Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
5 NİSAN 2012 PERŞEMBE ADALET DİLENMİYORUZ... DİRENİYORUZ! 3 ‘Arabuluculuğa geçit yok’ vukatlık Kanunu değişikliği tartışmalarının yapıldığı bu günlerde, “yargının iş yükü” bahane edilerek avukatlık mesleğine, vatandaşın hak ve hukukuna saldırı niteliği taşıyan, çokhukukluluğu ve kadı sistemini getiren; mafya, tarikat, cemaat “adaletini” hukukun içine sokan, geçen dönemde baromuzun kararlı direnişi nedeniyle çıkarılamamış olan arabuluculuk yasa tasarısı yasalaşma sürecine girmiştir. Taslağa göre hukukçu olmayanlar da 100 saatlik hukuk dersi ile arabulucu olabilecektir. Bu durumda neden halen yeni hukuk fakülteleri açıldığının sorgulanması gerekir. Düzenleme ile bir yandan hukuk eğitimi ve avukatlık mesleği küçümsenmekte, sıradanlaştırılmakta, öte yandan hak arama ve adalet dağıtma hukukçuların ellerinden alınarak başka ellere verilmektedir. Tasarı ile ‘Av’nin yerini Arb’ almakta, yeni bir meslek türü yaratılmaktadır Arabuluculuk zaten olması gerektiği şekilde Avukatlık Kanunu’nun 35/A maddesinde vardır. O halde amaç başkadır. Bu şekilde emperyalizm ve küresel sermaye, Türkiye’ye modern ‘kadılık’ sistemini dayatmakta, hukuka yabancı kavramlar adalete sızmaktadır. Arabuluculukla yargı ve adalet özelleştirilmekte, hukuk birliği parçalanma sürecine girmekte, bir süredir dillendirilen çokhukukluluk yasal altyapıya kavuşturulmaktadır. İstanbul Barosu arabuluculuğa kökten ve ilkesel olarak karşıdır, çünkü: Arabuluculuk, adaleti dağıtma işlev ve yetkisinin, millet adına karar veren yargıdan alınıp kimin adına karar vereceği belli olmayan ellere teslimidir! Arabuluculuk, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu, kullanılmasının hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye, sınıfa bırakılamayacağı: Hiçbir kimse ve organın kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamayacağı, yargı yetkisinin Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağı şeklindeki anayasal ilkelere açıkça aykırıdır, çünkü yargı alanındaki egemenliğin ve yetkinin belirli kişilere ve zümrelere devri niteliğindedir. Bu nedenlerle anayasanın 2. 6, 9. 11 ve 36. maddelerine açıkça aykırıdır. Arabuluculukla mesleğin, meslektaşın iş alanı daraltılacak, daha vahimi adalete yabancı güçler hukuka “sızacak”, çokhukukluluk, kadılık sistemi, mafyatarikatcemaat adaleti yasallaşacaktır. Arabuluculuk hukukun gücünün, “gücün” hukuksuzluğuna teslimidir! Arabuluculuk hukukun cüppesini başka cüppelere teslimidir! Arabuluculuk vatandaşın, onun hakkının ve hukukunun mafyanın, tarikatların cemaatlerin egemenliğine, insafına, keyfiliğine terk edilmesidir! Arabuluculuk, (avukatlar eliyle yapılsa bile) bu alanda “kastlaşmayı”, “tekelleşmeyi”, “özelleştirmeyi” getirmektir! Görüldüğü gibi arabuluculuk hem avukatlık mesleğine ve avukatlara hem de vatandaşın hukuk güvenliğine zarar verecek, adalet ve güven duygusunu zedeleyecek, adalete yabancı unsurları hukuk düzenine taşıyacak, çokhukukluğun, hukuk dışı güçlerin egemenliğinin yolunu açacak vahim bir düzenlemedir. Yargıdaki iş yükünü azaltmanın alternatifi bu olmayıp yapılması gereken öncelikle yargı bağımsızlığını sağlayarak köklü bir yargı reformu yapmak altyapı ve insan gücü sorunlarını doğru bir planlama ile çözmektir. Türkiye’de yeter sayıda hukuk fakültesi ve hukukçu mevcuttur. Yapılması gereken sadece doğru bir planlamadır. Bu nedenlerle barolarımızı, meslektaşlarımızı ve kamuoyunu bu vahim gelişmeye, anılan tasarıya karşı duyarlı olmaya ve mücadele etmeye, hukuka sahip çıkmaya çağırıyoruz. Dünyanın en büyük savunma örgütü olan İstanbul Barosu’nun, tarihi bir görev ve sorumluluk bilinciyle arabuluculuk yasa tasarına karşı kararlılıkla direneceğini, mücadele edeceğini, demokratik ve meşru gücünü sonuna kadar kullanacağını, mesleği, meslektaşları, vatandaşın hak ve hukukunu sonuna kadar koruyacağını kamuoyunun bilgisine saygı ile sunarız. Savunma hakkını kısıtlayan uygulamalara son verilmelidir TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ GENEL KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ 78 Mayıs 2011’de Adana’da toplanan Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu aşağıdaki hususların kamuoyuna duyurulmasına karar vermiştir. 1 Kapatılan Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin devamı niteliğinde olan CMK md. 250 kapsamındaki özel yetkili ve görevli ağır ceza mahkemeleri demokrasi, hukuk devleti ve adil yargılanma hakkının zorunlu koşulu olarak ivedilikle kapatılmalıdır. Türkiye Barolar Birliği, barolar ve demokrasi ve yargının kurucu unsuru avukatlar, bu istemi kararlılıkla takip edecekler ve gerektiğinde “hukuktan gelen güçleri”ni kullanmakta tereddüt etmeyeceklerdir. 2 Baroların ve savunmanın statüsü, anayasanın “yargı” bölümünde yer almalı ve anayasal güvenceye bağlanmalıdır. 3 Savunma hakkını kısıtlayan, dolayısıyla bireyleri hukuki güvenceden yoksun kılan yargılama usulsüzlüklerine derhal son verilmelidir. Bütün kişi ve kurumlar, bunun sağlanması için cesaretli ve aktif bir duruş sergilemek zorundadırlar. 4 Tarafsız ve bağımsız yargının olmazsa olmaz koşulu, özgür ve bağımrişten başlanarak, mesleğin düzenlenmesi ve mesleğe kalite kazandırmak için, avukatlık sınavı getirilmesi dahil, Türkiye Barolar Birliği ve barolarca yıllardır gösterilen çabaların gerek siyasal iktidarlar, gerekse yüksek yargı organlarınca engellenmesini kınıyoruz. Örgütlerimiz üzerinde vesayet kurma gayret ve girişimlerinden sonuç alınamayacağını kararlılıkla ilan ediyoruz. 6 Avukatlık mesleğinin faaliyet alanını daraltan, etkisizleştiren yasalaştırma faaliyetlerinin hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmadığını kamuoyunun ve TBMM’nin dikkatine sunuyoruz. 7 Demokrasi, hukuk devleti ve adil yargılanma hakkı için avukatların, hâkim ve savcılarla aynı önem ve değerde olduğunun başta bütün uygulamacılar olmak üzere herkes tarafından içselleştirilmesinin bir zorunluluk olduğunu tekrar ifade ediyoruz. 8 Anayasada güvencesini bulan kanun önünde eşitlik ilkesinin gereği, adalete erişim hakkının tüm yurttaşlara hiçbir ayrım gözetilmeksizin uygulanması gerektiğinin kuşkusuz olduğunu önemle vurguluyoruz. 9 Devletin meşruiyet temelinin yargı; yargının, yargıç ve savcıların meşruiyet temelinin “savunma hakkı” olduğunu kuvvetle vurguluyoruz. Bütün avukatlar, üstlendikleri savunma görevini, hukukun üstünlüğüne, evrensel hukuk değerlerine, temel insan hak ve özgürlüklerine bağlılıkla yerine getirmekte kararlıdırlar. A sız savunmadır. “Yargı reformu” tartışmalarında, savunmanın temsilcilerinin muhatap alınmamasını ve savunma ile ilgili hiçbir proje sunulmamış olmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Savunmanın hak ve olanaklarını, evrensel ölçütlerde yaşama geçirmeyen bir yargı reformu projesi, gerçek anlamda bir reform olamaz. 5 Avukatlık stajına ve mesleğe gi Ümit Kocasakal’ın Turgut Kazan duruşmasındaki savunmasından MUK’ta 01.12.1992 tarihinde yapılan değişiklikten sonra, yakalanan kişi veya sanık soruşturmanın her hal ve derecesinde bir veya birden fazla Müdafii’nin hukuki yardımından faydalanabilir hükmü eklenerek yakalanan kişi ve sanıklara Müdafii seçebilecek durumda olmadığını beyan ederlerse, yasal koşullar çerçevesinde, Baro tarafından kendilerine bir müdafii tayin edilir. İstanbul Barosu, yasanın baroya verdiği bu yetkiyi daha hızlı ve sağlıklı kullanmak amacı ile bünyesinde CMUK Uygulama Servisi’ni oluşturdu. Bu servis , 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren yeni Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) döneminde CMK Uygulama Servisi adını aldı. CMK gereğince; şüpheli veya sanığın 18 yaşı doldurmamış ya da sağır veya dilsiz veya kendisini savunamayacak derede malul olması ve bir müdafii de bulunmazsa (m.150/2), Üst sınırı en az beş yıl hapis cezasını gerektiren suçların soruşturma ve kovuşturma aşamalarında (m.150/3), Gözaltına alınan yakalananın Sulh Ceza Hâkimliğindeki sorgusunda (m.91/6), GÖZALTINA ALINANLARA, YARGILANANLARA ÜCRETSİZ AVUKAT ATIYORUZ... BARO HER ZAMAN YANINIZDA! Şüpheli veya sanık hakkında tutuklama istenildiğinde taktirde (m.101/3), Şüpheli veya sanık hakkında tutukluluk süresinin uzatılması istenmesi halinde (102/3), CMK 151/34 uyarınca tutuklu veya hükümlünün seçilen veya atanan müdafisinin görevden yasaklanması halinde (m.151/5), Davranışları nedeniyle, hazır bulunmasının duruşmanın düzenli olarak yürütülmesini tehlikeye sokacağı anlaşılan sanığın duruşma salonundan çıkarılması ve bir müdafii bulunmaması halinde (m.204), Kaçak sanık hakkında duruşma yapılabilen hallerde (m.247/4), Şüpheli veya sanığın gözlem altına alınmasına karar verilmeden önce (m.74/2) istem aranmaksızın ve müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederek müdafi talebinde bulunan şüpheli veya sanığın istemi halinde (m.150/1), Soruşturma evresinde ifadeyi alan merciin veya sorguyu yapan hakimin, kovuşturma evresinde mahkemenin talebi üzerine Baro tarafından CMK Uygulama Servisi bünyesindeki Sanık Hakları Servisince müdafi görevlendirmesi yapılmaktadır.(m.156/1) Aynı zamanda 18 yaşını doldurmamış, sağır veya dilsiz ya da meramını ifade edemeyecek derecede malul olan ve bir vekilde bulunmayan mağdur, şikayetçi, suçtan zarar gören ve katılanlara (m.234/2, m.239/2) istem aranmaksızın ve vekili yoksa istem halinde (m.234/1a)3, 234/1b)5, 239/1) Soruşturma evresinde ifadeyi alan merciin veya sorguyu yapan hakimin, kovuşturma evresinde mahkemenin talebi üzerine Baro tarafından kendilerine avukat görevlendirmesi yapılmaktadır.(m.156/1) CMK Uygulama Servisi 24 saat açık olup, karakol, savcılık ve mahkemelerden gelen avukat taleplerini karşılamaktadır. CMK Uygulama Servisi zaman içinde kendini geliştirmiş ve uygulamada yer alan avukatların özverili çalışması ile yalnız gelen taleplere avukat göndermekle kalmayıp yapılan hukuka aykırı işlemleri izlemek ve bunlarla mücadele etmek konusunda da çalışmalar yapmıştır. Uygulamada soruşturma aşamasında sıkca rastlanan hukuka aykırı işlemlerin (gözaltı süresinin aşılması, işkence ve kötü muamele v.s.) önüne geçebilmek, Mağdurların C mağduriyetinin bir an önce giderilmesini sağlamak amacı ile servise gelen talepler hızla değerlendirilmekte ve en kısa süre içinde şüpheli/sanık veya Mağdur/şikayetçilerin bulunduğu yere ulaşarak hukuki yardımda bulunmaktadırlar. CMUK Uygulama Servisinde 3332 avukat kayıtlı olup, 2608 avukat faal olarak çalışmaktadır. Sanık Müdafi Sicilinde 3983 toplam avukat kayıtlı olup, 3167 avukat faal olarak çalışmakta, Mağdur Vekili Sicilinde 2333 toplam avukat kayıtlı olup 2255 avukat faal olarak çalışmakta, Uzlaştırıcı Sicilinde ise 300 avukat kayıtlı ve faal olarak çalışmaktadır. CMK Servisine ulaşmak için: Santral : 0212 444 52 71 Faks : 0212 251 90 26 (Soruşturma) Faks : 0212 252 95 18 (Kovuşturma) SERVİS SORUMLULARI : 113 – 116 117 SORUŞTURMA : 143 – 147 İstanbul Adalet Sarayı (Çağlayan), C1 Blok, 1. Bodrum katı Telefon : 0 212 240 04 1617 Fax : 0 212 240 04 18 İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI Çıkmak için bu karanlıktan... Zorbanın tuzağındasın! Aç, bitkin, yaralı... Katilin, sinsice izliyor seni kurbanı olarak iştahının! Vahşet ve acımasızlık: bu onun karakteri... Ve sen tutsaksın, kanlı bir oyuncak gibi ellerinde, sarıldığını sanarak yaralarının... Susuyorsun, sustukça derinleşiyor yaran, iyileştiğini sansan da! Acısından hınç sağmayan bir halkın yaraları nasıl iyileşir? Susmanı istiyor efendiler! Susmanın körelmek, esaret, teslimiyet olduğunu bilerek... Bu zalimin besini; bırak artık efendinin tasından tıkınmayı bir yana; sesini bul bağrındaki yaranın! Kıvılcımın kendinsin, kendi kolların. Bağır bağırabildiğin kadar! Korkma! Halk ancak bağırdığınca var! Kendi nefesinle silahlan, kendi sesinle; yırt at barbarın sana sabırdan dokuduğu küflü kefeni! Unutma: kında duran onur paslanır! Sana ayaklanıp, acılarının hesabını sormak, sana işleyen, ışıldayan cesaret, sana Spartaküs’ün kardeşi olmak, sana çığlar, çağlayanlar, kalbinde bilenen çığlık, var gücünle gürüldemek yakışır... Halk budur! Aklını başına al! Sensin yeryüzünün sahibi! Nihat Behram İSTANBUL BAROSU AVUKAT HAKLARI MERKEZİ vukat Hakları Merkezi, savunmanın yargı içerisinde kurucu unsur olarak yerini alması ve savunmanın yargı için vazgeçilmez olduğu bilincinin yerleştirilmesi; avukatın savunmayı temsil işlevini yerine getirebilmesi için sahip olması gereken haklara ulaşması ve bu hakları özgürce kullanabilmesi; avukatlık mesleğinin yürütülmesini ve gelişmesini engelleyen sorunların çözüme kavuşturulması; avukatlık mesleğini yerine getirirken ve/veya avukatlık sıfatı nedeni ile bir sorunla karşılaşan avukatların başvuracağı bir yapı olması hedefi ile kurulmuştur. Avukatların görevlerini yaparken ve/veya avukat sıfatlarından dolayı karşılaştıkları her türlü fiili ve hukuki saldırıda; olay Baroya veya Merkeze iletildiği anda olaya müdahale edilmektedir. Avukatlara yönelik saldırılarda, Merkez üyeleri veya Baro Bölge Temsilcilerimiz ve gönüllü meslektaşlarımız aracılığı ile olay yerine gidilmekte ve hukuki işlemlerin yürütülmesinin yanı sıra mesleki dayanışma sağlanmaktadır. Avukatların görevinin ifası sırasında yaşanan hukuka aykırılıklarla ilgili yapılan başvurularda, AHM Yürütme Kurulu’nun gündemine alınarak Baromuz Yönetim Kurulu’nun kararı doğrultusunda kamu ve özel kurumlarla sorunların çözümü veya uygulamaların düzeltilmesi için yazışmalar yapılmaktadır. Avukat olmadıkları halde avukatlara ait A hak ve yetkileri kullanan ve böylelikle de avukatlık meslek tekeline ve Av. K. md. 63’e muhalefet eden kişiler hakkında suç duyurularında bulunulmakta ve açılan davalar müdahil olarak takip edilmektedir. Avukatlık hukuku ile ilgili olarak sorun yaşayan meslektaşlarımız Merkezimize başvurmakta ve kendilerine bilgi verilmektedir. Meslektaşlarımızın yazılı başvuru yapması durumunda kendilerine yazılı cevap verilmekte; aynı zamanda telefonla yapılan başvurular da sözlü olarak cevaplandırılmaktadır. Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesi 5728 sayılı kanunun 329. maddesinde yapılan değişiklik göz önüne alınarak Türk Ticaret Yasası’nın 272. maddesinde öngörülen esas sermaye miktarının beş katı (250.00,00YTL) veya daha fazla esas sermayesi bulunan 15.981 anonim şirkete yasal yükümlülüğünü hatırlatan yazılar gönderilmiş ve takibi merkezimiz tarafından yapılmıştır. Merkezimizde tutulan AHM Evrak Kayıt dosyasına göre 01.11.2010 – 26.03.2012 tarihleri arasında 618 yazılı başvuru yapılmıştır. Bu başvurular avukatlık mesleğinin ifası sırasında karşılaşılan hak ihlallerine ilişkin şikâyetler veya Merkezden görüş talep eden nitelikteki başvurulardır. Bu başvuruların konularına ve talebe göre tasnifi aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. C MY B C MY B