27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

2 OCAK 2005 PAZAR 3 Avrupa Birliği’nden ‘‘koşulsuz, tam üyeliğe giden ve öteki adaylarla aynı şartlarda’’ müzakere tarihi almayı hedefleyen AKP’li hükümet, 17 Aralık’taki AB zirvesinde hayal kırıklığı yaşadı. Dış politikada beklentiler havada AYHAN ŞİMŞEK NKARA AKP hükümeti, dış politikada savunduğu ‘‘kazankazan’’ anlayışıyla 2004 yılında başarı sağlayamadı. AB’den ‘‘koşulsuz, tam üyeliğe giden ve öteki adaylarla aynı şartlarda’’ müzakere tarihi almayı hedefleyen hükümet, 17 Aralık’taki AB zirvesinde hayal kırıklığı yaşadı. 17 Aralık kararıyla katı müzakere koşulları öne süren AB, ‘‘imtiyazlı ortaklığa’’ da kapıyı araladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB ile müzakerelere başlayabilmek için, 3 Ekim 2005’e kadar Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ‘‘fiilen tanıma’’ sözü verdi. AKP’nin ‘‘çok boyutlu dış politika’’ ve tüm komşularla ‘‘sıfır problem’’ anlayışı, 2004 yılında Suriye, Gürcistan ve Bulgaristan dışında meyvelerini vermedi. Yunanistan Türkiye’nin AB sürecini desteklerken, ikili sorunlar ve Kıbrıs konularında AB üzerinden baskı oluşturmaya devam etti. Atina, 17 Aralık zirvesi öncesinde Ege’de gerginlik yarattı. Ermenistan, soykırım iddiaları konusunda daha aktif bir politika izlemeye başladı. Kanada ve Slovakya’da Ermenilerin soykırım iddiaları kabul edildi. İran’ın reformcu Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, iktidarı elinde bulunduran mollaların Türkiye konusunda şüpheleri nedeniyle Ankara ziyaretini ertelemek zorunda kaldı. Irak ve Ortadoğu’daki gelişmelere sert tepki gösteren hükümetin İran ve Suriye ile yakın diyaloğu, ABD ve İsrail ile ilişkilerde gerilime neden oldu. 2004 yılında Orta Asya ve Türk cumhuriyetlerle ilişkiler AB, Kıbrıs ve Irak konularının gölgesinde kaldı. ABD ile gerilim a Hükümet, Irak sınavını geçemedi t Irak’ta çoğunluğunu kamyon şoförlerinin oluşturduğu 79 Türk yurttaşı direnişçi gruplar ve teröristler tarafından öldürüldü. değerlendirmede ‘‘açık toplumlarda herkesin her şeyi söyleyebileceğini’’ söyledi. Washington’ın tepkisinin ardından ise bir açıklama yapan Gül, ‘‘soykırım, atom bombası kullanma gibi tanım ve nitelemelerin, amaca hizmet etmeyeceği gibi, eleştirilerin inandırıcılığına ve haklılığına da gölge düşüreceğini’’ kaydetti. Ekümenlik tartışması ürkiye’nin Irak konusunda hükümet başarılı bir sınav veremedi. Daha önce Türkiye’nin kırmızı çizgisi olarak görülen ‘‘federasyon’’ konusunda geri adım atıldı. Irak’ın kuzeyindeki Kürt gruplara, ‘‘Irak’ın toprak bütünlüğü içinde kalması ve Irak anayasasında tanımlanması’’ şartıyla Türkiye’nin federasyona karşı çıkmayacağı mesajı iletildi.Türkmenler, Irak’ta nüfus oranlarına eşit bir temsil gücü elde edemezken, aralarında Irak Türkmen Cephesi Kerkük Sorumlusu Mustafa Kemal Yayçılı’nın da bulunduğu önemli Türkmen yetkililer, tümüyle aydınlatılamayan olaylarda yaşamını yitirdi. ABD’nin Türkmen kenti Telafer’de gerçekleştirdiği askeri operasyon, Ankara’nın uyarılarına karşın sürdü. Operasyonda çok sayıda sivil Türkmen zarar gördü. Hükümet, Irak’ta çalışan Türk yurttaşlarına yönelik saldırıların önlenmesi konusunda somut önlemleri yaşama geçiremedi. Irak’ta çoğunluğunu kamyon şoförlerinin oluşturduğu 79 Türk yurttaşı direnişçi gruplar ve teröristler tarafından öldürüldü. Musul’da 5 Türk güvenlik görevlisi pusuya düşürülürken, olay aydınlatılamadı. Irak’taki en tehlikeli bölgeden karayoluyla geçen Türk güvenlik görevlileri için zırhlı araç tahsis edilmemiş olması tartışmaya neden oldu. ABD ile Irak konusunda yaşanan görüş ayrılıkları, Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı AKP’li Mehmet Elkatmış’ın açıklamalarıyla gerilime dönüştü. Felluce operasyonunu eleştirirken, ‘‘ABD soykırım yapıyor’’ diyen Elkatmış’a, AKP yönetiminden tepki gelmemesi Washington’da rahatsızlığa neden oldu. ABD’li yetkililer, Türk gazetecilere Ermeni soykırımı iddialarını anımsatarak ‘‘Bunları bir daha engelleyemeyiz’’ açıklamasını yaptılar. Başbakan Erdoğan’ın da, Irak’ta ABD hedeflerine saldıranlardan ‘‘direnişçi’’ diye söz etmesi, egemen güçlere karşı İslam ülkelerini işbirliğine çağırması kafa karışıklığına neden oldu. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Elkatmış’ın açıklamaları hakkında yaptığı ilk Soykırım nedeniyle yaşanan tartışma bitmeden, ABD Büyükelçiliği’nin düzenlediği resepsiyona Fener Rum Patriği Bartholomeos’u ‘‘ekümenik’’ sıfatıyla davet etmesi, yeni gerilime neden oldu. ABD Büyükelçisi Eric Edelman’ın girişimleri sonucunda Dışişleri Bakanlığı, ABD ile ilişkilerin önemini vurgulayan bir açıklama yaptı. Başbakan Erdoğan ise, ancak 6 haftalık bir aradan sonra Edelman’a randevu verdi. Başbakan’ın danışmanları Cüneyd Zapsu ve Egemen Bağış, Washington’daki temaslarında gerilen ilişkileri düzeltmeye çaba gösterdiler. Ankara, tüm çabalarına karşın ABD’nin Irak’ın kuzeyindeki terör örgütü PKKKONGRA GEL varlığına karşı hareket etmesini sağlayamadı. ABD’li yetkililer, sürekli olarak Irak’taki genel güvenlik sorununu öne sürerek konuyu ertelediler. Ankara, egemenliği tümüyle devralmamış olan Irak yönetiminden de bu konuda güçlü bir taahhüt alamadı. Ağustos ayında Ankara’yı ziyaret eden Irak Devlet Başkanı Gazi ElYaver, ‘‘Sizin için şer odağı, bizim için de şer odağıdır’’ dedi. Ancak verilen sözler, PKKKONGRA GEL’e karşı önlemler olarak yaşama geçirilmedi. İsrail ile soğukluk Hükümetin, komşu ülkeler Suriye ve İran ile ilişkileri geliştirme çabaları da ABD ve İsrail tarafından şüpheyle karşılandı. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül, Tahran ve Şam’a ziyaretlerde bulunurken, İsrail’i ziyaret etmediler. Bunda İsrail’in, Filistin lideri Yaser Arafat’ın ziyaret edilmesine izin vermemesi önemli rol oynadı. İsrail’in Irak’taki faaliyetleri ve kuzeydeki Kürt gruplara destek verdiği iddiları da Ankara’da tepkiye neden oldu. Başbakan Erdoğan’ın, İsrail Başbakanı Ariel Şaron’un şiddet politikalarını eleştiren sert çıkışları ve ardından İran’ı ziyaret etmesi ise farklı yorumlara neden oldu. ABD’deki Musevi lobisi, Erdoğan ve Şaron hükümetleri arasında artan gerginliğin önlenmesi için devreye girdi. AKP hükümeti, Felluce ve Filistin gibi konularda ABD’ye yönelik eleştirilerde bulunurken, Washington’un desteğini kaybetmemek için de büyük çaba gösterdi. ABD’ye verilen en büyük destek, İncirlik konusunda sağlanan kolaylıklar oldu. 12 Mart’ta İncirlik’teki ABD Grup Komutanlığı’nın seviyesi üst düzeye çıkarılarak 39. Wing Komutanlığı’na dönüştürüldü. ABD’nin, Irak’taki askerlerini, teçhizat ve malzemelerini İncirlik üzerinden taşımasına, gizli kararnameyle izin veren hükümet, Bush’un ziyareti öncesinde bu izni uzattı. Bu uzatma işlemi de gizli tutuldu. BUSH VE PUTİN TÜRKİYE’DE T ürkiye, 2004 yılında yoğun bir diplomasi trafiğine sahne oldu. Ankara’nın ağırladığı önemli konuklar arasında ABD Başkanı George Bush ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin öne çıktı. Uzun bir aradan sonra Türkiye’yi ziyaret eden ilk Rus Devlet Başkanı olan Putin’in ziyaretinde, iki ülke arasında Avrasya işbirliğinin zeminini oluşturacak ‘‘çok boyutlu ortaklık’’ deklarasyonu imzalandı. Türkiye’de zirveler yılı Türkiye, 2004 yılında iki önemli zirveye ev sahipliği yaptı. NATO’nun tarihsel önem taşıyan 17. zirvesi 2829 Haziran tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirildi. Zirveye 56 ülkenin ve İttifak ile işbirliği yapan 20 ülkenin devlet ve hükümet başkanları katıldı. Zirvede, NATO’nun Irak’ta güvenlik alanında eğitim ile rol üstlenmesine yeşil ışık yakılırken Geniş Ortadoğu Projesi kapsamında ‘‘İstanbul İşbirliği Girişimi’’ de oluşturuldu. Türkiye’nin ev sahipliği yaptığı bir diğer zirve, İslam Konferansı Örgütü’nün (İKÖ) 31. Dışişleri Bakanları Toplantısı oldu. Zirvede, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) bundan sonra Annan Planı’nda öngörülen ‘‘Kıbrıs Türk Devleti’’ adıyla İKÖ toplantılarına katılması benimsendi. CUMHURİYET 03 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear