30 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ayrıca hassas tarım diye bilinen ve son yıllarda batıda deneme mahiyetinde de olsa tarım traktörü veya biçerdöverine bağlı bir aygıt uzay teknolojisinden de yaralanılarak yerdeki değişkenliğe bağlı olarak metre kare başına uygulanacak gübre, ilaç miktarı yanında verim değerlerini hassas olarak kaydedebilmektedir. mesi, drenajın yaygınlaştırılması, arazi toplulaştırma, teras planlamaları ve mevcut baraj sayısının artırılması gibi konular gelmektedir. Ancak, bu şekilde yenilenebilirliği çok zaman isteyen toprak ve su kaynaklarımızın korunması ve birim alandan verimin artırılması olanağı sağlanmış olur. Üreme teknolojisi Prof. Dr. Kemal ÖZKÜTÜK Günümüzde hayvan ıslahı metotları yanında biyoteknoloji sayesinde üstün verimli bir erkek hayvandan çok sayıda döl alınmasına olanak veren yapay tohumlamada yüzde yüz oranında başarı sağlanmaktadır. Bu alanda ikinci önemli gelişme embriyo aktarımında olmuştur. Embriyoda cinsiyet tayini de oldukça ilerleme göstermiştir. Cinsiyetin belirlenmesi amacı ile sadece embriyolarda cinsiyet tayini yapılmayıp aynı zamanda spermlerin ayrıştırılarak sadece erkek veya sadece dişi döl elde etmek amacı ile kullanılması da bugün artık yapılabilir durumdadır. Döllenmiş yumurtanın iki veya daha fazla kısma ayrılarak klonlama yöntemiyle aynı yumurta ikizleri elde edilmesi de laboratuar koşullarında rutin olarak sürdürülebilmektedir. Bunlardan daha önemlisi ise kromozomlar üzerinde bulunan gen dizilişleri ve bunların verimle olan ilişkileri konusunda da hızlı bir ilerleme görülmektedir. Bu konudaki gelişmeler ilerledikçe sadece gen dizilişlerine bakılarak bir hayvanın doğumunda damızlık olarak kullanılıp kullanılmayacağına karar verilecektir. Keçicilik ihmal edildi Prof. Dr. Okan GÜNEY Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI Ülkemizde yetiştirilen keçi ırklarındaki genetiksel yetersizlik, gelişmiş üretim teknik ve teknolojilerinin uygulanması durumunda dahi karlı bir yetiştiriciliğin yapılmasına engel teşkil etmektedir. Dolayısıyla genotip sorunu ele alınmaksızın Türkiye’de keçiciliğin geliştirilmesi konusunda yapılacak öneriler yüzeyde kalmaktadır. Ülkemizde süt keçiciliğinin tiftik keçisi yetiştiriciliğinin hatta keçi eti üretiminin geliştirilmesi için yapılması gereken hamleler diğer hayvan türlerine göre çok daha cılız kalmıştır. Yirmi yıl önce Afrika ülkeleri dahi keçi eti üretiminin elli yıllık projeksiyonunu saptarken veya Batılı uzmanlar kullanarak belirlerken ülkemizde bu konuyu sistematik bir yaklaşımla ele alacak bir düşünce oluşmamıştır. Keçi yetiştiriciliğinde genotip sorunun çözümü için en önemli handikaplardan birisi de ıslah konusundaki örgütlenme yetersizliğidir. Islah organizasyonunun gerçekleşmesi ve başarılı sonuçlar alınması rasyonel olarak uygulanacak olan üretim ve pazarlama politikaları ile yakından ilişkilidir. Diğer taraftan keçi ürünlerinde fiyat oluşumunda yapılacak desteklemeler önem taşımaktadır. Bu desteklemelerin AB normlarına göre yapılması gerekmektedir. Tüm bu işlevlerin sonucunda üreticilerin kooperatifleşmesi ile gelişimin son noktası yakalanmış olacaktır. Sabandan uyduya DANA (Cumhuriyet Bürosu) İnsanoğlu var olduğu günden beri içgüdüsel olarak açlığını giderebilmek için çaba harcamış bu nedenle çeşitli otlar ve hayvanlardan yararlanmıştır. Önce avcılık dönemini yaşamış, avladığı hayvanlarla karnını doyurmuştur. Daha sonra; kökler, yumrular ve meyvelerle açlığını gidermiştir. Bu arada sakladığı bitkilerin tohumlarının, toprağa dökülmesi sonucu yeşermesi ile yeni bitkilerin meydana gelmesi ilgisini çekmiş, bu kez de kendisi elle ve sopa ile tohumları toprağa gömerek yeni ürünlerin oluşmasını sağlamaya çalışmış ve böylece tarımı keşfetmiştir. Bu arada büyük baş hayvanları yakalamış, onları besleyerek, onlardan yük hayvanı ve çeki hayvanı olarak yararlanmayı öğrenmiştir. Daha sonra, çeki işinde kullandığı hayvanla toprağı parçalamayı ve gevşetmeyi denemiştir. Sağlamlaştırılmış çapanın uzun sapına, önceleri öküz ve manda, çok sonra da at ve deve koşarak hayvanın gücünden yararlanmıştır. Çapada, çatallı eğri ağaçlar kullanmıştır. Böylece basit sabanı bulmuştur. Toprağı daha derin sürebilmek için, basit sabana bir sap takmış, daha sonra da altına bir taban ilave etmiş, toprağın yan tarafa devrilmemesi için de bir yan tahtası, derken sonunda tekerleğin ilavesiyle saban sağlamlaştırılmıştır. (*). Suyumuz sorunlu Prof. Dr. Rıza KANBER Türkiye’de toprak ve su kaynaklarının kullanımı ile ilgili çok sayıda sorun bulunmaktadır. Sulanabilir nitelikteki arazilerin yalnızca yüzde 17.6’sı sulanmakta, su kaynaklarının ise yüzde 60’ı henüz kullanılmamaktadır. Yaklaşık üç milyon hektara yakın sulanan alanda drenaj sorunu ortaya çıkmıştır. Drenaj sorunu beraberinde tuzlulukalkalilik gibi çevresel sorunlara neden olmaktadır. Türkiye’de yaklaşık 1.5 milyon hektarda tuzluluk ve alkalilik sorunu bulunmaktadır. Bu sulanan alanların yaklaşık yüzde 32.5’ine denktir. Bugün Harran, Amik, Konya ve Aşağı Seyhan ovalarında yaygın biçimde tuzluluk sorunu bulunmaktadır. Harran ovasındaki kırk bin hektardan fazla alan yüksek taban suyu sorunu ile karşı karşıyadır. Türkiye’de sulama bilimi ile ilgili araştırmalar ülke gereksiniminden kaynaklanmamaktadır. Kamu araştırma kuruluşlarındaki personel politikaları yanlış ve yetersizdir. Politik ortamdan önemli ölçüde etkilenmektedir. Üniversitelerde ekonomik ve sosyal nedenlerle nitelikli araştırma asistanı bulmak, her gün daha da güçleşmektedir. Sulama araştırmaları, yalnızca kamu kuruluşlarının desteği ile yürütülmektedir. Araştırma sonuçları uygulamaya aktarılamamaktadır. Öyle ki, araştırma sonuçları, araştırmayı destekleyen kamu kuruluşlarınca bile yeterince kullanılmamaktadır. A Tarımda yanlışlıklar dizisi Yrd. Doç. Dr. Fatih TOPALOĞLU Ülkemizde birim alandan elde edilen ürün, tarımsal teknolojinin yoğun kullanıldığı ülkelere oranla düşüktür. Buna teknoloji ve girdi kullanımının etkisi, yanlış arazi kullanımı, arazilerin parçalı ve dağınık olması,sulanabilir alanların sulamaya açılmaması, uygun sulama yöntemlerinin kullanılmaması, su ve rüzgar erozyonu, drenaj yetersizliği ve insan etkileri neden olarak gösterilebilir. Küresel iklim değişikliği nedeniyle yağışın azaldığı ülkemizde nehir akımlarının günden güne azaldığı da göz önünde bulundurulursa su kaynaklarımızın korunması önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Kültürel önlemler çerçevesinde toprakların arazi kullanma sınıflarına göre kullanılması, nöbetleşmede yem bitkilerine yer verilmesi, anız örtülü tarım, tesviye eğrili tarım, şeritsel ekim ile toprak ve su kaynaklarımızın korunması bilincinin ülke genelinde geliştirilmesi gelirken, mühendislik önemleri kapsamında ise şimdiye kadar sulamaya açılamamış alanların sulamaya açılması, uygulanan sulama yöntemlerinin geliştiril Tarımsal mekanizasyonun gelişimi içten yanmalı motorların uygulanması ile başlamıştır. 1893 yılında R. Diesel sıkıştırma oranı yüksek motor prensiplerini ortaya koymuş ve buna uygun ilk dizel motorların yapımını gerçekleştirmiştir. Termik motorlardan önce buhar makinesi ile çalışan traktörler de yapılmaya çalışılmıştır. Ancak, bu makinelerin hemen hepsinde temel sorun buharın elde edilmesi için gerekli büyük ve ağır parçalardan dolayı tekerleklerin çap ve boyutlarının büyüklüğüdür. Traktörlerde dizel motor uygulamaları 1930’lardan sonra başlar. İlk diesel motorlu traktörler paletlidir. Lastik tekerlek uygulaması 1932 yıllarından sonra başlamış, kısa bir süre sonra demir tekerlekler uygulamadan tamamen kalkmıştır. Daha sonraki önemli gelişmeler, hidrolik sistem, otomatik çeki kuvveti ve iş derinliği ayarı, traktör hız artışı dümenleme kolaylığı, kuyruk mili uygulamalarıdır. 195060 yılları arasında hareket iletim organlarında gelişmeler 196070 yılları arasında hidrolik sistem uygulamaları ve 1970 sonrası da traktör ve tarım makinelerinde sürücü kabin ve oturaklarda sağlık ve güvenliği dikkate alan ergonomik uygulamaların varlığı dikkate değer yeniliklerdir. Elbette, tarım teknolojisi denilince sadece mekanizasyon anlaşılmamalıdır. Bilim ve teknolojideki gelişmeler hayatımızı da her yönüyle etkileyip değiştirdiği gibi çağdaş tarımsal teknolojilerin sürekli gelişimi, kullanımı ve yaygınlaşması sonucu insanlık avcı toplayıcı kültürden sabana sıçrama yapmakla kalmayarak bugünkü düzeye erişmiştir. Bugün artık tarımda teknoloji kullanımında uydulardan da yararlanılmaktadır. Son elli yıl öncesine göre dünyada açlık tehlikesi 34 kat daha azalmıştır. Bunda artan hızlı nüfusa karşın tarım teknolojilerindeki gelişimin payı büyüktür. Birim alandan daha fazla yararlanmak için toprak işleme,sulama, gübreleme, zararlılarla mücadele, bitki gen kaynaklarının değiştirilmesi ve diğer tarımsal tekniklerdeki gelişimin verim artışındaki rolü (*)Prof. Dr. Ali BAŞÇETİNÇELİK, makale ‘‘Sabandan Uyduya’’ 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear