tahsit ettiği tek tütunluk terlevha nu zannetmiş ve işi büyüterek iki devleti harbe tutuşturmustur. Halbukİ işte, ttalya Ile Habeşistan arasında, bugün harb hali yoktur. tkisinin de elçileri yerlerinde • dir ve biribirlerine harb ilân etme • mişlerdir. Demek ki ortada bir «harb» yoktur. «ttalya ile Habeşistan harbe tutustular» diyen ve bunda hâlâ ıs rar eden arkadasımız bu ısran ile «harb» kelimesinin manasını bil • mediğini gösteemektedir. Fransız • cada «guerre» in mukabili olan «harb» iki devlet arasında vuku bulan ve sulhun aksi olan haldir. Harl ilânından sonra bir müddet sürer; birçok muharebe ve meydan muharebelerini catnidir ve bir sulh muahedesile biter. Sonra «bataille» kelimesi vardır ki türkçede bunun en çok kullanılan mukabili «meydan muharebesi» dir. tki taeafın büvük kuvvetleri arasında cereyan eder. «Marne meydan muharebesi» gibi. Sayet, bu meydan muharebesi, harbi bitirirse buna Fransızlar «bata ille decisive» derler. Türkçesi de «kat'î neticeli meydan muharebe si» dir. Sonra bir de «combat» keliraesi vardrr ki iki tarafm mahdud kuvvetlerle yaptıklan çarpışmalardır. Buna türkçede «muharebe» derler. Daha küçük kuvvetler ara sındafct çarpışmalara da Fransızlaı «escarmouche» derler kî buna da türkçede «müsademe» derler ve bîı harbde evvelâ müsademeler, sonra muharebeler, daha sonra meydan •nuharebeleri olur. Arkadaşımızın delil olarak gösterdiği tngiliz ve Fransız gazetelerinde de bu hâdise hakkında «harb» kelimesi yoktur. Umid ederiz ki arkadasımız bundan sonra «harb» kelimesini yerinde kullanır ve münferid bir çarpışmayı kanlı da ola «harb» diye ilân edîp okuyucularını hevecana düştirmez. Kurnaz kasa hırsızı yakalandı Gönende 3 şerîr tevkif edildi Bu azılılar Türklüğü tahkire yeltenmişler Gönen «Hususî» Gönenin Gündc'du mahhalesinden Kasan onbaşı oğlu Hüseyin, Kara oğlu Mansur nam diğer Menşur, Nebi oğlu Cemal is"iinde üç Çerkes kafalan tutııp Gönenin Resadiye mahalle • sinde topçunun Hüseynin kahve > hanesine gitmişler, ulu orta bağı • rarak, küfürler savurarak Türklüğü tahkir etmişlerdir. Vak'adan habedar edilen jandarma bu mü tecavizleri yakalamışlardır. Bu üç küstahtan Hüseyin: Yüz elliliklerden Kadirgalı deli Hüseynin kainbiraderidir. Ayni zamanda Kuvayı milliyeye karsı müsellehan hareket etmiş, Gönenin Kuvayı milliveci zenginlerinden silâh kuvve tile cebren para sızdırmak teşebbüsünde bulunmuş, bundan birkaç sene evvel gene Tüfklüğe hakaret ettiğinden hapse mahkum edilmiş, hapisanede bir buçuk sene yattıktan sonra müddetini bitirip hapisaneden çıkmıs bir şerirdir. Mansur nam diğer Mensure gelince: Bu da evvelce Bahkesir Edremid pos tasını soyan, bu yüzden altı sene hapse mahkum edilen, birkaç gün evvel mahkumiyet müddetini bitirip hapisaneden çıktnış bir soyguncudur. Azılı, sabıkalı olan bu iki şerir birleşmîşler, yanlanna aldıklan kafadarlarından Cemal ile müştereken bu defa tekrar Türklüğü tahkir etmek cüretinde bulunmuşlardır. Haklarında tevkif müzek • keresi kesilmiş olan bu üç küstah şerir hakkında tahkikat devam etmektedir. Daily Herald gazetesine gelince, o da yedi sütunluk sahifesinde üç sütunluk bir ba.<lıkla haber verdiği bu çarpışmayı «Pitched battle» ke • limesile ifade etmiştir. «Pitched battle» îse «harb» değîl «muntazam muharebe» demektir. tngilizcede harbe «war» derler. Esasen, o gün Anadolu ajansının gazetelere verdiği haberlerin hiç birinde «hacb» kelimesi yoktu. Yalnız hududda bir muharebe yani «combat» olduğundan bahsedili • yordu. Arkadasımız «muharebe» kelimesini görünce «harb» olduğu Mudanya Zabıtası bir cürmü meşhud tertib etti IBİrinet tahlfeden mabait] görmedtklermi ancak Tokyonun mu vafakatini almak lâzım geldiğini bildirmişlerdir. Amo tkalılar ise bu babda kat.î bir teklif karşısmda LuIurunamış olduklarını vc zamanı geldiği vakit cevaplannı bildireceklerini söylemektedirler. LondVa 12 (A.A.) Deniz müzakerelerinin kısa bir zaman tehiri için verilen malumat hakkında, Japonlann Tokyodan istemiş olduklan teminat gelmeden evvel, bu tehirin kabil olmıyacağı tavzih edil mektedir. Diğer taraftan, tngilizlerin bu • gün öğleden sonra yapılacak ka • bin« toplantısından sonra, müza • kereleria gelecek ilkbahara kadar tehrini ilân etroelerine oran veril » diği Amerikan mehafilinde söylenm«ktedir. Deniz müzakerelerinin saplandığı çıkmaz Rıhtım Şirketile Uilâf imza^anıyor ÎBirinci %ahl*eden mabait] edii'cek, hîssedarlar aksiyonlarini hükumete devredeceklerdir. Rıhtım Şirketi Müdürü M. Kannanj • mukaveleyi imzalamak üzere Ankaraya gitnuştir. Mukavelenin bir iki gü ne kadar imzalanacağı hakkında dün şirkete malumat g^lmiştir. Bu itibarîa devir hazirhklarina tezelden baş!an • miştir. Şirkete birincikâmm t«rihine kadar olan büânço ve hesabları da hazirlanmistir. Diğer taraftan şirket ve gümriik memurlarmdan mürekkeb bir hfyet an • trepolarda bulunan eşyanin tesbitine baslamiştir. Rıhtım Şirketi komiserliği tarafm • dan şirketin idare teşkilâtı üzerinde yapiian tetkikat bitirilmiş ve raponı hazirlanmiştir. Bu raporda şirketin mevcud kadrosuna ve bu kadroda bulunan Türk ve rcnebi memurlara da temas edilmektedir. Şirkette şimdiye kadar çahşmiş olan Türk memurlarm vaziyetleri de ayrica tesbit edilmck • tedir. Bunlarin ekserisinden yeni li man teşkilâtinda istifade olunacaktir Japonyada Vaşington muahedesinin feshi hazırlıklart Tokyo 12 (A.A.) Hususî konsey, heyeti umumiye halinde top • lanarak Vajington muahedesmin feshini tasvib eden komitesinin raporunu tetkik edecektir. M. Hirota, rfün, muahedenin feshinden sonra da hükumetin alâkadarlarla deniz kuvvetlerinin tahdidi için müzakereleı e devam edeceğini kom*teye temin etmiştir. Bahriye Naziri deniz silâhlari i • cin bir yarış başladığı takdirde, Japonyanın ihtiyaçlarına en iyi sekilde cevap verecek ucuz g'müer yaparak bu yarişa girebilecek vaziyette olduğunu da komiteye temin etmiş, Japon deniz efrad'ının yekununun, Amertkalıların 80 bm ki;isine karsı 30 bin kişi olduğunu ilâve etmiştir. Maltepede giydirilen yavrular Kacak dıkiş makinesi Uzunköprüde Alibey kö yünde Hasanın halinden şüphelenen mu • hafaza memurlart evinde araştırma yapmışlar, gümrüğü verilmemiş bir dikiş makinesile bakır kapiar bul muşlardır. Hasan, suçunu ört bas etmeleri için memurlara 5 lira rüsvet te teklif ettiğinden ayrıca zabıt tutulmuştur. Bir idam firarisi yaka!an?ı Bursa (Hususî) ölüm cezasına mahkum olduğu halde beş senedenberi kaçak bulunan Orhangazinin Gürleimüslim köyünden Ali Osman oğlu Mehmedin kendi kö yünde ve evinde saklı olduğu ha ber alınarak aranmış ve yakalanarak hapse konulmu.<tur. Cumhuriyel Yurd sever kardeş! Bn ayda Tayyarp evin ze zarf bırakacaktT. Fnre ve zekâ'imzı bunun ıçerisine koyunuz, adınızı, 6anmızı yazıp geri verinız. *.• Y TDTALANLAR Ayni soydan olan Mühürdar zade müteahhid Nuri ve Â> dürrahman Naci ile Beyosrlu tah* sil müdürü Şefik, Ordu defter dan Halim, Sıvasta avukat A«ım soy adı olarak «Demirağ» adını almıçlardır. ALMANAĞI Maltepe Çocukları Esirgeme Kurıımu tarafından 40 çocuk giy dırilmistir. Yukarıki rçsim bu yavrulan göjtermcktcdir. Avnıpa almanaklan oyarında hazırlaıunış ilk almonaktır. P«k yakında cikıyer. Isveç Veliahdi KudUste Kudüs 12 (A.A.) Isveç Veliahdi Güstav Adolf ile Prensesler Suriye<fen buraya gelmislec ve îo • giliz fevkalâde komiserine olmuslaırdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle