28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

18 OCAK 2008 CUMA haberler SÖZ ÇİZGİNİN TURHAN SELÇUK DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA C 3 Din Devlet ve Diyanet İşleri aşbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Alevilerin Muharrem orucu vesilesiyle cuma akşamı Ankara’da katıldığı “oruç açma” yemeği bu cemaatin büyük çoğunluğu tarafından sıcak karşılanmadı. 279 Alevi derneğinin yalnızca sekizinin temsilcilerinin yemeğe katılması bu durumun kanıtıdır. Gösterilen tepkinin nedeni ise, Alevi cemaatinin AKP Genel Başkanı ve Başbakan Tayyip Bey’in içtenliğine inanmamaları. Olaylara baktığımız zaman, pek de haksız olduklarını söylemek mümkün değil. Bilindiği gibi, Sayın Erdoğan İstanbul Belediye Başkanı olduğu dönemde Karacaahmet Cemevi’ni yıkmaya kalkmıştı, daha sonra da çeşitli vesilelerle kendisine iletilen Alevi taleplerine, herhangi bir yanıt vermekten kaçınmıştı. Nitekim Cem Vakfı Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan da, katılmama nedenlerini aynı gerekçelere bağlamıştı. İzzettin Doğan’ı tanıyanlar, kendisinin diyaloğa son derece açık, iyi niyetli bir kişi olduğunu, her türlü uzlaştırıcı girişimi desteklediğini yakından bilirler. Başbakan ise şimdiye dek kendisine iletilen herhangi bir talep olmadığını gazetecilere yaptığı açıklamada ileri sürdü. Oysa Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin cemevlerini ibadethane olarak kabul etmeyen kararı bile gerçeğin böyle olmadığını gösteriyor. Çünkü bu karar, çeşitli Alevi kuruluşlarının Başbakanlık’ın kendi başvurularına verdiği ret yanıtı üzerine açılmış bulunmakta. ??? Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin Danıştay önünde temyiz yolu açık olan kararı ise cemevlerinin ibadethane olarak kabulünün önünü tıkar nitelikte değildir, kararın özeti dikkatli okunduğunda, bu konuda herhangi bir yasal düzenleme olmadığının belirtildiği görülmektedir. Bu yönde yasal düzenleme ile engel ortadan kaldırılabilir. Cemevlerinin ibadethane olarak kabulünün yanı sıra, dört bakanlığın bütçesine eşit bütçesi olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sayıları yüz bini bulan elemanları arasından Alevilere de kontenjan ayrılması acaba gerçekten bir çözüm müdür? Konunun uzmanı olmamama karşın, kişisel görüşüm bu yönde değil. Hepimiz Alevilerin tarih içinde sürekli baskıya maruz kaldıklarını biliyoruz. Her ne kadar yukarıda sözü edilen karar bu yönde değilse de, dikkatle okunduğunda, orada Alevi yurttaşların bir baskıyla karşı karşıya olmadıklarının ileri sürülmediğini, ancak, davacıların dilekçelerinde böyle bir hususu belirtmedikleri veya belgelemedikleri vurgulanmaktadır. Yoksa yalnız Osmanlı tarihini değil, Cumhuriyetin yakın geçmişini bilenler bile Alevilerin nasıl baskılarla karşılaştıklarını, hele hele 12 Eylül’ü takip eden günlerde, Alevi kültürünün yok edilmesi yolunda, cemevlerini tanımazken, onların yerine Alevi köylerine, orada oturanlara karşın camiler yapıldığı ortadadır. Nitekim son olarak, 12 Ocak Cumartesi günkü Cumhuriyet’in 6. sayfasında, Amasya’daki Alevi köylerine cami yapılması ve kadrolu imam atanması girişimlerinin yeni bir örneği Mehmet Menekşe’nin haberinde yer alıyordu. Menekşe, Amasya’nın Ardıçlar Köyü ve üç mezrası ile birlikte Abacı, Yeşilöz, Direkli Hasabdal, Yağcıabdal, Şarklı, Saz Köyü’ne de cami yaptırılıp kadrolu imam atandığını bildiriyordu. ??? Amasya’da Alevi öğrencilerin nasıl baskıya maruz kaldıkları ise Cumhuriyet’te yine 2007 yılının Kasım ayında yayımlandı. AKP Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül’ün, Amasya’da öğrenci ve ailelerine baskı yaptığı yolunda ailelerden gelen şikâyet de, yine gazetemizin 29 Kasım tarihli sayısında yer almıştı. Bütün bu olaylar, Aleviler arasında, AKP’nin içten olmadığı konusunda yaygın bir düşüncenin neden oluştuğunu açıklamaya yeter sanırım. Burada sorun, laik devletin bu sıfatına uygun olarak, bütün inançlar üzerindeki baskıya son verecek önlemleri almasıdır. Yoksa Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan’ın da, Ruhat Mengü’nün pazar günkü televizyon programında yakındığı ve Başbakan’ın da aşamadığı bir engel olduğunu ileri sürdüğü Diyanet İşleri Başkanlığı çerçevesi içinde, Alevilere de kontenjan ayrılmasıyla çözülmeye çalışılması bir umar değildir. Cumhuriyetin kurulması sırasında, belki de, dinsel bağnazlığa ve sapmalara karşı bir önlem olarak düşünülmüş olan devletin dini denetlemesi amacıyla oluşturulan Diyanet İşleri Başkanlığı zaman içinde dev bütçesi ve kadrosuyla artık dinin devleti denetlemesine araç olan bir kurum haline gelmiş bulunmaktadır. Özellikle AKP iktidarı döneminde Diyanet’in bu niteliği daha da artmıştır. Bu sorunu ortaya koymak ve çözmek üzere tartışmaya başlamanın zamanıdır. Davutlar’da Doğa... eynep Oral’ın iki yıl önce yazdığı gibi, sırtını Beşparmak Dağları’na dayamış, ayaklarını Menderes Deltası’na uzatmış Dilek Yarımadası... Bir tepeden Kuşadası’nı seyrediyorum... Ben bugün Davutlar köyündeyim ve doğayla baş başayım... Melih Aşık, iş yaşamının ana sloganlarından birini yazmıştı: “Geleceği yakala!” Geleceği yakalayan yakalayana... Dönekler, geleceği yakalayanlar arasında günümüz Türkiye’sinde... Bizim “Soros çocukları” ya da “Soros’un çocukları” geleceği yakalamaya çalışırlarken AKP yalakalığı yapan sözde bilim insanları, “Evde Kuran okutacaktım, komşulardan korktum okutamadım; Müslümanlar 84 yıllık Cumhuriyet rejiminden neler çekti neler” diye bas bas bağırmayı sürdürüyorlar... Sorun şu: “Benim payıma ne düşecek!” Aydınlanma devriminin mimarı Mustafa Kemal Atatürk yerden yere vuruluyor: “Kahrolsun Kemalist devlet!” Aslında Kemalist devlet çoktan yok oldu, cumhuriyet devrimleri tarihin derinliğine gömüldü... Yobazlığın, bağnazlığın adı kalkınma, çağdaşlık oldu!.. Saidi Nursi ve müritleri baş tacı edildi. Sosyal devlet gitti, sadaka devletine dönüştü. Tayyip Bey buyruk vermiş: “Kış bastırdı, yoksula kömür dağıtın... İzmir’i, Diyarbakır’ı, Tunceli’yi, Şırnak’ı yerel seçimlerde almalıyız...” Bizim “Soros çocukları” ya da “Soros’un çocukları” Tayyip Bey’i kızdırmamak koşuluyla “demokrasicilik oynamayı” sürdürürken ben de kendimi doğanın kucağına attım... Kötü beslenme, hareketsizlik, ruh yorgunluğu... Önce İzmir, ardından Gediz ve Söke Ovası, sonra da Kuşadası Davutlar beldesi... Dr. Yaşar Yılmaz’ın “NaturMed” otelinde kalıyorum... NaturMed’de sigara ve alkol alınmıyor... ??? Bağışıklık sisteminin güçlenmesi için termal suyu, portakal, havuç suyu içiliyor; konuklara ozon ve kolon tedavisi uygulanıyor. NaturMed, doğal tedavi ve kaplıca kür tesisleri, çok bakımlı ve temiz... İki kapalı, iki açık termal havuz... Hamam, sauna, masaj odaları... Gençlendirici mineral deposu burası... Çam ağaçları arasında ormanda yürüyüş.... Zayıflamak mı istiyorsunuz, yoksa yüksek tansiyonunuz mu var? Yoksa boyun, bel ağrınız mı, kireçlenme, kemik erimesi mi? Adres: Kuşadası Davutlar (GSM: 0 532 242 15 08, Tel: 0 256 657 22 80 – 657 17 41, http://www.naturmed.biz, eposta: yasaryilmaz@naturmed.biz) Burada “antistres ve arındırma programları”nı Prof. Dr. Karl Hecht ve Dr. Yaşar Yılmaz yapıyor. Hecht ve Yılmaz “bağırsak temizliği” üzerinde duruyorlar... Anlattıklarını aktarıyorum: “Bağırsak, beyinden sonra en çok sinir hücresi içeren organdır. Bu yüzden bağırsağa ‘karındaki beyin’ de denir. Bağırsağı uyaran en küçük mekanik baskı bile beyne sinyal gönderir. Hafif öğünler ve yatmadan önce bağırsağın boşaltılması kaliteli bir uyku sağlar. Ayrıca keskin baharatlar ve şarap, şampanya gibi asitli ve alkollü içecekler de gece bağırsağı rahatsız eder. NaturMed, size çok özel bir bağırsak bakımı sunuyor. Kolonhidroterapi denilen bu uygulama, bağırsağınızı boşaltarak sizi rahatlatmaktan öte, bağırsağa verdiğimiz silisyumdioksitli ve mineralli termal suyla bağırsağın zararlı mikroorganizmalardan temizlenmesini, düzleşmiş bağırsak boğumlarının yeniden oluşturulmasını ve bağırsakta birikmiş dışkı artıklarının temizlenerek bağırsak fonksiyonlarının düzenli hale gelmesini sağlar. Kolonhidroterapi ayrıca bağırsak lenf akımını düzenleyerek bağışıklık sisteminizi güçlendirici bir rol oynayarak bağışıklık sisteminin bozulmuş olmasına ve/veya zayıflığına bağlı hastalıklarda bir destek tedavisi rolü oynamaktadır.” ??? Yolunuz Kuşadası’na düşerse mutlaka Dr. Yaşar Yılmaz’ın Davutlar’daki Doğal Tedavi ve Kür Merkezi’ne uğrayınız... Dr. Yılmaz, insanlara yeniden yaşamayı öğretiyor... Su içmek, beslenmek, bedenini hareket ettirmek... Mineral ve vitaminin ne olduğunu anlamak... “Kolesterol Palavraları”nı yazan Prof. Dr. Karl Hecht’in 43 kitabı, 7 bin makalesi bulunuyor... Her akşam bir saat Hecht’i dinleyin ve sağlıklı yaşama adım atın... B Z ADEM KİM DİKTİ SANA BUNU HAVVA’CIĞIM?.. ‘68 kuşağını örgütlenmeye çağırıyoruz’ Targan, bugünkü 68’liliğin emperyalizme ve onun Türkiye’deki uzantısı olan gericiliğe karşı, ulusal, aydınlanmacı ve 68’liler Birliği Vakfı Başkanı Sönmez sol bir tutumla geçmişteki mücadele anTargan, “Bütün aydınlarımızı, özellikle layışını yeniden diriltmeye çalıştıklarını 68 kuşağının seçkin öncülerini gerçek belirterek “Biz nostalji yapmıyoruz; emdemokrasi için mücadeleye ve örgütlenperyalizm, faşizm ve her türden gericimeye” çağırdı. Targan, gericiliğe karşı, liğe karşı mücadele ediyoruz” ulusal, aydınlanmacı ve sol diye konuştu. bir tutumla geçmişteki mü2008 yılının 68’lilerin 40. yıcadele anlayışını yeniden lı olduğuna dikkat çeken Tarhayata geçirmeye çalıştıklagan, örgütlenme hareketlerirını belirtti. ni tüm ülkeyi kapsayacak şe68’liler Birliği Vakfı’nın 8. kilde geliştirmeyi amaçladıkGenel Kurultayı’nda yenilarını ifade ederek hedeflerini den genel başkan seçilen gade şöyle anlattı: zetemiz yazarı Sönmez Tar“Başta sol siyasal partiler gan, Türkiye’nin içinde buolmak üzere, sendikalar, oda lunduğu olumsuz koşulları ve meslek kuruluşları ile deanlatarak “Bir kar topu gimokrasi, bağımsızlık ve sosbi büyüyen işsizlik sorunuyalizm amaçları doğrultusunna çözüm bulunamıyor. Büda iş ve güç birliği yapmak. yüdüğü varsayılan ekonoSönmez Targan 68’liliğe damgasını vuran demik yapının üretime yansığerlerin ve tarihsel mirasın samadan salt kâğıt üzerinde nat ve kültür dünyamızda da ses getirgösterilen sayısal verilerle durumu kurmesi için etkinlikler düzenlemek. Ülketaramadığı artık ortada. Özellikle topmiz ve dünyada yaşayan 68 kuşağı üyelumun yaşamsal gereksinimi olan enerleri ve temsilcileriyle iletişim kurarak ji alanında yüzde 20’lere varan son zamonların birikimlerini günümüz dünyasılar, AKP iktidarının nasıl bir çıkmazda na kazandırmak.” olduğunun en belirgin işaretidir” dedi. Hüseyin KIVANÇ WIESBADEN CUMOK ÇAĞRISI Wiesbaden ve çevresi Cumhuriyet okurları olarak, Atatürk Devrimlerini benimseyen, yurtsever tüm insanları WiesbadenBiebrich, Bunsenstrasse’deki Galatea Anlage’de 20 Ocak 2008 Pazar günü saat 14.30’da çay eşliğinde tanışmaya, paylaşmaya, birlikte olmaya, sorunları konuşmaya bekliyoruz. SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ İRTİBAT TEL.: 06114508326 061223394 İDİL BİRET ESKİŞEHİR’DE BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ ‘Tarihi geriye götürmeye kimsenin gücü yetmez’ Can HACIOĞLU ESKİŞEHİR Dünyaca ünlü piyano sanatçısı İdil Biret, Eskişehir’de Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası eşliğinde verdiği konserde büyük ilgi gördü. Biret, Fazıl Say’ın açıklamalarının ardından yaşanan tartışmalara değinerek, “Say, Cumhuriyet gazetesine verdiği demecinde, hiçbir yere gitmeye niyeti olmadığını söyledi. Tarihi geriye götürmeye kimsenin gücü yetmez ve yetmeyecektir” diye konuştu. İdil Biret, şef Ender Sakpınar yönetiminde Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası ile Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Kültür Sarayı’nda konser verdi. İzleyiciler salon dışına taşarken, içeride de izdiham yaşandı. Gazetemize açıklama yapan İdil Biret, Fazıl Say’ın açıklamalarının ardından yaşanan tartışmaları değerlendirdi. Biret, “Türkiye’yi terk etmeye kimsenin niyeti yok. Klasik müzik bu topraklarda 200 yıldır çalınıyor, söyleniyor. Tarihin tekerleğini geriye doğru kimse çeviremez. Atatürk’ün devrimlerinin takipçisi büyük bir kitle var. Atatürk’ten sonra ülkemizde bazı inişlerçıkışlar olmuştur. Şimdi yaşadığımız durum da böyledir. Bu durum aşılacaktır” dedi. renkli ilan asirmen?cumhuriyet.com.tr hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: +90 0212/ 343 72 69
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear