Katalog

Cumhuriyet •• 2 1 Kânunusanî 1933i CİTSULTÂN Yazan: M. TURHAN Fırka kongresi Dağıldı.,. Yeni idare heyeti dün intihap edildi (Birinci sahifeden mabait) olduğu gibi Ankara Vilâyeti Fırka kongresinde de gördüğüm samimî çalışma bende derin tesirler yapmıştır. Bu tesir altmda Ankara'daki konsre arkadaslanmın yemek sofralannda söylediğim sözleri ıhtiva eden brosürü tstanbul kongremizin muhterem reisi vasıtasile Istanbul kongresi mümessil arkadaşlanma gönderiyorum. Buna okuyacak arkadaşlar beni kendileri arasında kabul edebılirler. Kendilerine mu habbet ve takdirlerimi tebliğ ederek brosürü tevzi etmenizi rica ederim. Candan saygılanmı arzederim.» Mektup alkışlarla karşılandı ve kongre mümessillerinin müttefikan serdettikieri arzu üzerine, Recep Beyin nutku Istanbul kongresinde de okundu ve yer yer alkışlandı. Şayanı dikkat bir vaziyet Bu akşamki program Tercih ediniz: tSTANBUL : 20 Karagöz (Hazim Bey)'. BERLİN : 21,05 Die schoene (L. Fall). VARŞOVA : 23,05 Chopm konsert. ROMA : 22,05 Gioconfts ANKARA: 12,30 Ankara Palas'ın ca*ancU tara * fmdan dans musikisl 18 radyo orkestra« sı 19 alaturka musikl 20 cazbant. ISTANBUL: 18 saz: (Nedüne H.) 18,45 ottestrj konseri 19,35 fransızca ders önuptedllere mahsus) 20 K&ragöz (Hazım Bej; tarafından) 20,30 saz: (Müşerref H.) 21 saz: (Hafız Ahmet Bey) 21,30 orkan tra konseri müteakıben: AJans ve Borsa haberleri, saat ayarı 22,30 saz: (Darüttalim heyeti). BERLİN: 17,20 konser 19,05 hikâyeler 19,35 Sonate en îa majeur (keman ve piyano ile) C. Franck'm eseri 20,15 konferana • < 20,35 denizci hikâyeleri 21,05 (güzel Rizet =: Die shoene Risette) Fdll'in üç perı delik opereti müteakıben: Dans mu«Ikisi. BRESLAV : 17,35 konser 19,05 »tap oanm ıa,50 konsere devam 21,05 orkestra 22,15 muhtelif program 23,35 havadisler « 24,05 dans musikisl. LAYPZİG : 17,35 konser: (Lehar, Blzet. Rossinf) 19,05 kıraat 20,35 neşeli program 21,05 Frankfurt'tan. VİYANA : 16,50 mandolin 18,10 konser 19,29 kıraat 20,20 havadisler 20,30 bar musikisi 21,05 neşeli program 23,35 ha> vadisler 23,5ü dans musiklsi. BUDAPEŞTE ı 18,05 orkestra 19,50 orkestra reıasa * tile şarkılar 21,05 opera korosu tarafından şarküar 22,05 gramofon 23,05 konr ferans müteakıben: Tsigan musikisl • 24,20 cazbant. VARŞOVA : 18,05 gramofon plâklarüe sentonıs mü* siki 19,05 hafif konser 23,05 Chaoin'ia eserlert 24,10 dans musikist BÜKREŞ : 20,05 konferans 20,45 gramofon plâklan . 21,05 radyo orkestrası 22 Balalayka orkestrası ve Rus koroeu 22,30 bit lokantadan naklen: Haftf musikl. ROMA : 18,35 konser 22,05 bir opera: (Ofoconda) PonchineUentn eseri. BELGRAT: 21,05 tiyatro 21,35 gramofon plaöan* müteakıben: Bar musikisi. 21 Almanya ile ticaretimiz tamamen aleyhimizde... Gösterdiğimiz hüsnü niyete rağmen Almanya mubayaatını azaltmakta ve mallarımıza aza mî müşkülâtı çıkarmaktadır ya'ya ilâve ediyor ve fazîa olarak ta Ecnebi memleketlerle olan ticaret devlet mubayaatmda daima Alman emmiinasebetlerimizde ehemmîyeti itiba • teasını tercih ediyoruz. rile Almanya başta gelir. Giimrük istaBu husustaki düsüncelerimizî tamatistiklerimizin ithalât kısmuıda birinci men söylemiş olmak için ehemmiyetle devlet Almanya'dır. Fakat maalesef ihşu noktayı ilâve etmekliğimiz lâzondır. racat kısmrndaki mevkii ayni değildir. Bütün memleketlerde takip edilen tki memleket arasındaki ticaret müna kontenjan, döviz tahdidatı, gümrük tasebetlerinin biribirmin aleyhine olduğu rifelerinin tezyidi gibi si.vasetlerden makhakkuıda her iki memleket matbuatında sat yalnız ithalâtın azalhlması değil bu bir hayli yazı yazıldı ve yazılmaktadır. Bu yazılann menşeini teşkil eden güm suretle tediye muvazenesini, döviz marük istatistikleri tetkik edilecek olursa vazenesini temindir. Hükumetimizce taher iki tarafa da hak vermek lâzım gekip edilen kontenjan siyasetmden maklir. Gümrük istatistiklerimiz Almanya ile sat ta budur. olan ticaretimizm ehemmiyetli nisbette Ticaret muvazenesi, tediye muvaze • aleyhimizde, Alman istatistikleri ise Tür nesinde ehemmiyetli bir unsurdur. Fakiye ile Almanya arasındaki ticaret mükat ticaret muvazenesi temin edilmekle nasebetlerinin Almanya aleyhine oldutediye muvazenesi, döviz muvazenesi ğunu gösterir. temin edilmiş olmaz. lktısat Meclisi Âlismin tanzim ettiği Bütün bu bir taraflı iddialardaki isa betsizlik, transit ticaretinin daima tet • tediye muvazenesi cetvellerinde görüyoruz ki haricî ticaretimiz tediye muvakik mevzuu haricinde bırakdmış olmazenesi yekununun yüzde 59 unu teşkil sıdır. Her iki memleket istatistikleri ayetmektedir. Tediye muvazenesine dahil ni zamanda tetkik edilecek olursa gö riHür ki: Almanya'y» öıraç ettiğimiz mal diğer «navlun öcretleri, sermaye faiz • leri, sigorta ücretleri, ecnebi kazançlan, larm bir çoğu Hamburg'tan transit sudevlet tediyatı gibi» unsurlar tediye retile Şhnal memleketlerine ve Lehis muvazenemizin yüzde 41 ini teşkil eder. tan'a ihraç edilmiş fakat bunlann hesaTediye muvazenemizde topyekun vebı Almanya'ya kavdedilmiştir. Diğer tarilen bu rakamlan, gümrük istatistikleraftan îtalya'ya gönderdiğimiz ve ttalrimizde olduğu gibi memleketler itibaya hesabma kaydettiğimiz bazı emtea da Triyeste'de bir müddet kaldıktan son rile yapılmış olmasını çok arzu ederdik. ra Almanya'ya gönderilmiştir. AlmanÇünkü o zaman emtea mübadelesi haya'dan yapbğımız ithalâtta da ayni varicinde kalan faktörlerde Almanya'nm ziyet mevcuttur. O halde yalnız Alman ne kadar ehemmiyetle aleyhimize olduistatistiklerini alıp Almanya ile olan tiğu pek açık bir şekilde görolecektir. Biz cari vazivet'm's lehimizedir ve yahut burada yalnız hatırımıza gelenleri işaret yalnız istatistiklerimizi tetkik ederek Al edeceğiz. manya ile ticaretimiz aleyhimizdedir deAlmanya'ya ihracahmızın mühim bir mek doğru olmaz. kısmını mahsulâtı arziye, ezcümle tü • tün teşkil eder. Alman istatistiklerinde Muhakkak olan bir şey varsa o da, ithal edilmiş olduğunu gördüğümüz tüticareti hususiye istatistiklerinin ithalât tünlerin büyük bir kısmı henüz satıl • kısmında görülen rakamlann ftlen o madığı için çürümüş ve yahut çürümek memlekete ithal edilmiş emtea kıymetiüzere bulunuyor. Dövizleri henüz memni göstermesidir. lekete gelmemiş bu mahsulün bugün Tetkikatımızı bu esasa istinat ettirekıymeti sıfıra doğru gitmektedir. rek her iki memleket iıtatistiklerini tetTürkiye ile Almanya arasındaki emkik edelim: tea nakliyah hemen tamamen Alman •Istatistiklerimlze göre AlmanAradaki vapurlarüe yapıldıgı için ihracat ve itya'dan ithal&t fark halât kırmetlert jrekumraım takriben 27,300,000 f 7,150,000 yüzde 2 0 si navlun ücreti olarak gene 27,000,000 * ; " •*""" 250i000 Almanya'da kalıyor. 14,850,000 ' ' 1,450,000 Memleketimizde çahşan Alman banAlman istatistiklerine göre Türkiye'den kalan Alman sermayesinin kazançları ithalât yani ihracatımız mühim bir yekun tutar. Türk lirası olarak Almanya'ya karşı olan borçlarm te930 34,450.000 diyesinde bir müşkülât yoktur. 931 26,750,000 932 «9 ayhk» 13,400.000 Almanya ile harsî münasebetlerimiz o kadar girifttir ki Avrupa'ya talebe gön Bu tabloda Almanya ile olan ticaredereceğimiz zaman, memleketimize bir timizin seneden seneye azaldığını ve mütehassıs celbedeceğimiz zaman ev • 930 da lehimize olan ticarî münasebetlerimizm 931 den itibaren gittikçe ar • velâ Almanya hatıra geb'r. Her hangi tarak aleyhimize olduğu açık bir şekilbir hastalığı tedavi ettirecek ve yahut seyahat yapacak bir vatandaş Alman de görülüyor. ya'yı tercih etmektedir. Yalnız bu şe • tki memleket ticaretindeki bu azalışm kilde Almanya'ya ödediğimiz dövizi sebebini yalnız fiat sukutlarında hatta senevi 3 milyon lira olarak tahmin müdahilî pazarlardaki mubayaa kabiliyebalâğah olmaz. tinin azalışuıda aramak doğru olmaz. Bütün bu açık vaziyet karşısmda AlHiç şüphesiz devam eden iktısadî buhman hükumeti Türk eşyasına karşı en ranın tabiî neticelerinden olarak fiatlar ufak bir müsamahayı bile göstermediği sukut etmiş ve bütün memleketlerde muifade olunmaktadır. Biraz hüsnü niyet bayaa kabiliyeti azalmıştu. Fakat Al göstermiş olsaydı senede 30 milyon manya'da bu nisbet hiç bir zaman TürŞark tütünü istihlâk eden Alman pazarkiye'nin aşağısına düsmediği halde Allarında çürütülen Türk tütünleri şimmanya'nuı Türkiye'den mubayaab takdiye kadar çoktanbir kıymete tahav • riben yüzde 77 azalnuşbr. Halbuki Alvül etmiş ve çalışkan Türk köylüsünün manya'dan yaptığımız ithalâttaki azalış cebine Almanya'dan mal mubayaa edenisbeti yüzde 4 6 dır. bîlmek için biraz para girmiş olacaktı. Bımun sebebi şu suretle izah edili Zamanında isabetli tedbirleri almakyor: Alman hükumeti tarafından takip edilen döviz kontenjaru siyasetile baş ta tereddüt etmiyen Cumhuriyet Hü lıca ihracat eşyamıza karşı bilhassa Türk kumetimizden soruyorum. Almanya'nın bize çıkardığı bu müşkülât cevapsız mı emteası ithal eden ve yahut Almanya'da kalacaktır? Almanya'ya karşı merbu ithalât ticaretile iştigal eden Türk fir tiyetimiz, menfaatlerimizin açıkça ih • malanna gosterilen müskülâttır. Iâl edildiğini gördüğümüz zaman da Halbuki biz ithalât ticaretinde Al manya'yı hiç bir memleketten ayırmtyor, susacak kadar, mukabil tedbire teves sül etmiyecek kadar kuvvetli midir? memleketimize ithalâhm arzu etmedi ğiniz bazı memleketler hissesini AlmanM. IŞIK masına müsaade verilmesi gibi dilekler vardı. Raporun okunması bitince kongre reisi Nakiye Hanım: « Vali ve Belediye Reisimiz Mu • hittin Bey kongreyi alâka ile takip etmişler, bu dileklerle de alâkadar olarak can kulağile dinlemişler, tetkik etmişler, notlar almışlardır. Izahat vereceklerdir.» dedi. dalann halk üzerine asırlarca yaptığı tesiri kaydetti. Vah" Muhittin Bey, muhtelif dilekleri tetkik etti. Bu arada köylüye damızlık tevziatı yapddığını, buna devam edilmekte olduğunu, bu sene idarei hususiye bütçesine 2 baytar daha ilâve edildiğini, belediye ile idarei hususiye baytarlarmın tevhit edileceğmi, büyük bir meyvacılık enstitüsü tesis olunduğunu, geçen yaz 2 5 bin fidana aşı vuruldu • ğunu, kuyular ikmal edildiğinden bu miktann bu sene 5 0 bine çıkabileceğini, şehirde dispanser mes'elesinin imkân nisbetinde halledildiğini söyledi. Yol ve mektep taleplerine cevap verdi. Su mes'elesine temas ederek uzun uzadıya izahat verdi. Muhittin Beyin bu izahatma, Nakiye Hanım kongre namına tesekkür etti. Bundan sonra lâyiha encümeninin raporu reye konularak kabul olundn ve idare heyetine havale edildi. Müteferrik bazı teklifler üzerinde de konusulduk • tan sonra, kongrenin bu celsesine ait sabıt hulâsaa okundo, kabd «dfldS. ni idare heyetine muvaffakiyetler temen nilerile içtimaa nihayet verildi. •\ Fatih'in öldüğü Âsıkmı yatarken dinletnekte zevk bulan kız, Osmanlı tahtımn namze dini o vaziyette tutmakta tehlike sezmis gibi hemen yerinden fırladı, saçlannı arkaya attı, îsa'nm resmine yüreğini açan dindar bir hıristiyan gibi diziistü çöktü, erganunlar kadar tannan bir sesle genç prensi kut luladı: Mübarek olsun aslanım, uğurlu olsun sultanım. Zaten îki gündür gözüm seğiriyordu, bir müjde bekli yordum. Onu gene senin ağzmdan duydum, bahtiyar oldum. Cem, diz çoken tren'm saçla mu oksıyarak anlattı: Babama öldü diyorlar. Doğru mu, yalan mı, bilmiyorum. Fakat ben bahtımı deniyeceğim, gün doğar doğmaz PadisahJığımı ilân «dec« ğim tyi edersin, aslanım. All&h, Tardnncın olsun. Lâkin... Ey, lâkLn?.. Lâkin ben ne olacağıtn? Bir kösede kalıp unutulacak mryım? Başma giyeceğin taçtan benim de hayatıma bir ışık düşmiyecek mi? Cem, elim çenesine gotürdü, bir nebze düsündü: Babam Atina dükası yapaca gım, »en de taç giyen bir düsec olacaksın! Kız, olüm hüücmü altnıs gibi ür küntü gösterdi, ellerile yüzünü örttü, inledL. Düses mi, Atina düse«i mi? Ben, Rainer'in dul karısı değilim, Franko Akçiyauli de değilim. Adımı düses koyup heni mezara mı ata " caksm? Istemem, aslanım, iste • mem, böyle bahsisler istemem. Cem, güldü: Hatniadığm vak'alarla benim îkramım arasında münasebet yok. Rainer'in dul karısı bir düşmandı, öldürüldü. Franko, nihayet bir tüysüz oğlandı, biraz yüz verilip sonra derisi yüzüldü. Sen benim sevgilim«n, biricBt te#n£imflin! Baban da vaktile Erico'nun kızma böyle söylemişti. Fakat onu parçalatmaktan da geri kalmamıştı. Zaten siz Padişahlar hep böylesi mz, «eviyorum> dediklerinizi, ısırmaktan, hatta kıtır kıtır kesımek ten zevk alırsınız. Şimdi de beni seve seve, oksıya okşıya öldürmeği kuruyorsnnuz. [ 1 ] fl] Bu isimler, Garp tarihlerlnde efsaAevl rivayeüere zemin olup gitmistir. Balner, Atina'nın son Dükası idi. Onun kansı, Venedik'li genç bir asılzadeye gönül verdl, sevgilisini kandırarak, karısını oldürttü, kendismi niiâhlattı. Fatih, Yunanistan'ı zaptettl&i vaklt, bu macerayı Içitti, Atina Dukalıgını ilkın Rainer'in genç yeğeni, Franko Akçiyauli'ye verdi, katil kanyı öldurttü. Sonra Franko'nun Os manlılar aleyhlne bazı teşebbuslerde buranduğunu haber alarak onu da izale ettânll ve Yunanistan'ı bir Türk vilâyeti haHne koydu. Erico, Ağnbuz*da Venedlk valisi idi. Orayı alan Fatih, Erico'nun kızı Ana tyahnt tren) hakkında lutufkâr bulun mak istedl. Fakat kız, küstahlık goster gün, bütün kiliselerde dualar okunuyor! Cem, kaslannı çatti: Ask, belki hâkim olur, fakat zalim olmaz. Sevilenlerin zulmüdür ki kendilerini en nihayet mazlum raevkiine düfürür. Siz, sevgimizin kıymetini bildikçe basımızın tacısı nız. Askrmıza hürmette kusur etti ğiniz gün ökçeanizin altına düşer siniz. Ben size tapiyorum. Ben de seni çıWırasıya sevi yorum. O halde beni niçin Atina'ya yolluyorsunuz ? Şerefini yükseltmek için! Siz tstanbul'da kalacaksınız, ben Atina'da yaşıyacağım, öyle mi? Bu, cammı alıp tenime kürk giydirmek gibi bir şey olur. Ben senin ayağmın dibinde yükselmek isterim. Yanlış düşünüyorsun Iren. Padisahlardan uzak kalanlar daha fazla sevilirler. Buna inan ve düses ol! Kız, sesine ağlıyan bir eda çizdi, tebessümlü bir hıçkınkla çırpındı. tstemem, istemem; istemem. Cem, yesil zümrütlerdeki durgunluğu elile sidi, bahsi baska tnecraya çevrdi: Hele dur, acele etme. Bir kere tahtı ele geçirelrm, sonra konuşu ruz. Şimdi sen bana fîkrini söyle: Yarın Padisahhğımı ilân edeyim mi, etmiyeyim mi? Sen bilirsm aslanım. Fakat babamla konussan fena olmaz. O, gün görmüş kölendir, senin uğruna can verir. Babanın sadakatinden eminim. Lâkin seven gönüller iyi görürler: Ben de senden fikir almak istiyo rum. Ben seni Padişah görmek is terim. Demek ki ortaya atılayım? Iren, düşünür gibi basını önüne iğdi, bir raüddet o vaziyette kaldı, sonra ellermi Cem'in dizlerine koydu: Hiç durma aslanım, dedi, hak senindîr, zafer de senin olaeaktır! Hazzettim îren. Sözlerin beni bir kat daha cesaretlendirdi. Şimdi anacığunı göreyim, bir de onun fikrini alayım. Babamı görmiyecek misiniz? Onunla sabah görüsürüm! Genç prens, Rum dilbernin çenesini okşıyarak odadan çıktı, anasının dairesme doğru yürüdü. Eğer bir bu* se daha almak için içine iştiha düşseydi ve geri dönseydi kendisine taptığını söyliyen tren'in alelâcele eline bir kalem aldığım ve babasına hitaben su satırları karaladıgım görürdü: iMabadi var) diğinden öldürüldü. AvrupaTı tarihçiler ve bir kısun romancılar Fatih'in Fran ko'ya gonül verdiğini ve sonra bıkıp 61dürdüğünü yazarlar ki yalandır. Erico'nun kızmı da «namus kahramanı» şeklinde tasvir ederler. Fatih aleyhlnde olarak uydunılan İren hikâyesi bu kızm macerasmdan bozmadır. M T. Yeni idare heyeti Bundan sonra intihabata geçildi. idare heyeti için 9 aslî 9 yedek, biiyük kongre mümessilleri olarak ta 4 aslî, 4 yedek aza intihap edildi. Reylerin tasnifi yapıldı ve Fırkanm yeni Vilâyet idare heyeti şu zevattan teşekkül etti: Cevdet Kerim, Necip, Salâh Cimcoz, Ali Rıza, Ibrahim Kemal, Galip Bahtiyar, Samih, Hâmit ve Faruki Beyler. Yedek azahklara da Manyasizade Feridun, Karamustafazade Ahmet, NemKzade Mithat, Hamdi, eczacı Celâl, Dr. Mustafa Hayrullah, Hasan ve Asım Beyler intihap olundular. Büyük kongre mümessüliklerine Cevdet Kerim Beyle Nakiye Hanım, Süat Karaosman ve Hamdi Beyler, mümessiHiklere yedek aza olarak ta Ali Rıza, Dr. Hikmet, Avni ve Basmacızade Izzet Beyler seçildüer. IntihaBin neticesi almdıktan sonra, Cevdet Kerim Bey,bundan evvelki heyeti idarenin iki sene reitlipini yapmıs bir arkadas sıfatile, gosterilen bu itimat ve teveccühten dolayı kongreye teşekkür etti. Bu sözlerine, Halke • vi idare heyetinde ve Maarif ce miyetinde vazife almıç olan Rüknettin ve Hüsnü Beylerin bu meşguliyetleri dolayısile yeni heyeti idarede bulunmayıslanndan müteessir bulunduğunu, maa» mafih bu iki kıymetli arkadaşm ayni derecede ehemmiyetli olan diğer işlerinde, gene idare heyetüe bir arada gjbi vazife görmüs olacaklannı ılâve ettL Yeni idare heyetinin kongre mümessülerinden, zaman zaman ikaz, irşat ve hatta ihtarlannı beklediğini, hükumetin, Fırkanm ve Istanbul halkının te • veccühlerhün büyük bir istinatgâh Te kuvvet membaı olduğunu söyledi: « Vazifemizin, çok şerefli, ayni zamanda çok mes'uliyetli ve ağır oldnğunu bile bfle deruhde ediyoruz.» dedi. Bundan sonra Lâyiha encümeninin raporu müzakereye alındı. Tank Ziya Bey, raporun kül halinde idare heyetine tevdüni teklif ettise de, bir kere okunması daha muvafık görüldü. Rapor dilekleri iki kısma ayırarak tetkik etmişti: Birinci kısmı, îdare heyeti vasıtasile merkezi umumiye gönderilecek temen • niler. tkmci kısmı da Vilâyet, hükumet ve belediye teşkilâtının vazife ve salâhiyetleri hududu dahilinde bulunanlar. Birinci kısımda, arazi, ziraat, orman, Ziraat Bankası, balıkçılık, sıhhat, baytar, maarif işleri ve müteferrik temenniler bulunmakta idi. Arazi, köylünün ihtiyacına göre taksim ve tevzi edilmemiş oldugundan bu işlerin âcilen halli lâzım olduğu müta • leası ileri sürülüyor, ümitsizliğe düsen köylünün arazi peşinde baska tarafa nakledeceği, bu vaziyetin istikrarsızlık tevlit edeceği mülâhazası kaydediliyordu. Bağcılık, meyvacılık, tütüncülük ve böcekçiliğe dair bazı dileklerden sonra orman işlerinde, bir kısım köylerin baltalık ve otlak ihtiyacı tesbit ediliyordu. Istiranca orman köylüleri kazançlannı emekleri nisbetinde bulmadıklanndan orman resminin indirilmesini, Şile ahalisi de ecnebi kömürü ithalinin men'ini, Agva'ya bir orman cibayet me • muru gönderilmesini ve maktalann memurlar tarafından şubatta gösteril mesini istiyorlardı. Kartal, Silivri, Şile kaza merkezle rinde birer Ziraat Bankası şubesi açılması talebini Lâyiha encümeni de muvafık bulmuş, raporuna geçirmişti. Bir kısım köylülerin borçlannın tecili de muvafık görülmüştü. ...Maarif işleri kısmında, Bakırköy, Kasımpaşa, Beykoz, Sanyer, Rumeli sahili ve Beylerbeyi'nde birer orta mekteple, Usküdar'da bir liseye ihtiyaç olduğu tesbit edilmişti. Fatih kazası dflekleri arasında tekaüt ve eytam maaşı tahsisi muamelelerinin daha sür'atle ifa ve ikmali temennisi de bulunuyordu. Kartal'lüar bir hâkimi miinfeirt, Şile'liler bir sulh mahkemesi istiyorlardı. Raporun ikinci kısmında da muhtelif yerlerin dispanser, hekim ve mektep talepleri, su, yol, ve tenvirat mes'elelerine dair temenniler, Lâleli yangm ye* rindeki bodrumlann yıktirılmalan, Kadıköy'ünde bazı yerlerde eczane açıl • Cevdet Kerim Beyin aözleri Türkspor 172 inci sayısı çıkti Bu niishada başta Ahmet Fetkeri Beyin çok faydah bir makalesi ol • duğu halde haftanm lstanbul'da ve memleketteki bütün spor hâdiseleri nin tafsüâtı, hikâyeler, resimler, si nema sahifeleri vardır. Türkspor memleketin yegâne gençUk mecmuasKur. Her cumarted 2 4 sahife üzerine ç&ar. Fiafa 12,5 koruştur. Lâyiha Encümeninin raporu Bu akşam 9 Nehir flstOnde kızak kayarken bir çocuk boğuldu Son günlerde havaların çok sertlesmesi yüzünden Eskisehir'de Por«uk nehri de dahil olduğu halde bir çok sular donmustur. Porsuk büytik ve akmtılı bir su oldugundan, bu cuyun ancak yüzü donmustur. Bunu goren on bir yasında tbrahim »minde genç bir yavru kızak kaymak için burların üstüne çıkmıs, fakat buzlar birdenbire parçalandığmdan zavallı çocuk derhal suyun derinliğinde kaybolmuştur. tbrahim'in cesedt çıkarıinuşsa da ölümden kur tanlamamıstır. Yumurta tac rferi şirket yapacaklar Yumurta tacirleri aralannda Türkiye'den ihraç edilecek yumurtalan bhr elden idare etmek için bir şirket kuracaklardır. Şirket, beynelmilel yumurta ihracatında kabul edilen sartlar dahîlinde damga makmeleri getirecektir. T SARI ZEYBEK Umuma saat 2 1 ^ 0 Darüibedayi temsilleri jstanbul Belediyesi Şehır Tıyatrosu ıııııı llllll llll lülltl! HIEK3IMIİ1 Buğday fiatları yükseldi Son bir hafta zarfında buğday fiat lan hakiki bir tereffü göstermiştir. Bir hafta evvel bes, beş buçuk kuruş ara smda iken son günlerde 6 kuruşa çıkmıstır. MaamafHı fiatların düşeceği ümit ediimektedir. Dr. Süleyman Şökrü Birinci sınıf mütehassıs Çarşamba günleri meccanen Babıali Ankara No. 60 Manisa Fırka işlerinde tetkikat tzmir meb'usu KâmH, Elâziz meb'usu Tahsin Beyler Manisa'da fırka işlerinde tetkikata memur edflmisler ve Vilâyet kongresinde bulundaktan sonra Ankara'ya donmSslerdi. KâmO ve Tahsin Beyler ahiren tekrar Manisa'ya gHmişlerdir. KARİLERM1ZE KOLAYLIK Şeker fiatları düştü On beş gündenberi şehrimize 150 vagon kadar şeker çıkarümış ve bu sebepten şeker fiatları sandık başına 2 7 5 kuruş kadar düşmüştür. Aylık abone Hususüe vilâyetlerdeki bir çok karilerimiz gazetelerhn munta • zaman kendi adresierine alabü mek için bizden bazı kolaylıklar is temektedirler. Bu aziz karnerin arzularmı yerine getirmek üzere Cumhuriyet için ayhk abone usulü ittihaz etmeğe karar verdik. Ay lık abone bedeli yalnız Muhittin Beyin verdiği izahat Bunun üzerine Muhittin Bey kürsüye geldi ve hakikaten pek ziyade teferruata ait en ufak bir dileği bile ihmal etmeden izahat verdi. Muhittin Bey, mukaddemesinde, Vilâyet ve Belediyenin yaptığı işlerin gerek kongrelerde, gerek idare heyeti raporunda alâka ile bahsedildiğine ve bu arada şahsı hakkmda söylenen sözlere tesekkür ettikten sonra, çok mühim bahse, yapılan işlerin halka iblâğı noktasma temas etti. Eski eserlerin kuruIuşunu, bu cepheden kısaca tetkikle neticede padişaha dua maksadı temin « dildiğini anlatarak hilâfet ve saltanat namına yapılan bu şekilde propagan MUHÜS KARIM H. BEZAT BEDİA FERIHAHA HAZ1M GALİP E. BENi LÎDE VASFt KEMALMUAMMER Rejisör: BEHZATR. E R T ü G R U L MUHSIN Nusiki : ALDATIRSA SABAHATTİN 150 kuruş... tan ibarettir ve tabîî peşin olarak gönderilmek lâzundır. Bu usul idarece fazla mesaiyi icap eden kulfetli bir meşgale olduğu için abonelerinin inkıtaa uğramamasını istiyen karflerimizin şecelc veçhSi Ânrfermefcla etmeleri iktiza edecektir. TÜRK SİNEMACILI6ININ İFTİHAR EDECEĞi BİR FiLiM Çarşamba akşamı M E L E K ve E L H A M R A fZMiR'de E L H A M R A sinemalarında ayni zamanda