Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 Mustafa ÖZBEK Türkiyem Topluluğu Sözcüsü anayi devrimiyle birlikte teknolojinin gelişmesi ve fabrika adı verilen üretim yerlerinin ortaya çıkması, köylerdeki zanaatkârların ve çiftçilerin kentlere göç ederek işçiliği tercih etmesini cazip hale getirdi. Fabrika içinde çalışan işçiler, üretim sürecinde zaman zaman karşılaştıkları haksızlıklara karşı kitlesel değil bireysel Bugün 320 bini geçen metal işçisinin sendikal tepkiler vererek ilk işçi eylemlerinin tohumlarını atmış temsilcisi olarak Türk İşçi hareketinin zirvesinde olan oldular… Tohumlama süreci yaklaşık yüz yıl kadar ve açık adı, "Türkiye, Metal, Çelik, Mühimmat, sürdü… Aradan geçen zaman zarfında işçiler Makine, Metalden Mamul Eşya, Oto Montaj ve haksızlıklara tepki gösterseler de gerçek anlamda bir Yardımcı İşçileri Sendikası" olan Türk Metal’in adı da örgütlenmeyi gerçekleştirme konusunda yetersiz bu genel kurul ile tescil edilir. kalmalarından dolayı sanayi devrimi ile birlikte 10 Temmuz 1963 tarihinden bu yana Türk İşçi gündeme gelen emek sermaye çelişkisi uzun yıllar Hareketi tarihi içinde yer alan Türk Metal sürdü. Nihayetinde çalışanların haklarını koruyacak Sendikası’nın görevi Ana Tüzüğün 4. Maddesinde şu anlayışta ilk sendika 1820 yılında Sanayi Devriminin şekilde açıklanır: doğum yeri olan İngiltere’de kuruldu… "Sendika üyelerinin iktisadi ve sosyal Kendi tarihimize baktığımızda bu sürecin hayli menfaatlerini korumak, haklarını savunmak, ileri, gecikmeli olarak hayata geçtiğini görüyoruz. Osmanlı müreffeh ve mesut bir hayat seviyesine sahip İmparatorluğu döneminde tarım işçilerinin yaşadığı olmalarını sağlamak, genel sendikal ve mesleki sorunlar, bir takım hareketlenmelere yol açacak kültürlerini geliştirmek, iş emniyetini, grev hakkını nitelikte olsa bile, oldukça sert bir anlayışa sahip olan toplu iş sözleşmesini teminat altında tutmak, işsizlik, nizamnameler yüzünden eylemler engellendi. hastalık, maluliyet, anormal ölüm tehlike ve Kasımpaşa Tersanesi ve Beyoğlu Telgrafhanesi endişelerini bertaraf etmek, istismarı ortadan işçileri tarafından 1872 yılında yapılan grevler, ilk kaldırmak, işçilerin yararına sair hizmetlerde olarak tanımlanırken, 1871 yılında kurulan bulunmak." Ameleperver Cemiyeti bazı çevreler tarafından ilk sendika olarak gösterildi. Fakat başka çevreler bu örgütlenmenin bir yardımlaşma sandığı olduğu YILIN HESABI iddiasını halen sürdürmektedir. İşte Türk Metal, 45 yıl bu amaçlar doğrultusunda 1930’lu yıllarda başlayan sanayileşme hamleleri ile hareket etti. O günden bu yana işbaşına gelen birlikte 1936 yılında ilk İş Kanunu çıkarıldı… Takip yöneticileriyle, Türk sanayinin belkemiği olarak kabul eden dönemlerde gerek iktidar gerekse muhalefet gören otomotiv ve demir çelik sektöründe çalışan partileri, işçilerin sendikalaşmasına karşı müspet metal işçilerinin hem ekonomik hem de sosyal düşünceler beslemediler. İşçilerin örgütlenmesi, anlamda standartların altına inmeyecek bir yaşam sendika, toplu sözleşme ve grev hakkına sahip olması düzeyinde kalması için çaba gösterdi, mücadeleler için henüz vaktin erken olduğu siyasi partilerin o verdi. dönemlerdeki karşı çıkma gerekçesi olarak açıklanır. Türk Metal’in geride bıraktığı 45 yıla bakıldığında, Ancak Türkiye’nin Birleşmiş Milletlere ve doğal Türkiye’nin birliğini, beraberliğini, bütünlüğünü ve olarak Uluslararası Çalışma Örgütüne üye olması ve bağımsızlığını yine işçisiyle, memuruyla, çiftçisi, ILO’nun sendikalaşma yolundaki prensipleri o köylüsü, esnafı, işvereni ve sanayicisiyle Türk dönemin hükümetini sendikaların varlığını kabul Milletinin huzuru, refahı, hak ve hukuk içinde etmeye mecbur bıraktı… yaşaması gibi yüce ideallerle buluşturmak için samimi 1945 ve 1946 yıllarında Çalışma Bakanlığı, İş gayretler içinde olduğu bu gayretin aynı inanç ve Bulma Kurumu ve İşçi Sigortaları Kurumu kuruldu. kararlılıkla bugün de devam ettiği görülecektir… "İşçi ve İşveren Sendikaları ve Sendika Birlikleri 1970 ile 1980’li yıllarda Türkiye’nin içine itildiği Hakkında Kanun" adını taşıyan 5018 sayılı kanunun ideoloji cehenneminde ve işçilerin sermaye kabul edildiği ve yürürlüğe girdiği 1947 yılı aynı düşmanlığı ile karınlarının doyurulduğu bir süreçte zamanda Türk Sendikacılığının da doğum tarihi oldu. Türk Metal, tek bir değerin yanında oldu: Türkiye’nin. O tarihten sonra Zonguldak, İstanbul, Ankara İzmir ve yurdun çeşitli yerlerinde sendikalar Metal işçileri ve Özbek... kurulmaya başladı… İşte metal işçilerinin örgütlenme çalışmaları da bu dönemlere rastlar… Bugün Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu olarak bilinen Türkiş’in kurucu üyeleri arasında bulunan Kırıkkale ve Ankara Makine Kimya İşçileri Sendikaları ile Elmadağ Barut ve Patlayıcı Maddeler Sendikası yöneticileri 1963 yılında bir araya gelerek bir federasyon kurmaya karar verirler. Yapılan görüşmeler neticesinde 10 Temmuz 1963 tarihinde Müteşebbis Heyet Başkanlığı’nı Kaya Özdemir’in yaptığı Türkiye Metal İş Federasyonu’nun tüzüğü kabul edilerek kuruluşu resmen ilan edilir. Türkiye Metal İş Federasyonu’nun 17 Kasım 1973 tarihinde yapılan 6. Genel Kurulu’nda milli tip sendikacılığa geçiş kararı alınır. S 45. yılın faturası... C S TRATEJİ O dönemin yangınına üyesi olan metal işçilerini atmadı… Ülkeyi yangın yerine çevirenlerin karşısında oldu… Türkiye’nin gelişmeye şiddetle ihtiyaç duyduğu o önemli dönemde, gelişmenin anahtarı olan Türk sanayinin zarar görmemesi, bu zararın faturasının işçilere ödetilmemesi için olağanüstü gayret sarf etti… Böyle olduğu için o dönemin propagandalarını, karalama kampanyalarını oluşturan çevreler tarafından ‘sarı sendika’ olarak ilan edildi. Yöneticileri ‘sendika ağalığı’ ile suçlandı… Bu karalama çetelerinin işbirliği ile Türk Metal’in sendikal hareket içindeki varlığı üzerine ‘havlu atmak’ isteyenler, metal işçileri tarafından kabul edilemeyince iftiralarını çirkinleştirdiler. Bu döneme ve Türk Metal’in sendikal performansına ışık tutan bir anıyı o dönemin sendikal anlayışına da ayna tutacağı düşüncesiyle paylaşmak istiyorum: Türk Metal’in Erdemir’de yetki mücadelesi verdiği dönemlerde, arkadaşlarımla birlikte fabrikaya gittiğimizde kalabalık içinden orta yaşın üzerinde bir Erdemir işçisi yanıma geldi ve şunları söyledi: "Başkanım, üyesi olduğum sendika, bugüne kadar bizim kafamızı ideoloji ve siyasetle tıka basa doldurdu. Biz artık boş şeylerle uğraşmak istemiyoruz. Biz, Türk Metal’i istiyoruz." Yetkiyi aldıktan ve iki dönem toplu sözleşme imzaladıktan sonra, yine Erdemir’e gittiğimde üzerindeki mavi tulumuyla aynı işçi yanıma gelerek şunları söyledi: "Başkanım, kafamızı ipe sapa gelmez şeylerle doldurdular. Ne isteyeceğimizi, ne yapacağımızı bilmez bir halde sağa sola yalpalayarak durduk… Siz geldiniz, hem kafamızı hem de karnımızı doyurdunuz… Allah sizden razı olsun…" İşte Türk Metal bu. İşte işçinin ihtiyacını duyduğu sendika bu… Türk Metal, Türkiye’den, Türk işçisinden, Türk sanayinden yana olduğu için, küçük bir azınlık tarafından sevilmedi… Millet tarafından benimsenmeyen bu çevreler, emeğe, işçiye ve işçiliğe yabancı oldukları için, işçilerin kafasına zorla ideoloji pompalayarak onları baskıyla yanlarında tutuyorlardı… 12 Eylül 1980’den sonra Seydişehir’de ve Antalya’da Etibank Alüminyum ve Ferrokrom Tesislerinde 6 bin 100 işçiyle yaptığımız grevde, işçileri ve sendikaları hakir gören Özal Zihniyeti’ni pes ettiren ilk sendika yine Türk Metal oldu… Türk Metal, ne zaman ve nerede olursa olsun önce uzlaşmayı ve diyalogu denedi… Ancak uzlaşmanın temeline asla ve asla ‘İşçilerin haklarından taviz vermek’ gibi aşağılık bir art niyeti yerleştirmedi… Türk Metal’in imzaladığı sözleşmeler, metal işçilerini diğer çalışanlar arasında hep önde tuttu… Bunun için üye sayısı 45 yılda 10 binlerden 300 binlere geldi… İşçilerin hakkını yakarak, yıkarak, kırarak, dökerek elde eden anlayışla Türk Metal’in sendikacılık anlayışı hiçbir zaman örtüşmedi… Türk Metal’in üyesi metal işçileriyle kurduğu fikri beraberliğin temelinde Türkiye sevgisi vardır… Türkiye’nin bağımsızlığı ve bütünlüğü vardır… Bu fikri ortaklık sebebiyle Türk sanayisi bugünlere gelmiştir. 1990 Yılında Türk İşçi Hareketi Tarihi’nin en büyük grevini 90 bin üyesiyle gerçekleştiren Türk Metal’in üyelerinin greve nasıl başladığını bakın bir metal işçisi nasıl anlatıyor: "Biz greve çıkacağımız günün 45