19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
?Camhuriyet• s2t Kanunusani Hikâye Dalgmlık T 100 milyon aitm! re, yeni bastan kalıplamak istedüer! Daha iki, üç sene evvele kadar bir çoklaruun dokunoimaz, dokonalamaz zannettikleri Osmanlı borçlannm Sç senelik srstemab"k bir müzakereden son • ra yıkılıp giderek eski tmparatorlok borçlannm bir senlik faizinden daha a • sağı rakamlara mmesi iae, her seyden evvel ba rejimin bünyesindeki sağlamlığın bir neticesidir. Ba yüz milyon altın, vergi halinde bu miHetin sırtına yükle tilecekken, yükletilmesine imkân bvakıhnamış müthis bir ağırlıktır ki, kalkmasile, tsmet Pasa hükumeti ile beraber, memleket te geniş bir nefes alsa yeri • dir. Netice şudur: On sene içinde hâdisat oyle cereyan etmiş ve ettirilmiştir ki, girtlagma ka dar borç batagma gomülmüs galip ve mağlup devletlerle dolu bu acayip yirminci asn Avrupa'smda, TSrkiye, bin nisbe borcu olmıyan yegâne devlet ha • line gelmiştirî Ne halde oldugumuzu anlamak için, memlekete, kendi hususî ve sahsî sikmblarnmzm zaviyesinden değil, baska memleketlerin içinde bocaladıklan müthis kesmekeslerin zaviyesinden bakmak gerektir. BocânJBt^anristan'da cok yüksek raakam isgaı eaen bir zata, Türk borçla • nnm Osmanlı tmparatorluğunun bir senel3c faizinden daha aşa&t bir nisbete indiğini soylediğimiz zaman inanmak istememiş ve hayreder içinde: «Fakat boyle bir muvaffakîvet kazanan bir i darenin altından abidesi dîkilmek ve etrafın^a sehriayin yapmak lâzm» gelirî» demıstn*. •*• Fakat me yazdc Id. KaragSz'un mezannı aramak için aylardanberi matgol olan Türkiye matboab, ba inasn • laraıyaeak kadar mühhn, mcrn'eket hâdisesine, bir Esn.f Şefik B*yin Gala • tasaray'dan çJcarJmaa taâd»«si kadar bile ehemmiyet Terir aoru.jnedi ve mflzakere eden mgrahhasm hsvadis ma • hiyetinrfeki beyrnatmı kavıt ile iktifa ederek rasnamojfe, yani •rtistluin bacak resimlerine ceçmeci lercıh etlL Bir çok gazeteler nit, yaranmak bcvesi • le danltmak endıtesi arasnda maalesef oyle anatik bor hale gelouslerdır Id, desü an kücük hatalan tenkit etmek, arbk büyük L'zmetlerin 'arkma vanp onları halka gosiermejk kab3i>*tini dahi kaybebnişlerdır. ALİ NACİ Ben Darülbedayie girdiğim seneler müessese büyükçe bir amatör kumpanyaana benziyordu... Bir piyes üç ayda çıkanhr. Bir defaya ımhnn olmak üzere gündüz kadmlara, gece de erkek • lere oynaınr ve böylece biterdi... Uç ay sonra yenî piyes çıkacak, o da bu akı bete uğnyacaktı. Üç ayhk bir provadan sonra heyeti vükelâ ve «ehzadegân huzurunda veriten bu moazzam müsamerenm ömrü yirmi dört saat sârerdi.. Onan için bugünkü kadar müessese dahflinde muhteUf memuriyete ve bu kadar memura da lüzum yoktu.. Mösyö Psalu" hem mudâr, hem mu hasebeci. Şükrü Efendi hem kâtip, hem Oân, hem de gişe memnrn idi. Şimdiki gibi daimî marangozlar, ressamlar, sahne müdürlvi, müteaddit süflörler, çeşit çeşit gise memurlan, kâtipler, dakti lolar, muhasebeciler, aksesüvarlar, kapıcılar, hademeler, figuranlar, daha bilir miyim neler ... Bunlardan mütesekkil bk tiyatronun mevcudiyetini düşünmek bile bizler için bir hayaldi.. Onun için her vazifeyi herkes gorebilirdi... Dii şSnce fle, dalgınlıkla maruf ihtiyar (Hulusi) Efendiyi aksesSvar olarak kuilanmak ishnne bîr sekte vermryordu.. Hufâsi Efendi Mmakyan'm eski ak törlerindendi... (Sizi kanun namma tevkif ediyorum) cfimlesi onun en mühim rolünün tiradı (!) idi Tercüme me lodramlarda gırmalı lâcivert elbise içinde Hulusi Efendiyi hep polis rolünde görürdük.. Bir gece Şehzadebaşı'ndaki bekâr odastnda yatar ve Vefik Pasaıun Moliere adaptesmi (Zor Nikâh) ı okurken ölüveren bu iyi kalpli ihtiyar gençken de dalgmlığile marnfmuş... *•* Şehzadebaşı'nda eski Darülbedayi mektebi olan ve Letafet apartnnam namile meşhur bmanm tam karştsmda iken yanan tiyatro binasında Mınakyan kumpanyası raımzam geçirSyorda.. Sul tan Hamît devrinin »ıkı sansörü altm da saya sabuna dokunmadan işin için • den sıynlmak oldııkça müşkuldü. »Yıldnta (kevkep) denüdiği ve bir çok keümelerm hatta lugatten bOe çianldığı boyle bir devird* piyes yazmak ve oynamak büyük bir dSckate bağhydı. Zavallı Mmakyan Efendi ba mfişkul şart lar altında bir hayli eser tercüme etmiş ve oynamıştır. tste o akşam da gene bu kıymetli »an'atkânn (Kırmızı Kedi Meyhanesi) ismindeki tercüme bir drarm oynanıyordu... *** Ramazanm on beşini geçtiği halde, hasılat umuldufu kadar olmuyordu... Herkeste parasızlık başgösterdi. Sıkınh devam ettikçe aktörler artık başka bir sey düşiinemiyorlardı. Provada, tem silde, evlerinde düşündükleri dert: Parasızlıktı... *** Piyesin bir perdesi bir meyhanede geçer... Burası haydutlann içtima et tikleri yerdir... Sahnede bu haydut müşterilerden başka bir meyhaneci ve bir de meyhanecinin kansı vardır. . Bun lar münavebe ile içki içenlere hiıroet ederler... Meyhaneci rolünii oynıyanı bilmiyorum ama kanstnı oynıyan (Kör Mari) namile maruf bhr kadm san'at kârdı.. (Kör) sıfahna bihakkin liyakat kesbetmiş bir kadmdı.. Bir gozünün «akatlığmı a? gören Halik ona bir de ciçekbozukîugu yamamış, yüzünü cizgi çîzgi burusturmuatu. *** Ekseri oyunlarda poKs olan Hulusi Efendi kaderm sevkile bu piyeste hırsız oimuştn.. Bir masa başında top lanan beş ahı arkRdaş aralarmda konuşuyorlar, plnla* tertip ediyorlarrK Reisleri r.Un Aleksanyan Efcndî drçordu ki «Baplanm alt kat martzenleı rdeki demir kasaları larabünMk için . » Herkesin reyi aluuyor, kumpanya efradt birer birer Kkirlerini söylüyorlardı.. Holas Efendi söyledi. Şahinyan Efendi, Sancakyan Efendi soyledi.. Sıra Hulusi Efendiye gelmişti... Dalgın aktör! O esnada parasızlıgm tesirile olacak, Kör Marrnin yüziine bakarak kendinden geçmişti.. Aîeksanyan Efendi yüksek tesle Hulusi Efendiye piyesteki İMnile aeslendi: «E Alber! Sen ne düşunüyorsun?» Sahnede oldugona onutan Hnlusi Efendi gayet tabiî bbr eda 3e cevap verdi: c Şu MarPnin sarabndald çîzgiler kadar kahveciye borcum olsaydı »okaga nasıl çıkardnn, diye duşünuyorum!». VASFİ R1ZA Şehremi'ninde tbrahimçavuş ma~ hallesinde Şükrü Efendinin evine hırsız girerek bir çok elbise çalmıştır. Bahçedeki ayak izlerinden hırsizın sabıkah Fahri olduğu anlaşıla rak tevkif edilmiştir. Kadıköy'ünde Cevdet Bey ismmde bir zat çakmak kuliandığı için yakalanmıştır. Fındıklı'daki sarap fabrikasmda amele İsmail dün sabah yeni gelen makineleri tecrübe ederken tezgâhın içine dü&miiş ve ayağı kırılmıştır. ismail baygm bir halde Beyoğlu hastanesine kaldırılmıstır. Ayak izlerinden yahalandı Çakmak kuliandığı için... Bir amele düşöp yaralandı (.Oçüneü sahifeden mdbait) leti idare etmis bir sistemin sakatlığuıı anlamamak için o devletin nçurumon ağzına gelmis olması da kâfi göriilmî yerek, aynca, uzağı gören bir adarrun, 9 sene durmadan çahşması ve büyük sabır içinde eserini, kimsenin inkâr edemiyeceği derece herkesin gözöne sok ması lâzım gebnîstir. Bu iki neticeye bakmca, îki rejimin, iki sistemin mukayesesinden ve tarihin seyrinden çıkan den şudur Iri: Osmanlı tmparatorluğu renmi, zen gin Irak, zengin Suriye, zengin Filistin ve zengin Rumeli gibi memleketler elinde olduğu halde, bir türlü gelirini giderine ayduramaz ve mütemadiyen açık verirdi. Istikrazlan da, yol yapmak, hastane yapmak, simendifer yapmak, köprü yapmak suretile memleketin imanna çalısmak için değil, bir türlü geli • rini giderine uyduramadığı bütçesinin geniş açıklarmı kapamak içfaı aktederdi. Ucuz faiz, bahane idi. Devlet o halde idi ki, borcu, pahalı da olsa, al • mak mecmıriyetinde idi. Nerede kaldı ki parayı ona, faizden evvel, ağır karşılıklar için, bir çok imtiyazlar ve muafiyetler mukabili verirlerdi. Alınacak paraya mukabü gümrükler karşıhk gosterdikten baska, şimendiferler, madenler, her sey, verihnekte tereddüt edD • mezdi. Her istikraz, izinsiz açılan Fransız mekteplerile Fransız hastanelermin vazifelerini nizamî sekle koymak için fırsat addedilir ve bir taraftan istikraz mokavelesi imzüanırken diğer taraftan bhr takmı kâğıtlarla da onlarm vaziyeti devlet mührile aynca legalize edflirdL Bi • naenaleyh para, faidn değil, sablan haklann mukabili idi ve veren devlet te, faiz için değfl, Türkiye'yi müstemlekelestirmek için verirdi. Cumhuriyet rejimi, Osmanlı tmparatorluğunun o zengin servet kaynakla • n elinde olmamasma rağmen, hem büyük bir kurtuluş harbinin bütun masrafIannı çekti, hem de dünyanm krvnm ktvrnn knrrandığı bir harp sonran devrinde, on sene, kimseden on para is temeden kendi kendine kâfi geldi. Ordu, simendifer, smaî tesisler ve sair millî teşebbüsler hesaba kahlma • dan, yalnız bu eser bile, dünkü rejimle bugünkü rejimin malî siyasetleri ara • smdaki ölçüye sığmaz faria ve eski reJhne ait malî siyasetm korkunç sakat • lığuu göstermeğe kâfidir. O malî si • yaset ki, daha iki sene evvel, bîr çoklan, kendilerine omı mOIî program e • dmdiler ve devleti de o programa g3 Kuraklık Kalmadı Anadolu'nun her tarafı na nafi kar yağıyor Gediz <Husnsî> Uzım zamandır devam eden kuraklık bu ayın onunda yağan ilk karla zail olmu»tur. Hafif bir lodosla erimekte olan bu kar çiftçilerimizi ve bütün halkı sevindirmiştir. Uşak ve Simao maallimlerl Gediz'de Uşak ve Simav ilk tedrisat nraallimleri müfettişleri Muhittin ve Sadık Karahan Beylerle bhlikte kış tatilinde seyahate çıknuşlar ve dö nüşte kazamız muallimleri ile görüşmek üzere buraya uğramışlardır. MuaHimlerimiz ve belediye reisi" miz Emin Bey, şereflerine ayn ayn ziyafetler vermişlerdir. Ziyafete memleketin ileri gelen zevab da da* vet edilmiştir. Ziyafetler pek samiraî duygulara sahne olmuştur. Oişçi ve Eczacı mektepleri asistanlan Disçi ve eczacı mekteplerinden sekizer asistanm müddetlerini bitirdüderi için geçenlerde vazifelerine nihayet verilmifti. Bu on alü asistan müddetlerini temdit için yeniden imtihana girmis ve on fiçü muvaffak olarak tekrar vazi felerine aunmıstu*. Muvaffak olamıyan üç asistanm yerine de baskalan almacakbr. C. H. F. kaza kongreri Kaza Fırka kongresi Fnka salonunda Vilâyet Fırka reisi Etem Beyin huzurile toplanmıştır. Kongre kaza reisi Sadık Bey tarafından açütnış ve memlekete faydalı müzake "" reler ve kararlar ittinaz edilmiştir. Bilâhare kaza idare heyeti mrihabi yapılarak rei&liğe Aynioğlu Saddc, azalıklara Hacıbeşli oğlu Emin, Oeak oğlu Nurî, Alikuş oğlu Kadhr ve Bağdath oğlu Mehmet Beyler seçihnişlerdir. Narettin Beyoğln tapa basmemurluğımdan: Bevoğla'nda Kamerhaton mahallesinîı Boynuz sokagmda atik 7 mükerrer cedk 13 numaralı hanenin bidayeten Cerma Kosti'den 326 tarihinde, m&bayin senedile alınıp Yanan tebaasmdan Ni kola ve Sokrat taraflarmm şimdiye kadar bflâniza tasarrof edildiŞinin senetsis tasarrufata kıyasen muamele îcrası talep edilmiştir. Şubat 1933 tarihine musadif pazartesi günü kablezzeval saat 10 da mahalline memar izam kJmacağtndan bir kiraz ve alâkai tasarrufiyesi olanlarm Beyoğlu tapu basmemarluğuna müddeti mekâre zarfında müracaat Iüzumd ilân olunar. Türk tarihinin medeniyet kununı hazirlamakta olan elli kişilSc heyet dün de Darülfünunda toplanarak mesaisine devam etmistir. Dünkü içtimada simdiye kadar yazılan kısunlar üzerinde tet • kikat yapıkniftır. Türk Tarihi Tetkik Heyetinin içtimaı Tiirk tarihini tetkik edeceklere • verilen vesika Maarif Vekâleti, TSrk medeniyet t«rihini tetkik edecek zevata, birer vesika göndermiştir. Ba vetikalan yostere cek zevat, kütSphane ve müzelerde, nadir eserler müstesna olmak uzere her hangi bir e*eri bir ay için alabilecek • ler, fotograf çekebflecekler ve krold de çîzebüeceklerdir. Tork Tarihi Tetkik Cemiyeti An kara kütüphanesinde mevcut eserlerin bir Iistesini, ba tetkBcatla mefgnl olan azasma gondermistir. Her mektep, söz derleme ocaği tlk tedrisat mfifettîşlerî dön Maarif idaresinde Maarif Mudurfl Haydar Beyin riya «cftin de toplanmiflar chr. Ba îçtfma r da; flk mekteplerin birer 5oz derleme ocağı oldn • "TTÖnkü içtimadan bir intiba ğıma nazaran alınacak tedbirler etrafında go • iflerini teshil maksadile yeniden rüşülmüştur. bir kaç tamim daha göndermiş > Maarif Vekâleti; Soz derleme tir. Resim bu içtimada almmıştır. Türkiye ile Brezilya arasmda doğ • nıdan dogrnya vapur seferleri tesisi \gin çalısmaktadır. Dd memleket arasmda Boyle bir denix ticareti bafhyaeak olur«, tîcari munasebetlerm daha ziyade artacaÇî sâpheslzdir. Bngünfcü seraît alfmda Brezilya Türk mallannı Hamburg ve Triyeste'deki kuınugyonculardan al maktadır. Ayni saretie Türkiye'de Brezflya kahvelermi Triyeste vasıtasile tedarik etmektedir. Brezilya konsolo • •a <Ja ba mes'elenin halli etrafında çahşmaktadn. Doğru Brezilya'ya vapur seferleri ' THE COMMERCIAL COMPANY OF SALONiCA Elmlâk ve Eytam Bankası İlânları Deniz kenarmda satılık arsa Kandilli Vaniköy caddesinde deniz kenarmda depo ittihazîna elverişli 12 numaralı 387 metro arsa icra daireshıce satılacaktır. thalei kat'iyesi 26/2/933 tarihinde icra edilecektir. Taliplerin ve daha fazla malumat talep edenlerin bankamıza ve yahut 932/1527 numara ile ıstanbul Dördüncü lcrasına muracaatleri. Himayeietfal balosu Hîmayeietral Cemîyetinin seneük kostSmlS baloro Vali ve Belediye Reisi Muhfttin Beyin rfyasetmde olarak şubatm 23 BncS persetnbe »kyımi Tokatliyan salonlarmda verilecektir. Balonun gayet mükemmel olması içm guzide bir tertip heyeti çalısmaktadır. Fevkalâde eglenceü ve nezih olacak olan bu eğlentiye tstirak suretile memleketin fakir çocuklanna da yardım edümiş olacagı cihctmin muntazam bir rağbet vesflesi teşedecegı suphesızdır. îstanbul Beledivesi ilânları Vesaiti nakliye resmînden olan borcundan dolayı haciz altına alınıp 16/1/933 tarihinde birinci müzayedesi icra kılınıp talip zuhur etmediğinden satışı tehir edilen 2156 numaralı ve Eseks markalı o • tomobilin ikinci müzayedesi 23/1/933 pazartesi günfi saat «11» de Kadıkoy Rıhtım caddesi Misakımillî sokagmda Lâtif Efendi garajı önünde bilmüzayede satılacağı ilân olunur. "DÖKTOR" Ostnan Şerafettin Cağaloğlu Nurosmaniye caddesİ No. 19 Telefon: 893 Muayene zamanı cumadan maada oğleden sonra (Yenibahçe hastanesi) dahilî, sari hastahklar mutehassısı ruz, artıfc kimseden saklamıyoruz, cimri bir adam olan Hacı'nm servetî toprak altlannda çürümesm diye bu paranm yerini arıyordnk. Hissettik ki zabrta bilhassa benim bir katü olmamd'an şüphe ediyor. Bir de ortaya Recai Bey çıktı. îki taraf ta rsimizi bozuyor ve bizi rahatsiz ediyordu. Hele Cingöz'ün eKne bu servetin geçmesine bir saniye taham mül edemezdik. Ustümüzden bütün şüphe!eri atmak ve rahat çalısmak içm bu intihar vak'asmı tertip ettik. Hakikat budur, Rıza Bey, hakikat budur! Fakat Recai Bey inanmıyor, hâlâ inanmıyor! Mehmet Rjza yalnız gözlerini Cingöz'e ağır ağıo çevirerek, sakin bh sesle sordu: Ne buyurursun? Cingöz birdenbire ciddileşmişti. Kaşlarını çattı ve derin bir nefes aldı, yere bakarak dedi ki: Rıza'cığım, Süleyman Tahir B. btraz istirahat etsîn, biz seninle başbaşa konusalım. Sonra yazıhaneye doğru gid'erek zile bastı ve Süleyman Tahir, içeri giren adamla beraber dışarı çıktı. Mehmet Rıza ayağa kalkmştı. Fatih Malmüdürlügünden: Fener'de Tevkiicafer mahallesinin Ismailağacamn sokagmda Emlâki Milliyeden ahşap karakolhane binası kiraya verilecektir. Müzayede müddeti 16 ikincikânım 933 tarihinden 4 şubat 933 tarihine kadar yirmi gündür. Taliplerin 4 şubat 933 tarihine musadif cumartesi gunü saat onda Fatih Malmüdürlügünde müteşekkil müzayedat ve ihalât komisyonuna müracaat eylemeleri. Tam bu sırada Siileyman Tahir'in kapalı ve karanldc se«i yüikseldi, Mehmet Rıza'yı daldıgi düşünce âleminden ayırdı. Ba ses, kat'î, hâkim bir tek cümle halinde çıkmıstı: Hacı Zihni Efendiyi ben öl dürme>dnn. Mehmet Rıza başını ağır ağır kaldırdı ve iri gözlerini Süleyman Ta hir'in gözlerine dikarek ona bir keKtne bile soylemeden baktı. Süleyman Tahir ilâve etti: Hacı Zihni Efendiyi biz öldürmedik. Mehmet Rıza hâlâ bu esrarengiz yüze bütün dikkatile bakıyordu. Bir müddet hiç bir şey söylemedi. Sonra, ağır ağır başını sallıyarak soedu: Peki... Bu intibar dalavereleri nedir, ne oluyor? Süleyman Tahir, mahkeme huzu* runda rdamdan kurtulmak için kendini müdafaa edeı» masum bir adamm bütün hafaretile canlandı, küçük siyah gözleri parladı, yumruk ları sıkıldı ve bütün vücudü bir sıron gibi dîkildi, dcğruldu. Ağzın dan alevli bir ses çıkmağa ba^Ia mıştı: Ben dedi, biz itiraf ediyo İstanbul Zîraat Mektebi Çiftliğinden: 10000 Kilo Kuru soğan 15000 » Dökme makine samanı 1500 » Sarmısak Istanbul Ziraat mektebi çiftliğinde mevcut üç kalem mahsul 23 kânunusani 933 pazartesi günü miizayede ile satılacaktır. Taliplerin o günde Yeşilköy civarında Ziraat mektebi çiftlik idare heyetine muracaatleri. Gene ellerini arkasma koyda ve kıllı kalın kaşlannı gözlerinin üstüne indirerek düşündükten sonra Cingoz'e baktı: Ben şhndi bu Süleyman Tahir'i alarak buradan gitmek utiyorum, dedi Mehmet Rıza'nm halinde bir fevkalâdelik sezen Cingöz, buna dik kat etmemiş gibi görünerek süku netle sordu: Ne yapmak istiyorsun? Evvelâ onu serbest bırakmak iatiyorum, sonra da artık senln bu işlerin zabrta tarafile meşgul olmamanı istiyorum. Cingöz, alçak perrfeden, zayıf bir sesle: Hay hay, dedi, bu adami sana teslrm ederim ve mes'elenin cinayet safhasile meşgul olmam. Fakat, biliyorsun ki benim maksadun her hangi bir cinaî vak'ayı tenvirden evvel Hacı'nm servetine konmaktır. Bütün bu heriflerin peşinde koşuşum, Süleyman Tahir'in kara çipil gözleri için değildir. Sana onu teslim ede rim Fakat bir şartla: Bana o arapça yazılmış duayı vereceksin. Mehmet Rıza, tereddüdsüz dedi ki: Veremem. Sonra daha kat'î adeta âmîrane bir tavırla ilâve etti: Senin bu işten tamamile çekilmeni istiyorunv Cingöz, bakışlarında öfke He wtihzanın mücadelesi parlıyan gözlerle Mehmet Rıza'ya baktı. Eski sertaharri memurunun bütün hareketlerinde öyle bir kendine güveniş, öyle bir yüksekten söyleyiş, gözle rinde öyle bir gurur vardı ki, Cin göz'ün bütün mücadele hırsını bir anda ayaklandırmağa kâfidi. Bu Hacı Zihni vak'asının başlangicın danberi, Mehmet Rıza ilk defa olarak böyle azametli bir tavır takını yordu. Kendisine hep dostane hareket eden Cingöz, bu garip muame lenin h3cmetini anlıyamabh; yalnız bu dostun yerine hemen eski bir düşmanın geçmiş olduğunu pek âlâ hissediyordu. Mehmet Rıza, belki de Cingöz'ün muvaffakiyetlerine karşı uyanan şuursuz bir rekabet ihtira sile artık ona harbetmeğe Iüzum görmiiştü. Şirketin 29 kânunuevvel 1932 tarihinde toplanmif heyeti umumiyesinin karanna tevfikan 29 numaralı kupon mukabilinde hiss* başına 0.0/3 Ingiliz lirasi (yanî 3 pens) 27 kânunusani 1933 tarihinden itibaren Cenevre'de BANQUE FEDERAL nezdinde Londra üzerine çek olarak tediye edileceği ilân olunur. Bu tev ziat hisse başına % 5 ten ve 31 mayıs 1932 tarihinde hitam bulaı senei maliye için teonettü teskil etmektedir. Kuponlar, talep üzerine verilecek listelerde muharreı olarak Cenevre'de BANQUE FEDERAL S. A. müessesesine tevdi edilmeli ve icabının ifasi için üç gün müddetle bu müessesenin nezdinde bırakılmaktadır. Müdür İS. FERNANDEZ ISTANBUL,EMİNONÜNDE.EMİNÖNÜ HArİ (KARAKAS HAN)HTÖ. OtHf1262 Cingöz Recai'nin harikulâde maceralan Yazan: SERVER BEDİ Mehmet Rrza ellermi arkasından bırakarak bir koltuğa oturdu ve bafmı onune •arkrtacak düsünmeğe başladı. Cingöz, bir insanı düşünce halinde serbest bırakmak nezake «fini Iris^ttiği için durdu ve bekledi. Gozncile Mehmet Rıza'nm yüzünü tetkik ediyordu: Onun kalm ve kıllı kaslan büyük sahin gözlerinin üstüne oyle bir inerek takallus halinde bulunuyordu ki zekâsmı ve iradesini bir fîkip v« bir karar üzerinde koyulaştırdığı bellidi. Bu halde beI\d on dakikadan fazla kaldı. Odada Ç*t çAnııyorJu. nun bu inip çıkışlannı, ba inatlanm bilirdi. Ansızın, kendisile onun arasma büyük ve tehlikeli bir uçurum dolduğunu anladı. tstihzasız ve hazin bir gülüşle yüzünü buruşturdu: Ah, senin bu huyun... diye mırıldandı. Fakat Mehmet Rıza taş gibi âu * ruyordu. Bu sesin içindeki hassasi " * yeti kendi sinirlerine geçirmedi. Kararından döneceğe benzemiyordu. Ağzını açmadı. Cingöz, daima dostane bir sesle' Biraz izah eder misin? dedi. Mehmet Rıza, derinliği olmıyan, kuru, demir sürtünüşüne benziyen katı bur sesle dedi ki: Artık seninle çok konuştuk. Hiç bir mes'elede bu kadar beraber hareket etmemiştik. Görüyorum ki bunun hiç kimseye faydası yoktur. Bir takım bos hulyalarla işi bozu yorsun. Eğec resmî vazifemden istifa etmemiş olsaydım, tabiî, seninle bu kadar bile ahbaplık etmezdim. Sen beni daima karşmda gördün, hiç bir zaman yanında değil. Tahkikatm büabütün başka bir safhada Cingöz Recai onun tabiatindeti inkişaf ©ttiğini bSmiyorsun, bu gurur, beaJik isyanlannı, ruhu 1 (Mabadi vari
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle