23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

29EKIMEKIATMA4 25/10/07 18:27 Page 4 84. YIL EKI 4 CMYK 29 EKİM 2007 PAZARTESİ 4 ‘Ya Meclis Kemalist olursa!’ 2 M uhalif kanat ve komutanlar, bu seçimler yüzünden Mustafa Kemal’i ellerinden kaçırdıklarını anlamakta gecikmediler: “Ya gelecek Meclis, Kemalist olursa!” O zaman cumhuriyetin önüne geçilmesi olanak dışı olurdu. Bunun verdiği panikle, inanılmaz bir planı uygulamaya koydular: “Mustafa Kemal’i Meclis’e sokmayalım!” “Bu nasıl olabilir ki?” “Seçim kanununu değiştirerek” Muhalif kanadın üç milletvekili, Samsun’dan Emin Bey, Erzurum’dan Necati Bey, Mersin’den Çolak Selahattin Bey oturdular bir “seçim kanunu değişiklik önergesi” hazırladılar. Eğer bu önerge yasalaşsaydı, Mustafa Kemal milletvekili seçilemeyecekti. O zaman da ne cumhuriyet, ne bağımsızlık, ne laiklik, ne de devrimler… Bu konuda daha çok fikir yürütmek bile abes. Seçim kanununda değişiklik isteyenlerin önerileri şunlardı: 1. “Bundan böyle milletvekili adayı, adaylığını koyduğu yerde en az beş seneden beri oturuyor olmalı.” Mustafa Kemal, yaşamı boyunca o cephe, bu cephe koşturmaktan, hiçbir yerde değil beş yıl, beş ay bile sürekli oturamamıştı: 2. “ Milletvekili adayının doğum yeri, Misakı Milli’nin sınırları içinde olmalıdır!...” Selanik, sınır dışında kalmıştı. Belli ki her iki madde de Mustafa Kemal’i hedef almıştı. Bu önerge TBMM Başkanlık Divanı’na verildi. Oturumu Halide Edip Adıvar’ın eşi Dr. Adnan Adıvar yönetiyordu. O da muhalefet yapan İttihatçı kanadın liderlerindendi. “Bir önerge verilmiştir. İncelenmek üzere ilgili ihtisas komisyonuna havale ediyorum” dedi. Gazi derhal söz istedi. “Bu önerge şahsımla ilgilidir. Ben TBMM’nin başkanıyım. Benimle ilgili bir önergeyi millet bilmek ister.” Mustafa Kemal Atatürk köşesini savunmak üzere Derne’de, Bingazi’de, Trablusgarp cephesinde savaşıyordum…Eğer bu efendilerin dediği gibi, bir yerde beş yıl oturuyor olsaydım, o zaman Bitlis’i Muş’u alarak Diyarbakır’a dayanan Rus’un karşısına geçip bu şehirlerimizi kurtaramazdım…O zaman Çanakkale’de, Anafartalar’da, Arıburnu’nda olmamam gerekirdi. O zaman Filistin’de, Halep’te, Suriye’de olamaz, bugünkü Suriye sınırımızı eylemli olarak çizemezdim. O zaman Sakarya’da, Afyon’da, Dumlupınar’da olamazdım. Ama eğer ben oralarda olamasaydım, korkarım bu efendilerin de doğum yerleri Misakı Milli’nin sınırları dışında kalırdı… Şimdi bu efendilere soruyorum: Bu efendiler seçim bölgelerindeki halkın ciddî olarak düşünce ve duygularını mı dile getiriyorlar? Yani, millet bu efendilerle aynı düşüncede midir? Efendiler! Beni yurttaşlık haklarından yoksun kılma yetkisi, bu efendilere nereden verilmiştir? Bu kürsüden resmî olarak size ve bu efendilerin seçim bölgelerindeki halka ve bütün millete soruyorum ve cevap istiyorum.” (Bak. Nutuk, sf. 657) ? Düşmanlarımdan bile beklemezdim Kürsüye çıktı ve avazı çıktığı kadar bağırmağa başladı: “…Bugüne kadar ne yaptıysam, Türklük adına, İslâm adına yaptığıma ve iyi şeyler yaptığıma inanıyordum… Kendi kurduğum meclisten, sayıları üçbeş de olsa milletvekilinin çıkıp da beni en doğal yurttaşlık haklarımdan, seçmeseçilme haklarımdan mahrum etmeye çalışmasını, cephelerde gırtlak gırtlağa savaştığım düşmanlarımdan bile beklemezdim…Ne yazık ki doğum yerim, bugünkü sınırlar dışında kalmış bulunuyor; ayrıca herhangi bir seçim bölgesinde de beş yıl oturmuş değilim…Ancak bilmelisiniz ki, Selanik tek kurşun atılmadan Yunan’a teslim edildiğinde ben bir başka yurt
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear