25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

KASIM CUMA bilim/vaziyet Einstein’ın İsmet İnönü’ye mektubu ORHAN BURSALI Yağmur Ekim C Ecevit düzeltti ama bu bildiri Ecevit’in siyasi yaşamında bir dönüm noktası oldu. Zaten en büyük patron Amerika da Kıbrıs ve haşhaş ekimi nedeniyle Ecevit’i silmek istiyordu. 12 Eylül günlerinden sonra, CHP’den ayrıldığında bir anlam verememiştim. Hiziplerden yıldığını söylemişlerdi. DSP’yi yaratırken “dar alan”da paslaşmayı yeğledi ve eşi Rahşan Ecevit’le birlikte kendilerine yeni bir yol seçti. Bu yol, en sonunda Fethullah Gülen’e el vermeye ve son “padişah efendimiz” Vahdettin’e sahip çıkmaya kadar uzandı. Aslında bunda şaşılacak bir durum yoktu. Çünkü bazı çevrelerle arasını düzeltiyordu ve örneğin Amerika ile bir sorunu Adalet yimpaşa paşa işliyor işte! yetmiş olmalı. Hans, hatırlıyor musun? Patlattığın demeçlerden birinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nden hesap sorulamadığını söylemiş; Kapadokya’da gezerken de sivil otorite ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasındaki ilişkinin, AB üyesi ülkelerdeki düzeyde olması gerektiğini bildirmiştin. Âlem adamsın sen Hans! Bizim komutanlardan randevu isteyeceğine, eline bir buket çiçek alıp, terörün bedenlerini parçaladığı askerlerimizin tedavi edildiği Ankara’daki sağlık merkezine bir uğrasaydın ya Hans. Askerlere hesap sorulamıyormuş... Bacağını, kolunu, gözünü yitirmiş askerlerimize hesap sorsaydın ya! Sivil otorite ile askerlerin ilişkisi AB düzeyinde değilmiş. Ulan Hans güldürme insanı! Senin ve senin gibilerin ülkesindeki askerler ya başta Ortadoğu olmak üzere dünyayı sömürmek uğruna ölüyorlar ya da gerisini boş ver, sen daha iyi bilirsin! Evet Hans... Görevin bitmiş Türkiye’den gidiyormuşsun. Anca gidersin! Önden yürü de ense tıraşını görelim! Sayın Büyükelçi; biraz kaba saba bir yazı oldu galiba; lütfen kusuruma bakmayınız; fakat ne yazık ki senin gibi Hanslar ancak bu üslubdan anlar! 17 Yimpaş’a yeni ad: Yumpaş! E instein’ın, 40 bilim adamının Türkiye’ye gelmesi için İsmet İnönü’ye başvurduğu ortaya çıktı. Bize, Ata İstar’dan ulaşan ve kopyasını Washington, DC ABD Türk Büyük Elçiliğinden aldığını söylediği ve originalinin de TC Başbakanlık arşivlerinde bulunduğunu belirttiği mektubu Einstein, OSE Onur Başkanı sıfatıyla yazıyor. OSE’nin "Yahudi Nüfusu Koruma Grupları Birliği" adında bir dernek olduğu belirtilmekte. Hitler’in iktidara gelmesinden sonra, yahudi bilim insanlarının Almanay’da çalışma imkânlarının ortadan kalkacağı belli olmuş ve bu yete layısıyla, Einstein mektubunu yazdığı tarihte (17 Eylül 1933) hükümet alacağı bilim adamlarının sayısını ve isimlerini P. Schwarz ile birlikte çoktan belirlemiş oluyor. Belki bundan etkilenen Einstein, başkanı olduğu OSE derneği üzerinden de 40 bilim adamının Türkiye'de görevlendirilmesi konusunda yardım istiyor. Schwarz'ın derneğinden 30 bilim adamı alındığına göre belki OSE'den de alırlar düşüncesiyle yazmış olabilir. Mektup İsmet Paşa tarafından Milli Eğitim Bakanlığı'na havale edilmiş. Bu bakanlık arşivinde, buna verilen cevabı, eğer verildiyse, bulmak ilginç olurdu." EİNSTEİN’IN MEKTUBU Schwartz’ın Einstein’ın mektubu şöyle: "Ekselânsları, ’OSE’ Dünya Birliği’nin Onur Başkanı olarak, Almanya’dan 40 profesör ile doktorun bilimsel ve tıbbi çalışmalarına Türkiye’de devam etmelerine izin vermeniz diliyorum. Söz konusu kişiler, Almanya’daki yürürlükte olan yasalar nedeniyle mesleklerini icra edemiyorlar. Bu kişilerin çoğu geniş deneyim, bilgi ve bilimsel yetenek sahibidirler, yerleşecekleri yeni bir ülkeye son derece yararlı olabileceklerdir. Ekselánslarından ülkenizde yerleşmeleri ve çalışmalarına devam etmeleri için izin vermenizi dilediğimiz bu deneyim sahibi bu 40 uzman ve seçkin akademisyen, birliğimize yapılan çok sayıda başvuru arasından seçildiler. Bu bilim adamları, hükümetinizin belirleyeceği kurumlarınızın herhangi birinde bir yıl süreyle hiçbir karşılık beklemeden çalışmayı arzu ediyorlar. Hükümetiniz, bu başvuruya destek vermesi durumunda, sadece yüksek düzeyde bir insani faaliyette bulunmuş olmakla kalmayacağı, aynı zamanda ülkenize de kazanç getireceği umudumu dile getirme cesaretinde bulunuyorum Ekselánslarının sadık hizmetkárı olmaktan şeref duyan, Prof. Albert Einstein" TÜRK siyasi tarihinde bir dönem daha kapandı: Bülent Ecevit yaşamını yitirdi. Düşünüyorum da; ömrüm Ecevit’le geçmiş. 1954 yılında CHP’ye üye olarak siyaset sahnesine çıktığında küçük bir çocuktum. Milletvekili seçildiğinde henüz okula başlamamıştım. CHP genel sekreteri seçildiğinde sokakta top oynuyordum. CHP genel sekreterliğinden istifasını ve bir yıl sonra İsmet İnönü’yü devirerek CHP genel başkanı oluşunu çok iyi hatırlıyorum. Başbakan olduğu 1973 seçiminde gazeteciydim ve oyumu “umudumuz”a vermiştim. Sonra, Ecevit’le birçok gezilere katıldım; TÜSİAD’ın ünlü bildirisinin yayımlandığı gün Ecevit’le Ege gezisindeydim. O sabah gazetelerdeki eleştirel ilanı görmüş, yüzü allak bullak olmuştu. Çok uzun yıllar sonra büyük patronlarla arasını kalmadığını Kemal Derviş’i kendine yardımcı yaparak göstermişti. Fakat emperyalist ilişkiler sınır tanımıyordu ve Amerika Ortadoğu’ya girmek, Avrupa Birliği de Türkiye’yi Kıbrıs’tan çıkartmak istediğinde Ecevit yine istenmeyen adam oldu; iktidardan uzaklaştırıldı. Başımıza bugünkü iktidar getirildi. Bu yıl, şeriatçıların Danıştay saldırısında yaşamını yitiren yüksek yargıç Mustafa Yücel Özbilgin’in cenaze töreninden sonra fenalaştı ve aslında 18 Mayıs’ta aramızdan ayrıldı. Ecevit’ten geriye bence bir Türkiye’nin Kıbrıs’taki onuru kaldı, bir de dürüstlüğü. Sosyal demokratlıktan nefreti, demokratik solculuğa olan aşkı bütün bunlar tarihin içinde kaybolup gidecek. Rahşan Hanım’ın başı sağ olsun. Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com İstihare Işık İşgüden: “Şeriatçı basın YİMPAŞ olayında suskun... İstihareye yatmış olmalılar!” Albert Einstein İsmet İnönü neklere çalışacak ülke aranmaya başlanmıştı. Zaten o sıralarda Atatürk Üniversite Reformu’nu gündeme getirmişti ve Almanya kökenli bu bilim insanlarıyla da ilgileniyordu. Einstein mektubu Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu Başkanlığı’na, yani Başvekil olarak İsmet İnönü’ye yazmış, İnönü de mektuba 9 Ekim tarihinde düştüğü notla Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip Bey’e havale etmiş. Üzerinde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düşüldüğü sanılan bazı notlar ise kopyasında okunamadı. Hürriyet’de 29 Ekim tarihinde Murat Bardakçı’nın da araştırmacı Mesut Ilgım’dan alarak açıkladığı mektup üzerine bilim tarihçisi Prof. Feza Günergun ile konuştuk. Bize Einstein’ın mektubundan önce Türkiye hükümetiyle Alman bilim adamları arasında Prof. Schwartz’ın arabuluculuğuyla bir anlaşmanın yapıldığını belirtti. Günergun, o sırada 30 Alman bilim adamıyla anlaşma yapılmış olduğuna, belki de Einstein’ın bu anlaşmadan aldığı destekle 40 bilim adamını daha Türkiye’ye gönderme girişiminde bulunduğunu düşündüğünü belirtti ve şu bilgiyi verdi: "Bilindiği gibi, Türk Hükümeti ile Notgemeischaft (Zürich) arasında anlaşma 6 Temmuz 1933'te yapılıyor ve 30 bilim adamının isimleri o tarihte belirlenmiş oluyor (Bkz. H.Widmann, Atatürk Üniversite Reformu. Çev. A. Kazancıgil ve S. Bozkurt. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fak. Yay.. İstanbul 1981, s. 225) (Notgemeinschaft: Philipp Schwarz'ın önderliğinde kurulan Yurt Dışındaki Alman Bilim Adamlarına Yardım Cemiyeti). Do Mektup SAYIN Bay Büyükelçi Hans Jörg Kretschmer. AB Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı. Sayın Kretschmer ; dört yıllık görev sürenizi tamamlayıp Türkiye’den ayrılıyor olmanız münasebetiyle size bu mektubu yazıyorum. Biz Türkler, birkaç ünsüz harf yan yana gelince “kretschmer” gibi kelimeleri telaffuzda güçlük çektiğimiz için yüksek müsaadelerinizle izin verirseniz size kısaca Hans demek istiyorum. Bakıyorum da giderayak demeci patlatmışsın Hans! Yine bizim askerleri suçlamış; dört yıldır randevu talep ettiğin halde komutanlarımızdan yanıt bile alamamaktan yakınmış, “Askerlerle ilişkimi tarif etmek gerekirse basitçe ‘hiç yok’ demem gerekiyor” demişsin. Askerlerimizle ilişkiye girmek konusunda bu kadar hevesli olduğunu doğrusu bilmiyordum. Canın karavana yemek istiyorsa, pılını pırtını toplamadan önce Ankara’daki işbirlikçi dostlarına söyle seni bir lokantaya götürsünler kuru fasulye pilav yedirsinler; üstüne de bir tas hoşaf içirsinler. Fakat Hans... Senin derdin karavana yemek olmayabilir. Çünkü Türkiye’de kaldığın süre içinde yediğin herzeler sana Bakınca İbrahim Türker: “Türkiye’de tutuklanmama özgürlüğüne sahip YİMPAŞ patronunu televizyonda gördüm; yurtdışındaki işçilerimizin mali işlerinden sorumlu bir bakan gibiydi!” B üyük bilim adamı Albert Einstein’ın 17 Eylül 1933 tarihinde dönemin başbakanı İsmet İnönü’ye bir mektupla başvuruda bulunduğu ve belirledikleri 40 bilim insanına Türkiye’de iş verilmesini istediği ortaya çıktı. Hülya Ömer Karabey: “Hülya Avşar da yolunu bulmuş, önce Fransa’da boykot karşıtlığı sonra Kürtçe şarkılar. Hedef; şarkıcı Nobel’i!” Gaz Akif Kökçe: “Türk halkına dünyanın en pahalı doğalgazını satan BOTAŞ zor durumda. Ucu kesilen hortumlar gaz kaçırıyor!” Einstein ile görüşen Türk bilim adamı S ayın Orhan Bursalı,20 Ekim 2006 tarihli Cumhuriyet gazetesinin Bilim Teknoloji ekinde yer alan, "Einstein; Atatürk benim de Türkiye’ye gelmemi istemişti" (sayı 1022, s.1214) başlıklı yazıyı ilgiyle okudum. Prof. Dr. Münir Ülgür’ün Albert Einstein ile 1949 yılında görüştüğünü Osman Bahadır’ın bu yazısı sayesinde öğrendim. Ancak bir nokta dikkatimi çekti. Derginin kapağında, Münir Ülgür’ün Einstein ile yüzyüze görüşmüş üçüncü bilim insanı olduğu belirtilmişti. Yazının içeriğinde de, Einstein ile görüşmüş diğer bilim insanlarından Kerim Erim ve Adnan Adıvar bahsedilmişti. Dergi kapağındaki ifade ile yazının içeriği bir arada düşünüldüğünde, sanki, yalnızca üç Türk bilim insanının Einstein ile görüşmüş gibi bir izlenim ortaya çıkmıştı. Bilindiği gibi, Einstein ile görüşme yapan bilim insanlarımız arasında ünlü fizikçimiz Prof. Dr. Behram N.Kurşunoğlu (19222003) da bulunmaktadır. Söz konusu yazıda Behram Kurşunoğlu’ndan söz edilmemiş olduğundan, bu fizikçimizin Einstein ile görüşmesine de yer vermek isteyebileceğinizi düşündüm. Bu görüşmeyle ilgili kısa bilgiyi ve birkaç kaynağı aşağıda sunuyorum. İKİ SAATLİK GÖRÜŞME Behram Kurşunoğlu, Einstein ile mektuplaşmaya 1940’ların sonunda Cambridge’de doktora çalışmalarını sürdürdüğü sırada başlamış, 1953 yılında ise kendisiyle bizzat görüşmüştür. Kurşunoğlu, bu yıllarda Cornell Üniversitesi’nden burs almakta ve New York’taki Colombia Üniversitesi’nde ders vermektedir. Kurşunoğlu, Einstein’ı 19 Kasım 1953 tarihinde, onun Princeton’daki evinde (112 Mercer sokağı) ziyaret etmiştir. İki saat süren bu görüşmede, Kurşunoğlu ve Einstein fizik teorileri üzerinde konuşmuşlardır. Bu görüşme ve Behram Kurşunoğlu hakkında daha fazla bilgi için, Mehmet Erbudak’ın Yitirdiğimiz HocalarımızAnılarTürkiye Fizikçileri Anı Kitabı (2005, s.5961) adlı çalışmasına ve Bilim ve Ütopya dergisinde B.Kurşunoğlu’nu tanıtan makaleye (Eric Nagourney, Ayfer Kale, "Genelleştirilmiş İzafiyet Teorisini Ortaya Atan Kişi: Behram N. Kurşunoğlu", Bilim Ütopya, Kasım 2005, sayı 137, s.3435) bakılabilir. Bu yazılarda yayınlanan EinsteinKurşunoğlu fotoğrafı, Behram Kurşunoğlu’nun yakın arkadaşı Nejat Veziroğlu’nun kızı Ayfer Kale tarafından sağlamıştır. Feza Günergun İÜ Bilim Tarihi Anabilim Dalı 1) B. Kurşunoğlu, "Gravitation and Electrodynamics" adlı doktora tezini, Cambridge üniveristesinde 1952 yılında tamamlamıştır (bkz. Erdal İnönü, 19231966 Döneminde Fizik Dalındaki Araştırmalara Türkiye’nin Katkısını Gösteren Bir Bibliyografya ve Bazı Gözlemler, ODTÜ Fen Edebiyat Fak. Yay., no:23, Ankara, 1971, s. 2931. 2) "Cake for me and Albert", The Miami Herald, March 31, 2002. Öncelik Nami Tepe: “Türkçe’mize siyaset, ticaret, tarikat üçgeni terimi yerleşmişti. Siyasetin atadığı güdümlü bürokratlarla köşeler arttı. Siyaset, ticaret, tarikat, bürokrat dört köşesi maya tutmaya başladı!” Abartı Mehmet Halıcıoğlu: “Adalet Bakanlığı, taşra kadrosuna alınacak şoförlerde önceliği hukuk fakültesi mezunlarına verecekmiş. Hâkim ve savcılar için önceliği de ilahiyat fakültesi mezunlarına versinler!” İlk medeni nikâh M KURŞUNLUOĞLU ve Einstein birar ada. edeni nikâhın tatbike koyulmasından itibaren dün ilk defa olmak üzere İstanbul belediye dairelerinde çabuklaştırma sebebi olmaksızın medeni nikâh akdedilmiştir. Gerçi bundan evvel de medeni nikâh akdedilmiş ise de, o, çabuklaştırılmasını isteyen mahkeme kararıyla yapılmıştır. Burada akdedilen nikâhın ise kanunen muayyen müddet zarfında ilanı yapılmıştır. Yani müracaat tarihlerinden itibaren aradan 15 gün geçmiştir. İlk müracaat eden üç kişiden birisi nikâhın akdini tehir ettiğinden, ikincisi ise dün müracaat etmediğinden, yalnız ihtiyat mülazımlarından (yedeksubaylardan) Köprülüzade Nureddin Bey ile Fatma Neyire Hanım'ın nikâhları akdedilmiştir. 15 gün zarfında iki nişanlı hakkında hiçbir itiraz vaki olmamıştır. Nikâh esnasında gelin ve damadın 30’u mütecaviz (aşkın) davetli ve akrabaları hazır bulunmuşlardır. Aynı zamanda gazeteciler ve fotoğrafçılar da Ubeydullah Efendi bu ilk nikâhın merasimini görmek üzere gelmişlerdi. Damat büyük üniforma giymişti. Gelin hanım diğer bir odada elbiselerini değiştirmiş ve beyaz gelin elbiseleri giyerek nikâh odasına dahil olmuştur. Nikâh merasimine faziletli muhterem Ubeydullah Efendi şu nutukla başlamıştır; “...İşte Medeni Kanun bu şekli tesis ve tesbit etti. Bu, büyük bir inkılaptır. Bu inkılabı Türk milleti yaptı. Fakat bunu, yaptığı diğer inkılaplar gibi, kendisinin büyük lideri olan büyük dâhi Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın irşad ve delaletiyle yaptı. Medeni Kanun, semavi kanun değil, insani kanundur. ...” Ubeydullah Efendi bu nutku irad ettikten sonra Fatma Neyire Hanım’a dönerek, hür vicdanla, yani bir kimseden korku ve çekinme olmayarak Nureddin Bey’i tezevvüce (koca edinmeye) razı olup olmadığını sormuştur. Neyire Hanım, “Razıyım” cevabını vermiştir. Müteakiben aynı sualler Nureddin Bey’e de sorulmuş, ondan da aynı cevap alındıktan sonra Ubeydullah Efendi şu sözleri söylemiştir; “Ben de burada hazır bulunan şahitleriniz ve vekili bulunduğum belediye müdürü Hamid Bey namına akdinizi icra ve tescil ettim”. Yeni evlilere uzun ve tükenmez saadetler temenni ederiz. 20 Ekim 1926 Çarşamba
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear