30 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

nize olmuş, hasat yapılıyor, anında kurutma yapılıyor, depolara taşınıyor. Bu teknolojiden dolayı dekardan 1 ila 1.5 ton çeltik alınabiliyor. Buğdayda Türkiye’nin ortalaması 200 kilo, burada 800 kilonun üzerinde verim alıyorlar. Ekimden hasada kadar bitkinin ve toprağın koşullarına uygun gübresi ekim sıklığı dikkat edilerek teknolojinin tüm imkanlarından faydalanıyor. Aslında tüm bunlar çok maliyetli değil, ama iyi bir çeşit iyi bir tohumluk kullanma bir maliyet, gübre bir maliyet. Orta Anadolu, Güneydoğu Anadolu da bunu biliyor, ama gübreyi atarken eli titriyor. Çünkü alım gücü yok. Dolayısıyla tarımda teknolojinin kullanımını arttırmak için üreticinin gelir düzeyini arttırmak lazım. Diğer bölgelerde de son derece yetenekli bilgili üretici var. Ama oradaki sorun alım gücünün yetersizliği. Bunlara da olanak sağlansa Türkiye’nin tüm bölgelerinde teknoloji kullanımıyla beraber üretimde verimde artış sağlanacak. Tabii bunun sağlanması için kaynak ayrılması lazım, bu da bu hükümetin politikası değil. Mehmet Ateş (Mersin): Bizim seralarımızdan gelen mal direkt barkoddan geçiyor. Son sistemi kullanıyoruz. Bir süre sonra Avrupa’daki hipermarketler bu kapsama girmeyen hiç bir ürünü almayacaklar. 265 bayide bilgisayarlı barkod sistemini aldık. Seralar kayıt altına alındı, 10 bin dekar sera var, 7 bin sera. Bu arkadaşlara birer defter verildi. Bir tane de kredi kartı gibi kartı var. Bu kartın üstünde adı soyadı parsel numarası kimlik numarası yazıyor. Onunla bayiye geldiğinde hangi parsele hangi ilacı alıp hangi dönemde attığını görebiliyorsunuz. Bu zorunlu, bayi başka türlü satış yapmıyor. Depo mevcudu, çek her şeyi görüyor, hangi ürüne hangi ürünü vereceği burada belli. Başka şeyi veremez. Kaçak olsa bile vali ile toplanıp hallerin girişinde bile kalıntı analizi yapılıyor. Bir tarım haritamız yok. Gelişmiş ülkelerde, orada tarımın bir haritası var, uydudan çekilmiş. Hâlâ bu bizde yok. Hangi ürünü nereye ne zaman ekeceğimizi belirleyen bir veri yok. Ben geçmişte Erdemli, Silifke Tarsus’ta tarım il müdürlüğü yaptım. Bunlar olmadan bir şey yapamıyorsunuz. Tarlalar bölünmüş durumda, bunun birleştirilmesine yönelik bir şey yapamıyorsunuz. Parçalı olduğu için teknoloji giremiyor, maalesef. Bunu ancak seralarda kullanabiliyoruz. Seralarda ise hala cam seralar kullanılamıyor, çelik, ahşapta kaldık. Maliyeti 1 dönümde camda 30 milyar fark yapar. Bu yatırım yapılabilse kendisini 3 yılda amorti eder. Fakat ürün para ederse. Şu sıkıntımız var, sebze para etmezse insanlar bunu bırakır. Tarım sigortası yasası çıkartamadık. İki görüş var, İspanya modeli diye bahsettiğimiz bizim model. Yarısını devlet yarısını üretici karşılıyor, hem ürün hem ekipmanlar hem de şahıs garanti altında. O çıkarsa biz öneriyoruz. Çok iyi olur. Hazine’nin IMF’nin desteği Meksika modeli, yüzde 100’ünü üretici karşılıyor. Bizim çiftçinin gücü buna yetmez. Meksika modeliyle çok büyük birkaç kişinin dışında kimse sigorta yaptıramaz. Cevdet Altındağ (Van): Van ve yöresi arazi yapısı farklı ekolojik olarak sınırlamalar var. Topoğrafik yapı olarak sınırlamalarımız var. Teknoloji en başta mekanizasyon ise, burada da bir sıkıntımız var. Hem arazi, hem ekonomik yetersizlik sınırlayıcı etki. Geriye kalan hayvancılıkta süt sanayinde teknoloji olması gerekiyor. Şu anda hayvan sayısında çok sınırlı arz var. Kaçak girişler geçmişte de vardı, kesilmiş et tonlarca geliyor. Et Balık Kurumu sadece kesim yapar, işleyecek tesisi yok. Van Et ise, yeterli ve ucum yem bulamadığı için sınırlı besicilik yapıyor. Önce ciddi olarak bölgenin toplu bir kalkınma girişimine girilmesi lazım. Hammaddesinden yayla yasaklarının kaldırılmasına. Üretimi sürekli kılacak teknolojilerin girmesini sağlayacak, çiftçi birlikleri kooperatiflerin devreye girmesi şart. İsmail Aslan (Trabzon): Bizde fındıktan başka bir şey yok. Arazi yapısı teknoloji kullanımına müsait değil. Ancak fındığın toplandıktan sonra harmanlanması esnasında kullanılan teknolojiler var. Bazı ufak tefek iyileştirmeler yapılabilir ama yıllardır bölgemize teknoloji girmedi ve bundan sonra da girmesini beklemiyoruz. Patatesin tohumluk yumrusu üretimin başarısını belirliyor Dr. Noyan KUŞMAN (Doğa Tohumculuk Ltd.) P atates üretiminde üretim amacı, çeşit seçimi ve agro teknolojik tercihleri etkileyen faktörler birbiri ile iç içedir. Ancak belli bir üretim amacına uygun olacak şekilde belirlenen çeşit ve üretim tercihleri ne kadar doğru tanımlansa da, patates üretiminin ana materyali olan ve kendi üretildiği ortamdan doğrudan etkilenen tohumluk yumru, üretimin başarısını en yüksek oranda etkileyen faktördür. Bu nedenle patates tohumluk üretimi ve endüstrisi patates üretim sektörünün can damarı olmaktadır. Patates üretimi geleneksel olarak tohumluk yumru kullanılarak yapılmaktadır. Vejetatif çoğaltım materyali olarak kullanılan tohumluk yumru biyolojik özelliğinin getirdiği avantaj ve dezavantajlara sahiptir. Bir gövde parçası olarak elde edildiği bitkinin tüm özelliklerini özdeş olarak taşıyan tohumluk yumru, üretildiği ortamdan gelen bütün vasıfları da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, patates tohumluk üretiminin sağlığı ve sürekliliği diğer hiç bir türde görülmeyen özel üretim yeri ve tekniği tercihlerini gerektirmektedir. Patates tohumluk üretim alanlarının ve bu alanlarda üretimi gerçekleştirecek kuruluşların uygun özellikler taşıması, patates tohumluk endüstrisinde hayati önem taşır. Patates tohumluk üretim alanı üretilen tohumluğun sağlığını olumsuz etkileyecek ve kontrol edilemez hiçbir özellik taşımamalıdır. Yani, patates tohumluk üretim alanı her hangi bir karantina hastalığı ile bulaşık olamaz, bu alana bulaşık kaynağı taşıyacak üretimlere izin verilemez, bu alanda bulaşıklık kaynağının yayılmasına sebep olacak canlı veya cansız vektör dinamiklerine müsaade edilemez. Ancak bu özel olmazsa olmazların korunması ve denetlenmesi de özeldir ve patates tohumluk üretim bölgesinde bu amaçla örgütlenmiş patates tohumluk üreticilerinin kendilerinin de içinde yer alacağı sistemle hukuki yaptırımlara kavuşturulup, uygulanabilir. Bölgedeki üreticiye rağmen uygulamayı sürdürülebilir olarak değerlendirmek mümkün değildir. Patates tohumluk üretiminin kaynağı olan te mel tohumluk materyalinin sağlığı çiftçi ürününün kalitesini belirleyen bir diğer önemli etkendir. Bu nedenle tohumluk patates üretim programlarının başlangıç materyali tercihlerinin çok ciddi bir değerlendirme sonucunda tespiti ve kesinlikle güvenilir sistemlerden gelen materyallerin kullanılması bir zorunluluktur. Şu anda içinde yaşanan ve patates üretim sektörünün önemli yara aldığı karantina hastalıkları ile ilgili durumun hiçbir alanda ve hiçbir zamanda tekrarlanmaması için bu kaçınılmaz olmaktadır. Patates tohumculuğunda tamamen kontrollü koşullarda sıfır bulaşıklık toleransı ile üretilen ve miniyumru olarak tanımlanan materyal ile yapılan üretim hem yüksek kaliteyi sağlamakta ve hem de ekonomik olarak büyük avantajları beraberinde getirmektedir. Kendi özel agronomik prensiplere sahip bu üretim tekniği ile çok daha az sayıda üretim çemberi kullanılarak üreticiye ulaşmak mümkündür. Bu özellik mini yumru kullanılarak yapılan üretimde yüksek kalitenin de fırsatı olmaktadır. Tarımsal üretimlerde üretim yeri planlamalarının tekniğe uygunluğu ve bunun korunması çokluk yasa ile yapılsın istenir, ancak yasa sadece bir tarif edicidir ve üretim yerinin özelliklerinin sürdürülebilirliği ekonomi ile destekli bir oto kontrol sistemi ile olabilir. Ayrıca tohumluk üretim alanının ekolojik sistemindeki mevsimsel değişiklikleri devamlı takip edebilecek teknik alt yapı ile donatılması ve bu teknik alt yapıdan elde edilen verileri uygulamaya aktaracak bilişim sisteminin oluşturulması bir gereklilik olmaktadır. Tarımsal üretimlerin tohumluk üretim fazında bu etkinlik sertifikasyon kuralları ve bu kurallarla bağlantılı destekleme politikaları ile sağlanabilir. Tohumluk materyalinin güvenilirliği sertifikasyon sisteminin etkinliği ile doğrudan ilişkilidir. Türkiye artık kendi yüksek kademe patates tohumluk materyalini üretmek ve bu üretimi dış pazara göndermek niyetinde olmak zorundadır. Bunu gerçekleştirebilecek hem teknolojiye ve hem de uygun ekolojiye sahip olan ülkenin tek ihtiyacı insan ve sermaye kaynağına güvenerek ve güven vererek yatırıma yöneltecek sistemleri oluşturmasıdır. Ancak tohumluk sektöründe uluslar arası ticarete soyunmanın da özel kuraları vardır. Her şeyden önce üretilen tohumluğun, güvenilirliği tescilli bir denetleme mekanizmasından geçmiş olması ve bunun belgelenmesi gereklidir. Bu mekanizma uluslar arası kurumlarca tüm kademeleri ile akredite edilmiş sertifikasyon sistemidir. Tohumluk Kontrol ve Sertifikasyon sistemi kendi standartları ve yöntemleri olan bir kurumdur. Her tür özelinde farklı tarif ve kuralları olan bu kurumsal yapı sistemin sağlığını tür bazında uzmanlaşmış kadroları ile yürütmek durumundadır. Kuralları tespitten uygulamaya kadar türe ait tüm endüstriler ile iç içe çalışmak zorunda olan bu özerk olması gerekli kurumun uygulamaları ancak kendi içinde özel bir sistem ile denetlenmelidir. Yeterli saha elemanları ve test alt yapısı ile donatılmış tür özelindeki kontrol sistemlerinin kendi içlerinde bile özerkliği söz konusu olmalıdır. Her türe ait üretim sektörünün kendisinin de sahteciliğe karşı korunmasını esas alan bu kontrol mekanizması verdiği belge ile risk yönetimine de güven verecek sorumluluğu taşımalıdır. 13
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear