25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ölünce yakılmak mümkün iş uygulamaya gelince imkansız Zincirlikuyu Mezarlığı'nda bugün müdürlük binası ve otopark yerinin bulunduğu alanda, 1930'larda ölüleri yakmak için bir krematoryum bulunuyordu. Hatta bir de "Ölüleri Yakma Cemiyeti" kurulmuştu. Ancak Türkiye'de bir ilk olan Zincirlikuyu Krematoryumu birkaç sene içerisinde talep gelmediği gerekçesiyle yıkıldı. O günden beri de yerine yenisi yapılmadı; ama bu kimsenin krematoryum açmak için uğraşmadığı ya da öldükten sonra yakılmayı talep etmediği anlamına gelmiyor. Her gün pek çoğumuz Zincirlikuyu Mezarlığı'nı geçerken o yazıyla karşılaşıyoruz: "Her canlı bir gün ölümü tadacaktır." Ölü bedenlerimizin başına ne geleceği ise Türkiye'de çok açık. Herkes gibi bizim bedenlerimizin de sonu gömülmek. Peki ya öldüğümde gömülmek değil de yakılmak istiyorsam? Krematoryumlar, insan bedeninin 900 derecede 4060 dakikalık bir süre boyunca yakıldığı, daha sonra ise blendırdan geçirilip özel kaplara yerleştirildiği tesisler. Günümüzde gayet sağlıklı ve steril ortamlarda yapılan bu işlem pek çok ülkede bir endüstri. Ancak Türkiye'de eğer öldükten sonra yakılmak istiyorsanız, bu vasiyetinizi yerine getirecek bir tesis yok. makta bir sakınca yok. Öte yandan kişinin öldükten sonra bedeninin yakılmasına izin verilmesi için ölümünün gayritabii bir sebepten ya da cinayetten dolayı olmaması ve kişinin ölmeden önce cesedinin yakılmasını istediğini yazılı olarak belirtmiş olması yeterli. 225. maddeye göre ise ceset yakıldıktan sonra mezarlık içerisinde bir alanda tutulmak zorunda. Ancak sorun zaten kanunların yetersizliği noktasında başlamıyor. Üstte solda, Almanya Berlin'de yer alan bir kremataryum. Aşağıda, 2008'de Leyla Gencer'in küllerinin Boğaz'a savrulduğu törenden bir an. Yukarıda sağda, Murat Arslanoğlu. TALEP OLMADIĞI BELIRSIZ Krematoryum projelerinin iptalinde sunulan diğer bir sebep ise yeterince talep olmaması. Murat Arslanoğlu, bu argümanın da yetersiz olduğunu, olmayan bir tesise talebin ne yönde olacağını bilmemizin zor olduğunu söylüyor. Ayrıca krematoryumlara talep olmadığını söylemek gerçekten de güç. 2008'de külleri boğaza savurulan Leyla Gencer, ya da yakılmak istediğini söyleyen Meral Okay tanıdığımız iki örnek. Arslanoğlu, kendisine her yıl hem Türklerin hem de Türkiye'de yaşayan yabancıların öldükten sonra yakılmak için talepte ya da başvuruda bulunduğunu belirtiyor. Özellikle Antalya, Alanya, Fethiye, Bodrum gibi bölgelerde yaşayan farklı dine mensup kişiler için krematoryum bir ihtiyaç. olmuş. Çeşitli özel kuruluşlar da 2000'li yıllar boyunca bu konuda çaba göstermişler; ancak belediyelerden onay alma aşamasında tıkandıkları için girişimleri olumsuz sonuçlanmış. Bu kişilerden biri Murat Arslanoğlu. Kendisi Fempa Yönetim Kurulu Başkanı ve Avrupa Cenaze Hizmetleri Tahkim Kurulu üyesi. Dört yıldır sürdürdüğü Cenaze Hizmetleri Derneği Başkanlığı'nı ise Aralık 2014'te bırakmış. Bir krematoryum kurulması için 2004'ten beri Antalya'da çeşitli girişimlerde bulunuyor. Yeni belediye başkanı ve ekibiyle henüz bir görüşmede bulunmamış, eğer belediye isterse sadece yabancıların yararlanabileceği bir tesis çalışması yapılabileceğini söylüyor. DERNEK SONUÇ VEREBILIR Arslanoğlu, bu tarz aksaklıkların ve iptallerin önüne geçebilmek için krematoryum inşa etme taleplerinin özel şirketlerden ziyade bir dernek üzerinden yapılması gerektiği görüşünde. Derneklerin hem kâr amacı gütmeyen hem de katılımcı organizasyonlar olması sebebiyle bu alanda çok daha başarılı çalışabileceklerini belirtiyor. Geriye ise, birilerinin Krematoryum Derneği'ni açmak için çalışmalara başlaması kalıyor. MÜSLÜMANLIK ENGEL DEĞIL Krematoryumların yapımına itiraz olarak kullanılan argümanlardan bir tanesi Müslüman çoğunluğun olduğu bir ülkede yaşıyor olmamız. Ancak Murat Arslanoğlu Müslüman ülke olmanın krematoryum açmamak için yeterli bir sebep olmadığını söylüyor ve Müslüman bir ülke olan Birleşik Arap Emirlikleri'de ölüleri yakmak için bir tesis bulunduğunu hatırlatıyor. Öte yandan diğer bir tartışmalı konu ise öldükten sonra yakılmak isteyenlerin "ateist olduğu" algısı. Arslanoğlu bunun çok yanlış bir algı olduğunu söylüyor: "Bugün yakılmak isteyen kişilerin önemli bir bölümü inançlı insanlardır. İngiltere’de cenazelerin yakılma oranı yüzde 70’lerin üzerine çıktı. Amerika’da da çok yüksek oranlar var. O halde ateizm ile krematoryum konusunu paralelleştirmemekte fayda var. Ancak ülkemizde krematoryumun en önemli savunucularının da ateistler olduğunu belirtmek gerek." Yurtdışına gitmek şart Türkiye vatandaşı olup öldükten sonra yakılmak isteyenler için tek seçenek yurtdışında yakılmak oluyor. Arslanoğlu bu işlemin gerçekleştirilebilmesi için vefat eden kişinin varislerinin onayının alınması gerektiğini söylüyor. Daha sonra ise yakılmaya izin verilmesi için ölüm belgesi ve tercümelerin yurtdışına gönderilmesi ve cesedin o ülkede de bir ölü muayenesinden geçmesi gerektiğini ekliyor. Bütün bu süreç ortalama 1015 gün sürüyor ve maliyeti yüksek. Eğer yurt dışında yakılmış cenazenin küllerini Türkiye'ye getirmek istiyorsanız, bu konuda da yönetmelik (mezarlık yerlerinin inşası ile cenaze nakil ve defin işlemleri hakkında yönetmelik) var. Küllerin öncelikle cenaze sahibi tarafından, beyan edilen kişinin külleri olduğuna dair laboratuvarda kanıtlanması gerekiyor. Ancak bu testten sonra ve "başka bir engel bulunmadıysa" küller ülkeye sokulabiliyor. Yönetmeliğe göre eğer Türkiye vatandaşı değilse kişinin küllerinin Türkiye'ye girişine izin yok. 9 AĞUSTOS 2015 ÇABALAR YETERSIZ Eğer sorun kanunların eksik olması değilse, krematoryum olmamasını tesis kurmak isteyen kurum ve kuruluşların yokluğuna mı bağlamalıyız? Bu sorunun cevabı olumsuz, zira 1930'larda Zincirlikuyu Krematoryumu kapatıldıktan sonra çeşitli dönemlerde gerek devlet kurumlarından gerek özel kurumlardan insanlar ve gruplar krematoryum kurma girişiminde bulunmuşlar. Bu girişimlere bir örnek eski Ankara Belediye Başkanı Vedat Dalokay. 19751976 yıllarında krematoryum kurma girişiminde bulunmuş; ancak başarısız KANUNLAR NE DIYOR? Aslında bu konuda kanunlar gayet açık ve kapsamlı. Türkiye'de defin işlemleri 1930 yılında düzenlenmiş olan Hıfzısıhha Kanunu çerçevesinde belirleniyor. Bu kanunun 224, 225 ve 226. maddelerine göre belediyelerden izin alındığı ya da belediyelere talepte bulunulduğu sürece krematoryum aç10 Ece Başay @ecebasay
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear