25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

3 AĞUSTOS 2007 CUMA müzik YORUMLAR Topaloğlu, üçüncü albümü Ezmoce’de Doğu Karadeniz’in destan ve horonlarını yorumluyor C Patlayacak! “Amerikan istikrarı” da diyebiliriz. Hedefin İran ve terör olduğu iddiasına gelince... Bahane mi yok?... ??? Henüz bu silah, daha doğrusu ölüm yağmurundan Türkiye’nin payına ne düşeceği açıklanmış değil. Kısa vadede “tüm ayrıntılarıyla” açıklanması da beklenmiyor doğrusu. Ama karar kesin: Bölge zaten barut fıçısıydı, şimdi bu fıçıya “istiap haddini” tehdit edecek bir hırs ve hızla yeni barut basılıyor. Patlamaması olanaksız. Türkiye’nin bu patlamadan etkilenmemesi olanaksız. Patlatacaklar yani... Yoksa hedefte, asıl Türkiye mi var? ??? Thomas Mann, toprağı bol olsun, 60 yıl kadar önce yeni bir dönem açılırken, ülkesi için “Avrupa Almanyası” tanımını kullanmıştı. Bir dilek. Peki, bu Avrupa Almanyası, bugün, ABD’nin Ortadoğu’daki tehlikeli oyunlarına nasıl yaklaşıyor? Başbakan Angela Merkel görece sessiz kaldı. Ama Hıristiyan demokratlar adına CDU’lu uzman milletvekili Ruprecht Polenz, Ortadoğu’nun daha da istikrarsızlaştırılmasına karşı uyarıda bulundu. SPD, görünürde tepkili. Sadece bir terslik, daha sert konturlarıyla sahnedeki varlığını hatırlatacak: Bölgenin reel ekonomisi Avrupa’nın, daha doğrusu Avrupa Almanyası’nın ağırlığını taşıyor, ama bu reel ekonomiyi milyarlarca dolarlık Amerikan silahları ve yüz binlerce Amerikan postalı koruyor. Terslik, zıtlık, çelişki, nasıl adlandırılırsa adlandırılsın, tam da buradadır. Amerika, Avrupa’yı da Ortadoğu üzerinden “mermi manyağı” yapıyor. Bu ciddi bir dengesizliktir ve en azından orta vadede çözülmesi gerekir. Eğer çözülürse, geriye ne kalır? Washington mu bölgeden çekilir, yoksa BerlinParis ekseni mi? Yanıtsız sorular. Belki de onun için, barut fıçısının kapasitesi ısrarla zorlanıyor. Fıçıya durmaksızın yeni barut basılıyor. Küçük bir kıvılcım bekliyoruz. Demokrasi oynuyoruz. cutsay@gmx.net 7 Çocukluk düşlerine özlem Hatice TUNCER aradeniz ve Laz müziğinde önemli çalışmalara imza atan Birol Topaloğlu, “Rüya” anlamına gelen yeni albümü Ezmoce’de Doğu Karadeniz’in ezgilerini, hikâyelerini, destanlarını, eğlenceli horonlarını günümüze taşıyor. Denizden kışlık yakacak olarak ağaç parçacıkları toplayan Laz kızının, sevdalı Fati’nin, ağlara takılmaktan korkan hamsinin hikâyelerini tulum ve kemençeyle aktarıyor. OSMAN ÇUTSAY K Helimişi’den ‘Balıkçının Şarkısı’ B MÜZİK İÇİMDEYDİ Rize’nin Pazar ilçesinde Apso köyünden 9 çocuklu bir ailenin çocuğu olan Birol Topaloğlu, ailenin geçim sıkıntısı nedeniyle köy öğretmeninin yardımıyla Rize’deki yetiştirme yurdunda büyüdü. Topaloğlu’nun müzik çalışmaları, Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) Gaziantep’teki ElektrikElektronik Mühendisliği Bölümü’nde öğrencilik döneminde şekillendi. Çocukluğunda ağabeyinin getirdiği bağlamayla tanışıklığı olan Topaloğlu, ODTÜ Türk Halk Bilimleri Topluluğu’nda (THBT) ders aldı ve bağlama çaldı, çeşitli etkinliklerde sahne aldı. irol Topaloğlu albümünde, 19071976 yılları arasında yaşayan ve düşünceleri nedeniyle zorlu bir hayat sürdüren yazar, şair, besteci, ressam Hasan Helimişi’nin “Balıkçının Şarkısı” eserine özel bir önem veriyor. Türkiye Komünist Partisi adına çalışmalar yapan Helimişi’nin Batum’da yaşayan kızından aldığı fotoğrafını da albüm kapağına koyarak sanatçının anısına saygısını ifade etmek istemiş. Topaloğlu, Erkan Ocaklı’ya 1970’lerde büyük ün kazandıran “Tara Saçını Tara” eserini de albümüne alarak Karadenizli bir başka ustaya saygısını gösteriyor. DİDOU NANA Topaloğlu, Türkçe ve Lazca parçalar seslendirdiği “Ezmoce” albümünde “Didou Nana”yı bestecisi Nana Belkania ile düet yapıyor. Topaloğlu’nun Heyamo’da okuduğu, daha sonra genç yaşta yitirdiğimiz Kazım Koyuncu’yla özdeşleşen şarkı anonim olarak biliniyordu. KARKALAKİ Sahile vuran ağaç parçacıkları anlamına gelen “Karkalaki” adını taşıyan ve bizim de albümde en sevdiğimiz şarkı, denizde kışlık yakacak olarak karkalaki toplayan genç bir kızı anlatıyor. Batumlu Laz müzisyen Saşa Horava’nın bu hüzünlü güzel şarkısında dalga sesi kullanmak isteyen Topaloğlu, istediği kayıtları Sarp’ın Gürcistan tarafında yapabilmiş: “Sahilden odun toplayarak kışlık ihtiyacımızı giderirdik. İçerde yaşayanlar da derelerden toplardı. Dalga sesi kaydetmeye gidince fark ettim ki dalgaların çakıllara vuran o doğal sesini alacağım yer yoktu. Hep taşlarla doldurdular Karadeniz’i.” TULUM KAZANDI Üniversitede okuduğu yıllarda arkadaşlarının Rizeli olduğu için Karadeniz ve Laz şarkıları söylemesi için isteklerde bulunması, Topaloğlu’nu içinden geldiği kültür konusunda düşünmeye iter. Ağabeyinden, annesinden türkü, tekerleme ister, derleme çalışmalarına başlar: “1972 yılına kadar dünyadan habersiz yaşamıştım. Bizim köyde medrese dedikleri bir Kuran kursu vardı. Oradaki hocalar ‘günah’ diye köyde tulum çalmayı hatta dinlemeyi yasaklamışlardı. Tulum, Lazlara özgü ve bağımlılık yapan bir çalgıdır. İnsanları çok derinden etkilediği için o hocalar yok etmek istediler. Ama sonuçta gene kazanan tulum oldu. Köyün ilk tulumcusu da ben oldum. ‘Heyamo’ albümü çalışmaları sırasında kemençeyi, Aravani albümü sırasında da tulumu çalmayı çok çalışıp öğrendim.” Denizde balık bitti opaloğlu, “EzmoceRüya” albümünü anlatırken “Ben rüya gibi yaşadım gerçekten” diye söze başlıyor ve devam ediyor: “Biz küçükken yağmur yağardı durmadan. Günlerce masallar anlatılırdı. Yemyeşildi her taraf, derelerde balık tutardık. Yeşilliği, çevreyi nasıl bu kadar hızla tükettik? Derelerimizde balık kalmayacağını tahmin edemezdik. Denizlerimizde balık bitti. Aslında rüya gibi çocukluğuma bir özlemi anlatıyorum.” T KAÇKARLAR’DA DERLEMELER İstanbul’da tanıştığı Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu, Laz müziğinden oluşan bir albüm yapması için Topaloğlu’na cesaret verirler ve Kalan Müzik’in sahibi Hasan Saltık’la tanıştırırlar. Saltık’ın kabul etmesi üzerine ilk albümü için hazırlanan Topaloğlu, müzisyen Kemal Sahir Gürel ile birlikte Kaçkar yaylarındaki köylerde derlemeler yaparlar. İlk albümü “Heyamo”yu 1997’de, “Aravani”yi 2000 yılında çıkaran Topaloğlu, bağlama yerine geleneksel Laz çalgılarını tercih etti. Metropol Müzik’ten yayımlanan Salkım Söğüt albüm dizisinin ilkinde Doğu Karadeniz’den üç türkü okuyan Topaloğlu, 2001 yılında “Lazeburi” adlı derleme çalışmasını yayımladı. DESTAN VE HORON Topaloğlu’nun bir ağabeyinin 14 yaşındayken komşuları tarafından öldürülmesi ve cesedini daha bulamamaları nedeniyle çocukluğu annesinin oğluna yaktığı ağıtlarla, destanlarla geçmiş. İlk albümüne “Ana Ağıdı”nı (Nana Bgara) alan Topaloğlu, Ezmoca albümünde de Ali Haliloğlu’nun eşinin ölümü üzerine yaktığı “Allah Aldı” ağıtını kemençe eşliğinde okuyor.” “Rize Horonu”, “İki Ayak Horon”da, horon havalarından çeşitlemeler yapmış. DİĞERLERİYLE DANS Maçkalı Hasan Tunç’un “Kırandan Aşan Aydur” adlı çok bilinmeyen bir eserini yorumlarken kemençesinin yanına Avustralya yerli halkının kullandığı nefesli bir çalgı olan dijirudu ve değişik perküsyon aletleri kullanmış: “Artık üçüncü albümde dostluklar kurmaya başladık. Çünkü ben doğurdum, büyüttüm, kocaman delikanlı oldu. Haydi ‘diğerleriyle dans edin’ dedim.” ‘Hamsinin Hikâyesi’ opaloğlu, annesinden de T duyduğu “Kapçaşi MeseleHamsinin Hikâyesi” nde bölgede esprili dille aktarılan tekerlemelerden esinlenmiş. Balıkçıları görmesinden, pişirilene kadar başına gelenler karşısında yardım isteyen hamsiyi annesi sakinleştirir. Sonunda “beni yediler” diye yakaran hamsiyi annesi “gene buraya geleceksin” diye teselli eder. Topaloğlu, İbrahim Sarı’nın söz ve müziğini yazdığı ve yaz aylarında yaylalara yol hayalini anlatan “Gola GzaYayla Yolu” eserinin sonuna yazarın izniyle bir dörtlük eklemiş: “Yolu ne yapacağız /Yayla göçü olmadıkça.” Fati ile Sari ati do Sari” şarkısı Birol Topaloğlu’nun sütannesi Fati ile sarı saçlı olduğu için Sari diye anılan sevdiği gencin hikayesini anlatıyor: “Bizim o bölgede, kızı vermezlerse yazmasını alır kaçarsan, artık nişan yapmış olursun. Ama Fati’yi yine de vermediler ve Sari kaçırdı. Bu albümün oluşmasında en büyük emeği geçen de Fati’nin oğlu süt kardeşim Özcan Sümer oldu. Hem bu hikâyeyi verdi, hem de sponsorum oldu. Birlikte yetiştirme yurtlarında kaldığımız günlerden bugünlere... Çok güzel bir duygu.” “F nce zaten bir parçaları olan basına sızdırdılar ve sonra da doğrulayıverdiler. Hep birlikte öğrenmiş olduk: ABD, Türkiye’nin kaderi sayılan bir bölgeyi önümüzdeki 10 yılda “silaha doyuracak.” Hani, gericiliğin elinde kan kusan Türkiye’nin ruh hastası mafya tetikçileri birbirlerini durmadan “mermi manyağı yapmakla” tehdit ediyor ya, bu Amerika da bölge insanlarını “silah manyağı” yapacak. Çok kararlı. Başka işi mi var? Başka nasıl kan içecek? Ağır kaçtığını düşünenler alabilir, onlara sormuş olalım: Siz, emperyalizmin silah satışlarının, kan dışında bir başka hammadde mi içerdiğini sanıyorsunuz? Neyse... Önce Washington Post’ta yer aldı, Suudi Arabistan ile İran Körfezi’ne bakan 5 küçük ama petrolden karun gibi zengin Arap ülkesinin silaha doyurulacağı. Sonra da ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ile Savunma Bakanı Robert Gates Mısır’a doğru yola çıktılar. Önümüzdeki 10 yılda yığılacak 63 milyar dolar tutarında bir cephaneliktir karşımızdaki. Sadece açıkladıkları, bu... “İstikrar ekiyorlar” yani. İyi. ??? İran Körfezi’ne bakan Amerikan müttefiklerinin güçlendirilmesi hesaplanıyormuş. Hamle, teröre ve İran’a karşı. İddia, bu. Ama bu girişimin, öncelikle sefaletin pençesindeki Arap halklarına karşı olduğunu herkes biliyor: Şeytan azapta gerek! İsrail’e 30 milyarı aşkın “hibe” yanında Mısır’a da 13 milyar dolar tutarında yeni Amerikan silah sistemleri satılacak. Bu milyarlarca dolar, bölgenin yoksul halklarını sırtından karşılanacak. Kimse kimseye bedava bir şey vermez. O paralar sent sent ödenecek. Çok basit bir gerekçeyle: Kapitalizmde karşılıksız hiçbir şey verilmez. Şimdi ve burada olmazsa, biraz sonra bir başka yerden, verilen şeyin bedeli mutlaka alınır. Her şey maldır, sevgi dahil, bir malın fiyatı yoksa, kapitalizm de olmaz. Demek ki, bölge halklarının birbirini kesip biçmesi gerekiyor “istikrar” için. Ya da istikrar denen şey, bizzat bu boğazlaşmanın kendisi. Ö Birol Topaloğ lu, fotoğ çekilirken ağ rafları lamaya başlayan 20 a ile poz verdi. ylık oğlu Şina (VEDAT ARIK ) Pentagram’ın 20. yıl coşkusu... Kültür Servisi Ülkemizin uluslararası alanda da adını duyurmuş başarılı heavymetal topluluğu Pentagram, Kuruçeşme Arena’daydı. ‘20. yıl konserleri’ başlığıyla bir kez daha seyirci karşısına çıkan topluluk, 1 saat 45 dakika süren konserlerinde bu kez ağırlıklı olarak son albümlerinden ve unutulmayan eski şarkılarından bir seçki sundu . Seyircinin coşkulu katılımıyla gerçekleşen konserin bir özelliği de, 4 alt grubun Pentagram’dan seyirciyle buluşmasıydı. Disenchant, Saints ‘N’ Sinners, Nitro ve Çilekeş, alt grup olarak sahnedeydiler. Bu konserlerinde, Pentagram’a katılan konuk sanatçılar da vardı; bunlaran biri eski solistlerinden Ogün Sanlısoy’du. Mor ve Ötesi’nin gitaristi Kerem de konuk sanatçı olarak katıldı konsere. Bu konserde bazı albümlerinde birlikte çalıştıkları neyzen İlhan Barutçu da Pentagram’la birlikteydi üç yıl aradan sonra. Seyirciler, birçok parçada topluluğa eşlik etti. Emekçi önderi Mahmut Seren uğurlandı Kalp krizi nedeniyle yaşamını yitiren Genelİş Sendikası Başkanı ve DİSK Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Seren toprağa verildi. Seren için ilk olarak Genelİş Sendikası Genel Merkezi önünde tören düzenlendi. DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, Seren’in, Genelİş Sendikası’nın kurumsallaşmasında, DİSK’in başarılı eylemlere imza atmasında ve işçi hareketinin gelişmesinde önemli çalışmalar yaptığını söyledi. Daha sonra Hacı Bayram Veli Camii’ne getirilen Seren’in cenazesi, öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenaze törenine Seren’in eşi, çocukları ve yakınlarının yanı sıra DSP lideri Zeki Sezer, SHP lideri Murat Karayalçın, eski TBMM Başkanı Hikmet Çetin, KESK Başkanı İsmail Hakkı Tombul, eski DİSK Başkanı Rıdvan Budak ile bazı milletvekilleri, sendika yöneticileri ve işçiler katıldı. (AA)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear