23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

l ŞPO İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman: Kaybettiğimiz canların sorumlularının yargılanmasını bekliyoruz Gezi dersi: ÖZLEM GÜVEMLİ Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman, Gezi eylemleri başladığında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmeye giden heyetin üyelerinden biriydi. Gezi eylemleri öncesinde ve süreç boyunca aktif rol oynayan Tayfun Kahraman, bu sırada adı konmamış bir sürgün de yaşadı. Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nda uzman olarak çalışan Kahraman, eylemlerin devam ettiği haziran ayında bir ay boyunca Gaziantep’te görevlendirildi. Kahraman, Gezi’nin son bir yılda siyasi ya da sosyolojik olarak çok belirgin bir iz ortaya koymadığını ama çok önemli bir ders verdiğini belirtiyor: “Bize rağmen, çoğulcu bir söylemle kimlikler üzerine kurgulu bu siyasi anlayış siyasetin her cephesinde değişmeli.” Taksim Dayanışması olarak Başbakan ile görüşmeye giderken beklentiniz neydi, görüşme sonrasında nasıl bir tablo ortaya çıktı? Toplantı çok hızlı bir şekilde ortaya çıktı. Öğle saatlerinde olabilir şeklinde bir haber geldi ve akşama doğru Ankara’da Başbakanlık’ta bir toplantı olacağı haberini aldık. Bu nedenle öncesinde hiçbir değerlendirme şansımız olmadı. Bu anlamda bir beklenti içerisinde değildik, çünkü bu toplantıdan bir hafta önce Taksim Dayanışması olarak talepleri aktarmış ve bu demokratik taleplerin yerine getirilmesinin Gezi’ye katılanlar, destek olanlar tarafından beklendiğini ve demokrasinin gereği olduğunu söylemiştik. Görüşme biz her ne kadar bu gerginliği aktarmaya çalışmasak da sonrasında basına yansıdığı gibi hararetli bir ortamda gerçekleşti. Buradan çıkan tek sonuç ise Gezi Parkı’na yapılacak olan Topçu Kışlası için mahkeme kararının bekleneceği ve bu karara hükümet tarafından uyulacağı sözü oldu. Bir hukuk devletinde aksi dahi düşünülemeyecek bir durum bize çözüm olarak gösterildi. Şu anda mahkemece verilen kararın uygulanmasını ve projenin yeniden hayata geçirilmesi çabalarının son bulmasını bekliyoruz. Bugün hâlâ diğer taleplerimizin ve sokağın taleplerinin yerine getirilmesini bekliyoruz. En önemlisi ise kaybettiğimiz canların sorumlularının bir an önce yargılanarak ceza almasını. Gezi Parkı için başlayan eylemlerin Türkiye genelinde bir isyana dönüşmesini neye bağlıyorsunuz? Gezi Parkı 31 Mayıs 2013 gününe kadar biz ağacına, kentine sahip çıkanların sesini duyurma talebiydi. Toplumda da oldukça geniş bir Kimlik siyaseti değişmeli Yeni bir sayfa açma şansı ÖZLEM GÜVEMLİ Türkiye çapına yayılan Gezi Direnişi’nin kıvılcımını yakan olay 27 Mayıs gecesi iş makinelerinin kaldırım yapmak için Gezi Parkı’na girerek ağaçları sökmeye başlaması olmuştu. Bu olayı kamuoyuna duyuran isim de Taksim Dayanışması üyesi ve Beyoğlu Semt Dernekleri Platformu’nun sözcüsü mimar Cem Tüzün idi. Tüzün, Başbakan projeyi açıkladığı günden beri koruma kurullarında, belediyelerde, mahkemelerde Taksim’i korumak için mücadele eden tüm demokratik kitle örgütlerinin içinde oldu. Tanık olduğu tüm olumsuzluklara karşın gelecekten umutlu olan Tüzün, “Taksim’in şimdi yeniden ele alınması gerek. Bütün bu direniş hukuksuz, antidemokratik şekilde bu alana tecavüz eden proje uygulanmasın diye başladı. Şimdi önümüzde yeni bir sayfa açma şansımız var” diyor. Taksim Dayanışması ve kent hareketleri, Taksim’e yapılacak “yayalaştırma projesi” için 2012 yılının Haziran ayında başlayan ihale süreci ile birlikte eylemlere başladı. İhalenin gerçekleştirildiği gün Taksim Meydanı’nda 24 saat oturma eylemi yapıldı. Eyleme ne medya ne de polis ilgi gösterdi. Daha sonra 5 Kasım 2012’te tünel inşaatları başlayınca bu nöbet eylemi her cumartesi günü dönüşümlü olarak yapılmaya başlandı. 6 ay boyunca karyağmur demeden yapılan eylemlerde 120 bin imza toplandı. Taksim eylemine meslek odaları, sendikalar ve kent hareketi bileşenleri sahip çıktı. yaklaşık 40 kişi geldi ve ağaçların altındaki gölgeliklere oturdular. Grup halindeydiler, bizimle konuşmuyorlardı. Yanlarına gidip konuşmaya çalıştım. Parktaki durumu anlattım. Nerede çalıştıklarını sordum. “İETT’de çalışıyoruz, öğle tatili için geldik” dediler. O sırada parkın içine çevik kuvvet geldi ve bu 40 kişi de ayağa kalkıp “kaldırın bunları” diye bağırmaya başladı. Etrafta sadece bir çadır vardı. İtiş kakış başladı. Bizi tekmeleyip itmeye başladılar, çadırı söküyorlardı. Çevik kuvvet hareketlendi ama müdahale etmedi. Biz 100150 kişi kadardık. Duyup ne oldu diye bakmaya gelenler vardı, örgütlü biçimde orada değildik. Sonra 40 kişilik “İETT çalışanı” grup geri çekildi. Sonra Talimhane tarafından kepçeler gelmeye başladı. Herkes aşağı indi. 45 mimarlık öğrencisi polise “Durun yapmayın” derken polis gaz sıkmaya başladı. İnşaat firması yetkilileri o koşullarda çalışamayacaklarını gördüler ve 11.30 civarında geri çekildiler. Kepçeler girdi, ağaçları söküyorlar Bu sırada projeye onay veren koruma kurulu kararının iptal ettirecek davayı açan Taksim Gezi Parkı Derneği kuruldu. Dernek toplantılarını havalar el verdiği sürece Gezi Parkı’ndaki çay bahçesinde yapmaya başladı. Tüm Türkiye’yi ayağa kaldıran “35 ağacın” kesilmesi olayından da derneğin 27 Mayıs 2013 akşamı çay bahçesinde yaptığı toplantıyla haberdar olduk. Dernek üyeleri toplantı sonrası evlerine giderken 22.00 sıralarında iş makinelerine gördüler. Derneğin üyesi olan mimar Cem Tüzün’e de o akşamki toplantıya katılan arkadaşlarından biri aradı ve “Gezi Parkı’na kepçeler girdi, ağaçları söküyorlar” diye haber verdi. Olay birkaç kişiye daha haber verildi. Cem Tüzün, olayı duyar duymaz Cihangir’deki evinden taksiyle birkaç dakika içinde Gezi Parkı’na geldi. Parkta iki kişinin ağaçlara sarılarak yıkımı engellemeye çalıştıklarını gördü. Dernekten 6 kişi de etrafta çalışmayı durdurmaya çalışıyordu. Yani parkta toplam 8 kişi vardı, Cem Tüzün de 9. kişi oldu. O gece sonrasındaki 2 gün boyunca olanları olayların birinci dereceden tanığı Cem Tüzün’ün ağzından aktaralım: l Gezi Parkı’na doğru giderken eşime ve kızıma mail adresimden parka kepçelerin girdiğini, üye olduğum mail gruplarına bildirmelerini istemiştim. O tarihte Twitter kullanmıyordum. Haberi onlar duyurdular. Tepkimiz üzerine çalışmayı durdurdular ve “Sabah 7’de polis ile geri döneceğiz” diyerek gittiler. Sosyal paylaşım sitelerinden duyuru yapılınca insanlar parka gelmeye başladı ve o gece dönüşümlü olarak en az 500 kişi geldi. Ben de sabaha kadar kaldım. Yapıcı’ya 2 tüp gaz l Öğleye doğru 200 kadar daha polis geldi. Bu kez polis kordon oluşturdu ve içinde İETT çalışanları öğle tatilinde! l Ertesi gün yani 28 Mayıs’ta parktan çıkıp yapılan çalışmayla ilgili koruma kuruluna başvuruda bulundum. Sonra Gezi Parkı’na geri döndüm. Saat 11.00 gibi bizim dışımızda kalanları zor kullanarak atmaya başladı. Bu sırada Mücella Yapıcı yerde gördüğü bir bez pankartın üzerine oturdu, “Ben de burada oturacağım” dedi. İETT’de çalıştığını söyleyen siviller bu bezi uçlarında tutup silkelediler. Yapıcı 34 metre yuvarlandı. Kargaşa anında Mücella Yapıcı, Ceylan Otel önünde kazı yapan kepçelerin yanına gidip bir ağaca sarılıp yere oturdu. Mücella Yapıcı’yı oradan kaldırmak için 2 polis gidip biber gazı sıkmaya başladı. Neredeyse iki tüp gaz boşalttılar yüzüne. Gaz artık yüzünde sıvı haline gelip akmaya başladı. Güç bela Yapıcı’nın yanına gittim ve sarıldım. Bu kez sivil polisler geldi, “Allah aşkına bu teyzeyi alın. Zarar vermek istemiyoruz” dediler. Mücella Yapıcı o sırada kendinde değildi. Birileri daha yardım etti, karga tulumba polis müdahalesi olmayan bir yere taşıdık. Mücella o anları hatırlamıyor. l İtiş kakıştan sonra kordon genişledi. Biz parkın içine itildik. HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile CHP milllevekilleri Kadir Öğüt ve Gürsel Tekin ile Gülseren Onanç geldi. Önder bir süre polislere yaptıklarının yasal olmadığını anlatmaya çalıştı ama dinletemedi. Öfke artmaya başladı. Önder sonunda kalkanları aşıp dozerlerin yanına gitmeyi başardı. Kepçenin önüne gitti ve durdurdu. l Daha sonra 50 kişi parkta çadır kurarak nöbet tutmaya başladı. Polisin, 30 Mayıs günü sabah erken saatlerde çadırları yakması çevre eylemini bir direnişe çevirdi. 31 Mayıs sabahı polis biber gazı ve tazyikli suyu vahşice kullanmaya başladı. Sayıları gittikçe artan eylemciler gece evlerine gitmeyerek sokaklarda polisle çatıştı. Ve 1 Haziran’da polis parkı çatışarak terk etti. zeminde destek görüyordu. Fakat o günden sonra bizlerin orada gördüğü şiddete karşı toplumun vicdanının sokağa çıktığını ve yapılanları özellikle de şiddeti protesto etmeye başladığını gördük. 31 Mayıs gecesinden sonra Gezi Parkı Direnişi yalnızca bizlerin değil, sözü olan herkesin hareketi haline geldi. Özellikle karşılaşılan anti demokratik uygulamalar ve söylemler insanların sokağa çıkıp tümünü dile getirmelerine neden oldu. Bu nedenle direniş tüm ülkeye ve tüm topluma yayılarak herkesin sahip çıkacağı bir hareket halini aldı. Sizce Gezi eylemleri, son bir yılda Türkiye’yi nasıl değiştirdi, bundan sonra nasıl etkileyecek? Gezi son bir yılda siyasi olarak ya da sosyolojik olarak çok belirgin bir iz ortaya koymadı. Koymasını beklemek de hayalcilikten öte değildir. Çünkü böylesine büyük toplumsal hareketler birdenbire değişimleri ortaya koymaz. Özellikle de siyaset arenasında. Ama insanlar o gün siyasete önemli bir ders verdiler, bize rağmen, çoğulcu bir söylemle kimlikler üzerine kurgulu bu siyasi anlayış siyasetin her cephesinde değişmeli dediler. Bunun siyasete yansımasını kısa vadede görmeyeceğiz ama ileriki süreçte bu değişimleri yaşıyacağız. Siyasette görünen başarının devamı görüntüsü de bu anlamda yanıltıcıdır. Daha önce 68 öğrenci hareketi sonrası Fransa siyaseti de benzer bir örnek yaşadı. Öğrenci hareketi sonrasında mevcut iktidar, toplumun yaşanacak iktidar değişiminden, değişim söyleminden ve istikrarın bozulmasından korkması sonucu daha büyük bir oran ile sandıktan çıktı. Fakat hemen ardından büyük düşüşler başladı. Bizde de benzer bir korku ve refleksin hâkim olduğunu ama mutlaka yakın bir tarihte bunun yansımaları olacağını düşünüyorum. Kısacası Gezi Direnişi sonrası artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear