30 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

‘Fındık primle desteklenmeli’ Mehmet CİRAV (Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı) T ürkiye, fındığın kültürel anavatanı. Resmi rakamlara göre 550, gerçek değerlere göre ise 700 bin hektarı aşkın bir arazide fındık üretimi yapılıyor. 400 bine yakın üretici, katma değeri ile birlikte 2 milyar dolar civarında bir parayla Gayri Safi Milli Hasıla’ya kattı. Direkt ve endirekt olarak nüfusunun 4 milyonluk kısmını ilgilendiren bir ürün... Dünyanın başta ABD olmak üzere en gelişmiş ülkeleri bile çeşitli şekillerde tarımı destekleme politikaları uygulamaktadırlar. Türkiye, fındıkta yıllardan beri Fiskobirlik kanalıyla destekleme alımı şekliyle yaptığı uygulamadan maalesef yarar değil, zarar görmüştür. Bu görüşlerimle ilgili rakamlar son yıllarda kamuoyunda sürekli yer alarak tartışılmıştır. Fındıkta, üretici serbest piyasa ekonomisi koşullarına uygun olarak örgütlenme yapmak, devlet de üreticisini bu sisteme entegre ederek desteklemek zorundadır. Sistem dışı uygulamaların, başka kılıflar altında adeta bir yerlere yamanarak, ya da kamufle edilerek sürdürülmesi de doğru değildir. Bugün normal şartlarda üretim gerçekleştiği takdirde üretim fazlasının mevcut olduğu fındıkta, Türkiye artık ilkel sistemleri bir kenara bırakarak primle üreticisini desteklemelidir. Direkt olarak fındık yetiştiren üreticiye kilo başına yapılacak ödeme şekli olan bu sistem Türk fındığı için her bakımdan yararlı sonuçlar getirecektir. Fındık sektörü ile ilgili üretim alanları ve üretici sayısı noktasında ülkemizin kesin rakamlarının belli olmaması, sisteminin sağlıklı bir şekilde uygulanmasına engel teşkil etmektedir. 1985 yılında Turgut Özal Hükümeti döneminde bir kez uygulanan bu sistem, bir çok istismarına rağmen olabilirliği ortaya koymuştur. Son iki yılda yaş çay alımlarında başka ad altında üreticiye verilen artı para, bir anlamda prim siste midir. Bu yıl kilo başına verilen 460 bin liraya, üreticinin mağduriyetinin önlenmesi için 65 bin lira prim ilave edilmiştir. Böylelikle üretici teslim ettiği yaş çay yaprağı ile ilgili müstahsil makbuzu almıştır. Bu da sektörü kayıt altına sokmuş, devletin de kayıt dışı ekonomi ile vergi kaybını ortadan kaldırmıştır. Bir anlamda devlet bir eliyle 2 vermiş, ancak diğer eliyle vergi adı altında 34 almıştır. Prim sisteminin sektörün kayıt altına alınması noktasında katkısı çok büyük olacaktır. Fındıkta bu uygulamayı örnekleyecek olursak, fındık maliyetleri üzerinden günün ekonomik şartlarıda göz önünde bulundurularak, örneğin 2 milyon lira fiyat verildiği takdirde üreticinin mağdur olacağı düşünülebilir. Bu durumda ürün rekoltesi, piyasa şartları da hesaba katılarak kilo başına 300500 bin lira prim sistemi ile üreticiye ödenebilir. Böylelikle üreticinin mağduriyeti önlenirken, müstahsil makbuzu şekliyle sektör kayıt altına alınacaktır. Bugün, tahminen yüzde 30’luk bölümü kayıt dışı olan fındık sektörünün tamamına yakınının prim sistemi ile işlem görmesi, devletin vergi kazancını ne kadar arttıracağını hesap ediniz. Ayrıca, devlet prim sistemi ile yıllardan beri çeşitli şekillerde fındığa ayırmak zorunda kaldığı kaynağı da tasarruf etmiş olacaktır. Haksızlık ortadan kalkacak Fındıkta prim sisteminin uygulanması, bugün ‘‘doğrudan gelir desteği’’ adı altında arazi tapusuna göre yapılan ve büyük oranda hiç işe yaramayan şekli devre dışı bırakacaktır. Çalışana değil, arazi sahibine üzerindeki çalı, ağaç, tarla ya da fındıklık olmuş hiçbir özellik dikkate alınmadan yapılan bu ödeme sosyal adaleti de bozmaktadır. Prim sistemi ile çalışana, dolayısıyla üretip, hak edene yapılacak ödeme, bu haksızlığı ortadan kaldıracaktır. Ayrıca prim sistemi, çiftçinin üretim miktarları da göz önüne alınarak başka şekillerde düzenlenebilir. Desteklemenin amacının, mağdur üreticiyi sübvanse etmek olduğuna göre, üretim miktarları ve rekolte de dikkate alınarak prim verilebilir. Bizim Trabzon Ticaret Borsası olarak sürekli dile getirdiğimiz, raporlarla hükümetlere sunarak uygulanmasını talep ettiğimiz bu sistem, şimdiye kadar ne yazık ki, fındık sektöründeki alt yapının buna henüz hazır olmaması gerekçe gösterilerek bir kenara konuldu. Geçmişti bir yıl uygulanan bu sistem için her ne hikmetse alt yapı bir türlü hazır hale getirilemiyor. Yani, ne kadar alanda fındık üretiliyor, alanların büyüklükleri, üretici sayıları, verim miktarı, taban ve meyilli arazilerin oranı ne kadar bu tespit edilemiyor. Oysa günümüzde teknoloji yardımıyla bunların çok kısa sürede elde edilmesi mümkün. Biz borsa olarak bunun için de uydu sistemlerin den de yararlanılarak, alt yapının belirlenebileceği konusunda projeler sunduk. Ama şimdiye kadar olmadı. 2003 öncesinde, ‘‘son kez’’ denilip, ‘‘Alt yapı hazır değil’’ gerekçesiyle devre dışı bırakılan prim sistemi, maalesef Doğu Karadeniz üreticisinin adeta çöktüğü 2004’de de maalesef uygulanmadı. Ancak, prim sistemini DGD’de olduğu gibi herkesi aynı şartlarla, aynı kefenin içine koyup, yanlış şekilde yapmamak gerekir. Prim sistemi, için bazı kriterler konulmalı ve bunun için üretim alanlarının durumu ve üretim miktarları baz alınmalıdır. Mesela, devlet dar gelirli diyebileceğimiz azami 2 tona kadar üretim yapanlara prim sistemiyle destek olmalıdır. Alt yapı hazır olmadığı için devlet, bu konuda katı müeyyideler koyup, köy muhtarları, kaymakamlar ile ürünü alan tüccar veya Fiskobirlik müteselsil bir şekilde sorumlu tutulmalıdır. Gerekirse, cezai müeyyediler uygulanmalıdır. Üretici sıkıntı çekmez Prim sisteminin uygulanması sonucu, üretici sıkıntı çekmeyeceği için bu rahatlık piyasalara yansıyacaktır. Türkiye, bugün 90 Alkeye ihraç ettiği fındığını 100’ün üzerine çıkaracak ve ürününün tamamını ihraç edebilecektir. 550 bin ton kabukluya tekabül eden 225 bin ton iç fındığını ihraç eden Türkiye, 700 bin ton üretse de bunu satabilecektir. Bu şu demektir: İşlenmiş fındık ihracatımız giderek artacak, bir çok işçi istihdam edilecek, fındık üreticisi köylü olmaktan çıkıp, üretici haline dönecek, köylerden kentlere akın edip perişan olmayacak. Biz borsa olarak, üreticinin zararının önlenmesi için yeni kaynaklar yaratılması için bir yandan çaba gösterirken, diğer yandan da 2004 ürünü fındıkta prim sisteminin uygulanması için çaba gösterdik. Prim sistemi ve sektörle ilgili diğer konularda TOBB’nin önderliğinde Ankara’da bir ‘‘fındık zirvesi’’ düzenlenmesini talep ettik. Ancak, sektörle ilgili bazı kişi ve kuruluşların hangi niyetle ve neye hizmetle yaptıklarını anlayamadığımız olumsuz tavırları nedeniyle bunu sağlayamadık. Ama bunlar için de artık başka hesaplar peşinde koşma dönemi kapanmaktadır. Çünkü, fındıkta taşlar yerine oturmaya başlamıştır. Bu taşlarla oluşacak temelin sağlam olması için herkesin ferdi çıkarları bir kenara bırakarak sektör çıkarı için çalışması gerekir. Zaten, sektörde artık, küçük ve şahsi çıkar hesapları ile hareket etmek isteyen kişi ve kuruluşlarda birer birer kenara itilmektedir.Bir dünya ürünü olan fındıkta ülkemizin kazanımlarının artması, sektörde herkesin kazanç sağlaması demektir. Bunun için, ekonominin kuralları çerçevesinde hareket ederek bir araya gelmekten başka çaremiz yoktur. Üretim fazlası olan fındıkta üreticinin primle desteklenmesi isteniyor. 25
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear