Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 C S TRATEJİ DoğuBatı mücadelesi Ukrayna’da ‘devrim’in Anar SOMUNCUOĞLU TUSAM RusyaUkrayna Araştırmaları Masası asomuncuoglu@tusam.net 2 Nisan 2007 tarihinde Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yuşenko, Ukrayna parlamentosu Verhovna Rada’nın feshedilmesi ve erken seçimlerin 27 Mayıs’ta yapılmasıyla ilgili bir kararname imzaladı. Kararnamede, koalisyonun, Ukrayna Anayasası’ndaki oluşum koşullarına uyulmadığı ve böylece anayasanın ihlal edildiği vurgulandı. Televizyondan halka seslenen Yuşenko, Ukrayna devletini, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü koruma gerekliliğinin doğduğunu vurguladı. Buna karşılık koalisyon güçleri parlamento çalışmalarını devam ettirerek, söz konusu kararnameye karşıt bir karar kabul ettiler. Kararda Yuşenko’nun kararnamesinin anayasaya aykırı olduğu iddia edildi. Taraflar birbirini "iktidarı ele geçirmekle" suçlarken, Ukrayna’nın başkenti Kiev’de gösteriler başladı. Parlamentonun feshedilmesine karşı çıkan hükümet taraftarları, koalisyonu oluşturan üç partinin yandaşlarından oluşuyor. Bunlar Başbakan Viktor Yanukoviç’in Bölgeler Partisi, Sosyalist Parti ve Komünist Parti’dir. Sırasıyla mavi, pembe ve kırmızı bayraklar altında toplanan kalabalık, çadır sitelerini oluşturarak bir tür "mavi devrimi" gerçekleştirme niyetindedir. Ancak Başkent Kiev’in seçmenlerinin geleneksel yapısı, bu niyetlerin gerçekleşmesi önündeki önemli bir engeldir. Yine de hükümet taraftarları, cumhurbaşkanı kararnamesi konusundaki Anayasa Mahkemesi’nin kararı açıklanana kadar çadırlarda yaşamaya kararlılar. Ukrayna’da yaygın olan görüşe göre, bugünkü krizden şöyle ya da böyle bütün siyasi güçler sorumlu. Üstelik mevcut durumda hiçbir tarafın tam bir hukuki haklılığa sahip olmadığı açık. İki taraf da mevcut anayasadaki boşlukları kullanarak, kendi görüşünün hukuka uygun olduğunu iddia ediyor. Hükümet, cumhurbaşkanına parlamentoyu feshetme yetkisini veren üç şartın oluşmadığına dikkat çekiyor. Bunlar, bir ay içerisinde koalisyonun oluşmaması, iki ay içerisinde bakanlar kurulunun oluşmaması ve parlamentonun bir aydan daha uzun bir süre ile toplanamamasıdır. Ukrayna’daki göstericiler... Sovyetlerin yıkılmasının ardından Doğu ile Batı arasındaki önemli mücadele alanlarından Ukrayna yine hareketlendi. Yuşenko ile Yanukoviç arasında yaşanan anlaşmazlık sokaklara taşmış durumda. Turuncu ‘devrimcilerin’ hükümet hevesleri krize neden oluyor. Cumhurbaşkanı ise, kendi partisini terk ederek koalisyona katılan milletvekillerini işaret ederek, bu durumun anayasaya aykırı olduğunu iddia ediyor. Gerçekten de anayasada koalisyonun ayrı ayrı milletvekillerinden değil, partilerden oluşması gerektiği hükmü bulunuyor. Ancak Yanukoviç taraftarları, parlamentodaki çoğunluk koalisyonunun söz konusu milletvekili transferinden çok önce kurulduğunu ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylandığını ısrarla belirtiyor. Üstelik Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin yürürlüğe girip girmediği konusunda bile hukuki bir anlaşmazlık çıkmıştı. Zira parlamento ve hükümetin kontrolünde bulunan resmi yayın organlarına mecbur kalmamak amacıyla Yuşenko, Şubat ayında Ukrayna Cumhurbaşkanı’nın Habercisi adı altında yeni bir resmi yayın organı oluşturmuştu. Nitekim ülkeyi ikiye bölen kararname de bu yayın organının ilk sayısında yayınlandı. kuvvetle muhtemel. Ancak tekrar birleşme eğilimi gösteren eskiyeni "turuncu" ortakların ümidi, seçim sonucunda parlamento çoğunluğunu toplamda elde edecek kadar oy toplamaları yönündedir. Bu durumda "turuncu güçler" tekrar koalisyon kurmayı planlıyor. Yuşenko ve Timoşenko arasında hükümet koltuklarının paylaşımı konusunda şimdiden görüşmeler başladı bile. Dolayısıyla, halkın en az yarısının siyasi istikrarsızlıktan bıkmasına ve hiçbir seçim istememesine rağmen, erken seçim için bastıran "turuncular", Mart 2006 seçimlerinin rövanşını almak niyetindedir. Açıkçası bu planlardan en fazla kazançlı çıkacak olan siyasetçi de Timoşenko olacaktır. Kamuoyu araştırmalarına göre Yuşenko’nun desteği erimeye devam ederken, Yuşenko’nun kaybettiği oylar Timoşenko’ya kayıyor. "Turuncular" koalisyon kurabilirse, hiç şüphesiz Ukrayna’nın yeni başbakanı Timoşenko olacak ve böylece "turuncu güçlerin" liderliğini Yuşenko’dan devralacaktır. Tahminler daha da ileriye götürüldüğü zaman, cumhurbaşkanlık makamının zayıflatılması yönünde değişiklikler yapılmadığı sürece bir dahaki cumhurbaşkanlık seçimlerinde en güçlü adaylardan birisi olarak Timoşenko’nun öne çıkması bile beklenebilir. Yuşenko ise iktidar kaybını önlemiş olacak ve seçimlerden sonra "turuncu koalisyonun" kurulması halinde cumhurbaşkanlık makamını tekrar güçlendirebilecektir. Tabii ki bütün bu hesaplar, ancak erken seçim yapıldığı ve seçim sonucunda turuncuların koalisyon kurabilecek oy oranını elde ettikleri takdirde gerçekleşme potansiyeline sahip olacak. KRİZİN ARKA PLANINDAKİ İSİM Krizin çözüm yeri olarak Anayasa Mahkemesi gösterilse de, herkes çözümün hukuki değil, siyasi olacağını biliyor. Mahkemeye başvurulduğundan beri kamuoyunda hâkimler arasındaki hükümet ve cumhurbaşkanı taraftarları hesaplanmaya çalışılıyor. Anayasa Mahkemesi Başkanının istifa etmeye çalışması, mahkeme üzerine yıkılan manevi yükün ağırlığını açıkça gösteriyor. Bütün ülkenin kaderi tek bir organın kararına bağlansa ve herkes bu karara uyacağını belirtse de, siyasi güçler arasında uzlaşmanın sağlanmaması veya sistemin değiştirilmemesi halinde siyasi kriz aylara yayılma potansiyeline sahip. Şöyle ki, yapılan kamuoyu araştırmalarına göre muhtemel bir seçim sonucunda bugünkü koalisyon ve muhalefet arasındaki güç dağılımının yaklaşık olarak aynı kalması KRİZİN YAPISAL SEBEPLERİ Her ne kadar Ukrayna’daki krizin kendisine özgü sebepleri ve özellikleri bulunsa da, söz konusu istikrarsızlık eski Sovyet ülkelerinde yaşanan bazı süreçlerin ortak özelliklerini de taşıyor. Bir kere yaşanan siyasi krizi bir anlamda "devrim" sonrası artçı şoklar olarak değerlendirmek mümkündür. Halk kitlelerinin harekete geçirildiği iktidar değişikliklerinin ardından iç istikrarsızlığın bir süre devam etmesi aslında "devrim" sonrası için normal bir durum olarak değerlendirilebilir. Devrimlerle ilgili literatürün bu çıkarımının örneklerini eski Sovyet coğrafyasında bolca bulmak mümkün. Ukrayna’ya gelince, bugünkü durum, "turuncu devrimle" birlikte Ukrayna halkının girdiği kamplaşmanın doğrudan sonucudur. Bu kamplaşmanın bölgesel ve kültürel ayırıma dayanması, Ukrayna’nın gelişmesi açısından önemli bir zaaf oluşturuyor. Bugün Yanukoviç taraftarlarının Ukrayna’nın görece daha Ruslaşmış doğu ve güney bölgelerinde yoğunlaşırken, Yuşenko ve Timoşenko’nun taraftarlarının batı ve merkezi Ukrayna’da çoğunlukta olduğunu not düşmek gerekir. Diğer taraftan, söz konusu siyasi krizin ve Ukrayna iç ve dış politikasındaki iki başlılığın kökleri, "turuncu devrim" sırasında yapılan siyasi reformlarda yatıyor. O dönemde, Aralık 2004’de Yanukoviç ve Yuşenko