25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

HAFTA C Redaksiyon/Redaktion: Starkenburg Str. 5, 64546 MörfeldenWalldorf. email:cumhuriyet@gmx.net Tel: 0610598174446 İmtiyaz Sahibi/Inhaber: İlhan Selçuk (Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.’yi temsilen, Cumhuriyet Vakfı adına) Genel Yayın Yönetmeni/ Chefredakteur: İbrahim Yıldız Yazı İşleri Müdürü/ Redaktionsleiter: Osman Çutsay Yayın Koordinatörü/ Koordinator: Hayri Arslan Reklam/Anzeigen: Ömer Aktaş Yayın Kurulu/Redaktionsbeirat: İlhan Selçuk (Başkan/ Vorsitzender), Prof. Dr. Emre Kongar (Berater), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara Baskı/Druck: Hürriyet A.Ş Zweigniederlassung Deutschland, An der Brücke 2022 D64546 MörfeldenWalldorf. Dağıtım/ Vertrieb: ASV Vertriebs GmbH (Der Verlag übernimmt keine Haftung für den Inhalt der erscheinenden Anzeigen) Çocuklarımıza ‘gerçek’ masallar anlatmalıyız OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT Masalların sadece çocukları oyalayıp onları yaşamın gerçeklerinden koparan hayali kurgular olmadığı, tersine, “tamamen bize ait değerlerin saklandığı hazineler” olarak görülmesi gerektiği bir kez daha vurgulandı. Kısa bir süre önce yayımlanan kitabı “Dünyayı Gezen Bulut” ile küçüklerden çok “7 yaşından büyük herkes” için masallar kaleme aldığını söyleyen Belgin Önal’a göre, “çocuklarımıza gerçek masalar anlatmak zorundayız”, tabii eğer kendi ayakları üzerinde durmalarına yardımcı olmak istiyorsak. Yazarlığının yanı sıra felsefe öğretmeni olarak da görev yapan Belgin Önal, masalın önemini şöyle anlatıyor: “Masal Arapça ‘mesel’ sözcüğünden geliyor. Yani öğütleri anlatan söz anlamında. Türkçemizde çocukların dünyasını zenginleştirecek, yeni, değişen yaşamlara onları alıştırırken olması gerekenleri anlatabilmek açısından masallar çok önem taşıyor. Hele ki dilimize ve düşüncelerimize yabancı sözcük ve hayaller karışmışken. Masallar sadece çocukları oyalayan, onları gerçeklerden uzaklaştıran, öylesine hayali kurgular değil aslında. Aksine, kendi sözcüklerimizin, alışkanlıklarımızın, kültürümüzün, bize ait olan, kaybetmemek zorunda olduklarımızın saklandığı hazineler gibi geliyor bana. Bu nedenlerden dolayı da ‘gerçek’ masallar anlatmalıyız çocuklarımıza.” MASAL YOKSUNLUĞUNA KARŞI Modern yaşamın, dili, düşünmeyi zor durumda bıraktığını sabelliğini, belki ifadesizliği de beraberinde getirdi. Buna masal yoksunluğunu da ekleyebilirim. Gerilemek değil belki, ama farklılaşmak, masalsı ifadelere gerek duymamak gibi bir durumdan söz edilebilir. Çünkü masalsılık, duyarlığı,derinliği ve sevmeyi zorunlu kılan bir durum. Çağımızın bunlara ayıracak gücü yok gibi sanki artık.” Belgin Önal, kaleme aldığı masalların hedef kitlesine yönelik olarak, küçükbüyük ayrımı yapmadığını, yetişkinlerin bazen çocuklardan daha çok masala ihtiyacı olduğunu da vurguluyor: “Büyükler ne zaman büyüdüler? Büyümek bizlere biçilen rollere bürünmek mi? Buna herkes farklı yanıtlar verebilir. Ama yazdıklarımı 7 yaş üzeri herkes okuyabilir. Hatta okursa ne mutlu bana. Çünkü çocukların da, büyüklerin de, sıkıcı, hâlâ sırlarını çözemediğimiz bu dünyada sevgiye, paylaşıma, olağanüstü başka dünyaların varlığına inanmaya ihtiyacı var. Dolayısıyla masallar dünyasında, büyükler ile küçükler arasında, bu anlamda hiçbir fark yok. Hepimiz aynı dünyada yaşıyoruz. Yaşamın bize sunduklarından paydamıza düşen neyse onu alıyoruz. Ve bu paydaların çocuk büyük fark etmeksizin, içeriği aynı. Ölüm, ayrılık, sevgi, mutluluk, barış, özlem, çaresizlik, sorumluluk... Adına ne derseniz deyin, hep aynı. Hâlâ doğumla ölüm arasındaki süreçte evrendeki ipuçlarını yakalamaya çabalıyoruz.” (Belgin Önal’ın yazıp Ömer Yaprakkıran’ın çizgileriyle katkıda bulunduğu “Dünyayı Gezen Bulut”u, diğer çocuk kitaplarıyla birlikte set olarak satın almak mümkün. Tel: Almanya 01805013243.) İki okyanus birleşirken MUSTAFA BALBAY Kendimce dünya şehirlerini ikiye ayırırım: İçinden su geçen ya da su kıyısında kurulan kentler ve sudan uzak kentler... İçinden su geçen kentlerin havası, insanları bir başkadır. Su, ayrı bir renk, zenginlik verir o kentlerin yaşamına.Floransa, Prag, Belgrat, Varşova, Kahire, Bangkok, Moskova daha niceleri, içinden ırmak geçtiği için ayrıca güzeldir. Bir de deniz kıyısı kentleri vardır, saymakla bitmez... Bugünkü durağımız Cape Town. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin güneyinde, Ümit Burnu’nun hemen üstünde. Şehrin içinde fazla durmayacağız, etrafında dolaşacağız. Ümit Burnu, ayrı bir Gezekalın konusu; burnun hemen dibinde kalacağız. Devamında zaten araç yasak, yaya yolu... Ümit Burnu gezisini bitirdikten sonra canım hemen dönmek istemedi. Şöyle bir okyanus kıyısı yapmak ne güzel olur derken, patikalar gözüme ilişti. Mor çiçeklerin arasında bir insan geçimi incecik yollar. Fazla giden de olmamış, zira devamı okyanus... Atlas Okyanusu ile Hint Okyanusu’nun hızla güneye doğru koşup buluştuğu bölgedeyim. Burası sadece Ümit Burnu değil, aynı zamanda buluşma burnu! Afrika’nın doğu eteğindeki Mozambik’ten batı eteğindeki Namibya’ya kadar olan 2 bin 800 kilometrelik yaya, Güney Afrika sahil şeridi adı veriliyor. Her iki okyanustan aşağı inen sıcak ve soğuk su akıntılarının buluştuğu bu bölgeye bilim adamları şu unvanı vermişler: Dünyanın en zengin biyolojik bölgesi! Bu unvan, denizin üstünden çok altıyla ilgili. Sıcak ve soğuk su akınının buluşmasıyla oluşan karmaşık iklim aynı karmaşıklıkla canlıların mekanı olmuş. Öyle zenginliklerden söz ediyorlar ki; örneğin, sardalye akını olduğunda ters bir dalga ile kıyıya vururmuş. Oradan doooğru sahile... Yörenin insanları bu tür anları, anlarmış. Elde sepet sahile dalarmış. Doldur doldur ye, doldur doldur sat. Bol olunca da fiyatı ona göreymiş. Ortalama bir sepet 20 kilo alıyormuş. Fiyatı 10 rand. Yani 2.5 dolar kadar. Ümit Burnu’ndan sahile indiğimde kumların arasına daldım. Gerçekten daldım. Attığım her adımda ayaklarım en az 2025 santim kuma gömülüyordu. Ötede birkaç genç kumda yürüme yarışması yapıyordu. Birkaç dakika sonra nefesi tükenmeyene aşk olsun. Dönüş yolunda ilk karşılaştıklarım, maymunlardı. Buranın sıradan konukları. Yol kıyısında yürüyorlar, gelip geçenin verdikleriyle karınlarını doyuruyorlar. Önde bir araçtakilerin maymuna yiyecek verdiğini gören, ne yapıp edip maymunları yedirme yarışına giriyor. En kazançlı çıkanlar tabii maymunlar. Ee ne diyelim; maymun gözünü açmış! Gezekalın... vunan Belgin Önal, masallar sayesinde çağımızın zenginleri koruyan ve yoksulları daha da yoksullaştıran rüzgarlarına direnebileceğimize inanıyor: “Dilimiz ve düşüncelerimiz karşılıklı etkileşim içinde. Düşüncemizde olmayanları dilimize yansıtamıyoruz. Ama diğer yandan dilin gelişmesi düşünmeyi geliştiriyor. Hatta bazı duyguların karşılığı olan sözcükleri bulmakta zorlanıyoruz, söz yetersiz dahi kalabiliyor. Teknolojinin bu kadar yaşamımızın içinde olması, kolaylıkları, düşünce tem Belgin Önal “Dünyayı Gezen Bulut” kitabını desenleriyle renklendiren Ömer Yaprakkıran, Avrupa’daki Türk çocuklarına yönelik yayınlarda Türkiye’dekinden çok daha dikkatli olunması gerektiğini hatırlattı. Yaprakkıran, bu sektörde, çocuğun anadilini içinde yaşadığı Almanca, Fransızca gibi diğer dillerle sürekli karşılaştırdığını, böyle bir ortamda kitapların içerik ve biçiminin özellikle önemli olduğunu savundu. Gerekli özenin gösterilmediği kitapların geri tepeceğini ve Türk çocuklarını anadillerinden uzaklaştıracağını kaydeden Yaprakkıran, “Bu iş bıçak sırtında yürümeye benziyor” dedi. Yaklaşık 35 yıldır Almanya’da çizer, grafiker ve sanat yönetmeni olarak çalışan Yaprakkıran, illüstrasyonun gücünün sözcüklerden daha etkili, çünkü çizgiyi, resmi anlamanın metni anlamaktan çok daha kolay olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Avrupa’daki Türk çocuklarına yönelik kitaplarda özellikle dikkatli olmak gerekir. Burada çocukların karşılaştırma olanağı var çünkü. Dolayısıyla çocuğu okumaya çekecek düzeyde emek ürünü ve fantezi yüklü, renkli çalışmalar, çift dilli yeni bir kuşak yaratmakta çok önemlidir. Düzeysiz kitapçıklarla çocuklarımızı anadilimizden soğutabileceğimizi de unutmayalım. O nedenle Avrupa pazarında bazı özensiz Ömer Yaprakkıran: ‘Özen ve yaratıcılık bu alanda çok önemli’ ürünleri pazara sürmekten özellikle kaçınılması gerekir. Burada Türk çocuklarına yönelik yayınlarda Türkiye’dekinden çok daha dikkatli olmak zorundayız. Uyarmak isterim. Çünkü çocuklarımız okullarında, kitapçılarda ve kütüphanelerde iyi kitabın nasıl olduğunu görüyor. Eğer özensiz, biçimsiz Türkçe kitaplarıyla karşılarına çıkarsak, tepkileri çok acı olur. Bizi ve dilimizi bırakırlar.” ÇİZGİ VE RENKLERİN GÜCÜ Akademik eğitimini İstanbul ve Kassel’da yapan Ömer Yaprakkıran, şu görüşleri dile getirdi: “Bugüne kadar insanlar sözcükler ve yazı üzerinden anlaşma ya öncelik vermişti. Ama günümüzde durum biraz değişmiş görünüyor. İletişim teknolojisindeki gelişmeler, basılı sözcüğün yerini yavaş yavaş görsel malzemenin, fotoğrafların, illüstrasyonların, karikatürlerin vb aldığını gösteriyor. Bu sektördeki dönüşümün hakkını vermek zorundayız, elbette içerikten taviz vermeden.” İllüstrasyonun bir şeyi görünür hale getirdiğini, böylece yer yer açıkladığını kaydeden Yaprakkıran, çizgi ve renkler sayesinde izleyicinin motive edildiğini, anlamaya yardımcı olunduğunu belirtti. Ömer Yaprakkıran, sözlerini şöyle sürdürdü: “Metni ve resim arasında ilişkiyi illüstrasyon doğrudan açıklar ve okuyucuyu anlamaya zorlar. Gerçek sanatçılar tarafından yapılan illüstrasyonlarda, yaratıcılıktan ileri gelen ve fanteziyi uyaran, okuyucudaki görsel birikimi harekete geçiren bir yan vardır. Böylelikle yepyeni çağrışımlara neden olan, öznel katılımı güçlendiren bir etkidir bu. Eğer sanatçının, çizerin, ressamın vb beslendiği kültür birikimi yoğun, fantezisi de gelişkinse, bu görsel malzeme sadece metne yardımcı olmakla kalmaz, kendisi de bir anlam yüklenir.” Ömer Yaprakkıran, Avrupa’da yaşayan ve sayısı 4 milyona yaklaşan Türkiye kökenli bir toplumun özellikle yetişme çağındaki çocuklarına özenli ve dünyanın büyük dillerinden birine sahip olduklarını hatırlatan bir eğitim felsefesiyle yaklaşılması gerektiğinin altını çizerken, “Hem içerik hem de biçimde Türkiye’dekinden çok daha özenli olmak zorundayız. Bizim de bu doğrultudaki çalışmalarımız sürecektir” diye konuştu. Ömer Yaprakkıran ilan renkli Baktat renkli ilan
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear