26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Sinek küçük ama! CEM SUNGUR Değişik sağlık sorunlarına bağlı olarak insanlarda organ yetmezliği geliştiği zaman, yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren imdada yetişen bir tedavi yöntemi geliştirildi. Tıp alanındaki gelişmeler sayesinde artık işlevlerini yerine getiremeyen organların yerine, başka insanlardan alınan organlar takılmaya başlandı. Organ nakli önceleri sadece böbrek hastalarının tedavisinde kullanılırken günümüzde çok farklı organların nakli olanaklı hale gelmiş durumda. Ayrıca sadece organlar değil, hücreler, kök hücreler ve dokular da insandan insana nakledilebiliyor. Bu alandaki en son gelişme bir hastaya yüz nakli yapılması oldu. Gelecekte ise enfeksiyonlar ve bağışıklık sistemleri arasındaki uyumsuzluğun üstesinden gelinebilirse farklı hayvanlardan yapılacak organ nakillerinin yeni bir çığır açması bekleniyor. Takılan organ veya nakledilen doku hangisi olursa olsun üstesinden gelinmesi gereken bir sorunla karşılaşılıyor. Bağışıklık sistemimiz devreye girip yabancı olarak kabul ettiği organ ve dokuları yok etmek ve vücuttan uzaklaştırmak için hemen harekete geçiyor. Enfeksiyonlara karşı bizi koruyan ve insanlık tarihi kadar eski olan savunma araçlarımız bu kez bir engel haline geliyor. Bu nedenle organ nakillerinde bağışıklık sistemimizi yatıştıran ilaçlar kullanılıyor. Daha etkili ama aynı zamanda vücut için daha az zararlı ilaçlar geliştirilmeye devam edilirken çok az insanın aklına meyve sineği (Drosophila) üzerinde yapılan araştırmaların önemli katkılar sağlayabileceği gelmişti. Bu insanlardan birisi olan Lüksemburglu biyolog Jules Hoffman yaşamını meyve sineği üzerinde araştırmalar yaparak geçirdi. Hoffman sineklerin bazı özel enfeksiyonlara olan yatkınlığını farketti. Sineklerin bağışıklık sistemi üzerine araştırmalar yaparken de aslında insanların temel bağışıklık mekanizmalarından birini tanımlamış oldu. Böceklerin yeryüzündeki varlığı insan da dahil olmak üzere, birçok canlıdan binlerce yıl öncesine uzandığından, bağışıklık sistemlerimiz arasında çok önemli benzerlikler vardı. Bu ortak özelliklerin tanımlanması bağışıklık sistemimizin hangi nedenlerle nakledilen organları reddettiğini anlamamızı sağladı. Bu bilgilerden yola çıkılarak geliştirilen ilaçlar günümüzde nakil olmuş olan hastalarda, bağışıklık sisteminin organı reddetmesini önlemek için etkili bir şekilde kullanılıyor. Bu küçük sineğin insanlık tarihinde bu kadar onemli bir yeri olabileceğini öngörebilmek yirmi beş yıl önce olası değildi. Öte yandan meyve sineği üzerinde biyoloji alanında gerçekleştirilen araştırmalar sadece organ nakli alanında değil, insanoğlunun farklı sağlık sorunlarının daha iyi anlaşılması, yeni tanı ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesinde önemli katkılar sağladı. [email protected] figenatalay?yahoo.com 6 HAZİRAN 2009 CUMARTESİ 5 Anaokulu seçmek zor iş Annebabalar için çocuğunu bir okul öncesi eğitim kurumuna yerleştirmek hiç kolay değildir. “Güvenli bir yer mi?”, “çocuğuma iyi bakacaklar mı?”, FİGEN “neler öğrenecek?’’, “mutlu ATALAY olacak mı?’’ gibi bir sürü sorunun yanıtı aranır. Kafalar karışıktır. Kurum aramaya başlamadan önce bazı konuların netleştirilmesi gerekir. Devlet mi, özel mi, ilköğretime aynı kurumda devam edebilecek mi, tam gün eğitim veren bir yer mi aranıyor vs... AnneÇocuk Eğitim Vakfı uzmanları, annebabalara anaokulu seçiminde yardımcı olabilmek amacıyla bazı önerilerde bulundu. Kurum tercih ederken çocuğun gelişimi ve özellikleri göz önünde bulundurularak önceliklerin neler olacağına karar vermek gerekiyor. Örneğin, sizin için en önemli konu nedir? Eve yakın olması mı, yabancı dil eğitimi vermesi mi, bahçede oyun oynama olanağı tanıması mı, öğlenleri dinlenme saatinin olması mı? Kaliteli bir okul öncesi eğitim kurumunun özellikleri şu konulardaki değerlendirmelerle belirlenir: ? Eğitimci kadrosu ? Çocuk sayısı ? Öğretmençocuk sayısı ? Okulveli ilişkisi ? Eğitim yaklaşımı ? Ölçme ve değerlendirme ? Fiziksel koşullar ? Beslenmesağlıkgüvenlik ? Öğretmen çocuklar ile olmaktan mutlu görünüyor. Her çocuğa sıcaklık, yakınlık ve saygı gösteriyor. ? Konuşurken onlar ile aynı seviyeye iniyor. ? Çocukların sorularını yanıtlıyor. Öğretmen ? Çocuklar ile teke tek de zaman geçiriyor. ? Çocukların yiyecek, dinlenme, tuvalet vb ihtiyaçlarını dikkate alıyor. ? Net, tutarlı kurallar ve sınırlar koyuyor. Bunları çocuklarla birlikte yapıyor. ? Çocukların sosyal beceriler edinmelerine (sıra olmak, yardımlaşmak, başkalarının duygularını anlamak vb.) yardımcı oluyor. ? Çocukların soru sormalarını, problemlerini dile getirmelerini, fikirlerini söylemelerini ve öneri getirmelerini destekliyor. ? Çocukların birbirlerine zarar vermelerini önlemeye çalışıyor. Kızgınlıklarını doğru yol ile ifade etme fırsatı tanıyor. ? Olumlu disiplin yöntemlerini kullanıyor. Ceza vermiyor. Doğu okulları kitap istiyor Özel Mauve House Eflatun Çocuk Evi, ihtiyacı olan okullara kitaplık kurmak ve eğitim masraflarını karşılamak amacıyla “Doğu Okulları Kitap İstiyor” (DOKİ) projesini başlattı. Bu amaçla her yıl düzenlenen okul sergisinde, öğrencilerin ürünleri satışa çıkarılıyor. Para yardımının kabul edilmediği projeye katkıda bulunmak isteyenler için ihtiyaç listeleri hazırlanıyor ve “bir tuğla da sen koy” deniliyor. Okul yöneticileri, öğretmenleri ve velileri 30 Haziran’da Hakkâri Yeşil Bayır İlköğretim Okulu’na giderek, derslik onaracaklar, öğrencilerin ders aralarında eve kadar gitmelerini önlemek için okula tuvalet yaptıracaklar, kitaplık kuracaklar. Okulun kurucu müdürü Leyla Kaya, bu okulun öğrencilerine, önlük, çanta, giysi ve kırtasiye malzemeleri desteğinde bulunmak isteyenlerin, Haziran sonuna kadar 0212 426 07 45 numaralı telefonu aramalarını istedi. Çocuk sayısı Okul öncesi eğitim kurumlarında öğretmen başına düşen çocuk sayısı ve sınıfta bulunan çocuk sayısı, kalitenin en önemli belirleyicilerinden biri. Uygun koşullarda, 36 yaşta öğretmen başına 12 çocuk, 3 yaşa kadar öğretmen başına 4 çocuk ve bir sınıfta iki yetişkin eşliğinde en çok 20 çocuk bulunmalı. Öğretmenle ilişki Veliler, okula ilk ziyaretlerinde öğretmençocuk ilişkisine ilişkin bazı sinyaller alabilirler: ? Öğretmen çoğu zaman çocukların yanında. (Çocukların başında her zaman bir yetişkin var. Öğretmen olmadığında alandan bir yardımcı öğretmen çocuklara eşlik ediyor) ? Neşeli çocukların sesleri duyuluyor. Adıyamanlı miniklerden ilkyardıma ilk adım “İlk Yardıma İlk Adım” projesiyle bugüne kadar Türkiye çapında 33 il ve 100’den fazla YİBO (Yatılı İlköğretim Bölge Okullu) ziyaret edilerek 20 bini aşkın öğrenciye ilk yardım bilgisi verildi. AstraZeneca, “İlk Yardıma İlk Adım” projesini Milli Eğitim Bakanlığı Sağlık İşleri Daire Başkanlığı ve Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı (TOÇEV) ile birlikte yürütüyor. Türkiye’ye ilkyardım bilincini aşılamayı hedefleyen bu projenin ekibi, her il için ayrı atanan formatör, TOÇEV Çocuk Tiyatrosu, AstraZeneca merkez ve bölge yetkilileri ile proje destek elemanlarından oluşuyor. “İlk Yardıma İlk Adım” projesi 2629 Mayıs tarihlerinde 75. Yıl Merkez İMKB YİBO, Tekel 75. Yıl YİBO, 75. Yıl Gölbaşı İMKB YİBO, Harmanlı YİBO, Besni 75. Yıl Kemal Tabak YİBO ve Kahta Cumhuriyet YİBO olmak üzere altı okuldaki öğretmen ve öğrencilerle birlikteydi. Adıyamanlı öğrenciler program kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından atanan formatör öğretmenden öncelikle ilkyardıma dair temel eğitim bilgilerini aldılar. Ardından aldıkları bu bilgileri bir yarışmaya katılarak ve yine ilk yardım konulu bir tiyatro oyunuyla seyrettiler. AstraZeneca İletişim Müdürü Füsun Feridun da projenin amacını, “İlkyardım hayat kurtarmaya giden yolda kritik ve hayati bir adım. Acil yardım gereken durumlarda kaybedilecek her saniye önemli iken, bu aşamada bilinçli ilk yardım sağlıklı bir hayatın devamı için önem taşıyor. İlkyardım, büyük küçük herkesin bilmesi gereken temel bir eğitim. Bu nedenle, insan gelişiminde temel bir gereklilik olan ilköğretim yıllarında verilen bu bilinç, tüm hayatımız süresince gerek bizim gerekse çevremizdekilerin hayatı adına edinilmiş bir cankurtaran niteliği taşıyor” şeklinde özetliyor. Zira AstraZeneca, 2000 yılından bu yana Türkiye’de hayata değer katan fikirler üretme misyonunu yükleniyor. 19 ülkede üretim yapan AstraZeneca’nın sekiz ülkede araştırma merkezi var. Tüm dünyada 100’ün üzerinde ülkede, 66 binden fazla çalışanıyla faaliyet gösteriyor. AraştırmaGeliştirme çalışmaları için 2006 yılında ortalama 3.9 milyar dolar yatırım yapan AstraZeneca, uzun vadeli stratejiler geliştiriyor. Yine 2006 yılında dünya çapında bin 500’den fazla toplumsal sorumluluk çalışmasına destek veren AstraZeneca, “Yaşama değer katmak” vizyonundan hareketle daha sağlıklı bir toplum için çalışmalarına devam ediyor. AstraZeneca, Dünya Kalp Federasyonu’nun girişimiyle kutlanan Dünya Kalp Günü’nün de global sponsoru. Zihinsel engelli çocuklardan engelsiz bir komedi Türkiye’de ilk kez 2007 yılında hayata geçirilen Zihinsel Engelli Çocuklara Profesyonel Tiyatro Eğitimi ikinci yılında da yoluna devam ediyor. Özel Eğitim Danışmanı ve Tiyatro Eleştirmeni Yaşam Kaya’nın başlattığı projeye bu sene de dramaturglar, psikologlar deneyimleriyle katkı sunmaya devam ettiler. Zihinsel engelli çocuklarla, eğitimcilerin ortak olarak tasarladıkları farklı bir çalışma olan “Şahane Bir Komedi” bugün saat 19.00’da Atilla İlhan Kültür Merkezi’nde galasını yapacak. Böylece özel çocukların hayat öykülerinin dışına çıkarak, zihinsel engelli bireyleri dünyada nefes alan diğer insanların yaşamlarının içine sokacak. Projenin başladığı günden bu yana çalışmaya katılan eğitimcilerin, oyuncuların ortak fikir olarak benimsedikleri ‘sosyal sorumluluk’ kavramı ile zihinsel engelli çocukların kendilerini gerçekleştirmelerine olanak tanıyarak engelli ailelere de umut oluyor. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear