26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Konser Açıkhava keyfi sürüyor AVEA ve Hitt Prodüksiyon ortaklığıyla bu yıl beşinci kez gerçekleştirilen Avea Harbiye Açıkhava Konserleri devam ediyor. Bu akşam Cemil Topuzlu Sahnesi’nde İbrahım Tatlıses konser verecek. Yarın ise, MFÖ, senfoni orkestrasıyla birlikte sevenleriyle buluşacak. 10 Ağustos Pazartesi Volkan Konak, 11 Ağustos Salı Türkiye’de rock müziğin önde gelen isimlerinden Duman ve 12 Ağustos Çarşamba Sibel Can şarkılarını müzikseverler için seslendirecek. (0216 556 98 00, bilet fiyatları değişiyor) 4 8 AĞUSTOS 2009 CUMARTESİ Bu albümde mizansen yok Demir Demirkan, yeni albümü Gerçek’te Kasım 2008’de gerçekleştirilen turne kapsamında Kocaeli, ZUHAL Muğla, İzmir ve AYTOLUN Denizli konserlerinden alınan kayıtları buluşturuyor dinleyiciyle. Ne kadar zorluk, aksaklık olursa olsun ekibin nasıl bir arada durduğunu ve nasıl müzik etrafında birleştiğini anlayabiliyorsunuz. Albümde Demirkan’ın çok sevilen şarkılarını da bulmak mümkün: Göçmen, Gümüş, Zaferlerim, Belki... Hatta Sertab Erener’in Eurovision’da seslendirdiği Every Way That I Can’in akustik versiyonu da yer alıyor albümde. Demirkan, yıllardır müzik piyasasında alternatif işlere imza atıyor. Bugün ise hayal ettiği noktada. Çünkü tam da düşlediklerini yaşadığını söylüyor. Hem zorlukları hem de iyi yanlarıyla tabii. Daha bir içine dönmüş son yıllarda. Böylece daha da özgürleşmiş bir anlamda. Kimsenin eleştirisine de aldırmıyor. Demirkan’la yeni albümünü konuştuk; tüm gerçeklerine dokunarak... Demir Demirkan, son albümü “Gerçek”te konser kayıtlarını bir araya getiriyor. Turnede yaşananlarla beraber tam bir yol hikâyesi bu albüm. turnede aslında CD’de ve DVD’de olandan daha çok şarkı çaldık sahnede. Yine zamanlama sorunundan dolayı indirgedik repertuarı. Ayrıca, Yavuz Çetin’in Cherokee parçasını da repertuara almak istedim çünkü inanıyorum ki Yavuz ülkenin en iyi gitarist, müzisyen, şarkıcılarından birisi. Bu şarkıyı ona tribute olarak çaldık. Füzyon gecesi DJ Claude Challe, perküsyon sanatçısı Burhan Öçal ile birlikte 14 Ağustos Cuma gecesi saat 22.00’de, Gilette sponsorluğu ve Unilife organizasyonuyla True Blue’da sahneye çıkacak. Paris’in efsanevi kulüpleri ve Carnigie Hall gibi pek çok yerde performans sergilemiş Challe ile Öçal unutulmaz bir geceye imza atacaklar. (0216 556 98 00, biletler 50 TL) Müzik birdir Rock müzikten akustiğe, belgesel müziklerinden “Every That I Can”a kadar pek çok farklı kulvarda müzik yapıyorsunuz. Bunca tarzın arasında nasıl tutunabiliyorsunuz? Müzik birdir. Bu saydığınız her şey temelde müziktir. Sadece müzikte değil, yaşamın herhangi bir alanında “ben şuyum ya da buyum” diye kendimi bir kalıbın içinde tanımlarsam o andan sonrası bir uyurgezer hayatı olur. Kalıplar, tanımlar ve imgeler hapsinden çıkınca gerçek hayat başlar ve uyanış olur. Bu noktadan sonra Eurovision’a şarkı da yazılır, senfoni orkestrasıyla film müziği de yapılır, Anadolu’nun rock barlarında da çalınır; hem de büyük keyifle... Pek çok şarkınızda ciddi bir şiirsellik var. Aynı zamanda popüler işlerin kimyasını da çok iyi biliyorsunuz. Dengeyi kurmak gibi bir derdiniz var mı? Popülerlik dengesinden çok, anlaşılabilir olmak için denge kurmak gibi bir derdim var. Bazen çok fazla soyuta veya şiirsele gidebiliyor sözlerim ve müziğim. Bunu dinleyiciye sunmak henüz tercihim değil. Bu aralar temelde ilişki kurabildiğim konular üzerine farklı bakış açılarından sözler ve müzikler yazıyorum. Demir Demirkan yavaş yavaş dinginleşiyor mu? Yaşamından müziğe ya da müziğinden yaşamına bir etkileşim söz konusu mu? Kesinlikle evet. Aslına bakarsan daha önceden de içimde bir dinginlik vardı ama alışık olduğum uçlardaki bu dinginliği kendim bile anlayamıyordum. Bunu sıradanlık, yavaşlama veya yumuşama ile karıştırmamak lazım. Ben bu hatayı uzun süre yaptım. Bu dinginlik, ruhun süzülmesiyle ilgili bir şey sanırım. İnsan kendi üzerinde çalışıp düşündükçe derinleşiyor. Kendim sandığı şeyin kontrolünü ele alıyor. Bu da sadelik ve bilgelik hali getiriyor insana. Nasıl anlatacağımı bilemedim, belki bunun için bir şarkı yazmam gerek. Küba Çubuklu’da Çubuklu Hayal Kahvesi bundan böyle her çarşamba akşamı ‘Küba Geceleri’ düzenleyecek. Denize nazır yapılacak Küba gecelerinde birbirinden ilginç Küba kokteylleri yapılacak. Küba’nın en güzel müzik örneklerinin çalınacağı geceler için menüye değişik mezeler de eklenmiş. Etkinlik için kapılar saat 21.30’da açılacak. (0216 413 68 80, giriş 25 TL bir Küba kokteyli dahil) Her şeye rağmen... Konser kayıtlarından oluşan bir albüm çıkarma fikri nasıl ortaya çıktı? Ve adı neden “Gerçek”? Bir konser turnesini çekip yayınlamak istedik. DVD için özel bir konser yapıp onu görüntülemek yerine bir turneyi tüm gerçeğiyle hiç plan yapmadan göstermekti amacımız. Gerçek, çünkü hiç mizansen yok. Kendimizi ulaşılamaz, hata yapamaz veya kötü bir durumda kalamaz göstermedik. Bu turnedeki bütün ekip etten kemikten insanlar. Benim için önemli olan bir rock grubunun Anadolu turnesinde neler yaşadığını insanlara göstermekti. Ekibin bir arada nasıl durduğu, aksaklıklar, zamanlama sorunları, ekipman sorunları, araç arızası, herşeye rağmen sahneye çıkıp yüzde 110 performans göstermek, zorluklar ne olursa olsun hep yüreğinde tutmak ve her şeye rağmen de eğlenmeyi unutmamak nasıl oluyor bunu gösteriyoruz. Albüm için parçaları seçerken nelere dikkat ettiniz? Altı albümümden seçiyorum sahne repertuarımı ve zaman zaman bazılarını ekleyip bazılarını çıkartıyorum. Genelde dinleyicim tarafından en beğenilenleri sabit bırakıp diğerlerini o turnenin hissiyatına göre değiştiriyorum. Bu Kültür yok oluyor Türkiye’de alternatif işleri yapmak zor. Günümüzde neler değişti, ya da değişti mi? Aslında dünya değişti. Biz bu değişen dünyaya ne kadar ayak uydurabildik bunu konuşmak lazım. Bence çoğu zaman bizim dünyaya adaptasyonumuz özenti ve “...miş gibi” oluyor. Bırakın global kültür ile bağdaşmayı, ülke gitgide öz kültürünü yok etti. Alternatif işler yapmak veya imajdan çok “içerik”e önem vererek varolmak gittikçe daha da zorlaşıyor. Bu, kökleri çok öncelere dayanan bir süreç ve artık toplamak çok zor. Böyle bir ülke olduk ve yönümüz de aşağı yukarı belli. Bunu bilerek alternatif işler yapıyorsan zaten bu bir tercihtir. Tabare, rap ve Latin Eşsiz Küba ezgileri ve muhteşem sahne şovlarıyla Damien Hirst, Robbie Williams, Elton John, Richard Branson, Paris Hilton gibi ünlü kişilerin partilerinde sahne alan The Cuban Brothers, Mariachi sponsorluğunda 14 Ağustos Cuma akşamı Babylon Alaçatı’da olacak. The Cuban Brothers, Latin Amerika ve Küba ezgilerine dans ekleyerek konserlerini kabare, rap ve Latin ritimleriyle görsel bir şova dönüştürüyor. (0232 716 67 07) BİRİLERİ ZÜLAL KALKANDELEN Son aylarda festival sezonundaki konserlere odaklanınca, yeni çıkan müzik ürünlerini biraz ihmal ettim. Bu hafta sıra onlarda... Yenilerden seçmeler deneysel müziğe de büyük katkılar yaptı. İngiltere’de bir sanat okulunda seramik dersleri veren Bryan Ferry’nin Phil Manzanera, Brian Eno, Andy Mackay, Eddie Jobson, Paul Thompson ve Graham Simpson ile kurduğu grup, 70’li ve 80’li yıllarda müzikte devrim niteliğinde işler yaptı. Solist Bryan Ferry’nin karizması, kadınları etkileyen bir faktördü; ama esas olarak Roxy Music’in şarkıları dinleyicilerinin yalnız kulağına değil aklına da hitap ediyor, dans ettirirken düşündürüyordu. Müziğin yanı sıra, sahne şovlarına ve albüm kapaklarına da ayrı bir tarz getirdiler. Hiçbir zaman modanın takipçisi olmadılar ve hep kendi stillerini yarattılar. 197276 yıllarını kapsayan 1. disk, 70’li yıllarda BBC için yapılan çekimlerin yanı sıra, Royal College of Art ve Montreux The Golden Rose Festival konserlerinden daha önce yayımlanmamış canlı performansları içeriyor. 197982 dönemini kapsayan 2. diskteyse, konser kayıtlarına ek olarak, yedi şarkının video klibi bulunuyor. Albüm hakkında şimdi yazacaklarım, henüz dinlemeyenlerin kafasını biraz karıştırabilir. Çünkü Kasabian, bu albümünde türler arasında ilginç bir karışım yapmış. İlk şarkı “Underdog”, Brezilyalı futbolcu Kaka’nın rol aldığı Sony reklamının müziği olduğu için çok tanındı. Öne çıkan bas riffleriyle iyi bir giriş olmuş ama buna aldanmamak lazım; albümün tümünü dinleyince bilinçli bir şekilde güçlü bas seslerden kaçınılmış olduğu ortaya çıkıyor. Birinci şarkının ardından Ray Davies esintili “Where Did All the Love Go?” gelince insan iyice şaşırıyor. Onun arkasından krautrock etkisindeki enstrümantal “Swarfiga” gelince de ne olduğunu anlıyorsunuz: Kayıt stüdyosunun kapısı, Kasabian üyelerinin sevdiği her tür müziğe açık tutulmuş. “Take Aim” ve “Thick As Thieves” adlı yavaş ritimli iki şarkı, enstrüman kullanımıyla Doğu müziklerini, hem de Tom Meighan’ın vokalleriyle Oasis’i andırıyor. “FIFA’09” adlı video oyununda kullanılan “Fast Fuse” ve “Vlad the Impaler”, yaydıkları yüksek enerjiyle albümün en dikkat çeken şarkıları. “West Ryder Silver Bullet” adlı şarkıda, Tom Meighan’a vokalde ünlü oyuncu Rosario Dawson eşlik ediyor. Pink Floyd esintili balad “Ladies and Gentlemen”in ardından, John Barry tarzı orkestrasyonla dikkat çeken “Secret Alphabets” geliyor. “Akıl hastanesinin adını alan bir albüm de ancak böyle çoban salatası gibi olur” diyenler çıkabilir. O karışımın asıl sorumlusu, bana sorarsanız, prodüktör Dan the Automator. Özellikle Gorillaz ve DJ Shadow ile yaptığı çalışmalarla tanınan, ünlü bir hiphop ve elektronik müzik prodüktörü kendisi. Kasabian, bu defa onun kontrolünde sıkı bir maceraya atılmış. www.zulalkalkandelen.com, [email protected] Roxy Music’in görsel tarihi Birkaç yıl önce New York’ta ikinci el müzik CD’leri satan bir dükkanda bulduğum bir albüm beni çok sevindirmişti. Roxy Music’in konser kayıtlarını bir araya getiren o toplama albümü mücevher bulmuş gibi kapıp, hemen kasaya yöneldim. Benden önce ödeme yapan yaşlı adam, elimdekini görünce, “Genç bir bayan Roxy Music albümü alıyor. Şaşırtıcı!” yorumunu yaptı. Onun şaşırması da beni şaşırtmıştı... Bir grup olacak, birbirinden farklı türlerde ama mükemmel albümler yapacak; üstelik o albümler deneysellik ile sanatı, esprili bir romantizm ile entelektüel bakış açısını bir araya getirecek ve bir müzik sevdalısı ilgilenmeyecek... Akla aykırı bir durum... Müzik tarihini en çok etkilemiş gruplardan birisidir Roxy Music. 80’li, 90’lı yıllarda doğanların ne kadarı Roxy Music’i tanıyor bilmiyorum. Ama eğer müzik tarihi ile ilgililerse, grubu bugün de keşfedebilirler. Yeni yayımlanan “The Thrill of It All: A Visual History 19721982” adlı DVD, bunun için iyi bir olanak sunuyor. İki diskten oluşan DVD, grubun hayranları içinse tam bir arşiv malzemesi. Rock tarihinin en esin verici gruplarından Roxy Music, punk hareketinin yanı sıra, New Wave ve KASABIANWest Ryder Pauper Lunatic Asylum Çıktı çıkıyor derken, sonunda Brit rock’ın ünlü grubu Kasabian’ın 3. albümünü elimize aldık. Yeni albümün ismi oldukça ilginç: “West Pauper Lunatic Asylum”, 1800’lerde İngiltere’de bulunan bir akıl hastanesinin adından geliyor. RİFAT MUTLU rifatmutlu?gmail.com C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear