23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

2 KASIM 2020 8 SOSYALİST İLKELERE KATILIMI SAYESİNDE MALİ HEDEFLER İLE TARAFTARLARIN TUTKUSUNUN BİR SENTEZİ Liverpool’da futbol kimlikler kavşağı... QUENTIN GUILLON * T üm dünyada çok iyi bilinen ünlü bir ayin anıdır: Liverpool Futbol Kulübü’nün (LFC) kendi sahasındaki her maçından önce, aralarında en ateşli taraftarların da yer aldığı tüm taraftarlar hep bir ağızdan “You’ll never walk alone” (Hiçbir zaman yalnız yürümeyeceksin) şarkısını söylerler. Bu şarkı İngiltere’nin ve Avrupa’nın dev takımları arasında yer alan Liverpool’a adanmışlığın bir sembolü. Paranın her şeyi satın aldığı ve futbolun küreselleştiği bir dönemde, Amerikan Fenway Sports Group’un (FSG) sahibi olduğu LFC, İngiltere’nin geri kalan kısmı ile karşılaştırıldığında bir şehrin eşsizliğini kulübün bünyesinde barındırıyor gibi. Kulüp, “sosyalist” ilkelere katılımı sayesinde mali hedefler ile taraftarların tutkusunun bir sentezini gerçekleştirmeyi başarmış. ‘Başarı paylaşılmalı’ LFC, 2019 Avrupa Şampiyonu ve 2020 yılında otuz yıl sonra ilk kez İngiltere şampiyonu oldu. Kulüp, LFC’nin (1) kendi evindeki Anfield Stadyumu’nun girişinde heykeli bulunan efsanevi teknik direktörü Bill Shankly’e (19591974 yılları arasında) sürekli atıfta bulunuyor. “Futbol hayat memat meselesi değildir. Daha da ötesidir” sözleri ile tanınan Shankly, vizyonunu oyuncularına aşılamıştı: “Herkes aynı amaç uğruna çalışmalı ve başarı paylaşmalıdır, benim inandığım sosyalizm budur. Hayata da futbola da böyle bakıyorum.” Elli yıl sonra, kulübün başkanı ve genel müdürü Peter Moore, İspanyol El Pais gazetesinde aynı mesajı paylaştı. “Liverpool başarısını sosyalizme borçlu” (2). Forbes dergisine göre, dünyanın üçüncü büyük spor şirketi olan ve 2.2 milyarı sadece LFC tarafından olmak üzere 6.6 milyar dolar ciro yapan FSG’nin temsilcisi için bu, gerçeklik mi yoksa bir fısatçılık mı? Aynı soru, yıllık geliri 11.3 milyon Avro olan ve hiçbir zaman için “sağa oy vermeyeceğini” söyleyen, “solcu” değerlere inandığını söyleyen teknik direktör Jürgen Klopp için de sorulabilir. LFC’nin bu özelliğini iyi anlayabilmek için, takımın en büyük taraftarlar grubu Spirit of Shankly’nin başındaki Joe Blott’a kulak vermek gerekiyor. Blott, LFC’yi anlamak için “Şampiyonlar Ligi maç akşamlarında atan Liverpool’luların kalbini dinlemek gerekir” diyor. Liverpool şehrinin çalkantılı bir tarihi var aslında. Şehir iki asır boyunca kölelik sayesinde zenginleşmiş (“Talihsiz bir durum ama bunu kabulleniyoruz” diye anlatıyor Blott); limanın gücü şehre refah getirmiş. Norveç’in lapskaus yemeğinden esinlenen, scouse denilen Liverpool’un lezzetli yahnisi (patates, dana eti ve havuç ile pişiriliyor) 18. Yüzyıl’ın sonunda İskandinav denizciler tarafından getirilmiş bir yemek. Daha sonraları yerel denizciler kendilerine scouse’çılar dedirterek yerel kimliklerinin temelini de atmışlar. Beatles üyelerinin de doğdukları bu şehirde yaşayan sosyolog Peter Millward’a göre, “Liverpool, İngiliz ada kültürü ile çok yer değiştiren nüfusun getirdiği etkilerin arasında bir yerde kalmış bir şehir. Zamanla kozmopolit bir şehre dönüştü”. Millward, çoğunluğu Protestan olan bir ülkenin Katolik kalesine dönüşen İrlandalı göçünün yanı sıra Gal, İskandinav göçlerine de atıfta bulunuyor. Acemilerin kulağını tırmalayan Liverpool’un scouse aksanı da işte bu çoklu etkilerin bir sonucu. Liman işçilerine destek Liverpool, 1970’li ve 1980’li yıllarda yaşanan ekonomik krizden ağır etkilenir. “1981 yılında hazırlanan ve 28 yıl sonra kamuoyu ile paylaşılan bir raporda, Başbakan Margaret Thatcher’in hükümetinin hedefinin şehri ölüme terk etmek olduğu yazıyordu” diye hatırlatıyor sosyolog (3). Endüstriyel faaliyetlerin kaldırılması ile birlikte işsizlik ve yoksulluk oranları fırlar. Geriye “Kırmızılar” (LFC) ve “Maviler” yani Everton Futbol Kulübü kalır. James “Jamie” Carragher o günleri şu sözlerle anlatıyor: “Avrupa’nın en iyileriydik. Futbol, Thatcher hükümetinin bize ıstırap çektiremediği tek alandı”. 19731990 yılları arasında başkanlığını John Smith’in yaptığı kulüp tarihinin en şanlı dönemiTakımın en büyük taraftarlar grubu Spirit of Shankly’nin başındaki Joe Blott’a göre,“kapitalizm ile kulübün ve seyircilerinin sosyalist ruhu arasındaki zoraki evlilik kalıcı olmaya mahkum”... “FSG’nin sahipleri her zaman için kâr eden kapitalistler olacaklar. Taraftarlar ise her zaman onları engellemeye çalışanlar ya da en azından bunu en iyi şekilde yaptıklarını temin edenler olacaklar. Taraftarlar bu tapınağın koruyucuları.” ni o tarihlerde yaşadı ve 11 kere İngiltere şampiyonluğu, dört Avrupa Kupası kazandı. Tarihçi Frank Carlyle, araştırmacı ve futbol uzmanı Daniel Fieldsend’in kulüp ve şehir hakkında kaleme aldığı kitapta (4) “LFC bizi depresyondan kurtardı” diye anlatıyor. Kitapta yapımcı ve yazar Dave Kirby’nin 1977 yılındaki tanıklığına da yer veriliyor: “Kulüp bizi, umutlarımızı, hayallerimizi temsil ediyor. Çoğumuza işsizliği, fabrikayı, günlük sıkıntıları unutturarak hafta sonunu huzurlu geçirme imkânı veriyor.” Yirmi yıl sonra takımın bir oyuncusunun yiğitliği ise hâlâ hatıralarda yerini koruyor. 1997 yılında, liman işçileri greve gidip hayatta kalma mücadelesi verirken henüz 21 yaşında olan Robbie Fowler, 113. golünü kutlarken formasını çıkarır ve altında giymiş olduğu, üzerinde “1995 yılında işten çıkarılan Liverpoollu 150 liman işçisine destek” yazan tişörtü meydana çıkar. Fowler’ın bu eylemi grevin ve anlaşmazlığın medyatikleşmesini sağlar: Fowler’ın bu jesti onu idolleştirilir. Hillsborough dramı... Ekonomik krizin yanı sıra şehir sakinlerinin daha da birleşmesine neden olan bir de trajedi yaşanır. 15 Nisan 1989 tarihinde, İngiltere Kupası’nın yarı finalinde Liverpool, Sheffield’de, Hillsborough Stadyumu’nda Nottingham Forest ile karşılaşmaktadır. Maç başlamasına rağmen, maça geç gelen binlerce taraftar stada hücum eder. Yığılma sonrasında aralarında çocukların da bulunduğu bu taraftarların 96’sı yerlerde ve kafeslerde ezilerek hayatlarını kaybetti. Bu olaydan dört yıl önce 29 Mayıs 1985’te Belçika Heysel’de Juventus ile oynanan Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası final maçında ölümle sonuçlanan (39 ölü450 yaralı) itiş kakış nedeniyle LFC, taraftarlarının şiddetli davranışlarından dolayı sorumlu tutulmuştu zaten. Liverpool takımı bir kez daha suçlu konumundaydı. Olaydan birkaç gün sonra The Sun gazetesi “Gerçek” başlığını atarak ve polisin versiyonunu dikkate alarak olayların tek sorumlusu olarak taraftarları suçlar. Gazete aynı zamanda yalan olduğu ortaya çıkan üç suçlama ileri sürer: “Liverpool taraftarları yaralılara yardım etmeye çalışan cesur polislerin üstüne işediler” “Taraftarlar yaralıların eşyalarını çaldılar” “Taraftarlar ilkyardım çalışanlarının yaralılara ağızdan ağza solunum yapmalarını engellediler”. 2009 yılında Anfield’de Hillsborough dramını anma törenlerinde, milletvekili ve Kültür, Medya ve Spordan sorumlu Bakan Andrew Burnham, Gordon Brown’ın İşçi Partisi hükümeti adına bir konuşma yapar. Birden 28 bin kadar seyirci ayağa kalkarak “96 kişi için adalet!” sloganları atmaya başlar. Olayın ardından başlatılan soruşturma sonrasında LFC, 2012 yılında suçsuz bulunur. The Sun gazetesi ve diğer gazeteler hatta siyasi isimler aracılığıyla yaydıkları yalanlardan suçlu olan polisin olaydaki sorumluluğu ortaya çıkarılır. Hillsborough dramı, Muhafazakârlar’ın 1972’den beri yönetemediği bir şehrin özgünlüğünü daha da pekiştirmesine katkı sağlar. Son yıllarda ise tribünler İşçi Partisi eski lideri Jeremy Corbyn’e destek şarkıları ile yankılanıyor. “Hiçbir taraftar grubu onları bunu yapmaya itmedi, kendiliğinden gelişti” diyor taraftarlar grubu Spirit of Shankly’nin lideri Blott. Kulüp taraftarı ve 2019 yılından beri komşu WestDerby milletvekili olan Ian Byrne ise “Adaletsizlik bizi yönlendirdi. Bazı Liverpoollular şehirlerini Birleşik Krallık içinde bağımsız bir yerleşim yeri olarak düşünürler. 1911’deki büyük liman işçileri grevinin bizi o zamanlardan bir araya getirdiğini unutmamak gerekir” diye hatırlatıyor. Stadyumun tribünleri ise bayraklar ve koreografiler (5) sergilenirken “Biz İngiliz değiliz biz ‘scouser’larız” sloganlarıyla inliyor. Fieldsend, “Liverpool bizim küçük cumhuriyetimizdir” diye bahsediyor kitabında. Bilet fiyatlarına artışa tepki LFC, taraftarlarının şehrin geri kalmasından sorumlu tuttukları hükümet temsilcilerinden nefret ettikleri bir ülkenin şampiyon takımı. Ağustos 2019’da “Kırmızılar”ın tribünü God Save the Queen marşını dahi ıslıklamıştı. Akademisyen (ve taraftar) Joel Rookwood “Taraftarların büyük bir kısmı milli takımın kaybetmesini arzu eder” diyor. 2007’de iki borç batağındaki Amerikalı yatırımcı George Gillett ve Tom Hicks, kulübü 1991’den beri sahibi olan işadamı ve hayırsever Peter Moores’dan satın alır. Buna karşılık, takım taraftarları Spirit of Shankly Club’ı kurarlar. Bu seferberlik, şaibeli sahiplerin gitmesine ve kulübün FSG’ye satılmasına yol açar. Uzun yıllardır rakibi olan Manchester United ya da Londra’nın üç takımı olan Chelsea, Arsenal ve Tottenham gibi, LFC de daha fazla yabancı turisti stadyuma getirmek için harekete geçer. Koltukların fiyatlarının da artmasıyla tribünler de burjuvalaşır (6). 6 Şubat 2016 tarihindeki maçta Liverpool, Sutherland’e karşı iki sıfır öndeydi. 77. dakikada, yaklaşık on bin taraftar hep bir arada stadyumu terk eder. Sebebine gelince: Kulüp bilet fiyatlarını 77 poun’da çıkarmıştı. Her ne kadar artış rakip kulüplere oranla daha düşük olsa da taraftarlar ayaklandı: birçoğu yarı zamanlı çalışan ya da güvencesi olmayan bir yaşam süren taraftarlar olduğundan böyle bir artış kabul edilemezdi. Spirit of Shankly’nin teşvikiyle bu konuda başlatılan seferberlik devam ediyor ve başka kulüplere kadar uzanıyor. Mücadele sonucu Spirit of Shankly, deplasman maçlarında bilet fiyatlarının 30 pound olarak belirlenmesini, Liverpool’da yapılacak kendi saha maçlarında ise bölge taraftarlarına 10 pound’dan satılmasını sağladılar. Salah’la değişen görüşler... Her şeye rağmen taraftarlar zafer için paranın gerekli olduğunu kabul ediyorlar. “Taraftarlar en iyi oyuncuları istiyorlar. Ancak maalesef, futbol ekonomisi çok yüksek fiyatlar ödemeyi gerektiriyor. 2010 yılında küme düşmeye çok yakındık. FSG’nin gelişi ile her şeyi kazandık” diye itiraf ediyor Byrne. LFC yöneticileri de Liverpool’lu olma ruh halini korumanın önemini kavradıklarından bazı tavizler veriyorlar; kulübün taraftarları büyük maç akşamlarının muhteşem atmosferinin kaynağı. Taraftarlar yurtdışında bilet satma ve otelde konaklama, şehir gezisi gibi diğer hizmetler için çok iyi bir reklam potansiyeli. Virgin gibi firmalar, kulüp ile ortaklıklar gerçekleştirerek 95 pound karşılığında Anfield turu, stadyumda yemek, sorucevap seansı ve kulübün kupaları ile fotoğraf çekimi gibi paketler satıyor. Bir başka anlaşmazlık konusu, 2019 yılında kulübün sahipleri “Liverpool” şarkısını ticarileştirmeyi ve popüler şarkıların haklarını almayı planlıyor. Fikri Mülkiyet Ofisi bu girişime karşı olanların harekete geçmesinden etkilenmiş olacak ki bu başvuruyu veto ediyor. Blott’a göre, kapitalizm ile kulübün ve seyircilerinin “sosyalist” ruhu arasındaki zoraki evlilik kalıcı olmaya mahkum: “FSG’nin sahipleri her zaman için kâr eden kapitalistler olacaklar. Taraftarlar ise her zaman onları engellemeye çalışanlar ya da en azından bunu en iyi şekilde yaptıklarını temin edenler olacaklar. Taraftarlar bu tapınağın koruyucuları.” Liverpool benzersizliğine rağmen Birleşik Krallığı etkisi altına alan gerilimden muaf değil. 2016 yılında Avrupa Birliği’nde kalmak için gerçekleştirilen referandumda şehirde yüzde 58 evet oyu kullanılırken, AnfieldMmahallesi’nde Brexit için oy kullananların oranı yüzde 52 idi. Öte yandan yaklaşık 25 bin Müslümanın yaşadığı 500 bin nüfuslu Liverpool’da ülkenin diğer şehirlerinde olduğu gibi Müslümanlara karşı ırkçı eylemlerde bir artış yaşanıyor. Bununla birlikte, 2019 yılında yayımlanan bir araştırmaya göre (7), 2017 yılında Mısırlı forvet oyuncusu Muhammed Salah’ın takıma gelmesiyle, Liverpool’da ve Merseyside bölgesinde bu suç oranlarında yüzde 18.9 oranında azalma gözlemleniyor. Araştırmacılar 15 milyon tweet’i de incelediler ve buna göre, Müslümanlara karşı olan Liverpool taraftarlarının düşmanca tweet oranları diğer İngiliz kulüplerine göre yarı yarıya düştü. Hatta oyuncuya en ateşli taraftarların tribününün adamış olduğu bir şarkı bile var: “Birkaç gol daha atarsa ben de Müslüman olacağım”. 2015 yılında Byrne, maç öncesi muhtaçlar için büyük gıda bağışları gerçekleştiren Gıda bankaları destekçi taraftarları ve şehirdeki camiler ile bir ortaklık gerçekleştirirdi. 2018 yılında Dünya Kupası çerçevesinde, Muhammed Salah’ın takımı Mısır ile Rusya arasında oynanan maç Abdullah Quilliam camisinden yayımlandı. “Birçoğu ilk kez geliyordu” diye anlatıyor milletvekili Byrne ve devam ediyor. “Çok sıcak ağırlandılar. Futbol bizim için bir bütünleşme imkânı. Bu, bizim en iyi eylemimizdi ve aynı zamanda aşırı sağcı medyanın yaydığı yanlış fikirleri ortadan kaldırmak için bir fırsat oldu”. (*) Gazeteci. Çeviri: Sedef Atam (1) Kulübün tarihçesini ve güncel gündemini daha detaylı bilmek için, bkz, özel sayı “Kırmızılı Liverpool’la”, Fransa Futbolu, BoulogneBillancourt, 5 Kasım 2019. (2) Diego Torres, “Peter Moore: ‘Liverpool’in başarısı sosyalizme dayanmakta’”, El País, Madrid, 9 Ekim 2019. (3) Bölgesel Politika. Şehir İçi Politikası: Liverpool ve Londra Docklands’ın yenilenmesine yardımcı olacak kentsel gelişim şirketlerinin oluşturulması”, 30 Temmuz 19797 Ağustos 1981, https://discovery.nationalarchives.gov. uk. Cf. aussi Simon Parker ve Rowland Atkinson, “Düzensiz şehirler ve politika oluşturma alanı: 1981 İngiliz isyanları ve kentsel çöküşün yönetimi”, British Politics, cilt. 15, n ° 2, Londra, Haziran 2020. (4) Daniel Fieldsend, Yerel: Bir kulüp ve şehri: Liverpool’un sosyal tarihi, 2019. (5) Ekip taraftarları tarafından temin edilen görsel animasyonlar. (6) Olivier Pironet, “Stadyumlardan kovulan yoksullar”, “Birleşik Krallık, İmparatorluktan Brexit’e”, Bakış açısı, n° 153, HaziranTemmuz 2017. (7) Ala’ Alrababa’h, William Marble, Salma Mousa, Alexandra Siegel, “Ünlüler önyargıyı azaltabilir mi? Salah’ın İslamofobik davranışlar ve tutumlar üzerindeki etkisi”, Göçmenlik Politikası Lab., StanfordZürih, Temmuz 2020.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear