Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6SECIM2 2/7/07 20:57 Page 1 1999 İşsizlik ve göç büyük sorun TAMSAN Kayseri’ye taşınırken Pepsi’nin tesislerinin kapatılması AKP’yi zorluyor İLHAN TAŞCI TOKAT Kebaplarıyla ünlü Tokat’ın özelleştirme, kapanan fabrikalar, işsizlik ve göçle birlikte “ağzının tadı” iyiden iyiye kaçmış. İstihdam yaratabilen fabrikaların Kayseri’ye taşınmasına işsizlik ve göçün de eklenmesiyle yaşanan ekonomik darboğazın faturası 5 vekilli AKP’ye kesilecek gibi görünüyor. Fabrikasızlığa itilen kentte “üç vakte kadar Kayseri’nin başkent yapılacağı ama AKP’nin haberi olmayacağı” esprileri yapılıyor. İki milletvekilliğine garanti gözüyle bakılan CHP, halkın yeni umudu olarak öne çıkıyor. CHP üçüncü milletvekilliğini zorlarken, barajı aşması durumunda MHP’nin de 1 milletvekilliğinin kesin olduğu değerlendiriliyor. Sağdaki dağılma ve AKP kırgınlarında “karar t okatlılar, fabrikalarının Abdullah Gül’ün memleketi Kayseri’ye taşınmasını içlerine sindiremezlerken, yaşananların sorumlusu olarak AKP’nin 5 milletvekilini görüyorlar. Fabrikasızlığa itilen kentte “üç vakte kadar Kayseri’nin başkent yapılacağı ama AKP’nin haberinin olmayacağı” esprileri yapılıyor. sızlık” öne çıkıyor. 22 Temmuz günü kararsızlar ya CHP ya da MHP’den yana tavır alacaklar. 3 Kasım seçimlerinde AKP’nin “fabrikalar açıp çoluk çocuğa iş sahası” yaratacağı umuduna bel bağlayan Tokat, 4.5 yıl sonunda umutlarını tüketirken, yeni umut vaadeden parti arayışına yöneliyor. TAMSAN’ın Kayseri’ye taşınması, Pepsi’nin dolum tesislerinin kapatılmasının kent ekonomisini “uçurumun” kenarına taşıdığı görüşü öne çıkıyor. çöküşün yaşanacağı kaygısı taşınıyor. Pancardaki kota nedeniyle de Turhal Şeker Fabrikası’nın kapasite altı çalışması, siyasilerce “buranın da gözden çıkartıldığı” yorumlarına yol açıyor. Her geçen gün “tükenen” küçük esnafın tek umudu ise Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nin 10 bin dolayındaki öğrencisi. Fabrikaların kapanışı beraberinde işsizliği, işsizlik de göç sonucu yaratıyor. Ankara, İzmir ve İstanbul’a yönelik göç hareketleri ortaya çıkıyor. CHP’nin yeni dönemde umut olmaya başlaması ve genel seçmende de yönelimin yoğunlaşması kimilerince de farkedilmiş ki adaylara karşı “belden aşağı” siyasete yönelim başlamış. Düzenlenen sahte belgelerle adaylar “karalanmaya” çalışılıyor. Ancak bu çalışmalara girişenlerin kampanyalarının kendilerini vurduğu görülüyor. Öğrencilerin umut olduğu kent Kent ekonomisinin lokomotifi kabul edilen Tokat Sigara Fabrikası da özelleştirme kapsamına alınmış olması kentteki tepkiyi öfkeye dönüştürüyor. Sigara fabrikasının kapatılmasıyla birlikte Tokat ekonomisinde ciddi 13 LİRAYI ÇOCUKLARIMA HARCIYORUM 26 yaşındaki Hamide Karakurt, tarlada yevmiyeli işçi. İki çocuğuna kayınvalidesi bakıyor. Yevmiyesi 20 YTL. 7 YTL’yi kendilerini köyden alıp tarlaya getiren çavuşa veriyor, kalan 13 YTL’yi de kendisine ve çocuklarına harcıyor! Hamide, “Tabi alacak. Ne yapacak, 1.5 saatlik yoldan getirip götürüyor bizi” diyerek, 7 YTL verdiği çavuşun hakkını savunuyor. Hamide, oyunu AKP’ye verecekmiş “bir tek rençberi bunlar düşündüğü” için. Tarlada işçi olduğunu hatırlattığımızda boynunu büküp gülüyor. 22 yaşındaki Halime Gül ise asker kocasının yolunu gözlüyor. 13 YTL’yi kendiyle çocuğuna harcıyor, “kalanı da askerdeki” kocasına yolluyormuş. Oyunu AKP’ye verecek “sevdiği” için. Ama niye ve neden sevdiğini o da bilmiyor. Tarlada çalışan Emine hanım, “bunun içinden hiç çıkmıyorum hep yara ediyor” diyerek yarılan parmalarını gösteriyor. AKP’ye oy verecek ama “siyasetten değil, listedeki akrabasının hatırına.” Nüfus: ranı: Seçmen/Nüfus O : yı Pa GSYİM İM (USD): Kişi Başına GSY TOKAT 828.027 % 51,33 % 0,74 1.771 Kelkit Havzası’nda seçim... OKTAY EKİNCİ “Kelkit Havzası son yıllarda neleri nasıl kaybettiğini ‘düşünerek’ değil ‘görerek’ öğrendi. Değerlerimizin düşüncesizce yitirildiğini ‘gördü’. Kelkit Platformu kuşakları birbirine bağlayan, değerleri koruyan öğe olarak bölgenin doğru sonuçlara ulaşması için çabalarını sürdürecektir.” Bu “niyet”, kimlik değerlerini Tokat’a da anımsatan Prof. Dr. Metin Sözen’in... Önderi olduğu Kelkit Platformu’nun (KEP) 2003’teki kuruluşunda demişti ki; “Umutsuzlar bizi düş kırıklığına düşürmesin...” Tokat’taki bu başlangıcın 4 yılı geride kalırken, KEP’in “kimlikli çağdaşlaşma” özlemi 22 Temmuz seçimlerine de yansıyabilecek mi? Sorunun yanıtını düşünenler, “umut” ve “düş kırıklığı” arasında kararsızlar... Çünkü, kültürel yaşamdaki gelişmelerin genel siyasal tercihlerde de kendini göstermesi daha “uzun zaman”lar alıyor. Hele ulusal politikalar yerel duyarlılıklara aldırmadığında, bakıyorsunuz yöresel sorunlarını birlikte göğüsleyenler bile “farklı” parti kimliklerini daha fazla önemsiyorlar... Nitekim seçim öncesinde Tokat’ta da aynı durum yaşanıyor. Bin yılların uygarlık havzasındaki tarih ve doğa zenginliğini yarınlara da “yaşam kaynağı” kılmak için KEP’te kol kola girenler, seçim propagandalarında yan yana değil, karşı karşıyalar... Siyasal partilerin bu gibi yöresel güç birliği çabalarına aldırmaz tutumları da aynı “seçim ayrışması”nı körüklüyor. Dahası, hemen tüm partiler ve adayları, Tokat’ın geleceği için KEP ilkelerini rehber almak bir yana, belli ki çoğu “okumamış” bile... Tarihsel bereketi yadsımak Oysa, Gümüşhane’nin aynı adlı ilçesinden doğan Kelkit Çayı’nın 320 km’lik havzası, Giresun, Erzincan, Sıvas illerine de tarihsel bereketler armağan ederken Tokat’ı ve Niksar ile Erbaa ilçelerini de sulayarak Boğazkesen’de Yeşilırmak’a kavuşuyor... Antik çağda “LuKa” adıyla anılan bu büyük “uygarlık suyu” etrafında bir araya gelen 5 il valiliği, 15 ilçe kaymakamlığı, tümünün belediyeleri, bölge üniversiteleri ve sivil toplum kuruluşları, özel sektör temsilcileriyle ve ÇEKÜL’ün öncü katkılarıyla kurdukları KEP’in amacını şöyle belirtiyorlar; “Havza yerleşimlerinin yöresel değerlerini yaşatarak kalkınmaları için en geniş birlikteliği yaratmak...” Tokat’daki, adını “Plevne Kahramanı”mızdan alan Gazi Osman Paşa Üniversitesi de aynı hedefe bilimsel katkılarını sürdürüyor... Ne var ki bölgenin kültür zenginlikleri ile doğal birikimlerini korumak yerine daha da tahrip edecek yatırımların sıralandığı “seçim sözleri”ni duydukça, akla şu soru geliyor; “KEP’in hedeflerinden habersiz bir siyaset, Tokat’a nasıl yararlı olabilir ki?” Örneğin, kentin elde kalan son tarımsal alanlarını çiğneyen, doğa kaygısının hemen hiç gözlenmediği “çevre yolu” projesi gibi... Ya da Evliya Çelebi’nin “Sultan çarşısı kadar güzel; Halep ve Bursa çarşıları gibi tertipli...” dediği tarihi çarşılarını yaşatarak geliştirmek yerine dev alışveriş mağazalarını savunan “muhafazakâr”(!) siyasetin umarsızca alkışlanması gibi... Unutulmaz Vali’nin anıları Kalkınmada merkezden medet ummak yerine yerel kaynakları değerlendirmenin KEP’ten önceki fikir militanı hiç kuşkusuz Vali Recep Yazıcıoğlu’ydu... 2003’de bir kaza sonucunda yitirdiğimiz Yazıcıoğlu, ilk valiliğini 1984’de atandığı Tokat’ta 4 yıl yapmıştı. En kıt kaynaklarla en verimli yatırımların yapılabileceğini kanıtlayan çalışmalarını DPT bile “Tokat Özel İdare Uygulaması” adıyla özgün ve örnek bir model ilan etti. Tokatlı Erdoğan Tamer ve Sadrettin Müftüoğlu, aynı çalışmaları “Altın Yıllarında Tokat” adıyla kitaplaştırdılar... Kentteki tarihsel dokunun yaşatılarak onarılması projelerine de Bey Sokağı düzenlemesiyle öncülük eden Yazıcıoğlu’nun başarısı, “yöresel güçlerin birlikteliği”ni sağlamaktan geçiyordu. Şimdi Tokatlılardan oy isteyen partiler arasında, işte bu “unutulmaz” kamu hizmeti anlayışını siyasi programına esin kaynağı yapanı da ara ki bulasın... Vefa bir semt adı değil C HP 1. sırada milletvekili adayı Orhan Ziya Diren. İSO’nun Türkiye’nin en büyük 50 sanayi firması sıralamasına giren Dimes’in sahibi. Diren’in Türkiye ve dünya ölçeğine ulaşan şirketinin halen memleketi Tokat merkezli faaliyetlerini sürdürüp, kenti terketmemiş olması tüm kesimlerce bir vefa örneği olarak değerlendiriliyor. İkinci sıra adayı Feramüz Şahin alevi yurttaşlarca sevilen “kendi içlerinden biri” olarak düşünülüyor. ATATÜRK’E DİL UZATTILAR “Memleketi yedi düvel işgal etmiş, Atatürk kurtarmış. Atatürk’e dil uzattılar benim için orda bittiler. Laikçiler müslüman değil mi? Ben hem laikçiyim hem de müslümanım” diyen Köse, fabrikaların kurulabilmesi için de yöntem bulmuş onu anlatıyor; “Devlet bağış toplasın, IMF’ye borcu kapatsınlar. Bin YTL vermezsem şerefsizim. Borç bitsin de fabrika kursunlar allah aşkına”. Köse, CHP’nin iktidara gelmesinin de “varoşa yani fukaraya” sahip çıkmasına bağlıyor. “Son birkaç yıldır hastanelerde anormal derecede ihale yapıldı. İhale bitiyor ürün fiyatının tespitini bizden istiyorlar. Trilyonlarca vurgun yapıldı. Bize baskı kurarak çalınan minareye kılıf istediler.” Tokat’a yatırım yapılmamamasının yarattığı sorunları sıralarken, “Olan fabrikalar da kaçtı. Tekstilde 800 işçinin çalıştığı iki fabrika kapandı” diyor. Ersin, ekonomideki bunalımı şöyle anlatıyor: “Tekel özelleştirmesine karşıyız, kapanırsa Tokat çöker. Ankara bizden fiyat sordu. Biz de ‘özelleştirmeye karşıyız’ diye yanıt verdik. Bize yazı gönderdiler ‘siz de kim oluyorsunuz’ mealinde. Sürekli devlet arazileri belediye yerleri beli bir kesime peşkeş çekilmeye çalışıyor.” 2002 T O K A T 60 Tokat İli Seçim Genel Sonuçları: Toplam Sandık: 2.440 Toplam Seçmen: 407.448 Toplam Kullanılan Oy: 353,723 Toplam Geçerli Oy: 340,718 Gümrük K. Geçerli Oy Payı: 714 Katılım Oranı: % 86,81 Milletvekili Sayısı: 6 Tokat İli Seçim Genel Sonuçları: Toplam Sandık: Toplam Seçmen: Toplam Kullanılan Oy: Toplam Geçerli Oy: Gümrük K. Geçerli Oy Payı: Katılım Oranı: Milletvekili Sayısı: 1.959 425.030 319.816 309.926 1.102 % 75,25 7 Cumhuriyet devrimcisi Yerleşme tarihi MÖ 5 binlere uzanan Tokat’ın seçim öncesinde anımsaması gereken çok özel erdemlerinden biri de “Cumhuriyet Devrimi”mize olan tarihsel sevdası... Atatürk 1919’un Haziran ayında Amasya’dayken, kendisini tutuklamaya niyetlenen padişah görevlilerinden kurtulmak için Tokat’a gelir. 26 Haziran günü Belediyede toplanan 25 aydına der ki; “Tarih bize, vatan uğrunda, canını malını esirgemeyen milletlerin asla ölmediklerini göstermektedir. Ben hayatımı hiçbir zaman milletimden üstün görmedim. Her an milletim için şerefimle ölmeye hazırım.” İşte bu destansı kararlığa kucak açan Tokatlılar, padişaha çektikleri telgrafta “İzzeti nefsi millimizi cerihadar ettiği cihetle Ferit Paşa kabinesine itimat kalmadığı”nı bildirerek milli mücadeleye katılırlar. Aynı yılın ekim ayında yeniden Tokat’a gelen Mustafa Kemal’i bu kez Hamamcıoğlu Rıfat Bey’in evinde ağırlarlar. 1920’nin Mart ayındaki, İstanbul’un İngilizler tarafından işgalini protesto mitingleri Tokat’ta da yapılmıştı. Hatta, ilk TBMM’ne gönderilen üyeler de bu mitinglerin “önderleri” arasından seçilmişti... Bakalım 22 Temmuz’da aynı TBMM’ye gönderilecek milletvekilleri kimlerin arasından seçilecekler... Vekiller hiçbir şey yapmadı Kırtasiyeci Seçkin Akar, “Eskiden bir hafta önceyi görebiliyorduk, şimdi bırakın bir haftayı yarını göremiyoruz” diyerek, piyasada paranın dönmemesinden yakınıyor. İktidar partisi milletvekillerinin kent için hiçbirşey yapmamasını eleştiren Akar, “Milletvekili bir çocuğun mahallesi dışındaki okulda okumasıyla ilgilenecekse bıraksın. Vekil bunla ilgilenir mi?” diye soruyor. Ahmet Elmacı’nın ise kendisi gibi esnafın derdinin seçim olmadığını söylüyor. “Sabah dükkanı açarken borcu düşünüyorum. Kimse seçim düşünmüyor. Önce can sonra canan” diyor Elmacı. Taşhan’ın karşısındaki parkta karşılaştığımız taksici Salim Dinç, “ufak esnafın artık bittiğini” söylüyor. 34 yıllık meslek yaşamında 1990’lı yıllarda çok para kazandığını ama şimdilerde caddeden gelip geçeni seyrettiğini anlatıyor. Dinç’e göre, “işsizliğin hükümetle bir ilgisi yok.” Nedeni basit; “Piyasada para yok!” Dinç, “Çiftçinin durumu da perişan” diyor ve ekliyor; “Mahsül para etmiyor ama onlar ağlamayı gözyaşı etmişler kendilerine.” Dinç’e göre, “Hükümet iyi, ekonomi kötü!” Terzi Ali Eker, AKP iktidarını “20 yılın en Minareye kılıf arıyorlar Tokat Sanayi ve Ticaret Odası Genel Sekreteri Asım Ersin, tepki dolu geçen 5 yılda yaşadıklarını anlatıyor; verimli çağı olarak” nitelendiriyor. “22 Temmuz’da inşallah devam edeceğiz” diyerek, AKP’ye oy vereceğini söylüyor. bi özen istiyor. Çocuğumuza bu kadar özenmiyoruz. 10 yıl önce 80 bindi kilosu şimdi 120 bin. Gübresi beşe katladı. Hilesini yaptık, sarardı.” Başa bela ettiler Tokat’tan Turhal’a geçerken yol kenarındaki tarlada sırık domatesiyle uğraşırken karşılaştık Ali Yalçın’la. “Domates para etmiyor” diyerek başladı söze. “Eskiden yer domatesiyle uğraşıyorduk. Şimdi ise İsrail’in başımıza bela ettiği sırık domatesle. Gübresi uğraşısı ayrı dert” diyerek çektiği sıkıntıyı anlatıyor. Yeğeni Mehmet Yalçın, söze giriyor; “Bunda tohumluk da alamıyoruz. Bu ufak 23 aylık bebek gi Çoban bile daha iyi yönetir Hüseyin Meşe, bu seçimden hiçbir şey anlamamış. “Demirel’in CHP’yi destekleyeceğine, Ertuğrul Günay’ın AKP’ye geçeceğine akıl erer miydi” diye soruyor. Tokat vekillerinin hep parmak kaldırdığını hiçbir şey yapmadıklarını söyleyip “Kayseriyi başkent” yapacaklar diyor. Meşe, TAMSAN’ın tokattan Kayseriye götürülüşüne öfkeli; “Oysa işsizliği orası çözerdi” diyor. Esnaflıkta 30 yılını geride bırakan Me şe, “Irak krizinde bile bu kadar işsiz değildik. İki sene daha hükümet olsunlar Türkiye, Irak’a döner” diye konuşuyor. Arıcılı Akif Fırtına, işsizlikten yakınıyor; “Turhal’da iki fabrika olsa çocuklar ne diye şehre gitsin. Birşey yapar çoluk çocuk işe gider diye bu hükümete oy verdik. Onlara oy yok. Ancak Atatürk gibi adam çıkarsa oyumu veririm.” Tarlayı kiralayıp eken çiftçi Avni Köse’nin 9 nüfusu varmış. İki çocuğunun üniversite bitirmesinin sevincini yaşayamayan Köse, “Memurluğu kazandı. İşe koymadılar. AKP’den torpilli olanları hep aldılar. Kahrından oğlum kalp krizi geçirdi. AKP’ye vermeyeceğim bu sefer yalan yok. Ya CHP ya da MHP” şeklinde konuştu. 2