Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
14 ST R A T E J İ c Cumhuriyet Strateji 8 Aralık 2008/232 apa 16. Benedikt ‘Dinler Arası Diyalog’un’ mümkün olmadığını ilan etti. Diyalog’un kültürler arasında olabileceğini söyleyen Papa, İtalya’nın eski Senato Başkanı Marcello Pera’nın ‘Hıristiyan Olduğumuzu Neden Söylemeliyiz?’ adlı yeni kitabıyla ilgili yazdığı mektupta şu iki hususu öne çıkıyor; ? Dinler arası diyalog ‘kişinin kendi inancını parantez içine alması’ anlamına geldiğinden mümkün değildir. ? Çok kültürlülük kavramındaki ilişki diyalogun kültürel açıdan da sıkıntılı olduğunu gösteriyor. Bu ifadelerle ‘kurtuluş diyalogu Tanrı’nın iyiliği ve sevgisinden doğmuştur/diyaloga girme vesilemiz coşkun ve samimi bir sevgiden başka bir şey değildir’ öncüllerine dayalı olarak geliştirilen diyalog modeli ve Papa 16. Benedikt’in “dinler arasında barış olmadan dünya barışı sağlanamaz’ fikri görünüşte desteklendi. Ancak Papa’nın seçtiği kavramlar ve yaptığı ayrımlar bu tabiri, Hıristiyan mezhepler ve Yahudilik arasında gerçekleşen diyalog için kullandığını göstermektedir. İslâm’ın tarihi ufkunun Hıristiyanlığın gerisinde olduğuna inanan Papa, bu tavrını yaptığı açıklamalarla göstermiştir. Ayrıca gerek Benedikt unvanını alırken “Tüm Avrupa’nın koruyucu Aziz’i olan bir kutsal kişinin hayatı Avrupa’nın Hıristiyan köklerini canlandıracaktır” şeklindeki açıklaması gerekse “Avrupa: Bugünü ve Yarını” adlı yapıtında Avrupa’yı Hıristiyan köklerde buluşturma konusunda yaptığı açılımlar diyalogun bitişini ilan ediyordu. P Prof. Dr. Nadim MACİT TUSAM Danışmanı Vatikan’dan ‘soykırım’ iftirası Türkiye’de bir dönem yoğun tartışılan diyalog yaklaşımı Vatikan ve Papa Benedikt tarafından sonlandırıldı. Vatikan, son dönemde yoğun olarak ısıtılan ve Türkiye’nin ‘özür dileyici’ tavır sergilediği ‘soykırım’ konusuna desteğini yükseltiyor. dua ediyoruz ve inananlara fedakârlıklarının anlamını gözden kaçırmamaları için bunu vurguluyoruz.” Bu toplantı da Papa II. Jean Paul açıkça 1915 olaylarına değinerek Metz Jeghem/Büyük Facia ibaresini kullanır. Yaşanan olayları insanlık dışı sapkınlık olarak niteler. Diyalog oyununa koşullanmış aydınlarımız ve basınımız Papa II. Jean Paul’ün bu konuşmasını çarpıtmak için ‘Papa, önüne konulan metni okudu, dili sürçtü’ şeklinde açıklamalar yaptılar. Oysa Katolik teolojisine göre Papa’nın dili sürçse, önüne koyulan metni okusa bile o Kutsal Ruh’la konuşur. Papa’nın konuştuğu her şey Tanrı’nın vekilinin sözüdür, bizzat hakikatin kendisidir. Lübnan’daki Ermenilerin dini lideri I. Avram’ın başkanlığında Papa 16. Benedikt’in ziyareti öncesinde Vatikan yetkililerinden Papalık Hıristiyanlar Arası Kurul Başkanı Kardinal Walter Kesper, Vatikan Radyosu’na yaptığı açıklamada Papa II. Jean Paul’ün Eylül 2001’deki Ermenistan ziyaretine atıf yaparak “Ermeni soykırımı bir vakıadır. Bu, tüm Ermenilerin vicdanında ve kalbinde bir yaradır. Nitekim Papa, Ermenistan’daki soykırım anıtını ziyaret Papa Jean Paul ‘Diyalog’ edebiyatı sona erdi, Ermeni iddiaları destekleniyor… Balkanlarda icra edilen vahşetin, Cezayir’de tüketilen neslin, BosnaHersek’de yapılan katliamların, Irak’ta öldürülen çocukların, tecavüz edilen kadınların, organları satılan çocukların sorumlusu kim? Bunları da mı Türkler yaptılar! Bu olaylar olurken ve şu anda fiilen devam ederken sevginiz, ilkeniz, hoşgörünüz, barışınız gökyüzüne mi çıktı? Nereye gitti? Bu sorular aynı ölçüde diyalog numarasıyla din üzerinden bu toplumu aldatanlar için de geçerlidir. Mademki dünyada yaşanan şiddeti, çatışmayı, yoksulluğu aşmak için ‘dünya ile bütünleşmek, diyalog kurmak gerekiyor’ o zaman bu nasıl diyalog ki ‘diyalogun merkezi’ sizi katil ilan ediyor. Papa’nın ve Kardinal’in ifadeleri bu millete mensup olan herkesin geçmişini itham ettiğine göre kendinizi nereye koyuyorsunuz? ‘SOYKIRIM’ DAYATMASI Bilindiği üzere Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Eylül ayında Erivan’ı ziyaret etti. Bu ziyaretle TürkiyeErmenistan ilişkilerini geliştirmenin amaçlandığı ilan edildi. Hatta bazı aydınlar Cumhurbaşkanı’na soykırım anıtını ziyaret etmesini önerdi. Daha sonra Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbantyan’ın ülkemizde bulunduğu sırada Vatikan “Ermeni soykırımının bir vakıa olduğunu” ileri sürdü. Ayrıca Dışişleri Bakanı İstanbul’da Ermeni Patriği Mutafyan’la basına kapalı bir görüşme yaptı. 24 Kasım 2008’de Lübnan Ermeni Patriği I. Avram, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Kıbrıs Rum Kesimi, Kanada, ABD’den gelen Ermeni Piskoposlarla birlikte Vatikan’ı ziyaret etti. Bu ziyaret başlamadan önce Papa 16. Benedikt Vatikan Radyosu’na verdiği demeçte: “Ermeni soykırımı bir vakıadır. Vatikan’ın bu konuda kullandığı tabir Papa II. Jean Paul’ün Ermenistan ziyaretinde açıklanmıştır” dedi. ABD’de yapılan seçim sürecinde Barack Obama’nın sözde soykırım üzerine yaptığı açıklama ve ardından başkan seçilmesi üzerine Ermenistan’la diyaloga girildiği şeklindeki iddia doğru olsa bile, bu süreçte hiçbir tezinden vazgeçmeyen Ermenistan’a yönelik bu özür dileyici tavır iyiliğe işaret değil. Öyle anlaşılıyor ki ‘kiliselerin ortak birliği anlamında kullanılan’ diyalog edebiyatı Türkiye’yi içinden çıkılmaz alana çekiyor. Bir buçuk milyon Ermeni’nin öldürüldüğü iddiasını savunan ve bütün ülkelerin bunu kabul etmesini isteyen Vatikan’ın bu çıkışı ve zamanlaması Türkiye’yi baskı altına almaya yöneliktir. Kültürel açıdan bile diyalogu zor gören bir kurumun tarafı bellidir. Kaynakça: Vatikan’ın Resmi Sitesi Nadim Macit, İmparatorluk Politikalarında TeoStratejiler ve Türkiye, Ankara: 2007. Washington PostGazetesi etmişti, Türklerin hoşuna gitmese de soykırım tabirini kullanmıştı, o tarihte yaşananların tüm dünya tarafından tanınması temennisinde bulunmuştu,” dedi. Kasper, bu göndermeyi yaptıktan sonra şu ifadeleri kullanıyor: Soykırım bir iddia değil, gerçektir. Bu bir terim meselesi değildir. Pek çok kurban bulunduğu tarihi gerçektir. Bu hatıranın iyileştirilmesi gerekir. Türkiye, Ermenistan ilişkilerinin iyileştirilmesi için Vatikan ne yapar bilemem. Bu Ortadoğu barışı için önemli bir hadisedir. Katolik kilisesi her şeyden önce mağdurlardan yanadır. Bu bizim davranışımızı belirleme konusunda en önemli ilkedir. BARIŞ VE İLKE Bütün iç dinamiklerini yitirmiş ve o tarihi dönemde misyon hareketlerinin ‘tarlası’ haline getirilmiş ülkede, bizzat misyon hareketlerinin organize ettiği kalkışma hareketleri sonucunda ortaya çıkan karşılıklı çatışmayı, tarihte önemli bir rol oynamış, insanlık medeniyetine öncülük etmiş bir milleti soykırım iftirasıyla yaftalamak hangi ilkenin, hangi sevginin, hangi hoşgörünün ve mağdurdan yana olmanın eseridir. Karekin BUHARLAŞAN DİYALOG Barıştan, sevgiden bahseden Vatikan, ürettiği diyalog edebiyatıyla misyon faaliyetlerini daha esnek hale getirirken Papa II. Jean Paul iki bin yılında Ermeni Patriği II. Karakin’le Vatikan’da buluştu. İki dini temsilci Vatikan’da yayınladıkları ortak bildiri de 1915 olaylarını soykırımı olarak niteledi. 27 Eylül 2001’de Papa II Jean Paul ve Ermeni Papa Benedikt Patriği II. Karekin Ermenilerin Hıristiyanlığı kabulünün 1700. yıldönümünü kutlamak üzere bir araya gelirler. İki temsilcinin, Ermenistan'da, Etchmiadzin'de yaptıkları toplantıda Papa II. Jean Paul şu açıklamayı yapar: “Bir buçuk milyon Hıristiyan Ermeni’nin yok edilmesi, 20. yüzyılın ilk soykırımı olarak kabul edilir ve binlercesinin geçmiş totaliter rejim altında yok edilmesi günümüz neslinin hafızasında hala yaşamaktadır. Boş yere zalimce öldürülen bu masumlar azizlik mertebesine erişmemiştir ancak bunlar İsa adına şehit olmuşlardır. Onların ruhunun huzur bulması için