19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 Kânunusan» 1 ° 3 > 'Cumhariyet' 1ürkçemiz... Okurlarımız ne diyor? \ Uludağ'm zirvelerinde bir Ski müsabakası Yaz ortasında üstünde kar bulunan Uludağ, kîş ortasında daha sirin oluyor Karadeniz halkı Lâz'Iar yalnız Rize'nin şark kısmmdadır Rize «Hususî» İstanbul ve sair yerlerde, Giresun'dan itibarec sarkî Karadeniz sahiHerinde oturanlar tnnumiyetle Lâz zannolunurlar. Fil vakî bir fstanbul'lunun Giresun'lu, Trabzon'lu, hele Rize'li vatandaslanna: Gel bakalım Lâzoğlu, otur bakalnn Lâzusağı (Lâz yavrusu) gibi sannmî hkaplarda bulunduğu her vakit görübnekte, isitilmektedir. Bu zan tamamile yanhstır. Çünkü Lâz'lar yalnız, Rize vilâyetinin şark kazalarmı teşkil edcn Pazar (eski isimle Atina), Hopa kazalannda ve bu kazalarm da snh3 ve sahile mücavir kısımlannda bulunurlar. Rize merkez kazası ile Hemsin nahiyesi gîbi vilâyetin iç yerlerinde bulunu nurlar; Trabzon ve Gîretun'lular tamamile Tirrk rrkma mensupturlar. Esasen mert, cesur, doğustan zeki, kabiliyetli, vatanperver, misafir sever olan Lâz'ların Türk'lerden yegâne farklan hususî bir lisana malik olznalanndan îbarettir. Bunun haricmde her iki miîlet arasmda hiç bir fark yoktur. Lâz lisanı nisbeten basit bir Iİsan olup edebiyatı ve kendine mahsus bir yazısı yoktur. Lâziarm menjeine gelince: Bazı ktmseler buniann Kafkasya'da ba lunan Begrer veya Mengıreller'den tes«üp ettiklerini söyliyorlarsa da met'ele hakkmda esaslı, ilmî bir malumat yoktur.. /. Ferit Miralay Seyfetttn Bey, talimname komisyonu için asağıki kelimelerin öz türkçelerini îstiyor: Talimname, mesafe, istikamet, idare, hat, zaviye, hazniık, kıt'a, kuvvet, tesir, dürbün, takviye, tevkif, tahrip, hedef, kademe, cetvel, liste, harta (harita), nnntaka, hu susî, umumî, murabba, nüfuz, tamîr. faaliiyet, tesbit, mhiraf, kabiliyet, ibre, iakala, nokta, şâhıs, nişan almak, plân, mihver, münkale, techizat, saniye, nâzım, sehim, kavis, müvazi, levha, makta, mukayese, mevhum, mazrubu ihtnnalî, mihanikî fark, manevre, te«hU, po»ta, müddet, ufkî. Sırt ve sırıkla yük taşımak menedilecek Belediyenîn tasavvuru karşısında hamallar ne diyorlar? Hamallar kahvesinde, Hamalbaş için yapılan ve bir tüneğe benziyen odacıktayız. Hamalbaşı so • ruyor: Ne dedin, ne dedin efendi? Bîr kere daha oku şunu hele! Gazeteyi tekrar okuyorum: «İstanbul'da hamal işlerini tan zim için yapılan nizamname hükumete takdim edilmiftir. Koprti Bizde eşya nakliyatı ötedenberi arkalıkla ve sırt uzerinde yapılıyor. Bunun sıhhî mahzurlan çok tur. Diğer medenî memleketlerde sırt ve omuz üstiinde eşya nakliyatı tamamile maziye kanşmıştır. Belediye sırt ve sınk hamallığını tedricen ortadan kaldıracaktır. Bu maksatla yeni meyva ve sebze hâli insa edildikten sonra hâlde nakliyat otomatik arabalar ve malzemelerle yapılacak, bu şekil bilâhare bütün şehre teşmil edilecektir.» Yazmak kolay, yapmak güç efendi! Sırtta yük taşmmıyacak, sınk hamalhğı kalkacak... Yani makineler iş görecek... Peki ama 5000 hamal ne olacak ? 5000 hamalın on beş yirmi bîn nufusa varan kanlan, çocuklan ne olacak? Oyle ya makine olunca bu kadar adama lüzum var mı? Ben yirmi senedir hamalım, başka şey bümem. Kâtiplik yapamam, marangoz olamam, gemi • cîlik edemem. Etsem de iş nerede? Yazmak kolay, yapmak güç efendi! Ba makineleri kim alacak? Hamallar mı? Bizde para nerede? Kontenjan, parasızlık para mı bırakti ki... O, günde 56 liraya para demiyen, mahalle • bici dükkânlarmdan çıkmıyan, otoroobiüerde gezen hamallar vaktfle varmış. Şimdi ayda otuz kâğıdı çıkardık mı opüp te başınuza koyuyoruz. Makineleri TJIudag'ın yaz mevshnlndeK manzaralarmdan fti lntiba Bursa (Hususî Muhabirimiz den) Şehirlerde buram buram ter dökerek buzlu limonatalara, meyvalı dondurmalara can attığı mız snralarda bile insana tam bir kış hissini veren Uludağ'm acaba kısı nasıl oluyor? Bu, cidd'en me rak edilecek bir seydi. Fakat şim diye kadar bu mevsimde dağa çıkan olmadığı için buna dair hiç bir bilgiye sahip olamamıstık. Geçen »ene ilkbaharda atletizt antrenörü Her Abraham küçük bir »eyahat yapmış lâkin bu »eyahatte gördüklerini anIatmadan gitmiçıti... Bu sene kânunusaninin ilk haftasmda ,£alatasaray Iisesi muallimlerinden Mr. Guiollot Ue iki arkadaşı ve Bursa'dan da Fransız konsoolsu Mr. A. Graulle ile Elektrik »irketi müdürü Mr. Angeli ve M. Romangal filator fabcikasından Mr. Miazzi; Bursa'dan Mademaiselle Marechal ve Bursa'nm meshur avcılarından Hasan Ef. birleşerek bir kafile ha linde Uludağ'a çıkmtslardır. Bu ilk şayani dikkat »eyahat muhitimizde büyük bir alâka ile takip edilmis ve o nisbette merak uyandıırmıstır. Bir hafta kadar süren bu »eyahat bize; Uludağ otelinin istikbaline ait baxı fikirler de vermiftir. Fransız kon solo«u Mr. A. Graulle bana bu se yahatlerine ait intibalannı sÖyle anlatb: « Galatasaray muallinılerin den ve alpmstilerden Mr. Guiollot İstanbul'da (disbudak) tahtalarm • dan Skyler yaptırarak sömestr tatilinde iki muallitn arkadasile buraya gelmifti. Bursa'dan da bes kisilik bir kafile teskil ederek hep birlikte U ludağ'a çıkmayı kararlastırdık. .Aynca iaşe malzemesini nakle yarıyacak olan v e atla çekilen bir kızak ta yaptırdım. Mr. Guiollot Bursa'ya 1 kânunusanide gehnisti. Berabe rinde Galatasaray lisesi muallim lerindsn Mr. Berard1 ve Mr. Massal vardı. 2 kânunusani günü öğleye kadar Skylerin ve kızağrmızın de mir aksammı teminle uğraştık. Bi rinci kafile olarak GalatasaryMı üç muallim ayni gün öğleden »onra DoIubaba denilen mevkie kadar oto mobille çıktılar. Bu otomohil; kafileyi orada bırakarak geri döndü. Saat 15,30 da Dolubaba'ya varan kafile ile bağajları ve iaşeye ait malzemeyi taşıyan kızak; (5) 5aat kadar karlar Uzerinde yol aldiktan sonra saat 21 de Uludağ oteline varmıştı... kafilenin önünde kâh arkasında yürüyordu. Hava berrak fak&t çok soğuktu. Maamafih vücutlerimiz bu soğuktan asla müteessir olmuyordu. Çünkü: daimî bir hareket, kani damarlarunızda sür'at ve kuvvetle doIastınyordu... Sekiz saat süren bu yürüyuşü müzde hiç bir anza olmadı. Her tarafnnız emsalsiz denecek kadar güzel kar manzaralarile süslenmisti. Sanki bir sinema kordelâsı seyrediyorduk... Saat 17 de otele vardığı mız zaman bu yorucu seyahatin bütün yorgunluklarını unuttuk. Çünkü: sehirden çok uzak ve çok yüksek bir dağm başında medenî bir müessesenin bulunuşu bizi haddinden fazla sevindirmisti. Senenin bu mevsîminde otel bomboştur. Yalnız otuli; ana, baba ve bir çocuktan ibaret bir aile bekliyor. Bu aileden büyük bir nezaket ve hüsnü kabul gördük. Kimbilir belki de ne zamandanberi burada kendilerinden başka insan yüzü görmemişlerdi. Bize geniş ve döseli bir oda gösterdiler. Hem de odun sobasile hamam gibi ısınan bir oda... Gece, hiç kimse de dişarı çıkmak için cesaret yoktu. Sadece pencerelerden dağın çamlarını türIü türlü şekillere sokan kann cazip ve o kadar da korkunç manzarasını seyrediyorduk.. Aksam güneşi bu rada çamları ve karla örtülü tepe leri solgun bir ıstkla yalayıp ufukta batıyor... Gece sabaha kadar sobamız sönmedi. Termometrelerimiz dişarıdaki harareti sıfırın altında (20) gö*teriyordu... Izmir kollejinde Bir talebe garip bir tarzda tardedildi tzmir Amerikan Kolleünde bir Turk talebenin mektepten tardedilmesile neticelenen müessif bir hâdise olmuştur: Bir Amerika'lı muallim, bir Türk talebesini ders haricînde, hususî odasma davet etmis ve talebesîni mültefit bir kabul yüzü ile karşılamırtır. Muallim ve talebe iki arkadaş gibi karşılıklı otu rarak muhtelif mevzular etrafmda gorüşmüşlerdir. Muallim bir aralık bu teîebeye mektep idaresi hakkmda fikrini sormustur. Muallimin samimî vaziyetinden cesaret alan talebe, mektep müdürlüğünü vekâIeten yaoan Mister Veromen hakkmda dü?ünduk!erini soylemistir. Ertesi sabah, talebe ani surette müdiriyete davet edümlstir. Bu davete hiç brr mana veremiven bu genç müdiriyette Mister Veromen'i bu'muştur. Mtster Veromen, bu ta'ebenin bir Amerika'lı muaTHme kendi hakkmda bazı sözler söyleyip söylemediğini sormuştur. Amerika'lı muallimin bir casus gibi samimivetinden istifade etmesini bir türlü aklına ge'irmiyen talebe büyük bir asabiyete kapılmış, vazîyeti olduğu gibi an'atmıştır. Bunun özerine bu talebeye, velisinin mektebe gelmesi söylenmiştir. Türk talebe smıfa girmiş, sınıfta kendisinî odasma davet eden muallimin der»mde bulunmuştur. Bir aralık talebe bu muallime teessüf etmis, samimiyetinden istifade ederek öSrendiği »özleri mektep müdürlüğüne bildirmesini doğru bulmadığmı flâve etmiştir. Bu sözler talebe ile muallim arasmda bir münakasa açmış, muallim bu Türk talebesine hakeret etmiş; talebe de bu muallime cevaplar vermistir. Bu müessif hâdise üzerine Türk talebesi mektepten tardedilmiştir. Enteai gün güzel ve billur gibi berrak ışıklı bir günesi e sabahı karşıladık. Seyahatimiz başladı. Buz İarla kaıph sarp inişler uzerinde Skylerle kaymağa başladık. Kar ü zerinde kurt ve tavşan izlerine mebzulen raslıyocduk. Fakat kendilerini, hiç göremiyorduk.. Soğuk, meğer epey bir aperatifmiş te.. Saat 11 de arkadaşlarla öyle bir kahvaltı yaphk ki: Şehirde bir yemek esnasında yiyemediklerimizi bile burada büyük bir iştiha ile bitnrmiştîk... ö ğ l e vakti otele döndük. Fakat Mr. Guiollot dönmemiş; o; kafileden aynlarak Uludağ'ın zirvelerine çıkmıştı... Kızağm abnı şehire göndermiş olduğumuz için avdette; içimizden Skye binmekte mahir olanlar kızağı münavebe ile çekiyorlardı. tnis, çıkıştan çok daha zevkli bir şey... Çünkü: Müteaddît ve müthiş şütlerden düsmek cidden göcülecek Kararlaştmfığımıza göre ikinci ve seyredilecek bir manzara.. Be kafileyi teşkil eden bes kisilik grup reket versin yorgunluğumuza rağ kânunusaninin besinde birinci gru men bu düşüşler hep tehlikesiz ol ba mülâki olacaktı. Fakat M. Guiollot ikinci kafilenin korku üe bu se mustur. tçimizde Sky antrenöoıanları olmıyanlar bulunduğu gibi bunlayahatten cayacaklarını zanne ra hiç binmetnis olanlar da vardı. derek ayın dordüncü günü öğ Buna rağmen hepimiz gayet leden sonra yapayalnız Bursa'ya güzel kayiyorduk. Zaten bu; bir arçıkagelmiş ve hepimizi hayret zu ve heyecan mes'elesidir... ler içînde bırakmıştı. Mister Gui " ollot bizde korku yerine kuvvetli Dolubaba'ya saat 16 da geldik. bir azim görünce memnun oldu. ErBu suretle 8 saatte çıktığrmız ycri tesi gün yani S kânunusani sabahı (3) saatte mmistik. Dolubaba'da bisaat 7,30 da otomobille Dolubaba'ya zi iki otomobil bekliyordu. Bunlara hareket ettik. Saat 9 da Dolubaba'da binerek sehre avdet ettik. Mr. Guioidik. Yükseldikçe bu garip ve me llot; ancak gece saat 22 de Bursa'ya rak verici seyahatin neş'e ile geçedönerek bizi bulabilmiştir ki: Kenceğini hissediyorduk. Dolubaba'da disi zirvelerde kaymış ve nihayet bağajlarımızı bir ata yükleterek avdette iki kuctla karşılaştığından Skylerimize bindlk. Otomobil Bu<r yolunu değiştirmeğe mecbur kala • sa'ya grifctî. Biz de Skyler uzerinde rak dolambaçlı yollar; onun avdetidağa tırmanmağa başladık. At, kâh ni geciktirmisti .. Bütün bu seyaha Adana ve havalisinde bereketii yağmurlar Adana 16 fA.A. ) Çftçinin uzun zamandanberi sabırsızlıkla beklemekte oîduğrvı yağmur, dün sabah başlamış ve akşama kadar devam et miştir. Hava kapalıdır. Yağmurun devam edeceği kuvvetle hutemeldir. Yağmur, vilâyetin hemen her tarafma düşmü», çiftçileri çok sevindirmiştr. Bu suretle hububat mahsulü büyük bir zarardan kurtulmustur. timiz esnasında hava çok müsaitti. Yalnız 3 ve 4 kânunusanide tepeleri ve vadileri kesif bir sis tabakası kaplamıstı.. Sky sporu için Uludağ'ın çok müsait olduğunu ve bu otelm kısın dahi işletilmesinin mümkün bulunduğunu gördük..» Konsoloshaneden çıkarken: Bi zim de bir spor teskilâtımız var. Fakat henüz tstanbul'daki futbol tslerinden vakit bulup ba;ka sey düşü nemiyorlar diyeceğim geliyordu... Mtua Bu elli alti sozden beste biri karsı: lık »temivecek kadar Türkcelesmistir. Meselâ dürbün, harta, liste, nokta.. gibi kelimeleri bOmiyen yok ~ tur. Buniann oz Türkcelerîni aramaIı mıyiz? tdare, isaret, saniye gibi Türk fonetiğme ayfeın olan sözler üstünde yük götüren iki hamal de haîk diline '»mis olduğu halde, ruş gümüş paraya. Bunu kâğıda çevir karsılıkiarı bulunabilrrse, değistirilde işin içinden çık göreyim. Eksik yalmelerini isteriz. Amrna oteki keli nız tarife mi? Açtırma kutuyu, söylet • tnelerin hepsînî türkçeleştirmek geme kötuyü! rektir. tstlkamete yün yahut, yön, Sırtta yük taşımak, sınk hamallığı etzaviyeye bucak, tevkrfe yerine gdre mek sıhhate muzırrtvş! Belediye me * alıkoymak, durdurmak, yakalamak, muru, mubaşir, imam efendi yük taşır kademeye basamak divebiidieimiz mı? Taşımaz. Bunlar hamallar kadar gibi otekilerme de bu türlü türkçe kuvvetli midir acaba? Vücut çahştıkça karsıiıklar bulabnîriz. gelişir. Pehüvanlan görmez misin? EsBu karsıîıklan kencTîliğ'mizden kiden şimdi kuUandığımu atlı yük arauyduracak mrjrrz? Böyie yapacakbalan da yoktu. Yükü sırtladık mı Çemsak. soz derleme isinin yeri ne oiaberlitaş'a, Beyazıt'a, Fatih'e götürüreak? Bizce flkm »Sz derleme işmîn dük. O zamanın hamallan 300350 okbitmesmi beklemelîdir. Türkiye halka, 4 0 0 okka kaldınrUrdı. Şimdi 120 kı arastnda kallanılan bV çok ör okkanm altında belleri bükülüyor. Türkçe sözJer var ki okur yazarla Belediye bizim sırtrmızı düşünme • n n ı m çoğu bîlmiyor. fstanbul'da tin. ÇfinkS o bizim sırbmızı düşünürse kent sozü vardır. «Senâ kentte koygaliba biz ekmeksiz kalacağız. Biz işide aradnn» derler. Kent kasaba, şehrr mizden memnunoz, efendi. Makine isdemektir. Bakmız bu öz Türkçe ketemiyoruz.» lime bugun de yaşıyor. Kasaba yeHamalbaşıya: rine buna neden knnanmıyaTtm ? « Makineye karşı gösterdîğmiz Boyte daha bilınediğînuz nice sözler avdette haklısınız, dedim. Zaten beşe vardır. Bunlar teplanrp bir araya riyetin bugun çekmekte olduğu tsbrap geihnmedîlDee ostrlah> lann öz hep makine yüzünden değil mi? Makitürkçe karsılıklanm bulmak kolay ne diinyanın felâketine sebep bilmiyor. olmivacaktır. Bunun! a beraber, SeyNerede çok makine varsa orada ıshrap fettin Beyin bu istediğrni öz türkcede daha fazla, orada insanlann sırtmda dabilgîsî geniş olan okurlartnnzm önüha ağir ve daha çok yük var.» ne kovuvoruz; arayıp bulacaklannı Kahvedeki gurültüler, Hamalbaşmm bize bildhirl«rse, gazeten^ bize aBelediye alacak diyelim. tstanbul'da 70 odasına aynen aksediyordu. Sözlerimi yırdığı bu kol sütua içmde ortaya tamamen işitmedi, yahut işitti de an80 iskele var. Bu 7080 iskeleye maya atarrz. lamadı. Telâşla atildı: , kine almak bizim belediyenm harcı mı Türkçemizin rmlâsı icin yazdık | efendi, ne diyorsun sen? « Bak hele, hani başka yerlerde lanmın, bir takitn okurlarımız doğ ; sırtla yük Uyımak kalkmıth. Işte sen Yazmak kolay, yapmak güç efendi. ru bulmuyorlar. «Gramer ka?deleri j Belediye bize daha bir tarife yapama ı diyorsun. Adam yazmalı ama bilip te ne uygun yazalım» diyorlar: Gelmi j dı. Hâlâ Sultan Aziz zamamnda yapı , yazmalı... Oralara gittm mi hiç efenyor değîl, gelmeyor; almiyor deği, | lan tarifeyi kullanıyoruz. Istanbul'dan ı di?» CEVAT FEHMt almayor; istiyen değil, isteyen v. s.... j Beyazıt'a 100 kflo eşya nakli 15 ku ı «Fransiz'lar bile, diyorlar, monsieur, > Modemoiselle yaziyor, mösyö, raad j mazel okuyorlar». Fransız itnlâsma uymağa kalkısırsak, isin icinden çtkantayız. Arap harflerini kullandı tir. Aynca bir tuvalet daha dikeceğinî [Birinci sahifeden mabait] gunız zamanlarda söylendiği gibi bildirmiştir. alanlar, bir kaç gün sonra hakem beyeyazmıvorduk; simdi neye öyle ya Güzelimiz şerefine perşembe akşaraı tine gösterilecek, hakem heyeti bunlar palım? Bizce, yeni Türk harfleri verümesi kararlaştınlmış olan balo çok arasından 1933 Türkiye Güzellik Kramizle, gramer kaideJerine değil, fokua bir müddet için tehir edilmiştir. liçesini intîhap edecektir. netik kaidelerine uymak daha doğLeman Sadullh Hanım 16 yaşında • Seçme müsabakasmda Izmir ve Burrudur. Nitekim, imlâ lugatmı yazandir. Kendisi ince ve zarif bir genç kızsa Güzellik Kraliçeleri de bulunacak, lar başka türlü düşimtnediler; budır. Saçlarile gözlerinin rengi birdir ve fakat bu iki hanım, memleketlerinin günkü T. D. T. C. azasından tanıdıkhemen hemen ipek rengindedir. Hatta kraliçesi intihap edilmek suretfle esasen larumz da böyle düşünüyorlar. Yazfatoğraflanm çeken (Foto Yıldız) vitönceden seçibniş olduklanndan yeni dıklanmızın hiç bîri, bir okurumu rinine koyduğu ağrandismanlann orta den bir seçmeye tâbi tutulmıyacaklar sına (Ipek Kraliçesi Leman Sadullah zun dediği gibi «indî» değildir. ve doğrudan doğruya müsabakaya işHanım) yazmıştır. Leman Hanım BurDil üzerine konuşmalar da görütirak edeceklerdir. sa'lı değildir; fakat Bursa'da büyümüşyoruz ki bir takım kimseler, dil inkıtür. Istanbul'a giderken buradan parlak lâbının manasını anlamış görünmü merasimle teşyi edilecektir. Musa Bugünden itibaren resim çektirmek yoTİar. Mazii »uhudîlere, Mazii nakvesikası verilmemektedir. Dün akşama lîlere, fili iltizamilere, fili vücubi kadar resim çektirmek üzere vesika aiere, ismi faillere, ismi mef'ullere lan harumlar, resimlerini çektirmek üo kadar değer veriyorlar ki sanki Roma 16 (A.A.) Tayyaii.i yüzzere nihayet yann akşama kadar, fobunalr, başka sözlerle söylenmez, başı Colacchi, 41 saat 37 dakika tayyatoğrafçılara müracaat etmelidirler. kaideleri de değiştirilemez. resile nrtüstü uçmuştur. Mumaileyh 12 Çarsamba akşamından sonra, fotoğBiz bir dil karşısındayız ki o, yer kânunuevvelde Fransız tayyarecisi Detrafhaneler, artık resim çekmiyecekler yüzündeki belki bütün dillerden dare tarafından tesis edilen rekoru kırmışdir. Mevcut resimleri de sür'atle neşreha canlı, daha oynaktır. Dilimizin bu hr. dip bitireceğiz. kadar oynak, yer^ıde duramaz ol ması bizün için en büyük bir kazançSofya 16 (A.A.) Kızı Bulgar kratır. Şimdiye kadar ifade edemediğiliçesini görmek üzere Italya kraliçesi dün miz en yeni manaları, bu güzel ve aksam buraya gelmiştir. Kraliçe, istasResimlere rey vermek suretile karikaypak dîlin en doğru bir biçimde yonda Kral Boris ile Prenses Eudex ve ler arasmda açtığımız müsabakaya iştiafade edeceğine inanmalıyız. Türkçehükumet erkânı tarafından karşılanmışrak etmek istiyen okuyuculannuz, kemizin grameri henüz yapılıp bitiril tır. sip sakladıklan resimleri ancak en son tnemiştir. Şimdi aramalar üzerindeyiz. T. D. T. C. azasindan yeni Çaresim de neşredildikten sonra göndereHalk kendisini siddetle alkıslamıştır. nakkale meb'usu Ahroet Cevat Beceklerdir. Son resmi bastığımız gün, reKARİLERtMtZE KOLAYUK:, yin eklentiler üzerine yaptığı araş simleri gönderiniz diye aynca ilân etırmalardan pek iyi anlıyoruz ki deceğiz. Bu ilândan evvel kesüen re • türkçemizin grameri, bir takım kimsimlerin gönderilmemesini rica ederiz. selerin sanmak istediği gibi, olup Eksik resimleri bavi nüshalanmızı Hususfle vilâyetlerdeki bir çok bitmif, pisiril."!» kotanlmış bir biçimbeş kuruş mukabilinde idaremizden tekarilerimiz gazetelerini munta • de değildir. Gene söyliyeüm ki bu, darik edebilirsiniz. Şimdiye kadar neşzaman kendi adreslerine alabil • türkçemizin anarşi içinde bulunduredilen resimlerden bazılan eksik gönmek için bizden bazı kolaylıklar is ğunu değil.çok ince, çok zeng'n, çok derilirse makbul değildir. temektedirler. Bu aziz kariierin güzel kaidelere uymakta olduğunu arzulannı yerine getirmek üzere gösterir. Bursa (Hususî muhabirimizden) Cumhuriyet için aylık abone usulü KÂZIM NAM1 Bursa Güzellik Kraliçesi Leman Sa ittihaz etmeğe karar verdik. Ay dullah Hanım bugün dis doktoru Edip lık abone bedeli yalnız Rüştü Beye giderek d işlerini temizlet miş ve tedavi ettirmiştir. Güzelimize (Ipekiş), Hacı Sabri ve Şevkizade Tevtan ibarettir ve tabiî peşin olarak Berlin 16 (A.A.) Wolff Ajanfik Bey fabrikalarımn verdikleri tuvagönderilmek îâzimdır. Bu usui idarece fazla mesaiyi sından: letliklerden başka Kapalıçarşı'da Canip icap eden külfetli bir meşgale olBerlin'de hüküm süren soğuk dalBey şık bir iskarpin, saraç Fuat Bey zaduğu için abonelerinin tnkıtaa uğgasuun tesirile Berlin civarındaki rif bir yol çantası, fabrikatör Hiismen ramamastnı istiyen karilerimizin göller donmuştur. Bu göllerde buzade Mehmet Bey ve M. Abravnel de paralarını idareye vaktinde yeti lunan bir çok kuğu kuşu buzlar arabir ropluk hediye etmişlerdir. Bursa şecek veçhile döndermekte devam sında kalmıştır. Dün ve bu«rün itfagüzelinin buradaki müsabakada giydiği etmel<>ri iktiza edecektir. iye efradı kuşlardan 50 kadannı kur tuvaleti Matmazel Ester Baruh dikmiştarmıslardır. İlk seçme müsabakası Artık resim vesikası vermiyoruz • ^ • ^ 1 41 saat ters uçan tayyare! Resimlere rey vereceK karilerimize italyan Kraliçesi Sofya'ya geldi Aylık abone Bursa Kraliçesine Hediyeler Berlin'de soğuk müthiş, Gölîer dondu! 150 kuruş...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle