26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

6 HAZİRAN 2009 CUMARTESİ 3 Cumartesi Şairi Adamlar var Bir elleri satışta Alışta bir elleri Develer gibi Çökmüşler su başlarına... Onların Enseleri vardır kalın Bizim Dileklerimiz Biz onları yeneriz.. MEHMET KARABULUT Ev yapımı festivalde ‘üçüncü kulak’ DENİZ ÜLKÜTEKİN Stelarc’ınki, varoluşa bir muhalefet mi? O insan vücuduna ruhsal ve manevi değerleri atfetmiyor. Böyle düşünürsek tabiî ki “insan vücudu kısıtlıdır” demesine hak vermeliyiz. Avustralyalı sanatçı, 70’lerden beri vücudunu bir performans alanı olarak kullanıyor. Ancak teknolojiyi dışarıda bırakmamak kaydıyla... “Çünkü” diyor; “bedeni teknolojiden ayrı olarak algılamıyorum. Bu sayede ellerimin ve ayaklarımın ulaştığından daha fazla hareket alanına sahibim.” Bu Stelarc’a has bir özellik değil. Aslında hepimiz teknolojik gelişmelerle birlikte kendi fiziksel alanımızın çok uzağına ulaşma imkânına sahibiz. Vücudunu performans alanı olarak kullanan Stelarc’ın kolundaki kulak tam şeklini alınca içine bir mikrofon yerleştirilecek. Kulağın duyduğu her şey internetten izlenebilecek. Fotoğraf: UĞUR DEMİR Kazaya açık gösteriler Stelarc her şeyden önce bir bilim adamı değil, performans sanatçısı olduğunu hatırlatıyor. “Gösterilerimde kullandığım teknolojiler gelecekte kullanılacak diye bir iddiam yok” diyor. Sadece ihtimaller var. Stelarc’a göreyse üç ihtimal. Birincisi gösterisinde de kullandığı yürüme makinesi gibi dış iskeletler, bir diğeri insanın dış görünüşünü değiştirmeyecek, vücudun içine doğru eklenerek gelişecek araçlar. Belki içimizde onlarca robot, bizi virüslerden korumak için çalışcak. Bu ikisi, vücut ve makineler arasındaki direk ilişkiye örnekler. Bir de yapay zeka alanında yaşanan hızlı gelişme var. Organizma ve makinenin birleşiminden oluşan yeni bir tür ortaya çıkabilir. Bu öngörülerin gerçeğe dönüşüp dönüşmeyeceğini zaman gösterecek. Ancak dediği gibi maneviyatı dışarıda bıraktığımızda değişime ihtiyacımız var. Çünkü belki farkında değiliz ama kısıtlı ortamlarda yaşıyoruz. “Vücut sıcaklığım birkaç derece yükselse başım dertte demektir, vücudumdaki suyun yüzde onunu kaybetsem ölürüm. Aslına bakarsak hayatta kalma şansımız oldukça düşük” diyor Stelarc. Vücuduna üçüncü bir kulak yerleştirmek, ister istemez performans sanatına ilgi göstermeyenlerin bile dikkatini çekecek bir hareketti. Stelarc’ı sırf bu sebepten tanıyanların bile sayısı oldukça fazla. Ancak bunun basitçe, bir kulağın alınıp Stelarc’ın koluna monte edilmesi olarak görülmesi büyük bir hata. Çünkü hücreleri alınıp plastik cerrahiyle bir kulak olacak şekilde koluna eklenmiş. Bu yeni organizma zamanla bir kulak şeklini alıyor. En heyecanlandırıcı aşamaysa kulağı üç boyutlu hale getirmek. Bunun için yapılacak ameliyat da işin en riskli kısmı. Ancak proje burada bitmiyor. Kulak tam şeklini alınca içine bir GPS ve mikrofon yerleştirilecek ve kulak dünyanın neresinde olursa olsun, duyduğu her şey internetten takip edilebilecek. Stelarc “İlginç bir çağda yaşıyoruz” diyor. “Ölü ve canlı arasındaki farkı belirlemek giderek zorlaşıyor. Artık yaşam destek üniteleriyle komadaki bir hastayı sonsuza kadar yaşatmak mümkün veya bir ölünün bedeni çürümeden muhafaza edilebilir.” Dediği gibi her yeni teknoloji kazaları da beraberinde getiriyor. Ancak o bunu olumlu bir söz olarak algılıyor. Çünkü kazalar ya da olasılık dışı gerçekleşenler aynı zamanda yeni fırsatlar demek. Gördüğünüzde şaşırabilirsiniz; kendini kancalara asıyor, elektronik kas uyarıcılarıyla internet üzerinden kullanıcıların kontrolüne girip istemsiz hareketler yapıyor, ya da midesine bir heykel yerleştiriyor. Belki kazaya açık gösteriler ama belki de insanoğlunun önüne yeni fırsatlar sunuyor. Bu yıl dördüncüsü Ceren gerçekleştirilen Kurye Video Arkman Festivali Stelarc’ın Türkiye’ye gelmesini sağlayan organizasyondu. Başındaki isimler ise iki kardeş Ceren ve Irmak Arkman. 300 video bu festival sayesinde izleyicilerle buluşuyor. Yoğunluklarından dolayı yalnızca Ceren’le görüşebildik. “Bizce Youtube’dakiler ‘sanatsal’ olarak nitelendirilen videolar arasında aslında teknik anlamda çok fark yok” diyor Ceren. Festivalin isminin çıkış noktası da bu. Dahası kuratörlerin videoya bakışından duydukları rahatsızlık. Ozonsentır Sahibinin Komşunu sesi sev, ama bahçe duvarını yıkma. Sisli bir sabah, günün bulutlu olacağını belli etmez. Sansür kargalara dokunmaz güvercinlere kıyar. Argodan al haberi KAPAROZCU: Kötüye kullanma yoluyla havadan mal ve para kazanan kimse.. KAFESLENMEK: Aldanmak,para kaptırmak.. AKOZ ETMEK: Ses çıkarmamak.. Kuratör değil kurye “Geleneksel sanatlarda masonumsu bir yapılanma var. Onların arasına girmeniz için sizi beğenen bir küratör ya da galerici olmalı. Oysa video öyle değil. Kuryeyle yollanır siz oynatıcıya takarsınız ve izlenir” diyor. Türkiye’de video anlayışından da rahatsız. Galeri gibi steril ortamlarda üç ya da dört video oynatarak kendilerini çok büyük iş yapmış gibi göstermektense birçok insana imkan yaratmış olmayı tercih ediyor. Bir amaçları da dışarıya kapalı galerilerden uzak kalan insanların geleceği bir alan yaratmak. Böylece video üretimi “ev yapımı” çizgisine kayıyor; “ki bu bence çok iyi bir şey” diyor Ceren ve devam ediyor: “İşi çok demokratikleştiriyor. İyi bir fikriniz varsa, bilgisayarın başında sebat edilerek yapılabilecek bir şey.” 12 Haziran’a kadar sürecek festival kapsamındaki gösteriler Akbank Sanat ve Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsü’nde gerçekleşiyor. Stelarc de bugün Santral Kampus’ta gerçekleşecek Beden ve Teknolojiler Paneli’ne katılacak. Küresel maksat Dostlar alışveriş merkezinde görsün!.. Küresel efekt Ahh.. Offf... Öff.. Uff.. Üff.. Heeeyyyt!.. Küresel aktör Üç soruda Marmara depremi İkinci soruya kadar deprem olur mu? Üçüncü soruya kadar deprem olur mu? Yoksam teğet mi geçti?.. Pet şop Misafir Çizer Sevda Deniz Off the record Diplomat; “evet” demekle “belki”yi düşünür, “belki” derse “hayır” demek istiyordur, “hayır”derse diplomat değildir. Van minit..van minit!.. kamilmasaraci?gmail.com Çocuklardan büyüklere: Mavi ve yeşili sadece boyama kitaplarında görmek istemiyoruz Keyveni’nin 23 Nisan’da çocuklar için başlattığı ve gelecekte nasıl bir dünyada yaşamak istediklerini şimdiden düşünerek, çevre sorunlarına bugünden müdahil olmaları ve sorumluluk üstlenmelerini amaçlayan yarışmada, 813 yaş arasındaki çocuklar ‘çevre için küçüklerden büyüklere nasihatlerini’ yazdı. Yarışmaya katılımlar 23 Mayıs 2009 günü sonuçlandı ve çevre için yerine getirilmesi en önemli nasihatleri bulan ve bunları çocuk gözü ile en iyi dile getiren 3 mektup seçildi. Yarışmaya katılan 813 yaş arasındaki çocukların arasından ilk üçe giren Bilfen Koşuyolu İlköğretim Okulu’ndan Begüm Topuzdağ (13) , Özel Kıraç İlköğretim Okulu’ndan Ömer Dai (13) ve Özel Bursa Final İlköğretim Okulu’ndan Simay Uluca (13) 500’er TL’lik ödül almaya hak kazandılar. Mektuplar arasında çok ilginç örnekler var. Annesine “Bizi eğlence için mangala götürme” diyen Ömer, “Marketlerde değil, dalında tanımak istiyorum meyveleri. Siz yaşadınız hiç değilse büyükler! Bize de kalsın biraz” diyen Simay Uluca, “Çocuklarıma ‘bir varmış bir yokmuş mavi bir gezegen varmış….’’diye başlayan masallar anlatmak, ağacı, balığı vb. doğa tarihi müzelerinde, mavi ve yeşili boyama kitaplarında göstermek hepsinden önemlisi suyu sadece rüyamda görmek istemiyorum” diyen Hakan Berke Erkan gibi... Yarışma ödül töreninde ödüllerini ve plaketlerini, çocukların Erozyon Dedesi TEMA Vakfı Onursal Başkanı Hayrettin Karaca ve Çevre gönüllüsü sanatçı, eski milletvekili Ediz Hun’un elinden aldı. Yarışmayı düzenleyen Keyveni Hazır Yemek ve Kurumsal İletişim Direktörü Işıl Ş. Gökyokuş, gelecek nesilleri şimdiden uyarmanın ve onların sorumluluk almalarını sağlamanın önemine dikkat çekmek istediklerini vurgularken, çocuklara anlatmanın daha kolay olduğunu belirtiyor. Bu yüzden de alışılmadık bir şey yapmışlar. Normalde sürekli çocuklarına nasihat eden ebeveynler bu kez, çocuklardan nasihat dinlemiş. Çocuklarından duymanın daha etkili olacağını düşünen Keyveni’nin çevreye duyarlı ekibi, bu şekilde yetişkinlerin dikkatini çekebileceklerinden emin. Gökyokuş, yarışmanın sonuçlarını özellikle Dünya Çevre günü 5 Haziran’dan önce açıkladıklarını, bu şekilde bu anlamlı güne tekrar dikkat çekmek istediklerini belirtiyor. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear