19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
K&nunusanı Cumhuriymt SON TELGRAFLAP Bana kalırsa İstanbul'un bîr şüphesi Dün Selâmi tzzet Beyin Hakimiyeti Milliye muharriri Bürhan Asaf Beye haklı bir sitemini oloıdum; bu yazıdan anladım ki, Bürhan Asaf Bey, tstanbul tenkidini el« alan bir naakalesinde tstanbul'u muhakkar grmek ve bu şehirden «tezyif scziür bir lisanla bahsetmek» için vesile ara mışhr. Arada bir Ankara'daki bazı meslektaşlann gözlerinde, îstanbul Darulfünununa, tstanbul münevverlerine, tstanbul matbuatına karşı bir yanbakış ve omuz lannda istihfafkâr bir kımılda mş gorünüyor. O tarzda ki, adeta, tstanbul kelimesine muzaf olan her kıymetin bu meslektaç ların gözünde kuçüldüğü, azal dığı, bazan da hiçe indiği farkediliyor. Eskiden Anadolu ile Rumeli arasında, belki yabancı tesirlerden doğma, buna benzer bir ters bakışma, bir yukandan alma eda vardı ve iki diyann bazı saf hemşeriieri arasında iptidaî münakasalara, atışmalara sebep olurdu. Fakat eyaletleri veya sehirleri memleket bütününden ayırmağa doğru giden bu zihniyet, Rumeli' nin büyük bir parçasile birlikte aramızdan çekildi. Şimdi bir Ankara • tstanbul rekabeti halinde yeniden canlanmasına ne burada, ne orada, hiç bir münevverin gönlu razi olmaz. Bu «lstanbul tenkidi, tstanbul yarım münevverleri» gibi tabir lerin arkasında gizlenen istinfafkâr düşünuşün en çoğu veenazi ne olabilir? En çoğu su olabilir: «lsanbul tarih ve cemiyet itibarile mute reddi Bizans'm varisidir; coğ rafya ve tabiat itibarile seciyeleri bozan kararsız ve oynak bir havası, bir iklimi vardır. lstanbul munevverleri, kafalannm içinde her gün lodos ve poyraz esen yanm beyinli adamlardır: Orada zekâ rüzgâra tâbi obnaktan kurtulamaz.» En azı da su olabilir: «tstan bul, idare merkezi olmaktan çıktığı gundenberi zekâsının siklet merkezini de kaybetmiştir ve bunun için orada fikirlerin umumî bir aksaklığına şahit oluyoruz.» Bürhan Asaf Beyden ben stı cevabı beklerim: «Ne biri, ne oteki: tstanbul nafile kuruntuya düffiyor.» SAF A 100 miîyon altın! 1923 te Osmanh borçları 1932 de Türk borçları Yazan t ALİ NACI ©ÜNÜN AKiSLERı Bir Alman karikatürü Dün, bir akşam gazetesinin iUc sahifesinde, bir çerçeve içinde iki Alman karikatürü vardı: Avrupa'da bir Türk... Türkiye'de bir Avrupa'lı! ResLaı, bu satırlarî okurken hayalinizde beliren levhadırt Çember sakallı, beli kuşaklı, başî fesli bir adam ve pencerelerden, kapılardan sarkmış hayran ba kışlı Frenk kafaları. Bu Avrupada bir Türk!... Diğeri de, sıska yüzlü, Amerikan gozlüklü, şap kah bir Frenk ve pencerelerden sarkmış fesli başlar, sakallı surat lar. Bu da Türkiye'de bir Av ' rupa'lı! Bu resim kafasî bînbir gece masallarile, harem efsanelerile beslenmiş bir Amerika'lı kızın def terinde değil, bir Alman gazetesinde çılcnıstır. Topraklarının içinde kemiklerimiz, topraklan • mızın içinde kemikleri yatan eski Osmanh devletinin dünkü silâh arkadasına, yeni Türkiye"yi bu kadar tanımamak yakışmıyor! Geçenlerde (Cinemonde) un yakın bir nüshasında da gene böyle bir karikatür çıkmıstı. Bu karikatürde de Türk, ayağı pa buçlu, bacağı şalvarh, beli palalî» başı külâhlı ve yüzü, kulağınaE dolanmış korkunç bıyıklarla çölgeli bir eşkiya seklinde çiziknistL Bu misaller, ne yazık ki, iki karikatürden de ibaret degildir. Garbin kafasmdaki yeniçeri devrinden kalma Türk'ü acaba nasıl silmeli?... Nasıl anlatmah ki, biz, sokaklanmızdaki şapkalılara değil, onlann gazetelerindeki bu karikatürlere hayretle bakıyoruz? Bunu anlatmak için, her halde kuru bir (teessüf ederiz!) cümlesi kâfi degildir. Çin harp sahasında tüyler ürpertici bir facia 380 Çin neferi silâhları kucaklarında donmuş olarak bulundular Şangh'ay 19 (A.A.) Japon izfcileri Kore hududunda ahvali havaiyenîn hall hazirda pek fena oldngu harp mmtakasrada kâin Takushan dağmda üniformalan arkalannda bulunan ve soğuktan telef olmus olan 3S0 Çin nef erinin cesetlermi bulmuşlardır. Biçareler, mevzilerin~ de silâhlarma sanlmış olduklan halde bulunuyorlar. Zannolunduğuna gore bu 380 kisi Japon'lar tarafmdan geçen kânunuevyel ayında nkışbnlmalan üzerine dağın tepesine iltica etmis ve oradan Japon'lara karşı İS gün siddetH bir mukavemet göstennis olan 400 kişilik grup efradındandır. Soğuk daljrasmın celrn^si üzerine orada mu harebe bir sükuna münkalip olmus tur. Çîn askerlerinin bu sfîkonednden dolayı hayrete düsen Japon'lar, bir takım îzciler göndermişler ve bun lar, Çmiilernı ba hazin akıbetlerini kesfetmislerdir. Bu nrada gene Çin kitaatinm Çin'in funali sarlrisine müteveccih olan harekâb devam ediyor. Çin tonana kadar harp edecek Şanghay 19 (A.A.) MUletler Cemiyetinin vaziyete karsi koymak nususundaki tnuvaffakiyetsizliği siddetle tenkit edümektedir. Bütttn memleket, Nankin hüku metinin arkasındadır. Tedafüî bir harp yapmağa ve Yehol eyaletinin istilâsına mukavemet etmeğe ha zırdır. Japonya eski noktcâ nazannda Tokyo 19 (A. A.) Cenevre'de dün cereyan eden müzakereler hakkmdaki ilk telakki ve mütalealar 19 lar komttesinm tekUfleri karşı sında Japonya'ntn evvetce aldıği vaziyeti degistinnek nîyetinde olma dıgmı göstermektedir. Cenevre'de ümittizlik Cenevre 19 (A.A.) 19 lar komitesi ile temasta bulunan mehafn itOâfm müskül olacağı ve komhenin misakm 15 inci maddesini harfiyen tatbik etmek için telif ibeyn sahasını terke mecbur kalacaği mütaleasını serdetmektedir. Berlin'de manidar M. Venizelos Bir hitabe! Meclisi feshedecek! «Satvetli Almanya'yi tekrar kuracağız!» BerKn 19 (A.A.) Wolff Ajansmdant Alman împaratorlugunun tesek külünün yıldönümü senlikleri münasebetile Dahilîye Nazın M. Bracbt, b!r nnhık soylemistir. Mumaileyh demiştir kît « Şimdi hararetlî bîr kalp ve feaiim bîr kafâ ile talîhfn »evküe veya kuvvetle simdi eenebî tebaası halme gelmfs olan milyonlarca Alman'ı düsunüyoruz. Bunlardan bir çoğıma Alman ya'ya avdet etmelert yollari asla gösterümiyecektir. Diğer bir takımlarının ise Alman vahdetinin husul bulması için avdet etmeleri îcap eder. Abnanya'yı dahilen tensik için Alman tnîlletnıe uygun gelecek şekil henüz bulunamadı. Fakat bu şekillerin en mükemmeline isal ede cek yol, saltanat kanunn esasisine knfintefai olamaz. Bütün Alman'lan serbest ve satvetli Almanya'yı yeniden vücude getirmek hususunda muavenete davet ederim.> Eski Başvekil şiddetle hücuma geçti Atma 19 (Hususî) M. Venizelos kendisini ziyaret edenlere ve bilhassa fırkan meb'uslarma intihabat için hanrlanmalannı tav»iye etmektedir. Başvekiltn fOrrinoe yeni intihabat icrasından kaçınmak ka bil olatnryacağından fırkatı men suplannm çimdiden halkın tenvirine başlamalan zaruridir. M. Çaldarit'in hücumlari Atina 19 (Hu*u*î) Sabık Başvekil, M. Venizelot'un şahsına ve •fyasetine hücum etmektedir. Dün muhalif gazetelerde uzun uzadıya beyanata intifar eylemiştir. M. Venizelos*un yeni kabinesinin mecliste hayli müşkulâtla karşilafacagı anlafilmakta ise de yeni Başvekil bunlara ehemmiyet bile vermiyerek faaliyetme devam etmekte ve meclisi fesfıedeeegini söylemektedh*. Vazifelerine iade edilenler Atma 19 (Hususî) Eski hükumet tarafından azil ve tebdil edüen bfitün bahriye ve tayyare zabhanı eski vazifelerine iade edümislerdir. Ankara'da yeni binalar Ankara 19 tnsaat mütehassnı mimar profesör Egli buraya gelerek yeniden yapılacak vekâlet binalan projele* rini Oızara baslamıştır. seriyetine terettup edecegini bildirmektedir. Almanyctmn bir notan Berlm 19 (A.A.) Wolff Ajaneındant Alman kabinesi alâkadar hüku metlere gonderdiği bir notada Vereailles muahedesmin 341 inci madidesi mucibince teskil edilen beynelmilel komiayonun Oder nehri üzerinIde gemi isletmek hakkında tanzhn ettigi mukaveleyi hangi sebepler • <den dolayı kabul etmediğmi bildir * miftir. Münidar bir karctr Atma 19 (Hususî) Şimdfye kadar (Kifwya) tesnaiye edilen cadrfeye, kraliyet taraftan olan Atina Belediye reisinin teklifi üzerine (Kraliçe Sofya) nmi verflmistSr. Yeni intihabat nasıl olacak? Atina 19 (A.A.) Gazeteler eski BafvekO M. Çaldaris fle M. Venize • los'un mtihabat hakkmdaki beyanatla • mu neşretmektedirler. M. Çaldaris, mtihabatm, fırkalar haricinde bîr kabine tarafmdan yapıhnasmı ütizam etmektedir. M. Venizelos, verdigi eevapta siyasî mes'aByeti obmyan bir kabinenin in • tihabatm serbestçe ve sukun içinde yapılmasnu temin edemiyecegini ve inti • hap kanstklıklanndan tevellot edecek mes'uliyetin tamamen parlâraento ek • fleriye doğru yürüdü; sonra, birden hızlandı... Kablacak gibi gülüyorum; gözlerimden yas geldi... Yagnmr, sırbma, enseme yagıyor... Paçalanm, bacaklanma dolasryor... Gülerken gozlerhnden yas gebnesi, beni kurtardı... Oh! Arhk gözlerinun kuru kuru yanması geçti... Kahkaha, aglamak yerini mi bıbıyor, Macit? Eve girerken, Müzehher'e, NiyazTye füler yüz göstermeğe mecbursun... Demek ki bir yandan esirgeyen Allah, bir yandan koruyorl... Evin kapısından îçeri girerken yağmurdan kurtuldum; fakat tipiye tutulmus gibiyim... Gözlerim etrafımı sec* miyor, kulaklanm çınhya çınliya ugulduyor... Basbgıra yeri görmüyorum... Kapıyı açan Niyazi, bağırdi: Agabey, ne kadar ıslanmıssm! Ehemmiyeti yok... EHerimden hrtuyort M. Anastas Bakkalbaşı'nın beyanatı Bir müddettir şehrnnizde bulunmakta olan yeni Yunan Haridye Nazm M. A* nastas Bakkalbası yeni Venizelos kabinesinin dahilî ve haricî hfanat kazannnş adamlar olduklan için mecliste de itimat kazanacagmı, aksi takdirde meclisi feshebnenm bir zaruret olacagmt soyliyerek: « TiirkYunan dosdugu Yunanistan'da mfllî bir siyasettir, her fırka buna riayete mecburdur. Burada kaldığım möddetçe Türkiye inhisarları usuHermi tetkik ettim. Yarm Attna'ya gidece • ğim.» Demiştir. Haydi, bizim odaya gel de ısm.. Esvaplannı da kurutahm. Niyazi, Benimle alay rnı ediyor? EIhni tutan elini sıkıyorum: Sizin odada mangal yanıyor mu? Çocuk, alt dudagı titriyerek bakryor: Aksam üzeri, ablam aldırtb... Nasıl? Ne ile aldırth? Bunun cevabını, Niyazfden işibnek, bana daha azap verecek... Müzehher'in odası sıcak... Müzeh her, karyolanm içinde, battaniyeye sarmarak obntnus. Nasdsm, Müzehher? Iyiyim agabey... Bugün, çok az oksurdum... Gülerek onüne bakıyor... Hayır, Müzehher, eger gübnek isti • yorsan kahkahalarla gül... Birbirinin yüzüne bakmaktan utanacak biri varsa, o da, benim... Pijamamı giymek için odama girdiğim zaman, konsolun mermeri üstün • de, henüz açılmamış bir paket Yenice sigara buluyorum... Tekrar Müzehher'in odasma dön* JSugün Ankara'da Meb'us intihabı var Ankara 19 (Telefonla) Yartn '(bugün) saat dokuzda Belediye dai • resinde müntahipsanfler mânhal An • kara meb'uslugunun intihabmı yapacaklardır. Mubarrîr Aka Gundüz Beyin seçümesi kuvvetle muhtemd gorülmektedîr. Bulgaristan'm en böyuk derdi, ne etfı kalmadı! rafında o kadar gurültü edilen Make Zaran yok, biraz daha kıs! donya mes'elesi, ne Yunanistan'la ara Istiyorum... Fakat imkân kal • larmda asılı duran S l çesit ihtüâfın madı! halli mes'elesi, ne bizîmle 1925 moahe Eski vergfleri al! desine muzeyyel protokolun tatbikab Fakat... Halkın tahammülu kalmes'elesi, hatta ne de Noyyî muadehesi madı! nin yeniden tetkiki mes'elesidir. Bul • O halde biz gelir, bakanz! garistan'm basbca mes'elesi, harpten evVe geldüer, bakblar, kıstüar ve biraz vel ve sonra aldığı, bir türlü odeyemedaha çökerttiler. diği, galiba bu gidisle hiç bir zaman da Ama diyeceksiniz ki: Vermesin! ödeyemiyeceği borçlan derdidir. Fakat can damarlan ele geçirilerek Borç ve faizi, şiryanlanna doldurulkanı süzühnek devresine girmiş bütün mus korkunç bir sülük gibi, Bulgaris • borçlular gibi, arbk iradesi de alacak • tan'ı günden güne daha lf*"fir, daha hlannnın eline geçmisb*r. cansız bir hale koymakta ve 1878 den*•* beri kavgadan bir turlu baf alamamış, 1923 senesi, Lozan'da, Türk müle fazla olarak girdiği dort harpten de yaltinin gözleri kılıç panlblan içinde, her mz birini kazanarak üçünden yenflerek tarafı yanmıç barut kokan muzaffer bir çıkmif bu harap ve perisan memleketi, ktımandanı ile büyük devletler arasında her nevi politikasında tesebbus kudreyeni Türkiye'nin esaslan görüsülürken, ttni kaybetmif bir haraçgüzar vaziyetine devletler, bütün dikkatlerini, su yukasokraaktadır. nki Bulgar modelinin dev aynasmda on kere büyülHilmüs daha feci bir şekli oYedi mflyar ve kusur milyon levalık Bulgar bfitçesinin bir mflyar sekiz yüz Ian Osmanh tmparatorlugu maliye sismilyonu, yani yüzde yirmi beşten fazla temini, o imparatorlugun yüzlerce milbir nisbeti, haricî borçlara aynlmıstn. yon albnla tarblan agır borçlan ve o Bulgar fimendiferlerinin, Bulgar güra borçlann gene albn faizlerüe beraber, ruklermm, Bulgar tütunlerinin, kibrit, genç devletin sırbna yüklemek noktatuz ve saire gibi daha bir çok Bulgar esında teksif ettiler. Devletlerin maksadı meklerinin varidab, borçlara karfdık su idi ki, Türk'ün ayağına bir kere bu gösterihnistir. albn prangayı vurmak gerekti. Ondan Alacaklılarm bir adamı, esid Osmanh sonra, verflenlerin hepsini, başta adli Dâyunu umumiyesinin Sir Adam Blok'a kapitülâsyonlar olarak, yeni yeni vazineVinden bir adamı, Sofya'da, alacakh yetlerde ve birer birer geri almak kabO denüen mahlukun bütün o klâsik ve taolabüirdL tngiliz başmurahhası, Lord hammulfersa tavurlarile, Bulgar hazineGürzon, hatta bir nevi istihfaf ile, bütün sine gireni çıkanı kontrol etmekte, banverOenlerin geri ahnacağmı, bizzat Türk drol musaadesi vermekte, hesap sorBasmurahhasma söylemekten bile çekinntwW«, inanmazsa deftere bakmakta ve medi. Bulgar hükumetine, butçesini ucuca geOhnüf adamlann hatırasını tezyif ettirebOmesi için, akıl oğretmek fmatlamek gibi kuçüklüklerden tamamen u rmı asla kaçnmamaktadır. zakta kalarak, fakat yahuz tarihî ve çok Borç ve faizi, müthiş ve bSkShnez mühim bir vakıayı tesbit etmiş olmak pençesmi, Bulgar'm genç ve kuvvetli oiçin, o konferansa benim gibi istirak etnradanna basa basa, onu her gön biraz mis olanlann hepsi büirler ki, yüksek daha çokertmektedir. ihusasından dolayı Türk murahhası heBorcun yahuz senevt taksitmi ve fayetine mali müsavir tayin edihnif merizini odeyebflmek için Bulgar devletinin bum Cavit Beyin şahsî ve üraî kanaakatlandıği acılar ve yoksuDuklar hakkmti dahi, büyük devletlerin bu siyase • da bir fikir vermis olmak için, denetine, sayani hayret bir uygunluk gösterbilirki: mekte idi. 1 Bulgaristan, bugünkB para vaBu zabn müdafaa ettigi tez su idi: ziyetile, değfl kuvvetli bir ordu yapa1 Osmanh tmparatorluğundan vabflmek, tepeden famağa kadar m&seüâh ris hükumetlere intikal eden muhtelif isdevletler arasmda, hatta «Noyyi» mu • b*krazlardan müteveDit borçlar için re • ahedesinin kendisine müsaade ettigi sühnal taksimi, teknik bakımından gayteşkSâtlan bfle tamamlamak imkânından rimümkündür. Brâaenaleyh, mevcut tahmahrumdur. vflât olduğu gibi kalnr ve Osmanh tm 2 Yeniden mektep açmak, hastane paratorlugunun asıl varisi olan yeni devkurmak hayal halini almıstır. Bu vaziyet letin borcu halini alır. karşumdan: Mektepler, bir taraftan 2 Osmanh Imparatorlugnndan a hkabasa dolduruhnaktan, bir taraftan razi alan devletler, arazinm iratlan nisbakımsızlıktan bytnetlerini yandan yabetinde faiz ve amortismana işttrak e • nya kaybetmisler ve bir çok hastaneler, derler. koguslarmdaki bir çok yataklardakar3 Tahvflatta altın yazılıdn ve biyolasızlıktan, doseksizlOrten, yorgansıznaenaley albn Ödemek lâzımdır. Mes'Iıktan! Iki hastayı bir arada yabrmak ele boyle halledilince devletlerin itimadı gibi hastane mefhumunu güKinçlestiren ir^^Bnilf^ ve memleketin ihtiyacı olan vaziyetlere düsmâflerdir! para almır. Dışandan daha ucuz borç almak ve buhnak mümkün iken bunu 3 Sehirleri sulamak, koyleri ay yapmamak hatadır. dmlatmak, hele yol yapmak gibi umumî hizmetler, meçhul utikbale ait isler ismet Pasanm Lozan'da içli dısh bir sırasına geçmis ve memur maası, iki, mücadeleden sonra o zamanm seraiti Sç, hatta dört ayda bir verilen bir suriçinde ancak müzakere harici edebildiprbe haline gelmiştir. ği bir sistemin esaslannı bu suretle hulâsadan sonra, simdi, Lozan'danberi ge* On binlerce issizi birlestirmek için çen 9 senenin verdigi neticelere baka • en küçük hacunde bir tesebbuste bu km: lunmak imkânmdan mahnnn olan Bulgar hükumetinin, büyük Bulgaristan ha1 Türkiye devleti 9 senede hariçyalüe yetiçtirilmiç munevver bir gençten on para istikraz ebnemişbV. lik kütlesinîn dar bir Bulgaristan hacmi 2 Yüzlerce milyon altın]ık borç içinde aç kalmak yüzünden zorla Ko • albn kaydi olmaksmn eski Osmanh münist ve hatta anarsist olmasına karsı imparatorlugu borcunun bir senelik fabulduğu çare, evvelâ ellerini uğuşturizinden daha asağı bir yekuna indir • mak, sonra gozlerini yummak ve moxrilmistir. tarip f»îı«»ılffan îbaret kabnaktadır! ... Binaenaleyh, Cumhuriyet rejiminden evvelki mesrub*yet reömi maK siyasetiAvrupa'mn en fakir ve bu bakundan nin, bir taraftan borçlan olduğu gibi en zavalh devleti, şüphe yok ki Bulgar ödemek, diğer taraftan da devleti idare devletidir. için behemehal hariçten ve tercihan borBu devlet, butçesini koltugunun alb • cu odediğimiz yerlerden para tedarik na vurarak, yahuz 1931 senesi zarfmda etmek esaslarmda toplanan an a sistemi, fiç kere, «ben bu parayı veremiyoram, isdnat ettiği bütün teknik esaslarfle beacıymn, BKryorum!» diye, Avrupa'mn raber, bu iki müsbet netice karsumda, Cenevre, Paris, Roma, Londra, bütün arhk iflâs ebniş sayıhnak Iâzım çeür. kapüanm çaldı ve «u cevabı aldı: Ne gariptir ki, yüzlerce sene bu dev Masrafı kısl (Mabadi 6 tnct sahifede) Kısbm, fakat arbk kısılacak taradüm, tskJc esvaplanmı bir iskemleye asbm, kurutuyorum... Fakat NiyazTye, Müzehher'e hissettirmeden, odadaki eşyalan vakit vakit gozucüe konbt>l edıyorum I Müzehher'in basucundald komidinin üzerinde duran tuvalet ve manikür takımlanm goremiyorum! Onlann yerinde iki eski fırça, bir küçük famak makasi ile işporta mali bir tarak, iki tane de boş kolonya şişesi duruyor... Meğer, esyalar da istihaleler geçi riyorlarmıç! Atlas astarh goderi mahfaza içindeki füdişi manikür takunımn, isporta mali bir pembe tarak oluveri sine hayret ediyoruml Gomleğimin koDannda nrrtan isporta mali on kumşluk kol dügmelerine hâlâ saşhğun gibi... Topkapı'da bulduğum yeni tasmacağımız evin sahibi caydı... Ben, orasım Müzehher'e nasıl be • ğendirecegimi, ne diUer dökeceğimi düsünürken, karanhk, batak, kara tahta bir mahallenm kara tahta, yıkık fld odah bir evini bize kâtalamağa kork • tular... Ev sahibi, esnaftan bir kefil istiyor!... Bana kim kefO olur? Hem de esnaftan! Akla da, hayale de uzak bîr ihtimal olarak, bîr dakika, tanıdığım esnaflan diisündüm: Eski mahaDemizdeki kasabm sanşın, yumurta kafah, çini mavi gozlü oğlu karşıma dikîldi: Size kefil mi olayım? Yutkunur gibi nefes aldı, karnını çıkararak omuzlarmı geriye itti. Ben, bunun bir hamle isareti olduğunu bili • yorum... EHerimle gözierimi kapadım. Sanki bir el, ellerimi gozlerhnden çekti. Süthala Ayşe Hanım, ellerini gobeğinin üstünde kavuşturmuş, yan acur yan utamr gibi gülümsüyor: Beyefendi evlâdım, esnaf kısnm kefil olurlar ama, işinizi gücünüzü, ayhgınızı, yıllığımzı da öğrenmek isterler. Eski evde iken, bizden hesabmı iki defa alan sütçünün, yağmur toplıyan havalar gibi kapanık surab, daha karardı; sesi, daha küskün: Hakkmı istemek kabahat mi? Yok' •a veresiye verdiğnniz mi günah, ku YUSUF VYA Yeni takas kararnamesi Ve kontenîan lîsteleri Ankara 19 (Telefonla) 13344 numaralı takas kararnamesmin baçlıca esaslarmı dün bîIdirmişSTm. Ka" rarnamenin üçüncü marfdesinde ta* dat edilen takas maddelerine k5 " mürlerden maada diğer bilumum madenler flâve edilmiştİT. t^bu hükiim 4 kânunusanide mu teber olacaktn. Kararnameden is" tifade hakkı 15 şubat 932 tarüıine kadardır. Kontenjan kararnamelerinin tevhidi Ankara 19 (Telefonla) Ş«ndiye kadar çıkan kontenjan karar namelermin tetkiki hakkmdaki proje Heyeti Vekilede tetkik olunmaktadır. Bir mtimale gore kararname 20 subatta nisan, mayıs, hazhan kontenjan Ihfteleri He beraber neçrolunacaktir. Ankara'da kar Ankara 19 Dün sabah buraya as miktarda kar yagdı, soğuk siddetlenmiş« tir. Cumhuriyet Nüshası 5 Kuruştur Türldye Hariç ii şeraiti Senelik Alb ayhk Üç ayhk Bir avhk 1400 Kr, 750 400 150 2700 Kr. 1450 800 Yoktur TipiJDindi! Yazan: MAHMUT YESARt cîuTuyorum!... Bu, yüzü sargüar içinde, hıhldıya hınldıya düenen boğuk sesli dflencmin de bu aksam yakacak kömSrü var... Bir barakada bile olsa, gene ***»*£*}"* yakıp tsmacakl... Gülüyoruml... A!... Gozlerime manamıyomm!... Siyah sapkah, siyah lutr mantolu genç kadm da, atesi al dudaklan arasmdan beyaı diflerini gosterarek Uth Uth gülümsüyor... Ne zannetti acaba? Ne umuyor?... Genç kadm, pembe, larmnı ebruhl yanaklannı çukurlasbnp, d3c sürmeli gozlerini süzerek hâla gülüyorl... Sinirim tutbı, kahkahalarla gülüyo • Kadm, gozlerini kırpışhnyor... Şafîrdıl... Bakıçlanndan korktugunu anl . . . Evvelâ gayet ağv adBnlarja CUMHURtYETin tefrikan: 53 sur oldu? Kömürcü, bıyık alhndan homorda • « nıyor!... Karşıki bakkahn sesi, pash bir yay gıcırhsı gibi kulaklanmı hrmahyor: Bırak sende, kimsenin işine da akıl erdiği, ereceği yok ki... Onüne geIene kîraya verir misin?... Nenin nesi bilmiyoruz ki... Issiz güçsüz adamlara evlerini kirahyanlann akıllanna saşa^ rtm... Bu kâbus, korhdmak için ne kadar çabalamrsam, beynimi o kadar sanyor, gözlerimi o kadar karartıyor... Topkapı taraflannda, sura yakın, karanlık, batak, kara tahta viran bir mahallenin, kara tahta yıkık iki odası f Bunu bile çok görüyorlar, emniyet etmiyor, kefil isb'yorlar! Ayda, sekiz on liralık bir itibanm yok... Insan, düşerken, düstügünü pek bö miyor. Sezse bile, ne derece düseceğini hiç kestiremiyor... Fakat düstükten sonra düştüğünü ve nasıl, ne derece düş • tüğünü anhyoru. (Mabadi var)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle