Catalog

16 ATİNA ATİNA 17 GEZEKALIN Mustafa Balbay ankcum@cumhuriyet.com.tr Dişiliğin simgesi ya da dört kişilik masaların büyük bölümünü tek erkekle eğlenceye gelmiş bayanlar oluşturur. Bu durum Yunanistan genelinde erkek nüfusunun bayanlara göre daha düşük olmasının başkentte de kendini göstermesi demektir. Eğer yabancıysanız, biraz diliniz varsa, kendinize güveniyorsanız, utanmayın ve çekinmeyin. Önemli olan dişiliğin simgesi Atina’da eğlenen dişinin ilgisini çekmenizdir.. SİNOP’A KIYMAYIN! Sinop, Karadeniz vazosunun en dik, en diri, en canlı çiçeklerinden biridir. Karadeniz’in dağları iner, iner, kıyılara usulca yayılır. Yol yorgunluğundan olsa gerek, denizin hemen dibinde çöküverir! Ege’nin dantel kıyıları gibi değildir Karadeniz dağlarının denizle buluşması ama, onun da ayrı bir güzelliği vardır. Dağların koyu yeşiliyle denizin açık mavisi hoş bir kokteyl oluşturur. Bugünlerde Karadeniz kıyılarında dağlardan hışımla inen dere sularının sesinden çok dozer sesi var. Karadeniz otoyolu kıyılarla denizin arasından hançer gibi uzanıyor. Otoyol yapılmasın mı? Elbette yapılsın ama, başka türlü de olabilirdi. Yolu planlayanlar, doğal olarak en kolay yöntemi; yani kıyıyı doldurmayı ve dağları tıraşlamayı yeğlemişler. Oysa doğanın bir kanunu vardır: Ödünç verir ama, alacağını unutmaz! Kimi dolgu yolların sık sık suyun altında kaldığını duyuyoruz. Karadeniz’de şimdi de nükleer santral gerilimi var. En uçta, dağlardan eğilip, Karadeniz’e uzanan Sinop Burnu’nda nükleer santral planlanıyor. Tıpkı otoyol gibi Türkiye’nin nükleer teknolojiyle de tanışması gerekli. Ama bunun nükleer santralle olması ne ölçüde gerçekçi, tartışmalı... Sinop yıllarca Amerikalıların radar üssüyle eş tutuldu. Sinop deyince akla gelen ilk şeylerden biri buydu. Sinop tam radara yakalanmaktan kurtuldum, cezaevi Yemek ve eğlence Atina’daki tavernaların çeşitliliği, müşteriye sundukları mönü ile şekillenir. Et tavernaları, mezeciler, uzeriler, müzikli tavernalar, müziksiz tavernalar. Bu gruba son on yıl içinde kebapçılar da katıldı. Ancak kebapçılar genelde müziksiz. Şuna kesinlikle unutmayın ki, tüm et tavernalarında ‘‘kokoreç’’ vardır. Et tavernalarının baş yemekleri genelde domuz ağırlıklıdır. Ancak keçi ve kuzu da sürümü olan et yemekleri arasındadır. Eğer kuzu istiyorsanız ‘‘arni’’, keçi istiyorsanız ‘‘kaçiki’’ demeniz yeterlidir. Et tavernalarında çoğunlukla şarap tüketilir ve gittiğiniz dükkanda şarabın her çeşidini bulabilirsiniz. Mezecilerin mutfakları ise Rum ve Yunan mutfağının karışımından oluşur. İstanbullu Rumların Yunanistan’a getirdiği meze kültürü bugün artık hemen her dükkanda karşınıza çıkar. Bu tip dükkanların hem yemekleri hem de fiyatları uygundur. Ayrıca tiryakiler için onlarca değişik şarabın fıçılardan içildiği çok özel dükkanlar da vardır. Eğlence yerlerinin Türkiye’dekilerden çok farkı yoktur. Tek değişiklik gazinolarda sahne alan sanatçılar sabaha kadar dönerek müzik yaparlar. Müzikli tavernalar da böyledir. Garsonlara ‘‘Türkçe konuşulan iyi servis yapan bir taverna arıyorum’’ derseniz, bu durumda İstanbullu Rumların kurduğu ‘‘P. Faliro’’ semtindeki ‘‘Bosphoros’’ yani Boğaziçi tavernasına gideceksiniz. İmroz adalıların çalıştırdığı bu tavernada sizi Kumkapı Yazı ve fotoğraflar Murat İlem ugünlerde sizi ‘‘komşu’’ya bekliyoruz. Dünyanın yedinci harikası olB ma yönünde çalışmaların yürütüldüğü ünlü Akropol tapınağına da ev sahipliği yapan Atina’daki eğlence sektörü, her zamanki müşterileri Yunanların yanında yabancıların da en büyük ilgi odağı durumunda. Ünlü Perikles, beraber yaşadığı hayat kadını için boşuna bu Akropol mabedini yaptırmamış. Boşuna Atina’ya ‘‘dişiliğin simgesi’’ dememişler. Yılın hemen her günü dolup taşan tavernalar, gece klüpleri, diskolar, barlar ve gazinolar müşterilerini memnun edebilmek için birbirleri ile kıyasıya rekabet içindeler. Sektörün sahipleri, eğlence anlamında şehri ikiye ayırmış durumdalar. Akropol tapınağı eteklerine yayılan Plaka, Monastraki ve Psiri semtleri genellikle yabancı turistleri ağır larken, tüm şehre yayılmış tavernalar, müzik, meze ve fiyat politikaları ile Yunanların hafta sonlarında sabahlara kadar doldurdukları mekanlar olarak iş yapıyorlar. Atina’ya gelen yabancı turistlerin başını bayanlar çekiyor. Bazı yorumculara göre ‘‘dişinin ne olduğunu görmek, onu anlamak ve hatta ona dokunmak istiyorsan’’ Atina’ya muhakkak gelmelisin. Çalışan ya da çalışmayan bayanların ‘‘CumaCumartesi’’ tutkuları hem turistler, hem de Yunan erkekleri tarafından bilinir. Hafta içindeki gecelerini mümkün olduğu kadar evinde geçirmeye çalışan bayanlar, Cuma günü tüm öğleden sonralarını güzelleşmek uğruna harcayıp geceyi iple çeker hale gelirler. Sadece bayanlar için değil erkekler için de Cuma gecesi ‘‘uzo, şarap, sırtaki, zeybekiko ve tabii ki kadın’’ demektir. Sabahın ilk ışıklarına kadar süren yorucu geceler genellikle işkembe çorbacılarında noktalanır. Eğer Atina’da yaşıyorsanız, ya da gezmek için gelmişseniz, 24 saat açık olan işkembe çorbacılarına sabah saatlerinde uğrayınız. Çoğu erkek arkadaşlarından bile daha fazla içki içebilen bayanların neşeli kahkahalarına tanık olursunuz. Sabahlara kadar dolup taşan tavernalarda üç kişilik lı garson ‘‘Dino’’ karşılar. Türkiye’de taverna deyince insanların aklına müzik, sirtaki ve tabak kırma gibi eğlence şekilleri gelir. Hatta kıllı göğsünü kalın altın kolye ile süsleyip, parmaklarında şövalye yüzük, bileklerinde kalın altın künye takan bazı taverna magandaları gelir.Yunanistan’da böyle bir eğlence şekli yoktur. Tabak kırma olayı eskiye özlem duyanların dışında hemen hemen hiç kalmamıştır. Zaten kırılan tabaklar porselen ya da cam değil, sadece alçıdır. Yunanlılar yıllardır egolarını çiçek ve peçete atarak tatmin ediyorlar. Aklınızda olsun attığınız çiçekler dükkanlardan değil, ‘‘mezarlıklar’’dan getirilir. Atina’daki eğlence sektörünün en pahalı alanını gazinolar ve gece klüpleri oluşturur. Sanatçıların kalitesi ile doğru orantılı olan fiyatlar, oturduğunuz masa ve sahneye yakınlığınız, yabancı olup olmadığınız gibi kriterlerle pekiştirilerek önünüze konur. Eğer mönüyü almayıp, ucuz yoldan gideyim diyorsanız, bir meyve ve bir şişe viskinin fiyatı 80 eurodan başlayarak 150 euroya kadar çıkabilir. Şunu bilmeniz lazım ki, Yunanistan’da fiyat listesine bakarak hesap beklemeyin. Bu durum tüm yemek ve eğlence sektörü için geçerlidir. Et tavernalarında tüm çeşitler kilo olarak hesaplanır. Örneğin bir kilo kuzunun fiyatı 30 euro, bir şişe kola 2 eurodur. Siz ortalama adam başına 20 euro koyarak tavernadan çıkacağınızı düşünün. Eğer balık yiyeceğim diyorsanız buna fiyat veremeyeceğim. Çünkü tavernanın sahibinin insafına kalmışsınız demektir. İster evli ister bekar olun bir kere de olsa dişiliğin simgesi Atina’ya gelip yaşamın nimetlerinden faydalanın. Pişman olmayacağınızdan eminim. ni de kültür ve turizm merkezine çevirme kararı aldım derken, nükleere tutuldu. Mart başında Samsun üzerinden Sinop’a giderken Gerze’ye uğramamak haksızlık olur deyip, o şirin kasabaya ayaküstü selam verdik. Kıvrıla kıvrıla dağların, tepelerin arasından geçtik. Coğrafya hafiften düzleşmeye başlamıştı ki, Sinop’a ulaştık. Sahil boyu uzanan balıkçı teknelerini izleyip, tadına vara vara kalkan balığı yemenin maddi bir karşılığı olabilir mi? Sanmıyoruz... O huzurun insana verdiği yaşam sevinci enerjisini başka bir enerji kaynağı verebilir mi? Sanmıyoruz... Yapmayın, Sinop’a kıymayın... Teknoloji hırsına kapılmayın... Gezekalın...