23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

28 NİSAN 2006 CUMA dizi ARAP GAZETECİLER, YAZARLARIMIZI TÜRBAN, AB, KIBRIS VE LAİKLİK KONUSUNDA SORU YAĞMURUNA TUTTU C Halep’te yağmurlu bir gün... Y 9 Şam yolunda basın forumu İ slam Konferansı Örgütü’nün Halep’i ‘‘İslam Kültürünün Başkenti’’ ilan etmesi nedeniyle kentte bir yıl sürecek törenler yapılıyor. Törenlerin açılışının yapıldığı spor salonunun önünde biriken Halepliler, bakanlar ile İsmailiye mezhebinin lideri Kerim Ağahan’a büyük ilgi gösteriyor. Kuran okunarak başlanan törenlerde, Suriye milli marşının her meslek kesimi, inanç gruplarının önderleriyle toplumun tüm katmanlarından temsilcilerin sahneye çıkarak okuması, dikkat çekiyor. Bu durum şüphesiz demokrasinin tam olarak yerleşmediği, Faraç Türkiye’yi anlatıyor, DHA’nın Şam’daki muhabiri Dünya Gürsoy tercüme ediyor. basının baskı altında tutulduğu, Esad yönetimi aleyhine kimsenin ğu ülkelerinden davet edilen gazeteciler ginç bir sohbete sahne oluyor. tek kelime edemediği, muhaliflerin sustubir otobüsle Şam’a doğru beş saat süren Yazarımız Hikmet Çetinkaya ile birlikte rulduğu bir ülkede, halkın bir bütün olduyolculuğa çıkıyor. bulunduğumuz otobüste, Mısır El Ehram ğu konusunda toplumsal ve siyasal bir Suriye, Güneydoğu’nun iklimi ve coğragazetesinden üç, Sudan El Hartum, Kumesaj içeriyor. fi yapısıyla büyük benzerlik taşıyor. Otoveyt El Kabas, Ürdün El Rey, Yemen El Türkiye’den yalnızca Cumhuriyet’in dabüsün güzargâhı üzerinde geniş tarım Cumhuriye gazetelerinden birer muhabir vetli olduğu törenlere Ortadoğu ülkelerinin alanları dikkat çekiyor. ile İran ve Lübnan Kültür bakanlıklarının medya temsilcileri yoğun ilgi gösteriyor. Yağmur altında başlayan yolculuk, ilmedya temsilcileri de yer alıyor. Halep’teki açılıştan bir gün sonra Ortado SURİYE’NİN KARADENİZLİLERİ! ehberimiz otobüsteki konuklara neşeli R dakikalar geçirmeleri için Halep ve Şam’la ilgili ilginç bilgiler veriyor. Ancak en çok Humus kentiyle ilgili anlattıkları ilgi çekiyor. Rehberimiz, Humusluları Karadenizlilere benzetiyor. Bu kentin insanlarının da oldukça zeki ve esprili olduğunu, Humus fıkralarının tüm Suriye’de anlatıldığını söylüyor. Rehberimiz, adı hamsiyle benzerlik de içeren bu kentle ilgili şu bilmeceyi de soruyor: ‘‘Bir Humuslu bir şey almak için buzdolabının kapısını açtığında neden panikle kapatır?’’ Ancak Arap gazeteciler bile bu bilmecenin yanıtını bulamıyor. Rehberimiz bilmecenin yanıtını düzenleyeceği bir forumun ardından vereceğini belirtiyor. Sonra çeşitli ülkelerden gazeteciler otobüsün ön tarafına doğru giderek mikrofonu alıyor ve ülkesinin sosyal, siyasal ve ekonomik konumuyla dünya ülkeleriyle olan ilişkilerine değiniyor. Gazetemiz yazarı Hikmet Çetinkaya Halep’teki Emevi Camisi’nin avlusunda. MISIR, SUDAN, İRAN, ÜRDÜN, KUVEYT Gazeteciler anlatıyor H alepŞam karayolundaki bu otobüs forumunda ilginç bilgiler sıralanıyor. El Ehram’ın bir muhabiri, turizmin Mısır’ın ekonomisine çok büyük katkı sağladığını anlatıyor, kimi terör olaylarının bu sektöre olan olumsuz etkilerini yıkmak için hükümetin ciddi bir propaganda çalışması yürüttüğünü ifade ediyor. Konu tabii ki ‘‘Ihvanı Müslimin’’e (Müslüman Kardeşler Örgütü) geliyor. Arap gazeteciler bu örgütün son yapılan seçimlerde nasıl ciddi bir başarı kazanabildiğini soruyor. El Ehram muhabiri, 454 sandelyeli mecliste Müslüman Kardeşler üyesi 58 kişinin bağımsız aday olarak seçimi kazandığını belirtirken bu başarının ardında aslında Amerika’nın olduğunu söylüyor. Mısır’ın en saygın gazetelerinden El Ehram muhabiri şunları anlatıyor: ‘‘ABD’nin Afganistan’da yönetimi devirmesi, ardından 11 Eylül saldılarını gerekçe göstererek Irak’a müdahale etmesi, radikal İslamcılar arasında ciddi bir tepki oluşturdu. Bu tepki, ABD’nin müttefiki İsrail’e verdiği destek nedeniyle giderek artıyordu. Filistin’de halkın ezilmesi, Avrupa ve ABD’de Müslümanlar üzerindeki baskıların artması Müslüman Kardeşler’i öne çıkardı. Dikkat ederseniz sadece Müslüman Kardeşler değil, bu tepki aynı zamanda Hamas’ı da seçim zaferine götürdü. Bu anlayış devam ettiği sürece yalnızca Mısır’da değil, diğer Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde de radikal İslamcılar seçim zaferleri kazanabilir, ülkelerinin yönetiminde söz sahibi olabilirler...’’ AÇLIK, SUSUZLUK VE KOLERA... Sudan’daki El Hartum gazetesinin nevi şahsına münhasır muhabiri, ekibin en yaşlılarından biri olarak hem siyahi fiziği, hem davranışları, hem de anlattıkları açısından dikkat çekiyor. El Hartum muhabiri kendisinden önce konuşan El Ehram muhabirine Mısır polisinin ocak ayında 27 Sudanlı mülteciyi Kahire’de öldürmesini anımsatarak üzüntülerini bildiriyor, bu tür olayların engellenmesi gerektiğini söylüyor. Sudanlı gazeteci, ülkesinin özellikle Nairobi bölgesindeki kolera salgının insanları kırıp geçirdiğini, 7 milyonu aşkın insanın gıda yardımına gereksinim duyduğunu, halkın su sıkıntısı nedeniyle çamur içtiğini anlatınca herkes hüzünleniyor. Sudan Kurtuluş Ordusu’nun hükümet güçlerine yönelik saldırılarında her ay an az 20 kişinin öldüğünü söylemesi ise terör belasının dünyanın her bölgesinde ciddi sorun olduğunu anımsatıyor. SADDAM’A ELEŞTİRİ Kuveyt El Kabas gazetesinin muhabiri ise Saddam Hüseyin’i eleştiriyor. Kuveytli gazetecinin Irak’ın ülkesini işgal etmesiyle ilgili sıkıntıyı halen üzerinden atamadığı görülüyor. Ancak o, Sudanlı gazetecinin tam aksine ülkesin içinde bulunduğu zenginliği anlatmaya çalışıyor. Ürdünlü gazeteci ise hemşerisi olan El Kaide liderlerinden Ebu Musab el Zerkavi’nin ülkesinin imajına yönelik olumsuz eylemlerinden yakınıyor. El Rey muhabiri, son dönemde turizm açısından yıldızı parlayan ülkesinde El Kaide’nin otellere yönelik eylemlerinin sıkıntı yarattığını vurguluyor. Lübnan Kültür Bakanlığı temsilcisi Hariri suikastının henüz çözülememiş olmasının, ABD ve Avrupa ülkelerine yönelik ciddi tepkiler yarattığını anlatmaya çalışıyor. ‘LÜGATIMIZDA KORKU YOK’ Heyetteki en sessiz isimlerden biri olan İranlı gazeteci ise cumhurbaşkanlarıAhmedin ejad’ın ülkesinde sosyal ve siyasal alanda yarattığı devinimden söz ediyor, ABD’ye kafa tutmasının İran’da olumlu karşılandığını ve destek gördüğünü belirtiyor. İranlı gazeteci, heyet üyelerinden gelen sorulara Ahmedinejad gibi yanıtlar veriyor. Gazeteci, ABD tehdidinin İran’da nasıl karşılandığı sorusunu yanıtlarken ‘‘İranlıların lügatında korku diye bir şey yoktur!..’’diyor. İ slam Konferansı Örgütü’nün Halep’i ‘‘İslam Kültürünün Başkenti’’ ilan etmesi nedeniyle kentte bir yıl sürecek törenler yapılıyor. Türkiye’den yalnızca Cumhuriyet’in davetli olduğu törenlere Ortadoğu ülkelerinin medya temsilcileri yoğun ilgi gösteriyor. Yazarımız Hikmet Çetinkaya ile birlikte bulunduğumuz otobüste Halep’ten Şam’a doğru beş saat süren yolculuk boyunca Arap gazetecilerinin Türkiye’nin etnik yapısı ve türban sorunu başta olmak üzere ‘‘Türkiye AB’ye girmekte neden ısrar ediyor?’’, ‘‘Kıbrıs sorunu ne durumda?’’, ‘‘ İslami iktidarlar görevden neden uzaklaştırılıyor?’’ gibi soru yağmuruna tutuluyoruz. İZLENİMLER: HİKMET ÇETİNKAYA ağmur yağıyor.. Bir hüzün bulutu iniyor kentin üzerine... Halep Üniversitesi’nde Türk öğrencilerle konuşuyorum... ‘‘Ne işiniz var burada?’’ Anlatıyorlar uzun uzun... Suriye, Hatay doğumlu Türk öğrencileri sınavsız alıyor üniversitelere... İsteyen tıp okuyor, isteyen mühendislik, isteyen hukuk, isteyen bir başka dal... Türk kız öğrencilerin hepsinin başı açık... Şam Üniversitesi’nde de durum aynıydı... Zaman zaman onların öykülerini anlatacağım... Yağmurlu bir havada Halep Kapalı Çarşı’da dolaşıyoruz biriki saat... Peynirden gümüş, altın takıya; zeytinden yerel giysilere; nargileden fındığa, fıstığa kadar... 715 yılında yapılan Emevi Camisi, çok uyaklı ve yayvan dikdörtgen biçimide bir mimari biçimi... Büyük bir avlusu ve kare gövdeli minaresi var caminin. Biraz ileride Haleviye Medresesi. Hıristiyan bazilikasıyken Eyyübiler döneminde medrese yapılmış. Her şey yerli yerinde ve görkemli... Memluk döneminde yapılan Argun Hastanesi göz kamaştırıyor. Osmanlı dönemi yapılarından biri olan Hüsreviye Camisi de aynı görkeme sahip. Garlar bölgesindeyiz... Eski kent dokusu hiç değiştirilmemiş... Dürzi olan Canbulad ailesinin konağı küçük bir sarayı anımsatıyor... Geniş bir havuz ve avlu... Çiniler harika!.. Etkileniyor insan... Halep’te kimi aydınlarla, gazetecilerle de konuştum... Sorum şuydu: ‘‘ABD Suriye’ye saldırır mı?’’ Aldığım yanıtlar hep ‘‘hayır’’ oldu... Her yerde Beşar Esad’ın ve babası Hafız Esad’ın fotoğrafları... Siyaset pek konuşulmuyor... Ama hem Halep’te hem de Şam’da ABD ve İsrail düşmanlığı egemen, Fransa ise en büyük dost... Geçen haftaki dizide anlatmıştım... Halep ve Şam çok güvenli kentler... Halep ve Şam üniversitelerinde okuyan Türk kız öğrenciler anlatıyor: ‘‘Burada gasp ve hırsızlık olayı yoktur. Gecenin geç saatlerinde Halep ve Şam’da sokaklarda dolaşabiliriz...’’ Peki Halep mutfağı nasıl? Suriye mutfağı genelde yağlı ve baharatlı yemeklerden oluşuyor. Kebapları ve tatlıları müthiş... Fransız ve İtalyan mutfağı da var Suriye’de.. Özellikle Halep’te Fransız lokantaları ilgi çekiyor... Fiyatlar ise oldukça hesaplı... Yağmur altında dolaşıyorum Halep’i... Bir satıcının yanında duruyorum... Genç önce süzüyor beni... Sonra Türkçe soruyor: ‘‘Ne zaman geldiniz?’’ ‘‘İki gün önce...’’ Genç: ‘‘Çok güzel çok güzel. Ben de 15 gün önce Hatay’a gittim...’’ ‘‘Gezmeye mi?’’ Genç: ‘‘Hayır... Elbise almaya. Sizin elbiseler çok sağlam...’’ Gülüşüyoruz... Suriye Turizm Bakanlığı’nın davet ettiği gazeteciler Sharaton Oteli’nin bahçesinde. Türkiye’ye yoğun ilgi Halep çarşısının girişinde Emevi camii. H eyettekiler en çok Türk gazetecilerinin anlatacaklarını merak ediyor. Onlara Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu anlatmaya çalışırken Hikmet Çetinkaya da katkı sunuyor. 30 dakikalık anlatımlarımızın ardından soru yağmuru geliyor. Doğan Haber Ajansı Şam muhabiri Dünya Gürsoy, Türkiye’yi anlatmamıza yardımcı oluyor. Arap gazeteciler Türkiye’nin etnik yapısı ve türban sorununda yoğunlaşırken şu sorulara yanıt istiyor: ‘‘Türkiye AB’ye girmekte neden ısrar ediyor?’’,‘‘ Toplum AB’yi neden istiyor, bu konudaki tercihlerin oranı nedir?’’,‘‘ Kıbrıs sorunu ne durumda?’’,‘‘ Avrupa’daki Türkler ne yapıyor, ülkenizle bağlantıları hangi düzeyde?’’,‘‘AKP iktidarı başarılı mı?’’,‘‘ İslami iktidarlar görevden neden uzaklaştırılıyor?’’ Arap gazeteciler AB ve Kıbrıs konusundaki yanıtlardan tatmin olurken özellikle laiklik, demokrasi ve Atatürk vurgulamasının olduğu türban, dinci iktidarlar ve AB konusundaki yanıtlarımızı tartışma plaformuna çekmeye çalışıyor. HUMUS BİLMECESİNİN YANITI Rehberimiz, otobüs forumunun daha yoğun bir tartışmaya girmesini Humus bilmecesinin yanıtını vererek engelliyor: ‘‘Humuslu buzdolabının kapısını tabii ki aniden kapatır. Çünkü o an dolabın ışığını kimin açtığını merak etmektedir ve acaba içeride biri mi vardır, diye düşünmektedir!..’’ 5 saatlik yolculuktan sonra Şam’daki otele vardığımızda bizi güneşli bir hava karşılıyor. Herkes buzdolabından soğuk bir şeyler içmek için odasına yöneliyor! S Ü R E C E K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear