27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet 29 EKİM 2023 PAZAR 3 Cumhuriyet Mustafa Kemal Atatürk’ün, Yunus Nadi’ye demeci Cumhuriyet’in ilk sayısında yayımlandı Cumhuriyet İnancım sarsılmazdı Cumhuriyet havadan çıkmak konusundaki dünyaca bilinen çıkan olayların yazılmış ve korunmuş olan umhuriyet’in 7 Mayıs 1924 günü kararımı verdim. belgelerini düzenleyerek anılarımı yazmayı yayımlanan ilk sayısında ulu önder Beni İstanbul’dan Samsun’a götüren vapur, CMustafa Kemal Atatürk’ün Yunus düşünüyorum. Bunu yapmayı gelecek nesil Nadi’ye verdiği demeç yer almıştı. Yunus Boğaziçi’ni arkada bırakıp Karadeniz’e için, Türkiye Cumhuriyeti tarihi için bir Nadi’nin sorularına yanıt veren Mustafa girerken İstanbul ufuklarına baktım. Orada görev olarak kabul ediyorum. Bilirsiniz Kemal Atatürk, Samsun’a çıkışından her çeşit savunma yasaklanmış, kalp ve ki, herhangi bir tarihi elimize aldığımız Milli Mücadele’nin merkezi olarak vicdanları kan ağlayan, beyinleri yanan zaman onun gerçeğe uygun olup olmadığına Ankara’nın seçilmesine kadar çok sayıda İstanbul halkı için ağladım, gözlerim yaşardı. inanmak için dayandığı kaynaklar ve konuda önemli açıklamalar yapıyor: Ancak bu sevgili kardeşlerin kesinlikle belgeler araştırılır. Bizim şimdiye kadar Ankara’dan İstanbul’a gitmekte kurtulacağına o kadar emindim ki bu güven doğru bir ulusal tarihe sahip olamayışımızın olduğumuz sırada ilk sözlerimiz dört benim için avutucu oldu. nedeni tarihlerimizin, belgeye dayanmaktan yıl önce geldiğimiz Ankara ile dört yıl Bundan sonraki girişimler ve olaylar çok, ya birtakım övücü veya birtakım önce bıraktığımız İstanbul ve bu iki hemen hemen hepinizce bilinmektedir. kendini beğenmişlerin gerçek ve mantıkdışı şehrin şimdiki durumları üzerinde Bununla birlikte İstanbul’dan ayrıldığım sözlerinden başka kaynak bulamamak olmuştur. Bu konuda Gazi’nin günle birlikte, o günden bugüne kadar ortaya talihsizliğidir. sözlerinin aslına çok sadık kalmasına özellikle özenerek işte yazıyorum: Doğrudur, az zamanda çok aşama. Kuşku yok. İstanbulumuz güzeldir, ancak Ankaramız bütün eksikliklerine rağmen, daha az güzel değildir. Onu özellikle bizler biliriz, değil mi? Ayrıca fazla olarak şimdi Ankara, devletimizin merkezidir de. Gerçekte Ankara, durumu nedeniyle, merkezi yönetim için çok ilgi çekici ve güven verici bir noktadadır. Bu nedenle benim kararlarım, hareketlerim ve girişimlerim üzerinde doğal olarak etkilerini göstermiştir. Gerçekten işe ülkenin doğusunda, doğu sınırından başladım. Sonra daha batıya gelmek zorunluluğunu duydum. Sonunda Ankara’da durdum ve ülke işlerini, milletin arzusu doğrultusunda yönetmek için başka yere gitmeye gerek duymadım. Türkiye’nin ve Türk milletinin ve Türk milleti yararına işlerin en sağlam savunmasının da ancak Ankara’dan olabileceği olaylarla da belirginleşmiştir. En zor şartlar içinde, en az hazırlıklı olduğumuz halde en büyük darbelerin tersine çevrilebilmesinin en güçlü nedenleri arasında Ankara’nın coğrafi yeri de vardır. Bir an olsun sarsılmadılar Ankara’nın doğal konumu ve coğrafyasına değer katan bir yön daha vardır: En acı ve kötü günlerde millet her taraftan çeşitli araçlarla zehirlenirken Ankaralılar, ülke ve milletin gerçek kurtuluşuna yönelen girişim konusundaki inanç ve güvenlerini bir an olsun sarsmamışlardır. Ankara’ya ilk kabul olunduğum gün, sadece bir vatandaş, milletin bir bireyiydim. Hiçbir sıfatım, yetkim ve unvanım yoktu. Böyle olmakla birlikte Ankara ve çevresi çocuklarıyla, kadınlarıyla, yaşlılarıyla birlikte Ankara şehrinden Dikmen tepesine kadar bütün ovayı doldurmuş ve beni karşılamıştır. İstasyondan hükümet dairesine kadar uzayan caddenin iki tarafı eski Türk giysileri giymiş, bıçakları ve tabancaları ellerinde Ankara gençleriyle dolmuştu. Bu gençler ve onlarla birlikte bütün halk, “Yurdu ve milleti düşmandan kurtarmak için hepimiz ölmeye hazırız, emrinizi bekliyoruz” diye bağırıyorlardı. O zaman Ankara istasyonu yabancı subay ve askerlerinin işgali altında bulunuyordu. O güne kadar Ankaralıları ölü ve Ankara’yı bir yıkıntı alanı sanan bu yabancılar, bu yüce gösteri karşısında ilk endişelerini göstermekten kendilerini alamamışlardır. Ben Ankara’yı coğrafya kitabından çok tarihten cumhuriyet merkezi olarak öğrendim. Gerçekten Selçuklu yönetiminin parçalanması üzerine Anadolu’da kurulan küçük hâkimiyetlerin adlarını okurken çeşitli beylikler arasında bir de Ankara Cumhuriyeti’ni görmüştüm. Tarih sayfalarının bana bir cumhuriyet merkezi olarak tanıttığı Ankara’ya ilk defa geldiğim o günde gördüm ki orada geçen yüzyıllara rağmen hâlâ o cumhuriyet yeteneği sürüyor. Türkiye’nin hemen bütün bölgelerini gezdiğim ve gördüğüm için anladım ki o zaman adları cumhuriyet olmayan diğer yerlerin bugünkü halkı da aynı yetenekten kesinlikle uzak değildir. İstanbul’da uyanan düşünce Beni Türkiye’ye en uygun merkezin Ankara olabileceğini düşünmeye iten ilk neden çok eskidir ve ilmidir. Bu noktaya ait düşüncelerim her İstanbul’da bulunduğum dönemlerde -hayatımın çok az günleri İstanbul’da geçmiştir- uyanmıştır. Özellikle genel savaştan sonra girdiğimiz ateşkes günlerinde İstanbul sokaklarını dolduran yabancı süngüleri, Boğaziçi’nin sularını karartan düşman zırhlıları bu düşüncelerimi sabit duruma getirdi ve artık hiçbir kişiye hiçbir fikre ve hiçbir programa en küçük biçimde ilgi göstermeksizin bu boğucu 19 MAYIS 19 MAYIS 2019 PAZAR 3 MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN, YUNUS NADİ’YE DEMECİ CUMHURİYET’İN İLK SAYISINDA YAYIMLANDI İnancım sarsılmazdı nadolu’ya geçmekteki amacım, Türk stanbul’dan Samsun’a giden vapur, Karadeniz’e üşmanı kesinlikle denize dökeceğimizle milletinin yüksek karakterine ve sarsılmaz girerken İstanbul ufuklarına baktım. İstanbul ilgili inancım gerçekten sarsılmazdı. Çünkü Akararlılık ve inancına dayanmaktı. Başka hiçbir İhalkı için ağladım, gözlerim yaşardı. Ancak bu Dgözlem, inceleme ve hesaba dayanan önlemin ülke ve milletin derin yarasına çözüm sevgili kardeşlerin kesinlikle kurtulacağına o kadar önlemlerin büyük fedakârlıklarla kahraman milletimiz olamayacağı hakkında kesin inanca sahip olmuştum. emindim ki bu güven benim için avutucu oldu. tarafından uygulanması sonucu hareket ediliyordu. umhuriyet’in 7 Mayıs 1924 günü yayım- lanan ilk sayısında ulu önder Mustafa Ke- Cmal Atatürk’ün Yunus Nadi’ye verdiği de- meç yer almıştı. Yunus Nadi’nin sorularına ya- nıt veren Mustafa Kemal Atatürk, Samsun’a çı- kışından Milli Mücadele’nin merkezi olarak Ankara’nın seçilmesine kadar çok sayıda konu- da önemli açıklamalar yapıyor: Ankara’dan İstanbul’a gitmekte olduğumuz sıra- da ilk sözlerimiz dört yıl önce geldiğimiz Ankara ile dört yıl önce bıraktığımız İstanbul ve bu iki şehrin şimdiki durumları üzerinde olmuştur. Bu konuda Gazi’nin sözlerinin aslına çok sadık kalmasına özel- likle özenerek işte yazıyorum: Doğrudur, az zamanda çok aşama. Kuşku yok. İs- tanbulumuz güzeldir, ancak Ankaramız bütün ek- sikliklerine rağmen, daha az güzel değildir. Onu özellikle bizler biliriz, değil mi? Ayrıca fazla olarak şimdi Ankara, devletimizin merkezidir de. Gerçek- te Ankara, durumu nedeniyle, merkezi yönetim için çok ilgi çekici ve güven verici bir noktadadır. Bu nedenle benim kararlarım, hareketlerim ve girişim- lerim üzerinde doğal olarak etkilerini göstermiştir. Gerçekten işe ülkenin doğusunda, doğu sınırından başladım. Sonra daha batıya gelmek zorunluluğu- nu duydum. Sonunda Ankara’da durdum ve ülke iş- lerini, milletin arzusu doğrultusunda yönetmek için başka yere gitmeye gerek duymadım. Türkiye’nin ve Türk milletinin ve Türk milleti yararına işlerin en sağlam savunmasının da ancak Ankara’dan ola- bileceği olaylarla da belirginleşmiştir. En zor şartlar içinde, en az hazırlıklı olduğumuz halde en büyük darbelerin tersine çevrilebilmesinin en güçlü neden- leri arasında Ankara’nın coğrafi yeri de vardır. Bir an olsun sarsılmadılar Ankara’nın doğal konumu ve coğrafyasına değer katan bir yön daha vardır: En acı ve kötü günlerde millet her taraftan çeşitli araçlarla zehirlenirken An- karalılar, ülke ve milletin gerçek kurtuluşuna yöne- Türk milletinin yüksek karakterine len girişim konusundaki inanç ve güvenlerini bir an olsun sarsmamışlardır. Ankara’ya ilk kabul olunduğum gün, sadece bir vatandaş; milletin bir bireyiydim. Hiçbir sıfatım, yetkim ve unvanım yoktu. Böyle olmakla birlikte dayanmaktan başka çözüm yoktu Ankara ve çevresi çocuklarıyla, kadınlarıyla, yaşlı- larıyla birlikte Ankara şehrinden Dikmen tepesine teşkesin kara günlerinde Paşa ile İstanbul’da rı andık. Paşa da hatırladı ve açıkladı: kadar bütün ovayı doldurmuş ve beni karşılamıştır. pek çok kez konuşmuştuk. Anadolu’ya geç- Evet Kuşçalı’dan çektiğiniz telgrafı hatırladım. İstasyondan hükümet dairesine kadar uzayan cadde- Ameleriyle birlikte kuruluşlar birbirini izlemeye Bana bazı sorular soruyordunuz. Örneğin, nin iki tarafı eski Türk giysileri giymiş, bıçakları ve başlamıştı. Onlardan söz ettik, kısaca kongrelerden dünyayla telsiz telgraf haberleşmesi sağlanıp konuştuk. Bu konularda buyurdular ki: tabancaları ellerinde Ankara gençleriyle dolmuştu. sağlanamadığından, cephane ve savaş gereçlerinin Bu gençler ve onlarla birlikte bütün halk: “Yurdu ve İstanbul’dan ayrılmak zorunluluğu İstanbul’da yeterli olup olmadığından, Yunan ordusunun du- milleti düşmandan kurtarmak için hepimiz ölmeye var olan kötü şartlarındandı. Anadolu’ya geçmek- rumuna dikkat çekmekten oluşmaktaydı sanırım. hazırız, emrinizi bekliyoruz” diye bağırıyorlardı. teki amacım, Anadolu’nun ortasında ve Türk mille- Sorularınızı cevapsız bırakmadım değil mi? An- O zaman Ankara istasyonu yabancı subay ve as- tinin büyük çoğunluğu içinde, Türk milletinin yük- cak doğal olarak Ankara’ya gidişinizde büt- kerlerinin işgali altında bulunuyordu. O güne kadar sek karakterine ve sarsılmaz kararlılık ve inancı- ün gerçekleri anladınız. Bugün de yineleyey- Ankaralıları ölü ve Ankara’yı bir yıkıntı alanı sanan na dayanmaktı. Bundan başka hiçbir önlemin ül- im ki sorularınızın yalnız üçüncüsüne tam cevap bu yabancılar, bu yüce gösteri karşısında ilk endişe- ke ve milletin derin yarasına çözüm olamayacağı vermiştim. Birinci ve ikinci sorunuzu da cevapsız lerini göstermekten kendilerini alamamışlardır. hakkında kesin inanca sahip olmuştum. Onun için bırakamazdım. Erzurum merkezindeki telsizimizin Ben Ankara’yı coğrafya kitabından çok tarih- Samsun’a ayak bastığım dakikada aldığım ilk ön- çalışmaya başladığını ve her şeyin düşmanı yen- ten cumhuriyet merkezi olarak öğrendim. Ger- lem, Samsun ve çevresine ait, beraberimde bulu- meye yeteceğini söylemek suretiyle de gerçek dışı - çekten Selçuklu yönetiminin parçalanması üzeri nanlara gereken emirleri vererek hemen güneye yü- cevap vermiş olmadığımı artık şimdi onaylarsınız. ne Anadolu’da kurulan küçük hâkimiyetlerin adla- rümek oldu. Gerçekte sizin bana sorduğunuz telsiz telgraf rını okurken çeşitli beylikler arasında bir de Ankara Ancak, ne yazık ki o günlerdeki sağlık durumum merkezi yoktu. Ancak bunun bulunmaması, ben- Cumhuriyetini görmüştüm. Tarih sayfalarının bana beni on beş, yirmi gün Havza kaplıcalarından ya- im gözümde amacım için ikinci derecede idi. Savaş bir cumhuriyet merkezi olarak tanıttığı Ankara’ya rarlanmaya zorunlu kıldı. Bu sıradaydı ki İstanbul’a gereçleri ve cephane de yoktu ve çok zamanlar ilk defa geldiğim o günde gördüm ki orada geçen çağrıldım. Artık tedaviyi sürdürmeye gerek kalma- bulunamamıştı. Siz buraya gelmeden kendi ken- yüzyıllara rağmen hâlâ o cumhuriyet yeteneği sürü- dı. İlk aşama olmak üzere Amasya’ya hareket et- dinize kesinlikle bunu tahmin edebilirdiniz. An- yor. Türkiye’nin hemen bütün bölgelerini gezdiğim tim. Bugüne kadar geçen zaman içinde Erzurum ve cak böyle olmakla beraber çok önemli ve hay- ve gördüğüm için anladım ki o zaman adları cum- Trabzonluların girişimleriyle yapılması kararlaş- atî saydığınız bu noktayı bana sormaktan bir zarar huriyet olmayan diğer yerlerin bugünkü halkı da ay- tırılan Erzurum Kongresi konusunda Erzurum’la gelmezdi. Benim ise düşmanı yenmek için gerekli nı yetenekten kesinlikle uzak değildir. haberleşilmişti. Ve orada hazır bulunmak üzere olan kararlılık ve milli inancın varlığını gördükten 7 MAYIS 1924 Erzurum’a hareketim kararlaştırılmıştı. Gerçi ben İstanbul’da uyanan düşünce sonra cephane ve diğerlerinin önce ve sonra ve her Cumhuriyet Sivas’ta genel bir kongre yapmaya karar vermiştim. durumda bulunacağına inancım vardı. Size olumlu Beni Türkiye’ye en uygun merkez Ankara olabi- Ancak önce Erzurum Kongresi’nde bulunmayı ve cevap vermekte haklı idim. leceğini düşünmeye iten ilk neden çok eskidir ve il- bundan sonra Sivas Genel Kongresi’ni yapmayı ya- yük rahatlık uyandırdı. Anadolu’nun bu temiz hal- midir. Bu noktaya ait düşüncelerim her İstanbul’da Düşmanı kesinlikle denize dökeceğimizle ilgi- rarlı ve uygun buldum. kı ile -fakat halkı ile diyorum, dikkat ediniz- görüş- bulunduğum dönemlerde - hayatımın çok az günle- li olan inancım ise gerçekten sarsılmazdı, sürekli o Amasya’da da birkaç gün kalmak gereği orta- tükçe girişimimin doğruluğu konusundaki görüşüm ri İstanbul’da geçmiştir - uyanmıştır. Özellikle ge- sağlamlığı korudu. Çünkü duygularla ve hayaller- ya çıktı. Havza’dan İstanbul’a çağrılmam nedeniy- her gün daha çok artıyordu. Yeniden Erzurum’dan nel savaştan sonra girdiğimiz Ateşkes günlerin- le değil, gözlem, inceleme ve hesaba dayanan ön- le çarçabuk hareket etmiştim. Samsun ve çevresi ko- Sivas’a Genel Kongre’yi açmak üzere geldiğim za- de İstanbul sokaklarını dolduran yabancı süngüle- lemlerin büyük fedakârlıklarla kahraman milletimiz mutanına uzun zaman için emir vermek üzere ken- man ve bütün kongre sırasında biraz sıkıntı çek- ri, Boğaziçi’nin sularını karartan düşman zırhlıla- tarafından uygulanması sonucu hareket ediliyordu. disinin bana katılmasını buyurmuştum. Bundan baş- tik ki, bunlar artık bilinmiş şeylerdir. Ancak her şe- rı bu düşüncelerimi sabit düşünce durumuna getir- Paşa’ya, Sakarya Zaferi’nden dönüşünde daha ka Ankara’da Kolordu Komutanına da isim ve giye- ye rağmen memnunduk, çünkü İstanbul’u milletve- di ve artık hiçbir kişiye hiçbir fikre ve hiçbir progra- ayağının tozu ile duygularını, “Bu Türk milleti çok cek değişikliği yaparak gelmesini istemiştim. Bu ko- kili seçimine zorlamıştı. Yalnız benim unutamaya- büyük bir millettir, ona layık komutan gerekli” de- ma en küçük biçimde ilgi göstermeksizin bu boğucu mutan, resmen, doğrudan doğruya benim emrimde cağım üzücü bir başarısızlık olmuştur. Doğal ola- miş olduğunu hatırlattım. Bütün o kanlı savaşlar ve havadan çıkmak konusundaki dünyaca bilinen kara- milletin o zamanki coşkusu ve yüce kararı aşama değildi. Buna rağmen çağrımı soylu bir özveriyle ka- rak bilginiz olmuştur ki Sivas’ta bulunduğum sıra- rımı verdim. aşama göz önünden geçmeye başladı. Gözleri ufka bul etti, bir yüzbaşı üniforması ile zorlu bir yolculuk larda İstanbul’dan gönderilen İstanbul Hükümeti’nin Beni İstanbul’dan Samsun’a götüren vapur, dönük bir süre dalgın durduktan sonra Paşa anlattı: yaptı ve beni buldu. Ankara kolordu komutanının Deniz İşleri Bakanı (Bahriye Nazırı) ile Amasya’da Boğaziçi’ni arkada bırakıp Karadeniz’e girerken İs- Gerçekten öyledir. Afyon, kesin sonucu sağlamada bana çektiği bir telgrafta, beni seven bir arkadaşın bir protokol imzaladık. O protokolün içeriği arasında tanbul ufuklarına baktım. Orada her çeşit savunma çok hesaplı ve belki bu bakımdan daha büyük eşliğinde birkaç kişi daha olduğu hâlde İstanbul’dan asıl olarak şu vardı: yasaklanmış, kalp ve vicdanları kan ağlayan, beyin- harekete sahne olmuş ise de Sakarya’nın değer Ankara’ya geldiğini ve gelişinin bana bildirilmesini “Mebusan Meclisi’nin İstanbul’da açılışının leri yanan İstanbul halkı için ağladım, gözlerim ya- ve büyüklüğü hiçbir zaman eksilmez. Gerçi Sa- arzu ettiğini yazmıştı. Telgrafta adı belirtilmemiş ol- felâkete neden olacağı gerçeğini İstanbul Deniz İşleri şardı. Ancak bu sevgili kardeşlerin kesinlikle kur- karya da hesapsız bir meydan savaşı değildi. An- makla birlikte bu arkadaşın kim olabileceğini tahmin Bakanı kabul etmiştir. Meclisin Anadolu’da uy- tulacağına o kadar emindim ki bu güven benim için cak bunun hesabı yalnız kocaman milletimizin onur avutucu oldu. ettim ve onu da beraberinde getirmesini yazdım. gun bir yerde açılışını sağlamaya çalışacaktır. Bun- ve yüceliğine dayandırılmıştı. Millet , kendisinde Bundan sonraki girişimler ve olaylar hemen he- Beklediğim kişiler Amasya’ya geldiler. Gereken da başarılı olmazsa kendisi kesinlikle bakanlıktan varlığına emin bulunduğumuz bu onur ve yüceliği men hepinizce bilinmektedir. Sanıyorum. Bunun- konuları kendileriyle görüştüm. Samsun ve Anka- ayrılacak ve bütün kabinenin görevden ayrılmasını fazlasıyla gösterdi. Büyük Millet Meclisi’nin verdiği la birlikte İstanbul’dan ayrıldığım günle birlikte, o ra komutanları geldikleri yerlere geri döndüler. Ben sağlamaya çalışacaktır.” yetkilerle donatılmış Başkomutan, bir iki bildirge günden bugüne kadar ortaya çıkan olayların yazıl- karargâhımla ve karargâhımda kalan arkadaşlarla İşte bu olmamıştır. Bu görüşümün doğruluğunu ile millete durumu ve görevleri hatırlattı. Bu bildi- mış ve korunmuş olan belgelerini düzenleyerek anı- birlikte kararlaştırılan yolculuğuma devam ettim. Si- yazık ki hemen hiç kimseye onaylattıramadım. ri bütün bir milleti, bütün bir hükümet kuruluşunu larımı yazmayı düşünüyorum. Bunu yapmayı gele- vas Genel Kongresi’ne ait bildirgeyi burada Kurmay İnsanlar gariptir. Bazen en akıllılarının bile, ger- ayaklandırmaya yetti. O zaman her taraftan koşuldu cek nesil için, Türk Cumhuriyeti tarihi için bir gö- subayına yazdırdım ve bunun taslağını, tarihi anı ol- çeklerin sadeliği karşısında görüşleri boşa gider. ve ancak böylelikledir ki Sakarya’da Türk tarihinin rev olarak kabul ediyorum. Bilirsiniz ki, herhangi mak üzere hazır bulunanlara imzalattırdım. Buna im- İstanbul’un 16 Mart’ta işgalinden sonra, hârikası ortaya çıktı. Anadolu’ya geçerken Kocaeli Yarımadası içinde; bir tarihi elimize aldığımız zaman onun gerçeğe uy- za atmakta kararsızlık gösteren olduğunu söylersem Kuşçalı’da rastladığım gezici bir telgraf merkezi ara- Paşa’ya Sakarya’dan önce millete, “Düşman gun olup olmadığına inanmak için dayandığı kay- şaşmayınız. Yazılan bildirge Türkiye merkezlerine cılığıyla o zaman Ankara’da bulunan Paşa ile haber- yurdun namus ocağında boğulacaktır” demiş ol- naklar ve belgeler araştırılır. Bizim şimdiye kadar gönderdiğim çağrıdan oluşmaktadır. leşmiş, kendilerine bazı sorular sorarak rahatlık ve- duğunu hatırlattık. doğru bir ulusal tarihe sahip olamayışımızın nede- Sivas çalışmaları özellikle öneme sahipti. Çünkü Da- rici cevaplar almıştım. Altı gün sonra Ankara’ya var- ni tarihlerimizin, belgeye dayanmaktan çok, ya bir- mat Ferit Hükümeti oradan düşürülmüş ve İstanbul Evet öyle demiştik. Çünkü öyle olacaktı. Bunun dığımda durumu bu güvenceyle birlikte bulmamak- takım övücü veya birtakım kendini beğenmişlerin oradan Mebusan Meclisi seçimine zorunlu kılınmıştı. başka çeşidini, düşünmek bile bizlere göre ve Türk la birlikte Paşa’nın en kesin ve herkese güven veri- Paşanın bu konudaki sözlerini aşağıda yazıyorum. gerçek ve mantık dışı sözlerinden başka kaynak bu- milletine göre imkânsızdı. ci bir rahatlık içinde olduğunu görmüştüm. Bu anıla- Tokat, Sivas, Erzurum görüşmeleri gönlümde bü- lamamak talihsizliğidir. Cumhuriyet, 7 Mayıs 1924, s.1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear