Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
5 SAĞLIK BAKANLIĞI KORONAVIRÜS BILIM KURULU ÜYESI PROF. DR. KARA: Paniğe kapılmayın, bilime güvenin SENA YAŞAR Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, yurttaşlara “Vakaların artmaması için daha sıkı tedbirlere hazır olmamız lazım. Herkes tedbirleri vatandaşlık görevi olarak görmeli ve yerine getirmeli. Panik olmayın, bilime güvenerek hareket edin” uyarısında bulundu. Prof. Dr. Kara, yeni tip koronavirüs (Covid19) salgınına ilişkin Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. n Çin’in Wuhan kentinde 3 ay önce ortaya çıkan koronavirüsün ilerleyişi, bugün Çin’de nasıl seyrediyor? Çin’de virüsün yayılma hızının düştüğünü görüyoruz. Bunun nedenlerinden birincisi Çin’in virüsü erken tanımasıdır. İkincisi ise çok ciddi bir izolasyon uygulamasıdır. Şehirdeki izolasyonu iyi yapabilmeleri, Çin’e çok büyük bir avantaj sağladı. ‘VAKAYI SOKMAYACAĞIZ DEMEK GERÇEKÇI DEĞILDI’ ra neler yapıldı? Bunun üzerine “İçerideki vakaları er n Koronavirüsün dünyaya yayılma ken yakalamaya dönelim” dedik. Bu ya başladığı görüldükten sonra Türki yöndeki hazırlıklarla ilerlendi. İçerideki ye’deki kriz yönetimi nasıl yapıldı? vakayı tespit ettik. Bu vakanın temasla Biz de ülkemizde birkaç basamaklı rına yönelik de hazırlıklar yapıldı. Bize olarak hareket ettik. Bu basamaklardan bir buçuk iki ayın kazandırdığı bir süre biri, “Virüs Türkiye’ye nereden gelebilir” diye düşünülmesi ve virüsün gelebileceği yerlere yönelik önlemler alınmasıydı. Koronavirüs, Çin’de görülmeye başlayınca erkenden bir Bilim Kurulu kuruldu. Bilim Kurulu, çalışmalarına çok erken başladı. Bu da Türkiye için avantaj ol oldu. Vaka görülürse neler yapılacağına dair bütün hazırlıklar yapılmıştı. Vaka tespit edildikten sonra da onun ve temaslarının izlemi sağlandı. Ama sıkıntımız Avrupa’nın bu şekilde gidiyor olmasıydı. Bugün, yarın veya öbür gün Türkiye’de yüzde du. Salgının görüldüğü yer yüz yeni vakalar göreceğiz. ler Çin’den Avrupa’ya doğ Ama bu göreceğimiz vakala ru gelince önlemler sıkı şekilde Prof. Ateş Kara rı ne kadar erken ve ne kadar uygulanmaya başladı. Ülkeye giriş az hastane başvurusunu sağlaya lerde tarama ve muayeneler yapıldı. İlk rak yakalarsak, sayıyı o kadar kısıtlı tu etapta Wuhan’dan, ardından Çin’den ge tarız. Düşünce buydu. “Biz vakaları ke lenlerin ülkeye hiç alınmaması önlem sin göreceğiz. Görmeden önce mi okul leri alındı. Bizim açımızdan riskin yük ları kapatmak avantaj sağlar, görünce sek olarak yaratıldığı an, İran’da vaka mi kapatmak avantaj sağlar?” diye dü görülmesi oldu. İran sınırından dolayı şünüldü. 1918’den sonraki tüm salgın problem yaşadık. İtalya’da da vakaların ları incelediğimizde gördük ki eğer sal kontrolsüz olarak arttığını gördük ve gın başladıktan sonra okulu kapatırsa İtalya çok iyi bir izolasyon uygulayama nız yüzde 85 civarında yayılmayla kar dı. Bu da bizim için risk yaratan bir du şılaşıyorsunuz. Ama salgın daha dolaş rum oldu. Vakaların Almanya, Fransa, madan kapatabiliyorsanız o zaman, en İspanya gibi ülkelerde de görülmesinin kötü ihtimalle salgın yüzde 55’te kalı ardından Türkiye’de vakanın içeriye yor. En iyi ihtimalle ise yayılma yüzde girme ihtimalinin olduğu belliydi. Bunu 30’larda durabiliyor. 100 kişiden 70’ini kabul etmemiz gerekiyor. Bizim ilk va kurtarabiliyorsunuz. Radikal biçimde kayı görmeden 15 gün önce “Türkiye’ye okulların ve üniversitelerin kapatılma vakayı sokmayacağız” dememiz gerçek sı, spor aktivitelerinin seyircisiz oynan çi değildi. ması, sanat etkinliklerin durdurulması n Vakanın, Türkiye’ye girişinin ka önlemin bir parçasıydı. çınılmaz olduğu kabul edildikten son nOkulların kapalı kalma süresi uzar mı? Durumun seyrine göre değişebilir. Önümüzdeki günlerde ülkemizdeki durumun nasıl seyredeceğine bağlı olarak bu süre uzayabilir ama kısalmasını beklemiyorum. n Vaka görüldükten sonra ne yapıldı? Bu basamaktan sonra artık yapmamız gereken içerideki vakaları erken yakalamaya çalışmak. Test uygulamalarını çok genişlettik. Herhangi bir vatandaş gidip “Ateşim var, öksürüyorum” dese, hemen hastaya test yapılabilir noktaya getirdik. Başlangıçta testleri kısıtlı tutmuştuk. Şubatın ortalarında siz gelip “Ben Ankara’da yaşıyorum, kimseyle bir temasım olmadı” deseydiniz, sizden test almaya gerek olmadığını söylüyorduk ama özellikle Avrupa’daki vakaları görünce çok yakın ilişkimiz olduğu için kritik kişilerden örnek alma noktasına geldik. n Zatürree veya grip aşısı olmak, bizi koronavirüse karşı korur mu? Koronavirüse karşı bunların bir etkinliği yok. Ama sizin akciğerinizde bir hasar varken ikincisi gelse çok daha büyük sıkıntı yaratır. O nedenle grip ve zatürree gibi aşılarınızı olursanız vücudunuz iki farklı hastalıkla uğraşmaz. Savunma sistemimiz zatürreeyle uğraşırken bir de üstüne korona gelirse hasar çok ağır olur. Bunu sadece koronavirüs için düşünmeyelim, eğer aşı olursanız başka bir solunum yolu hastalığından da etkilenmeniz daha az olur. “Aşı bizi yüzde yüz korur” diye düşünüyoruz. Grip aşısının yüzde yüz koruyuculuğu yoktur ama yüzde 95 olarak ölümden korur. Grip aşısı olursanız yine grip olursunuz ama hastaneye yatacak veya ölecek kadar ağır olmazsınız. ‘AŞI 1 YILDA GELIŞTIRILEMEZ’ n Koronavirüse karşı yakın zamanda bir aşının bulunup kullanılması söz konusu mu? İran ve Çin’den böyle haberler alınıyor... Koronavirüsün özelliklerini ve yapısını bilince öyle mucize bir ilacın hemen bulunması çok olası değil. Aşının verimini, ancak iki hastadan birine ilaç verip diğerine vermeyerek anlarız. Ve hangisine ilacı verdiğimizi doktor da, hasta da bilmez. Ve sonuçta ilacı alanlar çok daha erken iyileşirse, ilaç etkili oldu deriz. Çalışmayı o basamakta durdurur ve herkese ilaç vermeye başlarız. Böyle bir dönemde bu çalışmayı yapmak zor. İlacın etkili olabileceğine inanıp bir gruba veriyorsunuz ama diğer gruba tedavi uygulamayarak ilaçsız bırakıyorsunuz. Bu etik olmaz. İlacı verdiklerimize ve ilacın öncesinde koronavirüse yakalananların tablosuna bakarak ilacın etkinliğini konuşabiliriz. Ama “İlaç verdim, 5 hastamın 4’ü iyileşti” yaklaşımı bilimsel değil. Belki ben vermesem de 4’ü iyileşecekti, bilemiyoruz. Çünkü çocukların hastalanmadığını, gençlerin binde 2 oranda risk taşıdığını ve hızlı iyileştiğini biliyoruz. İlacı 400 gence verdim, hepsi iyileşti demek doğru olur mu? Zaten bin gencin 998’i iyileşecekti. Bu, doğru bir tümevarım olmaz. Basamaklara bakıldığında, aşının önümüzdeki 1 yılda geliştirilebileceğini beklemiyorum. n Bundan sonraki süreçte ne yapılmalı? Kendi aramızdaki sosyal mesafeyi, toplu yaşam alanlarında, bulunduğumuz yerlerde, başka insanların bulunduğu yerlerde 1 metrelik mesafeyi korumamız lazım. Mümkün olduğu kadar evden çıkmamamız lazım. Özellikle yurtdışından geldiysek 14 gün evde kalmamız, en az kişiyle temas etmemiz, dışarıya da mümkün olduğu kadar çıkmamamız gerekiyor. Çıkacaksak da maske takarak çıkmamız lazım. Bunları becerebilirsek bizim ülkemizdeki vaka sayısı çok daha yükselmeden devam edebiliriz. Önümüzdeki 2 aylık süreyi böyle atlatabilirsek Türkiye bu salgını en başarılı yenen ülkelerden biri olur. Ama bu kurallara uymazsak vaka sayımızdaki artış çok yüksek olabilir. Vakanın artmaması için daha sıkı tedbirlere hazır olmamız lazım. Herkes tedbirleri vatandaşlık görevi olarak görmeli ve yerine getirmeli. Panik olmayın, bilime güvenerek hareket edin. l ANKARA