27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Tarım Gıda Hayvancılık 46 / 10 Haziran 2008 Turizmciler bindikleri dalı kesiyorlar... nımsanacağı gibi, iktidar, geçtiğimiz Mayıs ayında 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nu bir kez daha değiştirerek “orman” sayılan alanların turizm yatırımlarına tahsis edilmesine yönelik işlemlerin kapsamını genişletmiştir. Ne yazık ki, bu değişiklik, en duyarlı kesimlerin bile etkili tepkilerine yol açmamış; sınırlı düzeydeki tepkiler ise yakınmaktan öteye geçmemiştir. Ancak, artık ülkemizde de, siyasal iktidarları bu türden düzenlemelere yönelten temel süreçlerin tartışılması gerekmektedir. Çünkü bunlar, tekil olarak ele alınıp nedenleri kavranabilecek rastlantısal düzenlemeler değildir; siyasal iktidarların bireysel bilgisizliklerinden ve/veya örgütsel yetersizliklerinden kaynaklanan öznel durumlar hiç değildir; ülkelerarası ve ülkesel düzeyde nesnel temelleri vardır. Türkiye’deki dışa bağımlı sermaye birikim süreci de artık, deyiş yerindeyse “denize düşmüş ve yılana sarılma” durumunda kalmıştır. Öteden beri bu doğrultuda sınırsızca kullanabildikleri birikim olanaklarını büyük ölçüde tükettiler. Bu nedenle, daha yeni, geniş ve daha kolay birikim alanları arayışlarına girdiler. Buldular da: 1950’li yıllarda olduğu gibi, yine her türlü doğal varlık ve süreci kullanmaya yöneldiler. Bu yönelim, özellikle turizm, madencilik, enerji ve inşaat sektörlerinde kapitalizmin 19, Yüzyıldaki çabalarını anımsatacak süreçlere dönüştü ve yıkım boyutlarına ulaştı. Doğrusu, çok da şanslılar ! Çünkü; i) Türkiye’de ekolojik koşullar, dolayısıyla da doğal varlık ve süreçler kapitalist sermaye birikim süreçlerine yaşamsal önemde olanaklar sunmaktadır: Sözgelimi; Türkiye’de yaklaşık 230 milyon dönüm bitkisel üretim, 212 milyon dönüm “orman” ile 124 milyon dönüm de hayvancılık yapılan alan; 8,3 bin km deniz ve 9 bin km de ada kıyısı; yüzey genişliği 8,9 bin km2 olan 48 göl, 3,5 bin km2 olan 70 dolayında gölet, 62,8 km2 genişliğinde 157 ada, 400 dolayında sulakalan; denizden yüksekliği, birisi 5 bin metreden fazla olmak üzere bin metreyi aşan 81 dağ vardır. Ortalama sıcaklık 4,2 oC (Kars)–19,2 oC (Anamur); güneşlenme 4,14 (Rize) – 8,33 (Anamur); oransal nem % 49 (Ş.Urfa) % 77 (Rize); ortama yağış (mm) 325,9 (Konya) – 2 304 (Rize) arasında değişmektedir. Bu koşullarda biyolojik çeşitlilik düzeyi de yükseltmiştir: Türkiye'de 1225 cinsin oluşturduğu 163 bitki ailesinden 9 bin dolayında bitki türü vardır ve bunların da üçte biri Dünyada yalnızca ülkemizde doğal olarak yetişebilmektedir. Bilindiği gibi, tarım arazileri dışında tüm bu varlıklar kamusaldır A Yücel ÇAĞLAR Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği Türkiye’deki dışa bağımlı sermaye birikim süreci, deyiş yerindeyse “denize düşmüş ve yılana sarılma” durumunda. ve çoğunluğu da devletin mülkiyetindedir. ii) Türkiye’de, özellikle 1950’den bu yana, ekolojik koşulları ve her türlü doğal varlığı kapitalist sermaye birikim sürecine sınırsızca sunan sınıf ve katmanlar siyasal iktidar olmuştur. Bilindiği gibi, bu yönelim son yirmi yirmibeş yıldır doruğuna çıkmış; her türlü doğal varlık, ortam ve süreci sermaye birikim sürecine açan çok sayıda hukuksal ve kurumsal düzenleme yapılmıştır. En gözde sektör: Turizm Türkiye’de “turizmi geliştirme” politikalarının, ağırlıkla devletin sağladığı çeşitli desteklerle en azından sayısal olarak “başarılı” olduğu söylenebilir: Türkiye’ye gelen turist sayısının % 80’den fazlasının, dolayısıyla da sağlanan turizm gelirinin de % 95’inin, sektöre yönelik her türlü desteğin artırıldığı 19832000 döneminde gerçekleşmiş olması da bu gerçeği ortaya koymaktadır. Ancak son yıllarda bu gelişmeler de yeterli bulunmamıştır. Sözgelimi 2007 yılında Türkiye Turizm Stratejisi, (2023) adıyla kamuoyuna açıklanan belgede; “Ülkemiz kıyı turizmi yanı sıra, alternatif turizm (sağlık ve termal turizm, kış sporları dağ ve doğa turizmi, yayla turizmi, kırsal ve eko turizm, kongre ve fuar turizmi, kruvaziyer ve yat turizmi, golf turizmi, v.b.) gibi turizm türleri açısından da eşsiz imkanlara sahip bulunmaktadır Bununla birlikte, bu potansiyel rasyonel anlamda kullanılamamaktadır.” saptaması yapılmış; ekolojik koşulları ve doğal varlıkların daha yoğun kullanılmasına yönelik yaklaşımlara yer verilebilmiştir. Bu doğrultuda öteden beri yapılagelen hukuksal düzenlemelerin başlıcaları ise aşağıda sergilenmiştir: ? 1982 yılında çıkarılan 2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 8. maddesiyle, “Hazineye ait yerler ile ormanların” yerli ve yabancı gerçek ve tüzel kişilere kiralanabilmesi, tahsis edilebilmesi, üzerlerinde bağımsız ve daimi hakları da kapsayacak biçimde 49 yıllık kullanım haklarının kurulabilmesi, daha sonra bu sürenin sonsuza değin uzatılabilmesi sağlanmıştır. Bununla da yetinilmemiş, Yasa 2003 yılında çıkarılan 4957 sayılı yasayla değiştirilerek, ilgili Bakanlığın “kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri”, “turizm merkezleri” ile “kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi” olarak belirlenecek yerlerdeki ormanlarda, milli parklarda, tabiat parklarında, özel çevre bölgelerinde, otlaklarda vb ortamlarda yapılacak turizm yatırımlarını destekleyici yetkileri daha da genişletilmiştir. Ancak, bilindiği gibi, bu düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından 2007 yılında iptal edilmesinden sonra Yasanın 8. maddesi geçtiğimiz Mayıs ayında bir kez daha aynı doğrultuda değiştirilmiştir. ? 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun 17. maddesi 1987 yılında çıkarılan 3373 sayılı yasayla yeniden düzenlenerek “Turizm alan ve merkezleri dışında kalan devlet ormanlarında kamu yararına olan her türlü bina ve tesisler (bu kapsamda da turizm yatırımlarıYÇ) için gerçek ve tüzel kişilere…” bedeli karşılığında 49 yıllığına izin verilebilmesi sağlanmıştır. Bilindiği gibi, bu düzenleme, Anayasa Mahkemesi tarafından 2002 yılında iptal edilmiştir ? 1983 yılında çıkarılan 2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu’nun 8. maddesinde gerçek ve tüzel kişilere “turizm bölge, alan ve merkezleri dışında kalan milli park ve tabiat parklarında” turistik amaçlı bina ve tesisler yapabilmesine izin verilmiştir. ? 1998 yılında çıkarılan 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 14. maddesiyle mera arazilerinin de turizm yatırımlarına tahsis edilmesi olanağı sağlanmıştır. ? 1989 yılında Tarım Arazilerinin Tarım Dışı Gayelerle Kullanılmasının Düzenlenmesine Dair Yönetmelik adıyla çıkarılan, ancak 2001 yılında da “Tarım Arazilerinin Korunması ve Kullanılmasına Dair Yönetmelik” adını alan düzenlemede, verimli tarım arazilerinin tarım dışı amaçlarla kullanılabilmesine izin verilebilecek etkinlikler arasında turizm yatırımlarına da yer verilmiştir. ? 1985 yılında çıkarılan Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu Uygulama Yönetmeliği, 2004 yılında bir kez daha değiştirilerek tarım dışı amaçlarla kullanılmasına izin verilebilecek etkinlikler arasında “turistik yerler” de sayılmıştır. ? 2004 yılında çıkarılan “Yaban Hayatı Koruma ve Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları İle İlgili Yönetmelik” kapsamında, “Yaban Hayatı Koruma Sahalarında İzin Verilecek Faaliyetler” arasında “ekoturizme” de yer verilmiştir.. Bindikleri dalı kesiyorlar, çünkü... Gezginlerin Türkiye’yi yeğlemelerinin tek nedeni, ucuzluk değildir; başta kıyılar ve ormanlar olmak üzere çeşitlilik düzeyi son derece yüksek doğal varlık, ortamlar ve süreçler ile tarihsel kalıntılar ve henüz bozulmamış kültürel değerlerdir. Turizm yatırımcıları ise çoğunlukla kâr oranlarını yalnızca maliyetleri daha da düşürerek artırma çabası içindedir. Bu amaçla, çalıştırdıklarının ücretleri ile satın aldıkları mal ve hizmetlerin fiyatlarını çeşitli yollarla düşürmenin yanı sıra devlet desteklerini daha da arttırmaya çalışmaktadır. Bu yönelimin kıyılarda yol açtığı yıkım bilinmektedir. Tamam, Marks’ın da belirttiği gibi; “Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser.” Ancak, böyle giderse, ormanlar, meralar, göller, dağlar, yaylalar vb doğal varlık ve ortamlardaki turizm yatırımlarının da “astarı yüzünden pahalı” duruma gelmesi kaçınılmazdır. Görünüşe bakılırsa, bu durum, yanı “bindikleri dalı kesiyor olmaları” ne turizm yatırımcılarının ne de AKP iktidarının umurundadır. Peki, kimin umurundadır ? 22
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear