26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

LE MONDE diplomatique Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. 2 Kasım 2020 Sayı: 10 GÜÇLENEN IKI EĞILIM: DIJITAL ENDÜSTRILERIN ZAFERI VE DEVLET REHBERLIĞINDE KAPITALIZM Bir salgın, iki gelecek ROBERT BOYER * Y eni tip koronavirüsün (Covid19) patlak vermesinden neredeyse bir yıl sonra dünya salgın karşısında çaresiz kaldı. Salgınla mücadele kapsamında alınan önlemler ise ekonomik, politik ve sivil olmak üzere üçlü bir krize neden oldu. Bu durum mevcut iki büyük eğilimi güçlendirdi: Dijital endüstrilerin zaferi ve devlet rehberliğinde bir kapitalizm. Birbirini tamamlayan iki hareket ... Ekonomistler, oyunun kurallarının inşa edildiği süreçlerle ve sosyoekonomik rejimin direncini sağlayan kurum ve kuruluşlarla nadiren ilgilendiler. Rusya’daki Sovyet rejiminin çöküşünü izleyen uzun buhranı kavrayamayışları bu eksikliğin kanıtıydı. Ancak tüm veriler değerlendirildiğinde, Covid19 salgınını durdurmak için ekonomilerin içine düştüğü komadan çıkışın gündeme getirdiği soru şu: Birbirinden ayrılan bileşenlerden yeni bir işlevsel ekonomik sistem nasıl oluşturulur? Geçmişe dönüşün mümkün olmadığı yeni durumlarda, her uzman kendi öğretilerine veya ideolojik tercihlerine göre normatif bir yaklaşım sunar. Bu bağlamda, işveren örgütleri, ekonomik iyileşmeyi kolaylaştırmak için üretim vergilerinin sonlandırılması gerektiğini söylüyor. Araştırmacılar ve sol hareketler varlık vergisinin geri getirilmesini, yüksek gelirler üzerinden geçici ve hatta kalıcı bir vergilendirme düzeneğinin oluşturulmasını ve daha fazla sosyal adalete doğru ilerlemeyi talep ediyor. Diğerleri ise artık ekolojik çöküş tehdidini hesaba katarak ekonomik düşüşü yavaşlatabilmek için “sıfırdan başlamayı” öneriyor. Bunun resmi karantina uygulamalarının da gösterdiği gibi mümkün olduğunu savunuyor. Bu süreçte son yirmi yılın mirasının yeniden ele alınması bir önkoşul olarak önümüzde duruyor. Asya mesajı duydu Salgın, 2008 krizinden zorlu çıkışın damgasını vurduğu bir zamanda geldi. Bu da katı bir mali denetime geri dönüşe yol açmadı. Aksine, finansallaşmanın egemen olduğu toplumlarda (1), tekrar eden spekülatif hareketliliğin kaynağı olan ekonomik faaliyeti canlandırmak için özellikle petrol ve hammaddelerde neredeyse sıfır faiz oranlarını korumayı içeriyordu. Yükselen sermaye geliri ve istihdamın güvencesizliği, eşitsizliklerde sürekli bir artışa neden oldu. Siyasi liderler, bir virüsün bu güçlü dinamikleri 2020’nin başında durdurabileceğini hayal edemezdi. Şüphesiz, halk sağlığı uzmanları, şiddetli akut solunum sendromu (SARS) ve H1N1 raporlarında, uluslararası dolaşım hareketliliğiyle artan salgın hastalıklarının geri gelmesini olasılığını öngördüler ve bu doğrultuda hazırlanmanın gerekli olduğu sonucuna vardılar. Mesaj Asya tarafından alındı ama ABD ve Avrupa tarafından alınmadı hatta hiç duyulmadı bile. Devamı 6. sayfada 2018 yazında Seul, ülke tarihinin en geniş katılımlı kadın hakları eylemlerine sahne oldu. GÜNEY KORE’DE KADINLAR AYRIMCILIĞA KARŞI AYAKTA Tabuları yıkma yolunda F O RÉDÉRİC JARDIAS * 11 Nisan 2019 tarihinde, Güney Kore Anayasa Mahkemesi hâkimleri tarihi bir karar verdiler; iki oya karşı yedi oyla on yıllardır yürürlükte olan kürtajın suç olarak kabul edilmesinin yasadışı olduğuna hükmettiler. Güney Koreli kadınların artık gizli kürtaj yapmalarına gerek kalmayacak. Bu feminist dernekler adına elde edilmiş çok büyük bir başarı. Sesi heyecandan titreyen bir kadın aktivist “yıllardır devam eden mücadelenin sonucu” diye yorumluyor kararı. Son yıllarda kadınlarla ilgili önemli ilerlemeler yaşandı. #metoo hareketi ülkeye geç de gelmiş olsa önemli bir iz bıraktı. Seo Jihyun isimli bir kadın savcı, 2018 yılının başında amirinin kendisini elle taciz ettiği suçlamasını alenen paylaştıktan sonra, bu durumu protesto etmesi nedeniyle meslek hayatının nasıl alt üst olduğunu anlatıyor. Seo Jihyun’u sonrasında başkaları da sessizliklerini bozdu. Siyasi yöneticiler, sinemacılar, sanatçılar ve akademisyenler seslerini yükselttiler ve büyük yankı uyandıran bu olaylar yakın zamana kadar sessizliğe gömülen cinsel taciz saldırılarına karşı artık sessiz kalınmayacağının işaretiydi. Bu itirafların ardından tereddüt içerisinde olan çok sayıda kadın harekete katıldı ve sesini yükseltmeye başladı. 2018 yazında, Seul’de ülke tarihinin en önemli feminist gösterileri yapıldı. “Benim hayatım senin porno filmin değil” sloganlarının atıldığı bu gösterilerde on binlerce kadın molka adı verilen ve tuvalet, sauna gibi kamusal alanlarda fark ettirmeden çekim yapan casuskameraların çoğalmasına karşı yetkililerin harekete geçmemelerini eleştiriyorlardı. Bu videolar internet üzerinden yayınlanıyor ya da satılıyor ve çok sayıda kişinin hayatını mahvediyordu. Devamı 7. sayfada YENIDEN ‘MEDENIYET ÇATIŞMASI’ ALEVININ DUMANLARI YÜKSELIYOR ‘Cehennem makinesi’ SERGE HALIMI S ağlık, ekolojik, ekonomik ve sosyal korkularla zaten karşı karşıya kalan Fransız toplumu ağır bir darbeyi de terörist saldırılardan alıyor ve şimdi de toplumdan “savaş” için seferberlik görevi üstlenmesi isteniyor. Yepyeni bir kaygı daha. Ancak bu savaşın düşmanı genellikle tespit edilemediğinden onu imha etmek için her seferinde bir öncekinden daha güçlü bir cephaneliğe ihtiyaç duyuluyor. Söz konusu cephanelik silah ve tanklardan değil ya da henüz değil ama kamusal özgürlüklere yönelik ek saldırılardan ibaret. Bir saldırıdan sonra veya bir salgın sırasında bu özgürlükleri gerçekten savunmaya kim cesaret edebiliyor? Bu nedenle kısıtlamalar tartışmasız dayatılıyor ve kabul görüyor. Bize de bunun sadece bir parantez olduğu söyleniyor; virüsün üstesinden gelindiğinde veya terörist etkisiz kılındığında parantezi kapatacaklarını ve mutlu günlerin geleceğini dönüleceğini söylüyorlar. Mutlu günler geri gelmiyor. Ancak böyle bir rejime tabi toplum, çatlayabilir. Böyle bir ortamda fanatik bir İslamcının, sosyal ağlardan aktarılan sahte söylentilere göre tanımladığı bir öğretmenin kafasını kesmesi tüm halkı şaşkına çevirdi ve kedere boğdu. Terör örgütüyle yakın bağlantısı olmayan bir Çeçen ve birkaç suç ortağı, ülkede yok sayılacak kadar az düzeyde destekçisi, başka bir zaman olsa Samuel Paty’nin öldürülmesi bir delinin neden olabileceği trajediyi anımsatırdı. Ancak cinayet, bir veya iki kelimenin birbiriyle ilişkilendirmeye yettiği bir dizi İslamcı terör eylemlerinin damgasını vurduğu bir tarihe denk geliyor: Salman Rushdie, 11 Eylül, Bali, Madrid, Muhammed Merah, Charlie, Bataclan, Nice… Tamamı yazarları, Yahudileri, karikatüristleri, Hıristiyanları hedef alan pek çok kanlı saldırı veya ölüm tehdidinden oluşuyor, ve ayrıca bu saldırılarda Müslümanlar da öldü. Bu nedenle, ConflansSainteHonorine’de kafa kesildiği haberi duyulduğu andan itibaren duygularını çabucak yenenlerin sorumsuzluğunu yüksek sesle ve yanlış bir şekilde, gözetim ve baskı konularında “otuz yıl boyunca hiçbir şey yapmadık” diye haykırmalarından ölçüyoruz. Maksatları devletin göçmenlere ve Müslümanlara karşı istisnai önlemler almasını teşvik etmek. Zehirli söylemler... Devamında sağcılar, anayasayı değiştirmekten bahsetti; İçişleri Bakanı hipermarketlerdeki “dünya mutfağı rafları” konusunda endişelerini dile getirdi. Gazeteciler, basit bir polis siciline dayanarak keyfi olan idari kararları ve hapis cezalarını hiçbir şekilde engelleyememesi için Danıştay’ın, Anayasa Konseyi’nin ve Avrupa Adalet Divanı’nın susturulması çağrısında bulundu. Aynı kişiler eşit derecede zehirli söylemleri ana akım medya kanallarından devamlı olarak bizzat yaydıklarının farkına varmadan “nefret söyleminin” sosyal ağlarda yasaklanması gerektiğini de ekledi. Bir cinayetin yarattığı dehşet, birbirini izleyen hükümetlerin mali uyum değişkeni rolüne indirgediği ve öğrenci velilerinin baskısına maruz bıraktığı öğretmenlere halkın desteğini nihayet oybirliğiyle sunabilirdi. Fakat bunun yerine yeniden “medeniyet çatışması” alevinin dumanları yükseliyor. Bu çatışma Fransız halkının sistematik olarakyalnızca köktendinci Müslümanları ya da aşırı sağcıları değil kendi “topluluklarına”, ailelerine veya Tanrılarına yönlendirilen fraksiyonlarını daha fazla bölmeye yarar ancak. Evet, bu iğrenç makineye karşı “otuz yıl boyunca hiçbir şey yapılmadı”. Çeviri: Diane Dilek Cat
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear