Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
22 Lizbon Stratejisi’nin gerçekleşme olasılığı üye ülkelerin yapacağı katkılarla doğrudan orantılı. Fakat vergilendirmenin AB genelinde büyük farklılıklar göstermesi ve vergi gelirinin GSYİH’ler içerisindeki payının yüzde 28 ile yüzde 52 arasında değişiyor olması, üye ülkelerin Lizbon bütçesine çok farklı miktarlarda katkılarda bulunmasına ve AB ortalamasının çok düşük seviyelerde kalmasına neden oluyor. O halde bu duruma bakarak, AB’nin bir bilgi toplumu olma yolunda arzu ettiği başarının gerçekleşmesinin büyük ölçüde tek bir vergilendirme politikasına geçilmesine bağlı olduğu rahatlıkla söylenebilir. Ancak üye ülkelerin, en azından kısa vadede, buna asla yanaşmayacağından da şüphe duyulmamalıdır. Yapılan araştırmalara göre, AB’nin bilgi üretme ve edinme konularında diğer küresel aktörlerin gerisinde kaldığının diğer bir göstergesi de, Nobel... İstatistiklere göre, bilim ve ekonomi alanında Nobel Ödülü kazanan Amerikalıların sayısı, ödül sahibi Avrupalıların iki katından daha fazla. AB’nin 50. yıl kutlamalarından... C S TRATEJİ AB’ye bir iz bırakmak için kişisel olarak istediğini düşünen Avrupalı parlamenterlerin büyük çoğunluğu ise, projeye karşı kuvvetli bir muhalefet sergiliyorlar. Ancak asıl rahatsızlık, iş çevrelerinde yaşanıyor. Her şeyden önce projenin mali yükünün neredeyse tamamını yüklenmesi beklenen özel sektör, bu konuda kendilerine çok az danışıldığını söylüyor. İş adamları da kendi sermayeleri ile kurulacak bir teknoloji üniversitesinin, kendilerine Komisyon tarafından yukarıdan dayatılamayacağını, böyle bir fikrin ancak aşağıdan yukarıya doğru, kendilerinin de hazır olduğu ve istedikleri bir zamanda gerçekleştirilebileceğini vurguluyorlar. Teknoloji üniversitesi projesinin bu sefer gerçeğe dönüşüp dönüşmeyeceği, hâlâ belirsizliğini koruyor. Ancak ortada olan bir gerçek var ki; o da, Avrupa üniversitelerinin Amerikan üniversiteleri karşısında eğitim, araştırma ve fon açısından çok geride kaldığı ve reform anlamında yeni adımlar atılması gerektiği... Dünyanın önde gelen ilk 20 üniversitesinin ilk 17 sırasında Amerikan üniversitelerinin yer alıyor olması ve Avrupa üniversitelerine kayıt yaptıran AB vatandaşlarının sayısının giderek düşmesi, yükseköğrenim konusunda ciddi sorunların varlığına işaret ediyor. Üniversite mezunlarının toplam nüfusa oranı Japonya’da yüzde 52, ABD’de yüzde 39 iken, AB’de bu oran yüzde 29’a kadar geriliyor. AB bir yandan bilgi toplumu olma yolunda Gallileo gibi çok büyük projelere imza atarken, diğer yandan da bu tür gerçeklerin çelişkisini yaşıyor. AVRUPA TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ AB, küresel rekabette geride kalmamak amacıyla araştırmageliştirme faaliyetlerine önem verilmesini, eğitim kalitesinin yükseltilmesini hedefliyor. Bu kapsamda Avrupa Teknoloji Üniversitesi kurulması önerisi de dile getiriliyor. karşılığı olması hedefleniyor. Komisyon, bu konudaki resmi teklifini, Konsey ve Parlamento’ya 18 Ekim 2006 tarihinde iletti. Komisyon’un bir Avrupa Teknoloji Üniversitesi kurulması için verdiği ilk teklif, hiç şüphesiz ki bu değil. 2005 yılında da tek kampüslü dev bir proje önerisi tartışılmaya açılmış, çok sert tepkilere yol açmış ve önce Komisyon içersinde reddedilmişti. Teklif, AB kurumları arasında, "üniversiteyi kim istiyorsa o zaman kendi binasını üniversiteye verir" veya "Parlamento zaten bir işe yaramıyor; kapatalım, binayı da üniversite yapalım" türünde şaka da olsa çeşitli çekişmelere, atışmalara neden olmuştu. Konsey, son teklifi "gerçekleştirilebilir" olarak değerlendirirken projeye somut destek ve işbirliği önerisi Avrupa Araştırma Üniversiteleri Ligi’nden (LERU) geldi. Üniversiteyi Jose Manuel Barroso’nun AB’nin bilgi toplumu olması ve araştırma, eğitim ve teknolojiden oluşan bir "bilgi üçgeni" yaratması yolunda Komisyon’un ürettiği "çılgın" projelerden bir tanesi de bir teknoloji üniversitesi kurulması... 20082013 yılları arasında kurulacak olan 6 tane bilgi ve yenilik topluluğu ile ilk adımları atılacak olan üniversitenin, 2,4 milyar Avro’ya mal olacağı düşünülüyor. Bu miktarın sadece 310 milyon Avro’sunun AB bütçesinden karşılanması öngörülürken geriye kalan 2,1 milyar Avro’nun yaratılması için umutlar tamamen özel sektöre bağlanıyor. Akademi ve iş dünyası arasında kurulacak olan ortaklıklar sonucu dünya çapında öğrenim ve araştırma olanakları sunması planlanan üniversitenin, Amerika’daki MIT’in (Massachusetts Institute of Technology) Avrupa’daki Markaryan’ın ölümü dengeleri değiştirdi… Ermeni iç siyaseti hareketli Cavid VELİEV TUSAM Yakındoğu ve Kafkasya Araştırmaları Masası cveliev@tusam.net rmenistan Başbakanı Andranik Markaryan’ın 25 Mart 2007’de geçirdiği kalp krizi nedeniyle ölmesi, parlamento seçimlerine hazırlanan Ermenistan’da siyasi istikrarsızlık tehlikesini ortaya çıkardı. Ermenistan siyasetinde Markaryan, iktidar ile muhalefet arasında olduğu gibi iktidar ve müttefikleri arasında da denge unsuru olarak değerlendiriliyordu. Fakat şimdiki aşamada parlamentodaki iktidar ortağı gruplar gibi diğer muhalif partiler de bundan yararlanmaya kalkışmadı. E TSARUKYANSARKİSYAN REKABETİ Başbakanın atanması yönündeki siyasi çekişmenin en çok Ermenistan Cumhuriyet Partisi (ECP) üyesi ve Savunma Bakanı Serj Sarkisyan’la İlerleyen Ermenistan Partisi (İEP) Başkanı, Ermenistan Parlamentosu bağımsız milletvekili ve aynı zamanda Ermenistan’ın zengin işadamlarından olan Gagik Tsarukyan arasında yaşanacağı düşünülmüştü. Gerçekten de SarkisyanTsarukyan ikilisi arasında bir sorun vardı ve bu sorunun da gün yüzüne çıkmasına engel olan eski Başbakan Markaryan’dı. Sarkisyan’la Tsarukyan arasında ticari çıkarlar nedeniyle ortaya çıkan kişisel problem Tsarukyan’ın başkanlığını yaptığı İEP ve Sarkisyan’ın üyesi olduğu ECP ilişkilerine de yansımıştı. Sarkisyan, İEP bir parti değildir, açıklaması ECP ve İEP arasında kriz olarak değerlendirilirken Markaryan, bu sorunun bilinçli bir şekilde yaratıldığını ve aslında iki parti arasında böyle bir sorun olmadığını ifade etmişti. SarkisyanTsarukyan sürtüşmesi suikast planlarına kadar varmış ve Sarkisyan Tsarukyan’a suikast planları, Tsraukyan’ın destekçileri tarafından ortaya çıkarılmıştı. Bu olayın medyaya yansıması üzerine Ermenistan Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan her iki siyasi lideri sürtüşmeye son vermeleri için uyarmıştı. Tsarukyan’ın partisinin kırsal kesimlerde insani yardımda bulunması muhalif gruplarda ve hatta ECP’de 12 Mayıs parlamento seçimlerine hazırlık Ermenistan Başbakanı Markaryan’ın ölmesi, iç siyasetin dengelerini yerinden oynattı. Parlamento ve sonrasında yapılacak başkanlık seçimleri için adaylar aktif olarak çalışmaya başladı. Sarkisyan ile Tsarukyan’ın partileri yarışıyor. olarak değerlendirildi. Zira Ermenistan Merkezi Seçim Komisyonu tarafından seçimlere katılma hakkı kazanan partilerden biri de Tsarukyan’ın başkanlığını yürüttüğü İEP’dir. Bir yıl önce Ermenistan’ın en büyük partisi olmak iddiası ile kurulan İEP’in 3 milyon nüfusu olan(1)