Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Sahne artık yeni nesil standup’çıların İstanbul’da samimiyetiyle ruhunuzu oyacak, aynı anda da gülmekten gözünüzden yaş getirecek bir komedyen kuşağı sahneyi devraldı. Standup Türkiye’de çok takip edilen bir performans dalı değil. Hatta şu anda pek çoğunuzun “Ülkede Cem Yılmaz’dan başka standup yapan var mı yahu?” diye düşündüğünü tahmin ediyorum. Cevabımız ise “Evet, hem de nasıl!” Ve dahası, özellikle İstanbul’da yepyeni, heyecan verici bir standup kültürü yeşermeye başladı. Konuya toz ve gaz safhasından girersek, genellikle ‘kırmızıbordo renklerde, kadife bir perde önünde boş beleş bekleyen çaresiz mikrofon’ ile görselleştirilen performans sanatına standup deniyor. Sahnedekinin seyirciyi gülümsetebilmek için canından can verdiği bu doğa olayını çok uygun ücretler karşılığı çeşitli mekanlarda takip etmeniz mümkün. Ben müsaadenizle, öncelikle kısaca şahsi standup maceramdan bahsedeceğim. YENİ YETENEKLERE AÇIK MİKROFON Açıkçası ben özellikle üç silahşörlerden üçüne de benzeyen kıvırcık saçlı genci (Murat Gençoğlu) ciddiye almakta uzun süre zorlandım. Fakat çocuklar ne yapıp ettiler, gerçekten kendini denemek isteyen insanların sahneye çıkıp komiklik yapabildiği ve seyircinin gönlünce yeni performansçıları izlediği ortam yaratmayı başardılar. Açık Mikrofon’un düzenli kadrosunda Türkiye’nin farklı taraflarını, doğu ve batısını, bunlar kaynaşırken ortaya çıkan şaşkınlığı, kendilerini üzen/çıldırtan olayları, fakirliği ve bazen kötü talihi anlatan taze yetenekler var. Uykusuz’dan da tanıdığımız Alpay Erdem bazen misafir olarak oluyor. Sunucu Ruşen Tuzcu’nun sahneye her çıkanı kucaklayıp havada iki tur döndürdüğü Komikrofon ise gerçekten şimdiye kadar gördüğüm en sıcak, seyirciyi bünyesine en rahat katıp ruhunda, potasında eriten standup kolektifi. KULÜPTE, BARDA SİMİT SARAYINDA Maceram keşke 6 yaşında annemin saç fırçası ile ayna önünde, yahut 12 yaşında bir okul müsameresinde başlasaydı. Lakin 31 yaşında, Tophane eteklerinde, blogger’ların takılması maksadıyla açılmış bir kafede başlayabildi. O zaman dört kişiydik. Kısmet Şov olarak tesis ayırt etmiyor; bize mikrofonunu açan kulüp, bar, kafe, simit sarayı, özetle nereyi bulursak sahneye çıkıyorduk. Çünkü ülkemizde henüz dünyadaki gibi insanların çıkıp kendilerini geliştirebilecekleri açık mikrofon sahneleri yoktu. Aradan yıllar, kimi iyi, kimi süper ve kimi de facia şovlar geçti. Başlangıçtaki Kısmet Şov’u oluşturan dört kişiden ikisi kaçıp kendini kurtardı; biri oyuncu, diğeri yönetmen oldular (Ozan Özcan Ali Yorgancıoğlu). Kısmet Şov üçüncü sezonuna girer ve İzmir, Ankara, Eskişehir gibi şehirlerin mizah festivallerine konuk olurken (Eyy üniversiteli bireyler, festivallerinize standupçı çağırabileceğinizi biliyor muydunuz? Biliniz) çoktan kardeşi ve rakibi Açık Mikrofon kurulmuş, BKM mutfak sahnesinde çıkmaya başlamıştı. 6 ŞAKALARA GÜLEN BİRİLERİ GEREKİYOR Demem o ki, şu an sadece İstanbul’da yeni parlamaya başlayan, samimiyeti ruhunuzu oyup, şakaları gözlerinizden yaş getirecek 2030 yeni performansçımız var. Mesela beni en çok güldürenlerden biri Barış Balkır… Ayda bir Kadıköy Kılçık’ta tek tabanca şovu var ve azıcık boydan kısa olmasını altı sayfa şakaya dönüştürmüş biri. Bazen müthiş dolmuşçu mimikleriyle Komikrofon’da da görülüyor. Ya da Yavuz Günal… Gariban bir tasarımcı ve ajans çalışanı olduğundan tek kişilik şovları çok sık değil. Yavuz Diye Bir Çocuk adlı gösterisine denk gelirseniz sakın kaçırmayın. İnanılmaz peygamber taklitleri var, Allah affetsin. Ne yapıp edin, bahsettiğim komedyenleri eşinizle dostunuzla canlı izleyin. Çünkü takdir edersiniz karşıda gülen biri olmayınca, komik olmak kolay değil. Rakı sofrasında kendini geliştirdi Murat Gençoğlu (@acikmike) f Komedyenlik dışında işsizliğe kılıf olsun diye sinematelevizyon bölümünde yüksek lisans yapıyor. f Standup yapmanın özgüvenine hem pozitif ve hem de negatif etkisi olduğunu düşünüyor: “Şakalarıma gülünmesi özgüven sağlarken, ‘Ben komik miyim?’ endişesi özgüveni baltalıyor.” f Açık Mikrofon hikayesi Murat’ın şakalarını deneyecek yer bulamamasıyla başlamış (Bir süre Kısmet Şov’da çıkmaya çalıştıysa da, dediğine göre ben müsaade etmemişim). Bunun üzerine, kimi deneyimli komedyenlerden önce sahneyi ısıtmak amaçlı, arkadaşların rakı sofrasında, hatta bir illüzyonist gösterisinde sahneye çıkarak kendini geliştirmeye çalışmış. Lakin nereye kadar? O da etrafında ‘Gelirim mutlaka’ diyen arkadaşlarına güvenerek bir açık mikrofon gecesi düzenlemeye karar vermiş. Gelirim diyenlerin hepsi yan çizmiş ama yedi komedyen adayı ile tanışmış o gece Murat. İşte o ekiple bir yıldır Açık Mikrofon’u düzenliyorlar. f Her hafta sekiz komedyen 10'ar dakika sahneye çıkıyor. 56 tanesi neredeyse sabit. Şovun kalitesi için amatör sayısını dengeliyorlar. Yine de Açık Mikrofon isminin hakkını vermek için sahneyi hâlâ daha önce çıkmamış insanlarla paylaşmaya özen gösteriyorlar. f Açık Mikrofon'a gitmeliyiz çünkü konsere gitmekten daha ucuz ve daha pratik. Kahkaha garantisi de cabası. f Yenilerden tercihi Doğu Demirkol, Tuna Kalınsaz, Yavuz Günal. 3 MAYIS 2015 Deniz Özturhan @yanilgi